02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2002 PAZA DIZI Son anayasa değişikliği hariç ölüm cezası ile ilgili değişiklikleri Türkiye kendi iradesiyle yaptı Türkiyeadımlannı Avaıpa Birliği içinatmadı frTürkiye ve dünyaçja * ölürn cezası -4- frof.Dr. Melımef Semih Gemolmoz Amerlkan Devletlerl Belgelerl Amerikan Insan Haklan SözJeşmesi- nin Ölüm Cezasını Kaldıran Protokolü: 8.6.1990 tarihinde kabul edilen ve onaylayan katılan devletler bakımından veonJararasında bu işlemi yaptıklan ta- rihte yürürlüge giren "Amerikan İnsan Hıklan Sözleşmesinin Ölüm Cezasının Kıldınlmasına İlişkin Protokolü "ne (Madde l) göre. *Bu protokolün tara- fi de\letier. kendi yargı yetki alanlann- da \e kendi yargı >etkilerine tabi bulu- nan hiç kimse hakkında ölüm cezası u>- gulamay acaklardır." Bununla bırlikte. gerek MSHS'îkın- cı Seçmeli Protokol gerekse AİHS Pro- tokol No.6 düzenlemelerine benzerma- hiyette, onaylamakatılma zamanında tarafdevletler. "ıriuslararasıhukukauy- gun olarak, savaş zamanında. çok ciddi askeri nitetikli bir suç için. ölüm cezası uvgnlama hakkmı saklı rutabilirier." Gö- rüldüğü üzere. bu belgede de "banşza- maıu - savaş zamanı" ikiciliği esas alı- nan düzenleme vardır. Yine. dikkati çek- miş olmalıdır ki, Amerikan Protokolü. AÎHS'Protokol No.6'dan ziyade. MSHSİkinci Seçmeli Protokol'edaha yakındır. Zira. ölüm cezası verilebilme- sine ilişkin olası istisna için. münhası- ran "savaş zamanında işlenen" ("yakuı savaş tehükesi'" hali tanınmıyor), "çok ciddi nitetiklT "aslseri suç" kategorisi ya- ratılmıştır. Dünyada ölüm cezasının lcaldırılması BM Genel Sekreteri'nin. BM Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyo- nu'nun 10. toplantısına sunduğu 29. 3.2001 tarihli rapora göre, dünya ölçe- ğinde ölüm cezasının kaldınlması doğ- rultusundaki hareket ve bunun siirmek- te olduğu olgusu belirgındir ve etkile- yici mahiyettedır. BM Genel Sekreten'nin. başta dev- letlerden olmak üzere çeşitli kaynaklar- dan yararianarak hazırladığı kapsamlı ra- porda. Aralık 2000 tarihi itibanyla: - Ölüm cezasını yüriirlükte tutan ve uygulayan devletlerin toplam sayısı 71'dir;' - Ölüm cezasını "bütün sırçlar bakı- mından kaJdmnış'* olan devletlerin top- lam sayısı 76'dır: - Ölüm cezasını "sadece adi suçlar bakımından kaldırnuş" olan devletlerin toplam sayısı 11 'dir: - Ölüm cezasını saklı tutmakla birlik- te bu cezalan infaz etmeyen ve bu se- beple "de facto kaldırmış" kategorisin- de mütalaa edilen dev letlerin sayısı 36dır. (Türkiye. 1984 sonundan ıtibaren in- fazlan askıya alrruş olduğundan. rapor- da, bu gruba dahil edilmiştir). Yukandaki veriler ikı somut sonucu çıkarmaya elvermektedir. Birincisi, ölüm cezasını yürürlükte tutan ve uygulayan devletlerin sayısı, bunu "dejnre yâhut de facto kakhnuT devletlerin sayısından azdır. O halde, Türkiye'de bazı çevrelerin bilinçli bir sapürma ile kamuoyuna sunmak istedik- leri ve dünyada ölüm cezasını mahdut sayıda devletin kaldırdığı ya da uygu- lamadığı şeklindeki açıklamalann ger- Tablo 6 özelinde akılda tutulması gereken bir husus, Amerikan devletleri örgütü üyesi olup ölüm cezasını da iç hukukunda kaldırmış bulunan bazı devletler vardır ki, bunJar henüz, yukandaki protokole taraf olma işlemini tamamlamamışlardır. Buna karşılık, BM MSHS/ Ikin- ci Seçmeli Protokolü'nü onaylamışlardır. Somutlaştır- mak gerekirse, örneğin, Kolombiya 5.7.1997 tarihinde MSHS'îkinci Seçmeli Protokol'e katılma yoluyla taraf olmuştur; ancak, Amerikan protokolünü onaylamamış- tır. Yahut, örneğin, Kanada, 1976'da adi suçlarda ve 1998'de bütün suçlar bakımından ölüm cezasını kaldır- mış bulunan bir devlettir, ama henüz ne BM protokolü- nü ne de Amerikan protokolünü onaylamıştır. Kendi ulusal hukuk düzenleri içinde ölüm cezasını bütün suç- lar için ilga eden bölge devletlerinden bazılan Bolivya (1997), Dominik Cumhunyeri (1966), Haiti (1987), Pa- raguay (1992), Uruguay (1907), Venezüella 'dır (1863). Bu örnekler kanıtlamaktadır ki, Tablo 6 'da yer alan devletlerin sayısı, ADÖ sistemi içinde ölüm cezasmı kal- dırmış bulunanlann sayısından çok daha düşüktür. Hatta dikkati çekmek gerekir ki, dünya ölçeğinde ele alın- dığında, ADÖ sistemine dahil devletler topluluğu, ölüm cezasının kayda değer sayıda devlet tarafindan kaldı- rılmış bulunduğu bir birimdir. Bu devletler, iç hukukta gerekli reformu gerçekleştirmekle, bölgesel ya da ulus- lararası belgelere taraf olma işlemJeri sürecuıde somut adım atmışlardır. TABL06 Arnerikan İnsan Haklan Sözleşmesinin Ölüm Cezasını Kaldıran Protokolüne Taraf Devletler Protokole Taraf Ohnaya İlişkin İşlem Yapan DevfetJer Costa Rıca Ekvador Nikaragua Panama Paraguay Uruguay Venezüella trnza koyma Onayiatma tarihi tarihi 28.8.1991 26.5. 1998 27.8.1990 15.4. 1998 3ÖT8İ99Ö~^ 9TTT99<r 26.11.1990 28.8. 1991 1999 2.10.1990 4.4.1994 25.9.1990 6.10. 1993 çekle ilgisi yoktur, bütünüyle yanıltma amaçlıdır. Ikincisı, evrensel düzlemde ölüm ce- zasının kaldınlması yönünde "istikrar- h bir geüşinT bulunduğu anlaşılmakta- dır. Bu ikıncı çıkanmı pekıştirmek üze- re. BM Genel Sekreteri 'nin anılan rapo- runda yer alan şu bilgiyi de belirtmek yararh olacaktır: 1985'ten Aralık 2000 tarihıne dek geçen evrede, ölüm ceza- sını kaldıran devletlerin toplam sayısı 46"dır. Daha da çarpıcı olan husus, söz konusu 46 devletten 44'ünün. ölüm ce- zasını "bütün suçlar bakımından kakür- ımş" olmalandır. sadece 2 si. yalnızca "adi suçlar için kaldırmış" durumdadır. Demek ki. global düzlemde görülen eği- lim. bir yanda genel olarak, ölüm ceza- sının kaldınlması doğrultusunda iken öte yanda da özel olarak, ölüm cezası- nın her tür suç bakımından kaldınlma- sı şeklinde açığa çıkmaktadır. Dünyada. özellikle 1980'lerin başla- nndan günümüze dek geçen evTede be- lirginleşen v e yadsmması olanaksız ha- le gelen ölüm cezası karşıtı güçlü birolu- şum bulunmaktadır. Bu oluşum. artık sadece ölüm ceza- sına karşı çıkan hükümetler-dışı örgüt- ler ya da insan haklan çevrelennde di- le getirilen ve savunulan dilek ve giri- şımlenn ötesine geçildiğıni de kanıtla- makradır. Devletlerin kurduklan ulusla- rarası ve bölgesel örgütler. genel ya da özel nitelikli çok sayıda insan haklan bel- geleri üretmektedirler. Bunlann kayda değer bir bölümü. taraflar için hukuk- sal açıdan bağlayıcı sözleşmelerdir. Bazı diğer hak kategorileri eksenin- de de gözlendiği gibi. yaşam hakkı ek- seninde ölüm cezasuıın kaldınlmasına özgülenen sözleşmeler protokoller de çıkanlmıştır. Sürecin aşamalan şöyle olmuştur: Önce, genel nitelikli insan haklan sözleşmelerinde. ölüm cezası is- tisnasıyla birlıkte yaşam hakkı tanın- mıştır. Bu istisna da bir dizi kayıtlama- lara tabi tutulmustur. Ikinci aşama, ölüm cezasının, savaş zamanı ve/ veya yakın savaş tehlikesi hallerinde bu cezanın saklı tutulabilmesi olanağı tanınarak ba- nş zamanı bakımından kaldınlmasını düzenleyen belgelerin üretilmesi olmuş- tur. Ve nihayet üçüncü ve sonuncu aşa- ma, ölüm cezasının her koşulda, yani hiç- bir istisna tanınmaksızın kaldınlmasına ilişkin olan belgelerin çıkanlmasıdu". Uluslararası ve bölgesel düzeydeki bu gelişme, hiç kuşkusuz. egemen dev- letlerin ulusal hukuk sistemlerinde bu alanda gerçekleştirdikleri gelişmelere dayanmaktadır ve onun ulusalüstü düz- lemde yansımasıdır. Ulusal ölçekte ölüm cezası meselesi, şu gelişim eğrisini iz- lemiştir: Önce. ölüm cezasını öngören suçlann sayısında aşamalı olarak azal- ma kaydedılmeye başlanmıştır. Yani za- man içinde. bazı suçlar. ölüm cezasını gerektiren suç kategorisinden çıkanl- mıştır. Hatta o kadar ki, bunlar ya hür- riyeti bağlayıcı suçlar haline dönüştürül- müştür ya da daha seyrek olmakla bir- likte. tamamen suç olmaktan çıkanl- mıştır. Ikincı aşama. Türkiye'deki tartış- malarda hemen hemen üzerinde hiç du- rulmayan v e fakat meselenın önemli bo- yutlanndan birini teşkıl eden. "zonın- lu ölüm cezası verümesi r alanının daral- tılması olmuştur. Bunun anlamı. belli suçlar için. yar- gılama yapan makama. suçunsuçlulu- ğun tespıti halinde ölüm cezasına hük- metmek dışuıda seçenek bırakmayan suc/ceza formülleştirmelerindengiderek kaçınılmava başlanmasıdır. Böylelikle. yargı makamına, \airiirfukteki düzenle- melere uygun olarak ve aranan şartlar mevcut ise ölüm cezası istemli bir da- vada suçu sabit görülen kişiyi ölüm dı- şındakı bir cezayla cezalandırabilme olanağı ve esneklıği tanınmıştır. Sözü bu- raya düşürmüşken ekleyelim ki. Türk hu- kuk düzeninde. kayda değer sayıda suç için zorunlu ölüm cezası bulunmakta- dır. Üçüncü aşama. ulusal yargı yerle- rinin ölüm cezasına hükmeune yoğun- luğunda giderek azalan bir eğrinin gö- rülmeye başlanmasıdır. Dördüncü aşa- ma. ölüm cezası ınfazlannın askıva alın- maya başlanmasıdır. Bu aşamada aslın- da mevzuatta ölüm cezası yüriirliiktedir. yargı yerlerince verilmiş ve kesinleş- 12 Eylül 1980 darbesinden sonra araJannda Seyit Konuk. Ibrahim Etem Coşkun ve Necati Vardar'ın da bulunduğu 48 sol görüşlü gencin ölüm cezası infaz edildi miş hükümler de mevcuttur: ancak ni- hai infaz iradesi her ülkenın kendi sis- temine göre farkJı olan yetkili makam- ca (ömeğin, Türkiye'de parlamento) ure- tilmemektedır yahut devlet başkanı ya da parlamento, infazlann durdurulma- sına dair moratoryum ilan etmektedir. Beşınci aşama. ulusal mevzuatta ölüm cezasının. genellikle önce adi suçlar ba- kımından olmak üzere. büriinüvlekal- dınlması olmuştur. Ve altıncı ve sonun- cu aşama. hiçbır ıstisnava mahal bırak- maksızın ölüm cezasının ulusal mevzu- attan çıkanlmasıdır. Türkiye özeli üzerinde düşünüldü- ğünde, ulusal mevzuatımızda ölüm ce- zasını öngören yasalar ve çok sayıda hüküm bulunduğu bılınmektedır (Türk Ceza Kanunu. Askeri Ceza Kanunu. Kaçakçıhğın Men ve Takıbine Dair Ka- nun ve Orman Kanunu'nda. sırasıyla 13. 26, 1 ve 1 olmak üzere toplam 41 maddede ölüm cezası yaptınmı geç- mektedir). Cumhunyet tarihi boyunca ölüm cezası infazlannın yapıldığı da bir gerçektır (yaptığımız araştuinaya göre. 1920-1985 arasmda TBMM. "toplam 717 hükümlünün ölüm cezalannın in- fazına ilişkin karar kanun üretmiştir). Buna karşıhk, son kırk yıllık dönem dikkate alındığında. sivil parlamento- nun. infaz istenci üretmekte oldukça is- teksiz olduğunu tespıt etmek mümkün- dür. Gerçekten de rejimın askeri müda- halelerle kesintiye uğradığı de facto ev - redekiler ile o istısnai iklimin etkileri- nin fazlasıyla hissedılmeye devam etti- ği ızleyen dönemler içinde üretilen in- faz istençieri a>n rutulacak olursa. in- faz kararlannın pek üretilmediği de ta- rihsel gerçeğimizdir. Nitekim, 27 Ma- yıs 1960rejimi içinde 25:12 Mart 197] rejiminde 17 ve 12 Eylül 1980rejimin- de 48 olmak üzere. topfam 90 mahkû- mun ölüm cezalan infaz edilmiştir. Fi- ili rejimi ızleyen sivil rejim evTesi bağ- lamında ise 27 Mayıs rejimi sonrası (1961-1964 dönemi)45 ve 12 Eylül re- jimi sonrası (1984) 2 olmak üzere. top- lam 47 mahkûmun cezası yerine getiril- miştir. Buna karşıhk TBMM. şu evre- lerde, ölüm cezası istencıni ortaya ko- yan işlem yapmamıştır: 1) 6.7.1964 -16. 7.1971 =1 yıl, 10 gün; 2) 7.5.1972 - 8.10.1980 = 8 yıl. 5 ay, 1 gün: 3) 26.10. 1984 - 26.3.2002 = 17 yıf. 5 ay. Bu ve- rilere göre, 1964 ile 2002 arasındaki 38 yıllık toplam sürenin. 22 yıl. 10 ay ve 11 günlük kısmında TBMiM infaz ka- nunu çıkarmamıştır. Öte yanda. ceza mevzuatımızda aşa- mah olarak ölüm cezası öngören suçla- nn sayısında azalma sonucunu doğuran yasa değişikliklerinı de parlamentomuz üretmiştir. 21.1 i. 1990 tarih \ e 3679 sa- yılı kanun ile TCK'de yapılan değişik- likler ve yukanda değınılen 3.10.2001 tarih ve 4709 sayılı kanunla anayasada yapılan değişiklıkler bu gelişmenın en somut kanıtlandır. Türkiye. sadece zamarüaması bakımnı- dan düşünerek son anayasa değışıkliğı- ni bir yana koyacak olursak. bütün bu adımlan. Avrupa Birliği'ne üyelık me- selesi daha gündeme bile gelmeden ön- ce, egemen ve saygm bir devlet olarak tamamen özgür iradesiyle kendiliğin- den atmıştır. Bu sıfat ve konum ortadan kalmış değildir ve kalkmayacaktır. Cumhuriyet devrimının demokrasi- ye ve insan haklanna bağlılık ve onu ku- rumsallaştınp yetkinleştırme temel he- defi hiçbırzaman bırakılmamıştır. Lye- sı bulunduğumuz Avrupa Konseyi aile- si içinde ölüm cezası kaldınlmıştır. Üye olmak ıstencini açıkladığımız Avrupa Birliği içinde de keza ölüm cezası bu- lunmamaktadır. Komşulanmızdan. tran. Irak ve Suriye'de ölüm cezası yürürlük- tedir. Buna karşıhk. yine komşulanmız- dan Azerbaycan, Ermenistan. Bulgaris- tan. Yunanistan ve Kıbns'ta bu ceza il- ga edilmiştir. İÎTTİ GÖLCÜK İCRA DAİRESÎ'NDEN MEMOJLÜN AÇIK AKITIRMAİLANI DosyaNo: 200L3132 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıvmetleri yazılı mal- lar satışa çıkanlmıştır. Birinci arttırma 9/5/2002 günü saat 14.00-14.10'da Atatürk Bulvan Tan Ye- mek Fabrikası Ihsaniye/Gölcük'te yapılacak ve o günü kıymetlerinin yüzde 75'ine istekli bulunmadığı takdirde 10/5 2002 günü aynı yer ve saatte 2. art- tırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki. arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulmasmın ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alâcaklımn toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çev irme ve paylann paylaştırma masraflannı geçmesinin şart olduğu. mahcuzun satış be- deli üzerinde yüzde oranında KDV'nin ahcıya aıt olacağı ve satış şartna- mesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiğı takdirde şartname- nin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgı almak isteyenlerin yu- kanda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur. 9/5/2002 Muhanunen kıymeti lira: 6.000.000.000 Adedi: 1 Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikJeri): 41 E 5492 pİakalı 1997 model kasalı kamyonet. Basın: 21693 KUŞADASISULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2001 303KararNo: 2002 96 Davacı Mahmut Akkale ve ark. vekili tarafindan davalı Elmas Akkale aleyhıne açılan dava konusu Kuşadası ılçesı Hacıfeyzullah Mah. Kemerönü mevkiı 1734 ada I par^elde kayıtlı 2 216 arsa paylı 1. blok 1. katta mesken mteliğınde- kı 3 No'lu bağımsız bölümün taraflar arabindaki ortaklığı- nın satîş yolu ile gidenlmesi davasının mahkememizde ya- pılan yargılaması sonucunda davacılann da\asının kabulü ile davaya konu 3 No'lu bağımsız bölümün taraflar arasın- daki ortaklıgınm sanş yolu ile gıdenlmesıne satış bedelinin taraflara Şışli 2. Sulh Hukuk Mahkemesfnın 31.7.1991 ta- rih ve 1991 842-836 karar sayılı veraset ılammda belırtılı hisselen oranında ödenmesıne karar venlmiştır. Da\a dı- lekçesi davalı Elmas Akkale'ye ılanen teblığ dılmış ol- makla, da\a)ının karara karşı dıyeceklerını vazılı olarak mahkememize bildırmesı, karan temyız etmek ıstedıği tak- dirde ışbu ılanın tebliğinden ıtibaren 8 gün içinde temviz dilekçesıni mahkememize ibraz etmesı veya bulunduğu yer mahkemesı kanalıvla mahkememize göndermesı. aksı tak- dirde temyız ısteminden sarfmazar etmış ia>ılacagı ve ka- rann kesınleşecegi ilanen tebliğ olunur. 4.4 2002 Basın: 21667 ÇORUM 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2001 399-434.435 Davacılar Mustafa Velipaşaoğlu ve arkadaşları vekili Av. Vecdet Celal Kılıç tarafindan davalılar Şevket Velipaşaoğlu ve arkadaşlan hakkında mah- kememizde açılan Çorum ıli Saray köyü parsei 140'ta kayıtlı 3750 m2'lik taşınmaz. aynı köy Çoluş mevkii parsei 1949'da kayıtlı 11091 m2'l'ik aynı mevkii 1956 parsei, 143.800 m2'lik taşınmazlann satılarak ortaklığın gidenlmesi için mahkememizde açılan davanın yapılan açık duruşmasında verilen ara karan gereğince; Davalı A. Atilla Velipaşaoğlu'nun uzun aramala- ra rağmen adresi tespıt edilemediğinden, ilanen teb- liğine karar verilmiş olmakla. ışbu davanın duruş- ması 9-52002 günü saat 09.35'e bırakılmış olup duruşma gününde bızzat duruşmaya gelmeniz veya kendınızı bir vekille temsil ettirmeniz. duruşmaya gelmedığiniz ve kendinizı bir vekille temsil ettirme- diğiniz takdırde duruşmanızın yokluğunda yapıla- cağı hususu teblığ olunur. Basın: 8525 Bakan Metin Bostancıoğlu: KöyEnstitülerinin kapatılması toplum suçudur ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanı Metin Bostanaoğlu, Köy Enstitüleri'nin Anadolu insanını bin yıllık uykudan uyanduan bir demokrasi hareketi olduğunu belirterek kapatılmasının cumhuriyet dönemi kalkuıma çabalanna indirilen en ağır darbe olduğunu söyledi. Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfi, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Türk Hukuk Kurumu'nun düzenledıği "Köy Enstifüleri" konulu panel dün gerçekleştirildi. Panelın başlangıcında bir konuşma yapan Türk Hukuk Kurumu üyesi Tayyar Selçuk. Bostancıoğlu hakkında Meclis soruşturması açılmasmı eleşrirerek "Soruşturma önergesi, demokrank rejimin güwncesi olan laik eğitimi yok etme çabasınm yeni bir başkaldın dene>idir. Ancak başaramazlar" dedi. Panelın açılış konuşmasını yapan Bostancıoğlu ise eğitimde • Bakan Bostancıoğlu Köy Enstitüleri sistemini. bugün yatılı ilköğretim bölge okullannda yaşatmaya çalıştıklannı belirtti. firsat eşitliğinin sağlanmasında Köy Enstitülerinin taşıdığı öneme işaret ederek tt Köy EnstitüJeriıün kapablması olayı, cumhuriyet dönemi uygariık. eğitim ve tophunsal kalkuıma çabalanna indirilen en ağır darbe ve topluma karşı işlenmiş ağır bir toplum suçudur" dedi. Bostancıoğlu, Köy Enstitüleri sistemini, bugün yatılı ilköğretim bölge okullannda yaşatmaya çaiıştıklanm belirtti. Bu okullardaki öğrenciJeri, Köy Enstitüleri felsefesiyle yetişrirmeye çalıştıklaruıı ifade eden Bostancıoğlu, u £n büyük eksiğimiz ise o günün he%ecanı" diye konuşru. Bostancıoğlu konuşmasını. u Hiç kimse, Türkhe Cumhurryeti'ni, \iice Atatürk'ün bize manevi mirası olan bilim ve aklın a> dınlatüğı yoidan ayıranid)acak ve cumhuriyet ilelebet var olacaktjr" sözleriyle noktaladı. Daha sonra Türk Hukuk Kurumu Başkanı Yekta Güngör Özden'in yÖnettiği panele geçildi. Eğıtimci-yazar Osman Boiuhı, Köy Ensn'tüleri'nin kapatılması ile eğitimdeki reform harekerinin tersine çevrildiğini belirterek "Cumhurryet ve Atatürk'e açılan kan davası hâlâ sürmektedir" dedi. ,.i • KÖYENSTİTÜLÜLERlBtLDlRlSl: Din seçmeli ders olarak okutulsun tZMİR (Cumburiyet Ege Bürosu) - Yeni Kuşak Köy Ensrihjlüleri Derneği zorunlu din derslerinin kaldınlarak seçmeli okutuhnasuu ıstedi. Bildiride, zorunlu din derslerinin kalduılarak seçmeli okutulmasj, yerine iş-teknik dersleri konması ve çocuklann bu dönem içerisinde Kuran kurslanna gönderilmemesi gerektiği bildirildi. Yeni Kuşak Köy Enstitülüleri Derneği'nce 17-19 Nisan tarihleri arasmda "Köy Ensirüleri Aydınlanması Işığı Altında Eğitimde Yeni AravTşlar" başhğı altmda, Izmir Sanat'ta gerçekJeştirilen atölye çalışmalan ve tartışmalar sonunda bir bildiri yayımlandı. Bildiride, Milli Eğitim Bakanhğı'nm yeniden yapılandınlarak ı daha etkin hale getirilmesi ve herkese parasız, karma ve Jaik eğitim olanağı sağlanması istendi. Cumhuriyetin tüm kazammlanna sahip çıkıhnasımn önemine değınılen bildiride, yabancı dilde eğitimin bir an önce kaldmlması da istendi. Bildiride, "Köy Enstitülerinin ulusal ve devrimci • Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, din derslerinin yerine iş-teknik derslerinin konması ve çocuklann Kuran kursuna gönderilmemesini istedi. yaraıianılarak eğitimde ulusal dilin vetkinleştirilerek kuDanıbnası için rünı öniemler ahnmabdır. tlk ve ortaöğretim sisteminde gençlerimiz, tüm düma dillerine açüırrun sağknacafı bir dtl öğrenim şansına eriştirflmeKdir" göriişüne yer verildi. Milli Eğitim Bakanhğı ve YÖK'ün eğitim politikalan ile karar süreçlerinde özel okul ve özel üniversitelerin etkin olmaması gerektiğinin vıırgulandığı bildiride "YÖK, içseUeştirilmiş demokrasi değerieri ve özerk-demokratik üniversite kavTamlarry la tekrar sorgulanmalıdır* denildi. Taşunalı eğitimin eleştirildiği bildiride, en küçük yerleşim yerlerinde bile cumhuriyetin eğitim lcurumlannın ve öğretmenlerinin bulundurulması gereği vurgulandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle