Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2002 PA2AR
12 PAZAR KONUGU
Orman Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan ile Türkiye 'nin dinmeyenyarası üzerine konuştu
S Ö Y I E Ş İ : LEYLA TAVŞANOĞLU
Orman, Türkive'nin kanı dinmeyen yarası. Ya yangınlar çıkar
ormanlar kül olur, ya kendine tarım alanı açmaya çalışan aklı kısa
köylü ağaçlan çatır çatır yakar ya da kimileh güzelim ağaçlık
alanlara göz diker ve burayı talan etmeye bakarîar; ardından da
oraları beton ormamna dönüşîürürler. Hükümetler özel ormanlarda
yüzde 6 yapdaşmaya izin verir. Ama insammızın endazesi olmadığı
için ensesi kalınları da arkasına alıp bu yapdaşmayı yüzde 90 ın
üzerine çıkanvehr. Orman Bakanhğı 'nın vetki ve sorumlulukları
içinde av veyaban hayatı düzenlemek vardır. Amayine birileri kendi
rantlannı kollamakya da canlı öldürmek duvgularını tatmin uğruna
avcdığı altüst etnıek isterler. Bu işlerden çıkarı olanlar bir türlü işin
peşini bırakmazlar. Öte yandan bakanlık bürokraûan, yöneticileri,
bakanın kendisi, altüst edilmek istenen düzenlemeleri yerliyerine
oturtmaya çalışır. Çok zorluklarla dolu bir sektördür ormancıhk; çok
özveri ister. Orman Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan bu nokîaya dikkat
çekerken ormancıhktan kimlerin nasıl rant kapmaya çahştıklarım
söyledi. Çağan. yangın söndürme helikopterlerini aldırtmak için
birilerinin basında nasıl kulis yaptıklarım da anlattı. Çağan,
bunların da ötesinde, başta Kazakistan Cumhurbaşkam Nur Sultan
Nazarbayev olmak üzere Türki Cumhuriyetlerin cumhurbaşkanlarına.
eski cumhurbaşkam Süleyman Demirel ve Dışişleri Bakanhğı
kararıyla orman alanlarmdan arazi tahsis edildiğini de açıkladı.
Av konusu
her zaman
tartısılacak
- Okuduklarımdan sı'ze sorayınu Bu der-
gilerde bu eğitimin aldatmaca olduğu ya-
Zilı—
- Bunu diyenler, zamanında göreve talip ol-
muşlardı. Fakat bir anda iki-üç kişıyi genel
müdür yapamazsınız. Ben, en ehliyetli oldu-
ğunu düşündüğüm kişiyi genel müdür yap-
tım. Bu genel müdür hakkmda da "12 EyKH
sonrası gözarana ahnmıştı. MfT raporu var"
gibi sözler söyledıler. Ama ben böyle şeyle-
re aldırmam. Sizin söyleşi yaptığınız kişi bu
tür itirazlarda da bulundu.
Burada başka faktörler var. Yoksa av ve ya-
ban hayatı ya da milli parklarla ilgili bir iti-
raz yok. Var gibi görünen itirazlar başka ko-
nulann yansıması olarak ortaya çıkıyor.
- Avla ilgili neden bu kadar büyük kav-
galar kopuyor?
- Av konusunda büyük kavgalar kopan-
yorlar da şunu tartışmıyorlar:
Av olmalı mı, olmamalı mı?
O zaman tartışmalar benim için daha say-
gıdeğer olacak. Üç gün, dört gün tarhşması
yapıyorlar. Avcıyı doğa düşmanı gibi gör-
memek gerek. Avcıyı eğitmek gerekiyor. Ye-
ni genel müdürümüz eğitime büyük önem ver-
di. Avcılık, koruma-kuHanma dengesi için-
de yapılması gereken bir faaliyet. Bu çerçe-
vede. yararlanan öder, ilkesine göre çeşitli ma-
li yükümlülükJer av için harcanmak üzere
döner sermaye bütçesine kaydedildi. Katılım
sağlandı. Başta, avlaklann bulunduğu orman
köyleri ya da orman olmayan köyler var.
Bunlann yararlanması sağlandı. Aslında du-
rum, ıleri sürülen savlardan farklı. Avcı da
mutlu, köylü de mutlu. Bana sorarsanız, kuş-
lar da mutlu. Onlann üremesi için de faali-
yetlenmiz gayet yoğun sürüyor. Bakın, ben
görevi devraldığım zaman iki genel müdür-
lük ölü durumdaydı; hiç çalışmıyordu.
- Hangi genel müdürlüklerdi bunlar?
- Bin ORKÖY Genel Müdürlüğü, öbürü
de Milli Parklar, Av ve Yaban Hayatı Genel
Müdürlüğü. Öbür iki genel müdürJük, Ağaç-
landırma Genel Müdürlüğü ve Orman Genel
Müdürlüğü ise çok kökiü bir geçmişe daya-
h olduklan için çok iyi çalışıyorlardı.
Ağaçlandırma ve Orman Genel müdürlük-
lerindeki ivme kayda değer olmayabilir. Ama
Milli Parklar ve ORKÖY Genel müdürlük-
lerinde ivmeyi ayağa kaldırdık.
- Antalya çevresinde, milli park alanı
içinde bir orman alanının Kazakistan Dev-
let Başkanı Xur Sultan Sazarbayev 'e ke-
diye edildiği doğru mu?
- Hayır. hediye etme değil... Türki Cum-
huriyetlere Dışişleri Bakanlığı ve dönemin
cumhurbaşkam Süleyman Demirel tarafın-
dan bu sözlerverilmış. Yerleri de belirlenmiş.
Devlet sözüdür bu... Bunu çok vahim birdu-
rum olarak da görmemek lazım. Oralar o ki-
şilere verilmeseydi üzerlerine dev beton bi-
nalarotel olarak yükselecekti. Bundan hiç şiip-
heniz ohnasm. Türki Çumhuriyetlerle ilişkı-
leri geliştirmek için bunlaryapılmış. Şunu söy-
leyebilirim: Bunun güvenceleri benden ön-
ce verilmişti. Belki oralarda gözleri olanlar
bu işten çok rahatsız oldular. Şunu eklemek
istiyorum. Ben orman alanından bir tane bi-
le turizm tahsisi yapmadım. Aynca hiçbir
üniversiteye tahsis yapmadım. Üniversite
tahsislerinde, resmi ya da vakıf olsun şöyle
bir sılantıyla karşılaşıyorsunuz: Önce bir fa-
külte kurmak için tahsis ahyorlar, ondan son-
ra genişliyorlar. Üniversitenin doğal yapısı ge-
reği yayılma eğilimi gösteriyorlar. Ondan
sonra da o orman alanı mahvoluyor. O ba-
kımdan iki alandan tahsis yapmamaya özel
özen gösterdim. Birisi üniversite, öbürü tu-
rizm tahsisi. Sadece bir tahsisi deprem böl-
gesinde. Kocaeli Üniversitesi'neyaptım. Ona
da, "Siviltoplumkuruluşlanndan onaygetir-
mezsenizvermem" dedim. Deprem açısından
üniversitenin yerinin değişmesi gerekiyor-
du. Sivil toplum kuruluşlanndan onay getir-
diler, verdim. O nedenle tek istisna Kocaeli
Üniversitesi'dir.
-DSİ'ninymnlışpolitikasıyüzünden Muğ-
la çevresindekisığla ormanlarının kuruma
tehlikesiyle karşı karşıya olduğu haberle-
ri var. Bir de bu ormanlara birilerinin iş-
tahlanmn kabardığı söyleniyor...
- Şimdiye kadar birçok yere iştah kabarmış-
tır. Ama bizim dönemimizde bunlar sonuç-
suz kalnuştır. Tam tersine, îstanbul'da 1140
hektarlık daha önce verilmiş bir alan, teftiş
yaptınlarak geri almmıştır.
Aynca bu dönemde yanan alanlann yeni-
den ağaçlandınlmasma büyük duyariılık gös-
terilmiştir. ÇevTedekiler hiçbir yanan alanm
kazanımuıı sağlayamamıştır. Bu konuda çok
hassasız. O nedenle kökeni maliye müfetti-
şi olan bir arkadaşımızı da Orman Bakanlı-
ğı 'na müsteşar olarak getirdim. Bu karar or-
mancılann önce tepkisini aldı, ama daha son-
ra da "tyi olmuş" dediler.
Ormancılıktan rant
.^apmaya çalışanlarvar-Sizin Orman Bakanlığı 'nageldikten sonra ara-
zi mafyasıyla mücadele iddianız vardı. Bu konuda
neleryaptyorsunuz?
- Bir kere îstanbul'dakı 2B alanlannın hepsıni tef-
tişe aldık. tkincisi, kaçak inşaaflan yıkmaya başladık.
Lüks olanlardan başlayın. talımatını verdik. Bu yer-
lere belki 20 yıldır dokunulmamıştı. Bazı itirazlar ol-
du. "Şukişisizin partiüniz" dediler "OndanbaşJayın''
dedım. Ilk orası yıkıldıktan sonra fazla bir tepkı gel-
medı. Basuu çok sık eleştiriyoruz, ama burada bası-
na teşekkür etmek gerekiyor. Eskıden basuı istismar
ederdı. Hem gazeteler, hem televizyonlar yıkım ye-
rinde bağıran çağıran insanlann görüntülerini verir-
lerdi Bunu yapmadılar Yani Türkiye'debasındaol-
gunlaşıyor. Özellikle çevre konulanndaki duyariılık
basma da yansımış durumda. Orman yanguılarında da
gayet duyarlı bir basın var. Ama duyarlı basının yanı
sıra ticaret yapmak ısteyen basuı da var. Basının için-
de helıkopter satmak isteyenlerin ajanlan da var.
- Yangın söndürmehelikopterleri alımı konusu ne
oldu? Bir aralık çok yoğun biçimde bu helikopter-
lerin alınması için kulisyapılıyordu...
- Bızun dönemde onlar da hayal kınklığına uğradı-
lar. Bir basın toplantısıyla bu kişi-
leri deşıfre de ettım. Benim bakan-
lığımın bınncı, bıraz da ıkinci yı-
lında belJi birtakım şeyleri empo-
ze etmek ıstıyorlardı. Bir de
u
an>
fibik" denılen su atan Kanada uçak-
lan var. Onlann basında temsilcı-
len bayağı fazla. Onlar çok zorla-
dılar. Fakat Türkiye'de 26 bin hek-
tar orman alanının yandığı 2000
yılında ortaya öyle bir manzara çık-
tı ki, onlann sesleri soluklan kesil-
dı.
- Nasıl oldu bu?
- Çünkü bu uçaklar engebeli ara-
zıye uymuyor. Bir de, Yunanıstan
bunlardanbirfiloalmıştı. İki uçak-
lan düştü.
Bu uçaklan, kiralama ya da sat-
ma biçımınde gündeme getirmışler-
dı. Bu uçaklan aldırmak için kulis
yapanlar bizi sıkıştırarak da, başka
yollardan da olsa buradaki kararla-
n etkileyemeyecelderini anladılar.
Artık öyle bir sıkıntımız da kalma-
dı.
- Peki, ormanyangınları konusunda başka ne gi-
bi önlemler alıyorsunuz?
- Bız, orman yangınlan konusunda gözle görülme-
yen bir şeyler yaptık. Bütün araç gereci üç katı arttır-
dık. Bu çahşmalar sırasında da kendi reklamımızı hiç
yapmadık. Orman yangınlannı yerden söndürmek
Türkiye'de çok etkıli oldu. Zaten Türkiye yıllardır, or-
man yangınlannı söndürmede Akdeniz bölgesının en
başanlı ülkesi. Bunu ben değil, BM Gıda ve Tanm Ör-
gütü (FAO) rakamlan söjlüyor. Hatta 26 bın hektar
orman alanının yandığı 2000 yılında bıle Türkıye bu
alanda en başanlı ülkeydı. O yıl müthış bir kuraklık
\ardı ve ufacık Yunanistan'da 300 bin hektar orman
alanı yandı; bırçok Balkan ülkesinde bu yüzden sıkı-
yönetim ilan edildı. Türkiye'de ormancılar çok bı-
linçli. Orman sektörü öbürlerine kıyasla daha geliş-
miş bir sektördür. Orman fakültesi çok köklü bir fa-
kültedir. Ormancılann artısı bu; mesleklerini seviyor-
lar, çok iyi çalışıyorlar. Eksileri de müthiş politize ol-
malan. Içişlen BakanhğYyla hem orman yangınlany-
la mücadele hem de av ve yaban hayatını düzenleme-
yi öngören bir protokol yaptık. Bu Sayın Sadettin
Tantan'ın Içişleri Bakanlığı dönemınde oidu. Çok da
etkıli uygulandı.
Dumansız plknllc
- Bir de sizin
u
dumansızpiknik" slogammz var...
- Evet. TBMM'de bazı MHP'li mıllenekıllen, or-
man alanlannda ateş yakılmaması uygulamasının so-
na erdınlmesıni ıstediler, "Arükbarbekmeizin verin"
dediler Ben de. "Türk töresüıde açık havada ızgara
\apmak voktur. Ze>1myağ]] dolnıa yemek vardır" de-
dım. Zaten piknik ateşinden çıkan omıan yangınlan-
nuı oranı yaklaşık yüzde 20 dolayında. Yanı orman
alanında ateş yakmayı yasaklayarak birçırpıda orman
yangını tehlıkesının yüzde 20'sıni ortadan kaldınyor-
sunuz. Bu uygulamayı örneğin Bursa ili çok iyi yap-
tı. Aluıan önlemlerle geçen yıl son 10 yılın ortalama-
suıın yansı ölçüsünde orman alanı yandı. Oysa geçen
yıl rekor ölçüde orman yangını çıkmıştı.
-Anızyakmayla etkili biçimde mücadele edilebi-
liyormu?
- Anız yakmayla mücadelede de jandannanın gü-
cunden yararlanmamız söz konusu. Bunun dışında
Türk Silahlı Kuv\'etleri'nden orman >angınlannda
çok yararlanıyoruz. Imamlar bile bu konuda yardım-
cı oluyorlar Orneğin Balıkesir'de bir ımam, namaz sı-
rasında orman yangını çıktığını göriince cemaate na-
mazı kesip yangınla mücadeleye koşmalannı söyle-
dı. Bunun gibi olaylar oluyor. Topyekûn bir bılinçlen-
me gözlenıyor. Ormana duyarlılık çok arttı. Bunun da
ürünlen alınıyor. Çocuklar bu konuda çok duyarlılar.
Ama onlardan şıkâyetim de var. Ayvalık'takı Şeyian
Sofrası yangını iki çocuğun manfetiydi. "Biz burayı
yakarsak helikopter geür, onu görürüz" diye ormanı
yakmışlardı.
Bakanlığm güzel kampları var
- Bir de ormancıhk örgütüne aitpek çok binanın
bomboş durduğu söyleniyor. Hatta bes yıldızh otel
görünümündeki binalann bakımsızlıktan çok kötü
durumda olduklan eleştirileri var.
- Evet, dışandan beş yıldızlı otel gibi duruyorlar. Iç-
lerine girdiğinız zaman ıkı yıldır inıyor.
Orman Bakanlığı'nın çok güzel kamplan var. Ben
göreve geldiğımden bu yana bu kamplara tek bır mil-
letvekilini sokmadım. Artık bu kamplara hep orman-
cılar gidiyor. Çünkü bazı dönemlerde bu kamplarda
hıçormancı olmazmış. Millet\ekıllenne. "Sizekamp
veremhoruz. Ama misafirhanegibi tesisJerimizvar. İs-
tersenizoralaragidin*" dıyorum. Ama. bu misafırha-
neler, demin söylediğim gibi, dışandan beş yıldızlı otel
gibi. Içlerine girdığiniz zaman ıkı yıldıza düşüyor
Bütçede tasarnıf tedbırlen >"üzünden oralara para har-
bui köy-kente temel oluşturulabilecek tesıslerdır.
- Siz böyle söylüyorsunuz, ama Orman Bakanlı-
ğı 'nın uygulamalan çok eleştiriliyor..
- Tabiı. onun başka nedenlen var..
- Yoksa burada çok mu rant var?
- Olmaz olur mu
1
' Çok rant var...
- Av nedeniyle silah tacirleri ve yandaşlarının
gözlerini diktikieri rantlar mı?
- Yok, o değil. Benim aklım yıne kıyılara. oradaki
orman arazılerine gıttı Avda rant yok da çok ılgınç
kişiler var. Ranttan çok, psıkolojik meseleler... Bıraz
da aralannda eğlenıyorlar
Biz hepsıni dınlıyoruz, ama bildığımızi yapıyoruz.
- Bir de bakanlığm TEMA Vakfı yla imzaladığı
birprotokol var. Bu protokol ne getiriyor, ne götü-
rüyor?
- TEMA VakfTyla ılişkılerimızde zaman zaman
onlar bizı eleştinyor. zaman zaman da biz onlan eleş-
tıri\oruz. Onlann bızi eleştu-diklen konu zeytınle ıl-
gılenmemiz. Bizım onlan eleştırdığimız konu ıse top-
ladıklan paralan çok saydam olarak açıklamamalan.
Bu paralan çok saydam olarak açıklamalan lazım. On-
larla dörtyıllık bır protokol ımzalanmıştı. Ama yatı-
Prof. Dr. NAMt ÇAĞAN
1947Amasya doğumlu. AÜHukuk
Fakültesi'ni bitirdikten sonra Amsterdam
CniversitesiAvrupa Enstitüsü'ndeyüksek
lisans, AÜHukuk Fakültesi'nde doktora
yaptu AÜSiyasal Bilgiler Fakültesi'nde dekan
yardımcılığı, Basın Yayın Yüksekokulu ve
ODTÜ'de öğretim üyeliğigörevlerinde
bulundu. Siyasete 1991 seçimlerinde DSP'den
mületvekili seçilerek girdL Ancak, kısa süre
sonraparti içi demokrasi olmamasını
eleştirerek SHP'yegeçti. SHP'nin CHP'yle
birlesmesi sürecinde muhalifler arasındayer
aldı. 1995 seçimlerinde DSP 'yegeçerek
İstanbut mületvekili seçildL Daha önce
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak
görev aldı. 1998 seçimlerinden sonra da
Orman Bakanı oldu.
canamıyor
- Bir de ORKÖY Projesi vardı.
- Orman ışleme üretme kooperatıflen tamamıyla ölüy-
dü. Onlan benim gibi maliyeci olan bakanlık müste-
şanyla bırlikte ayağa kaldırdık. Sultan Dağı eteklen
Türkive'nin meyve cennetidir. Oralarda en az beş kö-
yün birlesmesi şartını koştuk.
Sultan Dağı'nın bın Konya, öbürü Afyon tarafında
olmak üzere ıkı kooperatıf kuruldu. Soğuk hava te-
sıslen kurulması için kooperatifleri kredilendirdik.
Bunlar trilyonlan aşan tesisler. Bursa'da pek çok zey-
tın salamura tesisi. Bergama'da olağanüstü bır man-
dıra ve fıstık çamı kırma tesısı yaptırdık. Bunlann her
nlan paralarla otuz yılda bıtirilecek bir protokol de-
ğildi Biz de onlara yeri geldiği zaman eleştınlerimı-
zi \apı\oruz.
-OğrendiğimegöreönümüzdekiayMerkezAvKo-
misyonu toplanacak. O toplantıda avalığı düzenle-
yen yeni kararlar alınmasımn söz konusu olacağı
söyleniyor. Yaptlan birtakımyanlışlannyeni karar-
larla düzeltileceği belirtiliyor. Bu konuda biraz bil-
gi verir misiniz?
- Merkez Av Kornisyonu'nun oluşumu, toplantıla-
n zaten yasayla bellidir. Bızım o konudakı takdıryet-
kimız sınırlı. Merkez Av Komisyonu, yasanın öngör-
düğü biçimde oluşur Onun dışında alınan kararlar
bir anlamda rutindır, bir anlamda da o yılın özelliği-
ne göre değişıklik gösterebılir. Bız, Kara Avcılığı Ya-
sası'nda bir değışiklık öngördük. Bu değışiklikler
TBMM Tanm Orman Köyışlen Komısjonu'nda oy-
bırliğiyle geçti. Muhalefetin yasa tasansında önerdı-
ği akla u>gım değışiklıkleri biz de kabul ettik. Ama
uluslararası anlaşmalar, AB normlan doğrulrusunda-
ki noktalarda ödün vemediler, onlan koruduk. Onla-
nn dışında akla uygun değişiklikleri yaptık.
Kuşların yüzde 7O'I ava kapalı
- Kara avalığı süresi haftada dört güne çıkanl-
mıştu Bu da kimilerince eieştirilmişti. Şimdi bu ka-
rardan dönülüyor mu?
- Bir avcı kı haftanın dört günü ava gitsın. Gıtmez.
Ama şu anda daha ne olacağı belli değil. Ne olacağı-
nı Merkez Av Komisyonu toplantısı belırler Önceden
bır kararla komisyon açılmaz. O bakımdan orada ne
karar verilır
0
Şu anda biz bilmiyoruz. Pek tabıı kı ba-
zı önenlerimız olacaktır. Av yasağı olan türler zaten
çok. Kuşlann yüzde 70'i ava zaten kapalı. Kara A\-
cılığı Yasası gayet modern esaslar getinyor. AVTU-
pa'da avcılıkta en gelışmiş ülke olan Macanstan'a gıt-
tim. Orada yeni bır yasa kabul edılmişti. O yasayı ve
AB normlannı temel alarak bizım tasanyı baştan ha-
zırladık
TBMM Komisyonu'nda da, muhalefetin de oybır-
lığıyle geçınldı Hatta muhalefet bunun temel yasa ol-
masını kendısı önerdı. Arada tartısılacak bazı nokta-
lar var. Ama öyle de çözseniz, böyle de çözseniz eleş-
tiri çekecek
- Avcıların eğitimi ne olacak? Pek çok av dergi-
sinde bu eğitim kurslarıyla ilgili eleştiri yazıları
okuyorum... Bu yazılarda, "Böyle avcılık eğitimi
mi olur" deniliyor...
- Haksızlık ediyorlar. Avcılann eğitimi konusunda
ilkciddi adımı artık. Milli Eğitim Bakanlığı "ylabu ko-
nuda protokol imzaladık. Herkes ıtiraz ediyor da ne-
resıne itıraz ettiğını soylemiyor Çok güzel de bir ki-
tap yayımladık temel avcılık eğitimi konusunda...
Fındığa
alternatif
aranıyor
- Kızılağaç Ormanları neden or-
man alanı olmaktan çıkarıldı?
- Kızılağaç. Karadeniz Bölgesi'nde
yayılan ve hızla gelişen rürlerden bıri-
si. Aym kavak gibi... Kavak gibi kızı-
lağaç da ekonomık ve orman özelliği
bakımından farkgöstermeyen birağaç
türü. Yetiştinlmesinde, kesilmesüıde,
taşınmasında sadece orman ağacı sa-
yıldığı için sıkmtı var. Kişiler özel ta-
pulu arazilerinde bu çok ekonomık
olan ağacı orman ağacı sayıldığı ve bir
sürii kısıt gehnldıği için yetiştıremiyor-
lar. O bakımdan bu karar alındı. Böy-
lece kişiler kendi özel tapulu arazile-
rinde bu ağacı yetiştirecekler. Bunun
taşınmasında bile sıkıntı var. Bölgede
şimdı fındığa alternatif aranıyor. Ben
Karadeniz halkıyla görüşmeden önce
aksi görüşteydim. Bu konuda orman-
cılar çok keskın biçimde ikıye aynh-
yorlar. Çok değerli bir bılim adamı ve
ormancı olan önceki müsteşanmızın,
Orman Bakanlığı 'ndaki araştırma bi-
rimlerinın görüşlenni aldım. Tartış-
tım. Tartıştıktan sonra da karan o yön-
de verdim. Halkın da zaten talebi o
yöndeydı. Ama ormancılıkta halkın
her talebi karşılanmaz. Bunu biliyorum.
Yine de kızılağaç konusundaki talep-
leri haklıydı. Buna rağmen onun da
talebi yetmezdi. Ormancıhk açısından
durumun ne olduğunu iyice araştırma-
dan bu karan vermiş değilim.
- Sizin bakanlığınızdan çok önce
Türkiye 'nin tek kestane ormanları
olan Yalovayakınlanndaki ormanlık
alanınyapılaşmaya açılması konusu-
nu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Oralan 2B alanlar dediğimiz tür-
den. Kestane ağaçlan meyvelı ağaçlar-
dan sayıhyor. Bır de zeytin ağaçlan
var. Onu da anlatacağım.
Zeytinde yeni düzenleme yapmadık.
Orman ıçi açıklıklara, orman arazisi sa-
yılan, fakat üzerınde ağaç bulunmayan
toprak alanlanna zeytrn ağaçlandırma-
sı yapılmasım öngören 1997 tarihli se-
ferberlik yasası \ar. Ben göre\e gelir
gelmez, köy tüzelkışiliklerine özel
ağaçlandırma yaptıracağız. teşvik ve-
receğız. buna karşılık özel kışilere ver-
meyeceğız, dedik. Biz mevcut düzen-
lemeyi bir sıvıl toplum kuruluşunu da
yanımrza alarak. çıft denetimle, sıfir ya-
pılaşma koşuluyla yürürüyoruz. Özel
ağaçlandırma alana bir nimet değil,
bir külfet. Ama zeytin özel ağaçlandır-
masında hem ülke ekonomısıne bir
katkı var, hem bireysel katkı var hem
de çorak olan toprağın yani orman içi
açıklıklann ağaçlandınlması var. Bu,
erozyon bakımından da yararlı. TE-
MA Vakfı buna karşı çıktı, ama daha
önce onaylıyordu. Burada yeni bir dü-
zenleme getırmıyoruz, yapılaşmava ön-
leme bakımından çift denetim getin-
yoruz. Protokolle Tanş'in denetimi
devreye giriyor. Katıhmcıhk da böy-
lece gelıyor. Çünkü köylü işin içinde.
Yani ıtirazlann çoğu ciddi değil.
- Bir de ormanlann talanına yol
açan, özel ormanları yapılaşmaya
açan yasa var. O ne olacak?
- Özel ormaniarda yüzde 6 yapılaş-
maya izin veren yasa değil mi? Ama
oralarda yapılaşma yüzde 9O'ı aşmış
durumda. Mahkemelerden de kararla-
n çıkarttırmışlar.
- İstanbul'da, Beykoz'un üstünde
özelSaip Molla Ormanı bu orman ta-
lanına en güzel örnek...
- Evet. O özel tapulu ormanlarda
yüzde 6 yapılaşmaya ızın verihnişken
bu yapılaşma oranı yüzde 90'ın üze-
rine çıktı. Zamanında belediyelerden
onay almışlardır. Orman Bakanlığı
mahkemeye başvurmuş. Ama mahke-
meden de lehJerine karar almışlar. tş
kapanmış. Kesin hüküm verilmiş. Be-
nim orada yapabileceğim hiçbu- şey
kalmamış durumda. Benim şımdi ya-
pacağım, oralarda ek yapılaşmalann
önünü kesmek. Onu da kesiyoruz za-
ten. Ben her özel ormanın özel rapo-
runu aldım. Şu anda sizin meslektaş-
lannızın meselesi var, ama Orman
Bakanlığı olarak yüzde 6'nın üzerin-
de yapılaşmaya izin vermiyoruz. Bu
bakanlığa artık hatır gönül girmıyor.
- İstanbul'da Beykoz 'un arkalann-
daki Türk Basın Birliği arazisini mi
kastediyorsunuz?
- Evet. Ama yüzde 6'dan fazla
yapılaşmaya izin vermeyiz, vermiyoruz.
Bunu laf olsun diye de söylemiyorum.