17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER DEVRİMDEN, EVRİME., TURHAN SELÇUK Emekli Büyükelçi Liljegren: DÜRÜST TABİATLI İSTANBUL EFENDİSİ SL/'S| SİKLİ KTF •HcçzrusniMlS VE i Irak saldınsı ciddi sonuçlar yaratabilir GÜRHANUÇKAN ANKARA/ STOCKHOLM tsveç 'ın öncekı Ankara Büyükelçısı Henrik Liljegren, Türkıye ıle tsveç arasındakı ılışkılerın yenıden gerginleştiği şu günlerde Türkıye'de bulunuyor. Cuma ve cumartesı günlen Ankara'da bazı temaslarda bulunduktan sonra ızlenımlerını Cumhurıyet'e değerlendırdi İsveç Dışışlerı Bakanı AnnaLindh'in Brüksel'de söyledığı sözlere ülkemız basını büyük yer verdı ama İsveç basınında ıkı satırlık haber bıle olmadı. Liljegren, tsveç basınının ılgısızlığını bu satırların yazarından öğrenuıce, bu konuda daha önce söylemış olduğu bir sözü anımsattı: İsveç medyasında Türkıye düzenlı olarak i/lenmıyor. Büyük gazetelerTürkiye'de düzenlı olarak muhabır bulundurma olanağına sahip değil. Basında ender olarak Türkıye'dekı ortamın ve Türk dış polıtıkasının analızıne yer venlıyor. Güneydoğu ve insan haklanyla ılgılı haberlere yer venlıyor. Olumlu gelışmelere yer verılmıyor. Liljegren, İsveç Dışışlen Bakanı Anna Lindh'in Brüksel'de yaptığı konuşmada, Türkiye'nın adını Çin ve Beyaz Rusya gibi ülkelerle aynı kategoride geçırmesı ve daha sonra sözünün o kısma yanlışlıkla konulduğunu söyleyerek Dışışlen Bakanı Isnıail Cem'den dzür dılemesı konusunda Cumhurıyet'e şu yorumu yaptı: Dışışlerı Bakanımızın çevresınde politik danışman denılen bir grubun bulunması, tsveç Dışışlen Bakanlığı ıçın uzun süredirbır ıstırap olmuştur. Bu kışıler resmı demeçlerın formülasyonuna karışmaktalar ve meslekten diplomatlanmız ıçın büyük sorunlar çıkmasına neden olmaktalar. Ben bu son olayın da bu tür bir tıpın gırışımı sonucıı patlak verdığinden kuşkulanıyomm Yoksa ben, daha önce de söyledığım gıbı, Anna Lindh'in başka ülkelerin hükümetlerıyle yapıcı bırdıyaloğun nasıl kurulacağını çok ıyı bildiğine eminim. Henrik Liljegren, Lindh'in sözlerinin yarattığı ortamı Ankara'da yerınden ızledı Yorumu şöyle: Konuştuğum kışılerın ızlenımlerı kanşık. Ancak çoğu, Lindh'in daha sonra Ismaıl Cem'den telefonla özür dıleyıp açıklamada bulunmuş olmasından hoşnut Bazılan da Lindh'in sözlerinin tsveç hükümetının gerçek düşüncelerını ortaya koyduğu görüşünde. Budemeç, olabilecekenkötü zamana rastladı. Çünkü Türkıye 'dekı AB karşıtı güçler şu sıralar tırmanışageçmış durumda. Akademisyen ve dış polıtika u/manı dostum Prof Dr. Ersin Kalaycıoğlu, bana şu yorumda bulundu: "Anna Lindh'in Kürt ulusçu ajandasıÜlkemizde bulunan na geri dönmesi, İsveç'in önceki sankigeleceğegeAnkara Büyükelçisi ri dönüldüğü izHenrik Liljegren, leniminiyarauyor. Dışpolitikajçpoîsveç Dışişleri Bakanı litika öğeleriyle Lindh'in tepki gören yürütülürse, büsözleri ve ABD yük sorunların Başkan Yardımcısı çıkması kaçınılmazdır. tsveçCheney'nin ziyaretini Türkiye Uişkileri Cumhuriyet'e yeniden fırtınalı değerlendirdi. bir döneme gireceğe ben/iyor." Arkadaşımın bu yorumu, Lindh'in Cem'e telefbn etmesınden önce yaptıgmı belırtmem gerek. dBDULCANBAZ IN HARİKULADH MACERALARI 32 KISIM TEKMİLİ BİRDEN v v Tolga Çandar ve Seza Kırgız, 'Aşikâr' adlı ortak albümde îstanbul'un yüreğini seslendirdiler türkü almayı unutma Seza Kırgız: Ruhi Su, opcradan istifa ederek, bağlamayı omzuna alarak çok çilesini çekti bu işin. Kendine özgü yaptı bu işi. Ruhi Su'yu geçmek mümkün değil ama onun taklidini yapmamak lazım. Aslı varkcn niye taklidini dinlesinler? O, büyük yürekliliklc çıkmış, "Ben memleketimin türkülerini söylcycccğim" dcmiş, istifa etmiş. Tolga Çandar: Yoz yabancı kültürlcrin etkisi altında kalmış olan Üçüncü Dünya ülkelcri, kcndi özkaynaklarından harekctle o kültürel dayatmaya, o kültür bombardımanına karşı ayakta kalma savaşı veriyorlar. Amerika'nın emperyalist yayılma politikaları yalnızca ekonomik rcçetelerle gitmiyor ki. Aynı zamanda destek olarak kültür paketleriyle gidiyor. HATtCETlJNCER Anadolu'nun dört bir yanında yakılmıştırda tstanbul'da türkü yakılmamış mıdır? Yok mudur Istanbullıınun türküsii? Bir Türk halk müziği sanatçısı ıle bir opera sanatçısı kültürlerin kesiştiği yerde, Istanbul'da buluştu. Adı neredeyse Ege türkülenyle özdeşleşmiş olan Tolga Çandar ve tiirkülere gönül veren operacılardan Seza Kırgız, "Aşikâr" adlı ortak albümde Istanbul'un yüreğini seslendirdiler. Tolga Çandar'ı, 1985 yılında Eftal Küçük, Erkan Oban, Bahadır Suda'yla birlikte kurduğu Çağdaş Türkü grubuyla tanımıştık: "New Song Movement dediğimiz yeni şarkı, yeni türkü, çağdaş türkü.. Fransızlar 'nouvelle chanson' diyorlar.Güncy Amerika'da Intı Illimani gibi gruplar yapmışlar. Her yabancı yoz değil, ama 'yoz yabancı' özellikle tîresiz söylüyorum. Yoz yabancı kültürierin etkisi altında kalmış olan Üçüncü Dünya ülkeleri, kcndi öz kaynaklanndan hareketle o kültürel dayatmaya, o kültür bombardımanına karşı ayakta kalma savaşı veriyorlar. Amerika'nın emperyalist yayılma politikaları yalnızca ekonomik reçetelerle gitmiyor ki. Aynı zamanda destek olarak kültür paketleriyle gidiyor. O ikisi birlikte zaten ciddi başan kazanıyor." Toroslar'ın güneşl Şilili Inti lllımanı grubunun yeni şarkı hareketinde önemlı bir rolü var: "Aydınlar, 'nedir bizim öz müziğimiz' demişler, çıkmışlar And Dağlan'nda bulmuşlar. Sıcak memleket insanlan olan Ispanyollar, Şili'yi istila ettiklerinde Şilililer And Dağlan'nın tepelerine kaçmışlar. Istilacılar karlı tepelere çıkamamışlar. Yerel kültür And DağlarTnda yaşamış. Onun için grubun adı Inti Illimani, yani 'And Dağlan'nın Güneşı' demek. Bizim de benzeştiğimiz yerler var. Saraya karşı Anadolu isyanlannın büyük bölüınü Pir Sultan, Sıvas, hepsi saraya karşı Anadolu'nun başkaldırısıdır. Türkmenler Toroslar'a kaçmış. Bugün Toroslar'ın tepelerinde buluyorsunuz Pir Sultan deyişlerini,türküleri. Toroslar'ın tepesinde ne ışi var' diyorsunuz. Elmalı Dağlan'ndan, Antalya tepelerinden cumhuriyet dönemine kadar indirememişler. Cumhuriyetin ilk yıllannda dahidüzeindirememişler Toroslar'daki Yörüklcri. Inmcmişler, korkmuşlar. Birilerinin de ' Toroslar' ın Güneşi' diye kurması gerek. Anlayışımız gerçekten birbirine çok benziyor. Biz de o akımdan etkilenip yoz yabancı kültürlerin bombardımanına karşı kcndi özkaynaklanıııızdan hareketle bu besteleri yapmaya çalıştık. Geleneksel tarzımızı, önce kendi mü/igimizi yakalamaya çalıştık. Çağdaş Türk kültür ve sanatının yaratımına katkıda bulunmak son hedefimizdir." des 'in koskoca Bakhalar tragedyasındaki zcybeklerdcn,onlann mü/ikkrindcn söz ediyorum ben. Bugün hâlâ sokaklarda temellerinin altından geçtiğimiz, o eski Anadolıı ııygarlıklanmn bugüne miras bıraktığı zeybeklerden söz ediyorum...Bakhai, zeybekis, kalparis, zeybekis, zeybetiko diye sözcüklerden türeyerek geliyor. O yüzden Ege türküleri değil, Türküleri Ege'nin diyonım." 'Aşikâr' albümünde, neredeyse yalnızca 10 Kasım'lardaTRT'nin "Atatürk'ün sevdiği şarkılar" programlarında dinleycbıldığımiz fstanbul ve Rumelı havalannı buluyoruz. Albüme adını veren "AşikârÇıkayım Gideyim Urumeline" ilk kez yorumlanan bir türkü. Tolga Çandar, ııç yıldır Ankara'dan lstanbul 'a gelıp gıderken bırkaç lstanbul'lakarşılaşmış. Istanbul'undeğişıneyen ya da degişip de artık çok da görülemeyen eskı havasını yakalamaya ça (Fotoğraf: CANEROZTURK) çıkmış. Birazcık da İstanbul'un o dönemki eğlence müziği havasını yansıtan bir müzik doğrusu. Sadece miizikte de değil, sanatın diğer alanlannda da halklann birbirleriyk* etkfleşerek birlikte oluşturduklan bir sanat. Melez kültürlerin, birbirlerini çoğaltarak, birbiıierinin güzel yanlannı ortaya çıkartarak, ama eütizme düşmeden oluşturduklan müzik tarzı olağanüstü güzel ,zengin bir tar/dır." tı: "Operadaysaıuz, yanında başka bir şeyi çok fazla kaldırmıyor. Türkülerle de şöylesine ilgilenmek yetmiyor. lyi bir opera şarkıcısı olmak için kendi kendime sözüm vardı. Aklımı fikrimi ses te\leriy le bozacak kadar uğraşüm. Eğer operaoysanız operada, hangi dalda olursa olsun önce insanın sesinin olması lazım. Onun üstüııe gplcn duygu o scsi güzcllcştiı ir. Solo albümleriınde bir parça opera sanatçısı olduğum fazla biçimde hissediliyor. Yavaş yavaş ben de öğrendim. Türkülcrin çoğu, duygu ağırlıklı. Operadaki gibi ses göstermedim Aşikâr albümünde" Türklye düşmanı güçlü loblcller Hennk Liljegren, son zamanlarda Avrupa'da Türkıye karşıtı veya düşmanı lobı faalıyetlerinin yeniden arttığı görüşünde. Bu konuda düşüncelerini şöyle dıle getırıyor. Bu gelışmelerın dıkkat çeken iki yanı var. tlki, uyuşturucu kaçakçılığı, terorızm ve şantajcılık sonucu kazanılan çok yüksek mıktarlarda kara paranın dolaşımı. lkıncısı, bazı çevrelerın, farklı nedenlerle Türkıye ve genellıkle Israıl ve ABD karşıtı gruplan desteklıyor olması. Bu nefret farklı şekillerde kendını göstenyor. En kaba şeklı, açık teronzm. Bir başka şeklı, Türkiye gerçeklennı tek yönlü olarak gösteren Mıdnıght Express fılmı gıbı şeyler. Türkjye düşmanı gruplann cephanesı, endoktnne etme, gerçek dışı bılgıler yayma, tarih sahtecilığı ve tanhın çarpıtılmasından oluşmakladır. Bu güçler, Avrupa'dakı Türkıye dostu güçlerden çok daha fazla aktıfler Türkiye'nın kendısını, böylesine yoğun bir polıtık enerjıye ve bu boyutta bir nefrete karşı savunması kolay değil Ama ben, Türkiye'nın her haksız saldınya onurlu ve güçlü bir şekilde göğüs gerebıleceğıne ınanıyorum Henrik Lil|egren, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin Ankara ziyaretini de değerlendırdi: "Görüştüğüm birçok kişi, bu /ivarvtin ABD'nin Türkiye'nin Ortadoğu'da ne denli stratejik öneme sahip bir ortak olduğunu göstcrdiği görüşünde. Aynı zamanda, Türk yöncticilcrin, Irak a önceden fazla düşünülmedcn bir saldırı dü/enlenıııesinin yanlış olacağını, diplomatik bir dille Cheney \ye anlatmış olmasından mutlular. Bu da lürkiye'nin, bölgede anlaşmazhklar çıkmasına karşı yatıştırıcı ve istikrar sağlayıcı bir güce sahip olduğunu göstenyor. Türk liderler, Cheney 'ye, bölgede şu anda yapılması gereken en önenıli şey in Ortadogıı anlaşma/Jığının çözümlenmesi olduğu ınesajını verdiler. Ben şahsen, Türk ulusunun sakin bir şekilde ve güçlü bir dayanışma duygusu içinde Cheney'ye, ABD'nin Irak'a saldırmasının Türkiye için telafi edilmesi çok güç ve ciddi politik ve ekonomik sonuçlar yaratabileceğini anlattığı inancındayım." Eğllmez başın glbl Seza Kırgi7'ın seslendırdiği "Altın tasta gül kuruttum amman AJi'm" bir Hatay türküsü olmasına karşın tstanbul'un o dönemdeki müzik yapısına uygunluğuyla Çandar'ın sözettığı etkıleşıme güzel bir örnek. Tolga Çandar, o göklere kadar uzayıp gıdecekmiş gibi gelen sesiyle sözlerini Ömer Bedrettin Uşaklıgirin yazdığı F.fem rürküsünu yorumlarken ilkokul günlenne gıdıyoruz Öğretmenımız "Eğilmez başın gibi/Cökler bulutlu efem" sözlerindeki yüceltmeyi, "Oynayansıncepkenin" derken simlerde yansıyan güneş ışınlarını nasıl da uzun uzun anlatmıştı. Rfem türküsü çalınırken kimın ıçınden kollarını kaldırıp, yere iki diz vurmak ısteği geçmez ki. Çandar, lstanbul ve Rumeli havalarının arasına neden Ege türkülen koymuştu: "Ege'siz olur mu? 'Karaova Düğünü'nü de koyduk Ege'den. Zeybek tarzımn hem ritmiyle, hem çalış şekliyle, hem icra tar/ıyla İstanbul mü/.isycnlerine çok etkisi var. Doğu türkülerinde de Ege'ye benzeyenler vardır." Aşk derdınden doktora düşen âşığın şarkısını Seza Kırgız'dan dinliyomz. "Aman doktor canım doktor derdime bir çare...'' Ankara Devlet Operası sanatçılanndan olan Kırgız, bugüne kadar üç solo türkü albümü yap Ruhi su Türkü söyleyen operacıyla sohbette sözün büyük usta Ruhi Su'ya varması kaçınılmaz "Operadan istifa ederek, bağlamayı omuzuna alarak çok çilesini çekti bu işin. Ruhi Su kendine özgü yaptı bu işi. Ruhi Su'yu geçmek mümkün değil, ama onun taklidini yapmamak la/ım. Aslı varken niye taklidini dinlesinler. O, büyük yüreklilikle çıkmış, 'Ben memleketimin türkülerini söyleyeceğim' demiş, istifa etmiş." Tolga Çandar, sohbete yenıden katılıyor "Eğer bugün Seza Kırgız gibi opera eğitinıi almış insanlar Türk halk müziğine bu şekilde yöneliyorlarsa, bu bizim yıllardır verdiğimiz kavganın küçük küçük sonııçlannı almaya başladığımızın birer göstergesidir." Çandar, Türk halk müzığinın önemıııın artık Batı'da da anlasıldığına değiniyor: "Eskidcn bağlamayı yada kendi türkülerimizi Avrupa'da herhangi bir yerde görmek mümkün değildi. Bugün lstanbul Festivali'ne gelen müzisyenlerC hick Corea da dahil olmak üzere, Türk halk müziği, Türk sanat müziği repertuvarlanmn fotokopisini çektirip çektirip götürüyorlar." Çandar, anılanndan söz ederken eskiden bağlamanın küçümsendiğıni, genç kızların bağlama taşıyan erkcklerle gezmck istemediğini anlatıyor Ama uzaklara gıdıldığınde bağlama baş tacı oluyor: "Bir arkadaşım vardı. Doğrusu halk müziğindcn hiç hoşlanmaz, bağlamanın adını bile etmezdi. Sonra yurtdışına gitti. Onu /iyarete gittiğimde bağlamamı getirip getirmediğimi sordu. İ l a y r o l a ' dedim. Anadolu'dan bir ses duymak istiyormuş. Eğer bir gün uzaklara gidersenizyanını/a türkü almayı unulmayın. Mutlaka la/ım olacak." Ah. eskl İstanbul Eskilerin "Ah, eski lstanbul" dediklerinin ne olduğunu aramış: "Beyoğlu'nda yüriiyorsunuz, her bir kafenin önünden geçerken semah, diğerinden l)oğu türküleri, hoyratlar duyuyorsunuz. Aııadolu tarafına geçiyorsunuz, orada da cok başka bir hava var. Herkes kendi Istanbulu'nu kurmuş burada." Çandar'ın dıkkatı çeken bırkaç tstanbul'dan bırı Osmanlı'nın son yıllanndan Cumhuriyel'in ilk yıllarına sarkan dönemın yaşam tarzı: "O dönemde halklann birbirleriyleetkUeşerek ortaya çıkmış olan türküleri var. O türküler aynı zamanda İ/ıııiı 'in aynı dönemdeki türkülerine de benziyor. tzmir'de de aynı hava var. Kaynaşmış, ortaya bu topraklara özgü bir şey zeybekler Tolga Çandar'ın yaptığı 12 albüm arasında "Türküleri Ege'nin" albümünün yeri ayrı: "Koca bir zeybek kültüründen sözediyoruz. Kuvayı IVIilliye döneminde işgalci devletlere karşı savaşmış o delikanlılan anlatmıyoruz yalnızca. 25003000 yülık Euripi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle