Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2002 PAZAR 14 Aollerim çaput bebeklerim iyatro, sinema ve dizijilm olayının ayrımları olsa da oyuncu olarak, tiyatroyu, sinemayı, hatta dizifilm oyunculuğunu çok büyük ayrımlara sokmuyor Özyağcılar. Oyunculuk anlayışının özünde bir yürek, bir bevin söz konusu. Algdadığı bir olayı, bir rolü veya hikâye içindeki konumunu izleyene en doğru, en sıkıcı olmadan, ukalalık ve alay etmeden yansıtmaya çaba gösteriyor. Daha sıcak ve daha doğaçîama oyunculuğu seven sanatçı, notalı oyunculuğa, disipline edilmeye karşı. GAMZEAKDEMİR 37 yıllık sanal yaşamında tartüjilmaz doğaçlanıa yeteneği, mimik zenginliği, gür sesinde kimi haykırır tarzda çatallayarak yorumladığı özgün mizahi ton, sinemada ve dizilerde katlanarak süregelen tiyatro kökenli eğitinı ve profesyonel disiplinin doğal bilançosu, onlarca nitelikli yapıt ve dalında kült tipleme... lyi adam, kötü adam, saf, uyanık, âyık, hovarda, baba, erıniş... Tiyatro, sinema ve dizi filmlerle geride bıraktığı bu serüveninde farklı farklı karakterlerde göımeye alıştığımız, oyunculuğuyla sözün bittiği yerde bir sanat emekçisi. Erdal Özyağcılar... Türk sinemasının dev yapımları 'Vılanlann Öcü'ndeki performansını, 'Züğürt Ağa'dacanlandırdığı 'Kekeş Salman'ı, Şener Şen, Adilc Naşit, Müjdc Ar, Kemal Sunal, Ayşen GrudVlı köy kent kökenli hikâyelerde çizdıği, giilümsetirken düşündürdüğü tiplemeleri hangimiz unutabildik?. Son yıllarda ağırlığı televizyon dizilerine veren özyağcılar, farklı karakterleri canlandırma geleneğini bu alanda da devam ettiriyor. 'Hayatım Roman'da yardımsever ağa çocuğu; 'Seyahatname'de davulcu; 'lş İştir'de üçkâğıtçı ve iîjijiz bir adam; 'Bizinıkilcr'de ailesine düşkün, biraz içe dönük, sevgi dolu baba 'Şükrii'; 'Şehnaz TangoMa boşandığı eşini asla unulamamış, san gülleriyle aşka âşık 'MuhsiıT; 'Delikanirda ailesinin tüm kadınlarıyla Şişli'dc küçük bir apartmana sığınmış pıyanist şantör 'Ercü'; 'Sevda KonüVda pehlivan eskisi, 'Karakolda Ayna Var'da mahallelerine taşınan pavyon şarkıcısına âşık olan bir bekçi olarak karşımıza çıkan Özyağcılar, son olarak Star televizyonunda yayınılanan 'Bcşik Kertmesi' adlı dizide canlandırdığı mizahi yönü baskın bir masal kahramanı tadındaki, ermiş ruhlu dede 'Aydede'yle karşımızda. 'Tek tlpln adamı defllllm' Ona göre bir kişi oyuncuyum diyorsa ve bu işin okulundan geliyorsa, usta çırak ilişkisiyle de dünyasında bir şeyler algılamışsa her rolü oynayabilmeli ve rolünü değişken hale gctirebilmeli. Herne kadarTürkiye'nin kendi sosyal şartları içinde tek tipin adamı olmak, kisiyi bir yerlere getirir gibi bir kanı olsa da, bu noktada düşüncesi, geçer akçenin ülke kurallarının değil oyuncu kurallannın olduğu yönünde. "Bu iilkcdc hep 'Keldğlan' oynadı, çok şöhretli oldu denilirsc 'Keloğlan'ı oynamak istenıem. İçinde bulunduğunı toplunıun eğer öyle bir kanısı varsa bile ona körü körünc uynıak zorunda hissetmiyorum. I lissettiğinı, aksine toplunıun cn azından o tarafını kırmak, insanlara KULTUR kulturv cumhuriyet.com.tr T X U s t a oyuncu Erdal Özyağcılar'dan, her rolün adamı olabilmenin sırlan OKUMALAMBASI ENİS BATUR Dedi, Dedim dıyorlar, o konuda siz ne diyorsunuz? • Diyorlar, demişlerdi, diyeceklerdir. O konuda da, pek çok başka konuda da, benim bir diyeceğim yok. Diyeceklerimi, öte yandan, bir biçimde değilse başka bir biçimde, her vakit, dile getirmenin yolunu aradım. Metinler kurmak istediğimde, kurmaya çalışırım; bir sözüm varsa, söylemeye; yapabileceğim bir şey varsa, yapmaktan geri durmam. dediler ama, dediklerinde sizin de bir söyleyeceğiniz olmaz mı? • Her seferinde olmaz. Aslına bakılacak olursa, çoğu kez olmaz. Kişi, ötekilerin dile getirmesini beklediklerine değil de, kendi dile getirmek istediklerine bakmalı. Yazıyor, söylüyor, yapıyorsanız bir itiraz alanı açacaksınız demektir. Birileri öfkelenir, reddeder; birileri yaralanır, hor görür; öbürleri beğenmez, eleştirir. Denilecektir, denılegelmiştir. En doğrusu itiraz alanına saygı duymak, dolayısıyla oradan uzak durmak. dediklerinde, siz de diyeceğinizi deseniz, bir söyleşi doğmaz mı oradan, bir açılım yaşanmaz mı? • O(nlar) demiştir, ben dersem, o(nlar) yeniden diyeceklerdir. Bana kalırsa uzar gider kördüğümün iki ucundakı ipler, bazen yeni düğümler de eklenir. Biri(leri)nin Hacıvat'ı ya da Karagöz'ü kesildiğinizi düşünelim bir an için: Incir çekirdeği dolar mı? Üç yıl, yedi yıl sonra dönüp baktığınızda, beyhude zaman yitirmişim, diye düşünmez misiniz? demelerine, demiş olmalarınatepki vermeyi boş çaba görüyor, yerine kendi işinize bakmayı yeğliyorsunuz. Karşıtlıklardan, farklılıklardan yararlanmanın hiç mi anlamı yok sizin gözünüzde? • Karşıtlık, farklılık başka şey; sürtüşme, itişkakış, alım çalım bambaşka şey. Geçmişte, demişlerse benim de bir diyeceğim olurdu. Yıllar, verdiğim tepkilerin çoğunun gereksizliğini gösterdi. önem taşıyan bir konuysa benim için, yaklaşım düşündürücüyse, kalemi elime alırım elbette. Yoksa, herdiyene, her denilene yanıt vermeyi aklımdan geçirmem açıkçası, herkesin düşüncelerine her defasında karşılık verme hakkımın olduğunu da sanmıyorum. dediklerinde bile mi? • Şiirim, yazarlığım, yazınsal kişiliğim hakkında ne denirse densin, ki handiyse her şey denmiştir, yanıt verme hakkımın doğabileceğine inanmıyorum. Buna karşılık, birınin ya da birilerinin düşünceleri yeni kıvılcımlar yaratıyorsa içimde, harekete geçmeme engel olan bir şey yok tabii. de diyebilecekler demek ve sizin susmaktan başka çareniz olmayacak, öyle mü? • Bakın, benimkisi alt tarafı bir görüş; "doğru"yu tekelinde tutanlardan değilim bereket. Yazdıklarım hakkında hiçbir değerlendirmeyi, yorumu yanıtlamayı aklımdan geçirmem. Kitaplarımı yayımlıyorsam, onları maruz bırakmayı göze almışım demektir. Yazdıklarımın önemli, yol açıcı, iyi, özgün olduğu da söylenmiştir; okunaksız, züppe, zararlı, sıfır olduğu da. Hangisinin doğru olduğuna ben karar veremem ki. denildiğinde, niye karşı çıkmayasınız peki? • Karşı çıkan çıkıyor zaten. Yazar, beni böyle değerlendiremezsiniz, diyebiliyor. Gelgelelim, öyle değerlendirilmiş bir kere; kayıtlara geçmiş. Başka türlü de değerlendirilecek, o da kayıtlara geçecek. önemli olan şu, burada: Sağlıklı bireleştiri ortamı var da, orada sağlıksız bir eleştirel yaklaşım mı ortaya çıkmış? Kimse, Türkiye'de sağlıklı, derin, ufuklu ve donanımlı bir eleştiri aygıtı olduğunu ileri süremiyor. Dün, biri çıkmış, bir şairin 60 yıllık serüvenini bir çırpıda haklamış, komşuları da buna kıskıs gülmüş; eh, şimdi de sıra onlara gelmiş, doğal. denilebilecek kısacası, böyle mi yorumlamalıyız? • Her dilin yazınında büyük, dönüştürücü yapıtlara; iyi, önemli yapıtlara; düzgün ama minör yapıtlara; bir de sıradan yapıtlara rastlanır. Sanırım, bir tek bizim yazınımız için geçerli değil bu. Kim söyleyecek kötü, minör, kalıcı yanı olmayan ürünlerin hangileri olduğunu? Ben, herkesin bunu söylemeye hakkı olduğunu görüyorum: Çünkü o hak, öteki yazarlar için kullanıldığında sorun yok da, bizim metinlerimiz söz konusuysa, kimseye verilmeye yanaşılmıyor. denilebilir mi ama: Her şeyin bir yeri, bir dile getirılme biçimi yok mudur, olmamalı mıdır? • Bizim edebiyat ortamımız her vakit bir yargılama) mekânı, bir kanaat kürsüsü oldu. Temellendirme alışkanlığı, terazilı davranma geleneği oluşmadı. Geçenlerde bir doktora tezi geldi önüme, olgun kuşak şairlerimizden birinin özgün olmadığını, yabancı şairlerin neredeyse birebir çevirisi sayılabileceğini savlayan bir çalışma. Küçük bir sorun vardı oysa: Doktora sahibi tek kelime yabancı dil bilmiyordu. Bir görme özürlünün resim eleştirmeni olması gibi birdurum. Bu örnek, bence sıradışı bir olayı yansıtmıyor, içinde bulunduğumuz kültürel bütünlüğün ortalamasını simgeliyor. Yargı(lama) ve kanaat egemense, bunun yeri olmaz ayrıea: Her yerdedir. T ERDAL ÖZYAĞCILAR, 'Bcşik Kertmesi'ndeki 'Aydedc' karakterini, yaşı bilinmcyen, uzun saçı ve sakalı, hafif çatlaklığı, sevimliligivle, delimsirek, duygusal, mizahi rarafıyla bir form, bir masal kahramanı, 'Nasrettin Iloca'dan da 'Gandalf 'tan da sanki izlcr taşıyan karma birkaraktcr olarak niteliyor. bir sanatçımn farklı rollerde de aynı şekilde sevilebilcceğinin altını çiznıek zorıııula olduğum. Bu iliklerimde hissettiğim bir duygu". Oyunculuğun özünde yürek saklı Kendisi gibi düşünmeyenleri ise kınamıyor Özyağcılar. Ne de olsa oyuncunun, oyunculuğun macerası, tadı, güzelliği bu. Bugüne kadar canlandırdığı tüm karakterleri, rolleri küçük çaput bebckleri gibi. Çocuksu bir tutkuyla onlarla oynayacak önce. Onları çok sevecek. Tek bebeğe, aynı bebeğe kalmamalı. Son bebeği ise 'AydedeV "Oynadıgım yeni bir bebegim var şinıdi. Kaç yaşında olduğu bilinmeyen, uzun saçı ve sakalı, hafif çatlaklığı, sevimliliğiyle, delimsirek, duygusal, mizahi taıafıyla bir form Aydede \ Bir masal kahramaıa Bu noktada bir Nasreddin Hoca'danda, 'Yüzüklerin Efendisi'ndeki' (iandal t" tan da sanki izler taşıyan karma bir karakter." Tiyatro, sinema ve dizi film olayının ayrımları olsa da oyuncu olarak, tiyatroyu, sinemayı, hatta dizi film oyunculuğunu çok büyük ayrımlara sokmuyor Özyağcılar. Oyunculuk anlayışının özünde bir yürek, bir beyin söz konusu. Algıladığı bir olayı, bir rolü veya hikâye içindeki konumunu izleyene en doğru, en sıkıcı olmadan, ukalalık ve alay etmeden yansıtmaya çaba gösteriyor. Bu onun için tiyatroda da böyle sinemada ya da dizi filmde de böyle. Ardından "Her zaman bir rolü veya bir sahnedeki o duy}»umu tekrar tekrar oynayacak kadar profesyoııel olnıadığımı söylerim" derken daha sıcak ve daha doğaçîama oyunculuğu sevdiğinin, notalı oyunculuğu, disipline edilmeyi sevmediğinin altını çiziyor. Doğrusuyla, yanlışıyla oyunculuğu algılama, kavrama ve aktarma biçimi bu çiinkü. Sadık kalamadığım yârlm: Tiyatro Sanat yolculuğuna tiyatrocıı olmak için çıkan lirdal Özyağcılar'ın beyninde, yüreğinde tiyatro her zaman çok özel bir yerde. Bazı sürtüşmeler yaşadığı tiyatroyu sinema ve dizi filmlerle aldattığını söyleyen Özyağcılar, 'tiyatro yârinc çok sadık bir sevgiliolamadıgT itirafında bulunuyor ardından. " Yüregimde büyüttüğüm tiyatronun 37 yıllık sanat yaşamım boyunca ne yazık ki hâlâ yerine oturmadığını hissediyorum. Hep tiyatro diye birtakım tiyatrocuklann o\ nandıgı, yapıldığı gibi bir lıisse kapıldım. Bıırada ne kişileri, ne kurumları ne de Türkiye'yi sorıımlıı tutnıak isliyorum. Bunda bcnim bireysel sanatçı suçum da, toplıımsal yapının getirdiği sonuçlar da, Türk insanının tiyatroya bakışı ya da Türk yönetenlerinintiyatroyabakışı da etken olabilir. Bilenıiyorum, bir nedenden dolayı özellikle bu son on beş yılda beynim ve yüreğimdeki tiyatroyu tanıamen kaybettim." Ozyağcılar'ın, bu yıl Neşe Çeyiz'in yazdığı 'Mihriban' adlı bir dizi projesi de bulunuyor. Sanatçımn, yaşı geçkince, hayatında hep doğrudürüst birevlilik yapmayı ve 'âşık' olacağı kadınla bir pazar kahvaltısı yapmayı hayal etmiş, hiç aynlmadığı şansosuyla nerede duİ yadaevlenip ayrılmış kadın varsa evlenme vaadiyle kandırıp paralannı yiyen ve hep ama hep aldatan, iflah olmaz bir çapkını canlandıracağı dizi TRT'de yayımlanacak. SANATÇI SENARYO YAZMAKTAN ÇOK SENARYO HİKAYESİ ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIYOR Dizifilm yönetmeyi düşünüyor Kendi içinde dünyada da Tiirkiye'de de birtakım norınları, akınıları olan sinemanın alryapısında belirli bir zaıııanın, ustalann, ustaçırak ilişkisinin, temelde birtakım arayışların, uzun süreler içinde sanatsal kaygıların, dilin oluşnıası söz konusu. Sinema farklı boyutta gdişcn ve gelişmeleri çok çabuk olmayan, belirli yıllara, birtakım oluşumlara, insanlara, insan beynine ihtiyaç fjösterip «elisen bir yürek işi. Bir duruş, yaşama bakış. Geçerli olan senaryoyu da belirleycn yönetmenin dili, dünyaya nasıl baktıgı, dünyaya ne söz söylcdigi. Sinema filmi yönetmek için daha donanımlı olmak, geniş bir zanıana sahip olmak, çekeceğin filnıin sadccc teknik değil duygusal ve beyinsel altyapısını da çok iyi hazırlamak ^trekli. Bu nedenlerle şimdilik sinema filmi yönelnıeyi düşünmüyorum ama dizi film yönetmenliğini düşünüyorum. Daha basit ve kolay olduğu için değil. Dizi film olayında bana uyabilen bir çabııkluk var. Senaryo ve teknik altyapıyı da doğru kurduğun zaman geriye oyunculaıia diyalog kurmak kalıyor ki bu konuda rolü güzel stilize edebilme ve oyuncuya anlatabilmek kalıyor. Tiyatroculuğunıdan gelen bir disiplinle oyuncuya rolünü nasıl oynaması gerektiği konusunda çok büyük yardımlanm olabilir diye düşünüyorum. Dizi film yönetmeııliğini de bundan farklı algılamıyorum sonuçta. Dizifilmdeöncelik senaryodadır. Cast da yönelnıen de soııra gelir. Senaryo yaznıak çok zaman isteyen, yaşamınızın neredeysc tamamını adamanızı gerektiren bir yolculuk. Bu yoğun çalışma programımda buna imkânım olmadığı için sadece senaryo hikâyesi üzerine yoğunlaşıyorum. Daha önccden hikâye bazuıda bir senaryoculuğum var. 'Delikanh' ve 'Sevda Kondu' adlı di/ilerin özgün hikâyesi bana aitti. Ne kadar başarüı olduğum tarbşüır elbette ama ana karakterleri, kilit noktalan, hikâyenin örgüsü, inişleri, çıkışlan yakalayabildiğimi düşünüyorum. 'Beşik Kertmesi 'nin senaryosuyla hiçbir ilgim yok. Sadece bazı önerilcrim oldu ve onlar da değerlendirdiler. Mesela Aydede' Istanbul'a gitmiyordu, şinıdi gitti gibi. ANKARA 22. İCRA DAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇ1K ARTTIRMA İLAINI DosyaNo: 2001/447 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cınsı, kıymetı, adcdi, cvsufı: Ankara Kcviören ilçesi, Kavacık Sııbayevlerı ınahallcsı (Jii/ın sokak 18 kapı nolu binanın bulunduğu yere rastlayan imurın 5482 ada 20 parselinı tcşkıl cdcn 533 m2 tarla vasıflı taşınmazın üzerine ıııju edılcn kâgiı apaılıııaııda 96/1066 arsa paylı 2 kat I I nolu (Fiilen hilırkışilercc 3. kat 11 nolu lesbıl edılmi'j olııp) anlre, salon, 2 oda, mutfak, banyo, wc'den nıütcîjckkıl 55 ın2 kııllanım alanlı mcsken vasıflı ta^ınmaz bir borçtan dolayı açık arttııma sııretiyle satılacaktır. Gayrimenkulün gcniij evsafı dosyada mcvcui bilirkiı^i raporunda açıklanmıştır. Takdir edılcn kıymetı: 30.000.000.000.1 L. % l K.DV alıeıya aittir. Satış ıjartları: I Satış, 06.05.2002 günii saat 15.00'ten LS.IO'a kadaı Ankara Adlıyesi Mc/at Salonunda açık arttırmu suretıylc yapılacak. Bu arttırmada tahmın edıleıı kıymctin yüzde 75'ıni vc rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecnıııunu ve satıy masraflarıni gcçmck şartı ılc ılıale olıımır. Böyle bir bedclle alıcı çıkma/sn, cn (,ok artlıranm taalıhüdü baki kalmak yırtıyla 16.05.2002 güıui aynı yerde aynı saatte ıkiııcı arttırmaya eıkarılacaktır. Ru arttırmada da bu mıktar elde edılememı^se gayriınenkul en cok arltıranın taalıhüdü saklı kalmak ii/ere arttırma ılanında gösterılen müddet sonunda cn çok artlırana ılıale cdileeektıı ^u kadar kı arttırma bcdclmın ıııalın tahmın edılen kıymctının yiizdc 40'ını bulması \e satış isteyenm alaeağına rüçhanı olan alacakların toplamından tazla olması ve bundan baska paraya eevirıne ve paylaijtırma musraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fa/.la bedclle alıcı cıkmazsa satıs talebi düsecektir.2 Arttırmaya iştirak edeeeklerin, tahmın edılcn kıymctin yü/de 2()"sı nıspctinde pey akçesı veya bu mıktar kadar ııııllı bir bankanın temınat meklııbunu vcrmelerı lazımdır. Satış, peşin para ıledır, alıcı ıstcdigınde 20 giinü geçınemck Ü7cre mehıl verılebilir. Tellaliye resmı, ihalc pulu, 1/2 tapu lıare ve masranaıı, KDV alıeıya ailtir. Bırikmis vergiler satış bcdelinden ödenır. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diger ilgililerin (*) bu gayriınenkul ü/erııulekı haklarını hususıylc \av/ ve masrafa daır olan iddialarını dayanagı belgclcrı ıle on beş gün içinde dairemize bıldırmelcrı la/ımdır. Aksı takdırde lıakları lapu sicilı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hane bırakılacaklardır. 4 Ihaleye katılıp daha soııra ihale bedehnı yatırmamak surclıyle ıhalenin feshine sebep olan tüm alıular ve kcfılleıı. teklıf ettikleri bcdel ıle son ihalc bcdelı arasındakı farktan vc diğer zararlardan ve ayrıea lenıerrüt faı/inden müteselsılen mesııl olaeaklardır. Ilıale farkı ve temerrüt faizı ayrıea hiikme lıııeel kalmaksı/ın dairemı/ce tahsıl olunacak, bu fark, varsa öncelikle temıııal bedehndcn ahnacaktır. 5 Şartnamc. ilaıı tarihinden itibareıı hcrkesm görebılmesı ıçııı daırede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıeıya bir örııeği göııdcrılebılır. 6 Satışa iştirak edenlerın şartnameyı görmüş ve münderecatını kabul etnıış sayılacakları, başkaca bılgi alnıak ısteyenlcrin 2001/447 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan oluııur. 04.03.2002 (*) llgılilcr tabirine irtifak hakkı salıipleri de dalııldir. Basııı: 15243 İSTANBUL 5. ASLİYE TİÇARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN Dosya No: 1'«9/339 Duvaeı I ürkıye Vakıllar Bankası I A.O. (ieııel Müdııılüğü \ckih Av. Meltcm Kı/ılkaya larafından davalılar llatıce I ürkkan, /.ehra Akdağ, Aydaıı I ükkan aleyhıne aeılaıı davada, da\alılar lıakkında Ktanbul 6. lcra Müdiırlıığü'ııün 1998' 14336 ve I99X;I4^37 savılı dosyalaııyla yapılaıı takıbe vakı ıtııa/ın ıplalı ıle " ( 4 0 ınkâr ta/nıınatıııııı teleı ı ııalıyla birlikte lahsılı lalcp edılmıştır. Malıkenıemı/ee yapılun yargılumu sonuıula 27 12. 2001 tarılılı I. I W / 1 W K. 2OOI'1613 sayılı karar ıle; l)a\alılaıııı Istanbul 6. lcra MiUlürlüğü'nün I'WX 1 4 ^ 7 sayılı ıcra dosyasına yaplıklan ılııa/ın kısmeıı iptalı ıle tahsılde lekeımr olmamak ü/ere takıbın 5.515. 146.24511 ü/erııulcn dcvanıına, 4.394.320.000 1 I "ye lakıp larıhıtulen ılıbareıı " n l 6 5 tcıııerrüt lai/i, "n5 gider vcrgısı ııygulannıasına, la/la talebın reddıne, " ( 4 0 ınkar la/nııııatı nıtarı olan 2.206.058.49S.1 I 'ııiıı da\alılardan talısılıne, davaeı taıal'ıııdan yapılaıı yargılama gıdcrının ret ve kabul oranına göre 467.505.635. I I ıle kaıar larıhımlekı avııkatlık üeret tunlesı geıeğincc davaeı ıcın lakdıı olıınaıı 601 172 285.II.. ücrctı vckalelın davalılaıdaıı alııııp davacıya ödcnmesınc. 416 945 056 II ilaııı hareındaıı davaeı turarııulan pcşiıı yatırılan 54.349.587.1 I 'nin nıalısubıı ıle gerı kalatı 362.59S.469 11 'nin davalılardan lahsılı ıle lıa/ıneye gelıı kaydına, davalılardan l l a t ı e e l ı i ı k k a n ' ı n Istanbul 6. lera Müdürluğu'iHiıı 1998I4116 sayılı lera dosyasına yaptığı ılıra/ııı kısnıen iptalı ılc t a h s ı l d e t e k e ı ı i ı r o l m a m a k ii/cre t a k ı b ı n 5 5 I 5 . 1 4 6 . 2 4 5 . 1 1 . . ü / e r ı n d c n d c v a m ı n a . ana b o ı ç 4.194.320.000.1 L.'ye takıp tarihinden ıtıbaıeıı " ( ,165 lemcrıut laı/i "/«5 laı/in gider vergisi ııygulannıasına, " ( 4 0 ınkar ta/mıııatı olan 2.206 058.498.'l I 'ııııı tahsılde tekerriır olmamak ii/eıe davalılardan tahsılı ile davacıya veıılmesııiL", avukallık üerel laritcsı gercğınec davaeı leın takdir olıınaıı 603.372.587 I I. 'nin davalıdaıı tahsılı ile davacıya odaımesine, 416 945.056 II ılanı harcındaıı davaeı laıalından peşııı yalırılan 54.359.587.11 'ııııı nıansııbu ıle gcrı kalan 362.595 46911 'nin davalıdaıı tahsılı ıle lıa/ineyc gelir kaydına karar verılmıştır. Dava dılekçcsı davalılara ılanen teblığ edılnıış nldıığundan ısbu lıükünı ü/eliııııı de ılanen lebliği gcrekıııışlır. tşbu ılaıı mahkeıııe ılamı tebhğıne kaıııı olnıak ii/ere, süresındc lcıııyı/ edılmedığı takdııde kesınlcşeceğı meşrııhatıyla ılaıı oluııur. 7.3. 2002 Basın: 15148 ANKARA 7. ASLİYE HUKIIK HÂKİMLİĞİ ^DEN Dosya No: 2001/750 Davaeı brlıan Bıyık tarafından davalı Gülü/ar İJnlü aleyhıne açılan Nafaka davasıııın mahkememi/de yapılaıı yargılaması sırasında verilen ara kararı gereğince: Malazgirt eaddesi, No: 19/3 Ilasköy/Ankara adresındc olduğu bildırılen davalı Ciülüzar Unlü'yc gönderıleıı tebligatın bıla teblığ mde edildiği ve tüm aranıalara rağmen adresı tenıın edilemediğınden adına ılanen tebligat yapılmasına karar verılmış olmakla. davalı Ciülüzar Ünlü'nün duruşma günii olan 01.05.2002 günii saat 10.00'dakı duruşmaya gelmediği veya kendısını bir vekil ılc teınsil ettırnıedığı takdirde talıkikatın yokluğunda devam edeccğı ılanen teblığ oluııur. Basın: 15240 "ÇÎZGÎLERLE NÂZIM HÎKMET' hikmei \ti7an nuiidat xıxn BtSMİL KADASTRO MAHKEIVIESİ'NDEN DosyaNo: 1979/177 Bısmil ılçesı Tepe köyü 29 nolu parselle ılgılı yapılaıı kadastro tesbıtine davacılar tarafından davalı aleyhine itira? edilınekle yapılaıı açık yargılama sonııcunda; Bısmil ilçesi Tepe beldesi Halaka mevkıınde kaın 178.250 m2 miktarındaki 29 nolu parselle ilgili davalı ha7inenın davasıııın reddıne, dava konusu parselın payları oranmda Ahmet oğlu Mehmet oğlıı Bedirhan mırasçıları, Ahmet oğlu Mehmet kızı Lmıııe mırasçıları ile Ahmet oğlu Mehmet mirasçıları Havı, latma, Asiye ve H a t ı c c a d l a r ı n a t a p u y a t e s c i l ı n e daır 22.01.2002 tarıh ve 1979/177 Esas 2002/1 Kararı ıle davalı hazıncnin 19.02.2002 havale tarıhlı temyız dilekçesı yukarıda ismi ya/ılı bulıınan davacıların kımliklerı ve adresleri nıahkemenıi/ee tesbit edilemediğınden adı gcçen davacılar vc mırasçılaıına lebliğ yerine kain olmak üzere 7201 S.I.K'nun 28. ve müleakıp maddeleri geregince ilanen tebliğ olunur. 4.3.2002 Basın: 14208 Nâ/ını lliknıct Kiillür ve Sanal Vakfı vakıl'mcrkc/ındcn ve kılahcvlcnntlcn tcmın cdılcbılır. SınısclvılerCad Nıı.48Kat:l Taksım HÜNER TUNCER ın YENlKİTABlÇIKTI İDEALLER KUŞAĞI'NDAN BİR ÖRNEK: DP. HADİYE TUNCER