11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ŞUBAT 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 1VIHP: Samimi ve dürüst olduğunu ispatlasın yeni tasanyı Meclis'e getirelim 312'de çözüm ANAP'a bağlıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamuoyunda mini demokrasi paketi olarak adlandınlan, ancak düşünceyi ifade özgürlüğünü daha da daraltan Tüık Ceza Yasası'nın (TCY) 312. ve 1 59. maddeleri üzerinde ANAP ve MHP arasında kriz yaratan tartışma- lann, liderler zirvesinde aşılması bek- leniyor. Başbakan Bülent Ecevit'in son dö- nemde aralannda soğuk rüzgârlar esen ANAP ve MHP'yi uzlaştırması bek- lenirken MHP kurmaylan, sorunun çozümünün ANAP'a bağlı olduğunu kaydettiler. Bir M H P kurmayı, "ANAP'ın yaklaşunını samimi ve dü- rüst bulmuyoruz. Bu noktada onlar samimivet vedürüstlük ispatmı yapmak • Krize dönüşen TCY'nin 312. maddesi üzerinde odaklanan tartışmalara son vermek isteyen Başbakan Ecevit'in bugün Bakanlar Kurulu'nun ardrndan liderler zirvesini toplaması bekleniyor. zorundalar ki. biz meseleyi bir hükii- met tasansı halinde değiştirerek Mec- lis'e getireüm" dedi. ANAP ve MHP arasındaki karşı- lıklı suçlamalann hükümet krizine dönüşmesinden endişelenen Ecevit, geçen hafta toplanan liderler zirve- sinde uzlaşmaya vanlamaması nede- niyle bugün yeni bir zirve yapmaya ha- zırlanıyor. ANAP'ın dürüst davranmadığını. hükümet ortaklan arasında uzlaşılan pek çok konuda bu partinin daha son- ra muhalefet ağzıyla açıklamalar yap- tığını kaydeden MHP kurmaylan, "Bu bir, iki, iiç değil ki. Sürekli böyle yapı- yorlar. ANAP, iktidar sorumluluğu olan bir parti, samimivet v e dürüstlük ispaünı yapmak zorundalar. Yapsın- lar ki, biz meseleyi bir hükümet tasa- nsı halinde değiştererek Meclis'e ge- tirelim. ANAP'ı bu tavnndan vazge- çinceye kadar silkelemeye devam ede- cegjz" dedıler. Hükümet ortaklannın daha önce üzerinde uzlaştığı bir konuda yeniden zirve yapılmasına gerek olmadığını, an- cak MHP lideri Bahçeli'nin Başba- kan Ecevit'in davetine karşı nezaket- sizlik yapmayacağını kaydeden MHP'liler, şu görüşleri dile getirdi- ler: "Mesele tarüşıhr, 'olasıhk' kelime- sine takümarun bir anJamı yok. O ke- Bmeyle gösterilmeye çahşılan hassasi- yet, bir başka cüırdeyle de gösterilebi- İir. Bu paket, Ord. Prof. Dr. Sulhi Dön- mezer'in hazırladığı veAB Genel Sek- reterliği'nin de olumlu bulduğu bir ça- hşmadır. Olasıhk kelimesi, yalnız bize ait bir hassasiyet değil. Dolayısıyla ni- yetleri beUi olan baa çevrelerin bu tür meseieler üzerinden MHP'yi suçlama- ya kalkması. hükümet ortağı bazı par- tilerin de buna destek \ermesi. Biz bu- na itiraz edivoruz." 312 yorumu CHP: Toplum sindirilmek isteniyor ANKARA (ANKA) - TBMM'de bulunan ve hü- kümet ortaklan ANAP ile MHP arasında sert tartış- malara neden olan uyum yasa tasansıyla ilgili tartış- malara CHP de katıldı. Türkiye'de de düşüncenin uluslararası standartlar çer- çevesinde suç ohnaktan çı- kanlmasmi isteyen CHP, ifade özgürlüğünün kısıt- lanarak toplumun sindiril- mek ıstendığini vurgula- dı. Uyum yasa tasansı ile il- gili son günlerdeki tartış- malar, CHP'nin Demokra- tıkleşme Raporu'nu bir kez daha gündeme getirdi. Dü- şünceyi açıklama özgürlü- ğünün, halkın bilgilenme, gerçekleri öğrenme hakkı- nın yaşama geçirilmesini sağlayan vazgeçihnez bir değer olduğunun vurgu- landıgı raporda, düşünce- yi yayma, yani propagan- danın ise açıklanan düşün- ceye yandaş sağlayarak hu- kuka uygun yöntemlerle geçerliliğini yaygınlaştır- maya yönelik bir eylem ol- duğuna işaret edildi. Ra- porda, bir düşüncenin pro- pagandasının yasaklanma- sının gerçekte düşüncenin yasaklanması anlamına geldiği vurgulandı. Raporda. düşünceleri ifade özgürlüğünün tüm ülkelerin anayasalan dı- şında, BM Insan Haklan Evrensel Bildirgesi'nin 19'uncu, Kişisel ve Siya- sal Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 19'uncu, Avrupa Insan Haklan Söz- leşmesi'nin lO'uncu, Ame- rikan üısan Haklan Sözleş- mesi'nin 13 'üncü madde- leri ile 1975 tarihli Hel- sinki Sonuç Belgesi ve onunla başlayan AGlT sü- reci içinde yer alan tüm belgelerde, demokrasinin temel unsurlanndan biri olarak düzenlendiğine yer verildi. Adalet Bakanlığı, mahkemelerin kuruluşuna ilişkin yasa taslağı hazırladı Aile mahkemelerikurulacak • Mahkemeler psikologlarla çalışacak. Evlenme, nişanlanma, boşanma, evlat edinme, velayet, aile mallan gibi konulara artık aile mahkemeleri bakacak. BAHAR T\NRISEVER ANKARA - Medeni Ya- sa'nın çıkmasının ardından Adalet Bakanlığı, aile huku- kundan doğan dava ve işleri görmek üzere aile mahkeme- lerinin kuruünasına ilişkin ya- sa taslağı hazırladı. Taslağa göre, aile hukuku alanında li- sansüstü eğitım yapmış, "evB ve çocuklu" hâldmlerin görev yapmasının tercih edileceği mahkemelerde, uzman olarak psikolog ve pedagoglar çalış- tınlacak. Aile mahkemelerinin tüm yurtta kuruluşunun, yasamn yürürlüğe girişinden iribaren 2 yıl içinde tamamlanmasını ön- gören yasa taslağı, özetle şu dü- zenlemeleri içeriyor: - Aile mahkemelerine, adli yargıda görev li, tercihen evli ve çocuk sahibi. 30 yaşını doldur- muşve aile hukuku alanındaU- sanüstü eğitim yapmış hâkim- ler atanacak. - Mahkemeler, evlenme, ni- şanlanma, evlenme ehliyeti ve engellen. evlenme başvurusu Adalat Bakanı Hikmet Sami Türk, Bayrampaşa Cezaevi'nde "Havata Döniiş Operasyonu'nun vapü- dığı B bJoku da gezdi. Bakan duvariardaki kurşun deliklerinin jandarmalann açoğı uyan ateşi sonu- cu ohıştuğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) ve töreni, bahl olan evlenme- ler. boşanma, evliliğin genel hükümleri, eşler arasındaki mal rejimi, soybağının kurul- ması, evlat edinme, velayet, çocuk mallan, aile, ev düzeni, aile mallan ve vesayet davala- nna bakacak. - Her mahkemede taraflar arasmdaki uyuşmazhk neden- lerine ilişkin araşorma, incele- me yapmak ve sonucunu büdir- mek üzere uzmanlar bulundu- rulacak. Evli veçocuk sahibi <A- ması tercih edilen uzmanlar, 30 yaşuu doldurmuş ve aile so- runlan alanmda Ksansüstü eği- tim yapnuş olan psikolog, pe- dagog ve sosyal çahşmaeılar arasından seçilecek. - Mahkemeler, eşleri uyara- rak gerektiğinde uzlaştırma- ya, ailenin ekonomik varlığı- nın korunmasına ilişkm ge- rekli önlemleri almaya, yetiş- kinleri resmi ya da özel sağlık kurumlarına, huzurevJerine yerleştirmeye ya da bir meslek edinme kursu ile eğitim kuru- muna göndermeye yetkıli ola- cak. - Küçüklerüı bakım ve göze- timi için nafaka yükünüülüğü konusunda önlem alabilecek olan mahkeme. bedensel ve zi- hinsel geüşmesi tehlikede olan ya da terk edilen çocuklan da bir aile yannıa ya da özel sağ- hkkurumuna yerleştirebflecek. 'Solda Yeni Oluşum' konulu toplantı tarihi fırsat olarak değerlendirildi Sol taban tek parti istiyorİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Sos- yal Demokrasi Platformu taranndan Izmir'de düzenlenen "Solda Yeni Oluşum" konulu toplantıdan, "lider hegemonyasının ohnadı- ğı bir sosyal demokratparti"ye ihriyaç oldu- ğu görüşü çıktı. Toplantının katılımcılan, buluşmayı tarihi bir fırsat olarak niteleyerek "ikkrlerinbiraravBgelerekanlaşmasınıbek- lemeden tabanı tophıyoruz" görüşünü vur- guladılar. "Solda Yeni Oluşum" toglantısının açış konuşmasını yapan Osman Ozgüven, "Sos- val demokrat taban ük kez burada topianı- yor ve karar verecek" dedi. Solda buluşma çabalannın Erdal Inönü taranndan yürütül- düğünü ve Inönü'nün çeldlmesiyle eski has- talıklann yeniden yaşanmaya başladığını söyledi. Izmir B. Efes Oteli Convetion Cen- ter'de düzenlenen geniş katılımlı toplanhya Izmir'in yanı sıra, Ankara, Bursa, Balıkesir, Muğla, Denizli, Aydın, Edirne, Samsun, Es- kişehir ve Manısa'dan temsılciler katıldı. Toplantıda aynca Genç Demokratlar Girişi- mı adlı bir grup da yer aldı. Solda yeni oluşum peşinde olan grupla- nn liderlerinden Zekeriva Temizel, Ercan Karakaş,YlğitGülöksüz, Ilhan lekcti \ e Ha- lil Çulhaoğhı gibi ısimler de toplantıya ka- tıldı. "Uğur Mumcu'yu anmak üzere" bulun- duğu Almanya'dan katıhmcılara mesaj gön- deren FikriSaglar. "Ökesi,kadrosuveher şey- den öteTürldye'vi değiştirmeiddiasıolan bir partinin kuruluşunda nefer olmaya hazuim. Beklenen solpartivi kendimizi aşarakyeni ay- nuklara neden olnıaksı/ın kuracağımıza inancun tamdır" dedi. Yeni sosyal demokrat oluşumlarda adı lı- der adaylan arasında geçen Saglar, "Birden fazla parti kunıluyor" görüntüsünün Türki- ye'nin geleceğini yok etmek anlamına gele- ceğini bildirdi. Sosyal Demokrasi Vakfı Bas- kanı Ercan Karakaş da solda kurulacak ye- ni partinin halkın beklentilerini tespit edip ve sorunlan çözüm yoluna götürmesi ge- rektiğini söyledi. Karakaş, aksi bir durum- da halkın güvenini kazanmanın güç olaca- ğına dikkat çekti. IRMIKI AYDIN ENGİN aengina doruk.net.tr Alnanya toprağında sürtüp, Türkiye'yedönüp, aıhum "sür- tük" olduğundan ayağımın to- zuylaAnkara'nın yolunu tutmuş, "müteciler" üstüne konuşmak üzere bir sempozyuma katıl- mış, oildiklerimin on katını öğ- renmştim ya... Eee, "Ankara'ya gidişln bir de "Istanbul'a dönüş"ü vardır. Arabanın burnunu batıya çevi- rip, dreksiyonu sımsıkı tutup yola jıktım. Arabayla gidip gelenler bilir. Anka-a'dan Abant çıkışına ka- dar ctoyolda ilerler; Abant kav- şağırda otoyoldan çıkıp, Bolu Dağı nı çift şeritli, bol virajlı yol- la aşp, Kaynaşlı yakınlannda yenicen otoyola girer ve Istan- bul'e kadar gelirsiniz. Arxara-Bolu arasının ilk kilo- metRİeri pek keyifliydi. Ite ka- ka, s;ve seve, azarlaya azarla- yanezaman hızlanıp ne zaman yavslayacağını, virajlara nasıl gıreogini öğrettiğim, bir metal yığırndan iyi terbiye edilmiş cınsbir kısrağa dönüştürdü- ğürnjolf, üç şeritli, bakımlı oto- yoldidörtnala kalktı. Sakın ka- rıma/e trafik polislerine söyle- Ayranı Yok İçmeye, Tahtırevanla Gider... meyin. Kilometregöstergesi bir sure 150'lerde durduktan son- ra 160-170-180'e ulaştı ve ora- da karar kıldı. Kendimi yolun ve hızın key- fini çıkarırken yakaladım. Ay- dın Engin fukarasının yürekler acısı övüncüne ve keyfine ka- tıla katıla güldüm. O da araba- sı olan ya da araba kullanan her Türk erkeğı gibi, arabasının beygirgücü ile kendisininkini özdeşleştıriyor ve bundan ara- baya değil kendine övünç pa- yı çıkanyordu. Sık sık "Zavallı erkekler" di- ye düşünürüm. Haksız mryım? Koşan araba, övünen direksi- yondaki herif. Anımsar mısınız? Bir süre ön- ce aynı otoyolda, kullandığı "Şa- hin" arabayı iki kez sollaytp geç- ti diye Çamlıca gişelerinde si- lahını çekip BMW kullanan de- likanlıyı öldüren bir başka deli- kanlı ifadesinde ne demişti: - Yolda beni iki defa solladı. Gururumu kırdı. Çekip vurdum... Haberi okuduğumuzda "Çıkh, çıkh, çıkh... llkelherifne olacak" demiştik. Belki ya da büyük ola- sılıkla siz de (erkek okurlara ses- leniyorum) böyle demiştiniz. E peki, çekip vuran herif ilkel de arabası otoyolda şu kadar kilometre hızla gıdiyor diye ke- yiflenen, arabasının beygirgü- cünü kendi gücü sanan "herif" pek mı gelişkin, pek mi çağ- daş? Neyse, geçelim. • • • Tamam, hız göstergesi 180'de karar kıldı, istikrarkazandı, ama keyiflere keyif katacak "düş- manlar" ortada yok. Şöyle sol- layıp geçecek. geçerken yan gözle bakıp "N'aaaber, benim arabam seninkinigeçer" diye bı- yık altından gülünecek "rakip- ler" yok. Üç şeritli, geniş, uçak pisti gibi bir otoyol ve tek başınası- nız. Arada bir şehirlerarası yol- culan "pahalı" taşıyan birkaç firmanın otobüsüne rastlıyor- sunuz. Kamyon şoförleri zaten eski yolu yeğlemekte. Artık eko- nomik krizden mi, otoyol ücre- tinden kurtulmak için mi, bile- mem, ama yolda rastladığınız, solladığınız ya da sizi sollayan (alçak herifler!) otomobillerın sayısı bir elin parmaklannı ne- redeyse geçmiyor. Dolar ölçüsünde milyonlara patlamış bir otoyol ve boş. Hani ilk kez geçsem, "Özel bir gündür" ya da "Demek cumar- tesi günleri bu saatlerde trafik seyrekleşiyor" filan diyeceğım. Ama ben o otoyoldan yazın da geçtim, kışın da. Gece de geç- tim, sabah da. Tatile çıkış za- manı da geçtim, tatil dönüşle- rinde de. O otoyol Ankara'dan Adapa- zarı kavşağına kadar, ya sürü- cüyü ürkütecek kadar boştur ya da "Buraya neden üç şerit- li otoyol yapmışlar" dedirtecek kadar düşük yoğunluklu. Sahi niye otoyol yapılmış ora- ya? Almanların schnellstrasse (=hızlı yol) dedikleri iki gıdiş-iki geliş şeritli (büyük kent yakın- lannda şeritlerin sayısı gerekir- se üçe çıkan) yolları aynı ge- reksinimi karşılayamaz mıydı? Otoyolu (=autobahn) "icat" eden Almanların yalın bir hesa- bı vardır. Onlar otoyolları ile övünmek için kullanır. Ben "dö- vünmek" için kullanacağım: "Birkilometre otoyolyapmak için harcanan parayla altı kilo- metre hızlı yol yapılır" derier. ••• Bu Tırmık, her konudan bir itiraz çıkaran bir "müzmin mu- halif" yazısı gibi algılanabılir. Bence değil. Ankara-lstanbul arasında uza- nan bomboş otoyol, üretme- den kazanmayı erdem belle- miş, sanki çok zenginmiş gibi tü- ketmeyi marifet saymış Türkı- ye'nin 1980 sonrasında yuvar- landığı ve bugün de içinde de- belendiğı "özalızm" batağının somut bir göstergesi. Içmek için ayranı olmayan- lar, ş'aapmaya tahtırevanla gi- derlerse ne olur? Bugünkü Türkiye'nin ekono- mik durumu olur!.. Benzin parası hesabıyla ıçiniz eriyerek boş otoyolda hız yapar- sınız... 'Bizimkiler Washington'da diz çökmüş!' AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aylardır hazırlandığı ABD gezisı, belki VVashıngton'da değil ama Ankara'da beklenen yankıyı buldu. Tayyip Erdoğan, 30 yıllık Millı Görüş geleneğinde çatıştığı Musevı dernekleri ve CIA yetkılilerıyle özel kahvaltılarda bir araya gelmekten çekinmedi. Katıldığı toplantılarda da "nabza göre şerbet" mesajlar verdi: - Müslümanlar için kullandığınızda Islami şerıat dediğıniz gibi, Amerikan kurallan, anayasası için de Amerikan şeriatı dıyebilırsiniz. - llkelerimızi açıklarken, "Bu parti din eksenli bir parti değil" dedık. Demokrasi burada bir araçtır. Kaldı ki din de ınsanın mutluluğu için bir araçtır. Demokrasi Enstitüsü'nde yöneltilen "Orduyu laikliğin güvencesi olarak görüyor musunuz" sorusunu ıse yadırgıyor AKP lideri: "Bu işin askerle alakası yok. Amerika'da, Batı'da, Türkıye'den farklı bir laiktik uygulaması var. Bunlann bir ortasını bulmamız lazım." Ya "Ben değiştim" propagandası? Bu soruyu "Ben değiştim, diye bir ifadeyı hıçbir zaman kullanmadım. Eğer 'Değiştim' demek, değerlerini inkâr ise bu ifadeyı kullanmam mümkün değil" diye yanıtlıyor Tayyip Erdoğan. AKP liderinin "dalgalı" söylemindekı temel yaklaşımı anlamak isteyenlere ise, yardımcısı Abdullah Gül'ün aynı toplantıda yaptığı açıklama yol gösteriyor: "önümüzdeki hedef önce halkın oyunu almak. Şimdi yeni bir partimız var. Dersımizi aldık, deneyimliyiz. Kesinlikle daha dikkatli olacağız." AKP kadrosunun ilk "hocası" Necmettin Erbakan'ın Davos toplantılanna katılmamakta gösterdiği direnç anımsanınca, Milli Goruş'ün "gelenekçi" kadrosunun değeıiendirmesi önem kazanıyor. SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün Meclis kulisinde, "Davos'a katılmak herkese nasip olmaz, Amerika kimi davet edeceğini iyi bilir" sözleriyle iğneliyor eski yol arkadaşlarını. Yine SP'nın genel başkan yardımcılanndan Mehmet Bekaroglu da partilılere seslenirken içinı dökuyor: "Tayyip Erdoğan nasıl da değişmiş, Erbakan'dan farklı olmuş. Medya, radıkal konuşmalann yapıldığı kasetleri çıkannca bızımkıler diz çöktü, 'Vallahi biz değıştik, öyle değil' diye. Şimdi Davos'ta ülkeyı nasıl yöneteceklerine dair nasihat alıyorlar." 'Atraksiyon', 'artistraksiyon' ve 'olasıhk'... Uyum yasaları paketi, özellikle de Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesi hükümet ortaklan arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor. ANAP ile MHP restleşirken ANAP Genel Başkanvekili Erkan . Mumcu'nun "Bu paket, Mussolini dönemine götürür" sözleri MHP'lıleri çileden çıkardı. MHP Grup Başkanvekili Ismail Köse, altta kalmadı: "ANAP atraksiyon yapıyor, ama Erkan Mumcu artistraksiyon yapıyor. Biz Sayın Ediz Hun'u takdirie karşılıyor ve tebrik ediyoruz. Yeşilçam'dan geimesine karşın siyasetle sinemayı birbirine karıştırmıyor." MHP kulislerinde ANAP'ın "tribünlere oynadığı, şov yaptığı" değerlendirmeleri yapılırken ANAP'lılar da bir başka açıdan MHP'ye yükleniyor: "12 Eylöl'den önce 'olasıhk, olanak' gibi kelimeleri Sayın Ecevit kullanırdı. Ülkücüler ise bu kelimeleri asla kullanmaz, onun yerine 'ihtimal, imkân" kelimelerini tercih ederdi. Bu kelimeler için kim bilir kaç insan öldü. Şimdi, Sayın Bahçeli olasılıktan vazgeçmiyor." Rüyasında görür. MHP Ağrı Milletvekilı Nidai Seven. seçım bölgesine unıversite kurulması için çalmadık kapı bırakmadı. Meclis'te her fırsarta "Ağrı Dağı Üniversitesi"ri\n kurulması gerektiğini savunan Seven, bir keresınde de kursüde, "Ağn'da üniversite kurulmazsa kendisini yakacağını" söyledi. Seven, kuliste gazetecilerle bu konuda sohbet ederken "Bu üniversite meselesi artık rüyalarıma giriyor" dedi ve en büyük riıyasını anlattı: "Ağn'da üniversite kurulmuş, 30 bin öğrenci gelmiş, şehrin çehresi değişmiş. Sanayi gelişmiş, ticaret artmış. Üniversite kampusuna da Ermenı mezalimini anlatan bir anıt yapılmış. Sonra bir uyandım ki, meğerse rüya görüyormuşum." 'Ülkücü mafya tehdidi...' __ MHP'Iİ Devlet Bakanı Şuayip Üşenmez, Tapu Kadastro Bilgi Sistemi kurulması için yapılan ihale nedeniyle tehditler aldığını söyledi. Uşenmez, partisinin grup toplantısında gazetecilerin konuyla ilgili yoğun ilgisi üzerine, "Bu tehditlere pabuç bırakmayacağız" derken yan sırada oturan Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt adres gösterdi: "Seni etse etse ülkücü mafya tehdit etmiştir." Aynı dakikaJarda Sağlık Bakanı Ösman Durmuş da ilaç fiyatlanyla ilgili sorulan yanıtlıyordu. "Siz de tehdit alıyor musunuz" sorusuna "Sıkar biraz" yanrtını veren Durmuş, konuyla ilgili bir çözümleme yapmaktan da geri kalmadı: "Tehdit edenler karşı tarafın ruh yapısını etüt eder. Korku ve cesaret, insanlann fren sistemleri, kontrol sistemleridir." Parti içi demokrasi nerede? "AB'ye uyum" tasarısındaki 312. ve 159. maddelere en sert tepki gösteren siyasi kadronun başında Saadet Partisi geliyor. Tartışılan maddeler, "devlet kuvvetleri aleyhine tahkır ve tezyif" ile "halkı düşmanlığa ve kin beslemeye tahrik" suçlannı temel alıyor. Yeni tanımlara "Mussolini yasası, faşizm özlemi, milleti köleleştirme düzenlemesi. ülkeyi açık cezaevine dönüştürme gayreti" diye tepki gösteren SP yöneticilerinin kendı partilerindeki uygulamalara göz attık. SP tüzüğüne göre, "TBMM Genel Kurulu'nda veya kulislerde grup kararlan ve GİK kararian aleyhinde konuşma yapmak, belediye meclislerinde belediye başkanının veya icraatının aleyhinde konuşmak ve diğer üyeleri aleyhte tahnk etmek" geçıci çıkarma nedenı. Yani kulis sohbetleri bir yana, "kürsü dokunulmazlığı" bile SP için geçerli değil. "Kesin çıkarma" nedenı sayılan suçlar da ceza yasasından geri kalırgibi değil: "Parti yetkililerini tezyif ve tahkir edici, kamuoyu önünde küçük düşürücü beyanlarda bulunmak veya bunlan yazılı olarak yapmak." Turey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle