12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(§cumhuriyet.com.tr AÇI MÜMTAZ SOYSAL Düşünememek HUKUK kitaplarnın klasik sözüdür: Anlatım özgüriüğüolrTiadan düşünce özgürlüğünün anla- mıolmaz. Düşünce, anayasanındediği gibi, "söz, yazı, resim veya başkayollarfa" açıkianabilmeli kj, düşünce özgürlüğümüzün olup olmadığı bilinsin. Yoksa, Nasreddin Hoca'nın hindisi gibi "düşü- nüyorsunuzdur"; ne düşündüğünüzü bir siz, bir de Allah bilir. Hatta, düşünüp düşünmediğinizi de. Bu bakımdan, düşünceyi açıklama özgürlüğü- nün sınırian, hayli denn bir hukuk sorunudur. Ni- tekim, 159 ve 312 dolayısıyla bu tartışılmakta. Ama, tartışjlması btle düşünülmeyen birşey var: Düşüncemizin çevresine kendi elimizle. kendi ya- rattığımız ve peşinden sürüklendiğimiz durumlar- \a konan sınıriar. Genel/ikle, doğru düşünmeyi sı- nırlayan dış etkenlerden yahut bilgi ve veri eksik- liği gibi nedenlerden söz edilir de bu sinsi sınıria- malar hiç akla gelmez. Ornek mi? Avrupa Biriiği'ne tam üyefik sorunu- nu düşünebilme/i alın: 0 sorunu düşünmek- teki en önemli sınııiamanın Avrupalılık konusun- daki ikiyüz yılltk "tutKu"muz olduğunu kabul et- mezmisiniz? Böylebirtutku, gerçekleri, karşıda- kı isteksiziik ve dışlayışlan görmemizi engellediği gibi, yetersizlik ve uyumsuzfuklanmızı düşünüp doğ- aı sonuca varmaktan da bizi alıkoymakta. Ya ABD'ye ya da IMF'ye uyum uğruna çıkanl- maya çaiışılan yasalar: Bankalar, ihaleler, tanm, tü- tün, şeker falan yasalan? 0 konularda düşünce sınırlı değil mi? Uzak kapılarda yalvarmanın, ele el açmanın sınırlan? 159 ve 312 tartışmasına bakın: Yasaianmızda- ki değişiklikler için kapışan kimi insanlarımız, Os- manlı vezirieri gibi davranıp Bayan Fogg'u görtin- mez sınıriar koydurtmak üzere Sadaret kapısına yollamıyoriar mı? Ekonomiyi düzeltme konusundaki yerli düşün- celer üzerinde borçluluğun ve muhtaçlığın yarat- tığı sınıriar yokmu? Demek ki, düşünceyi açıklama özgürlüğünden de daha önemli olan. öze, yani düşünceye, düşünebilmeye getirilen bu sinsisınıriamalardır. Eger^ dûşûnmek, aklı kullanarak durumları tartma ve sonuçlara varma ise bu sinsi sınırlamalar düşün- meyi bile anlamsızlaştınp insanlanrnızı doğaj so- nuçlara erişmekten alıkoyuyor sayılmazlar mı? Düşünce özgüriüğü, bu yoldan, birdenbire ba- ğımsızJığa ve özellikle de ekonomik bağımsızlığa bağlanmış olmuyor mu? Dışa esir bir bozuk dü- zenin sahipleri, boşuna mı, Mustafa Kemal'in kemiklerini sızlatmak pahasına, "Bağımsızlıkçağ- dışı birkavramdır" dıyoriar? Bernard Lewis'e Göre îslam Dünyasının Geleceği 'M: DoğanKÜBAN odern Türki- ye'nin Doğıı- şu' adlı kita- bın yazan ve ünlii İslam ta- rihçisi Bernard Lewis. Atlantic Monthly dergisinin Ocak 2002 sa- yısına biryazı yazmış: "Müslüman uvgartığında ne yanhş gjtti?" B. Lewıs. Müslüman toplumlar arasında bir fark gözetmemiş. Hep- sine, deli gömJeği gibi. aynı fslami gömlek giydirilmiş, türnüyle hasla olan bir fslam dünyası lablosu çiz- miş. Laiklik üzerine kurulmuş bir Türkiye Cumhuriyeti ıle şenatçı otokrasinin temsilcileri Suudi Ara- bistan. Iran hatta Taleban arasında, bir fark olduğunu belirtmıyor. Tür- kiye'nin görece özgürlük ortamı- nın altında Erbakan,Endoğan.Fet- huilatı Güien'in olduğunu düşünü- yor olmalı... Batı kamuoyunun ve Başkan Bush'un da başka türlü dü- şündüğünü sanmak saflık olur. Fa- kat Islam dünyası ile ilgili doğrula- n kabul etmemek lüksümüzkalma- dı. Lewisözetle. "Ekooomikgelşme. okuma-yazma. büimsel üretim gibi çağdaş dünya standartlan açısın- dan vaktryle (yani ortaçağda) çok güçKi olanMüslüman u\gartoğı $im- di çok düşiik bir düzevdedir. Orta- doğu'daki birçok insan bunu deği- şikdışnedenfcrebağü\or.Oysa Müs- lümanlann bu durumunun arka- sında temel bir özgürlük >okluğu var" diyor. Bernard Levvis Müslü- man reformcu ya da devrimcilerin askersel, ekonomik ve siyasal üç temel alanda yoğunlaştıklannı, fa- kat hepsinde başansız olduJdannı vurguluyor. "SiyasaJ alandan mo- dernfcşme, İslam üikeierine askeri diktatörlük ve geleneksel otokrasi- den başka bir şey getirmedr diyor. Kültür değişıminden ise söz etmi- yor. Ve eğer demokrasi olmazsa -ki îslami demokrasi içinde tutarsız bir tekeriemedir- Jslam üikelerinin ba- şına neler gelebileceğini de söylü- yor: "-.EğerOrtadoğuülkeleribu- günküyollanndagiderierse,"ıntıhar bombacısı" sözü bütün bölge için bir metafor olabilir. Nefret, kızgın- lık. kendine acıma. fakirlik. baskı dolu bir düşüş spiraünde yeni bir yabancı egemenliği ile sonuçlanır. Belki eski da%Tanışlara dönen bir Avrupa \ a da \eniden giiçlenen Rus- ya, belkide Doğu"da bü> üviipgetıiş- leyeo bir başka gücün egemenliğLr Lewis'in ekonomik duruma ilişkin gözlemi herkesin bildiği birşey. Ba- tılılaşma ve ekonomik gelişme açı- sından Islam ülkeleri Uzakdoğu'nun yeni yükselen ülkelerinden daha ge- rideler. Müslümanlar bu hallerinin nedeni olarak neyi_görüyorlar? B. Levvis sırahyor: "Once Moğoflan veTürkleri, Tûrkler isegeri kalnuş Araplan. sonra da hep birtikte Ba- t emperyafizmini. İngiliz, Fransız >eAmerikahlan»e İsrailĞe\1etiku- rulunca da YahudilerL." Hıristiyan Batı ile karşılaştınnca hakJı olarak yoksul. zayıf ve cahil olarak gördüğü İslam dünyasını bir bütün olarak algılıyorsa bütünleşti- rici bağın 'din' olduğunu kabul edi- yor demektir. Fakat özgürlük yok- luğunun nedenine inmiyor. Neden özgürlük yok? Dini politikadan ayı- ramamış bir ideolojik öğretide. öz- gürlük noksanınınpolitikaya bulaş- mış bağnazlıktan kaynaklandığını söyleyememek Batıh tslam tarihçi- lerinin hâlâ yaygın hastalfkJanndan brrr... Islarn dünyası tarihinf ttrreer birgelişme (daha doğrusu bir çöküş) doğrultusunda algılamaktan hoşla- nan Batılılar, Hıristiyan-lslam kar- şıthğı içinde. İslam kültürünü ho- mojen bir değerler sistemine orta- çağda tükenen erken İslam uygar- lığı temel referans oluyor. Oysa. Leuis "ın de az da olsa belirttiği gi- bi, îslam dünyasının tarihsel geliş- mesi ortaçağda bitmiyor. Ortaçağ- da Sünni îslam henüz taşlaşmamış- tı. Uzak Asya henüz Müslüman de- ğildi. Ortadogu'da ise Türk \e Mo- ğollar. yani İslam uygarlığına geç katılanJar. îsJam dün\asına egemen- diler. Daha sonra Osmanlı'nın Sün- ni devleti de. içinde her tür din ve mezhebi banndıran ve sultanın ör- fünü de müftünün fetvası ile a\ra dü- zeyde, hatta daha yukanda tutan bir siyasal kuruluştu. Batılılar İslamda ortaçağdan sonra uygarlık adına fazla bir şey üretilmediği karusın- dalar. Fakat geri kalmışlığı özgür- lük yokluğuna bağlayıp. bunun din- le ilişkisine değinmeyip din bağla- mında da olsa. kurumlaşmanın za- man içinde karakter değiştirdiğini unutmak nesnel biryaklaşım degil. Gerçi Taleban'a bakınca başka tür- lü düşünmek de zor. Fakat Atatürk devrimi temelde bir kültür devrimi degil miydi? Şeriat yasasında me- deni yasaya geçiş sadece bir si\a- sal değişme miydi? Dinle devieti ayırmakta zorluk çeken İslamda. Türk devrimi temellı bir kültürel silkınış değil midir? Benim yaşım- da olanlar. Latin harfleriyle yazı- lan bir dille uzaktan yakmdan din- le ilgisi olmayan bir eğitim görme- dik mi? Bay Bernard Lewis bunla- n bizim kadar bilıyor, ama anımsa- mıyor % e bir ortaçağ apolojisti gibi konuşuyor. Islam ülkelerindeki bü- tün mollalar hangi çağdaş özgür- töklerf verebitirler? Ortaçağda İslam yüksek bir kültür düzeyi sergiliyor- du. Ama bugün ortaçağda kalnuş bir düşünce birikimi üzerine bilim, tek- noloji. sanat. edebiyat. felsefe üre- tilebilır mi? En kültürsüzü en zengin olan. Batı ortağı İslam ülkelerinin yanın- da Batı'dan aldığı silahlarla Batı ile savaşmaj'i göze alan bir dogma- tızm. Sonucu açık. Taleban bir iki ayda yıkıldı. Irak bir iki ayda pes et- tı. Taleban destekçisi Pakistan. da- ha başından Amerika iJe birlikte ol- mak zorunda kaldı. Bütün şeriatçı .Araplar ve İranlılar da öyle... Neyazık kj Levvis"in en doğru yar- gısı geleceğe ilişkin: Dinle devleti ayıramayan Müslüman ülkeler de\- let adı altında titrek politik strüktür- ler olarak ayakta kalsa bile. ege- menlikleri -\merika ile Avrupa'nın iki dudağı arasında kalacak. Bu du- rumun dinin uygulanmamasından ıleri geldiğini söyleyenler sanal bir dünyada ya da Hıristiyan Amerika ve AJmanya'da yaşıyorlar. Batıh dindar değil mi? Kiliseler Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan çok daha güçlü. Ama din devieti kurma pers- pektifj îslam ülkelerinden başka hiçbir ülkede bir gelecek potansıye- li olarak söz konusu değil. İslam toplumJannı kurtaracak tek reform Türkiye'de oldu. 21. yüzyıl sömürgesi olmaktan kurtulmanın ilk kapısı Atatürk'ün düşünceleri- dir. Türklerin emperyalizme karşı sa\aşuıı alkışlayan eski sömürgeler- de yobazhğın şaha kalkması Batı em- peryalizminin marifetidir. Batıh, şimdi de, aba altından sopa göste- riyor ve gerekirse dayak atıyor. 18. yüzyıldan bu yana altta kalanlar hep Müslümanlar. Batı'nın bizi nasıl gördüğünü ve ne olduğumuzu da. Cumhuriyet k ı ( a p 1 a r ı İLHAN SELÇUK Yüzbaş] Selahattin'in Romanı Vûzbıjı SelıbJttİD'io Romıaı yalmz kendisınin değil, bır kuşağın romanıdjı. Bu romaıı<ia değer yargılanyla birlikte çöken Osmanlı tmparatorluğu yerine yeni bır ımparatorluk kıumak isteyenlenn dramı ve devletin çökûşünû durdurmak isteyea bir asker ku^ağnım fedakârük destau yer alır * Cumhurtyeıt Çağ PazariaTia A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 t> k '<ap fculğbû (34334)Cağaloğlu-lstanbulTel: (212)514 01 96 II tırincil sorunumuz. Vedat Günyol'u Okurken... E M R E K O N C A R Küresel Terör ve Türkiye Küreselleşme, Huntington, 11 Eylül Prof. Emre Kongar bu yapıtında küreselleşmeyi, küreselleşen terörü ve bu ikisinin dünyayı ve Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini irdeliyor. FİKZ GÜLMEZ Yazm Öğretmeni KEŞAP ASLIYE HUKUK HÂKtMLİĞİ'NDEN Esas No: 2002/3 Karar No: 2002 2 Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü'ne ızafeten Trabzon 10. Bölge Müdürlüğü taratındaıı ikame edilen tescil davası dolayısıyla Keşap ılçesinın Hisarûstû Köyü hudutlan dahilınde bulunan ve aşağıda parsel numarası. cinsi. miktan, zilyedinin ismi ve hudutlan yazılı alanın kamulaştırma bedelı tutarı olan 536.033. 400.-TL.'nin Trabzon Ziraat Bankası A.Ş. merkez müdürlüğünde zil- yedi adına yatuilmış olması nedeniyle 2942 Sayılı Kamu- laştırma Kanunu değiştiren 4650 Sayılı kanunun 11. maddesi gereğınce gayrimenkulün Karayolları Genel Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tescili ile yola terk edil- mesine ve zilyedinin tapu siciline şerh \erilmesine karar verilmıştir. Gayrimenkulde bir hak iddia edenlerin son ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde umumi hükümler dairesinde ilgili mahkemede zilyedleri aleyhine dava aç- madıkları takdirde kamulaştırma bedelinin zilyedlere ö<ieneceğı ilan olunur. II 01/2002 PARSEL NO: 46 ClNSl: Fmdık Bahçesı MtKTARI: 55.49 m2 ZİLYEDLERI: Halil evlatlan Mehmet ve Hıdayet GÜLSU, 1/2 His. Ahmet oglu Şükrü GÜLSU 1,2 His. HUDUDU: Doğusu: Ömer GüJsu arazisi Batısı: Kendi arazisi Kuzeyi: Mükerrem Gülsu arazisi Güneyı: Kendi arazisi Basın: 5892 G ünlük tutmak gibi bir merakım ohnadı; ama günlük okumayı sevi- yorum. Hele bunlarVe- dat Günyol ustadan olursa, oku- ması çok keyifli oluyor. Bu gün- celer: "GkferayakYaşarken*', "Yı- ne de Yaîarken" ve "Yaza Y'aza Yaşarken". Bunlann içinde beni en çok çeken de sonuncusu oldu: Ya- za Yaza Yaşarken. Yazarak yaşa- mak ne denli güzel bir yaşama bi- çimi. Vedat Günyol, kitabuıın ba- şına bir İtaiyan atasözünü almış. Bu sözde oldukça düşündürücü bir anlamgizlı: %okdiişün.azkonuş, daha az yaz!" diyor bu bilge söz. Bu söze koşut Vedat Günyol 'un, güncelerinden de düşünen bir in- san oldugu kolayca anlaşıhyor. Dü- şünen, sorgulayan bir aydın örne- ğini veriyor. Bir o kadar da olgun ve insana saygıh. Cumhuriyet ga- zetesüıde ara ara yazdığı kısa ama düşündürücü, duyarh yazılannı okumak büyük keyifveriyor bana. Keşke çoğurnuz Vedat Günyol ka- dar genç olabüsek, diyorum. Yaza Yaza Yaşarken 'de olgun in- sandan söz ediyor. Nitelikli İnsan diyor, Geleceğin Karanhğını Yui- mak diyor. Ayduüanmadan ve bu bağlamda ulusal ve evTensel bir noktada bağdaşmanuı gereğinden söz ediyor güncelerinde. Bu bağ- daşmada insan elüıin akla yön ve- ren, uygarhğin gelişmesine yön verenbecerisine getiriyor sözü: İn- san elinin bu beceriye ulaşmasın- da da eğitimin gereğine değiniyor, halkm eğitimine. "Olgunluk ve Halk Eğjtimi" başhklı yazısında özeüikle değiniyor bukonuya. Ve- dat Günyol'a göre "olgun insan" her şeyden önce hoşgörülü bir in- sandır. Ne varki, hoşgörülüğün sı- nırlanrun ülkeden ülkeye, kültürdü- zeyine göre değiştiği görüşünü de vurguluyor. Gelişmiş ülkelerden örnekler verirken, ülkemizde pek de önemsenmeyen, günlük yaşam- la ilgili kesitler veriyor. Örneğin, akşamlan saat ondan sonra çok ivediliğı gerektirir olmadıkça kim- senin kimseye telefon edemediği- ni, hatta ayakyolunun sifonunun (0212) 293 »9 7» çekilemediğini söylüyor. Oysa ül- kemizde insana ve çevreye saygı- sız, eğitimsiz kişilerle her an bu- run buruna gehnek öylesine ola- ğanki... Vedat Günyol "tnsamn insana saygts, soyut birkavraın olmaktan öte bir arilam kazanırsa, o zaman o^unluktan söz edikbüir'' demış yazısında. Ne ki nüfusunun yüz- de sekseninin eğitimsiz olduğu ül- kemizde gerçek anlamda olgun in- sanın sayısı pek fazla değiJ gibi. Böyle bir yargıya varmarun nede- ni de her gün sokaklarda toplum düzenini hiçe sayan, yerlere çöp atan, arabasuıdaki teybin sesini so- nunakadar açarak gece yanlan so- kaklarda dolaşan, kendi çıkan için kurumlann hatta ülkenin baönası- na göz yumabilen insan ömekle- ri. Vedat Günyol, bu tür saygısızve toplum düzenini hiçe sayan insan- ları uyarmak gerektiğini düşünü- yor. Bu uyarma işini de süıirlen- meden, soğukkanhlıkla yapmak- tajıyana. Terniz ve duru birTürkçeyle yaz- dığı güncelerinin hepsi birbirin- den güzel, hepsi de keyifle okunu- yorve düşündürüyor. Yalrazca ken- di ufuklanna götürmüyor okuyu- cuyu, tarunmış-tanmmamış eser- lere, sanatçılara ve onlann dünya- suıa da taşıyor. Ozanlann gizem- li ve uçuk dünyalannda geziniyor- sunuz bu günceler aracılığıyla. Hoşça Kal Dünya adlı şiirinden Mehmet Başaran'ın, dizeler ar- mağan ediyor bızlere: SİZ.NASIL- SEVIZ/ Bugünlerde ben/ kendime ağır geUyorum/ yikrverip acılan/ birköşeye/sevinçleridösenjvonım/ y-ahuzbklanaraLavıp; sevgiİeryük- leniyorum/ Siz nasıİsmız? Birçok güzel değerlerin yitiril- diği, güven duygumuzun azaldığı şu dağdağalı bunalım günlennde Vedat Günyol'u okuyunca, ben da- ha iyi hissediyorum kendimi; bü- tün bu aymazlıklara, olumsuzluk- lara rağmen düşünen, sorgulayan gerçek aydın insanlanmızın var olduklanrugörerek. Egitihniş, ör- nek insan ohna yolunda bir şeyle- ri başarmak için de; halkı eğiterek ınsanca yaşanılan, insanca yöne- tilen bir ülkede, yaşamı insanca duyumsamak ve paylaşmak için de Vedat Günyol gibi ustalara ih- tiyacımız var... REMZI KITABEVI VKM YAYINLAR CUMHURİYET DÖÎVEMİTÜRK HİKAYESİ.. (I0« ÖnlüTürkHikayecisinden hikayeler ve değerlendinneleri) Toker Yayınlanrun Türk Klasiklen/100 BÜYÜK EDİP ŞAİR Dizisinde 54 no.lu kitap olarak yayın- landı. Haariayan Ahmet Ozdemir. 944 sayfelık bu baş- vuru kıtabmda. Saıt Faik'len. Yaşar Kemal'e, Saba- hattin Ali'den Buket Uzuner'e, Orhan Kemal'den,, Necip Fazıl'a, Nazan Bekiroğlu'na 108 yazarm hayaü, eserleri, eserlerinden birer ömek ve vetdiği mesajlar ele ahnı- yor. Türkçe ve Edebiyat öğreJmenleri, Eğitim Fakülte- leri ve edebiyata meraklı herkes için kaynak eser. Fıyaü 15.milyon T L Tolcer Yaymlan- Ankara Caddesi No: 46 Cağaloğlu / Istanbul Tel-Fax: 02125223309 ve 0535 3199349 «Jazz stop Şubat 2002 Programı ERKIN KORAY 7-14-: KÜÇÜK SAHNE SADRİ ALİŞIK TİYATROSU rezervasyonlarınızı kredi kartı ile yapabilırsinız DOLUNAY KATILIA o ın e d i Y a ^ ^ n ; ROl-F Ol_SEM Ç^^»r€?r»r MALE KUNTAY Vönc-ten: MERAY ÜLC5EISI dev bir Orkestra ve VOkal eşliğınde bir çağdaş ozan sadık öürbüzŞİİRLERİYLE mümtaz sevinc VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Birliğimiz üyesi DOGAN YAYINCILIK'ın kurucusu. eğitimci, yazar CELAL AYDIN'ı kaybettik. Cenazesi 4 Şubat 2002 Pazartesi günü (bugün) Ankara, Kocatepe Camii'nde kılmacak öğle namazındarı sonra Karşıyaka Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. Aydın ailesinin acısuıı paylaşır, Yayın dünyasına başsağlığı dileriz. TÜRKİYE YAYINCILAR BİRLİĞİ 20:30 / PAZAR 15:3O Şubat 2002 Pazartesi rezervasyon ve bilgı için: 0212 252 93 14-15 Jazzitop. BüyükparmakKapı sok.sonu Tel. sok. r»:9 Beyoğlu Taksim istanbul wvw.jazzstop.com [email protected] JİSVfÇRE HASTANES! "GerçâSmûtffi Yünmâ" EiTHER \ILAR TiyatroStüdyosu DUNYANIN BAŞKENTi aat: 2O.3O ATAKÖY VUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZI Gişe Tel: O21 a 661 38 94-95 ^İSVİÇREHASTANESİ C:VREN AHMET CEMAL YÛNETEN AHMET LEVENDOGLU NİHAT İLERİ, MEHMET ALİ KAPTANLAR U UNAT KÜLTÜR MERKEZİ Te ı 0212 31i 10 83 1-.J ŞUBAT PAZARTESİ. SAAT 19:30 2' JBAT ÇARJAMBA, SAAT 19:30 B .'ix Cağrı Merkezı- 0216 İ54 15 55 wvv.biletix.com EFES rîlsen 'in kültüıve sanata katküan artarak sürecek. İlanlarımz İçin (0212)293 89 78 [email protected] [email protected] www.perareklam.com.tr •M HİKMKT Ü M Ü Z VA^Rç»F-r S Ö Yön«t«n: Mahmut Gökgöz Oynmymns MÜMTAZ SEVİNÇ Uyarlayan: Banu H. 7 ŞUBAT Perşembe saat: 20.30 DÛŞÛNSAHNESİ 0212.2924040 ISVIÇREHASTANESJ "GerçâSünütolmâ" / N t 20:30 AI//l/|/Taksim r\t\l V1 (Büvük S(Büvük Salon) Taksim Cumhuriyet Krtap Kulübü AKMGişe GENEL KURULİLANI Eğitim ve Bılım Ernekçıleri Sendikası (EĞİTİM-SEN) 1. Olagan Merkez Genel Kurulu 1-2-3 Mart 2002 tarihlerin- de saat lO.OOcla .Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfolo- jı Salonu-SIHHÎYE ANKARA adresinde toplanacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde 2. toplantı 8-9-10 Mart 2002 tarihinde aynı adreste ve saat 10.00'da yapılacaktır • Yoklama ve açılış • Divanın olusturulması • Açıhş konuşması • Gerekli komisyonlann olusturulması • Yönetim ve denetleme kurulu raporlannın okunması, göriişülmesi. aklanması. • Disiplin kurulu raporunun okunması. görüşülmesi, • Tüzük degişikliği • Çalışma programı kapsamında olan konulann karara baglanması, • Yönetim. Denetleme, Disiplin kurullan ile Üst Kurul delege adaylannın belirlenmesi, • Seçimler • Dilek ve temenniler, • Kaparuş. EĞİTtM-SCV MERKEZ YÖNETİM KURULU O2I2 252 38 81 0212 251 56 00 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Gszete Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yaalanyla, tarafsız habederiyle sivil toplumların gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0İ12.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle