12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2002 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Bulgaristan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ünal Lütfi ile Bulgaristan 'ın AB yolunu konuştuk 'ArtıkAByolundailerliyoruz' Dünya terorizme cephe almalı - Clkenizin bir dönem ciddi yoku'Juklar ve kara parayla boğuştuğunu söylediniz. Bulgaristan bu zorluklantu tam olarak aşabildi mi? - Şimdi bakın. AB'ye üye olmanız için bir kere AB müktesebatına uyum sağlamanız lazım. Biz, Bulgar parlamentosımdan gerekli bütün yasaları geçirdik. Artık Bulgaristan yolsuzluklarla mücadele ve kara parayla savaşımla ilgili konvansiyonlara imza attı. Biz artık tarafiz. - Peki, uygulamada başanlı olunabiliyor mu? - Işte, önemli olan da bu. Bunlan uygulamak lazım. Evet, yasalan geçirdik. Ama bunlann altını doldurmak lazım. - Sizce 11 Eylül olaylan dünyayı ve bölgemizi orta vadede nasü y - 11 Eylül olaylan, dünyanın terorizmle yüz yüze bulunduğunu bize gösterdi. Hatta büyük ekonomik ve askeri potansiyele sahip ABD bile, meydana çıkan bu yeni tehlikeyle tek başına baş edemez. Bütün demokratik devletler, güçlenni birleştirerek, dünya terorizminin kökünü kazımak üzere tek cephe kurmahdırlar. Küreselleşme sürecinin dınamizm kazandığına tanık oluyoruz. Bu süreçlerle güdülenen amaç, bütün dünya devletlerinin büyük ekonomik göstergelere ulaşmasıdır. Bu göstergeler ise sefalete karşı mücadele yürütmek, dünya banşını garantilemek ve dünya uygarlığının güvenliğini sağlamaktır. Sorunlar diyalogla• • * * • • * * cozuldu - Sizin kurucularından birisi olduğunuz Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin Bulgar etnik modelini oluşturduğu biliniyor. Oysa Bulgaristan ulusal devlet kimliğini de korudu. Bu nasıl başarıldı? - Hak ve Özgürlükler Hareketi, 12 yıldan beri Bulgaristan'da azuüıklann serbest Bulgar sivil toplumuna entegre olması doğrultusunda Bulgar etnik modeli sonucu mücadele vermiştir. Bulgar etnik modeli, etnik gruplar arasmdakı sorunlann diyalog yoluyla, ikna yoluyla, azınbklann toplumla bütünleşmesi için gerekli mekanizma ve köprülerin kurulması yoluyla çözüme bağlanmasınm ender bir modelidir. Bulgar etnik modeli, sadece Bulgaristan toplumunun ve bölgenin dikkatini çekmekle kalmadı, fakat ayru zamanda bu modelden Avrupa'da da okyanus ötesinde de söz edildi. Bulgaristan, azmlıklann hak ve özgürlükleriyle ilgili sorunlan kansız bir biçimde, etnik sürtüşme otmadan çözmeyi başardı. Hak ve Özgürlükler Hareketi, bu ürünüyle gurur duymaktadır, çünkü bu modelin başhca yaratıcısı Hak ve Özgürlükler Hareketi 'dir. - Bulgar etnik modeli hangi ilkeleri temel alıyor? - Bulgar etnik modeli şu iki ana iDceye dayanıyor Kimlik ve entegrasyon; ulusal devlet ve multi- etnik demokrasi. Tam bu iki ana faktör bu modeli canlı kıldı. Bu model, aynı zamanda geleceğin modelidir. Bulgaristan Cumhuriyeti'nde bu modelin zamanla ve demokrasinin gelişmesiyle mükemmelleşeceğine inanıyorum. PORTRE/ ÜNALLÜTFt J E" yj A TÂ ]/ÇA NflfJ JJ Yıl 1982... Bulgaristan 'ın başkenti Sofya 'dayım. Ilikleri titreten kışlardan biri yaşamyor. Ama siyasi hava ağır mı ağır. Sankifırtına T l/v/.L<l/ öncesi sessizlik Yorgi Dimitroff'ım anıtımn önünden doğru Aleksander Nevski Katedrali 'ne inen caddeden aşağı sağ kolda, eski îaş bir binanın ikinci kahnda Bulgar Kültür Komitesi bürosuna giriyorum. Büroda, bölgeyle ilgili daire başkanı, Balkan ağzıyla telaffuz edildiği biçimiyle "Yünal Lütfi" (Ünal Lütfi) ile buluşacağım. Bulgaristan 'da Todor Jivkov yönetimi, Türkiye 'den gelmiş Türk gazetecilerin Bulgaristanlı etnik Türklerle bir araya gelmelerine sıcak bakmıyor. Yine de konuşuyoruz. Çok canı sıkkın. Beni uyarıyor. Diyor ki: "Bak, yakında çokşeyler olacak Bulgaristan \n altı üstüne gelecek. lyi izle."Gerçekten de aradan birkaç ay geçmeden Bulgar Türkleri 'ne asimilasyon, isim değiştirme politikalan uygulandığını öğreniyoruz. Kulaklarımıza gözlerimize inanamıyoruz. însancıl, diye bize tanıtılan bir rejimde bunca insaniyetsizlik nasıl yapılır, sorusunu kendi kendimize soruyoruz. Başkaldıran insanlar tutuklamyor, sürgüne gönderiliyor. Çok geçmeden Todor Jivkov yönetimi iflas edince, insanlar Türkiye'ye sığınma yolunu seçiyorlar. Bugüne geliyoruz. Artık Bulgaristan AB üyeliği yolunda ilerleyen, insan haklarına, etnik azınıklara saygılı bir ülke. Sistemini adam etmek için elinden geleni yapıyor. Öteyandan ağabey olarak ortaya atılan Türkiye nal topluyor. Hâlâ AB kapısında bekletiliyor; hâlâ insan haklarına saygısızlık namı yürüyor; hâlâ sistemini yerli yerine oturtamıyor. Hâlâ tek bir milliyetçiliğin ulus devleti kurtaracağına inanıyor. Bu kıyaslamalan yaparak ve aradan geçen tam 20 yıllık dönemdeki olaylan da çözümlemeye çalışarak bugün Bulgar Parlamento Başkan Yardımcısı olan Ünal Lütfi 'yle ayrıntıh bir konuşma yaptık. 1944, Harmanlı-Bulgaristan doğumlu. Ortaöğrenimini Varna 'da Fransız Okulu 'nda, yükseköğrenimini Sofya Üniversitesi Türk Dili ve Doğu KültüHeri Bölümü 'nde tamamladu 1972-83 arası Kültür Komitesi Balkan, Asya ve Afrika ülkeleriyle Kültürel tlişkiler Daire Baskanhğı yaptu Bulgar Türkleri 'ne isim değiştirme ve asimilasyon politikası uygulamrken issiz kaldu 1990'da Haklar ve Özgürlükler Hareketi 'nin kurucuları arasında yer aldı. Aynı yıl Parlamento üyeliğine seçildL Altıyıl süreyle Haklar ve özgürlükler Hareketi Başkan Yardımcısı oldu. Şu anda Bulgaristan Parlamentosu Başkan Yardımcısı, Avrupa Konseyi Parlamenterler AsamblesVndeki Bulgar heyeti başkanu -Sizinle soyfa 'da ilk kez 1982yılında, siz Kültür KomitesiDa- ire Başkanı 'yken tanışmıştık. Daha o dönemde Bulgaristan Türkleri'ne asimilasyon uygulanacağımn belirtileriyoktu. Ama bir konuşmamızda bana,' Bekle, çokyakında burası altüstola- cak", demişüniz. 1983 sonunda bilinen olaylaryaşanmaya baş- landu Derken bugünegeldik. Bugün Bulgaristan Türkleri'nin ağırltkta olduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi hükümette ko- alisyon ortağu tlkenizde ne oldu da bu kadar kısa zamanda böy~ lesine değişimleryaşandı? HJTFf-Evet, çok doğru söylediniz. Hepimize çok acı veren o asimilasyon yülannı hep birlikte yaşadık. gördük. En yakın arka- daşlanmızın, dostlanmızın isimleri değiştirildi. Çok kişi işınden oldu. însanlar Belene Adası'na gönderildiler, tutuklandılar. Daha sonrakomünist yönetim yıkıldı. 12 yıldan beri totalıter, komünıst yönetimden, çalışan pazar ekonomisine, demokratik bir topluma geçtik. 1990-2001 arası ülkemizde 4 kez parlamento seçimi, 2 kez de cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Bu dönem içerisinde ülke- miz önce Bulgar Sosyalist Partisi'nin şahsında sol bir hükümet tarafindan yönetüdi ve bu hükümet, devleti tam bir ekonomik ve politik krize götürdû. 1997-2001 döneminde ise Bulgaristan'da- ki Hıristiyan Demokraüar'ın Demokratik Güçler Birliği Hüküme- ti iktidarda bulundu. Bu hükümetin dört yıllık görev süresınde ül- kemizde, başhca dış politika alanında olmak üzere, bazı önemli olaylar meydana geldi. Örneğin. Bulgaristan, Aralık 1999'da Hel- sinki'de AB'yle görüşmelere davet edildi. Iç po- litikada ise mali sistemin dengeye kavuşturulma- sı için gerekli koşullar yaratıldı. Yılda yüzde 4- 5 oranında reel birekonomikbüyüme sağlanma- sı amacıyla gerekli önkoşullann yaratılması için çaba harcandı. - Demokratik Güçler Birliği hükümeti o ka- dar başanlı olduysa neden son 17 Haziran se- çimlerini kazanamadı ? - Bütün bunlar o dönemde sadece iktıdarda bulunan siyasi gücün değil, aynı zamanda bütün öbür devlet kuruluşlannın, Bulgar toplumunda ve muhalefette bulunan bütün politik güçlerin de başansı sayılu". Öte yandan, Bulgar vatandaş- lannın ülke içindeki ana sorunlan çözüme bağ- lanamadı; vatandaşlann gelirleri düşük seviye- de kaldı. Işsizük oranı arttı. Cinayet olaylanna karşı mücadelede alman sonuçlar yetersizdi. Rüş- vetçilik geniş boyutlara varmıştı. Adalet sistemi- nin bağunsızhğı zedelendi. Devlet kuruluşlan- nın özelleştirilmesi, iktidardaki çoğunluğun çev- resinden bazı işadamlannın ve ekonomik grup- lann himaye edilmesi ve zenginleştırilmesi için bir araç oldu. Demokratik Güçler Birliği'nin dört yıl süren yöne- timi iştebuşekildegeçti. 17Haziran2001 tarihinde Bulgaristan'da 39. Millet Meclisi için olağan parlamento seçimlen yapıldı Se- çim sonuçlan hem iç politika açısından, hem de dış politika göz- lemcüeri için sürpriz oldu. Demokratik Güçler Birliği ile Bulgar Sosyalist Partisi, parlamentoda 51 ve 48 sandalye, yenipolitik güç olan İkinci Ulusal Simeon Hareketi 120 sandalye, Hak ve Özgür- lükler Hareketi ise 21 sandalye kazandı. - Kral İkinci Simeon, 50yıllık sürgün yaşamından sonra ül- kesi için bir kurtarıa olarak mı görüldü? - Evet. Ülkemizın politik sahnesine Bulgar vatandaşında yeni umutlar uyandırabilecek yeni bir kişinin çıkması gerekiyordu. Bu kişi bundan 50 yıl önce komünist rejim tarafindan sınır dışı edi- len ve o zamandan beri Ispanya'da yaşamış olan Bulgar Kralı îkinci Simeon'du. îkinci Simeon'un Bulgaristan'a gelmesiyle ve tkinci Simeon Ulusal Hareketi'nin oluşturulmasıyla siyaset sah- nesi netlık kazandı. - Yani aşın sol ile aşın sağ arasında gidip gelen Bulgar seç- men sonunda merkezde mi karar kıldı? - Evet. Aşın soldan aşın sağa gidenpolitika rakkası Bulgar seç- menlerinin bu seçimlerde gösterdikleri irade sonucu politik mer- kezde durdu. Hak ve Özgürlükler Hareketi, son 12 yıl ıçinde ül- kemizde üçüncü politik güç olarak kendisini kabul ettirdi. Hak ve Özgürlükler Hareketi, normal politik şartlarda, Bulgaristan'da ana politik güçleTdenbirisi oldu. Şimdi koalisyonhükümetınde iki ba- kanı var. Bunlar Tanm ve Ormanlar Bakanı Mehmet Dikme ile Doğal Afetler Bakanı Nejdet MoDov'dur. Aynca, Hak ve Özgür- lükler Hareketi, ikhdar ortagı olarak hükümete 7 bakan yardım- cısı, 2 valı ve 6 vali yardımcısıyla da katılmaktadır. Kasım 2001 'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçilen Georgi Pnvanov da Hakve Özgürlükler Hareketi seçmenlerinin oylannın yardımıy- la cumhurbaşkanı oldu. Çok ilginçtir. Bulgaristan tarihinde Türk- ler, Hak ve Özgürlükler Hareketi ile ilk kez klasik koalisyon hü- kümetinde görev alıyorlar. Bu da Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin Bulgaristan ve Bulgar halkının cıkarlanna bizmet eden akılcı ve basiretli bir politika ızlemesinin sonucudur. NATO İle Işblrllfll - Bir de Kosova krizipatlak verdiğinde NATO'nun Bulgaris- tan 'dan hava koridoru açması talebi vardu Bulgar Parlamen- tosu, Sırplann Kosovalı Arnavutlara izledikleri soykınm hare- ketinin b'nüne geçilmesi için bu hava koridorunun açılması ge- rektiğinde ısrarlı olmuştu... - Evet. Çünkü insan haklan en yüksek değerlerdir. EğeT Slobo- dan Müoşeviç insan haklaruu bu kadar çirkin ve nefret uyandın- cı bir biçimde ayaklar altında çiğnerse bizlerin demokratik dev- letlerin yanında olmamız gerektiği, biçiminde sesler yükseldi. Daha sonra, biraz önce de söylediğim gibi Helsinki Zirvesi'nde AB'yle Bulgaristan'ın üyelik görüşmeleri başlatması karan alın- dı. Bu, Bulgaristan için bir dönüm noktasıydı. 2000 yıh Nisan ayın- da görüşmeler başladı. Bugün de çok hızlı devam ediyor. Aynı za- manda, BulgaristanNATO'yla çoksıkıbir işbirüği içine girdı. Böy- lelikle. Hıristiyan Demokratlar'ın yönetimi sırasında iç politika gerçekten çok kötüyönetilirken dış pohnkadabazı çok olumhı adım- lar da atıldı. Derken aradan dört yıl geçti ve 17 Haziran 2001 'e gelindi. Demokrasıye geçişten sonra Bulgaristan'da ilk kez erken genel seçımlere gidilmiyordu. Seçimler tam zamanındayapüacak- tı. Halk aşın sağdan da aşın soldan da desteğini çekmiştı. Yeni bir siyasi güç gelmeliydi. O da Kral Bdnci Simeon'du. Kral Simeon, daha alu yaşındayken 1947'de ailesiyle bırükte, komünist rejim tarafindan sınır dışı edümişti. Aile, Türkiye'dengeçerek Ispanya'ya gitmişti. Simeon 50 yıl Ispanya'da yaşadı. Türkiye önemli ortak - Bildiğimiz kadanyla Kral Simeon hep Bulgaristan 'a geri dönme düşüyleyaşamıyor muydu? - Evet. O, Bulgaristan'm acılanyla yaşayan bir Bulgar vatanda- şı. bir kraldı. Son 10 yıl içerisinde birkaç kez Bulgaristan'ı ziya- ret etti. Sonuçta da tkinci Simeon Ulusal Hareketi'nı kurdu. Bul- gar halkı bunu görünce bütün inancuıı, güvenini ona verdi. Yeni güç, yeni lider, yeni bir politika umudu oldu. Gerçekten Bulgaris- tan halkı için çalışacak, uğraşacaktı ve Bulgaristan'ın yann daha iyi günleri için bilgi binkimini, enerjisinı kullanacaktı. - Peki, Kral Simeon, halkın beklentisine bu karşılıklan vere- biliyor mu? - Kral İkinci Simeon parlamentoya giren siyasi partilerle uzun uzun görüştükten sonra bizim Hak ve Özgürlükler Hareketi'yle koalisyon hükümeti kurma karan aldı. Aradan yedi ay geçti. Işi gayet güzel götürüyoruz. Sorunuza gelince .. Kral Simeon başa- nh, ama işi zor. Çünkü geçmiş hükümetlerin bmıktığı sorunlan çözmek zorunda. Örneğin çok büyük bir işsizlik sorunu var. Eko- nomiyi yeniden canlandırmak gerekiyor. Yem iş yerleri açmak la- zım. Bulgaristan' ın büyük yatırımlara çok ihtiyacı var. Yolsuzhık- larla mücadele etmek şart. Güvenlik güçlenni ve adalet sistemi- ni yeniden yapılandırmak lazım. Biz, hükümet ortagı olarak iyim- seriz. Yavaş yavaş da olsa hükümetin doğru yolda gittiğine inanı- yoruz. Bu da çokönemli.fidkoalisyon ortağının parlamento grup- lan çok sık toplanıyor ve yakın geleceğin takvimini belirliyoruz. Bu arada gerekli olan önlemlen de tabiı ki ahyoruz - Hak ve ÖzgürlüklerHareketi'nin koalisyon ortagı olmasıy- la Bulgaristan 'da etnik gruplara konulan bazı engeller, ya da yerieşik etnik tabular kalkmadı mı? - Evet, kalktı. Bu da Bulgaristan ve Balkanlar için çok önemli bır gelişme. Halk artık ön yargılardan yavaş yavaş annmaya baş- ladı. Yanı, Türk artık Bulgaristan'da Türkiye'nin uzantısı. ya da "beşinci kol" olarak görülmüyor. - Geçmişte Bulgaristan 'da Türklere u be- şinci kol" gözüyle mi baküıyordu? - Öyle bakılıyordu. - İyi de, acaba bu bakış açısını cesaret- lendirmede Türldye'nin izlediğipolitikala- rın da payı var mıydı? - O zamanlar Türkiye'nin hatası yoktu. Hata, dünyanın iki kutuplu ohnasından kay- naklanıyordu. NATO- Varşova Pakh, GO- REÇOM-AET olarak bölünmüştük. Bu iki blokunaskeri paktlan da olunca iki tarafara- stndala düşmanhk iyice könıkleniyordu. Tür- kiye NATO, Bulganstan Varşova Paktı üye- siydi. Ama biz çok iyi bihyoruz ki Türk hal- kının Bulgar halkına karşı çok olumlu, say- gı dolu duygulan vardır. Ne yazık ki o dö- nemlerde Bulgarlar'ın beyınleri yıkanmışh. Bu da eğitim politikası yoluyla yapılıyordu. Bugün Balkanlar'da yavaş yavaş bir banş ha- vası esmeye başladı. Bu da yaşadığımız böl- ge için çok önemli. Bugün Bulgaristan'la Türkiye arasuıdaki ilişkıler her bakundan mükemmel. Hatta iki ülke arasındaaskeri, sa- vunma anla^maları da yapılıyor. Ekonomik alanda işbirliği ola- naklan gehşnriliyor. - Başbakan Ecevit'in Bulgaristan'a yaptığı ziyaret bu an- lamda nasıl değerlendirilebilir? - Sayın Ecevit'in zıyareti son derece başarüıydı. Geniş çaph so- runlar masaya yatuıldı. Şunu her şeyden önce önemle \arrgula- mak istiyorum: Bulgaristan için 2002 yıh çokönemli. Bu yıhn ka- sım ayında Prag'da NATO zirvesi yapılacak. Prag zuvesınde NA- TO'nun genişlemesi için çok önemli kararlar alınacak. - Başta Bulgaristan olmak üzere NATO 'nun genişleme sûre- cinde yeni üyeler olacak, öyle değil mi? - Evet. Türkiye bizim için çok önemli bir ortak. Ortaktan da öte çok önemli bir dost, bir komşu. Hatta TBMM'den geçen yıl, Bul- garistan ve Romanya NATO ülkesi ohnalıdırlar, biçiminde bir ka- rar da geçmişti. Bu, bizim için çok önemlidir. ÇünküTürkiyeNA- TO'nun kurucu üyelerinden birisidir. Sofya-Ankara ilişkileri iyi olunca bu da bütün bölgenin istikran için çok olumlu sinyaller ve- nyor. Böylece bölgemiz rahatlamış olacak. Aynca, Bulgaristan'ın izlediği dış politika gayet olumludur; onda bir süreklilik vardu:. Bulgaristan'ın dış politikası hükümetlerle değışmez. O, bir dev- let politikasıdır. Biz, bütün komşulanmızla ya ikili ya da çok ta- raflı diyalog içindeyiz. Romanya'yla birlikte AB ve NATO'ya aday ülîceler olmamıza rağmen birbirirnizi rakip olarak görmüyo- ruz. Tam aksine, birbirimize yardun ederek hedefimize doğru yü- rüyoruz. Bütün dünya da bunu görüyor. Balkanlar'da artıkbanş havası esmeye başladı - TürMye'nin, sonyıllarda Yunanistan'la ilişkile- rinin ciddi biçimde iyiye doğru gidiyor olması, Bul- garistan 'la Hiskilerîni de etkilemiş olabilir mi? - Tabii ki olabilir. Bugün neresinden bakarsanız ba- kın, sürtüşmeler, krizlerbir sonuç vermiyor. Sürtüşme- lere, krizlere giren ülkeler kaybediyor. Yunanistan da Tür- kiye de anladı ki diyalogla sorunlan çözmek lazımdır. Bu iş başka türlü olmuyor. Bizler de bu olumlu havayı izledikçe çok sevüıiyoruz. Türkiye'yle Yunanistan'ın Ege'deİci sorunlannı çözme yollannı aramaya karar ver- meleri bizim ve bölgemiz için çok önemli. Hatta bunun etkileri çok önemli. Sürtüşmeye girmek değil, tam ter- sine, sorunlan masaya yatınp bunlara içtenlikle çözüm aramak lazım. Bu sürtüşme, bunalun ortamı tabii ki bü- tün bölgemizi etkiliyor. Gözle görülür biçimde dünya- da diyaloğun güçlendirilmesi için çahşmalar yapıldığı ortada. Burada, banş kültürünün çok önemli olduğunu da vurgulamak istiyorum. Biz, Hak ve Özgürlükler Ha- reketi olarak 12 yıldır Bulgaristan'da konsensüs ve di- yalog politikasını yerleştirmek için elimizden gelen her türlü çabayı harcıyoruz. "Eğçr bir sonra varsa, h«nen görüşme masasuta oturahm" diyoruz. - Yani Balkanlar'da artıkyavaş yavaş barış havası esmeye başlayacak mı? Bu bölgede çok kültürlüluğe tahammül egemen olabikcek mi? - Bu başladı bile. Bu esinti Avrupa için fevkalade bir örnek olacak. Çünkü Balkanlar coğrafi bakımdan Av- rupa'nın güney kısmının bölünmez bir parçasıdır. Üs- telik BalkanlaT, Avrupa'nin değerleri açısından da ger- çekten onun bir parçası olmalıdır. Balkanlar hem etnik hem kültürel zenginliğiyle Avnıpa'ya büyük katkı sağ- lar. Avrupa'da çok kültürlü diyalog gerçekleşirse sonuç- lan mükemmel olur. Böylece yann. öbürgün sınırlaror- tadan kalkar. -Peki, sizceBulgaristan 'mAB üye- liği süreci ne zaman başlar? - Bu sorunuz çok önemli. Biz, 2006'yakadarkendimize birtarihkoy- duk, bir program yaptık. Görüşmeler bize göre 2003'te bitmelidir. Biliyor- sunuz, ondan sonra prosedürler başla- yacaktır. Yani, 15 ülkeninparlamento- su Bulgaristan'ın tam üyeliğe kabul edilmesini ayn ayn onaylayacaklardır. Bu işin tamamlanması için de bir bu- çuk yıl ister. Ondan sonra, 2006'da bu prosedür bitmeli ve 2007 Ocak ayın- datam üyeliğe geçmeliyiz. Bizim tak- vimimiz bu. Ama tabii ki bu, iki taraf arasındaki bir görüşme sürecidir. One- denle de koyduğumuz tarihlere de mut- lakave sıkı sıkıyabağlanmamaklaznn. Bulgaristan AB'ye üye olmak istiyor. Amaöbürtaraftada, pekçokkriteri olan AB var. O kriterleri tam olarak yerine getirdiğimiz zaman ancak AB bize, "tamam. buyuniD" diyecektir. - Bulgaristan siyasi kriterleri tut- turdu gibi, ama daha ekonomik kri- terleriyerinegetiremediizlenimivar. Bu doğru mu? - Ekonomikkriterleri hâlâtutturama- dı. Açıkça söylemek gerekirse daha yolun yansındayız. Ama bugünkühü- kümet önümüzdeki üç yıl içinde bu yolu kateder. Bence Bulgaristan. hal- kınıngücü ve dogrupolitika izleyenhü- kümetiyle hedefme ulaşacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle