22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22ŞUBAT2002CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sabancı: İdamı kaldıralım • tSTANBUL(AA)- Ailesi ve işadamı Kadir Has ile birlikte bayram tatilini geçirmek üzere Fransa'nın Nice kentine giden Sabancı Holding Yönetım Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı, ölüm cezasının kaldınlması tartışmalanyla ilgili olarak, "65 milyonun menfaatından dolayı taşı bağnma basanm. İdamı kaldıralım" dedi. Sabancı, "Şimdı biz şapkamızı önümüze koyacağız, biz oraya girelim mi, girmeyelim mi? 65 milyon kişinin menfaatı oraya girmek ise benım kanaatim, onlann olmazsa olmaz dediği bu koşulu kabul etmemiz lazım. Elin oğlu aman gel, kurban olayım demiyor ki. Biz oraya girmek istiyoruz" diye konuştu. Aygün: Kurtuluş madenlerde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin krizden çıkış için yeraltı kaynaklanna yahrım yapması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin dünya bor rezervinin yüzde 70'ine sahip olduğunu anımsatan Aygün, yalnızca bor madenine yapılacak 400 milyon dolarhk yatınmın Türkiye'yi dünyanın gehşmiş ülkeleri arasına sokabileceğini belırtri. Bor madeninin stratejik bir ürün olduğunu, başta uzay ve savunma sanayii olmak üzere yüksek teknoloji gerektiren her alanda kullanıldığına dikkat çeken Aygün, tüm dünyanın bor ihtiyacıru tek başına 400 yü karşılayacak düzeyde rezerve sahip olan Türkiye'nin, bu madenine sahip çıkmasını istedi. Türk işadamları Irak'a gidiyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk işadamlan, ticari ilişkılerin geliştirilmesi çerçevesinde, Irak'a gitnıeye hazırlanıyor. Dış Ticaret Müsteşan Kürşad Tüzmen başkanlığında, 2- 5 Mart tarihleri arasında, Irak'ta temaslarda bulunacak olan heyette, 15C:şadamı yerilacak. Temaslar çercsvesinde, 11. faz (aşaıa) kapsamındaki ihakierin sonuçlarının değerlendiribnesi, hükinet yetkilileri ve özel sekor temsilcileriyle ikili gönşmelerin yapılması bekieniyor. Türk işaomlan, Iraklı parzerleriyle yapılacak yımdak masa topintılanna da katılacak. Mdrnıet KuUular taHye ofdu • MZE(AA)- Kıroreli'nin Vize Kapah Cesevi'nde ruruklu bulıan Yeni Asya Gastesi Sahibi Mehmet Kutüar, tahliye oldu. KutUar, 10Ekıml999 tarraie Ankara Kooepe Camii'nde Said- 1 Nısı'yi anmak için düzalenen bir mevlit çıkmda, "Deprem ilahi bir iazdır" dediği için TC"nin312. maccesinden yargılanarak 2 yı ^ gün hapis cezası alma. 2 yıl önce Ceza Yasası'nın değiştirilerek ölüm cezasının kaldınlabileceğini söyledi SezeryolgöstermiştiANKARA (CumhuriyetBü- rosu)- Koahsyon ortaklan ara- sında tartışmalara yol açan ölüm cezasınm kaldınlması konusunda sessizliğini koru- yan Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer'in, 2 yıl öncesin- den hükümeti uyardığı ortaya çıktı. Sezer, 1 Ekim 2000'de yeni yasama yılının açılışmda ölüm cezasının kaldınhnası için bir anayasa değişikliğine gereksinim olmadığını bildir- Uluc Cürkan • Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ölüm cezasının kaldınhnası konusunda hükümeti 2 yıl önceden uyarmıştı. Türkiye'nin "AB istemeden" ölüm cezasmı kaldırması gerektiğini söyleyen Sezer, bunun için anayasa değişikliğine de gerek olmadığını vurgulamıştı. di. Sezer, Türk Ceza Yasası'nda yapılacak değişiklikle "öJüm ce- zası gerektiren suçlann ağır- laşonhnış ömür boyu hapis ile cezalandınlmasıııın'' sağlana- bileceğini vurguladı. AB Komisyonu'nun genişle- meden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in Ankara ziyare- tinde "öJüm cezasının fümüy- le kaldmlması" konusundaki beklentilerini ifade etmesinin ardından, hükümet ortaklan arasmda alevlenen tartışmaya Sezer'in katılmaması dikkat çekiyor. ANAP Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Me- sut Yıfanaz ise birkaç gün ön- ce yaptığı açıklamada, ölüm cezası konusunda "Cumhur- başkanıile aynı göriişü paylaş- Liderlere mektup yazacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Konseyi Parlamenterler Mec- lisi Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan. Iiderlere mektup yazarak ölüm ceza- sının kaldırılması konusunda destek isteyecek. Gürkan, "Idam cezası mut- laka kalkmalı. Apo'nun asılması PKK'nin ekmeğine yağ sürer"* dedi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkan Yardımcısı Uluç Gür- kan, bayram sonrasında liderlere bir mektup yazarak "Avrupa Konse- yfndeki durum ve idanun kaldmhna- sının zonınluluğu" konusunda gö- rüşlerini iletecek. Gürkan, "talepedü- mesi haiinde,fiderlereaynca bilgi ve- rebileceğini'' de söyledi. MHP'nın ölüm cezasının kaldınl- ması konusundaki itirazlanmn ger- çekçi olmadığını vurgulayan Gür- kan, "Apo'nun idamı PKK'ninekme- ğine >ağsürmekolur" dedi. Gürkan, "Apo'dan Mandela üretikbiJeceğini söytemek Türk halkma hakarettir. Apo'ynyaşarken çürütmekşehiüerin ruhuna en büyük fatihadır. PKK de böyleceçürür.Apo cezaevindeçürür- ken, PKK kendine Kderseçemez" gö- rüşünü dile getirdi. Avrupa Konseyi: Olüm cezası her koşulda kaldırılsın STRASBOURG (AA) - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, ölüm cezasının savaş suçlan da dahil olmak üzere her koşulda kaldınlmasını ön- gören bir protokolü dün kabul etti. Avrupa Konseyi nin, Avrupa In- san Haİdan Sözleşmesi'ne ilave ha- zırladığı 13 numaralı protokol, Ba- kanlar Komitesi'nin 3 Mayıs 2002 ta- rihinde yapacağı toplantıda üye ül- kelerin imzasma açılacak. Avrupa Konseyi tarafindan yapılan açıklamaya göre hazırlanan proto- kole taraf olacak ülkeler hiçbir şekil- de çekince koyamayacaklar. Açıklamada, protokolün, Avrupa Konseyi'nin ölüm cezasma her ne koşul olursa olsun karşı olduğunu gösteren güçlü siyasi bir mesaj oldu- ğu vurgulandı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART m.kart(a superonline.com.tr nklannı'1 söyledi. Yılmaz'ın bu sözleri, Köşk'ün, hüküme- te bu konuda "yenibir görüş mü ilettiği'' sorusunu gündeme ge- tirdi. Ancak Sezer'in yakm çev- resi, Cumhurbaşkanı'nin bu konudaki görüşlerini daha ön- ce açıkça ortaya koyduğuna işaret ettüer. Cumhurbaşkanı Sezer, gö- reve gelmesinden yaklaşık 1 ay sonra 16 Haziran 2000'de Baş- bakan BüJent Ecevit ve Ba- kanlar Kurulu üyelerini kabuJünde, ölüm cezası- nı gündeme getirmişti. Türkiye'nin "ABisteıne- den" ölüm cezası mevzu- atından çıkarması gerek- tiğini belirten Sezer, şu görüşlere yer verdi: "Olümcezası kalduihna- hdır. AB'ye gireceğimiz zaman da bu değişiktik zorunhı görütüyor. Zaten Meclis 10 yıla yakındır ölüm cezalannı onayla- nırvor. Daha fazla tarüş- malarayol açmadan öhim cezası gündenıden çıkar- olmalıdır. Avrupa lnsan Haklan Mahkemesi ka- rannı açıklamadan biz kaldırmış olahm.AB bu- nu şart koşmadan, dayat- madan Türkiye bunu en kısa sürede kaldırmalı- dır." Sezer, 1 Ekim 2000'de TBMM'de yeni yasama yılının açılışında yaptığı konuşmada da şunlan söy- ledi: "Anayasadeğişiküği hagfamıryta y^ırmn /aman gündemegefen bir konuda ölüm cezasının kaldınl- masıdır. Bu konuda bir anayasa değişikliğine ge- reksinimbulunmamakta- dır. Avnı sonucun Türk Ceza Yasası'nın ölüm ce- zası gerektiren suçlann, öhlmcezasıdışmda,örne- ğin ağuiasünbmş ömür boyuhapisflecezatandvıl- masmı sağlayacakbir göz- den geçirmeye bağh tutul- masryla elde edüebileceğt- ni befirtmekisterim. Böy- lelikle uzun yuiardır uy- gulanmayan ölüm cezası yasal olarak yürürtükten kakfanlnuş obcakür." Ölüm cezası kalkmadan AB'ye üyeliğin gerçekleşmeyeceğini söyledi Ecevît: Pazarhk yokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan BüJentEcevit, hükümet orta- ğı MHP'nin itirazlanna karşın, "Idam kalkmadan tam fiyefik ohnaz" sözle- riyle tavnnı net olarak ortaya koydu. TBMM Başkanı Ömerİzgi,' anayasada olan bir hükmün Türk Ceza Yasası'nda (TCY) kaldınl- masının "MecJis'inzorbirtakdi- ri" olacağını söyledi. Başbakan Bülent Ecevit, gaze- tecilerle bayramlaşırken ölüm ce- zası konusundaki sorulan da yanıtladı. Kendisinin 1970'li yıllardan beri ölüm cezasının kalkmasını istediğini anımsa- tan Ecevit, "Bunun sonyıllardakigeliş- meierle ilgisi >ok. Şunu herkes kabul et- melklirkL idanı kalkmadanAB'ye tam üyeJik gerçekleşmez. Umarun ki engeJ- ler ortadan kalkar. AB'ye tam ÜyeJik için bu engeünönümüzden kalkmasıla- • Ecevit, Çiller'in 'Öcalan'ı asahm, ondan sonra ölüm cezasını kaldıralım önerisini ise "Böyle bir pazarlığa girmeyiz" diyerek geri çevirdi. zrnı" diye konuştu. Ecevit, anayasada ifa- desi olan bir düzenleme için yasada de- ğişiklik yapmanın yeterli olup ohnaya- cağı yönündeki soru üzerine, "Onu hu- kukçulartaraşnor" yanıtını verdi. Ece- vit, DYP Genel Başkanı TansuÇiller'in, "Öcalan^asıatan,sonraölümcezasmıkaJ- dn-ahm" önerisini ise "Böyte bir pazar- bğa gBTnejiz" diyerek gen çevırdi. Sdçuk: Çoktan kalkmahydı » Yargıtay Başkanı Sami SeJçuk, Türkiye'de idam cezasının, 20-30 yıl önce kaldınhnası gerektiğini belirtti. Bu konuda referanduma gitmenin de yanhş olacağım söy- leyen Selçuk, "Bu meseJe, Avrupa Bn-- Kği'ne girip girmeme meseksi değfldir. AvrupaBirliğideölümcezasıolanüikeleri içine almaz" dedi. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr Biliyorum bıktırma eşığinde- yim. Üstelik okuma lezzetini kabartan birkonu dadeğil. En azından benim yazıcılık hüne- rim "Aaa şu yazıyı bir okuya- yım" dedirtmeye elvermiyor. Ama yine de ve bir kez da- ha: Eksenler. Her birinin kendine özgü gö- rüşleri, tercihlerı, yargıları, de- ğerleri, ideolojik yönelimleri olan insanlar aralarındaki de- rin aynmlan ya da ayrımcıkla- n (=nüanslan) bir yana bırakıp toplumun bugününü veyannı- nı belirleyecek eksenler'in iki yanında öbekleşirler. Tarihten ve bugünden yüz- lerce, binlerce örnek verilebi- lir. Örneğin sağ ve sol olarak öbekleşirler. Kimi kendini sol- cu olarak tanımlar ve kendini solcu olarak tanımlayanlarla buluşur. Kimi sağcıdır. Siyasal, toplumsal yerini sağcılann bu- luştuğu öbekte alır. Kimi miliiyetçidir. TürkseTürk olmaktan, Fransızsa Fransız, Arapsa Arap, Almansa Alman olmaktan gururduyar. Kimi ise enternasyonalisttir, kozmopo- littir. Etnik (=ırksal) farkları umur- Bir Kez Daha: Eksenler samaz ve önemsemez; kendi- ni insanlığın birbireyi, bir "dün- ya yurttaşı" olarak tanımlar... Toplumlann yaşamında, he- le hele büyük dönüşüm gün- lerinde, degişimlere gebe çal- kantrlı dönemlerde öbekleş- meler önem, derinlik ve keskin- lik kazanır. • • • Bu köşede Avrupa Biriiği'nin bu dönemde Türkiye'de öbek- leşmelerin belli başlı motorla- rından biri olduğu, yepyeni öbekleşmelere yol açan bir ek- sen olduğu defalarca yazılıp çizildi. Yazının başında vurgulandı- ğı gibi: Adeta bıktırmacasına!.. AB ekseni öylesine güçlü, öylesine başat ki, düne kadar önemli sayılan pek çok başka ekseni silikleştirıyor, ikincilleş- tiriyor. Düne kadar aynı öbekte yer alanlan aynştırıyor. Düne kadarfarklı hatta taban tabana zıt öbeklerde yer al- mışlan yakınlaştırıyor, birleşti- riyor, birbirine kenetliyor. Alın Doğu Perinçek önder- liğindeki Işçi Partisi'ni. Arala- nnda yönetjci düzeyde sorum- luluklarüstlenmişepeytanıdı- ğım var. Kimileriyîe aynı hapis- hane koğuşunu bölüştüm. Ço- ğuyla aynı yıllarda Marksizm- le tanıştım. Birlikte yol yürü- düğümüz de oldu; yollanmı- zın aynldığı keskin dönemeç- ler de. Ama buluşmalar ve uzaklaşmaJar sosyalizm düz- lemindeydi. Marksizme bağlıydılar; enter- nasyonalisttiler. Tartışmalar, çekişmeler, itişip kakışmalar bir eksenin iki yanında yer ala- rak değil, eksenin aynı yanın- da buluşup. sosyalizme giden yoldaki ideolojik farklılaşma- lardan doğuyordu. Şimdi pek çok okur mektu- bunda, e-mektubunda, faksın- da sık sık ve pek çok (hem de ne çok) aynı soru üretiliyor: Iş- çi Partisi'nın savunduklan ile MHP'nin savunduklan arasın- da ne fark var? Soruyu yanıtlamak benim ne ödevim, ne hakkım. Ama böy- le bir soru var ve özellikle son günlerde bu soru pek sık yine- leniyor, yöneltiliyor. ••• Işçi Partisi ilginç bir örnek olduğu için verildi. Düne kadar eksenin iki yanında konumla- nanların, gitgide eksenin aynı yanında öbekleşmeye başla- malannın ilginç birörneği oldu- ğu için. Şaşırtıcı konumlanmaların, dünün belirleyici eksenlerinin silikleşip yeni eksenlerin (ör- neğin AB, örneğin Kürt soru- nu, örneğin eli kulağında ol- duğu anlaşılan Irak sorunu) ağırtık kazanmasının başka ör- nekleri var. Düne kadar "sosyal demok- rasi" ortak paydasında buluş- muş, aynı partilerde (CHR SHR DSP vb.) yer almış kişi ve grup- lar, bugün AB ekseninin iki ay- n yakasında, yani birbirlerine karşı konumlardalar. Keza Atatürkçüler. Onlar da düne kadar aynı potada eri- dikleri kanısındaydılar. Mus- tafa Kemal'in bağımsızlık ve Batı uygarlığı ile bütünleşme hedeflerini aynı bütünün bile- şenleri olarak tanımladığı Ke- malist ideoloji çerçevesinde davranmaktaydılar. Oysa bu- gün AB'ye karşı tutum onlan da derinden sarsıyor, etkiliyor ve bölüyor. Kimsenin Atatürkçü- lüğünden kuşku duymaya hak- kı olmayan pek çok kişi ya da grup "AB'de buluşmak - AB dışında kaimak" ik/leminde saf- lannı seçiyor ve aynşıyorlar. Marksist sol da bu aynşma- lardan nasibini alıyor. "Eme- ğin Avrupası" tercihiyle "AB içinde sosyalizm mücadele- s/"önerenlerie "şirketlerAvru- pası'na hayır" diyenler bugün artık birbirlerine uzak değil zrt konumlardalar. Yani... Yani alışık olmadığımız bir altüstlük, eski eksenlerin silik- leşip, yeni eksenlerin ağırlık kazandığı bir çalkantı yaşıyo- ruz. Üstelik yakm erimde du- rulacak, durup oturacak bir çalkantı da değil. Tersine da- ha da şiddetlenecek ve aynş- maları daha da keskinleştire- cek. Bugün "Haydi canım sen de. Olmaz öyle şey" dedirte- cek derinlikteki ve şaşırtıcılık- taki aynşmalara ve buluşma- lara ebelik edecek bir büyük çalkantı... ÜĞÜPOLTltKA GÜINLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Gülen TÜPkiye'ye Döner mi?.. Fethullah Gülen üç yıldır ABD'de yaşıyor... Peki, Gülen niçin Türkiye'ye dönmüyor? işte bu sorunun yanrtı bilinmiyor... Üç yıldır ABD'de yaşayan Fethullah Gülen'in, oraüa bazı yetkililerle ilişki içinde olduğu, Re- cep Tayyip Erdoğan için çalıştığı son günler- de çok konuşuluyor... Fethullah Gülen ve Esad Coşan... Coşan Nakşi'ydi ve Avustralya'ya yerleşmiş- ti. Bir trafik kazasında yaşamını yitiren Coşan, 'Amerikancı Islam modelini' savunuyordu. Coşan, uzun yıllar Arap sermayesinin de des- teğini almıştı... Gülen'in ABD'ye, Coşan'ın Avustralya'ya yer- leşmeleri bir rastlantı mıydı? Gülen de Coşan gibi, 'Amerikancı Islam Mo- deli'nl savunuyordu. Ancak ikisini birbirinden ayıran bir özellikleri vardı. Gülen, ordu, polis ve yargıda örgütlenip darbe yapmak istiyordu. Co- şan ise tıpkı Necmettin Erfoakan gibi seçimle iktidan ele geçirme amacındaydı... Gülen ve Coşan, Necmettin Erbakan'la ipleri yıllar önce koparmış, Recep Tayyip Erdoğan'la ilişki kurmuşlardı... Gülen yakm çevresine 1998 yılında şöyle de- mişti: "Askerlerbizi rahat bırakmayacaklar. Ama ar- kamızda ABD var. En iyisi 'Amerikancı Islam Modeli'n/ hayata geçirelim..." Aslında böyle bir düşünce Esad Coşan'ın yıl- lardır tartıştığı şeydi. 1989 yılında 'Islamcı De- mokrat Parti' modeli gündeme gelmişti. Cum- hurbaşkanı Turgut Özal, Coşan'a haber iletti: "Bu konuyu Fethullah Gülen'le konuşup tar- tışın, Nurculann Fethullahçı kolunun askeh ve sivilbürokraside etkinliği Nakşilerden daha faz- la." • • • Turgut özal, kardeşi Korkut Özal Nakşiben- diydi. Her ikisi de Coşan'a önem verirlerdi... Esad Coşan'la Necmettin Erbakan'ın 'fsiam'a bakışlannda' fark olmamasına karşın araları çok açıktı... Nakşibendi Şeyhi Coşan, bir toplantıda bunu şöyle açıklamıştı: "Erbakan Bülent Ecevit gibi ulusalcıdır..." Fethullah Gülen de Ankara'da bir toplantıda şunları söylemişti: "Biz Islamcı Demokrat Parti oluşumuna şu an- da mesafeliduruyorvz. Erbakan'la aramızşu aşa- mada çok kötü. Eğer Tayyip 7 onun yerine otur- tursak tüm tarikatlan bir araya getirebilihz." Fethullah Gülenciler, 1990 başlarında TSK, polis ve yargıda hızlı bir örgütlenme içindeydi- ler... Bu sırada Gülen, çevresine şu mesajı verdi: "Işler yolunda gidiyor..." Ama 28 Şubat her şeyialtüst etti... ->'•• Coşan ve Gülen Türkiye'den kaçtı... Biri Avustralya da, diğeri Amerika'da Islam- cı Demokrat Parti'yi yasama geçirmek için ça- lışmaya başladılar... Bu model için bazı gazeteciler ABD'li yetkili- lerle ilişki kurdular... O yıllar ilginç senaryolar yazılmaya başlandı... Eğer 'Islamcı Demokrat Parti' kurulursa Kürt kökenli Nakşiler ve Nurcular da bu oluşuma ka- tılacaklardı... ••• Esad Coşan'ın onbir yıllık düşüncesi olan 'Is- lam Demokrat Parti' kurulur muydu? Coşan bu konuyu o tarihte şöyle yorumladı: "ABD destek verirse neden olmasın. Burada sorun Fethullah Gülen'in tavndır. Ama Müslü- manları kucaklayacak bir partinin kurulması boynumuzun borcudur..." Recep Tayyip Erdoğan'ın genel başkanı oldu- ğu 'Adalet ve Kalkınma Partisi' 'Amerikancı Is- lam Modeli'n] yansrtmıyor mu? Yansrbyor!.. Ama bu düşünceler 11 Eylül 2001'de New York ve VVashington'ın terör saldınsına uğra- masıyla biraz geriye girti... Esad Coşan öldüğü için bugünleri göremedi. Fethullah Gülen'in ise başı dertte... Adana DGM Savcılığı Gülen'in Samanyolu te- levizyonuyia propaganda yaptığına ve Gülen ce- maatinin terör örgütü olduğuna karar verdi... Bu durum karşısında Gülen ABD'den döner mi? hikmet.cetinkayaMcumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA İRTİCANIN KARA YÜZÜ *]üm G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle