10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 gUBAT 2002 CUMARTESİ + CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÜÜGÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK KARAK1 KARAKTERSELİK OLAN GÖZLÜKLÜ SAMİ'NN HARİKULÂDE KIVIRTMALARI KIS1M £EKHİLİ DABILYU DABILYU DABILYU. GÖZLÜKLÜ SAMİ.COM.TR IZffakülteye yeni dekan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Kemal Gürüz başkanlığında dün toplanan YÖK Genel Kurulu, Abant Izzet Baysal Üniversitesi ıçin Prof. Dr. Yaşar Akbıyık, Prof. Dr. Oğuz Yücel ve Prof. Dr. Mustafa Kepez'in isimlerini, Kınkkale Üniversitesi için de Prof. Dr. Tahsin Nuri Durlu, Prof. Dr. Akın Yıldız ve Prof. Dr. Bedriye Saraçoğlu'nun isimlerini rektör adaylan olarak saptadı. Toplanhda aynca, çeşitli üniversitelere bağlı 12 fakülteye de dekan ataması yapıldı. ODTÜ'den yasaya tepki • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - ODTÜ ögretım elemanlan, yürürlüğe giren Endüstri Bölgeleri Yasası'nın bağımsızlığı yok edecek hükümler taşıdıgını savundular. ODTÜ'den bir grup öğretim elemanı, yapnklan dün yaptıklan yazılı açıklamada, 'yabancı sermayeyi teşvik' gerekçesiyle çıkanlan yasaya tepki göstererek "Bu yasa turizme, tanma kültüre ve kentlere zarar verecek, bağımsızlığı yok edecektir" görüşünü sa\TJndu. ÇYDD'den Bergama paneli • Istanbui Haber Servisi - Bergama köylülerinin siyanür tehdidine karşı direnişi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Merkez ve Fatih Şubesi'nin düzenlediği "Bergama Gerçeği" adlı panelde bir kez daha tartışılacak. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 22 gündür ağır komadaydı Barkayaşamını yitirdiİstanbul Haber Servisi-ıTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitü- sü öğretim üyesi Prof. Dr. Ay- kut Barka tüm çabalara kar- şın lajrtanlamadı. Barka yann Teşvikiye Camii'nde öğleyin kılmacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezar- bğı'nda toprağa verilecek. Prof. Dr. Aykut Barka, Mar- mara Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Hastanesi'ne 6 Ocak gü- nü sağ elde güçsüzlük ve ko- nuşma bozukluğu yakınma- sıyla başvurmuştu. Beyninın sol yansmı besleyen ana da- • Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği'nce yapılan açıklamada, Prof. Dr. Aykut Barka'nın kan basıncının düşmesi sonrası kalbinin durduğu ve yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtanlamadığı bildirildi. marda nkanıklık saptanan Bar- madığı bildirildi. MÜ Tıp Fa- bir tören düzenlenecek. Bar- ka 10 Ocak tarihinde ameliya- ta alındı. Barka o günden bu yana yaşamını cihazlara bağ- lı olarak ağır komada sürdü- rüyordu. Marmara Üniversite- si Tıp FaküJtesı Hastanesi Baş- hekimliği'nce yapılan açıkla- mada Barka'nın kan basıncı- nın düşmesi sonrası kalbinin durduğu ve yapılan tüm mü- dahalelere rağmen kurtanla- kültesi Hastanesi Anesteziyo- loji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. YılmazGöğüş, Cer- rahi Yoğun Bakım ve Reani- masyon Ünitesi'nde tedavisi süren Barka'nın, saat 17.05 'te kalbinin durduğunu, saat 17.25'e kadar yapılan kalp masajına yanıt vermediğini söyledi. Barka için yann Istan- bul Teknik Üniversitesi'nde ka, aym gün Teşvikiye Ca- mii'nde öğleyin kılınacak ce- naze namazuun ardından Zin- cirlikuyu Mezarlığı'nda top- rağa verilecek. Bilim dünyasında "Kuzey Anadotu Fay HattTnı en iyi bi- len kişi olarak tanınan Barka, 17 Ağustos 1999 depreminin ardından en çok "İstanbuTda- Id deprem riskinin göz ardı edflmesmden" yakındı, her ge- çen günün altın değerinde ol- duğunu vurguladı. Aykut Barka'nın Rkhard Dağcanadında 11 yaşındabir oğlu, İsabd Sden adında 10 ya- şmda bir kızı var. Jeolojiye olan ilgisinin çocukluğuna da- yandığını anlatan Barka, Top- rağuı alünda neler oiup bitti- ğine çok ilgi duyao bir çocnk- tum. Lisedejeoloji dersini çok sevdiren bir öğretmenimoldu. Onun dajeotojiye yöndmem- de önemli katküan olmuştu" diyordu. PROF. DR. BARKA KİMDİR? Körfez depremini bilenprofesör ' Aykut Barka 1952 yı- lında Istanbul'da doğdu. Yüksek lisansını 1975 yılında Istanbul Üni- versitesi'nde yapan Barka, doktorasını 1981 yıhnda "Kuzey Anadolu Fay Kınğmın Sismotektonik Özeffik- leri" teziyle Ingilte- re'deki Bristol Üniver- sitesi'nde verdi. 1985 yılında katıldığı bir pa- nelde. o dönem inşaat halüıdeki Gökova Ter- mik Santralı'nm altm- da fay hattı olduğunu söylediği için Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü'ndeki gö- revinden almdı. Barka, 1996 yıhnda ABD'li bilim adamı Prof. Ross Stein'la birlikte yazdı- ğı makalede 'Körfez Depremi'nı doğru tah- min ettiği için bilim dünyasında "Körfez depremini bflen profe- sör" olarak tanınmaya başladı. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Güney Kaliforniya Deprem Enstitüsü ve Bristol Üniversitesinde çalıştıktan sonra Kan- dilli Deprem Araştır- malan Enstitüsü'nün teklifi üzerine Türki- ye'ye geldi. 17 Ağustos depremi- nin ardından KAF'ın tek parçalı olmadığını, Marmara Denizi'nde 30 yıl içinde büyüklü- ğü 7'nin üzerinde bir depremin meydana gel- me olasılığının yüzde 62 olduğunu savun- muştu. KİM NE DEDÎ? Barka'lar kolay yetişmiyor BÜ Kandilli Rasathanesi Deprem Araşnrma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara Kandilli'de çok önemli çalışmalara kahldı. Bizimle işbirliğini hiç bırakmadı. Barka'lar kolay yetişmiyor. Türkiye ıçın büviik kayıp. Istanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güisün Sağtamer: Yeri dolmayacak bir insan. Tüm bilim camiasının ve Türkiye'nin başı sağ olsun. Jeofızik Mühendislen Odası Istanbul Şubesi Başkanı, İÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. OğuzGündoğdu: Kabul etmek çok zor. Kolay kolay yeri doldurulacak bir insan değil. Ülkede gü\enın düştüğü bir zamanda insanlann güvenini kazandı. ITÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan. Aykut Barka'yı 25 yıldır tanıyorum. Çok olgun, değerli bir bilim adamıydı. Her zaman kafasında projeleri olan bir insandı. Onun yapacağı daha çok şey vardı. Kendisini çok özleyeceğiz. ACI KAYBIMIZ Jeolojiyi topluma içselleştiren, aydınlık yarınlar için bilim meşalesi olan, değerli meslektaşımız, büyük bilim insanı, HOCAMIZ Prof. Dr. AYKUT BARKA yitirdik. Ailesine, bilim camiasına, meslektaşlarımıza ve tüm halkımıza başsağlığı diliyoruz. ANISI VE BİLİMİ YOLUMUZU AYDINLATACAK JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI y« Evinin önünde uğradığı silahlı saldın sonucu yaşamını yitirmişti Abdi Ipekçi anıldıİstanbul Haber Servisi - Evinin önünde uğradığı terörist saldında 23 yıl önce yaşamını yitiren Milli- yet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazan Abdi tpekçi, Zincir- likuyu daki mezan başında anıldı. Anma töreninde konuşan Türki- ye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, Ipekçi cina- yetine ilişkin yargı karannnı ne ba- sın mensuplannı ne de demokrasiye inanan her- hangi bir Türk \ atanda- şmı tatmin ettiğini an- lattı. tpekçi'nin basında özdenetim konusunda da ilk öncü olduğunu vurgulayan Erinç, "Bu- günlerdeAbdi Bey'i hem özlüyor, hem anryoruz. Geldiğimi/ noktada Türk basını- nın Abdi İpekçi'nin artılaruıa ağır- lıklı olarak ihtiyaç duyduğunu gö- rihoruz" diye konuştu. Eski TGC Başkanı Nail GûreH de, gazetecili- ğin yüz akı Abdi tpekçi'nin faille- rinin 23 yıldır bulunmadığını, açı- lan davanın sonucunun da kimse- yi tatmin etmediğini vurguladı. Ab- di tpekçi'nin kızı Nûkhet Ipekçi tzet de toplumun sadece karanfil- lerle değil. somut hukuk taleple- riyle cinayetlerin takipçisi olrnası gerektiğini belirterek "Tekerteker, yedişeryirmişer katkdildiler onlar. Can hakian hiçbirzaman iade edil- medL Onlarm canı için hiçbir sava- şa girümedi" dedi. Nükhet İpekçi tzet, geçen yıl, 30 vıldır katledilen insanlan tek bir • Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, îpekçi cinayetine ilişkin yargı karannın ne basın mensuplannı ne de demokrasiye inanan herhangi bir Türİc vatandaşını tatmin ettiğini anlattı. günde anmayı ve o günün "Terö- rû Lanedeme Günü" ilan edilme- sıni talep ettiğini vurgulayarak "Şid- deti uhısça resmen lanetkyeüm de- dim.AncakoJmadı'? dedı - O>saşu anda ülkemiz topraklan alünda iki kıde dohısu adam \afmakta_ bu va- tanın ev latlaıx_ Aralannda baala- n demokrasi şehidi, bazılan basın şehididendi" diyen tzet, açıklama- sında şunlan vurguladı: "Teker teker, yedişer jirmişer katiedildiler onlar. Can haklan hiç- birzamaniadeedflmedL Onlarm ca- nıiçin hiçbirsavaşagirişflmedi Ara- lannda bazüan ötekilerm can hak- knu savunma çabası içinde>'ken yok edjkbler. Bunaen büviikörnekUğur Mumcu'dur. O, en önemli can hak- kı saMinucuydu. Ülke onuru, ulus _ _ ^ ^ _ sav'guıhğısaMinucusuy- du. Şündi yok. Şu anda devietimizi tehditvt tah- kirden korumak için 159. maddeyi tarüşmak- la meşgulüz. Bir yanda da devlet bundan daha feci bir biçimde tahkir edilebttirmi? Kendi ad>- ~ ~ ^ ~ ^ ma 159. madde karştsm- da dokunulmazlık talep edryorum. Yasalarhalkiçivarsa,halkıngirv<en- iiğinisağlanıakiçin varsa ben 23. y> hnda hâlâ babamuı yaşama haklo- nı sorgulamak zorund^ım." Bu arada CHP Beşiktaş Genç- lik koluna üye bir grupda dün ak- şam Maçka'dakı Abdi tpekçi anıtuıda meşaleli bir anma töreni gerçekleştirdi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Çittçi İle ÇömleKçi Kardeşlere Döndük.. Ekonomı yöneticilerimiz sayesinde çocuklann- dan biri çiftçi, öteki çömlekçi olan anaya döndük. Babalan çocuklarını merak edip yola koyulmuş. Önce çiftçilik yapan oğluna sormuş. El öpme, sırt sıvazlama faslından sonra söz, işlerin nasıl girtiği- ne gelmiş. Oğul: "Baba" demiş "fideleri diktik, can suyunu güç bela verdik, yağmuryağmazsa anam ağlar, emek- ler boşa gider". Baba yeniden yola düşüp çömlekçi oğluna ulaş- mış. Yine önce hoşbeş sonra işler sorulmuş. Sözü, çömlekçi oğul almış: "Baba" demiş, "çamurtara şekil verip çömlek- leri hazıriadık. Gördüğün gibi kurumaya bıraktık. Yağmuryağarsa anam ağlar, çömlekler çamura dö- nüp, emekler boşa gider". Baba ne diyeceğini şaşınp ayrılmış. Eve vardı- ğında, çocuklannın durumunu soran eşine "Hanım" demiş "iyilerama, yağmur yağsa da yağmasa da sana ağlamaktan başka yol görünmüyor". Tıpkı bizim memleketın dolar halleri... Dolar yükselince fiyatlar başını alıp gidiyor. Tu- zu kuru, kasası dolu olanlann dışındakı yurrtaşlar, nasıl geçineceklerinı bilemiyor. Yakınmalar dünya- yı tutuyor. Yöneticilerimizin söyledikleri doğru ise kendi kendine yükselen dolar kuru, yine kendi kendine düşmeye başlıyor Düşerken garibanların, "ucuzlama olacak" hül- yasıyla yüzlerindeki gerginlik biraz gevşiyor. Ama bu kez yöneticılerie ıhracatçıtarın yüzleri geriliyor. "Dolar daha da düşerse ihracat azalır, dolar re- zervlerimiz de etkilenir. Yeniden krize girehz" kor- kusu, önce onları sonra da bizleri sanyor. Çünku kriz olursa dolann yeniden başa dönmesı, elde avuçta ne varsa gitmesi ve üstüne üstlük yenı iş- sizlik tehlikesi anımsanıyor. Sonuçta dolara bağımlı hale getirilen ülkemiz- de, kurun yükselmesi de azalması da anamızı ağ- latmak için sıraya giriyor. "Tarihin kızı" sayıldığı için "ana" sıfatıyta anılan vatanımızda çiftçi ile çömlekçi çocuklan oynuyo- ruz. Hem de görulmemış bir başanyla. • • • Bankacılık Yasası'nın Sayın Cumhurbaşkanı tara- fından geri gönderılen üç maddesi neredeyse göz açıp kapayana kadarkı sürede aynen yasalaştırıldı. Sayın Cumhurbaşkanı, maddelerin anayasaya aykınhğını benzer örneklerle dile getirirken, kurul- lann sıkı bir denetimden aynk tutulması çabalan- nı da şu anımsatma bölümüyle vurgulamıştı: "öte yandan hükümetimiz ile Dünya Bankası (Uluslararası Imar ve Kalkınma Bankası) arasında imzalanan ve 12.7.2001 günü 2001/2706 sayılı Ba- kanlar Kurulu karan ile onaylanan ' Program Amaç- lı Mali ve Kamu Sektörü Uyum Kredisi'ne ilişkin an- laşma gereğınce' Kamu Harcama Yönetimi Re- formu çalışmalarına hız verilmiştir. Bu reformun temel amaçlarından birini Sayış- tay denetimınin kapsamının genişletilmesi oluş- turmakta, hükümetimizin de yapılan anlaşma bağ- lamında bu yönde açık taahhüdü bulunmaktadır. Söz konusu anlaşma ekibelgelere göre, Sayış- tay'ın denetim alanının özerk kurumlan, sosyal güvenlik kuruluşlarını, bütçe dışı fonlan ve tüm hü- kümet kuruluşlannı kapsayacak biçimde genişle- tilmesineyönelik, gerekli hukuksal değişiklikleri de içerecek bireylem planı hazırlanması da taahhüt- ler arasındadır." Anlaşılıyor ki, özerk kuruluşların denetim dışı bı- rakılmasını Dünya Bankası istememış. "Böyleyap- mazsak kredi alamayız" sözleri de doğru değilmiş. Peki kim veya kimler istemiş? Onu şımdilik Rufailer biliyor! Gün gelir biz de öğrenıriz.. [email protected]. Nâzım Hikmet etkinlikleri Üç Türk yazannın oyunu Selanik'te İstanbul Haber Ser- visi - Nâzun Hikmet. Aziz Nesin ve Tuncer Cücenoğhı'nun 3 oyunu. nisan ayından itıbaren Yunanistan'da sahnele- necek. Nâzım Hikmet'ın "doğumunun 100. yılı kudamalan", Aziz Ne- sin'in "Yunanistan'da en sevilen mizah > azarı ohnası", Tuncer Cüce- noğlu'nun da "tiyatro yazarhğmda 30. yıh ol- ması" dolayısıyla sah- nelenecek oyunlann provalarına başlandı. Provaların ardmdan Hikmet'in "Unutulan Adam" adlı oyunu Yo- anis Turandas ın yönet- menliğinde Volos Sanat Tiyatrosu'nda; Nesin'in "HadiÖktürseneCani- kom" adlı oyunu Yorgo Dinaasın yönetmenli- ğinde Selanik Oda Ti- yatrosu'nda; Cücenoğ- lu'nun*ÇıkmazSokak" adlı oyunu Hara Ha- duhu yönetmenliğinde Atina Kesariani Şehir Tiyatrosu'nda sahnele- necek. Yunancaya çe\i- rileri Panayot Abacı ta- rafindan yapılan oyun- lar, nisan ayından itiba- ren Yunanlı seyircilerle buluşacak. Bu üç oyunun 10-20 Mayıs 2002 tarihleri ara- sında gerçekleştirilecek "Tûrk-lrtınan Oyunlan Haftası''nda da Istanbul Taksim Sahnesi'nde, Türk izleyicilere sunu- lacağı bildirildi. Basm Konseyi'nden 'kınama' • İstanbul Haber Servisi - Basın Konseyi'nden yapılan yazılı açıklamada, Diyarbakır Belediye Başkanı Feridun Çelik'in, Selahattin Onkibar'ın 23 Ebm 2001 tarihli Star gazetesinde yayımlanan "HADEP ve Türkiyelileşmek" başlıklı yazısıyla ilgili başvurusunun, Konsey Yüksek Kurulu'nca değerlendirildiği belirtildi. Açıklamada, yapılan incelemede, " Yazıda geçen iddialann iyi araşhnlmadan, belediyenin görüşü alınmadan yayımlandığı ve konuyla ilgili gönderilen tekzip metninin yayımlanmadığuun" anlaşıldığı kaydedilerek ilgili basın meslek ilkelerinin ihlali nedeniyle Onkibar'ın "uyanlmasuıa" oybirliğiyle karar verildiği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle