Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ^ŞUBAT2002 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
G U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
y&retimdeki basiretsizliği sergiliyor. önce Mesut
Yılmaz'ın son anayasa paketinin kabul edilmesin-
de-r hemen sonra TBMM'ye verdiği yasa önerisin-
de ougün tartışılan 312 ve 159. maddeleri aynen
yazcığı belgelendi.
Daha sonra; Yılmaz'ın birkaç ay önceki Önerisin-
de yeralan 312 ve 159. madde metinleri hükümet
tas^nsına aynen alındı.
Bunlaryetmiyormuş gibı; MHP lıderı Devlet Bah-
çeli yönetimdeki yönetimsizliği belgeleyen bir baş-
ka açıklama daha yaptı.
Son grup konuşmasında Mesut Yılmaz'a bağlı (AB
merkezi Brüksel'in nabzını tutan) AB Genel Sekre-
terliği'nın 312 ve 159. maddeleri düzenleyen metin
ilehükümetınAdaletKomisyonu'nagönderdiğimet-
nin tpatıp aynı olduğunu söylerken dedi ki:
"Metinler arasında tekfark, biryıldan üçyıla kadar
hapis cezası ile biryıldan beş yıla kadar hapis ceza-
sıdır."
Kısacası maddeler ince uzun bir yoldan geçmiş,
çeşrtlı kademelerde pişmiş ve.. son biçimiyle TBM-
M'ye gönderilmiş.
Hükümette konuşuluyor. Kabul ediliyor, bakanlar
tasarıya imzaları çakıyorlar. Meclis'e gönderiliyor.
Komısyonda görüşüimeye başlandığı sırada önce
muhalefet partileri, sonra ANAP'ın itirazları ile karşı-
lanıyor.
Ve yer gök 312 ve 159... Bu iki maddenin dışında
Türkiye'de konuşulacak "başka büyük sonın yok"!
Dandini iktidann muhalefet kanadı, hükümetteki
sözde uyumun uyuzlaşmasına olanak sağlayan
ANAP lideri Mesut Yılmaz öyle bir gerekçeyle ma-
zeret beyan eyledi ki... Gülmekle ağlamak arası bı-
rakıyor insanı:
Dedi ki: "Avrupa Birliği temsilcileri bana 312 ve
159. madde görûşmeleri başladıktan sonra yeterti
olmadığını, genişletılmesi gerektiğini bildirdiler."
Şaşırmamak olanaklı mı?
Ya da şu sonuç karşısında hayıflanmamak: AB ile
hükümet adına bağlantı kurmakla görevli, AB ile he-
men her konuda her zaman görüş alışverışinde bu-
lunarak eğrilerle doğruları ayırdığını sandığımız so-
rumlu bakan Mesut Yılmaz, Avrupa'nın tepkilerini,
görüşlerini sizin gibi benım gibı ancak yasalar üze-
rinde görüşmeler başlandıktan, AB büyükelçileri
Başbakanlık'ın kapısına dayandıktan sonra öğreni-
yor!
Tribündeki adam
Ya Başbakanımız? Tartışmaların göbeğinde, ikti-
dar partileri arasında baş gösteren görüş ayrılıkları-
nı çözümlemeyı (çoğu zaman her sorunlu olayda
yaptığı gibi) yardımcısı Hüsamettin Özkan'a bıra-
karak Bulgaristan'a gıttı, geldi.
Dönüşte 312 ve 159 üzerinde iki ortağın çalıştığı-
nı söyleyen, ne ki DSP'nin maddeler üzerinde görüş-
lerini öğrenmek isteyen soruya, "partidekı hukukçu-
lann neler saptadığını henüz bilmediğı" yanıtını ver-
di.
Bir eki var söyleminin: "Koalisyondaki son anlaş-
mazlığı herzaman olduğu gibi görüşerek, konuşarak
aşacağımızdan kuşkum yok" dedi.
Demesine dedi ama; sağ yanında oturan Devlet
Bahçeli'den ne haber?
Bahçeli, iki maddenin Meclis'egeliş ve gelişme sü-
recini anlatarak ANAP'taki dünü öyle bugünü böyle
gören fınldak sıyasete ağır biçımde yüklenmeye ha-
zırlanırken, Başbakan gibi "görüşmeye konuşma-
ya", hatta her kavgalı, tartışmalı toplantıdan sonra
koklaşmaya pek hevesli değildi.
Başbakanımız, sankı olay maddelerin içeriğinden
çok, çocukluğumuzdakullandığımız "espes/kavga-
yı kes" cinsinden bir görev üstlenmış gibi davranı-
yor.
Oysa, ANAP ve MHP stratejilerini belirledi. MHP
tasan neyse o diyor ve partiler arası görûşmeleri
kesti. ANAP ıse malum. Nedense DSP'nin, pek çok
sorunda olduğu gibi, bu sefer de ne düşündüğü, ne
yapmayı tasarladığı henüz belli değil.
Belii olan tek bir şey var: Derin tartışmalı sorunla-
ra tribünden bakan...
Başbakanımızın "es pes/ kavgayı kes" politika-
ları...
Uyum yasa tasarısı
Restleşmede
soğutmaplanı
AMCARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Koalisyon
ortakan arasında uyum
yasa tısansı nedenıyle baş-
layanartışma ve gerginlik
yumuatılmaya çalışılıyor.
DSP Grup Başkanvekilı
AydııTûmen liderler zir-
vesi tvplanarak soruna çö-
züm hılunabileceğinı söy-
ledi.
GeHinliğin daha fazla
tırmamaması ıçin
ANAr
lılarTürkCezaYa-
sası'nn(TCY)312vel59.
madctleri hakkında konuş-
mam£<aran aldı. Şubat ayı
somırı kadar zaman oldu-
ğunu nle getiren ANAP'lı
kurmp iar, "Ortam biraz
daha umuşadıktan son-
ra koıu liderler zirvesin-
de çöülür. Şimdi biraz
tartışnaların soğuması
için 1)DU kulağının üze-
rine ıhnldr' değerlen-
dirmemi yaptılar.
Komsyon çalışıyor
A^StP'ın uyum tasansı
üzeririe yeni değerlendir-
me ysılması için oluştur-
duğu omisyonun üyelen
de çaşmalannı sürdürü-
yor. iAAP'lı hukukçu mil-
İetvekleri.Yargıtay 8. Da-
iresi i:AlHM'nin Türkiye
hakkıda aldığı kararlan
incelaeye aldı. TCY'nin
312. naddesi nedeniyle
Yargııv 8. Dairesi'nde
aluşaıçtihatlan değerlen-
iıren \NAP kurmaylan,
IurfcLi; ıçin Avrupa fnsan
Haklz Sözleşmesi "nin da-
laöcınli olduğunu savıın-
iu. Hteince ve anlatım öz-
gürlüğünden hüküm giyen-
lerin başvurusu sonucu
Türkiye'nin AlHM'de bü-
yük çoğunlukla mahkûm
olduğunu anımsatan
ANAP kurmaylan. şu de-
ğerlendirmeyı yaptı:
"Bugüne kadar 20 da-
va sonuçlanmış. Bunlar-
dan 14'ünde Tiirkiye
aleyhine karar alınmış.
3'ü uzlaşmayla sonuçlan-
mış. diğerlerinde iseTür-
kiye lehine karar alınmış.
Avrupa tnsan Hakları
Mahkemesi, halkı kine.
diişmanlığa ve isyana teş-
vik etmeyen durumlarda
mutlaka alevhimize ka-
rar veriyor. Mahkeme
alevhimize aldığı her ka-
rarında da bir bölgemiz-
deki durumun hassasiye-
tine de iyi niyetli olarak
mutlaka dikkat çekiyor.
Artık bu sorundan kur-
tulmalıyız."
SP Grup Başkanvekili
Yasin Hatipoğlu, ANAP
Grup Başkanvekili Bey-
han Aslan'la yaptığı gö-
rüşmede yapılacak deği-
şiklikler konusunda uzla-
şılması durumunda grup
olarak destek vereceklerini
ıletti.
Uyum tasansı konusun-
da geri adım atmak isteme-
yenMHPiseözellikle312.
maddenin özünü değiştire-
cek önerilere karşı çıkıyor.
MHP Grup Başkanvekili
tsmail Köse. konunun ar-
tık kendılerinın sorunu ol-
madığını, ancak kapılan da
tam olarak kapatmadıkla-
nnı söyledi.
Günay Çapan, ağabeyinin Curnhuriyet'in gizlifinansörü olmadığını söyledi:
Gazeteye Atatürk devrimlerini
yaşatmak için ortak oldum
• Baştarafı 1. Sayfada
aydır takip edildiğini söyledi.
Istanbul 1 No'lu DGM'dekı du-
ruşmaya Gürbüz Çapan. kardeşleri
Zeki ve Çetin Çapan"ın aralannda
bulunduğu 9 tutuklu ve 28 tutuksuz
sanık katıldı. Duruşmada sorgusu
yapılan Günay Çapan. 1978 yılın-
da Almanya'ya giderek işletme
okuduğunu. 1984 yıluıda ise şahıs
şirketi kurduğunu belirterek bura-
daki yaşantısının, kendisini tanıma-
yan kişilerin hayal gücüyle iddiana-
meye girdiğini savundu. "Alman-
ya'da vergi kaçırdığı ve sahtekâr-
lık yaptığı" iddialannı kabul et-
meyen Çapan. burada sanayici ola-
rak kendi patenti ile iş yaptığını
söyledi. Bu dönemlerde ağabeyi
Gürbüz Çapan'ın. belediye başka-
nı olmadığını vurgulayan Çapan,
"banka soymadıgını, hortuınla-
madığını, aksine devamlı Türki-
ye'nin çıkarlarını koruduğunu"
kaydederek atfedilen suçlann iftira
olduğunu söyledi.
10 aydır takip ediliyorum
Çapan. Danıştay onayı ve Ener-
ji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı-
ğı'ndan aldığı yetkiyle Doğalgaz
Elektrik Santralı projesini hayata
geçirdiğini ifade ederek şirketinin
Esenyurt'taki kooperatiflere elekt-
rik enerjisi satmadığmı, üretilen
elektrik enerjisinin TEAŞ tarafın-
dan satm ahndığını anlattı. 'Esen-
yurt Belediyesi'ndeki usulsüz i-
mar uygulamalan ile elde edilen
arsalar ve ibaielerden haksız ka-
zanç elde edildiği' iddialarının ta-
mamen gerçek dışı olduğunu \ur-
gulayan Çapan. şöyle devam etti:
"Dava dosyasında bu iddiaları
destekleyen hiçbir delil yoktur.
Ağabeyim Cürbüz Çapan'ın
Cumhuriyet ga/etcsinin gizli fî-
nansörü olarak gösterilmesinden
rahatsızlık duydum. Cumburi-
vet'i bir kültür merkezi olarak
görüyonım. Atatürk ilke ve dev-
rimlerini yaşatmak için gazeteye
ortak oldum ve bundan da gu-
rur duyuyorum."
10 aydır takip edildiğini anlatan
Çapan. "Kimliğini bilmediğim ki-
şiler tarafından hem ben, hem de
çocuklanm takip ediliyoruz. De-
yim yerindeyse sürekli gözaltın-
dayım. Beni ıstıraptan kurtarın"
diyerek beraatuıı istedı. Günay Ça-
pan. iddıalara karşın malvarlığı
kaynağını Ingilizce veAlmanca no-
ter tasdıkli belgelerle mahkemeye
sundu. Tutuksuz sanık Ayfer Ça-
pan da Gürbüz Çapan'ın eski eşı
olması nedeniyle yargılandığını sa-
vunarak suçlamalan reddetti. Diğer
sanıklarda ifadelerinde suçlamala-
n kabul etmeyerek beraatlannı is-
tediler.
Duruşmada daha sonra 7 müşte-
ki dinlendi. Gürbüz Çapan'ın avu-
katı UğurAlacakaptan, duruşma-
da şikâyetçi olarak dinlenen kişile-
rin yalan söylediğinin ortaya çıktı-
ğını vurgulayarak müvekkilinin
serbest bıraJcılmasını istedı. Müşte-
kilerden Ilhan Şahin'uı '%
Ben Jİ-
TEM'e ifade verdim'* sözü üzeri-
ne Çapan'ın avukatı Ergin Cin-
men. bir komployla karşı karşıya
olduklannı savunarak "Dava,yasa-
dışı bir örgüt olan JİTEM tara-
fından tanzim edilmektedir" de-
di. Diğer tutuklu sanıklann a\oıkat-
lan da müvekkillerinin tahliyesini
istedi. Görüşü sorulan cumhuriyet
savcısı da tutukJu sanıklann turuk-
luluk halinin devamına karar veril-
mesini talep etti. Ancak mahkeme
heyeti, Zekeriya Çelik, Davut Ül-
beyi, Hamit Ülbeyi. Maaruf Ata-
oğlu ve Bedri Altınmakas ın tah-
liyelerine karar verdi. Gürbüz Ça-
pan, kardeşleri Zeki ve Çetin Çapan
ile Seyfettin Karahan'ın tutukluluk
hallerinin devamına karar veren
mahkeme heyeti, oturumu erteledi.
Aksu ve Güler tutuklandı
Bu da\ada gıyabı tutuklu olarak
aranan Esenyurt Belediyesi Meclis
üyeleri Ali Aksu ile Hıdır Güler.
Istanbul DGM'ye gelerek teslim ol-
dular. Istanbul Nöbetçi 1 No'lu
DGM Yedek Hâkimliği'nde tutuk-
luluklan vicahi_\e çe\Tİlen Aksu ve
Güler cezaevine gönderildi.
3 kjşi serbest
Bu arada, Esenkent Kooperatif-
lerBirliği Başkanı FahriAtabay'ın
da aralannda bulunduğu 3 kişi, gö-
zaltında tutulduklan îl Jandarma
AJay Komutanlığı'ndaki sorgulan
tamamlandıktan sonra tstanbul
DGM'ye sevk edildi. Fahri Atabay.
Cmit Ulgen ve Yaşar Karakoyun.
Cumhuriyet Savcısı Ahmet Kele-
bek tarafından sorgulandı. Savcı
Kelebek. sorgunun ardından 3 kişi-
yi serbest bıraktı. Duruşma>ı eski
DİSK Genel Sekreteri Kemal Ne-
bioğlu, Fehmi Işıklar. Ya\uz Top.
Ferhat Tunç'un aralannda bulun-
duğu çok sayıda gazeteci. sanatçı
\e avdın izledi
Istanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya Gürbüz Çapan. kardeşleri Zeki ve Çetin Çapan'ın da aralannda bu-
lunduğu 9 tutuklu ve 28 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmayı eski DİSK Genel Sekreteri Kemal Ncbioğlu. Feh-
mi Işıklar, Yavuz Top, Ferhat Tunç'un da aralannda yer aldığı çok sayıda gazeteci, sanatçı ve aydın izledi.
Ecevit: Uzlaşmak zorundayız
H Baştarafı 1. Sayfada
ristan nükümerindeki iki Türk ba-
kan, ilişkilerin geldiği noktayı da
gösteriyor.
- Bulgaristan NATO'va girmek
için bizim kulis yapmamızı isti-
yor...
- Evet, biz de bunu sonuna kadar
destekliyoruz. Bölgenin güvenliği
açısından da önemli bir durum.
Önümüzdeki günlerde Prag'da bu
konuda bır toplantı var. Orada da
gündeme getireceğiz ve Bulgans-
tan'ı destekleyeceğiz.
- Geziniz öncesi ve sonrasında
312 ve 159. maddelere ilişkin tar-
tışmalar sürdü. MHP ile ANAP
arasında gerginlik var, müdaha-
le edecek misiniz. bekleyecek mi-
siniz?
- Hayırbeklemeyeceğim. Bu ko-
nu uzayamaz. Hele bir ay olmaz...
Bu süre içinde sizler yazıp çizecek-
siniz. Görüşlerbirbirinekanşacak.
Bunu hemen çözmemiz lazım. Kal-
dı ki ben ortada ciddi bir pürüz de
görmüyorum. Bazı ufak tefek de-
ğışiklikler yapılır, olur biter...
- Siz de değişiklikten yana gö-
rfinüyorsunuz. Sizce nasıl olma-
h?
- Şimdi ben görüş belirtmeye-
yim. Zaten yeterince belirten var.
Ama bunu en kısa sürede çözme-
miz lazım. Bir ay lafi da nereden
çıktı bilmiyorum.
- Bir liderler zirvesi toplanaca-
ğı söyleniyor...
- Zaten aynı koridordayız, zaman
zaman toplanıyoruz.
- Ne zaman toplanacaksınız?
- Önümüzdeki hafta başı yapabi-
lınz...
- AB'ye girelim derken ortak-
lar birbirine girmiş görünüyor...
- Bu yorumu siz \aptınız.
- Şimdi de dolar düşrü diye te-
laş var. ekonomi nasıl gidiyor?
- 1yi gidiyor. Dolar zamanla ye-
nne oruracak. Borsa iyi. Şimdi ba-
kalım enflasyon nasıl çıkacak. Kar,
soğuk biraz fiyatlan \"urmuş gibi
görünüyor.
- Sebze mejTe fiyatlarını kar,
soğuktan çok aracılar vurmuş
görünüvor...
- Maalesef bu tür zamanlar öyle
olur...
- lMF'nin Bankalar Yasası dı-
şında, Bakanlar Kurulu kararı
niteliğindeki isteklerinde de ıs-
rarlı olduğu söyleniyor. Onlan ne
zaman çıkaracaksınız?
- Ne isterlerse yapıyoruz. Onlan
da birbiri ardına çıkannz...
- İçtüzük iptali çalışmanızı et-
kileyecek mi?
- Evet, Meclis'in hızını kesecek.
Gerçi 3 ay süremız var ama yine de
nasıl bir önlem alınabilir. ona baka-
cağız.
- Afganistan'da barış gücünün
2. dönem komutanlığı konusun-
da netleşme var mı?
- O oldu gibi. Bir terslik ounaz-
sa. bize geçeceği kesinleşti.
- Yunanistan, Ege'de ikili gö-
rüşmeler için kapı açrı. Bu sizin
de isteğinizdi. sonuç verir mi?
- BenABDde bu yönde bir açık-
lama yapıncaYunan basını kıyame-
ti koparmıştı. Ege'yi, Kıbrıs'tan
ayırmak gerekli. Gelen haberler
olumlu.
- Kıbns'ta umutlu musunuz?
- Dışandan burnunu sokan ol-
mazsa evet. Ben hâlâ AB'nin tam
olarak geri çekilmediğini görüyo-
rum. Hep uyanyorum. kanşmasın-
lar, iki toplumun lideri sorunu bü-
yük olasılıkla çözecektir.
- Arafat sürekli yardırn istiyor,
ne yapacaksınız?
- Tartışıyoruz, elimizden geleni
yapmaya çalışıyoruz. Burada asıl
işlev ABD'ye düşüyor. Gezide her
resmi görüşmede bunu da dile ge-
tirdim.
-Arafat ın Istanbul'daki İKÖ-
AB Dışişleri Bakanlar toplantısı-
na gelmek istediği. ancak çıka-
madığı söyleniyor...
- Yeni haberim oldu, ne yapabi-
lirizbakacağun...
- Irak'a mektubu yazdınız mı?
- Yazdım, son şeklini veriyorum.
- İçeriğini paylaşır mısınız?
- Büyük olasılıkla pazartesi gü-
nü göndereceğim. Gönderdikten
sonra neden olmasın.
- Erdoğan'ınABD gezisini izli-
yor musunuz?
- Evet...
- Vbrumunuz ne?
- Şimdilik, yorumlan okuyo-
rum...
Dini: Öcalan'ın getirilmesi hataydı
NİLGÜN CERRAHOĞLU
RO^L4 -" Yalnız D'Alema de-
ğil, devletin en üst makamları da
Ocalan'a siyasi iltica vermeyi dü-
şündü..." Öcalan krizi döneminde
cumhurbaşkanlığı koltuğunu ışgal
eden Oscar Luigi Scalfaro da
Apo'ya "siyasi iltica" vermekten
yanaymış yanı. Dönemin Başbaka-
nı D'Alema'nın daüstünde "en üst
düzey devlet makamı" cumhur-
başkanından başka kim olabilır?
Bu ilginç açıklama o dönemin
Dışişleri Bakanı Lamberto Di-
ni'ye ait.
Vatikan'ın etki alanı içinde olan
Oscar Luigi Scalfaro. Abdullah
Öcalan için "insani çözüm"ü sa-
\ıınmuş. Bu şu anlamla geliyor:
Vatikan da bu konuya müdahiî ol-
muş.
Ansaldo'nun "Top Secret Öca-
lan" kitabıyla yeniden gündeme
gelen polemikle ilgili olarak önce-
ki gün Dini'den bir randevu iste-
dim. Öcalan'ın D'Alema'nın "bil-
gisi ve onayıyla" Italya'ya geldi-
ğini anlatan Ansaldo'nun kitabı,
Apo'nun Italya'ya geliş macera-
sından muhafazakâr kökenli Dışiş-
leri Bakanı Dini'nin haberdaredil-
mediğinı söylüyor.
Sekreteri aracılığıyla söyleşi ta-
Iebimi geri çeviren eski Dışişlen
Bakanı. bir mesajla birlikte bana
bır kitap yolladı.
"Öcalan konusunda ilave ede-
cek sözü olmadığını" ileten eski
bakan, sö\ leyebileceği her şeyi o
yıllann politikasını anlatan "Be-
yaz Saray ve (Eski) Komünistler
Arasında" adlı kitapta anlartığını
belırttıkten sonra kitabını da ulaş-
tırdı. "Öcalan'ın Sırlan" başlık-
lı bir bölüm \ar kitapta. Bu bölüm-
de Massımo D'Alema hakkında
şimdiye dek bilmediğimiz özel bir
bılgi yok. Ancak Lamberto Dini
"siyasi iltica" serüveninin şahsı
tarafından. yalnız kendi bastığı
frenle önlendiğini anlatıyor. Ve
diplomlatik bır dil ve üslupla kısa-
ca şunu demek istiyor: "Ben ol-
masaydım. o dönemdeki koalis-
yon ortaklarımı/ eski komünist-
ler >üzünden iki ülke geri dönü-
şü çok zor bir kriz yaşayabilirdi.
L çurumun kenarından krizi ben
döndürdüm..."
"La Stampa" gazetesinin New
York muhabin Maurizio Molina-
ri ile yapılan söyleşılerden oluşan
kitapta. gazeteci Dınfye soruyor:
"D'Alema (Apo'ya) siyasi ilti-
ca vermek istedi. Sonunda niye
fikir değiştirdi."
"(Siyasi iltica vermek isteyen)
Sadece D'Alema değildi. Devle-
tin en üst düzey makamları da
siyasi iltica vermeyi düşündü.
Büyük zorluklaryaşadık.Benim
referansım 1951 Cenore Kon-
vansiyonu'\du. Cenevre Konva-
nisyonu yalnız dini ve siyasi gö-
rüşler nedeniyle baskı altında
kalanlara siyasi iltica \erilmesi-
ni öngörüyor. Öcalan adi suçluy-
du... Aynlıkçı PKK örgütünün
başı sıfatıyla insan öldürme da-
hil hakkında Türk yargısının
yaptığı 30 ayrı suçlama vardı.
Tfirkiye'ye bir kilo spagetti sata-
maz hale gelmiştik. Sistem ve
İtarya için ağır darbe oldu bu..."
"İ98'de Öcalan, elinde D'Ale-
ma'ya hitaben yazılmış bir mek-
rupla İtalya'va geldi. Kimlikleri
belirsiz ttalyan siyasetçileri tara-
fından kendisine verilen 'siyasi
iltica' vaadinin yerine getirilme-
sini istiyordu. Halbuki hükümet
Öcalan'ın Italya'ya gelişinden
haberdar olmadığını iddia etti
hep. Bu konudaki kuşkular hâlâ
geçerli. Öcalan'ın gelişinden siz
ne zaman haberdar oldunuz"
şeklindeki bir soruya cevap olarak
Dini, Türkiye'den 98 Kasımı ba-
şında gelen bir uyan faksından baş-
ka bir bilgisi olmadığını belirtiyor.
Türkiye ile krizi. tsmail Cem'le
açık tutmayı başardıkları diyalog
kanallan sayesinde aştıkJannı an-
latan Dini. "Öcalan"ın ülkeve so-
kulmuş ounasını" Italya'nın hata-
sı olarak nitelendiriyor. Ancak aka-
binde izlenen politikayı doğru bu-
luyor. Çünkü "Ölüm cezası nede-
niyle Öcalan'ın Türkiye'ye iade-
si mümkün değildi!" diyor.
"Öcalan'ın Sırlan" arasında
Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin
bir bölüm var aynca. Gazeteci ge-
ne soruyor: "Sizce Türkiye niha-
yet önümüzdeki yirmi yıl içinde
AB üyesi olacak mı?"
"Ben buna inanıyorum" diye
cevaplıyor soruyu Dini ve aralann-
da Ecevit'le geçen ilginç birkonuş-
mayı aktararak sözlerine şöyle de-
vam ediyor: "Türkiye'nin Avru-
palı olma özelliği zaman zaman
sorgulanıyor. 'Avnıpalı olup ol-
madığımızı başkalannın sorgula-
ması önemli değil. BizAvnıpalı ol-
duğumuzu biliyoruz...' demişri bir
seferinde bana Bülent Ecevit.
Gerçekten de öyle. Türk toprak-
larının önemli bir bölümünün
Asya'da olduğu doğru. Ancak
Türkiye'nin tam hakkıyla Avru-
pa'nın bir parçası olduğu da ger-
çek. Yalnız 20. yüzyıl başında ge-
çirdiği modernizasyon süreci on-
lara bu hakkı vermiyor. Eksiği
AB (Kopenhag) kriterlerini -
özellikle de bireysel haklara iliş-
kin kriterleri- hâlâ yerine getir-
memesi..."
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
munun demokratik ve laık niteliğini güçlendirme-
ye çalışacağız."
Takıyyenin 21. yüzyıldaki tarifi ancak bu kadar gü-
zel olabilir. Ayakkabılarımı çıkarmadan çoraplanmı
değiştireceğım, gibi birtümce!
Terörie devam edelim... Erdoğan, 11 Eylül'ün mı-
lat olduğunu burada da yineledikten sonra kendisi-
ne soruluyor:
- Sizce HAMAS bir terör örgütü mü?
Tayyip'ten el takıyye, affedersiniz yanıt:
"Bu benim ilgi aianıma girmiyor. Teröre bulaşmış-
sa terör örgütüdür, bulaşmamışsa değildir..."
ABD'de 21. yüzyılda dünyanın alacağı seyirle ilgi-
li temaslarda bulunan, görüşlerini açıklayan Erdo-
ğan'ın ilgi alanına Filistin'de yaşananlar girmiyor!
Erdoğan'a bir soru da Kürtçe konusunda yönelti-
liyor. Buna da ülkeyi bölücü bir özellik taşımazsa
olabilir türünden yanıt veriyor. Ankara'daki AKP'liler
bakıyorlar ki, iş biraz anayasa sınırlan dışına çıkmış
görünüyor, hemen durumu düzeltiyoriar:
"Bu cümlelermontajdır. Türkiye'de resmi dil Türk-
çedir. Kürtçe eğitim istekleri hukuki değildir..."
Demek kı montaj sanayiini ABD'ye de taşıdık. Er-
doğan'ın ABD'ye ilişkin yorumu da şu:
"Partimizin hedeflerinin gerçekleşmesinde ABD
gibi küresel sorumluluğu olan bir ülkeyi doğal müt-
tefik olarak görmekteyiz."
Şu değerlendirmeye ne buyurulur:
"Ideolojilere karşıyız. Bızim 'izm'lerlealakamızyok.
Bu anlamda Kemalizme de karşıyız..."
Erdoğan "izmlere karşı, ama ABD'de yaptığı dü-
pedüz Amerikanizm. Bir ülkeyle işbiriiği yapılır da bu-
nu "doğal muttefîklik" düzeyine çıkarmak çok kolay
olmasa gerek.
'Ben daha iyi IMF'ci olurum'
Geçen hafta, Meclis'teki tartışmaları irdelerken
AKP'nin koalisyonun 4. ortağ' konumuna gittiğini
vurgulamıştık. Özellikle 312 konusundaki tartışma-
larda ciddi bır ortaklık dikkati çekiyordu. ABD'den
gelen haberler bunun IMF düzeyinde de olduğunu
gösteriyor. Şu tümce Erdoğan'ın:
"Türkiye 'deyapılmakta olan reformlann gerekli ol-
duğunu düşünüyoruz. Hükümetin zaman zaman bu-
na gösterdiği direnci üzüntüyle izliyoruz."
Bu tümcey'ı öztürkçeye şöyle çevirebiliriz:
"Eyy ABD, ben senin istediklerini bu hükümetten
daha iyi yapanm. Bu konuda hiç endışen olmasın,
bunu bilmiş ol. Işte, VVashington'da söylüyorum."
Bunca Amerikanızme karşın Erdoğan'ın VVashing-
ton yönetiminin üst katlarıyla görüşememesi de ak-
la şu soruyu getiriyor:
"Acaba ABD, Erdoğan 'ın kullanım biçimi konu-
sunda henüz kesin birgörüş rotası oluşturamadı mı?"
11 Eylül'ün hemen ardından AKP'nin açıklamala-
rıyla SP'ninkiler çelışmiş ve bu çizgideki kırılma net
biçimde ortaya çıkmıştı. Erdoğan, ABD'ye yönelik
saldırının derhal kınanması, ABD'nin alacağı önlem-
lerin desteklenmesi gerektiğini savunurken SP'liler
"Olayı gerçekleştirenleri bu yola iten nedenleri orta-
ya koymak gerekir" diyerek Amerikan yönetiminin
Müslümanlara yönelik tutumunu eleştirmişti.
ABD seferinde rotadan rotaya süruklenen Erdo-
ğan, sotasında neler olduğunu çelişkili ifadelerle or-
taya koyuyor. Erdoğan, Dünya Ekonomik Foru-
mu'nun (DEF) çağrılısı. DEF çerçevesinde bugün
Türkiye'nin görünümü" konuşulacak. DEF'in Türki-
ye'den çağırdığı kişilerse ilginç bir yelpaze oluştu-
ruyor:
Ismail Cem, Kemal Derviş, Recep Tayyip Erdo-
ğan...
[email protected]
Cumhurbaskanı Sezer:
Ozgürlükler
genişletilmeliANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Cumhurbas-
kanı Ahmet Necdet Sezer,
büyük tartışmalara yol açan
Türk Ceza Yasası'nın 312.
maddesinin değiştirilmesi-
ni değerlendirirken "birey-
sel özgürlüklerin genişle-
tilmesi gerektiği" düşün-
cesini yineledi. Cumhur-
başkanlığı Basuı Başdanış-
manı Metin Yalman ile
Özel Kalem Müdürii ve Dı-
şişleri Başdanışmanı Tacan
tldem dün bilgilendirme
toplantısı düzenlediler.Yal-
man'ın verdiği bilgiye göre
Cumhurbaşkam'nın bazı
konulardaki görüşü şöyle:
Cumhurbaskanı
emreder: Cumhurbaş-
kanlığı Genel Sekreterli-
ği'nce YÖK Başkanlığı'na
yazılan. Yükseköğretim
Denetleme Kurulu Başkan-
hğı ile TÜBfTAK Bilim
Kurulu üyeliği görevinin
bir arada yürütülemeyece-
ğine ilişkin yazıda, Cum-
hurbaşkanı'nın isteminin
"emretmişler" söylemiy-
le iletildiği ve bunun YÖK
Başkanlığı'nca sorun yapıl-
dığı haberi gazetelerde yer
aJdı. Anayasaya göre cum-
hurbaskanı, ulus ve ülke
birliğini temsil etmekte ve
devletin başı sıfatını taşı-
maktadır. Yazışmalarda
kullanılan söylem Devlet
Başkanlığı makamının yü-
celiğinin gerektirdiği bir
"resmi nezaket üsltı-
bu"nun gereğıdir.
Yasaların butünlü-
ğü bozulamaz: Cum-
hurbaşkanı'nca bir kez da-
ha görüşülmesi istemiyle
geri gönderilen maddelerin
dışındaki yasa maddeleri-
nin yayımlanabileceği, Sa-
yın Cumhurbaşkaru'run bu
yolu yeğlemediği, yasanın
tümünü geri çevirdiği yo-
lunda yorumlar yapılmak-
tadır. Bir yasanın bütünlü-
ğünün bozularak kimi mad-
delerinin yayıma, kimi
maddelerinin yeniden gö-
rüşülmek üzere TBMM'ye
gönderilmesi. anayasal
yönden olanaksızdır.
Bireysel özgürlûk-
ler genişletilmeli:
TCY'nin 312. maddesiyle
ilgili değişiklikler TBMM
gündemindedir. Bu aşama-
da herhangi birbeyanda bu-
lunmamız mümkün değil-
dir. Ancak Sayın Cumhur-
baskanı, Anayasa Mahke-
mesi Başkanlığı dönemin-
de ve cumhurbaşkanı ola-
rak bireysel özgürlüklerin
geniştilmesi gerektiği ko-
nusundaki düşüncelerini
TBMM'nin açıhş konuş-
ması da dahil ohnak üzere
birçok konuşmalannda
açıkça ifade etmişlerdir.
Metin Yalman. Sezer'in-
bankalara sermaye aktan-
mını öngören yasayla ilgili
olarak Anayasa Mahkeme-
si'ne gidip gitmeyeceğine
ilişkin soru üzerine. "Sayın
Cumhurbaşkanı, yasanın
Resmi Gazete'de yayım-
lanmasından itibaren 60
gün içinde bu yetkisini
kullanabilir" dedi.
Tacan îldem Sezer'in ge-
zi programı hakkında bilgi
verdi. Buna göre Sezer, 8
Şubat'ta Sankamış'ta dü-
zenlenecek kış tatbikarmın
bir bölümünü izleyecek.
Sezer 12 Şubat'ta tstan-
bul'da Islam Konferansı Ör-
gütü- Avrupa Birliği Ortak
Forumu'nun açılışını yapa-
cak. 19-22 Şubat tarihleri
arasında da Kırgızistan
Cumhurbaşkanı Asker
Akayev resmi bir ziyarette
bulunmaküzere Türkiye'ye
gelecek. Ziyaret, iki ülke
arasındaki diplomatik iliş-
kilerin başlamasının 10. yıl-
dönümünde gerçekleşecek.