10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ^ŞUBAT2002 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 G U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada y&retimdeki basiretsizliği sergiliyor. önce Mesut Yılmaz'ın son anayasa paketinin kabul edilmesin- de-r hemen sonra TBMM'ye verdiği yasa önerisin- de ougün tartışılan 312 ve 159. maddeleri aynen yazcığı belgelendi. Daha sonra; Yılmaz'ın birkaç ay önceki Önerisin- de yeralan 312 ve 159. madde metinleri hükümet tas^nsına aynen alındı. Bunlaryetmiyormuş gibı; MHP lıderı Devlet Bah- çeli yönetimdeki yönetimsizliği belgeleyen bir baş- ka açıklama daha yaptı. Son grup konuşmasında Mesut Yılmaz'a bağlı (AB merkezi Brüksel'in nabzını tutan) AB Genel Sekre- terliği'nın 312 ve 159. maddeleri düzenleyen metin ilehükümetınAdaletKomisyonu'nagönderdiğimet- nin tpatıp aynı olduğunu söylerken dedi ki: "Metinler arasında tekfark, biryıldan üçyıla kadar hapis cezası ile biryıldan beş yıla kadar hapis ceza- sıdır." Kısacası maddeler ince uzun bir yoldan geçmiş, çeşrtlı kademelerde pişmiş ve.. son biçimiyle TBM- M'ye gönderilmiş. Hükümette konuşuluyor. Kabul ediliyor, bakanlar tasarıya imzaları çakıyorlar. Meclis'e gönderiliyor. Komısyonda görüşüimeye başlandığı sırada önce muhalefet partileri, sonra ANAP'ın itirazları ile karşı- lanıyor. Ve yer gök 312 ve 159... Bu iki maddenin dışında Türkiye'de konuşulacak "başka büyük sonın yok"! Dandini iktidann muhalefet kanadı, hükümetteki sözde uyumun uyuzlaşmasına olanak sağlayan ANAP lideri Mesut Yılmaz öyle bir gerekçeyle ma- zeret beyan eyledi ki... Gülmekle ağlamak arası bı- rakıyor insanı: Dedi ki: "Avrupa Birliği temsilcileri bana 312 ve 159. madde görûşmeleri başladıktan sonra yeterti olmadığını, genişletılmesi gerektiğini bildirdiler." Şaşırmamak olanaklı mı? Ya da şu sonuç karşısında hayıflanmamak: AB ile hükümet adına bağlantı kurmakla görevli, AB ile he- men her konuda her zaman görüş alışverışinde bu- lunarak eğrilerle doğruları ayırdığını sandığımız so- rumlu bakan Mesut Yılmaz, Avrupa'nın tepkilerini, görüşlerini sizin gibi benım gibı ancak yasalar üze- rinde görüşmeler başlandıktan, AB büyükelçileri Başbakanlık'ın kapısına dayandıktan sonra öğreni- yor! Tribündeki adam Ya Başbakanımız? Tartışmaların göbeğinde, ikti- dar partileri arasında baş gösteren görüş ayrılıkları- nı çözümlemeyı (çoğu zaman her sorunlu olayda yaptığı gibi) yardımcısı Hüsamettin Özkan'a bıra- karak Bulgaristan'a gıttı, geldi. Dönüşte 312 ve 159 üzerinde iki ortağın çalıştığı- nı söyleyen, ne ki DSP'nin maddeler üzerinde görüş- lerini öğrenmek isteyen soruya, "partidekı hukukçu- lann neler saptadığını henüz bilmediğı" yanıtını ver- di. Bir eki var söyleminin: "Koalisyondaki son anlaş- mazlığı herzaman olduğu gibi görüşerek, konuşarak aşacağımızdan kuşkum yok" dedi. Demesine dedi ama; sağ yanında oturan Devlet Bahçeli'den ne haber? Bahçeli, iki maddenin Meclis'egeliş ve gelişme sü- recini anlatarak ANAP'taki dünü öyle bugünü böyle gören fınldak sıyasete ağır biçımde yüklenmeye ha- zırlanırken, Başbakan gibi "görüşmeye konuşma- ya", hatta her kavgalı, tartışmalı toplantıdan sonra koklaşmaya pek hevesli değildi. Başbakanımız, sankı olay maddelerin içeriğinden çok, çocukluğumuzdakullandığımız "espes/kavga- yı kes" cinsinden bir görev üstlenmış gibi davranı- yor. Oysa, ANAP ve MHP stratejilerini belirledi. MHP tasan neyse o diyor ve partiler arası görûşmeleri kesti. ANAP ıse malum. Nedense DSP'nin, pek çok sorunda olduğu gibi, bu sefer de ne düşündüğü, ne yapmayı tasarladığı henüz belli değil. Belii olan tek bir şey var: Derin tartışmalı sorunla- ra tribünden bakan... Başbakanımızın "es pes/ kavgayı kes" politika- ları... Uyum yasa tasarısı Restleşmede soğutmaplanı AMCARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Koalisyon ortakan arasında uyum yasa tısansı nedenıyle baş- layanartışma ve gerginlik yumuatılmaya çalışılıyor. DSP Grup Başkanvekilı AydııTûmen liderler zir- vesi tvplanarak soruna çö- züm hılunabileceğinı söy- ledi. GeHinliğin daha fazla tırmamaması ıçin ANAr lılarTürkCezaYa- sası'nn(TCY)312vel59. madctleri hakkında konuş- mam£<aran aldı. Şubat ayı somırı kadar zaman oldu- ğunu nle getiren ANAP'lı kurmp iar, "Ortam biraz daha umuşadıktan son- ra koıu liderler zirvesin- de çöülür. Şimdi biraz tartışnaların soğuması için 1)DU kulağının üze- rine ıhnldr' değerlen- dirmemi yaptılar. Komsyon çalışıyor A^StP'ın uyum tasansı üzeririe yeni değerlendir- me ysılması için oluştur- duğu omisyonun üyelen de çaşmalannı sürdürü- yor. iAAP'lı hukukçu mil- İetvekleri.Yargıtay 8. Da- iresi i:AlHM'nin Türkiye hakkıda aldığı kararlan incelaeye aldı. TCY'nin 312. naddesi nedeniyle Yargııv 8. Dairesi'nde aluşaıçtihatlan değerlen- iıren \NAP kurmaylan, IurfcLi; ıçin Avrupa fnsan Haklz Sözleşmesi "nin da- laöcınli olduğunu savıın- iu. Hteince ve anlatım öz- gürlüğünden hüküm giyen- lerin başvurusu sonucu Türkiye'nin AlHM'de bü- yük çoğunlukla mahkûm olduğunu anımsatan ANAP kurmaylan. şu de- ğerlendirmeyı yaptı: "Bugüne kadar 20 da- va sonuçlanmış. Bunlar- dan 14'ünde Tiirkiye aleyhine karar alınmış. 3'ü uzlaşmayla sonuçlan- mış. diğerlerinde iseTür- kiye lehine karar alınmış. Avrupa tnsan Hakları Mahkemesi, halkı kine. diişmanlığa ve isyana teş- vik etmeyen durumlarda mutlaka alevhimize ka- rar veriyor. Mahkeme alevhimize aldığı her ka- rarında da bir bölgemiz- deki durumun hassasiye- tine de iyi niyetli olarak mutlaka dikkat çekiyor. Artık bu sorundan kur- tulmalıyız." SP Grup Başkanvekili Yasin Hatipoğlu, ANAP Grup Başkanvekili Bey- han Aslan'la yaptığı gö- rüşmede yapılacak deği- şiklikler konusunda uzla- şılması durumunda grup olarak destek vereceklerini ıletti. Uyum tasansı konusun- da geri adım atmak isteme- yenMHPiseözellikle312. maddenin özünü değiştire- cek önerilere karşı çıkıyor. MHP Grup Başkanvekili tsmail Köse. konunun ar- tık kendılerinın sorunu ol- madığını, ancak kapılan da tam olarak kapatmadıkla- nnı söyledi. Günay Çapan, ağabeyinin Curnhuriyet'in gizlifinansörü olmadığını söyledi: Gazeteye Atatürk devrimlerini yaşatmak için ortak oldum • Baştarafı 1. Sayfada aydır takip edildiğini söyledi. Istanbul 1 No'lu DGM'dekı du- ruşmaya Gürbüz Çapan. kardeşleri Zeki ve Çetin Çapan"ın aralannda bulunduğu 9 tutuklu ve 28 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada sorgusu yapılan Günay Çapan. 1978 yılın- da Almanya'ya giderek işletme okuduğunu. 1984 yıluıda ise şahıs şirketi kurduğunu belirterek bura- daki yaşantısının, kendisini tanıma- yan kişilerin hayal gücüyle iddiana- meye girdiğini savundu. "Alman- ya'da vergi kaçırdığı ve sahtekâr- lık yaptığı" iddialannı kabul et- meyen Çapan. burada sanayici ola- rak kendi patenti ile iş yaptığını söyledi. Bu dönemlerde ağabeyi Gürbüz Çapan'ın. belediye başka- nı olmadığını vurgulayan Çapan, "banka soymadıgını, hortuınla- madığını, aksine devamlı Türki- ye'nin çıkarlarını koruduğunu" kaydederek atfedilen suçlann iftira olduğunu söyledi. 10 aydır takip ediliyorum Çapan. Danıştay onayı ve Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- ğı'ndan aldığı yetkiyle Doğalgaz Elektrik Santralı projesini hayata geçirdiğini ifade ederek şirketinin Esenyurt'taki kooperatiflere elekt- rik enerjisi satmadığmı, üretilen elektrik enerjisinin TEAŞ tarafın- dan satm ahndığını anlattı. 'Esen- yurt Belediyesi'ndeki usulsüz i- mar uygulamalan ile elde edilen arsalar ve ibaielerden haksız ka- zanç elde edildiği' iddialarının ta- mamen gerçek dışı olduğunu \ur- gulayan Çapan. şöyle devam etti: "Dava dosyasında bu iddiaları destekleyen hiçbir delil yoktur. Ağabeyim Cürbüz Çapan'ın Cumhuriyet ga/etcsinin gizli fî- nansörü olarak gösterilmesinden rahatsızlık duydum. Cumburi- vet'i bir kültür merkezi olarak görüyonım. Atatürk ilke ve dev- rimlerini yaşatmak için gazeteye ortak oldum ve bundan da gu- rur duyuyorum." 10 aydır takip edildiğini anlatan Çapan. "Kimliğini bilmediğim ki- şiler tarafından hem ben, hem de çocuklanm takip ediliyoruz. De- yim yerindeyse sürekli gözaltın- dayım. Beni ıstıraptan kurtarın" diyerek beraatuıı istedı. Günay Ça- pan. iddıalara karşın malvarlığı kaynağını Ingilizce veAlmanca no- ter tasdıkli belgelerle mahkemeye sundu. Tutuksuz sanık Ayfer Ça- pan da Gürbüz Çapan'ın eski eşı olması nedeniyle yargılandığını sa- vunarak suçlamalan reddetti. Diğer sanıklarda ifadelerinde suçlamala- n kabul etmeyerek beraatlannı is- tediler. Duruşmada daha sonra 7 müşte- ki dinlendi. Gürbüz Çapan'ın avu- katı UğurAlacakaptan, duruşma- da şikâyetçi olarak dinlenen kişile- rin yalan söylediğinin ortaya çıktı- ğını vurgulayarak müvekkilinin serbest bıraJcılmasını istedı. Müşte- kilerden Ilhan Şahin'uı '% Ben Jİ- TEM'e ifade verdim'* sözü üzeri- ne Çapan'ın avukatı Ergin Cin- men. bir komployla karşı karşıya olduklannı savunarak "Dava,yasa- dışı bir örgüt olan JİTEM tara- fından tanzim edilmektedir" de- di. Diğer tutuklu sanıklann a\oıkat- lan da müvekkillerinin tahliyesini istedi. Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı da tutukJu sanıklann turuk- luluk halinin devamına karar veril- mesini talep etti. Ancak mahkeme heyeti, Zekeriya Çelik, Davut Ül- beyi, Hamit Ülbeyi. Maaruf Ata- oğlu ve Bedri Altınmakas ın tah- liyelerine karar verdi. Gürbüz Ça- pan, kardeşleri Zeki ve Çetin Çapan ile Seyfettin Karahan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, oturumu erteledi. Aksu ve Güler tutuklandı Bu da\ada gıyabı tutuklu olarak aranan Esenyurt Belediyesi Meclis üyeleri Ali Aksu ile Hıdır Güler. Istanbul DGM'ye gelerek teslim ol- dular. Istanbul Nöbetçi 1 No'lu DGM Yedek Hâkimliği'nde tutuk- luluklan vicahi_\e çe\Tİlen Aksu ve Güler cezaevine gönderildi. 3 kjşi serbest Bu arada, Esenkent Kooperatif- lerBirliği Başkanı FahriAtabay'ın da aralannda bulunduğu 3 kişi, gö- zaltında tutulduklan îl Jandarma AJay Komutanlığı'ndaki sorgulan tamamlandıktan sonra tstanbul DGM'ye sevk edildi. Fahri Atabay. Cmit Ulgen ve Yaşar Karakoyun. Cumhuriyet Savcısı Ahmet Kele- bek tarafından sorgulandı. Savcı Kelebek. sorgunun ardından 3 kişi- yi serbest bıraktı. Duruşma>ı eski DİSK Genel Sekreteri Kemal Ne- bioğlu, Fehmi Işıklar. Ya\uz Top. Ferhat Tunç'un aralannda bulun- duğu çok sayıda gazeteci. sanatçı \e avdın izledi Istanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya Gürbüz Çapan. kardeşleri Zeki ve Çetin Çapan'ın da aralannda bu- lunduğu 9 tutuklu ve 28 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmayı eski DİSK Genel Sekreteri Kemal Ncbioğlu. Feh- mi Işıklar, Yavuz Top, Ferhat Tunç'un da aralannda yer aldığı çok sayıda gazeteci, sanatçı ve aydın izledi. Ecevit: Uzlaşmak zorundayız H Baştarafı 1. Sayfada ristan nükümerindeki iki Türk ba- kan, ilişkilerin geldiği noktayı da gösteriyor. - Bulgaristan NATO'va girmek için bizim kulis yapmamızı isti- yor... - Evet, biz de bunu sonuna kadar destekliyoruz. Bölgenin güvenliği açısından da önemli bir durum. Önümüzdeki günlerde Prag'da bu konuda bır toplantı var. Orada da gündeme getireceğiz ve Bulgans- tan'ı destekleyeceğiz. - Geziniz öncesi ve sonrasında 312 ve 159. maddelere ilişkin tar- tışmalar sürdü. MHP ile ANAP arasında gerginlik var, müdaha- le edecek misiniz. bekleyecek mi- siniz? - Hayırbeklemeyeceğim. Bu ko- nu uzayamaz. Hele bir ay olmaz... Bu süre içinde sizler yazıp çizecek- siniz. Görüşlerbirbirinekanşacak. Bunu hemen çözmemiz lazım. Kal- dı ki ben ortada ciddi bir pürüz de görmüyorum. Bazı ufak tefek de- ğışiklikler yapılır, olur biter... - Siz de değişiklikten yana gö- rfinüyorsunuz. Sizce nasıl olma- h? - Şimdi ben görüş belirtmeye- yim. Zaten yeterince belirten var. Ama bunu en kısa sürede çözme- miz lazım. Bir ay lafi da nereden çıktı bilmiyorum. - Bir liderler zirvesi toplanaca- ğı söyleniyor... - Zaten aynı koridordayız, zaman zaman toplanıyoruz. - Ne zaman toplanacaksınız? - Önümüzdeki hafta başı yapabi- lınz... - AB'ye girelim derken ortak- lar birbirine girmiş görünüyor... - Bu yorumu siz \aptınız. - Şimdi de dolar düşrü diye te- laş var. ekonomi nasıl gidiyor? - 1yi gidiyor. Dolar zamanla ye- nne oruracak. Borsa iyi. Şimdi ba- kalım enflasyon nasıl çıkacak. Kar, soğuk biraz fiyatlan \"urmuş gibi görünüyor. - Sebze mejTe fiyatlarını kar, soğuktan çok aracılar vurmuş görünüvor... - Maalesef bu tür zamanlar öyle olur... - lMF'nin Bankalar Yasası dı- şında, Bakanlar Kurulu kararı niteliğindeki isteklerinde de ıs- rarlı olduğu söyleniyor. Onlan ne zaman çıkaracaksınız? - Ne isterlerse yapıyoruz. Onlan da birbiri ardına çıkannz... - İçtüzük iptali çalışmanızı et- kileyecek mi? - Evet, Meclis'in hızını kesecek. Gerçi 3 ay süremız var ama yine de nasıl bir önlem alınabilir. ona baka- cağız. - Afganistan'da barış gücünün 2. dönem komutanlığı konusun- da netleşme var mı? - O oldu gibi. Bir terslik ounaz- sa. bize geçeceği kesinleşti. - Yunanistan, Ege'de ikili gö- rüşmeler için kapı açrı. Bu sizin de isteğinizdi. sonuç verir mi? - BenABDde bu yönde bir açık- lama yapıncaYunan basını kıyame- ti koparmıştı. Ege'yi, Kıbrıs'tan ayırmak gerekli. Gelen haberler olumlu. - Kıbns'ta umutlu musunuz? - Dışandan burnunu sokan ol- mazsa evet. Ben hâlâ AB'nin tam olarak geri çekilmediğini görüyo- rum. Hep uyanyorum. kanşmasın- lar, iki toplumun lideri sorunu bü- yük olasılıkla çözecektir. - Arafat sürekli yardırn istiyor, ne yapacaksınız? - Tartışıyoruz, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Burada asıl işlev ABD'ye düşüyor. Gezide her resmi görüşmede bunu da dile ge- tirdim. -Arafat ın Istanbul'daki İKÖ- AB Dışişleri Bakanlar toplantısı- na gelmek istediği. ancak çıka- madığı söyleniyor... - Yeni haberim oldu, ne yapabi- lirizbakacağun... - Irak'a mektubu yazdınız mı? - Yazdım, son şeklini veriyorum. - İçeriğini paylaşır mısınız? - Büyük olasılıkla pazartesi gü- nü göndereceğim. Gönderdikten sonra neden olmasın. - Erdoğan'ınABD gezisini izli- yor musunuz? - Evet... - Vbrumunuz ne? - Şimdilik, yorumlan okuyo- rum... Dini: Öcalan'ın getirilmesi hataydı NİLGÜN CERRAHOĞLU RO^L4 -" Yalnız D'Alema de- ğil, devletin en üst makamları da Ocalan'a siyasi iltica vermeyi dü- şündü..." Öcalan krizi döneminde cumhurbaşkanlığı koltuğunu ışgal eden Oscar Luigi Scalfaro da Apo'ya "siyasi iltica" vermekten yanaymış yanı. Dönemin Başbaka- nı D'Alema'nın daüstünde "en üst düzey devlet makamı" cumhur- başkanından başka kim olabilır? Bu ilginç açıklama o dönemin Dışişleri Bakanı Lamberto Di- ni'ye ait. Vatikan'ın etki alanı içinde olan Oscar Luigi Scalfaro. Abdullah Öcalan için "insani çözüm"ü sa- \ıınmuş. Bu şu anlamla geliyor: Vatikan da bu konuya müdahiî ol- muş. Ansaldo'nun "Top Secret Öca- lan" kitabıyla yeniden gündeme gelen polemikle ilgili olarak önce- ki gün Dini'den bir randevu iste- dim. Öcalan'ın D'Alema'nın "bil- gisi ve onayıyla" Italya'ya geldi- ğini anlatan Ansaldo'nun kitabı, Apo'nun Italya'ya geliş macera- sından muhafazakâr kökenli Dışiş- leri Bakanı Dini'nin haberdaredil- mediğinı söylüyor. Sekreteri aracılığıyla söyleşi ta- Iebimi geri çeviren eski Dışişlen Bakanı. bir mesajla birlikte bana bır kitap yolladı. "Öcalan konusunda ilave ede- cek sözü olmadığını" ileten eski bakan, sö\ leyebileceği her şeyi o yıllann politikasını anlatan "Be- yaz Saray ve (Eski) Komünistler Arasında" adlı kitapta anlartığını belırttıkten sonra kitabını da ulaş- tırdı. "Öcalan'ın Sırlan" başlık- lı bir bölüm \ar kitapta. Bu bölüm- de Massımo D'Alema hakkında şimdiye dek bilmediğimiz özel bir bılgi yok. Ancak Lamberto Dini "siyasi iltica" serüveninin şahsı tarafından. yalnız kendi bastığı frenle önlendiğini anlatıyor. Ve diplomlatik bır dil ve üslupla kısa- ca şunu demek istiyor: "Ben ol- masaydım. o dönemdeki koalis- yon ortaklarımı/ eski komünist- ler >üzünden iki ülke geri dönü- şü çok zor bir kriz yaşayabilirdi. L çurumun kenarından krizi ben döndürdüm..." "La Stampa" gazetesinin New York muhabin Maurizio Molina- ri ile yapılan söyleşılerden oluşan kitapta. gazeteci Dınfye soruyor: "D'Alema (Apo'ya) siyasi ilti- ca vermek istedi. Sonunda niye fikir değiştirdi." "(Siyasi iltica vermek isteyen) Sadece D'Alema değildi. Devle- tin en üst düzey makamları da siyasi iltica vermeyi düşündü. Büyük zorluklaryaşadık.Benim referansım 1951 Cenore Kon- vansiyonu'\du. Cenevre Konva- nisyonu yalnız dini ve siyasi gö- rüşler nedeniyle baskı altında kalanlara siyasi iltica \erilmesi- ni öngörüyor. Öcalan adi suçluy- du... Aynlıkçı PKK örgütünün başı sıfatıyla insan öldürme da- hil hakkında Türk yargısının yaptığı 30 ayrı suçlama vardı. Tfirkiye'ye bir kilo spagetti sata- maz hale gelmiştik. Sistem ve İtarya için ağır darbe oldu bu..." "İ98'de Öcalan, elinde D'Ale- ma'ya hitaben yazılmış bir mek- rupla İtalya'va geldi. Kimlikleri belirsiz ttalyan siyasetçileri tara- fından kendisine verilen 'siyasi iltica' vaadinin yerine getirilme- sini istiyordu. Halbuki hükümet Öcalan'ın Italya'ya gelişinden haberdar olmadığını iddia etti hep. Bu konudaki kuşkular hâlâ geçerli. Öcalan'ın gelişinden siz ne zaman haberdar oldunuz" şeklindeki bir soruya cevap olarak Dini, Türkiye'den 98 Kasımı ba- şında gelen bir uyan faksından baş- ka bir bilgisi olmadığını belirtiyor. Türkiye ile krizi. tsmail Cem'le açık tutmayı başardıkları diyalog kanallan sayesinde aştıkJannı an- latan Dini. "Öcalan"ın ülkeve so- kulmuş ounasını" Italya'nın hata- sı olarak nitelendiriyor. Ancak aka- binde izlenen politikayı doğru bu- luyor. Çünkü "Ölüm cezası nede- niyle Öcalan'ın Türkiye'ye iade- si mümkün değildi!" diyor. "Öcalan'ın Sırlan" arasında Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin bir bölüm var aynca. Gazeteci ge- ne soruyor: "Sizce Türkiye niha- yet önümüzdeki yirmi yıl içinde AB üyesi olacak mı?" "Ben buna inanıyorum" diye cevaplıyor soruyu Dini ve aralann- da Ecevit'le geçen ilginç birkonuş- mayı aktararak sözlerine şöyle de- vam ediyor: "Türkiye'nin Avru- palı olma özelliği zaman zaman sorgulanıyor. 'Avnıpalı olup ol- madığımızı başkalannın sorgula- ması önemli değil. BizAvnıpalı ol- duğumuzu biliyoruz...' demişri bir seferinde bana Bülent Ecevit. Gerçekten de öyle. Türk toprak- larının önemli bir bölümünün Asya'da olduğu doğru. Ancak Türkiye'nin tam hakkıyla Avru- pa'nın bir parçası olduğu da ger- çek. Yalnız 20. yüzyıl başında ge- çirdiği modernizasyon süreci on- lara bu hakkı vermiyor. Eksiği AB (Kopenhag) kriterlerini - özellikle de bireysel haklara iliş- kin kriterleri- hâlâ yerine getir- memesi..." GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada munun demokratik ve laık niteliğini güçlendirme- ye çalışacağız." Takıyyenin 21. yüzyıldaki tarifi ancak bu kadar gü- zel olabilir. Ayakkabılarımı çıkarmadan çoraplanmı değiştireceğım, gibi birtümce! Terörie devam edelim... Erdoğan, 11 Eylül'ün mı- lat olduğunu burada da yineledikten sonra kendisi- ne soruluyor: - Sizce HAMAS bir terör örgütü mü? Tayyip'ten el takıyye, affedersiniz yanıt: "Bu benim ilgi aianıma girmiyor. Teröre bulaşmış- sa terör örgütüdür, bulaşmamışsa değildir..." ABD'de 21. yüzyılda dünyanın alacağı seyirle ilgi- li temaslarda bulunan, görüşlerini açıklayan Erdo- ğan'ın ilgi alanına Filistin'de yaşananlar girmiyor! Erdoğan'a bir soru da Kürtçe konusunda yönelti- liyor. Buna da ülkeyi bölücü bir özellik taşımazsa olabilir türünden yanıt veriyor. Ankara'daki AKP'liler bakıyorlar ki, iş biraz anayasa sınırlan dışına çıkmış görünüyor, hemen durumu düzeltiyoriar: "Bu cümlelermontajdır. Türkiye'de resmi dil Türk- çedir. Kürtçe eğitim istekleri hukuki değildir..." Demek kı montaj sanayiini ABD'ye de taşıdık. Er- doğan'ın ABD'ye ilişkin yorumu da şu: "Partimizin hedeflerinin gerçekleşmesinde ABD gibi küresel sorumluluğu olan bir ülkeyi doğal müt- tefik olarak görmekteyiz." Şu değerlendirmeye ne buyurulur: "Ideolojilere karşıyız. Bızim 'izm'lerlealakamızyok. Bu anlamda Kemalizme de karşıyız..." Erdoğan "izmlere karşı, ama ABD'de yaptığı dü- pedüz Amerikanizm. Bir ülkeyle işbiriiği yapılır da bu- nu "doğal muttefîklik" düzeyine çıkarmak çok kolay olmasa gerek. 'Ben daha iyi IMF'ci olurum' Geçen hafta, Meclis'teki tartışmaları irdelerken AKP'nin koalisyonun 4. ortağ' konumuna gittiğini vurgulamıştık. Özellikle 312 konusundaki tartışma- larda ciddi bır ortaklık dikkati çekiyordu. ABD'den gelen haberler bunun IMF düzeyinde de olduğunu gösteriyor. Şu tümce Erdoğan'ın: "Türkiye 'deyapılmakta olan reformlann gerekli ol- duğunu düşünüyoruz. Hükümetin zaman zaman bu- na gösterdiği direnci üzüntüyle izliyoruz." Bu tümcey'ı öztürkçeye şöyle çevirebiliriz: "Eyy ABD, ben senin istediklerini bu hükümetten daha iyi yapanm. Bu konuda hiç endışen olmasın, bunu bilmiş ol. Işte, VVashington'da söylüyorum." Bunca Amerikanızme karşın Erdoğan'ın VVashing- ton yönetiminin üst katlarıyla görüşememesi de ak- la şu soruyu getiriyor: "Acaba ABD, Erdoğan 'ın kullanım biçimi konu- sunda henüz kesin birgörüş rotası oluşturamadı mı?" 11 Eylül'ün hemen ardından AKP'nin açıklamala- rıyla SP'ninkiler çelışmiş ve bu çizgideki kırılma net biçimde ortaya çıkmıştı. Erdoğan, ABD'ye yönelik saldırının derhal kınanması, ABD'nin alacağı önlem- lerin desteklenmesi gerektiğini savunurken SP'liler "Olayı gerçekleştirenleri bu yola iten nedenleri orta- ya koymak gerekir" diyerek Amerikan yönetiminin Müslümanlara yönelik tutumunu eleştirmişti. ABD seferinde rotadan rotaya süruklenen Erdo- ğan, sotasında neler olduğunu çelişkili ifadelerle or- taya koyuyor. Erdoğan, Dünya Ekonomik Foru- mu'nun (DEF) çağrılısı. DEF çerçevesinde bugün Türkiye'nin görünümü" konuşulacak. DEF'in Türki- ye'den çağırdığı kişilerse ilginç bir yelpaze oluştu- ruyor: Ismail Cem, Kemal Derviş, Recep Tayyip Erdo- ğan... [email protected] Cumhurbaskanı Sezer: Ozgürlükler genişletilmeliANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Cumhurbas- kanı Ahmet Necdet Sezer, büyük tartışmalara yol açan Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesinin değiştirilmesi- ni değerlendirirken "birey- sel özgürlüklerin genişle- tilmesi gerektiği" düşün- cesini yineledi. Cumhur- başkanlığı Basuı Başdanış- manı Metin Yalman ile Özel Kalem Müdürii ve Dı- şişleri Başdanışmanı Tacan tldem dün bilgilendirme toplantısı düzenlediler.Yal- man'ın verdiği bilgiye göre Cumhurbaşkam'nın bazı konulardaki görüşü şöyle: Cumhurbaskanı emreder: Cumhurbaş- kanlığı Genel Sekreterli- ği'nce YÖK Başkanlığı'na yazılan. Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan- hğı ile TÜBfTAK Bilim Kurulu üyeliği görevinin bir arada yürütülemeyece- ğine ilişkin yazıda, Cum- hurbaşkanı'nın isteminin "emretmişler" söylemiy- le iletildiği ve bunun YÖK Başkanlığı'nca sorun yapıl- dığı haberi gazetelerde yer aJdı. Anayasaya göre cum- hurbaskanı, ulus ve ülke birliğini temsil etmekte ve devletin başı sıfatını taşı- maktadır. Yazışmalarda kullanılan söylem Devlet Başkanlığı makamının yü- celiğinin gerektirdiği bir "resmi nezaket üsltı- bu"nun gereğıdir. Yasaların butünlü- ğü bozulamaz: Cum- hurbaşkanı'nca bir kez da- ha görüşülmesi istemiyle geri gönderilen maddelerin dışındaki yasa maddeleri- nin yayımlanabileceği, Sa- yın Cumhurbaşkaru'run bu yolu yeğlemediği, yasanın tümünü geri çevirdiği yo- lunda yorumlar yapılmak- tadır. Bir yasanın bütünlü- ğünün bozularak kimi mad- delerinin yayıma, kimi maddelerinin yeniden gö- rüşülmek üzere TBMM'ye gönderilmesi. anayasal yönden olanaksızdır. Bireysel özgürlûk- ler genişletilmeli: TCY'nin 312. maddesiyle ilgili değişiklikler TBMM gündemindedir. Bu aşama- da herhangi birbeyanda bu- lunmamız mümkün değil- dir. Ancak Sayın Cumhur- baskanı, Anayasa Mahke- mesi Başkanlığı dönemin- de ve cumhurbaşkanı ola- rak bireysel özgürlüklerin geniştilmesi gerektiği ko- nusundaki düşüncelerini TBMM'nin açıhş konuş- ması da dahil ohnak üzere birçok konuşmalannda açıkça ifade etmişlerdir. Metin Yalman. Sezer'in- bankalara sermaye aktan- mını öngören yasayla ilgili olarak Anayasa Mahkeme- si'ne gidip gitmeyeceğine ilişkin soru üzerine. "Sayın Cumhurbaşkanı, yasanın Resmi Gazete'de yayım- lanmasından itibaren 60 gün içinde bu yetkisini kullanabilir" dedi. Tacan îldem Sezer'in ge- zi programı hakkında bilgi verdi. Buna göre Sezer, 8 Şubat'ta Sankamış'ta dü- zenlenecek kış tatbikarmın bir bölümünü izleyecek. Sezer 12 Şubat'ta tstan- bul'da Islam Konferansı Ör- gütü- Avrupa Birliği Ortak Forumu'nun açılışını yapa- cak. 19-22 Şubat tarihleri arasında da Kırgızistan Cumhurbaşkanı Asker Akayev resmi bir ziyarette bulunmaküzere Türkiye'ye gelecek. Ziyaret, iki ülke arasındaki diplomatik iliş- kilerin başlamasının 10. yıl- dönümünde gerçekleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle