Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2002 CUMARTESİ
DİZİ
Sorunlannı çözemeyen, çaresiz ve umutsuz insan kendi hayatına son vermeyi düşünür
Genç intiharlartnın anlamı•*almeyi düşünmek, çözûlemeyen sorunlann dolaşık
yumağıdır. Ama intihar, tam olarak anlaşılması
olanaksız bir eylem olma özelliğini korumaktadır.
Kendi ölümüne kararvermek, canlılann 'yaşama
refleksi'ne ayhn bir davranıştır. Insan hangi koşullarda
olursa olsun, yaşamak için çaba harcar. Ancak
'sorunlarda çöriimsilzlük, çaresizlik ve umutsuzluk'
insanın bu çabasırn engelleyebilir.
T" T"ayatında "Öfeem de şu dert-
/ — # lerin hepanden kurtulsam"
JL A. demernişkaçkişivardır?Ama
bunu söyleyenJeric hepsi de hayatta-
dır. Çünkü yaşadıklan sonınlann ya
çözümü olduğunu gördüler ya da so-
runlarla yaşamaya alıştılar. .%ıa ya
yaşadıklan sorunlan çözüınsüz görse-
lerdi ya da sorunlara alışamasalardı?
O zaman ölümü ciddi olarak düşü-
nürlerdi. Ölmeyi düşünmek, çözûle-
meyen sorunlann dolaşık yumağıdır.
Ama intihar, tam olarak anlaşılma-
sı olanaksız bir eylem olma özelliği-
ni korumaktadır.
Kendi ölümüne kararvermek, can-
lılann 'yaşama refleks'ne aykın birdav-
ranışür. üisan da hangi koşullarda olur-
sa olsun, yaşaması ıçin çaba harcama
eğilimini taşır Ancak'sorunlarda çö-
zümsüztük, çaresizlik ve umutsuzluk'
insanın bu çabasını engelleyebilir ve
insan kendi hayatına son vermeyi dü-
şünür ve yapar.
'Sorunlarda çözümsüzhîk, çaresiz-
lik ve umutsuzluk'..
Bu duruma yardımcı olan koşulla-
nn başında da 'yahuzbk' ve 'yabancı-
laşma' gelir. 'Yahuzhk', paylaşmayı
önleyen bir yalıtılmışhk yaratarak çö-
züm arayışım tıkar. 'Yabancüaşma'
ise insanın çevresiyle bağlaruıı kopa-
ran, onu köklerinden aynlmış olma
duygusuna iten, sosyal değerlerini yok
eden, yaşamını anlamsız kılan çok
önemli bir etkendir.
Anoml
Durkheim'ın vurguladığı 'anomi'
terimi de toplumsal hedeflerin ortadan
kalktığı, ortak değer yargılannın öne-
mini yitirdiği. insanlan birbirine bağ-
layan kurallann, bu kurallann yaşadı-
ğı kurumlann zayıfladığı durumu be-
lirtmektedir. Prof. Emre Kongar'ın
Cumhuriyet gazetesinde yayunlanan
yazısında da belirtriği gibi, sosyal şid-
det ile intiharlar arasmdakı ortak pay-
da da 'anomi' olmaktadır. Arük in-
sanlann güvenebileceği ölçütler yok-
tur, bekleyeceği bir geleceğin güven-
cesi kalmamıştır, yapılan hiçbir şeyin
değeri bulunmamaktadır ve yaşama-
nın anlamı kalmamışür. Bu toplumsal
ortam çok tehlikeli bir durum yarat-
maktadır.
Aslında bütün bunlar 'mücadele
edümesi gereken', toplumsal doğru-
lann yeniden yapüandınlmasuu ge-
rektiren' koşullar olarak da algılana-
bilır.
Ancak toplumda yaşayan herkesin
ruhsal yapısı, dayanıklıhk derecesi ay-
nı değildır. Mücadele gücü kişiden ki-
şiye değişir. Birisi için mücadele edil-
mesi gereken koşullar bir başkası için
umutsuzluk nedenidir.
Burada ruhsal yapının özellikleri, bi-
reylenn ruh sağlığı, kişilik özellikle-
ri büyük önem taşımaktadır. Insanlar-
da bulunan depresyon, şizofreni gibi
ruh hastalıklan, kişilik bozukluklan,
asosyal kişilik gibi etkenler 'çözüm-
süztiik,çaresizlik,umutsuzluk' çembe-
rini yaratmakta ya da arttırmaktadır.
Klmllk arayısı
Genç insanlardaki 'çabuk etki al-
ünda kalma' özelliği, çeşitli etkile-
şimJerin yansımalannı daha kolay al-
malanna yol açmaktadır. Burada çe-
şitli marjinal grup etkileri 'bağımsız-
hk ve künhk' arayışı içindeki gençle-
re ilgi çekici gehiıektedir.
Bu arada suçlanan 'satanizm' gibi,
'FRP-Phantasie Role Playing' gibi
oyunlar kendi başlanna intihara yönel-
tici etki yapamazlar FRP, insanlann
hayal gücüne dayalı, değişik roller be-
nimseyerek farklı kurgular yapmala-
nna olanak veren bir oyundur. tntihar
olaylannda FRP'nin suçlanmasınm
nesnel bir temeli yoktur. Böyle bir
suçlama Dostoyevsld'nin Suç ve Ce-
za romanının genç insanlan cinayete
sürüklediği savı kadar anlamsızdır.
Satanizm de kendine özgü marjinal
bir akım olup 'ŞevtanınKötülüğü' te-
meline dayah bir grup hareketidir. Bu
konularda nesnel hareket etmemek,
incelemeden, araştırmadan suçlama
konusuyapmak, yaşanan sorunlann çö-
zümüne katkıda bulunmayan birtutu-
mu yansıtmaktadır.
Kimi gençlere 'şeytani güçler' yük-
leyerek, onlann çeşitli yollarla başka
gençleri telkinleri yoluyla intihara sü-
Gençİerimız,dileleruesorunldr. 'orunlarda çözümsüzlük, çaresizlik ve
umutsuzluğa' yardımcı olan koşullann başında da
'yalnızlık' ve 'yabancılaşma' gelir. Yalnızlık,
paylaşmayı önleyen bir yalıtılmışlık yaratarak çözüm
arayışım tıkar. 'Yabancılaşma' ise insamn çevresiyle
bağlanm koparan, onu köklerinden aynlmış olma
duygusuna iten, sosyal değerlerini yok eden, yaşamını
anlamsız kılan çok önemli bir etkendir.
GENÇLER DAHA ÇABUK ETKİLENİYOR - Genç insanlardaki 'çabuk etki altında kalma' özel-
liği, çeşitli etkileşimlerin yansımalannı daha kolay almalanna yol açmaktadır.
rüklediği savlan da çok haksız sonuç-
lara yol açabilecek davranışlardır.
Olaylan dikkatle incelemeden kişile-
ri, aileleri ve kurumlan, bu arada okul-
lan da suçlamak çok yanlış bir tutum-
durve bu yolla bir çözüme vanlamaz.
Elektronlk lletlşlm
Bilgisayar, internet ve çeşitli web si-
telerinin, chat-sohbet odalarmın suç-
lanması da aym biçimde anlamlı de-
ğildir. Elektronik iletişimin suçlan-
ması bütünüyle yanhşur. Önemli olan,
bu elektronik yollarla ne yapıldığı, ne
amaçla yapıldığı, nasıl sonuçlara va-
nldığı ile ilgilidir.
Eğer bir genç, kendi canına kıyma-
ya hazırlanıyorsa ya da bu konuda bil-
m, erkek/kız arkadaşını ölüm, terk
edilme gibi yollarla kaybetme.
• Ailenin işsizlik, ciddi hastahk,
yer değiştirme, boşanma nedeniyle
örselenmesi.
• Uyuma, yemek yeme, kişisel te-
mizlik ahşkanlıklannda bozulma.
• Okulda ya da sevilen hobilerde il-
gi kaybı ve başanda düşme.
• Davranış tipinde ani ve dıkkat çe-
kici değişme. Sakin, utangaç binnin
birdenbire aşın sosyal davranışlar gös-
termeye başlaması.
• Üzüntülü, çaresiz, umutsuz duy-
gulann yoğunlaşması.
• Aileden ve dostlanndan uzaklaş-
ma, daha önce önem verilen kişilere
yabancılaşma.
• Değerli eşyalan elden çıkarma.
er bir genç, kendi canına kıymaya hazırlanıyorsa
ya da bu konuda bilgi ahşverişi içinde ise kendisinin bir
ön hazırhğı oluyor demektir. Önemli olan da bu ön
hazırlığı fark edebilmektir.
gi ahşverişi içinde ise kendisinin bir
ön hazırlığı oluyor demektir. Önemli
olan da bu ön hazırhğı fark edebil-
mektir. Birtakım ipuçlan aileye de
okul yönetımlenne de 'dikkatedilme-
si' uyanlan yerine geçebilir.
Uyarılar
LaureoceSteinberg(Temple Üniver-
sitesi, Amerika) 'ergenintihariannda
erken uyan sinyaneri'ni şöyle belirti-
yor.
• intihartehditlerinin ya da yorum-
lannın belirtilmesi. 'Olmek istiyo-
rum' 'Aüem, bensiz daha iyi olacak'.
'Yaşamak için hiçbir nedenim yok'.
• Daha önce intihar gınşiminde bu-
lunulması. Etkili olup olmamasına
önem verihnemeh.
• Müzik, sanat, kişisel yazılarda
ölüme aklını takması.
• Birkayıp olayuıın yaşanması. Ai-
le üyelerinden birini, bir evcıl hayva-
• Sık kaza yapma ve sakınmadan,
tehlike içeren davranışlarda bulunma.
Alkol ve uyuşturucu kullanma, kişi-
sel güvenliğine aldınş etmeme, tehli-
keli meydan okumalardan çekinmeme.
Burada en önemli nokta, gençlerin
içinde olduğu durumlann gözden ka-
çrnlması. herhangi bir olumsuzluğun
akla getirilmemesidir.
Yanlışlar
"tradesi kuvvetlktir, bir şey ohnaz"
demek ya da "Kendisi yapü, çaresini
de o bulsun'" diye yardrm etmeyi ge-
ciktırmek, bu konulardaki en büyük
yanlışlardır.
Yapılması gereken en önemli iş, 'za-
manuıdadestekahnayıbamek'rir. Bu
konu toplumumuzun en zayıf halka-
sıdır. Birpsikiyatr'uı (ruh hekiminin)
desteğinı istemek hiçbir zaman çekin-
genhkle karşılanmamalıdır. Bir psi-
kiyatr (ruh hekimij, bir pratisyen he-
kim, bir psikolog, durumu hem bir bi-
hm insanı olarak hem de tarafsız bir
gözlemci olarak çok daha iyi değer-
lendirecektir. Gelişmiş ülkelerde pra-
tisyen hekimlerin, aile hekimlerinin egi-
tımınde 'ruhsal hastahkve bozukhık-
lar' çok önemli biryer tutar. Çünkü ilk
behrtileri görenler onlardır. Böyle bir
öneriyi "Benim çocuğumun hiçbir şe-
yi yok" diye karşılayan ebeveynler,
çocuklan için zararverici birtutum içi-
ne girmektedirler. Böyle bir olaydan
ötürü suçluluk duymak ya da suçlana-
cağından korkmak da bütünüyle yan-
hştır. Çünkü bu olaylarda suç yoktur,
sadece durumlarve yapılması gereken-
ler \ardır, o kadar. Geç kalmak her
zaman sonradan pişman olunan ama
işe yaramayan yanhşlardır.
Belclentfler
întihar ıstarisrikleri, yaşh intiharla-
nnın en çok gerçekleşen intiharlar ol-
duğunu gösteriyor. Süreğenbirhasta-
lık, yalnızlaşma, entelektüel uğraş
yokluğu, işe yaramazhk duygusu, baş-
kalanna yük olduğu (ya da olacağı
kaygısı) yaşh intiharlannın nedenle-
ndir. Eğer bir genç de yaşamının an-
lamsız olduğu duygusuna ulaşırsa,
•> aşama\'a değmez' diye düşünmeye
başlarsa, kendisinden ve geleceğin-
den beklentisi kahnazsa, sorunlann
çözümsüz olmasının yanmda a
Çö-
züm diyebir şeyyoktur* sonucuna va-
nrsa intihar eğilimine girebüir.
Belki de '\aşamaktan ne anladığı-
mıa' sormamız gerekiyor. Belki de
'neden vaşamak istedi^mizi' düşün-
memiz gerekiyor. 'Hayattan ne bek-
lediğunizi' sorgulamamız gerekiyor.
Gençlerimizin bu sorulara nasıl ya-
nıt verdiklerini hiç merak ettik mi?
Gençİerimız bu konulan düşünü-
yor mu. tartışıyor mu, hiç merak ettik
mi? Peki ya biz? Biz bu konulan dü-
şünüyor muyuz? Tartışıyor muyuz?
Hep, "tnsanlar neden ölüyor" diye
sorduk. Belki sormamız gereken so-
ru "tnsanlar neden vaşar" sorusudur.
SÜRECEK
SAĞLIKBAKANLIĞI
Ergenlikte
risk daha
büyük
ANKARA(AA)-Sağhk
Bakanlığı, genç intiharlannın, en
çok kişiler arası çatışmalar, okul
başansızhğı, karşı cins
tarafından ret sonucunda
gerçekleştiğini bildirdi.
Sağlık Bakanlığı Temel Saglık
Hızmetlen Genel Müdürü tsmail
Toprak,81 ılvalüığıne
gönderdığı genelgede, ruh
sağlığı ile ilgili kurum ve
kuruluşlarla işbirliği yapılarak
venlecek eğıtımlenn ıçenğuıde,
intihar başlığı kullanılmadan,
intihar konusunun işlenmesini
istedi. Toprak, başında,
intiharlarİa ilgili olaylann veriliş
biçimlerinde intihar konusunun
çok vurgulanmaması,
detaylandınlmaması gerektiğine
dikkati çektı.
Okul programları
Sağlık sektöründe bu konuyla
ilgilenen personelin eğitim ve
öğretimden geçirihnesi
gerektiğini vurgulayan Toprak,
çocuklar ve gençler ıçin, kendine
güven ve başa çıkma becerilerini
arttırmaya yönelik okul
programlan hazırlanması
gerektiğini bildirdi. Öğretmenler,
can kurtaranlar, polisler, din
adamlan gibi meslek gruplanmn
intihar olaylanyla karşılaşma
olasılığının yüksek olduğunu
belirten Toprak, bu gruplann
eğitilmelerinin de intihan
önleme çalışmalanna katkıda
bulunacağını söyledi.
Yapılacak müdahale
tl valiliklerine gönderilen
genelgede, intihar davranışının
psikiyatri ve krize müdahale
alanında hem acihyeti hem de
yaşamı tehdit edicihği nedeniyle
oldukça önemli bir yer tuttuğu
vurgulandı. Yapılabilecek biünçb
müdahalelerin, intihann
önlenmesinde oldukça önemli
olacağı belirtilen genelgede,
sağlık personelinin intihar
vakalanyla karşılaşmalan
halinde neler yapabüeceklerini
gösterenler en yüksek risk
grubunu oluşturuyor. Ergenlik
dönemi ve yaşlüık, intiharlann
sık yaşandığı dönemler olarak
dikkati çekiyor.
İntthar nedenlerl
Genelgeye göre intihar nedenl
eri arasında ilk üç sırayı,
hastahk, aile içi geçimsizlik ve
geçim zorluğu alırken, intiharlar
büyük kentlerde ve bah illerinde
Doğu illerine göre daha fazla
yaşanıyor. Ancak bazı illerde
Türkiye ortalamasının aksine
kadın intiharlan erkeklerden
daha yüksek oranda görülüyor.
Parçalanmış ailelerde, dul veya
boşanmış olanlarda intihar nski
yüksekken, baba yokluğu,
sorunlu ailelerden gelmek de
ergen intiharlannda önemh risk
faktörleri arasında sayılıyor.
Aile içi şiddet, fiziksel ve cinsel
istismar da genç nüfusta intihar
riskini artnran olgular arasında.
Anne veya baba ölümü, kişiler
arası ilişkilerde güçlükler,
reddedilmeler, terk edilmeler, iş
kaybı, ekonomik güçlükler,
mahkûmiyet, ölümcül bir
hastalığa yakalanma son
zamanlann stres yüklü olaylan
içinde sayılıyor Istatisriklere
göre genç intiharlannın
nedenlerinin başında, kişilerarası
çatışmalar, okul başansızhğı,
karşı cins tarafından ret ve terk
edilmeler geliyor.
CUMARTESİ
YAHLARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
"fieceteyin Ateşlep İçinde...'
Kış aylannın davetsiz konuğu bronşit bu kez yi-
ne ve her zamanki gibi yüksek ateşle kapımı çal-
makta çok fazla gecikmedi... Gece yarısı, yan uy-
kuda, ter içinde, aklımdan geçmekte olan dizeyi
yakaladım: "geceleyin ateşleriçinde uyanarak..."
Sonra, öncesındeki ve sonrasındaki dizelerle ün-
lü şiirin girişi tamamlandı: "Seviyorum seniekme-
ği tuza banıp yer gibi I geceleyin ateşler içinde
uyanarak I ağzımı dayayıp musluğa su içergibi..."
Nâzım'ın dizelerini Dağlarca'nın unutulmaz
"AğırHasta"s\ndan dizeler ızledi: "Anneciğımbü-
yüyorum ben şimdi, I Büyüyor göllerde kamış. I
Fakat değnekten atım nerde I Kardeşim su ver-
sin ona, susamış."
Çağnşımlar zincirine lirik şiirimizin duygulu bir şa-
irinin, Kemalettin Kamu'nun dizeleri eklemlendi:
"Sanıyorum saçlanmı okşuyorbirel, /Kıpırdamak
istemiyor göz kapaklarım."
Derken Orhan Veli'den dizeler "Akşam üstü-
ne doğru, kış vakti; I Bir hasta odasının pencere-
sinde; I Yalnız bende değil yalnızlık hâli I Deniz de
karanlık, gökyüzü de; I Bir acaip kuşların hâli."
Böylece, Nâzım Hikmet, Dağlarca, Kemalettin
Kamu, Orhan Veli, yüksek ateşin etkisiyle ve ter
içinde uyandığım bir gece yarısı, farklı zamanlar-
da, farklı duygularla yazılmış şiirlerinden dizelerle
birbiri arkasına konuğum oldular...
• • •
Nâzım Hikmet'in 100. doğum yılı kutlanıyor.
1963'teki ölümünü dünmüş gibi anımsıyorum. Bu
ölümün üzerinden de kırk yıla yakın zaman geç-
miş. Son yıllanndaki fotoğraflan, altmışlı yaşlannın
başlangıcındaki bir insandan daha yaşh birini yan-
sıtıyor. Onca özlemin, onca gerilimin, onca sıkın-
tının sonucu başka olamazdı. Benim kuşağımın yaş
ortalaması onun ölüm yaşına yaklaşmışken, ölü-
münün de nasıl erken bir ölüm olduğunu daha iyi
anlayabilryoruz... Nâzım Hikmet sağlıklı ve genç ya-
şamının neredeyse tümünü cezaevlerinde tüket-
tikten sonra, ülkesinden uzakta, özlem içinde öl-
mek için, acaba kime ne kötülük yapmıştı? En ye-
minli düşmanları bıle, bir an için vicdanlanyla baş
başa kalmayı başarabilırlerse eğer, bilmem ki bu
soruya nasıl yanrt verebılecekler?
• • •
Kuruluşundan bugünlere tutarlı ve başanlı ça-
lışmalannı sürdüren "Nâzım Hikmet Vakfı" 100.
doğum yıfı kutlamalarının da öncülüğünü yapıyor.
14 Ocak 2002'de Atatürk Kültür Merkezi'ndeki
geceyi 25-27 Ocak tarihlerindeki uluslararası sem-
pozyum izledi. Sempozyumda Nâzım Hikmet'in şi-
iri, yaşamı ve düşünce dünyası, sıneması, oyun ya-
zariığı, sanat ve edebiyat anlayışı konulannda il-
ginç bildiriler sunuldu. Sempozyum bu tür "aka-
demik" toplantılarda alışılmış olanın üstünde bir il-
giyle izlendi.
Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın açılışta yap-
tığı konuşmasındaki kimi sözler, altlan özellikle çi-
zilmesi gereken önemdeydi. Bunlar, Nâzım Hikmet'in
"Sanatını aşan boyutta tapınma ya da nefrete" ko-
nu olmasının artık aşılması gerektiğine ilişkin olan-
lardı...
• • •
Bir ınsan için acıların en büyüğü nasıl yurdun-
dan, anılanndan uzakta ölmeye mahkûm edilmek-
se, bir sanatçı için de en büyük keder ait olduğu
dilin, sanat coğrafyasının dışında değerlendiril-
mekolmalı... Bunun "nefret"yada "tapınma" ol-
ması arasında ben bir fark görmüyorum... Eninde
sonunda, yine de bir yalnızlıktır söz konusu olan.
Nâzım Hikmet'in, kendinden önceki, Türkıye'deya
da ülke dışında kendi yaşam süreçlerindeki (ve son-
rasındaki) Türk şiiriyle ilışkisi nedir? Hangi şair ait
olduğu dilin, o dilin şiir dünyasının dışında var ola-
bilir? Bu sorular yanıtlanamazsa eğer, Nâzım Hik-
met düşmanlannın "nefref'l gibi, şiirimizin özellik-
le lirik bırikimlerinden habersiz dostlann "tapınma'sı
da edebiyat tarihinin yargısı önünde giderek an-
lamsızlaşacaktır...
• • •
Şiirgıdası, bu Nâzım Hikmet bileolsa, tek birşa-
irle, onun da birkaç şiiriyle sınıriı olanlan, herhal-
de en önce Nâzım Hikmet'in kendisi ayıpiar, eleş-
tirirdi... Sadece toplumsal adaletsızliğe karşı öfke
duyduğumuzda değil, yaşamın belki her anında,
"geceleyin ateşler içinde" uyandığımızda da di-
zeleri aklımızdan geçen büyük şair, sadece meza-
nnın ülkesine getınlmesıni değil, şiirinin de ülkesi-
nin büyük şiir coğrafyası içinde değerlendirilme-
sini bekliyor...
e-posta:ataolb(a cumhuriyet.com.tr
ürkifemıt Gdecek Oimııcrsı
Ç.4ĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞ1
GENEL MERKEZİ VE R4TİH Şl BESİ
PAJVEL
ÇAĞDAŞ YAŞAM VE
ULUSAL ÇIKARLARIMIZ AÇISINDAN
BERGAMA GERÇEĞİ
PROCRAM
13 00 A.ÇILIŞ
AÇ1I14 Konuşmalan
- K\. Olaıy YEZDA.M • ÇYDD Fatıh Şube Başkanı
- Prof. Dr. Tirkan SA^X\\ - ÇYDD Genel Başkanı
13.30-HJO P.\NEL
Yöneten
Oktt) EKtNCİ - Mımarlar Odası Başkanı
Konuşmacılar
- Okt»y KONV \R - Bergama Köytulen Sözcûsû
-Prof.Dr.İsnailDUMA.V -İTÜMadenFakıiltesıÖSr
Üyesı
17 30-18 00 T.\RTIŞMA VE KAPANIŞ
- Tüm kouhmcüar
02 Şubat 2002 Cumartesi iBuEÜni
13.30-18.00
frÜ - MAÇfc\ SOSY \L TESİSLERİ
Türkiye Gazetecıler Cenıyetrnın yayınladığı günlük
Bizim Gazete
Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla. araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız haberteriyle sıvil toplumlann gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun.
Teh 0.212.511 06 75