10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2002 PAZABTESJ 8 DUNYA VE T U R K Î Y E [email protected] Afganistan Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah, İstanbul'da ilk kez bir eğlence gecesi yaşadı: İstanbulruhunu sevdimrtLGÜN CERRAHOĞLU Elinden hiç düşmeyen san brtespih... Kahve/ince bej çiz- gJi kruvaze takım elbise. Ki- renit desenli kravat... Bir ömek nEndiJ... Afganistan Dışişleri Bıkanı AbduBah Abdutoh, Av- rupaJı modacılann yere göğe kcyamadjğı Hamit Karzai şık- ljpylayanşamıyor. Savaş srra- siüda TV'lerde görmeye alış- tı|ımız parkaJı haliyle daha hoj, daha özgündü sanki. YıJ- lardır dağlarda yaşadığı için belki... ^1 yaşındaki göz doktoru Abdullah Abdullah, "Sutansof theDance"gösterisi sayesinde yıllardan beri ilkkez istanbul 'da bir eğlence gecesi yaşamış. 1985 yıhnda silaha sanlmış. önce Sovyet işgaline karşı di- renışe katılmış. Sonra Tale- ban'a karşı savaşmış. "Savaş tek seçenekti" diyor: "tld seçe- nek yoktu. Ya tesnm obcakbk -Id ashnda bu btrseçenekdeğil- di- ya savasacaknk.'" Sağa sola, arkasına bakma- dan. hızlı adımlarla yüriiyor Abdullah Abdullah. Sakin, ke- limelerin hakkını vererek ko- nuşuyor. Iri gözlerini birer far gibi gözlerinizin içine dikiyor. Dışa vurmayan ama hep orada olduğunu bildiğiniz bir geri- lim hissediyorsunuz verdiği elektrikte. "Tereddüt" diye bir şey tanımıyor. Verdiği hiçbir yanıtta, yaptığı hiçbir saptama- da, seçtiği hiçbir sözcükte "te- reddüde"düşmüyor. Duraksa- mıyor, şaşırmıyor, lafi dolandır- mıyor. Ne yaptığını, ne istedi- ğini bilen insanlann özgüve- nini taşıyor Afganistan Dışiş- leri Bakanı. -Afganistan dağfaınndasava- şırken bu kadartatsasfire için- de Boğaz'a karşı bir "uygarlık buluşması" hayaiedebflir miy- diııiz? -11 Eylül öncesinde biz ken- dimizi çok uzun bir savaşa ha- zırlamıştık aslında. 11 Eylül çok trajik olmakla birlikte dün- yada böyle başka duyarlılıklar yarattı. Ve yalruz Afganistan'da- ki durum değil, dünya değişti. TaJeban yaşann söndürdu - Bugiinkü mücadelenizi na- sıl tanjmlarsmız? - Ülkeyi sıfirdan yeniden in- şa etmek zorundayız. Herkes bunu sadece fiziki olarak bina- lan inşa etmek sanıyor. Her şe- yi yeniden inşa etmek duru- mundayız oysa. 20 yıllık savaş ekonomi, kultür. sosyal çevre, kurumlar, yönetimi yerle bir ettı. Eğitim örneğin: tki kuşa- ğın yaşadığı savaş eğitime bü- yük darbe vurdu. Arkadan Ta- leban geldi. Ve normal yaşama hepten son verdi. Birnokta koy- du Yaşamı söndürdü. Eğitim- li kadrolar ülkeyi terk etti. Bu- luniuğumuz nokta bu. Işimiz muazzam. Siyasi, ekonomik, sosyal... Her alanda. - \fganistan'ın yenideninşa- sı için size Japonya'da 4.5 nıil- Gazetemiz yazarianndan Nügün Cerraboğiu, geçen hafta İstanbuTda bulunan Afgan Ehşişteri Bakanı Abdullah Abdullah ile Afganistan'daki son durum ve tKÖ-AB Ortak Forumu hakkuıda konuştu. yar dolar taahhüt edildi Ba- ü'ıun taahhütkri anJattiğnuz türden biryeniden inşaya veter- limi? - Taahhütler iyi de önemli olan onlan hayata geçirebil- mek. En önemli sorun mesele- nin aciliyerini kavrayabilmek. Verilen sözleri gerçek yardıma hındunuz mu? - Orada burada 5'er, 10'ar dakıka görüştük tsmafl Cem 'le. Afganistan'daki durumu ve çe- şitli konulan görüştük. Bu kon- feransı düzenlediği için Türki- ye'ye müteşekkiriz. Konferan- sın gündemi bugün dünyanın karşılaştığı en büyük -"chal- - Konferanan stoganı"îstan- bul ruhu" size ne diyor? - Bunu Vedrine'e borçluyuz. "tstanbul ruhu" sözünü çok sevdim. Işitirişitmez: "Tamam, evet bu" dedim kendi kendi- me. Bir de türiinün ilki olan bir konferans bu. tlk kez Istan- bul 'da, Türkiye tarafından baş- " JL aşadıklarım gerçekte tek bir hayat için çok fazla. Çok sayıda tehdit, çeşitli suikast teşebbüslerinden kurtuldum. Birini Şah Mesut'la birlikte atlatmıştık. Bombardımanlardan çıktım. Çok şey yaşadım... Şah Mesud'a çok şey borçluyum. İlham kaynağım hep o oldu. Çok inandığımız bir HderdL Bu güveni fazlasıyla hak ediyordu." dönüştürebilmek. Burada bize de uluslararasj topluma da dü- şen görevler var. Plan öz ptarunuz olmaİL.. - Bu yeniden inşada Türid- ye'den özd beklentiniz ne? - Türkiye Afganistan'ın in- şasuıuı çeşitli veçhelerinde rol alabilir. Ancak önemli olan, yürürlüğe konan planın bir Af- gan plaru olmasıdır. Uluslararası toplum, farklı ülkeler, yabancı ve yerel dü- zeyde özel sektör bu plana son- ra katkıda bulunacaktır. Eği- tim, altyapı inşası gibi alanlar- da katkı bekliyoruz. - Cem'leikili temaslarda bu- lenge"- boy ölçüşme. Zirvenin böylesine geniş katılımla ger- çekleşmiş olması, konuya ulus- lararası düzeydekı duyarlılığı gösteriyor. Yaklaşımlarda deği- şiklik olup olmadığını herkes evine dağıldıktan sonra göre- ceğiz. Asıl önemli olan da bu. • Fîscher'leyapüğınız görüş- menasrigeçti? - Alman Dışişleri Bakanı'yla önümüzdeki günlerde Afga- nistan'a yapacağı ziyareri ko- nuştuk. Jack Straw,Vedrine ve Amr Musa ile de göriiştüm. Bulgar, Sloven, Bangladeşli ba- kanlarla temaslanm oldu. So- iana ile yalnızca el sıkıştık. Ge- nel olarak güvenlik meselele- rini ele aldık. latılıyor. Önemi bugün değil yıllar sonra anlaşılacak. Doğ- ru yöne gidersek hatırlanacak. Fırsat kaçınlffsa gene hatırla- nacak tstanbul. "Zamanında bö>1e bir ûrsat vanb, yakalan- madı" diyecek insanlar. istan- bul önemini koruyacak. Doğ- ru yer. Doğru tema! -Taraflarda "istanbul ruhu- nu" yakala\^cak si>"asi irade varmı? - Siyasi iradeden öte siyasi ce- saret gerekiyor. Siyasi irade var. Ancak siyasi cesaret var mı; olabilir mi.. o ayn konü. Bu forumda ele alınan konula- nn çoğu içişlerine giriyor. "ts- tanbul ruhu" doğrultusunda yapıcı kararlara ihtiyaç var. Iç baskı nedeniyle cesur karar aJa- mayan liderlerin başkalanrun kendilerinden daha cesur ol- malannı beklemeleri abes. Her- kese hodri meydan diyen bir durum söz konusu. Şah Mesut sayesinde - Afganistan'daki savaş sona erdiğinde ne hisserriniz? - Rahatlama duygusu. An- cak önümüzde yapılacak o ka- dar çok iş vardı ki "ohh" diye- cek vakitpek ohnadı. Başardık, yeni birdönem başlıyor diye dü- şündüm. Şimdi de askeri, si- yasi alanda sürekli faaliyet için- deyiz. Aslında ben öteden be- ri bu faaliyetlerin hep içinde- yim. Sovyetler Afganistan'dan çekildiğinde de aynı şey ol- muştu. Komünist rejim yıkjlır yıkıbnaz dış güçlerin müdaha- lesiyle iç çatışmalar çıkü. Son- ra Taleban'a takıldık. TaJeban düştü. Şimdi önümüzde yeni meseleler var. Afganistan bu- gün tarihi bir kavşakta. Ülke yeniden şekilleniyor. Ve ona yeni şeklini biz veriyoruz. Ül- kemizin Sovyet işgali ve terör- den kurtuluşunda rol oynamış- tık. Onu bugün yeniden biz şe- killendiriyoruz. - İçinizde ukde kalan_ - Aklımuı arkasında hep AJı- metŞah Mesutvar. 11 Eylülari- fesinde öldürülen Mesut'un ge- linen noktaya yaptığı katkı her- kesten büyük. Onsuz bugün- lere ulaşmamız çok daha faz- la zaman alırdı. Buna hiç kuş- kum yok. Karşılığuıda hiçbir şey beklemeksizin büyük fe- dakârlıklar yaptı Şah Mesut. Arhk yanımızda değil. Bizi ger- çek anlamda temsili hüküme- te götürecek bir siyasi süreç içindeyiz şimdi. Dört buçuk ay sonra (kurucu meclis) "kıya pr- ga" toplanacak ve akabinde 1.5 yıllık bir geçici hükümet kura- cağız. Çok fazla şe\ yaşadım - Hayatçizginiz hep böylebir amaca,hedeflere mi endekstiot- du? - Yaşadıklanm gerçekte tek bir hayat için çok fazla. Şansım da var. Çok sayıda tehdit, çeşitli suikast teşebbüslerinden kur- tuldum. Birini Şah Mesut'la bir- likte atlatmıştık. Sovyet işgali, Taleban döneminde bombardı- manlardan çıktım. Çok şey ya- şadım. - Sürekli tehditleyaşamak na- sıl bir du\gu? Geride kalan va- şamınıza bir armağan, bir tvr "bonus" olarak mı bakryorsu- nuz? - Kafanızda yüzde yüz emin olduğunuz doğru birdava oldu- ğu zaman bilgelik, mantık sizi bu noktaya geririyor. Ülkeniz Sovyet işgali; terör işgalinde kaldığında iş başa düşüyor. Mü- cadeleye devamdan başka çare- niz kalîruyor. Bu konuda da Şah Mesut'a çok şey borçluyum. Ö- ham kavTiağım hep o oldu. Çok inandığımız bir liderdi. Bu gü- veni fazlasıyla hak ediyordu. 11 Eylül uygarlıklar değil, zenginler ve yoksullar arasındaki çatışmanın bir sonucudur Brezilya'dan barışçı bir dünya clileği OKTAYEKİNCİ Avrjpa Birliği (AB) ülkeleri ile Islan Konferansı Örgürü (ÎKÖ) üllclerinin Istanbul'daki bulışmalannda 11 Eylül 2001 somsı sürecin "banşçıl bir düny^a dönismesi'' dilekleri yinelendi... Ne ar ki AB ve ÖCÖ üyelerinin bu yönleki "uzJaşma" sağlayabildikleri gönsler arasında "teroriânie mfiadeJe" öne çıkarken, ABD'nin Afgnistan'da uyguladığı "intikam sav§ı"ndan bu içerikte pek söz edikıedi... ABD'ye karşı bu "drjfbmafik çeküıgentiğe" rağmen, özelikle medyamn "uygarnkiar Istaıöul'da buluşuyor^" şeklindeki tarunlanna da paralel olarak "kairiirler arası dosduğu" gündeme getcbilen AB ve IKO temsilcileri, "tsfan düması'* ile w Hırisri>an BatT arasada artık çatışma değil, "uaışma" sürecinin gelişeceği urndannı belirttiler... Bu umudun tariise! buluşmaya kimlik katması içtnie Asya'yı ve Avrupa'yı birletiren Boğaaçi'ndeki görüşmelerin, uluslararası siyasete u İstanbul Ruhu" olarak kazandınldığını ilan ettiler... Önce 'kfiresel adalet'^. AB ve IKÖ ülkeleri işte bu "nıhla" îstanbul'dan aynlırken, dünyanın öbür ucundan, Brezirja'dan ulaşan bir mesaj da adeta "küresel gerçeği" bir kez daha anımsatma çabası Haroldo Pinheiro Vîllar de Queiroz imzasıyla yayımlanan ve "IBA Yûksek KuruhTnun 112. toplantısında onaylanan önerge olarak duyurulan çağn metninde; "kûresel ölçekteki gerinm ve çaösmalann. zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki uçurumun artmasından kajnakiandıgı*' vurgulanıyor... Ekonomik • Brezilya Mimarlar Enstitûsü (IAB) Başkanı Haroldo Pinheiro Villa de Queiroz, 11 Eylül 2001 'de başlayan sürecin uygarlıklar arasındaki çatışmayı değil, zenginler ve yoksullar arası uçvirumu gündeme getirdiğini belirtiyor... içindeydi... Islam ülkesi olmamasına rağmen, dünyadaki ekonomik gelişmişlik yelpazesinde "Hıristiyan Baü"nın zenginler dilimine giremeyen Brezilya'daki mimarlar, sadece "banşuı" değil, bunu da sağlayacak bir "küresel adaletin" uluslararası hedeflerde önemsenmesi çağnsını yaptılar... Brezilya Mimarlar Enstitûsü (IAB) Başkanı küreselleşme sürecinin, aşuı derecede yüksek gelir ve teknolojik bilgi yoğunluğunu da zengin ülkelerde topladığına dikkat çeken IAB Yüksek Kurulu, buna koşut bir gelişmeyle, "Kültür alanında, davamşnia>ia ve merhamete dair insani değerlerin terk ediküği ve insanlann öz kültürlerinin baskı albna aluıdığu." bir dünya yaratıldığını açıklıyor... Brezilyalı mimarlann çağnsuıda, özellikle 11 Eylül 2001 sonrasındaki ABD-Afganistan savaşına gönderme yapılarak, yine 11 Eylül terorizmine karşı dünya banşırun sağlanması için bu tür bir *öç abna ve yıkun" saldınlanyla değil; "savaş endüstrisine harcanan paralarm insanlann refahını ve yaşam kab'tesini yüksetoneve harcanarak" başanlı olunabileceği vurgulanıyor... Bildirgeyi dünyaya duyuran IAB Başkanı Queiroz'un, "çok kültüriülüğün gerüim nedeni değil, zenginük \e dostluk kavnağı" olduğunu da belirttiğı Brezilyalı mimarlar bildirisinin "küresd işbirn^i" için öngördükleri ilkeler arasında ise "adil bir dttnyanm" kuruhnası için zengin ülkelerin güçlerini değil, "cömerrJiklerini" göstermeleri gerektiği açıklanıyor... Bakalım, Latin Amerika'dan yükselen bu anlamlı sesleniş, "tstanbul Ruhu"nu vaşatmaya çalışanlar üzerinde ne kadar etkili olabilecek... MERHABA NECATİ DOĞRU Vah Kuputulmuş Maydanoz Vah! Hazır çorba üretenlerin yanıp ya- kılmalarına göre; Tarım Bakanlığı, "Kardeşim, iki gözüm maydanozun da ithali mi olurmuş yahu..." diye gizfi gizli hayıflanmakta ve bunu Türk- lüğe hakaret çizgisine kadar getir- mekteymiş. Ithal maydanozun önü- nü kesmek için de "kontrot belgesi" engellemesi yapıyormuş! Vaahh... Vaahh... Vaahh... Fransız kuru maydanozu.. Yunanın kuru maydanozu.. Italyan kuru maydanozu... Bulamazsak, ne olur halimiz! Maydanoz kurusu ithalatı engelle- nınce; bu hem dışa açık liberal pa- zar ekonomisinin ruhuna limon sık- mak anlamına geliyormuş hem de biz/m hazır çorba üreten fabrikalan- mız, kurutulmuş maydanozsuz kal- dıklan için boş yatmaktaymış! Maydanoz dediğin ne ki! Süpersonik uçak mı? Üstün teknoloji mi istiyor! Arsız bir bitki! Getir, beton baJkona bir kova top- rak ser. Serpiştir üstüne bir sütlaç kaşığı dolusu maydanoz tohumu... Beton balkonda bile yetişir. Türki- ye'nin her yerinde her şeye mayda- noz bol bulunur, bol yetişir. En ıslak maydonozu bile k/vamında kurutacak ısrtıcı güneşe sahip bir ülkeyiz. Niçin ithalıne muhtacız? ••• Maydanoz haberlerinde işte bu "Niçin ithal maydanozkurusuna muh- tacız" sorusunun yanıtı yok. Ne var? Kamu Bankaları (Ziraat, kapatılan Emlak, Halk) Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık'a "bolalfaş" ya- zılan var. Vural Akış/k... Başyazarfan ağırlfyor. -^ Anlatıyor... Kalemlerden yağ damlatıyor "Kara deliklerden birini kapattım... Ben göreve geldiğimde Ziraat Ban- kası sabahtan akşama kadar borç bulma peşindeydi. Bizden önceki yöneticiler yüksek faizler verip borç bularak 20 milyar dolara çıkan görev zaranndan doğan açıklankapatmayaçalışıyoriardı. Ka- mu bankalannın bizden önce ver- dikleri faiz, 4 büyük devlet bankası- nın ödediûi faizin yüzde 20-30 üs- tündeydi. İşte bizgeldik, 11 ayda Zi- raat Bankası'nı kâra geçirdik, faizle- ri de özel sektörün 4 büyük banka- sının verdiği faizler seviyesine indir- dik. Kamu bankalanndaki batık kre- di, yolsuzluklann hepsini toplasantz 1 milyar doları geçmez. Ama bu 20- 30 puanlık faiz farkının yükü 3 mil- yar dolar..." ••• VuraJ Akışık.. 3 aydır bunu anlatıyor. Döne döne yazar, başyazar, eko- nomi yazan ağırlıyor; "Bankayı kâra geçirdik, faizleri indirdik" diye yaz- dınyor. Tamam kâra geçirdiler. Ama bunu Hazine'nin vermiş olduğu 20 •• milyar dolariık devlet tahvili saye- sinde yaptılar. Şu anlama geliyor: Vural Akışık'tan önce Ziraat Ban- kası'nı yönetenlere, devlet birdefa- da 20 milyar dolariık Hazine deste- ği verip, onları yüksek faizlerle borç arama boyunduruğundan kurtar- madığı için, bedel, annelere- baba- lara ödetildi. Vural Akışık dönemin- de, Hazine'den 20 milyar dolariık destek verilince bu kez de bedel çocuklara ödetilecek. Bu 20 milyar doları bugün yaşlan 7-8 o/an ço- cuklar, yaşları 20-25'e gelince öde- meye başlayacaklar. Vural Akışık.. Gerçeğin bu bölümünü söyiemiyor. Sadece "bankanın kâra geçtiği, bol kepçe faiz vermeyi de kestiği" gerçeğini söylüyor. Onu dinleyen kalemlerde "Hangi bankacılık mu- cizesini gösterdiniz de 11 ay için- de 20 milyar dolar zarardan banka- yı kâra geçirdiniz" diye sormuyor. Kalemler yağdanlık oldu! Tek taraflı yağ damlatıyor ••• Yorulduk.. Bıktık.. Kusacakhale geldik... Bu tek taraflı, lyimser içeriklı, acıt- mayan, sınirlendirmeyen, pembegöz- lük yazılardan. Tek taraflı yağlama olunca çorbacılar da "Ithal kurumuş maydanozumuzuisteriz" bağırtısına gi- riyorlar. Bız/m 23 milyon Türk çiftçisi- nin, bu arsız maydanoz bitkisini çor- bacılann istediği kalitede, fiyatta ve hızda niçin yetiştirip kurutamadıklan ana sorusu da güme gidiyor. Ziraat Bankası kâra geçti. Güzel.. Kara deliklerden biri kapandı. ~ Gerçekten güzel. Minnettanz! Fakat çiftçi bankasız kaldı. Ziraat Bankası, şu anda tek çiftçi- ye kredi açmıyor. Şu anda çiftçilerimi- zin, halkın yaz aylarında tüketeceği tarla ürünleri bamya, patlıcan, biber, domates, patates, fasulye, dolmalık bi- ber, karpuz, kavun ekimine girmeleri gerekiyor. Altından daha pahalı hale ge- len tohum almak, diğer harcamaları karşılamak için Ziraat Bankası'ndan kredi istiyor. Çiftçiye kredi yok. Ziraat Çiftçinin Bankast'ydı. Şimdi degıl. Sermayenin bankası var. Holdinglenn bankası var. Yabancı sermayenin bankası var. Fransız, Italyan, Amerıkan.. ispanyol, Portekiz çiftçisinin de bankası var. Ama Türkiye çiftçilerinin yok. Neden yok? Ziraat Bankası, gö- rev zararlı, batık kredili, yüksek faiz ödeme/i eski kötü günlere dönmeden, çiftçiye de kredi açabilirhale ne zaman, nasıl gelecek? Bu sorunun cevabı yok. Kurumuş maydanoz bağırtısı... Vekârettikyağcılığı... Vah.. Vah.. Vaahhh... TESEV'in Kara Peçesi! Zrya Müezzinoğlu'nun "Ben TESEV'in think-tankborazanı ha- linegetihlmesine karşıyım, bu yüz- den TESEV üyeliğinden aynlıyo- rum"diyetepki göstermes/ni doğ- rusu anlayamamıştım! TESEV, Nejat Eczacıbaşı ve arkadaşlannın "Ekono- mik Sosyal Etütler Konferans Heye- ti" adıyla kurduğu "sorunlan tartış- ma, ortak çözümler arama" niyetinin devamı olacaktı. Konferans heyeti, yerini TESEV'e bırakmıştı. Mehmet Kabasakal'ın başkan olduğu dönem- de de profesor, doçent gibi akademis- yenleri öne geçiren ve büyük serma- yenin sesi değil, toplumun bilimsel araştırmacısı olmaya çalışan bir kuru- luştu. Fakat Mehmet Kabasakal'dan sonra TESEV, olaylan yerli ve yaban- cı sermayenin gözlüğüyle irdeleyen birhale dönüştü diye kuşkularyüksel- meye başladı. Müezzinoğlu haklı mı çıkıyordu? TESEV'in son yaptırdığı ve gaze- telerin genel yayın müdürleri aracılı- ğıyla kamuoyuna pompaladığı son "rüşvet araştırması" bu şüpheyi da- ha da arttırdı. Araştırma; gazetecile- dbcnc rin 40yıldıryazdıklan, beşiktekj ço- cuklann bile ezbeıiediğı "En faz- la rüşveti trafik polisleri ile güm- rükçüler yiyor. Türk halkı en çok orduya güveniyor" gibi bayatla- mış tesprtleri keşfetti! Türkiye'de rüşvetin.. Kara paranın.. Banka boşaltmanın.. Meclis'i koltuğundan soymanın.. Orduya pahalı silah satmanın.. Otoyol soygunlannın, hertürlü hor- tumculuğun dibinde asıl mekaniz- mayı açıklamaya bir türlü gelinmi- yor. TESEV araştırması, "rüşvetiya- ratan mekanizmanın altında ahlak- sızişadamlan, ahlaksızsiyasetçi, ah- laksız bürokrat üçgeninin bulundu- ğu" gerçeğini vurgulamak yerine, "polisleren çokrüşvetçi, gümrükçü- leryiyici.. Türkordusugüvenilir..."ba- yat laflannı tekrariadı diye alkış alıyor. Rüşvette işadamının payı ne? TESEV, niçin araştırmıyor? TESEV, gerçekleri peçeliyor! Müezzinoğlu haklı çıkıyor. Meh- met Kabasakal'ın "tarafsız olalım" ilkeleri iğdiş ediliyor. E-posta: [email protected] Faks:0212513 9098 Karzai barış gücüne daha çok yetki istiyor Dış Habeıier Servisi - Kâbil 'de son günlerdeyaşanan şiddetolaylannm ar- dından bir açıklama yapan geçici hü- kümetin başkaru Hamid Karzai, ge- rekirse başkentteki çokuluslu gücün daha fazla yetki üstlenmesini isteye- bileceğini belirtri. Hava Ulaştırma ve Turizm Bakanı Abdül Rahman ın öldürülrne nedeni- nin siyasi ohnadığını belirten Karzai, olaya kanşanlardan bazılanrun yaka- landığını ve birkaçuırn da yakalan- mak üzere olduğunu belirtti. Uluslararası Güvenlik Destek Gü- cü'ne (ISAF) yönelen saldmlarla il- gili olarak da konuşan Karzai, Afgan halknun daha iyi koşullarda yaşama- sı için gereken her şeyi yapacağını, uluslararası güçlerden ve Afgan güç- lerinden yararlanacağını ifade etti. Avustralyalı askerin ölümu Afganistan da, bir Avustralya aske- rinin mayına basarak öldüğü bildiril- di. Avustralya Savunma Bakanı Ro- bert Hfll, Afganistan 'daki askerlerinin güven içinde olmadıklannı söyledi. Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fîscher, Afganistan'a yapacağı gezi- yi yoğun kar yağışı yüzünden iptal et- ti. Ziyaret için bulunduğu Özbekis- tan'ın başkenti Taşkent'ten Kâbil'e gitmeyi planlayan Fischer, Berlin'e dönmek zorunda kaldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle