Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ
+
CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MHP'den sonra DYP'nin de ölünı cezasının kaldırdmasma karşı çıkması sıkuıü yarattı
İdam'da çözüm zorANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - AB'nin geruşlemeden
sorumlu üyesi Gûnter Verhe-
ugenin "ölüm cezası ve Kürt-
çe eğra"m" konusundaki açık-
lamalan, idamtartışmasını ye-
niden gündemın ilk sıralanna
taşırken TBMM'de MHP dış-
lanarak ölüm cezasının kaldı-
nlmasının kolay olmayacağı-
na dıkkat çekıldi. MHP kur-
maylan, ıdamtn kaldınlması-
na destek vermeyeceklerini be-
lirtirken "Bizi rahatsız etme-
\en bir mutabakat olursa hu-
zursuzluk çıkartmayacağız"
mesajı verdiler. DYP Grup Baş-
kanvekili Turhan Giiven.
"öhim cezasının tamamen kaJ-
dınlnıasını şu aşamada uygun
• DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, "ölüm cezasının tamamen
kaldınlmasını şu aşamada uygun görmediklerini" söyledi. DYP'nin bu
tutumu Ecevit'in Meclis'te "MHP'siz çözüm" formülünü de zora soktu.
görmedikleriııi" söyledi.
Ulusal Program'da idam ko-
nusunun orta vadede TBMM
tarafından ele altnacağı bildi-
rilmesine karşın AB, orta va-
dede bu cezanın tümüyle kal-
dınlmasını istiyor. Türİdye, bu
konuda kesin bir taahhütte bu-
lunmaktan kaçınıyor. AB'nin
genişlemeden sorumlu üyesi
Verheugen 'in son açıklamala-
n idam tartışmalannı yeniden
başlattı. Başbakan Bülent Ece-
vit Kürtçe eğitim istemine kar-
şı çıkarken idam konusunda
MHP'nin dışlanarak TBMM'de
bir çözüm bulunabileceği me-
sajını verdi. Ecevit, "MHP, ida-
mın kakünlmasma karşı. An-
cak Bahçeli, bu konunun
TBMM'de çözümlenmesinden
almganhk göstermez" açıkla-
masını yaptı.
tdam konusunda "MHP'siz
çözüm" de kolay görünmüyor.
TCY'nin 312. maddesinin de-
ğiştirilmesi sırasında MHP by-
pass edilirken tüm muhalefet
partilerinin desteğinin ahndı-
ğına dikkat çekildi. DYP Grup
Başkanvekili Turhan Güven,
idam konusunda anayasa deği-
şikliği mi, yoksa TCY deği-
şikliği tasansı mı geleceğinin
henüz belli olmadığını vurgu-
ladı. Güven, şunlan söyledi:
"Ölüm cezası belkiinsani gö-
rünmüyor ama her ülkenin
kendi özel koşullan var. Adi
suçhılariçin ölünı cezasmm kal-
dırüması yanhş oldu. ABD'de
11 EyKil'den sonraterör suçlu-
lan için yeni yapünmlar geti-
riyorlar. Ulkeler kendi kanun-
larmı kendi yapılanna göre yap-
mah. tdam cezasının kakbnl-
ması bana uygun gelmryor. Bu
konuda AB ülkeleri çifte stan-
dart örneği sergiliyor."
Ölüm cezasının kaldınlma-
sı amacıyla yeni bir anayasa
değişıkliği için gerekli olan 367
oyçokluğuna ulaşümasırun çok
zor olduğunun altı çizildi. MHP
ve DYP'nin böyle bir değişik-
liğe "hayH"* diyeceği dikkate alı-
nırsa, DSP-ANAP-SP ve
AKP'nin tüm milletvekilleri
destek verse bile ancak 310 ra-
kamına ulaşılıyor. TCY deği-
şikliği içinde de konunun gün-
deme getirilebileceği, ancak bu
durumda da MHP'nin seçme-
nı önünde idamı kaldıran bir
hükümette olmanın sorumlu-
luğunu üstlenmeye yanaşma-
yacağı için sıkıntılı bir süreç
yaşanacağı vurgulandı.
151 MİLYARLIK YARDIM AYRILDI
Devletin
Alevi çelişkisi
ANKARA(ANKA)-
Yıllardır tartışılan
ancak Ankara 2. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nın
Alevi-Bektaşi
Kuruluşlan Birliği
Kültür Derneği'nin
feshini
kararlaştırmasıyla
yeniden gündeme gelen
Alevilik konusunda
devletin çelişkili tutum
izlediği saptandı.
Kuruluşlan yasalar
yüzünden neredeyse
olanaksız hale gelen
Alevi, Hacı Bektaş Veli
dernek, cemevi ve
vakıflanna Maliye
Bakanlığı'nca bu yıl
bütçeden toplam 151
milyar lira yardım
yapılacak. Maliye
Bakanlığı bütçesinde,
bazı dernek ve vakıflara
2002'de yapılacak
yardımlar için toplam 1
trilyon 650 milyar lira
aynldı. Bu kuruluşlar
içerisinde ise Dernelder
Yasası'nın, TCK'nin
312. maddesinin
tanımlandığı ünlü 5.
maddesi uyannca
kurulması neredeyse
olanaksız olan bazı
demek ve vakıflar da
bulunuyor.
Anadolu kültürü
içerisinde Alevilikle
özdeşleşmiş olarak
bilinen bazı görüşleri
yaşatmayı amaçlayan
dernek ve vakıflar da
Maliye Bakanlığı'nın
yardım edeceği
kuruluşlar arasında
bulunuyor. Maliye
Bakanlığı'nın 2002 yılı
bütçesiyle 151 milyar
ödenek ayırdığı 11
Alevi derneği ve
vaknnın isimleri ve
yardım tutarlan ise
şöyle: "Anadolu
Ertnfer Kültür Derneği
Genel Merkezi: 10
milyar, Aşık Veysel
Küttür Derneği: 10
milyar, Cem Vakfi Genel
Merkezi'ne 25 müyar.
Ehl-i Be>i Külrürünü
Tanıtma Gelistirme ve
Yayma Vakfi (Çorum): 3
miİyar, Ehl-i Beyt Vakfi:
15 milyar, Hacı Bektaş
Veli Kültür ve Tanıtma
Derneği Gaziantep
Şubesi: 20 mOyar, Hacı
Bektaş Veli Anadolu
Kültür Vakfi (Antatya):
10 milyar, Hacı Bektaş
Veli Anadolu Kültür
Vakfi (Genel Merkez):
25 mihar, Malatya Hacı
Bektaş \ eli Kültür
Merkezi Vakfi (Genel
Merkez): 10 milyar, Pir
Sultan Abdal 2 temmuz
Kültür ve Eğitim Vakfi:
20 milyar, Tunceli
Kültür Sanat ve
Dayamşma Derneği: 3
müvar."
Şehityunuslara tören
Zeytinbıınm'nda önceki gün geçirdikleri trafik
kazasmda yaşamlarmı yitiren ve "yunuslar" olarak
bilinen motorizetimlerdegöre\ li polis memurian
İlker Karaman ve ÜmH Araman'ın cenazeleri dün
tstanbul Emniyct Müdürlüğü'nde düzenlenen
törenin ardından. toprağa verümek üzere Çorum
ve tzmir'e gönderüdi. Törene İstanbul Emniyet
Müdürü Hasan Özdemir'in yanı sıra Emniyet
Genel Müdür Yardımcısı FeyzuUah Aslan. şehit
polislerin yaknüan ve polis arkadaşlan kankh.
Karaman ve Araman'ın Galatasaray ile
Fenerbahçe arasında oynanacak maçta görev
yapmak üzere Florya Metin Oktay Tesisleri'ne
giderken kaza geçirdiklerini anlatan Ozdemir,
basın mensuplannın törenine GS Kulübü'nden
hiçbir yetkilinin kanlmaması konusunda yöneftilen
bir sonı üzerine "Belki de biz iyi
belirtememişizdir" dedL (NEVZAT DtNDAR)
Sivil örgütler, Türkiye'nin yasak ayıbını düzeltmesi gerektiğini söylediler
Alevîliğîn özü beraberliktstanbul Haber Servisi - Alevi
ve Bektaşı Kuruluşlan Birliği
(ABKB) Kültür Derneği'nin
mahkeme karanyla kapatılma-
sına karşı Alevi toplumunun tep-
kisi devam ediyor. Sivil toplum
örgütleri temsilcileri, yazarlar ve
sanatçılar, Alevilerin, bölücü de-
ğil laik cumhuriyetin teminatı
olduklann vurgulayarak "Kara-
nn. Yargıtay tarafindan bozula-
cağuia inaıuyoruz. Asü suçlu bu
topraklarda yaşayan 20 mihon
Alevryi yok sayan siyasikrdir"
diye konuşuyorlar.
1973-1980 yıllan arasında
CHP Erzincan milletvekili ola-
rak TBMM'de görev yaptığını
vurgulayan Nurettin Karsu. çağ-
daş düşünce yapısını özümse-
miş, Anadolu'da laikliğın teme-
lini canı ve kam pahasına yerleş-
tiren Alevilerin hâlâ anlaşılama-
dığını belirterek 16. yüzyıldan
Atatürk gelinceye dek bu inan-
cı yasaklayan kafalann, bu çağ-
daki varlığının Türk ulusu için bir
talihsizlık olduğunu ifade etti.
Karsu, Aleviliğin bölücülük ola-
rak değil, birlik, banş, kardeş-
lik, çağdaşlık, laiklik ve Atatürk-
çülük olarak değerlendirilmesi-
ni istedi.
Alevilerin, Arap ümmetçili-
ğine ve egemenliğine karşı ko-
yan. Orta Asya'dan getirdiği ina-
nış ve kültürden ödün verme-
yen Anadolu harmanının öz ve
laik ürünü olduğunu vurgula-
yan Karsu, "Aleviler, öz benliği-
ni Ahmet Yesevi'den ve Hacı
Bektaş'tan alan, birlik ve bera-
berliği özümseyen Kemalistier-
dir. Orta Asya'dan gelen Alevi-
ler, özbeöz Türktür. Geçmişte
Yavuz Sultan Selim kıyımı ne-
denrviecemlerim giziiyapmakzo-
runda kaldıklan için Alevileri
yanbş anla>an kafalarla günü-
müzdeinsanlanbirbirinden ina-
nışlan nedeniyle ayıran kafalar
aymdır. Arnk çağımızda bu ka-
fa sahiplerinin düşüncelerini hâ-
kimlere ve hekimlere büdirme-
si gerekıyor'' dedi.
Eski AJevi Bektaşi Temsilciler
Meclisi kurucusu ve Yürütme
Kurulu Başkanı, CHP Parti Mec-
lisi üyesi Ali RızaGürçiçek, mah-
kemenin karannın toplumsal de-
ğerleri göz ardı ettiğini savlaya-
rak "Türkiye'de hukuka işlertflik
kazandınlmalıdır. Devletin ka-
rar vermesi gerekiyor bu ülkede
Aleviler v ar mı yok mu? Siyasi-
ler işine geldikleri zaman bu top-
luluğu var sayıp işine gelmedik-
leri zaman yok savamaz" dedi.
Karacaahmet Sultan Külrür
Derneği 2. Başkanı VahapGün-
gör, mahkemenin karannın Yar-
gıtay'da bozulacağına inandık-
lannı belirterek Diyanet Işleri
Başkanlığı'nın Islam dininin de-
ğil Sünnilerin Hanifilik mezhe-
binin temsilcisi olduğu savun-
du. Alevilerin yok sayılmak is-
tendiğini öne süren Vahap Gün-
gör şöyle konuştu:
"Kendi inancunızı yaşatmak
için kurumlanmızı kurduk. Ku-
rumlar kapansa da Alevilik yok
olmaz. Siyasetçflerin bu kimMğe
saygı duymalan gerekir."
IRMIKJ AYDIN ENGİN aengintfl doruk.net.tr
Dünkü Tırmık'ı okumayanlar
içir yinelemeye kalksam yine
yerm dargelecek. K/isi mi "oku-
yarlar okumayanlara anlatsın "
piş<inliğıne vurup çok kısa bir
özetle yetinelim ve dün kaldı-
ğırrız yerden sürdürelim.
İstanbul Üniversitesi Işletme
Fa>üftesj'ndeokutulan İşletme
Mâematiği" adlı ders kitabın-
daJi birsorudan yda çıkmış; şu-
ba-
ayı başında yazılmış birfır-
rnıl'ı anımsatmış ve o fakülte-
nirıdekanı olan Profesör Hay-
ri Ûgen ile o kitabın yazan olan
birDaşka profesörün, Yılmaz
Toüay'ın, birbirine iğnelenmiş
mertuplannın posta kutumu-
zaJüştüğü söylemiştik.
(nce "dekan"\r\ mektubu.
îaym Aydın Ergin diye baş-
lıyc. Şimdi kalkıp koskoca bir
de<ana "Efendim benim soya-
dır Ergin değil, Engin" diye
düsltsek ayıp olacak.
(el gör ki dekan, itiraz ertiği
Tınık'ı da bu "dikkatle" oku-
raü. Olsun. Dekandır, hoşgö-
rühelidir.
hkın ne diyor:
' .Işletme Matematiği kita-
bıriaki bir doğrusal program-
lara, maksımizasyon proble-
Bir Zorunlu Hesaplaşma (2)
mi, amacının dışmda bir seks
problemi olarak geliştirilerek,
terbiye sınırları aşılarak eleşti-
rilmekte..." Şimdi tutup kosko-
ca bir profesöre, hem de dekan
olmuş bir profesöre "Efendim
Türkçede noktalama işaretle-
rini, örneğin virgülleri böyle kul-
lanırsanız lise edebiyat dersin-
de çakarsıntz. Yok biçimi bıra-
kıp anlama gelirsek, 'amacının
dışında bir seks problemi ola-
rak geliştirilerek...' gibi bir cüm-
lecik kurarsanız iyice ayıp olur"
desek yine ayıp olacak. Kosko-
ca dekan bu. "Algılanarak, kav-
ranarak, değerlendirilerek" gi-
bi fiiller yerine herhalde yanlış-
lıkla "ge//şf;/7/ere/("fiilini kullan-
mıştır, deyip geçelim.
Deyip geçelim ama zurnanın
zırt dediği yer de tam burası.
Ben, tırmıkladığım soruyu bir
"seks problemi olarak geliştir-
medim". Tam tersine, soruda-
ki Mehmet adlı delikanlının
Nancy ya da Mary adlı kız ar-
kadaşlarıyla cinsel ya da duy-
gusal ilışkisinin, "üç birim, beş
birim mutlulukla" ölçülmeye
kalkışılmasından, kız arka-
daş(lar)ıyla geçirdiği mutlu an-
lann 5000 katoıi enerji ve bilmem
kaç dolar harcanan bir kepaze-
lığe indirilmesinden midemin
bulandığını söylemiştim.
Şimdi, dekanlık gibi "peda-
gojik" değerlerden de haberi
olması gereken bir rütbeye sa-
hip bir profesör resmı bir yazı
yazıp, bu kepazeliği savunun-
ca midem daha da bulanıyor.
Dört karı almak hakkından
söz edenler, kadının tanıklığının
geçersizliğini savunanlar, ka-
dınla ilişkisini "boş ol" deyip
bitirme hakkına sarılanlar çöl
hukukunu bugüne taşımak is-
teyen ilkellerdir.
Peki, kadın arkadaşıyla, ka-
rısıyla, sevgilisiyle cinsel ya da
duygusal ilişkisini kalori hesap-
lanna, mutluluk bırimlerine, şu
kadar saate, şu kadar dolarla
ölçülen maliyet hesaplarına in-
dirgeyenler nedir?
"Onlar da kravatlı ilkellerdir"
desek çok mu haksızlık etmış
oluruz?
İstanbul Üniversitesi Işletme
Fakültesi'nin dekanı, yolladığı
yazıda "terbiye sınırlan aşıla-
rak" demekte. Doğrudur. Ka-
dını metalaştıran bir kafayla
karşılaştığımda kendime "ter-
biye sınırlannı aşma hakkı"ta-
nınm.
Bunu, matematik gibi sevim-
sız bir dersi çekici kılmak adı-
na yapılmış özgün bir buluş ola-
rak tezgâhlamak isteyen kafa-
larla karşılaşınca terbiye sınır-
lannı daha da aşmama, olsa
olsa Türk Ceza Yasası engel
olur.
Dekanın mektubunun son
paragrafı yine "Sayın Ergin" di-
ye başlıyor. Ama "Ergin-Engin"
özensizliğine değinmeye fırsat
bırakmayacak bırcümleyle sü-
rüyor:
"...Işletme Fakültemiz, Türk
iş hayatına, ülkenin ulusal ve
uluslar arası ilişkilerinde etkın
rol alabilecek nitelikte, bilgili,
yetenekli, görgülü yönetici
adaylan yetiştirmek amacıyla
kurulmuş olup..."
Hımmmm...
Türkiye'nin geleceğinin yö-
neticileri eğer kansıyla, sevgi-
lisiyle ilişkisini dolarla, saatle
ölçecek, mutluluğu "birimlen-
direcek" kadar görgülü olurlar-
sa vay Türkiye'nin geleceğinin
haline...
Bir matematik sorusunun dü-
zenlenmesinde bile bir dünya
görüşü, bir yaşam değeri ser-
gilenebilir.
İstanbul Üniversitesi Işletme
Fakültesı Dekanı'nın savundu-
ğu matematik sorusu öğrenci-
lerin salt işletme matematiğini
daha iyi öğrenmelerine hizmet
etmiyor.
Onun yanı sıra gencecik be-
yinlere insana özgü en önemli
değerlerin dolarla, saatle ölçül-
düğü, duyguyu, aşkı "maliyet
hesabı"y\a ölçen iğrenç birfay-
dacılık pompalıyor.
Daha da ürkütücü olanı: Bes-
belli ki böylesine bir dünya gö-
rüşünün genç beyınlere pom-
palanmasından ne dekan ra-
hatsız, ne kitabı yazan...
•••
Dün "Sabnnızı zoriayacağım"
diye başlamıştım. Bugün zor-
lamayı sürdürdüm.
Ama bitmedi. Yarın da öyle
yapacağım.
Aydın'a 'Sevgililer Günü'
armağanı
Eski Bayındırlık ve Iskân Bakanı
Koray Aydın, "En iyi koalisyon
temizler" formülü uyannca bayram
tatilinden önce Yüce Divan'dan
kurtanldı. 14 Şubat günü yapılan
oylama sonrasında Aydın, "çifte
bayram" kutlamalannı kabul
ederken Soruşturma Komisyonu
Başkanı DSP'Iİ Ibrahim Yavuz
Bildik de sevincini gizlemiyordu.
Oylama öncesinde "Ben yemeği
pişirdim, nasıl servis yapılacağı
Meclis'in işi" diyen Bildik,
"servisten" pek hoşnut kalmış
olmalı ki günün anlam ve önemine
bir başka açıdan da dikkat çekti:
"Size dememiş miydim, Sevgililer
Günü'neyetiştireceğim, diye."
Sorgudaki MHP'li
müsteşar
Hızlı çalışma yöntemiyle TBMM
tarihine geçen soruşturma
komisyonunun tutanaklan da
ilginç tartışmaları içeriyor.
Bayındırlık Bakanlığı Müsteşan
Ali Helvacı nın dınlendiği
toplantıda, milletvekilleri,
operasyondan önce kurum
içinde neden soruşturma
açılmadığını, bu kadar yofsuzluk
dosyasının nasıl gizli
kalabildiğini irdeliyor. Ali Helvacı
ile DYP'li üye Kemal Aykurt
arasındaki diyalog şöyle
gelişiyor:
Helvacı: Tarafımıza,
bakanlık dışından bir bilgi
gelmezse, ona bizim
yapacağımız bir işlem olamaz
efendim.
Aykurt: Hiç sizin duyumunuz
olmadı mı?
Helvacı: Bazen dedikoduya
dayalı duyumlar oluyor.
Aykurt: Imzasız ihbar geldi mi?
Helvacı: 3-4 tane imzasız
mektup geldi.
Aykurt: Bir belgede deniyor ki,
"Yapılan bütün davetli
ihalelerde sayın müsteşanmız
bakana söyler, bakandan olur
alır ve davetiye çıkar". Ne
diyorsunuz?
Helvacı: Efendim, incelemeyi
müsteşar yapmaz.
Aykurt: Yani siz müdahil değil
misiniz?
Helvacı: Hayır efendim.
Aykurt: Yani şu ihale böyle
olsun, şu usul olsun...
Helvacı: Hayır efendim.
Aykurt: Son sorumu soruyorum.
Siz daha önce MHP genel
sekreter yardımcısıyken oradan
istifa edip bu göreve mi
geldiniz?
Helvacı: Evet efendim.
Aykurt: Teşekkür ederm
Sivil rütbe hevesiL
TBMM çalışanlanna her yıl araç
giriş kartları verilir. Bu kartlar,
çalışanlara kapı gırişlerinde
kolaylık sağlar. Bugüne
dek tüm çalışanlara aynı renk tek
tip araç kartı verilirdi. Ancak bu yıl
nedense kartlar "sivil rütbeler"
gözetilerek hazırlandı.
Parlamentoda çalışan odacılara
turuncu, memurlara kırmızı,
müdürlere de mavi araç
giriş kartı dağıtıldı. Bu aynm neye
yarayacak diye merak edilebilir.
Herhalde, kapılardaki polislerin
mavi kartları görünce selam
çakması için!
Yücelen'in 'tasarı suflörü'
Hükümetin uzun süre üzerinde
tartıştığı, önce TBMM'ye sevk
edip sonra geri çektiği, ikinci
gelişinde uzun süre alt
komisyonda tartışılan Yerel
Yönetimler Yasa Tasansı, Içişleri
Komisyonu'nda görüşülüyor.
Tasan görüşülürken önce
hükümeti temsılen Devlet
Bakanı Mehmet Keçeciler
toplantılara katıldı. Alt komisyon
çalışmalan bitince, bu kez
nöbeti Içişleri Bakanı Rüştii
Kâzım Yücelen devraldı.
Görüşmelerde maddelerle ilgili
verilen önergeler okunurken
Içişleri Bakanlığı 'ndan
Yücelen'in yanında gelen bir
bürokrat ktsık sesle "mini
brifingine" başlıyordu. "Bu
konular ilerki maddelerde
düzenleniyor, hükümetten gelen
metin korvnsun efendim" gibi
fisıldaşmalar gazetecilere kadar
ulaşıyordu. Yücelen de
bürokratın söylediklerini aynen
yineliyordu. Bir ara karışıklık
oldu. önerge veren komisyon
üyesi başka konudan, komisyon
başkanı başka konudan, bakan
başka konudan söz etmeye
başladı. Yücelen, kendisine
yardımcı olmaya çalışan
suflörünün de başka konudan
söz ettiğini anlayınca
bürokratına çıkıştı:
"Kes kardeşim, herkes başka
konudan bahsediyor."
'Hükümet tezkere
bırakacak'
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Ismet Att'la kendisinı ziyaret eden
gazetecilere seçim bölgesi
Afyon'da yurttaşlann kendisini
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezerzannedip beldelerine
götürmek istemesini anlatıyordu.
Derken söz hükümetin ömrüne
geldi ve gazetecilerden birisi,
"Hükümet ne zaman seçime gider"
diye sordu. Attila şu yanıtı verdi:
"Hükümetin sayesinde memlekeüe
herkes işsiz. Seçime g/tseler, millet
de onlan işsiz bırakacak. Bunu
anladıklan için anayasayı değiştirip
tezkerebırakacaklar, tezkere..."
Bonfile başkan...
SP Genel Başkanı Recai
Kutan, Meclis kulisinde
gazetecilerle sohbet ederken
söz FP dönemindeki parti içi
kavgalara geldi. Geçmişte sert
çatışmalar arasında Recai
Kutan'ın sakin tavrı, kendisine
bağlı milletvekillerini bile
rahatsız ediyordu.
Kutan, bunun gizini soran
gazetecilere anlattı:
"Ben çok sabıhıyımdır...
Rahmetli yengem, 'Malatya'ya
iki yük sabır gelmiş, biri sana
biri de eşin Mebrure'ye
' derdi.
Bu derece sabırlıyımdıryani."
Sohbet milletvekilleri arasında
da sürünce SP Genel Sekreteri
Suat Pamukçu partililer
arasındaki bir tanımlamaya
gönderme yaptı: "Recai Bey'in
bu yönünü anlatan en iyi tarifi
geçenlerde bir arkadaş yaptı:
Siniheri alınmış bonfile!"
Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbmmcum(§)ttnetiiettr