10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ + CUMHURİYET SAYFA HABERLER MHP'den sonra DYP'nin de ölünı cezasının kaldırdmasma karşı çıkması sıkuıü yarattı İdam'da çözüm zorANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - AB'nin geruşlemeden sorumlu üyesi Gûnter Verhe- ugenin "ölüm cezası ve Kürt- çe eğra"m" konusundaki açık- lamalan, idamtartışmasını ye- niden gündemın ilk sıralanna taşırken TBMM'de MHP dış- lanarak ölüm cezasının kaldı- nlmasının kolay olmayacağı- na dıkkat çekıldi. MHP kur- maylan, ıdamtn kaldınlması- na destek vermeyeceklerini be- lirtirken "Bizi rahatsız etme- \en bir mutabakat olursa hu- zursuzluk çıkartmayacağız" mesajı verdiler. DYP Grup Baş- kanvekili Turhan Giiven. "öhim cezasının tamamen kaJ- dınlnıasını şu aşamada uygun • DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, "ölüm cezasının tamamen kaldınlmasını şu aşamada uygun görmediklerini" söyledi. DYP'nin bu tutumu Ecevit'in Meclis'te "MHP'siz çözüm" formülünü de zora soktu. görmedikleriııi" söyledi. Ulusal Program'da idam ko- nusunun orta vadede TBMM tarafından ele altnacağı bildi- rilmesine karşın AB, orta va- dede bu cezanın tümüyle kal- dınlmasını istiyor. Türİdye, bu konuda kesin bir taahhütte bu- lunmaktan kaçınıyor. AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen 'in son açıklamala- n idam tartışmalannı yeniden başlattı. Başbakan Bülent Ece- vit Kürtçe eğitim istemine kar- şı çıkarken idam konusunda MHP'nin dışlanarak TBMM'de bir çözüm bulunabileceği me- sajını verdi. Ecevit, "MHP, ida- mın kakünlmasma karşı. An- cak Bahçeli, bu konunun TBMM'de çözümlenmesinden almganhk göstermez" açıkla- masını yaptı. tdam konusunda "MHP'siz çözüm" de kolay görünmüyor. TCY'nin 312. maddesinin de- ğiştirilmesi sırasında MHP by- pass edilirken tüm muhalefet partilerinin desteğinin ahndı- ğına dikkat çekildi. DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, idam konusunda anayasa deği- şikliği mi, yoksa TCY deği- şikliği tasansı mı geleceğinin henüz belli olmadığını vurgu- ladı. Güven, şunlan söyledi: "Ölüm cezası belkiinsani gö- rünmüyor ama her ülkenin kendi özel koşullan var. Adi suçhılariçin ölünı cezasmm kal- dırüması yanhş oldu. ABD'de 11 EyKil'den sonraterör suçlu- lan için yeni yapünmlar geti- riyorlar. Ulkeler kendi kanun- larmı kendi yapılanna göre yap- mah. tdam cezasının kakbnl- ması bana uygun gelmryor. Bu konuda AB ülkeleri çifte stan- dart örneği sergiliyor." Ölüm cezasının kaldınlma- sı amacıyla yeni bir anayasa değişıkliği için gerekli olan 367 oyçokluğuna ulaşümasırun çok zor olduğunun altı çizildi. MHP ve DYP'nin böyle bir değişik- liğe "hayH"* diyeceği dikkate alı- nırsa, DSP-ANAP-SP ve AKP'nin tüm milletvekilleri destek verse bile ancak 310 ra- kamına ulaşılıyor. TCY deği- şikliği içinde de konunun gün- deme getirilebileceği, ancak bu durumda da MHP'nin seçme- nı önünde idamı kaldıran bir hükümette olmanın sorumlu- luğunu üstlenmeye yanaşma- yacağı için sıkıntılı bir süreç yaşanacağı vurgulandı. 151 MİLYARLIK YARDIM AYRILDI Devletin Alevi çelişkisi ANKARA(ANKA)- Yıllardır tartışılan ancak Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nın Alevi-Bektaşi Kuruluşlan Birliği Kültür Derneği'nin feshini kararlaştırmasıyla yeniden gündeme gelen Alevilik konusunda devletin çelişkili tutum izlediği saptandı. Kuruluşlan yasalar yüzünden neredeyse olanaksız hale gelen Alevi, Hacı Bektaş Veli dernek, cemevi ve vakıflanna Maliye Bakanlığı'nca bu yıl bütçeden toplam 151 milyar lira yardım yapılacak. Maliye Bakanlığı bütçesinde, bazı dernek ve vakıflara 2002'de yapılacak yardımlar için toplam 1 trilyon 650 milyar lira aynldı. Bu kuruluşlar içerisinde ise Dernelder Yasası'nın, TCK'nin 312. maddesinin tanımlandığı ünlü 5. maddesi uyannca kurulması neredeyse olanaksız olan bazı demek ve vakıflar da bulunuyor. Anadolu kültürü içerisinde Alevilikle özdeşleşmiş olarak bilinen bazı görüşleri yaşatmayı amaçlayan dernek ve vakıflar da Maliye Bakanlığı'nın yardım edeceği kuruluşlar arasında bulunuyor. Maliye Bakanlığı'nın 2002 yılı bütçesiyle 151 milyar ödenek ayırdığı 11 Alevi derneği ve vaknnın isimleri ve yardım tutarlan ise şöyle: "Anadolu Ertnfer Kültür Derneği Genel Merkezi: 10 milyar, Aşık Veysel Küttür Derneği: 10 milyar, Cem Vakfi Genel Merkezi'ne 25 müyar. Ehl-i Be>i Külrürünü Tanıtma Gelistirme ve Yayma Vakfi (Çorum): 3 miİyar, Ehl-i Beyt Vakfi: 15 milyar, Hacı Bektaş Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Gaziantep Şubesi: 20 mOyar, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfi (Antatya): 10 milyar, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfi (Genel Merkez): 25 mihar, Malatya Hacı Bektaş \ eli Kültür Merkezi Vakfi (Genel Merkez): 10 milyar, Pir Sultan Abdal 2 temmuz Kültür ve Eğitim Vakfi: 20 milyar, Tunceli Kültür Sanat ve Dayamşma Derneği: 3 müvar." Şehityunuslara tören Zeytinbıınm'nda önceki gün geçirdikleri trafik kazasmda yaşamlarmı yitiren ve "yunuslar" olarak bilinen motorizetimlerdegöre\ li polis memurian İlker Karaman ve ÜmH Araman'ın cenazeleri dün tstanbul Emniyct Müdürlüğü'nde düzenlenen törenin ardından. toprağa verümek üzere Çorum ve tzmir'e gönderüdi. Törene İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'in yanı sıra Emniyet Genel Müdür Yardımcısı FeyzuUah Aslan. şehit polislerin yaknüan ve polis arkadaşlan kankh. Karaman ve Araman'ın Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanacak maçta görev yapmak üzere Florya Metin Oktay Tesisleri'ne giderken kaza geçirdiklerini anlatan Ozdemir, basın mensuplannın törenine GS Kulübü'nden hiçbir yetkilinin kanlmaması konusunda yöneftilen bir sonı üzerine "Belki de biz iyi belirtememişizdir" dedL (NEVZAT DtNDAR) Sivil örgütler, Türkiye'nin yasak ayıbını düzeltmesi gerektiğini söylediler Alevîliğîn özü beraberliktstanbul Haber Servisi - Alevi ve Bektaşı Kuruluşlan Birliği (ABKB) Kültür Derneği'nin mahkeme karanyla kapatılma- sına karşı Alevi toplumunun tep- kisi devam ediyor. Sivil toplum örgütleri temsilcileri, yazarlar ve sanatçılar, Alevilerin, bölücü de- ğil laik cumhuriyetin teminatı olduklann vurgulayarak "Kara- nn. Yargıtay tarafindan bozula- cağuia inaıuyoruz. Asü suçlu bu topraklarda yaşayan 20 mihon Alevryi yok sayan siyasikrdir" diye konuşuyorlar. 1973-1980 yıllan arasında CHP Erzincan milletvekili ola- rak TBMM'de görev yaptığını vurgulayan Nurettin Karsu. çağ- daş düşünce yapısını özümse- miş, Anadolu'da laikliğın teme- lini canı ve kam pahasına yerleş- tiren Alevilerin hâlâ anlaşılama- dığını belirterek 16. yüzyıldan Atatürk gelinceye dek bu inan- cı yasaklayan kafalann, bu çağ- daki varlığının Türk ulusu için bir talihsizlık olduğunu ifade etti. Karsu, Aleviliğin bölücülük ola- rak değil, birlik, banş, kardeş- lik, çağdaşlık, laiklik ve Atatürk- çülük olarak değerlendirilmesi- ni istedi. Alevilerin, Arap ümmetçili- ğine ve egemenliğine karşı ko- yan. Orta Asya'dan getirdiği ina- nış ve kültürden ödün verme- yen Anadolu harmanının öz ve laik ürünü olduğunu vurgula- yan Karsu, "Aleviler, öz benliği- ni Ahmet Yesevi'den ve Hacı Bektaş'tan alan, birlik ve bera- berliği özümseyen Kemalistier- dir. Orta Asya'dan gelen Alevi- ler, özbeöz Türktür. Geçmişte Yavuz Sultan Selim kıyımı ne- denrviecemlerim giziiyapmakzo- runda kaldıklan için Alevileri yanbş anla>an kafalarla günü- müzdeinsanlanbirbirinden ina- nışlan nedeniyle ayıran kafalar aymdır. Arnk çağımızda bu ka- fa sahiplerinin düşüncelerini hâ- kimlere ve hekimlere büdirme- si gerekıyor'' dedi. Eski AJevi Bektaşi Temsilciler Meclisi kurucusu ve Yürütme Kurulu Başkanı, CHP Parti Mec- lisi üyesi Ali RızaGürçiçek, mah- kemenin karannın toplumsal de- ğerleri göz ardı ettiğini savlaya- rak "Türkiye'de hukuka işlertflik kazandınlmalıdır. Devletin ka- rar vermesi gerekiyor bu ülkede Aleviler v ar mı yok mu? Siyasi- ler işine geldikleri zaman bu top- luluğu var sayıp işine gelmedik- leri zaman yok savamaz" dedi. Karacaahmet Sultan Külrür Derneği 2. Başkanı VahapGün- gör, mahkemenin karannın Yar- gıtay'da bozulacağına inandık- lannı belirterek Diyanet Işleri Başkanlığı'nın Islam dininin de- ğil Sünnilerin Hanifilik mezhe- binin temsilcisi olduğu savun- du. Alevilerin yok sayılmak is- tendiğini öne süren Vahap Gün- gör şöyle konuştu: "Kendi inancunızı yaşatmak için kurumlanmızı kurduk. Ku- rumlar kapansa da Alevilik yok olmaz. Siyasetçflerin bu kimMğe saygı duymalan gerekir." IRMIKJ AYDIN ENGİN aengintfl doruk.net.tr Dünkü Tırmık'ı okumayanlar içir yinelemeye kalksam yine yerm dargelecek. K/isi mi "oku- yarlar okumayanlara anlatsın " piş<inliğıne vurup çok kısa bir özetle yetinelim ve dün kaldı- ğırrız yerden sürdürelim. İstanbul Üniversitesi Işletme Fa>üftesj'ndeokutulan İşletme Mâematiği" adlı ders kitabın- daJi birsorudan yda çıkmış; şu- ba- ayı başında yazılmış birfır- rnıl'ı anımsatmış ve o fakülte- nirıdekanı olan Profesör Hay- ri Ûgen ile o kitabın yazan olan birDaşka profesörün, Yılmaz Toüay'ın, birbirine iğnelenmiş mertuplannın posta kutumu- zaJüştüğü söylemiştik. (nce "dekan"\r\ mektubu. îaym Aydın Ergin diye baş- lıyc. Şimdi kalkıp koskoca bir de<ana "Efendim benim soya- dır Ergin değil, Engin" diye düsltsek ayıp olacak. (el gör ki dekan, itiraz ertiği Tınık'ı da bu "dikkatle" oku- raü. Olsun. Dekandır, hoşgö- rühelidir. hkın ne diyor: ' .Işletme Matematiği kita- bıriaki bir doğrusal program- lara, maksımizasyon proble- Bir Zorunlu Hesaplaşma (2) mi, amacının dışmda bir seks problemi olarak geliştirilerek, terbiye sınırları aşılarak eleşti- rilmekte..." Şimdi tutup kosko- ca bir profesöre, hem de dekan olmuş bir profesöre "Efendim Türkçede noktalama işaretle- rini, örneğin virgülleri böyle kul- lanırsanız lise edebiyat dersin- de çakarsıntz. Yok biçimi bıra- kıp anlama gelirsek, 'amacının dışında bir seks problemi ola- rak geliştirilerek...' gibi bir cüm- lecik kurarsanız iyice ayıp olur" desek yine ayıp olacak. Kosko- ca dekan bu. "Algılanarak, kav- ranarak, değerlendirilerek" gi- bi fiiller yerine herhalde yanlış- lıkla "ge//şf;/7/ere/("fiilini kullan- mıştır, deyip geçelim. Deyip geçelim ama zurnanın zırt dediği yer de tam burası. Ben, tırmıkladığım soruyu bir "seks problemi olarak geliştir- medim". Tam tersine, soruda- ki Mehmet adlı delikanlının Nancy ya da Mary adlı kız ar- kadaşlarıyla cinsel ya da duy- gusal ilışkisinin, "üç birim, beş birim mutlulukla" ölçülmeye kalkışılmasından, kız arka- daş(lar)ıyla geçirdiği mutlu an- lann 5000 katoıi enerji ve bilmem kaç dolar harcanan bir kepaze- lığe indirilmesinden midemin bulandığını söylemiştim. Şimdi, dekanlık gibi "peda- gojik" değerlerden de haberi olması gereken bir rütbeye sa- hip bir profesör resmı bir yazı yazıp, bu kepazeliği savunun- ca midem daha da bulanıyor. Dört karı almak hakkından söz edenler, kadının tanıklığının geçersizliğini savunanlar, ka- dınla ilişkisini "boş ol" deyip bitirme hakkına sarılanlar çöl hukukunu bugüne taşımak is- teyen ilkellerdir. Peki, kadın arkadaşıyla, ka- rısıyla, sevgilisiyle cinsel ya da duygusal ilişkisini kalori hesap- lanna, mutluluk bırimlerine, şu kadar saate, şu kadar dolarla ölçülen maliyet hesaplarına in- dirgeyenler nedir? "Onlar da kravatlı ilkellerdir" desek çok mu haksızlık etmış oluruz? İstanbul Üniversitesi Işletme Fakültesi'nin dekanı, yolladığı yazıda "terbiye sınırlan aşıla- rak" demekte. Doğrudur. Ka- dını metalaştıran bir kafayla karşılaştığımda kendime "ter- biye sınırlannı aşma hakkı"ta- nınm. Bunu, matematik gibi sevim- sız bir dersi çekici kılmak adı- na yapılmış özgün bir buluş ola- rak tezgâhlamak isteyen kafa- larla karşılaşınca terbiye sınır- lannı daha da aşmama, olsa olsa Türk Ceza Yasası engel olur. Dekanın mektubunun son paragrafı yine "Sayın Ergin" di- ye başlıyor. Ama "Ergin-Engin" özensizliğine değinmeye fırsat bırakmayacak bırcümleyle sü- rüyor: "...Işletme Fakültemiz, Türk iş hayatına, ülkenin ulusal ve uluslar arası ilişkilerinde etkın rol alabilecek nitelikte, bilgili, yetenekli, görgülü yönetici adaylan yetiştirmek amacıyla kurulmuş olup..." Hımmmm... Türkiye'nin geleceğinin yö- neticileri eğer kansıyla, sevgi- lisiyle ilişkisini dolarla, saatle ölçecek, mutluluğu "birimlen- direcek" kadar görgülü olurlar- sa vay Türkiye'nin geleceğinin haline... Bir matematik sorusunun dü- zenlenmesinde bile bir dünya görüşü, bir yaşam değeri ser- gilenebilir. İstanbul Üniversitesi Işletme Fakültesı Dekanı'nın savundu- ğu matematik sorusu öğrenci- lerin salt işletme matematiğini daha iyi öğrenmelerine hizmet etmiyor. Onun yanı sıra gencecik be- yinlere insana özgü en önemli değerlerin dolarla, saatle ölçül- düğü, duyguyu, aşkı "maliyet hesabı"y\a ölçen iğrenç birfay- dacılık pompalıyor. Daha da ürkütücü olanı: Bes- belli ki böylesine bir dünya gö- rüşünün genç beyınlere pom- palanmasından ne dekan ra- hatsız, ne kitabı yazan... ••• Dün "Sabnnızı zoriayacağım" diye başlamıştım. Bugün zor- lamayı sürdürdüm. Ama bitmedi. Yarın da öyle yapacağım. Aydın'a 'Sevgililer Günü' armağanı Eski Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray Aydın, "En iyi koalisyon temizler" formülü uyannca bayram tatilinden önce Yüce Divan'dan kurtanldı. 14 Şubat günü yapılan oylama sonrasında Aydın, "çifte bayram" kutlamalannı kabul ederken Soruşturma Komisyonu Başkanı DSP'Iİ Ibrahim Yavuz Bildik de sevincini gizlemiyordu. Oylama öncesinde "Ben yemeği pişirdim, nasıl servis yapılacağı Meclis'in işi" diyen Bildik, "servisten" pek hoşnut kalmış olmalı ki günün anlam ve önemine bir başka açıdan da dikkat çekti: "Size dememiş miydim, Sevgililer Günü'neyetiştireceğim, diye." Sorgudaki MHP'li müsteşar Hızlı çalışma yöntemiyle TBMM tarihine geçen soruşturma komisyonunun tutanaklan da ilginç tartışmaları içeriyor. Bayındırlık Bakanlığı Müsteşan Ali Helvacı nın dınlendiği toplantıda, milletvekilleri, operasyondan önce kurum içinde neden soruşturma açılmadığını, bu kadar yofsuzluk dosyasının nasıl gizli kalabildiğini irdeliyor. Ali Helvacı ile DYP'li üye Kemal Aykurt arasındaki diyalog şöyle gelişiyor: Helvacı: Tarafımıza, bakanlık dışından bir bilgi gelmezse, ona bizim yapacağımız bir işlem olamaz efendim. Aykurt: Hiç sizin duyumunuz olmadı mı? Helvacı: Bazen dedikoduya dayalı duyumlar oluyor. Aykurt: Imzasız ihbar geldi mi? Helvacı: 3-4 tane imzasız mektup geldi. Aykurt: Bir belgede deniyor ki, "Yapılan bütün davetli ihalelerde sayın müsteşanmız bakana söyler, bakandan olur alır ve davetiye çıkar". Ne diyorsunuz? Helvacı: Efendim, incelemeyi müsteşar yapmaz. Aykurt: Yani siz müdahil değil misiniz? Helvacı: Hayır efendim. Aykurt: Yani şu ihale böyle olsun, şu usul olsun... Helvacı: Hayır efendim. Aykurt: Son sorumu soruyorum. Siz daha önce MHP genel sekreter yardımcısıyken oradan istifa edip bu göreve mi geldiniz? Helvacı: Evet efendim. Aykurt: Teşekkür ederm Sivil rütbe hevesiL TBMM çalışanlanna her yıl araç giriş kartları verilir. Bu kartlar, çalışanlara kapı gırişlerinde kolaylık sağlar. Bugüne dek tüm çalışanlara aynı renk tek tip araç kartı verilirdi. Ancak bu yıl nedense kartlar "sivil rütbeler" gözetilerek hazırlandı. Parlamentoda çalışan odacılara turuncu, memurlara kırmızı, müdürlere de mavi araç giriş kartı dağıtıldı. Bu aynm neye yarayacak diye merak edilebilir. Herhalde, kapılardaki polislerin mavi kartları görünce selam çakması için! Yücelen'in 'tasarı suflörü' Hükümetin uzun süre üzerinde tartıştığı, önce TBMM'ye sevk edip sonra geri çektiği, ikinci gelişinde uzun süre alt komisyonda tartışılan Yerel Yönetimler Yasa Tasansı, Içişleri Komisyonu'nda görüşülüyor. Tasan görüşülürken önce hükümeti temsılen Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler toplantılara katıldı. Alt komisyon çalışmalan bitince, bu kez nöbeti Içişleri Bakanı Rüştii Kâzım Yücelen devraldı. Görüşmelerde maddelerle ilgili verilen önergeler okunurken Içişleri Bakanlığı 'ndan Yücelen'in yanında gelen bir bürokrat ktsık sesle "mini brifingine" başlıyordu. "Bu konular ilerki maddelerde düzenleniyor, hükümetten gelen metin korvnsun efendim" gibi fisıldaşmalar gazetecilere kadar ulaşıyordu. Yücelen de bürokratın söylediklerini aynen yineliyordu. Bir ara karışıklık oldu. önerge veren komisyon üyesi başka konudan, komisyon başkanı başka konudan, bakan başka konudan söz etmeye başladı. Yücelen, kendisine yardımcı olmaya çalışan suflörünün de başka konudan söz ettiğini anlayınca bürokratına çıkıştı: "Kes kardeşim, herkes başka konudan bahsediyor." 'Hükümet tezkere bırakacak' DYP Genel Başkan Yardımcısı Ismet Att'la kendisinı ziyaret eden gazetecilere seçim bölgesi Afyon'da yurttaşlann kendisini Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerzannedip beldelerine götürmek istemesini anlatıyordu. Derken söz hükümetin ömrüne geldi ve gazetecilerden birisi, "Hükümet ne zaman seçime gider" diye sordu. Attila şu yanıtı verdi: "Hükümetin sayesinde memlekeüe herkes işsiz. Seçime g/tseler, millet de onlan işsiz bırakacak. Bunu anladıklan için anayasayı değiştirip tezkerebırakacaklar, tezkere..." Bonfile başkan... SP Genel Başkanı Recai Kutan, Meclis kulisinde gazetecilerle sohbet ederken söz FP dönemindeki parti içi kavgalara geldi. Geçmişte sert çatışmalar arasında Recai Kutan'ın sakin tavrı, kendisine bağlı milletvekillerini bile rahatsız ediyordu. Kutan, bunun gizini soran gazetecilere anlattı: "Ben çok sabıhıyımdır... Rahmetli yengem, 'Malatya'ya iki yük sabır gelmiş, biri sana biri de eşin Mebrure'ye ' derdi. Bu derece sabırlıyımdıryani." Sohbet milletvekilleri arasında da sürünce SP Genel Sekreteri Suat Pamukçu partililer arasındaki bir tanımlamaya gönderme yaptı: "Recai Bey'in bu yönünü anlatan en iyi tarifi geçenlerde bir arkadaş yaptı: Siniheri alınmış bonfile!" Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş tbmmcum(§)ttnetiiettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle