10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ OLAYLAR V E GORLJŞLER [email protected] ACI mUSTTAZ SOYSAL öüiiDervişlerin Dönüşii ARTIK tunst eğlencesi olan dervışler döner- k;en bırellerını goğe, öbür ellerinı yereçevirip dö- nerler. Yaormalarıyla yukarılardan aldıklarını aşağıdakilere verircesine. AJIahı var, Kemal Derviş'ın çalışmalarını çok d a yararsız saymak olmaz: Atlantık ötesiyle be- risi arasında boşuna dönüp durmadı; didindi çabaladı, sonuçta büyuk krediler bularak "borç- lanma krizı" denen olayı hiç olmazsa bır süre ıçin atiatmayı başardı. Geçen gün, Plan ve Bütçe Ko- rnısyonu'nda yenı Borçlanma Yasası"nı su- narken. "Geçmış olsun, dışandan bulabildiği- rniz orta ve uzun vadelt kaynakiarla borçlanma krizinı geride bıraktık" demekteydı. Şimdi sıra, sonraki borçlanmaların dağınık yapıdan kurta- rılıp butünleştirici birdüzene kavuşturulmasına, yerel yönetım borçlanmalarına dısıplin getınlme- sine gelmiştı. Uzun adıyla, "Kamu Finansmam ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"n\n başlıca amacı buydu. Elbet, borç krizinin geride kalıp kalmadığını ve yine büyük borçlar için dışa başvurulup vurul- mayacağını zaman gosterecek. Ama şinidı, geç- mişe ve geleceğe ilişkin olarak tartışılması ge- reken bir başka konu var. Sayın Dervış'ın şımdiye kadarki çabaları aca- ba daha doğru ve daha yerlı bır stratejiye dayandınlamaz mıydı? Acaba Dünya Banka- sı'ndaki ve IMF'deki yerini, yenı borçlarbulmak ıçin değil de büyük borçlardan hiç olmazsa bir bölümünü erteletmek veya çok daha uzun va- deye yaymak için kullanamaz mıydı? Kısa va- deli dağınık borçlar için b u yapılamasa bile, uluslararası malı kuruluşlann destegınden ana borçlann konsoüdasyonu için yararlanmak ve alınan yenı kredıleri ekonomıyi canlandırma amactyta doğrudan üretim aJanlanna akrtmak da- ha doğru olmaz mıydı? Oysa ne oldu? Bulunan yenı para, eskı borç- lann ödenmesine ve batık bankaların kurtanl- masına aktı. Uretım dünyası hâlâ canlandınlma bekliyor. Derviş, üretim ekonomisı ıçin değil, alacaklılar ıçin dönüp durmuş oldu. Daha önemlisi şudur: Yeni borç alma uğru- na sözde "yapısalreform" diye yapılanlar, ekonominin kamusa) yapısına düzeliş ve diriliş getirecek yerde, onu büsbütun zayıflattı. öyle ki, devlet, bugun ülkeyi kendi ayaklan üzerine doğrultmak ıçin bir "ulusaf ekonomi seferber- liği"ne girişmek ıstese, elinde yararlanabilece- ği pek az kamu kuruluşu ve bankası kalmıştır. Kalanlarsa, hâlâ "özeHeştinve kapsamına alın- ma" denen belanın elinde esır. Derviş'in gökten alıp yere akıttıkları, pek ve- rimli toprağa akmamıştır. KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 200T959 Vası Tay. Mahkememızce verılen 22. l. 2002 tarıh ve 2001/959- 2002/37 E.K. sayıh ılamı ıle. Kadıköv Os- manağa Mahl'de nüfusa kayıtlı Vefa Nejat oğlu Ner- mm"den olma 1956 d.lu Erol Erentok'un TMK 408. maddesı gereğınce \esayet altına alınarak TMK 419 maddesı gereğınce annesı Nermın Erentok'un vela- yetı altına konulmuştur. Keyfiyet ılan olunur. 15.1. 2002 Basın:9187 Türkiye'de Kamu Sektörü Büyütülmelidir PH0f. Dr. Orhan ŞENER KadirHas Üniversitesi S on günlerde kamu- daki aşın savurgan- lıklar ve verimsiz- liklernedeniyle, ka- mu sektörününkü- çültülmesi gerektiği görüşü önemle savunulmaktadır. Ne var ki, Türikye 'de kamu sektö- rünün, etkinJiği sağlayacak en uygun sayılan (optimal) bir bü- yükJüğün çok aitında olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Devletin daha da küçültülme- sinin ise yaşanmakta olan eko- nomik bunalımı daha da arttı- racağı ve ülkenin geleceğini riske sokacağı açıkça görül- mektedir. Bu yazımızda, eko- nominin genelinde etkinliğin sağlanabibnesi için Türkiye'de kamu sektörünün optimal bü- yüklüğünün ne olması gerek- tiği konusuele alınacaktır. Ko- nuya ilişkin olarak, modernka- mu ekonomisinin temel ilkele- ri ve özelükle Avrupa Birliği ül- kelerinin deneyimlennden de yararlanılacaktır. Devletin ekonomideki payı- nın ya da büyüklüğünün sap- tanmasında, genellikle kamu harcamalannın ulusal gelire olan oraru temel alınır. Ancak, Türkiye'de borç faizlerinin aşı- nlığı nedeniyle, reel anlamda toplam kamu gelirlerinin ulu- sal gelirlere olan oram daha anlamhbir karşılaştırma olana- ğı vermektedir. Buna göre, Türkiye'de kamu sektörünün payı son 50 yıldan bu yana her yıl için yüzde 20'nin aitında seyretmektedir. Hatta, denetim dışı fonlann yaygın olarak uygulandığı 1980'li yıllarda bir ara yüzde 13.5'e kadar bile düşmüştür. Gelişmiş Avrupa Birliği ülke- lerinde ise II. Dünya Savaşı bi- timinden günümüze kadar ka- mu sektörü, son 20 yıldaki yo- ğun özelleştirme ve serbestleş- tirme uygulamalanna karşın, başlangıçtaki yüzde 25 'lerden yüzde 50 ortalamasına yakla- şarak, optimal büyüklüğe ulaş- rmştır. Başta Iskandinavya olmak üzere Fransa ve Hollanda'da söz konusu oran yüzde 50-70 arasında seyretmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri deneyimleri ve deneysel (ampirik) araştırma sonuçlan, devletin ekonomi- deki payının artmasına bağlı olarak, sosyoekonomik sorun- lann da daha kolay çözülebi- leceğini göstermektedir (1). Şöyle ki: - Kamu kesiminin daha bü- yük olduğu Iskandinavya ve Avrupa Birliği'nin diğer üye ülkelerinde gelir dağılımı ada- leti, kamu sektörünün payının yüzde 34 olduğu ABD'ye gö- re daha adil bir biçimde sağlan- mıştır. - Özelleştirme ve serbestleş- tirme uygulamalannın en yo- ğun bir biçimde yaşandığı în- giltere'de ise gelırdağılırru son derece bozulmuştur. - Fransa'da ise kamuda çalı- şanlann sayısının 5 milyonu aşmasına karşın, sosyal banş daha kolay sağlanmıştır. - Yunanistan deneyimi daha da ilginçtir. Bu ülke Avrupa Birliği'ne girmeden önceki ka- mu sektörünün payını yüzde 25'lerden günümüzdeki yüz- de 45 oranına yükseltmesine bağlı olarak, enflasyonu dayüz- de 55'lerden yüzde 5'e düşür- müştür. - Bu ülkelerde eğitim, sağlık, toplu taşımacılık ve sosyal gü- venlik gibi hizmetlerin de ka- lite ve kantitesi de hızla arttı- nldığından, bundanpiyasa eko- nomisi en çokyaran sağlamış- tır. - Kamu sektörünün nispeten daha küçük olduğu ABD'de ise konjonktürel dalgalanmalarbir- birini izlemektedir. - Konuya ilişkin deneysel ça- lışmalara göre örneğin 1985 yılında devletin ekonomideki payının yüzde 40-60 arasında değiştiği Hollanda, Belçika ve Italya'dakişi başına düşen ulu- sal gelir artışı en yüksek düzey- de gerçekleşmiştir... Aşağıda- ki açıklamalanmız ise kamu sektörünün son derece küçük olduğu ülkemiz ile optimal bü- yüklüğe erişen Avrupa Birliği ülkeleri yönünden bazı karşı- laştırmalan içermektedir. - Kişi başına düşen sağlık harcanıalan sırasıyla, Alman- ya'da 2.364; Fransa'da 2.026; Norveç'te 1.996, Italya'da 1.534; Yunanistan'da 1.226 do- larolup, Türkiye'de ise 100 do- lar dolaylanndadır. - Öğrenci başına yapılan eği- tim harcaması ise Avusturya'da 7584; Fransa'da 6314; Italya'da 5701; Hollanda'da 5193; ve în- giltere'de4661 dolariken, Tür- kiye'de sadece 150 dolar ka- dardır. - Ülkemize göre yüzölçüm- leri dahaküçük olan; Fransa'da demiryolu ile taşuıan insan sa- yısı yılda 64 milyon iken, bu sa- yı Almanya 'da 60; Itahya'da 41; Ingiltere'de 36 ve Çek Cumhu- riyetı'nde 7 milyon olup, Tür- kiye'de ise sadece 6 milyon- dur. Düma uygulaması: Bu 3 sos- yal hızmet alanındaki sayılann (rakamlann) karşılaştırüması bile, ülkemizin uluslararası re- kabet gücünün ne kadar zayıf olduğunu ve dünya sıralama- sında niçin 42 'den 90'lara düş- tüğünü açıkça göstermektedir. Örneğin, Fransa'ya olduğu gi- bi ülkemize de yılda 75 milyon turist gelse, küçük bir kamu sektörü ile bu kadar insan na- sıl taşınacaktır sorusuna, ka- muyu daha da küçültmek iste- yenlenn nasıl bir çözüm geti- receğini merak ediyorum. Artan nüfusumuzu da hesa- ba katarak, bu kadar turisti ka- rayolu ile taşımaya kalkarsa- nız, sonraki yıllarda trafık ka- zalan nedeniyle şimdiki dü- zeydeki turiste razı ohnak zo- runda kahrsınız. Ya da finan- sal güçlük içindeki çok sayıda- ki önemli özel şirketler, daha küçük bir kamu sektörü ile na- sıl kurtanlacaktır? Dünya uygulaması devletin payının yüzde 90'lan geçtiği ülkelerin siyasal yönetim bi- çimlerinintotaliter, yüzde 10'la- ra düşen ülkelerin ise anarşik bir siyasal yapılanmaya gittik- lerini gösteren örneklerle do- ludur. Buna karşın, devletin eko- nomideki payuu yüzde 50'le- re çıkararak, optimal büyük- lüğe ulaşan Avrupa Birliğiüye- si ülkelerinın ekonomik, sosyal ve siyasal istikrara kavuştukla- n yukandaki açıklamalanmız- la da ortaya konulmaktadır. Bu ülkeler bugünkü durum- lanna ise bihnçli politikalar uy- gulayarak geknişlerdir. Kamu sektörleri Türkiye'ye göre en az 2 kat daha büyük olan Al- manya ya da Fransa'da kamu- nun bizdeki kadar savurgan ol- duğu pek düşünülemez. Buna karşuı, Türkiye'de kamu sek- törü daha da küçültülse bile, siyasal ve mali reformlar ger- çekleştirilmedikçe, savurganhk, verimsizlik ve yoksulluk daha da artacaktır. Onerüer Ülkemizde kamu sektörünün ve dolayısıyla genel ekonomi- nin daha verimli olabilmesi için öncelikle, siyasal karar ahna mekanizmasuıda yapısal re- formlann gerçekleştirilmesi gerekir. Bunlar: - Bakan sayısının 15'e indi- rihnesi, - Milletvekili sayısmın 350'ye düşürülmesi, - 100 üyeli senatonun oluş- turulması, - Siyasi Partiler Yasasrrmı tercihleri yansıtacak biçimde değiştirilmesi - Seçim döneminin 4 yıla in- dirilmesi. Siyasal karar alma mekaniz- masında etkınliği sağlayacak bu model gelişmiş ülkelerde yaygın olarak uygulanmakta olup, aynca Türk seçmeni ta- rafindan da arzu edilmektedir. Kamu sektörünün büyütüle- rek Avrupa Birliği ülkeleri ya da optimal düzeye çıkanlabil- mesi için ise, - Kayıt dışı ekonomi uygu- lamasına son vererek yüzde 50, - Vergi kaçakçılığı önlene- rek yüzde 25, - Yolsuzluklar ortadan kal- dırılarak yüzde 30, - Ve Diyanet Işleri devletbüt- çesinden çıkanlarak yeni bir vergi koymadan ve vergileri arturmadan, kamu sektörünü en bsa zamanda 2 karı bir büyük- lüğe çıkarma olanağı bulun- maktadır. (1) Şener, Orhan Teori ve Uygulamada Kamu Ekonomisi, Beta (7. bash), 2001, htanbul Hikmet ÇETİNKAYA İRTİCANIN KARA YÜZÜ lüm %a$ttimla*da a» G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72 Mehmet FARAÇ HİZBULLAH'IN KANLI YOLCULUĞU G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72 DUZELTME 13.02.2002 günlü Cumhunyet gazetesinın 9. sayfa- sında Basın: 7159 No ile çıkmış bulunan Iznik Icra Müdürlüğü'nün 2001 411 Tal. sayılı dosyası ile ilgili gayrimenlaıl satış ilanıhda satış şartlannın ilk satınn- daki; 10.03 2002 tarihi yanlış basıldığından "ilk satış günü olan 10.03.2002: 19.03.2002 Salı günü" şeklin- de düzeltılmiştır. Ilan olunur. 15.02.2002 Basın Tashih r azanm r - / • U'.iii I nız puanları1 rcamaya Bunun için özel bir şey yapmanıza gerek yok. Aşağıdaki kuruluşlarda kartınızı kullanarak maximum özelliklerden yararlanmaya hemen başlayabilirsiniz. Deri-Aksesuar: Matraş, Stor* s Mucevner, Tergan Eğlence: Tatil>a Ev-Dekorasyon; 3K Rugstore, Linens, Paşabahçe, Tepe Home, Tepe Mobili, Tepe Mobilya, Tepe Mutfak, Vestei Gıda: KFC, Pizza Hut Giyim-Parfumeri: Aıtuğ Parfnmer Beta Ayakkabı, B&G Store, Dufy, Ekol, Faruk Saraç, Galeri Nur, Home Store, Kamil Spazio, Kanz Absorba, Karaca, Lee Cooper, More&More, Naki Mascara, Panço, Sarar, Tiffany, Uki, Zeyland GSM: Aria İntertıet: İşnet Kültür: Alkım Kitabevi, Dost Kitabevi, İnkılap Kitabevi, Kabalcı Kitabevi, Net Kitabevi, İş Bankası Kültür Yayınlan Optik: Baş Optik, Kuz Optik Otomotiv-Akaryakıt: Good Year, Petrol Ofisi Perakende Mağaza-Süpermarket: Beğendik Sağlık: Acıbadenı Hastaneleri, Baymdır Hastaneleri, Gelişim Tıp Laboratuvarlan, İstanbul Memorial Hastanesi, Minimed, Veni Vidi Göz Sağlığı Merkezi Sigorta: Anadolu Sigorta Ulaşım-Seyahat: AVIS, Havaş, KTHY, Setur www.isbank.com.tr ı 444 02 02 TÜRKİYE S* BANKASI Türkiye'nin Bankası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle