10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Koray Aydın'la ilgili 'komisyon raporu'nun bu hafta oylanması isteniyor MHP'den 'Vurgun' acelesiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümetin MHP kana- dı, KorayAydın'la ilgili \iirgun komisyonu raporunun bu haf- ta TBMM Genel Kurulu'nda göriişülmesini istiyor. Oylamanın gizli yapılacak ol- ması nedeniyle kaygılı olan MHP, süreci kısa tutarak Ay- dın'la ilgili savlann kamuoyun- da daha uzun süre tarhşılması- nın önüne geçmeyi planlıyor. MHP. Danışma Kurulu'nda ko- misyon raporunun 14 Şubat Per- şembe günü genel kurul günde- mine alınmasını önerecek. MHP Grup Başkanvekili Koray Aydm hakkmda kurulan soruşturma komisyonunun raporu, komis- yon başkanı İbrahim Yavuz Bfl- dik tarafindan bugün TBMM Başkanlıği'na sunulacak. Baş- kanlık, "Yüce Drvan'a sevkine gerek olmadığT görüşünü taşı- yan raporu, TBMM Içtüzüğü hükümlerine göre 10 gün ıçin- de bastırarak millervekillerine dağıtacak. Raporun dağıtımından itiba- ren 10 gün içinde görüşülmesi gerekiyor, ancak hükümetin MHP kanadı, bu süreci kısa tut- mak istiyor. Içtüzükte öngörü- len sürenin tamamının kulla- nılması durumunda, komisyon raporunun ve Aydın'la ilgili sav- lann kamuoyunda geniş bir bi- çimde tartışılacağını düşenen MHP, konunun bır an önce gün- demden çıkanlması için rapo- run bu hafta TBMM'de görüşül- mesini planlıyor. TBMM Baş- kanlığı'ndan raporun dağıtımı- nın hızla tamamlanmasını iste- yecek olan MHP'nin, Danışma Kurulu'nda da raporun 14 Şu- bat Perşembe günü genel kurul gündemine alınmasını önere- ceği öğrenildi. MHP kurmaylan, komisyon raporunda Aydın'ın aklanması yönünde karar alındığını, Yü- ce Divan için genel kurulda önerge verilmesi gerektiğini be- lirttiler. Venlecek önergenin 276 oyla kabul edilmesinin ise zor olduğunu ifade eden MHP'liler, -Oylama gtdi. Nasıl bir sonuç çıkar. bunu kestirmek çok kolay değJL Ancak bir sorun çıkaca- ğını sanmıyoruz" dediler. MHP'nin, raporun oylamasının bu hafta yapılmasını sağlaya- rak hükümet ortaklannın uyum paketınde gösterdikleri tavrı kendi lehine çevirmeyi de amaç- ladığı kaydedildi. TBMM Genel Kurulu'nda, yann DYP'nin tütün üretıcisi- nin dışa bağımlı hale getirildi- ğı ve tanmın tasfiye edildiği gerekçesiyle hükümet hakkm- da verdiği gensoru önergesi gö- rüşülecek. Genel kurulda, daha önce göriişmelerine başlanan "Ceza tnfaz Kurumlan ve Tu- tukevleri ve PersoneK Eğitim Merkezferi" kurulmasına ilişkdn yasa tasansı da çarşamba günü görüşülecek. Bu tasannın ka- bul edilmesi durumunda ölüm oruçlannı teşvik edenlere ağır cezalar getiren yasa tasansı ele alınacak. Plan \e Bütçe Komisyo- nu'nda ıse yann zorunlu deprem sigortası yaptınlmasına ilişkin tasan, perşembe günü de kamu fınansmanı ve borç yönetiminin düzenlenmesine ılişkın yasa ta- sansı görüşülecek. Içişleri Ko- misyonu'nda, Yerel Yönetımler Yasa Tasansı üzerindekı görüş- melere bu hafta da devam edilecek. Adana'da umduğunu bulamadı Erdoğan: Hükümet istifa etmeliADANA(Cumhuri- yetBürosu)-AKP Ge- nel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. hal- kın artık iktidardan umudunu kestiğini öne sürerek "Bu be- ceriksiz hükümet isti- fa etmeti. Sandık hal- km önüne gelmeir de- di. Partisi ve kendisi hakkında çıkanlan de- dikodulara "Bizicaze- ti sadece halktan al- dık, halktan alacağız. Bunu herkes bilsin" diyerek tepki gösteren Erdoğan, Adana'da umduğunu bulamadı. Bir haftadır hazırlık yapan ve Uğur Mum- cu Alanı'nı parti bay- raklanyla donatan mi- ting organizatörleri meydanda 35 bin ki- şinin olduğunu anons ederken tarafsız göz- lemciler ancak 4-5 bin kişinin katüdığıru söy- lediler. Saat 12.00'de baş- laması gereken mitin- ge Erdoğan'ın bir sa- atlik gecikmeyle gel- mesinin coşkuyu dü- şürdüğü gözlenirken diğer milletvekilleri- nin konuşmasıyla 1.5 saat Tayyip'i bekleyen kalabalık. daha çok havadan inen paraşüt- çüyü izledi. 4 Beceriksiz iktidar' Genel merkez yö- netim kurulu üyesi ve çok sayıda milletve- kilinin katıldıgı mi- tingde, "Ak günlerin ak Bderi" anonsuyla kürsüye gelen Erdo- ğan, Türkiye'nin çek- tiği tüm sıkıntılanm tek nedeninin, "bece- riksiz iktidar" oldu- ğunu belirterek başla- dığı konuşmasında şunlan söyledi: "Bu iktidarm kraaanm or- taya koyduğu tek şey ekonomik kriz ve ya- nında getirdiği sosyal krizdir. tşi gücü bıra- kan hükümet, yaöyor kalkryorhorturncuyu, bankacryı düşünüyor. Benim bacınu, karde- şinıi, işçimi, memuru- mu, emeklimi, çiftçi- mi düşünen yok. Ama kimsenin bunlara ta- hammülü kalmadı. Herkes bıkti. Arnk is- tifa etmderi sandığa gitmeleri gerek. Astan- da korkuyorlar. Çün- kü halk onlan istemi- yor." tşlerini örnek gösterdi Türkiye'de şimdiye dek 25 ilde miting yap- tıklarmı ve hepsinde de hallan hükümetten ve getirdiği pahalılık- tan yakındığını belir- ten Erdoğan, ülkede, boşa akan sulann üze- rine baraj yapmamn, tarım ve hayvancılıği yeniden kalkındırma- nın zor olmadığmı vurgularken 1994 yı- lında Istanbul Beledi- ye Başkanı seçilme- sinden sonra yaptığı işleri örnek gösterdi. Erdoğan, "IMF kapj- sını aşındıran, geiecek parayı özd bankala- ra, hortumcıılara har- cayacakoian hükümet, işyapmaktan aciz, be- ceriksizdir. Eğer bun- lar olmasa Türkiye çoktan ayağa kalkmış- n. Ama geç değiL Çok yakında biz, halkın inandığı, güvendiği kadromuzla iktidara gelip Türkiye'yi yeni- den ayağa ve atağa kal- du-acağız" dedı 'aykal, köy derneğigecesinde " ~ * - * < - * neği'nin geleneksel gecesi, Ata- köy'deki Mavi Marmara Et Lokantası'nda yapıkü. Ankara'dan sadece bu etldntige kaülmak için Istanbul'a geldiğini beürten CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL "Davet akuğmıda aklade bir köy toplanüsı olduğunu dü- şünmüştüm. Ama bu toplanü CHP kurulta> r lan gibi kalabalık ve canta" di>c konuşnı. Etkinüğe bagımsız ts- tanbul MiDerveküi Rıdvan Budak, DİSKGenel Başkanı Süleyman Çelebi. Surettin Sözen, CUSİAD Başkanı Prof. Dr. İbrahim Dogan, DHP Genel Başkanı Prof. Dr. Mahmut İhsan Özgen, Srvasb Sanayici ve İşadamlan Gnıbu Başkanı An' Kösedağ da kanldı. Sabahat Akkiraz ve Zeynel Aba'nın türküleriyle renk katüğı gecede, dernekçahşmalannave köyün getişmesine kattüda bulunanlarada plaket verfldL(Fotoğraf. CANERÖZTÜRK) Çiller, kadınlann ve gençlerin daha etkin olmasını istedi En hızlı küçülen ülkeyiz tstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hükü- tneti eleştirerek, "Türkiye 1997'de OECD ülkeleri içinde en hcdı bü- yüyen ülke olurken şimdi en hızh küçülen ülke durumunda" dedi. Atatöy'deki Mavı Marmara Lo- kantası'nda gerçekJeştirilen DYP Istanbul fl Kadın Kollan 1. Olağan Kongresi'nde konuşan Çiller. par- ti olarak hedeflerinin u tek başma iktidar" olduğunu söyledi. Çiller, iktidardan aynldıklan 1997 yıhnda Türkiye'nin borcu- nun milli gelirinin yansı oranında olduğunu anımsatarak, u Biz tek 1 dolar borç almadaa, borcumuz milli genrimizin yansıydı. Türki- ye'nin şu andaki borcu milH geliri- nin yüzde 140'ından fazla" diye konuştu. DYP'nin kendisıni yeni- leştirmesinin zamanmm geldiğini kaydeden Çiller, "Demokrasi, eşit kümak demektir. Cumhumet tari- hinin en büvük demokrasi hareke- ti kadınlann katüumvla olacakür" dedi. Çiller, Türkiye'nin iki büyük harekete ihtiyacı olduğunu kayde- derek şöyle devam etti: "Kadmla- runız ve gençlerimizin siyasete gir- me zamanı gelmiştir. Türkiye'de iş- sizük. üretimsidik. fakirleşme, eğj- timsizlik ve yaünmsızlık bugüne kadar oünadığı oranda artnuşnr. Çağdaş, etkin, sessiz değil etkin ve sesini duyııran bir kadın hareketi- ne Türkiye'nin ihtiyacı var. Onurhı bir yaşam. onuıiu bir duruş için demokratik bir kaühm ve dik baş- h bir kadın sesini DYP'de sağlaya- cağE." 'Adalet, siyasetle birieşiyor' Dün, DYP Genel Merkezi'nde de bir basın toplantısı düzenleyen Çil- ler, MHP'li Koray Aydın'ın Ba- yındırlık ve Iskân Bakanlığı döne- mine ilişkin iddialan araştıran ko- misyonun karannı değerlendırir- ken, TBMM'de adalet ile siyase- tin bırleştiğinı savımarak, "Mec- Ks'te parmaklar kimin elinde ise adalet onun yanuıda ohıyor" dedi. ÖDP Istanbulyönetiminden istifcdar tstanbul Haber Senisi - Özgürlük ve Dayanışma Partısindeki (ÖDP) yaprak dökümü sürüyor. Parti içindekı Sosyalist Eylem Platformu saflannda birleşen Akın Birdal, Mihn Belli ve Veysi Sansözen'in de aralannda bulunduğu 35 PM üyesinin 17 Ocak'ta istifa etmelerinin ardmdan dün de Istanbul il ve ilçe yönetimlerinde görev almış 120 kişi daha istifa etti. ÖDP tstanbul il binasının önünde toplanan ıstifacı grup adına yapılan açıklamada, "ÖDP'yi oluşturan çeşitli grup ve platformlar istifa ediyor. Geriye sadece Özgürlükçü Sosyalizm Platformu (ÖSP) kaldı. Kitlesel istifalar sürecek. Çünkü ÖDP siyası bır parti olmaktan çıkartıhnıştır. ÖSP, parti konferans delegasyonunun yalnızca dörtte biriyle partide darbe yaparak ÖDP'yi yıkmıştır"' denildi. ÖDP deneyiminin başansızhkla sonuçlandığını savlayan grup üyeleri, istifalannm yeni bır parti için diyalog yolunun açılması anlamına geldiğini belirttüer. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(â doruk.net.tr Bu köşe elbette "babamın ma- lı" değil. Zaten mal da değil. Şımdilik bana emanet edildi. Emanete hıyanet olmaz. Kişisel çıkarlar için kullanılması suçtur. Kişisel sorunlardan söz edilme- si ise suç değilse bile yakışıksız- dır. Farkındasınız. Bir şey diyece- ğim de diyemiyorum; lafı evele- yip geveliyorum. Başlıkta ipucu var: Kedimden sözedeceğim. Küçücükailemi- zin dördüncü "ö/rey"inden, Ni- na Kedi'den. öldü. Gazeteci dediğin "kedi"s\ri\ köşesine taşır mı? Kedisinin kederini okuruyla bölüşmeye hakkı var mı? Bilmiyorum. Galiba kediye bağlı. • • • Bir siyasal göçmen kedisiydi. Siyasal göçmenlığin butün keder- lerini. acılarını, zorluklarını, eğre- tiliklerini, "geçmişten kopuk, ge- leceğin öe//rs/z"liğini derinleme- sine yaşadı. Boynundaki minıcik ak papyo- nunu saymazsanız kapkara, zi- firi kara bir kediydi. Almanya top- Nina Kedi Oldürağında, bir Alman ailenin evin- de doğdu. Sonra yarısı Türk, ya- rısı Kürt bir aileye taşındı. İki ya- şında iken de bir siyasal göç- men ailenin kedisi oldu. Frankfurt'un sakın ve yeşıl bir semtinde, Sachsenhausen'de özgür bir genç kızlık dönemi ya- şadı. Bakımlı evlerin bakımlı bah- çelerınde ateşlı aşklar yaşadı. Komşu evın bıçkın tekiri Parsi- fal'den gebe kaldı. Dört yavru doğurdu. Tuhaf kaderter yaşaya- cak dört yavru. Sıradan bır Alman kedisiydi. Ama adını bıle duymadığı, varlı- ğından haberi bıle olmayan bır ül- kede ünlendi. Oya Baydar'ın 1993 Yunus Nadi Ödulü'nü alan romanı *'KediMektuplan" onun- la başlar: "Nina, simsiyah gerinip pes- pembe esnedi..." Nina Kedi birroman kahrama- nıydı. • • • Roman kahramanı bir kedi ıle herhangi bir kediyi ayırt edeme- yecek kadar angut, iki iri (çok iri) Saınt Bernard köpeğinin pençe- leri arasında ölüme çok yaklaş- tı. Haftalarca ağzına damlatılan sütü bile ememeden yan ölü yat- tı. Yaşama döndüğunde ürkek ve bezgin bir kedi olmuştu. Yine bahçelerde dolaşmayı denedi. Yine o iki iri Saınt Ber- nard köpeğıne yakalandı. Yine ölümcül yaralandı. Yine ölüm- den döndü ve içine kapandı. Öz- gürce dolaştığı bahçelere ardın- dan itilse bile çıkamıyordu. Dün- yayı pencereden seyreden biraz miskin, epey ürkek ve çok mah- zun bir kedi oldu. Oysa göçmen yaşamı. dur- muş oturmuş, güven veren, de- ğişıkliklerden uzak evler getir- mez. Bir Lufthansa uçağında, sahibinin ayaklannın dibinde kor- kuyla açılmış gözleri ve çok hız- lı atan küçücük yureği ile uzun bir yolculuk yaptı. Türkiye'deydi. Dilıni, huyunu bilmediği bir ülkede. Beylerbeyi Korusu'nda bır eve yerleştı. Yıl- lar sonra, ondan çok önce Tür- kıye'ye gelmiş olan. dört çocu- ğunun en "en şıllık, en hafifmeş- rep"\, Kedi Mektuplan'nın ikin- cil kahramanlanndan Kiıii ile kar- şılaştı. Ana kız birbirlerini tanımadı- lar. Kirli, Beylerbeyi Korusu'nda dört döner, yürekler yakar, koru- nun kulağı kesik erkek tekirleri, sarmanları ile alt alta, üst üste "hızlı bir yaşam" sürerken Nina Kedi koruyu yine pencereden seyreden, bir koltuktan ötekine üşenerek giden, kışın kalorifer radyatörunün üstündeki minde- rinde, yazın balkonun güneş vu- ran bir köşesinde uyuyan bir ke- di olmayı yeğledi. Eve gelen konuklann "Aaaa, meşhur Nina Kedi bumu? Aman pek de güzelmiş ayol" yollu ılgi- lerine omuz silkip geçtı. Röpor- taj yapmak için eve gelen ve fa- kat romanın yazarından çok ro- manın kahramanı Nina Kedi ile ilgilenen gazetecılere, foto mu- habirlerine de pek yüz vermedi. Çok uzun yaşadı. 19 yaşın- daydı. Insan yaşamına vurulur- sa 130 yıl yapıyor(muş). Yaşlılığın bütün zorluklarını ve sefilliklerinı tattı. Dökülen dişler, yalamakla düzelmeyen tüyler, titrek bacaklar, tutulamayan sal- yalar... Ama zifiri karanlık kürkünün içinde ışıyan yeşıl gözleri hep genç kaldı. Sonra bir gece yan- sı inatla, ısrarla, şirretlığe varan mıyavlamalarla dışan çıkmak is- tedi. Balkondan bahçeye geçti. Otların arasından yavaş yavaş uzaklaştı. Korunun bilinmeyen bir kuytusunda sessizce öldü. On yedı yıl insan yaşamında uzun bir süre. On yedi yıl ailenin dördüncü bireyi bellediğiniz, göç- menlik yaşamının hemen bütün eşıklerini birlikte geçtiğinız bır kedi ölünce acı duyarsınız. Ev- de ve sizde bir şeyler eksilmiş- tir. Onun yokluğunu bır türlü sin- diremezsiniz. Tutup onu bır koşe yazısına taşıyacak kadar kederlenirsıniz. Bır roman kahramanının, Nina Kedi'nin ölumunü okurla böluş- mek istersiniz. Sıze emanet edilmiş köşeyi "yanlış" kullandığınızı ileri süren kınamaları bile göze alırsınız... En hızlı, koalisyon 'aklar' MHP'li Koray Aydm hakkındakı soruşturma komisyonu, Ankara DGM'de361 sanıklı "Vurgun" davasının siyasi yansımasıydı. 5'e 10 iktidar çoğunluğuyla oluşturulan komisyon, örneğjne rastlanmayan bir hızla çalıştı. Üstelik, 60 günlük normal çalışma döneminin yalnızca 34 günü Meclis'in tatilde olmadığı döneme rastlıyordu. Bu günler içinde de 11 toplantı gerçekleştirildi. Koray Aydın'ın, bakanlık dönemindeki yolsuzluklarda payı olup olmadığmı "soruşturmak ıçın" dinlenen kişiler de ilgınçti: Başta Bayındırlık Müsteşan Ali Helvacı olmak üzere çeşitli suçlamalarla karşılaşan bürokratlar ve DGM'de sanık olup cezaevinde bulunan Sedat Aban. Sadrettin Dinçer gibı eski bürokratlar. Komisyon, bu bürokratlardan, birlikte çalıştıkları eski bakanı ve dolayısıyla kendılerinı suçlu gosterecek ıfadeler bekledi! Ifadeler tek bır ağızdan çıkmış gibi koşuttu ve her türlü savı yalanlayacak gerekçeler hazırlanmıştı. Komisyon, 2 aylık ek süreyı bile istemeye gerek görmeden parmak çoğunluğuyla "aklama" yolunu seçti. Bu sonuç kamu vicdanında ne kadar haklılık buldu bilinmez ama, komısyonun DSP'li Başkanı İbrahim Yavuz Bildik için övünç kaynağı oldu. llk kez bir soruşturma komisyonunun "süresinde bittiğini" gururla açıklayan Bildik, "Çokyoğun bir çalışma oldu. Herkesin, verdiği kararda vicdanının rahat olduğunu düşünüyorum. Benim de vicdanım rahat" dedı. Milletvekillerinın, DGM'den gelen onlarca dosyadan ne kadarını okumaya zamanları oldu bılemiyoruz. Ancak bu soruşturmadan "Yüce Divan" karan bekleyenlere, geçmiş dönemlerde "koalisyon uzlaşmasıyla" üstü kapatılan bazı soruşturma konulannı anımsatmakla yetıniyoruz: "Liderlenn malvartığı. Devlette çete oluşturmak. örtülû ödenek yolsuzluğu. Izmit Körfez Geçişi yolsuzluğu. POAŞ yolsuzluğu. Turizm alanlan yolsuzluğu, Karadeniz Sahil Yolu inşaatı yolsuzluğu. Turkcell-Telsım ihalesi usulsüzlüğü. SEKA arazisi yolsuzluğu. Kurtköy Havaalanı yolsuzluğu. SSK yolsuzluğu." Attan düşen pehlivan.... MHP'li Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, atlara olan düşkünlüğü ile tanınır. Mirzaoğlu'nun bu tutkusu sık sık başma dert açıyor. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin armağanı olan ata binerken düşen ve kolunu kıran Mirzaoğlu, bir süre kolu askılı gezdi.Geçenlerde yine aynı ata binerken bu kez yüzünü yaralayan Mirzaoğlu, yüzündeki bandajla partisinin grup toplantısında ilgi odağı oldu. Sorular üzerine durumu açıklamaya koyulan Mirzaoğlu, "Bu atın bana eüiğini başka kimse etmedi" diye yakınınca, milletvekilleri takıldı: "At, Demirel'in hediyesi değil mi? Onun için sana muhalefet ediyor olmasın?" Izmir Milletvekili Yusuf Kırkpınar ise olaya farklı bir yorum getirdi: "Sayın Bakan, ata binmesini bilmiyorsanız niye o kadar ısrar ediyorsunuz." Mirzaoğlu, "Ben de sizin 'Geçmiş olsun' diyeceğinizi sanmıştım" deyince, Kırkpınar dayanamadı: "Ee, bir 'geçmiş olsun', iki 'geçmiş olsun' bu böyle olmaz ki.. o zaman ata binmeyin!" İstanbullu vekilin Diyarbakır jesti... istanbul'dan Ankara'ya gelmek üzere terminale giden AKP Grup Başkanvekili Mehmet Ali Şahin, yeğenı bilet işlemleri için uğraşırken fırmalann önünde bekler. Şahin, fark etmeden Diyarbakır Sur firmasının önünde durmuştur. Bir fiıma görevlisinin "Ankara... Ankara" bağınşına yönelen iki müşteri bilet almak ıstediğini söyler. Bankoya doğru gıderken "Hangı firma" diye soran müşteriler, Diyarbakır adını duyunca hızla geri dönerler. Sonrasını Mehmet Ali Şahin'den dinleyelim: "Yolcuiar bankodan uzaklaşınca görevli çocuk çok etkilendi. Fazlasıyla üzüldüğünü anladım. Sonra peşlerinden koşup yolculan durdurdu ve 'Ağabey. gerçekten bilet almanız için söylemiyorum, almayın, ama nıye bu kadar aynmcısınız? Dıyarbakır'a gıtmeyeceksınız, Ankara'ya gıdeceksiniz. Biz bu vatanın evladı değil miyiz?' diye sitemli sözlerini sürdürdü. Yolcuiar çocuğu tersleyerek yürüdü gitti." Bunun üzerine başka firmadan olan biletıni iptal ettiren Mehmet Ali Şahin. Diyarbakır firmasının bankosuna gider ve "Aynmcılığı gözümle gördüm, kulağımla duydum. Istanbul Milletvekili olarak Diyarbakır firmasıyla gideceğim" der. Şahin, olayı arkadaşlarına aktanrken, "Sıkıntılann temelinde o bölgeden kaynaklanan hatalar olduğu gibi. bu tür aynmlar da var. Bütünlük ve banş için her vatandaşın üzerine düşen görevler var. Yoksa zıtlaşma kangrene dönüşür" dıyor. Baskının böylesi... Insan Haklannı Inceleme Komisyonu'nun aldığı karar uyannca komisyon üyesi milletvekilleri karakol, huzurevi ve yurt denetimlerine başladı. Bir grup milletvekili de bu kapsamda Antalya'nın yolunu tuttu. Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne gece yarısı giden milletvekilleri, Meclis'ten geldiklerini ve denetim yapacaklannı söylediler. Amaç baskın yapmaktı ama pek de öyle olmadı. Yetkililer, konuyla ilgili bilgilerinin olmadığmı, önce amirlerine sormaları gerektiğini belirttüer. Bir salona alman milletvekillerine çay ve kahve ikram edilirken, Ankara'yla telefon trafiği başladı. Önce Emniyet Genel Müdürlüğü arandı. Emniyet Genel Müdürlüğü de TBMM Koruma Müdürlüğü'ne başvurdu. Işin içinden çıkılamayınca, Komisyon Başkanı Hüseyin Akgül evinden uyandınldı ve konuyla ilgili bilgi soruldu. Akgül, denetimi onaylaytnca bu kez telefon trafiği tersine döndü. TBMM Emniyeti, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, Emniyet Genel Müdürlüğü de Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne durumu bildirdi. Milletvekilleri "baskın denetime" başladıklarında saatler gece yansını çoktan geçmişti... 312'nin c besin değeri' TBMM'de geçen haflanın en önemli gündem maddesı, uzun tartışmalardan sonra çıkan uyum tasansıydı. Gazeteciler "MHP'siz uzlaşmayı" ANAP Grup Başkanvekili Nihat Gökbulut'a sordu. Gokbulut. gülümseyerek yanıt verdı: "Meseleyi buzdolabından aldık, mikrodalga fınna koyduk.. hemen çözüldü." Konuşmayı dinleyen bir gazeteci, "önce sıcak sıcak tartıştınız, sonra dondurdunuz, daha sonra şok ısıtmayla çözdünüz.. tasannın besın değeri kaybolmadı mı" diye sordu. Gokbulut, konuyu kapattı: "Boşver canım, karnımız doyuyorya.. ona bak." Tiirey Köse, Emine Kaplan. Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş tbmnKum(« trnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle