Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET t0ŞUBAT2002PAZ
HABERLER
BURSA(AA)-20O2
Dağlar Yılı nedeniyle 3.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar
arusına Devlet Bakanı
Fikret Ünlü ile birlikte
Uludağ'a tırmanacak
dağcılardün Bursa'daki
Atatürk Anıh'na çelenk
koydu. Anıta çelenk
koyarak saygı duruşunda
bulunan dağcılar, daha
sonra otobüslerle Uludağ'a
hareket ettı. Ikinci tırmanış
Uludağ'da Celal Bayar
anısına yapılıyor.
Vsnho f aohîo
5aylrapisyatırdı
• ADANA(AA)-
Antalya'da geçen yıl parkta
kız arkadaşıyla otururken
gasp amacıyla yanlarına
gelen 3 kjşı tarafından
öldürülen Mustafa
Karabacak"m gerçek faillen
Adana'da tespit edildi.
Cinayet zanlısı Servet Ç.
gözaltına alınırken
Karabacak'ın yanındaki kız
arkadaşı Zehra D'nin teşhisi
sonucu. Izzertin ~~
Vuraloğlu'nun (29)
yakalanarak 5 ay önce
tutuklandıgı öğrenildi.
İzgTye fahri
doktoraunvam
• BAKÛ(AA)-
Azerba>
r
can'da temaslannj
sürdüren TBMM Başkanı
Ömer Izgi'ye Bakû Devlet
Üniversitesi Senatosu
tarafindan fahri doktora
unvanı venldi. Oniversitede
düzenlenen törene katılan
tzgi'nin kep ve cüppesini
giydiren Rektör Abel
Muharremov, a}Tica
TBMM Başkanı'nın
resmedildiği bır plaketi de
kendisine takdım etti.
hmaf8yaşmdaki
çocuğu oldurdu
İAFYON(AA)-Afyon
Merkez ilçeye bağlı
Halımoru köyıi
yakınlannda çimento
fabrikasına hammadde
sağlanan bir taş ocağında
kayalann parçalanması için
ctün dinamit kullanıldı. Taş
ocağına 600 metre
mesafedeki evlerinin
bahçesinde oynayan
Halımoru İlköğretira Okulu
2. sınıf öğrencisi E A (8).
sırtına isabet eden taş
nedenıyle hayatını kaybetti.
Yasemin Kurfun
katifi yakaiandı
• İstanbul Haber Senisi -
Biiyükçekmece'de önceki
gûn 13 yerinden bıçakJanan
Yasemin Kurt'u, terk ettiği
iınam nıkâhiı eşinin
o|lunun öldürdüğü
belirlendi. 2 ay kadar önce
imam nikâhlı eşini terk
eden Yasemin Kurt'un
evıne olay gecesi konuşmak
amacıyla gittiğini savunan
Erkan Çamoğlu'nun (19)
Kurt'u bıçakladığını itiraf
ettiği bildirildi.
Usefikıziar
hâlâkayıp
• YALOVA(AA)-
Yalova'da karne almak
üzere aynldıklan evlerine
önceki akşam dönmeyen
lise öğrencisi iki genç kız.
dün yapılan aramalara
rağmen bulunamadı Yalova
Ticaret Lisesi 2. sınıf
öğrencilennden G.G. ve
E.K'yi arama çalışmalarının
sürdürüldüğü bıldinldi.
Eşsizbir hayathikâyesi
Gazeteci-yazar WîlfySperco'nun yazdığı "Mustafa KemalAtatürk
99
adlı
kitap, Zeki ÇelikkoVun çevirisiyle Türk okurlannın beğenisine sunuldu.
BAHAR TANRISEVER
ANKARA - Avrupalı gazeteci-
yazar WiDy Sperco nun, bizzat
tanık olduğu Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyet'in kuruluşunu anlattığı
"Mustafa Kemal Atatürk" adlı
kitabı, emekli büyükelçi Zeki
Çelikkol'un çevirisiyle Türk
okurlannın beğenisine sunuldu.
Birinci Dünya Savaşı'nın son
günlerinde îzmir'e yerleşen ve yeni
Türkiye için gösterilen çabalan
yakından izleyen Sperco kitabmda
Atatürk'ü, "kendisine rağmen
diktatör" olarak tanımlıyor. Zeki
Çelikkol, Sperco'nun tanımına
katılırken, bu durumun
zorunluluktan kaynaklandığına
işaret ederek "Şayet .Mustafa
Kemal Öyle davranrnamış olsa idS,
asıriann ihmali sonucu bir ortaçağ
toplumuna dönüşmüs olan miiletini,
bu kadar kısa bir zaman içinde
nasıl medeni milletler düzeyûıe
çıkarabüirdi Id?" diyor.
Emekli büyükelçi Zeki Çelikkol,
Fransızca'dan Türkçe'ye çevirdiği
Willy Sperco'nun kitabına yönelik
sorulanmızı şöyle yanıtladı:
Sevgl ve şükran
- Mustafa Kemal Atatürk adlı
kitabı Türkçe'ye çevirmenizin
nedenJerini anlabr mısınız...
- Atatürk devrimierine ve onun en
büyük eseri Cumhuriyet'e inanan
ve bağlı olan her Türk insanı gibi
onun için beslediğim derin sevgi,
hayranlık ve şükran duygulanm
beni bu kitabı tercüme edip,
devrimlerini büyük bir inançla
emanet ettiği Türk gençliğine ve
milletime sunmaya sevketti.
Aslında bundan Önceki Atatürk ile
ilgili diğer üç çevirimi de aynı
duygu ve düşüncelerle yaptun.
- Vazann Atatürk'ün yaşamı, Mflfi
Mücadele dönemi, Cumhuriyet'in
kuruiuşu ve devrimlere yönelik
bakışını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Yazann gençlik dönemine ait
bilgileri daha ziyade Mustafa
Kemal'in kendi anlattıklannı
zikretmek suretiyle nakletmesi
kitaba, insanı sürekJeyen ayn
bir çeşni vermiştir. Birinci
Dünya Savaşı 'nın sonlanna
doğru, doğduğu şehir
Izmir'e yerleşmiş ve ulusal
direnişin doğuşuna şahit
olmuş, bu direnişin
Mustafa Kemal ve
arkadaşlannca başanlı bir
Kurtuluş Savaşı 'na
dönüştürüldüğünü görmüş ve nice
müşkillerle Cumhuriyeti kurmuş ve
devrimleri gerçekJeştirmiş
olduklarını yakından izlemiş olan
yazar, Mustafa Kemal'in bütün bu
dönem içinde cesurâne bir şekilde
mücadeleye girişinin ve ateşli
vatanseverliğinin hayranıdır.
- Yazann, Atatürk'ü "kendisine
rağmen diktatör" olarak
tanunlamasın] yorumlar mısınız?
- Sperco'nun yapmış olduğu yorum
yerindedir. Ama önce şu suali
sormak doğru olur. Mustafa Kemal
gerçekten bir diktatör müydü?
Buna şartlann değişkenliği
çerçevesinde hem evet hem hayır
diyebiliriz. Bu o zaman yurtiçinde
ve yurtdışında da çok tartışılmış bir
konudur. Fransız yazar Akxandre
Jevakhoff, Kemal Atatürk adh
kitabmda onun diktatörlüğü
konusunda yaptığı tahlilde,
"1930'Iarın ilk yıllannda Roma,
Berlin ve Moskova'da olup bitenleri
takip eden Mustafa Kemal'e yakın
aydmlann pek çoğunun daha sıkı
bir rejime övgü yağdırırken,
bazüarının da 19. yüzyıhn klasik
demokrasisinin artık eskidiğini
söyleyerek güdümtii bir rejün tekHf
etüklerini belirtir. Zira, henüz çok
genç olan rejimi yerü yerine
oturtmak için bunun gerekh"
olduğunun" altını çizer. Ama
Mustafa Kemal bu tarz diktatörce
davranışlan hiç benimsemez.
Kendisinin o dönemin diktatörleri
Hitler, .Mussolini, Stalin ile
kıyaslanmasından hoşlanmadığını
hep vurgular.
1935'te bir Amerikah gazeteci
Mustafa Kemal'in "Ben diktatör
değflun, ben hükümetin. halkuı
gönlünü kırmasınj değil,
kazanmasını istiyorum" dediğini
yazar, Öte yandan Fransız Prof.
Paul Dumont da, "Mustafa Kemal"
adlı eserinde. Mustafa KemaJ'in
Cumhurbaşkanı olarak Türkiye 'nin
• Emekli büyükelçi Zeki Çelikkol, Willy Sperco'nun kitabını 44 yıl sonra Türkçeye
çevirmesinin nedenini şöyle anlatıyor: "Atatürk devrimierine ve onun en büyük eseri
Cumhuriyet'e inanan ve bağlı olan her Türk insanı gibi onun için beslediğim derin
sevgi, hayranlık ve şükran duygulanm beni bu kitabı tercüme edip, devrimlerini
büyük bir inançla emanet ettiği Türk gençliğine ve milletime sunmaya sevk etti."
baştnda bulunduğu 15 yıl boyunca
uyguladığı rejimi "güçlü bir rejim"
olarak niteler, pek çok gözlemcinin
diktatörlüğü, kaçınılması imkânsız
bir olgu olarak sunmakta tereddüt
etmediğüıi söyler.
1928'de Fransız Le Temps gazetesi
şöyle yazar:
"Diktatörlük, durumun icabı Devlet
Başkanı'nca uygulanmaktadır.
Mustafa Kemal baska türtü
davranamazdı... Mustafa
Kemal, asırlardır Suhanın
keyfî idaresi altında kalnuş
olan Türk halkının, uzun
bir hazırhk dönemi
geçirmeden tam
demokratik hayata
geçemeyeceğinin
farkma varmıştır. Eğer
diktatörlük varsa,
bunun gerekü
olduğunu da kabul
ermek yerinde olacakür.
Hem öyle ki, Mustafa
Kemal istememiş olsa
idi bik olaylar bunu
gerektirecektL.."
Bu görüşlerde çok
büyük bir gerçek payı
olduğu ınancındayım.
- Ama aynı zamanda çok
partili demokrasiye geçmek
için bazj girisimler de
sergikndi.-
- Aslında Mustafa Kemal'in
gönlünde yatan şeyin
miiletini en kjsa zamanda
çok partili demokratik
hayata geçirmek
olduğundan en ufak
bir şüphem yoktur.
Bunun için 1924'te
Terakkiperver
Cumhuriyet
Fırkası 'nın bir
muhalefet
partisi olarak
kurulmasını,
raytna oturmuştu. Arkadaşı Fethi
Bey'e kurdurduğu Serbest
Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet
rejimine sadık ve laik olacaktı.
Bunlar onun demokrasiye inancının
en yüce örneklenydi.
Ancak bu defa da rejim, laiklik ve
devrim karşıtlan buraya sızarak
gırişilmış olan bu demokratik
atıhmın daha başında sona
asıriann ihmali sonucu bir ortaçağ
toplumuna dönüşmüş olan
miiletini, bu kadar kısa bir zaman
içinde nasıl medeni milletler
düzeyine çıkarabüirdi ki?
Ümmet olmayı, Sultanuı
tebaası olmayı sanki bır alın
yazısıymış gibi mütevekkilane
.1
. ustafa
Kemal "in hikâyesi,
yaşanıın her alanında
izini bıraknıış eşsiz bir
hayat hikayesidir.
SaAiuıduğu değerler
evTensellikleri
dolav ısıvla sadece
çağmın şartlanyla
kısıtlı değildir.
Dolavısıyla.
giintitnüzdc \v görülen
gelecekte çagdaşiığıııı
muhafaza edecek bu
fîkiıierin Türk
okuyucusuna şimdi
sunulması belki de
daha isabetli olnıııştur.
Tarihi hatalann pek
sık tekraıianmaya
başlandığı bu
zamanlarda
Atatürk'ün ve
dolavısıyla voktan
varedilnıiş bir ülkenin
hikayesini tekrar \ e
daha da dikkatli
okumak, karşılaşılan
engellerin daha etkin
\ e akılcı bir biçinıde
aşılnıasına \esile olur.
Cumhuriyet yönetimini yaşatmak
ve demokrasinin gelişmesini
sağlamak için memnuniyetle
karşılamıştı. Ne yazık ki,
devrimlere karşı gerici kitlenüı bu
fırkanın içine sızması ve aynca
Musul meselesi yüzünden de
bunlann dış kışkırtmalann aleti
haline gelmesiyle bu teşebbüs
başanlı olamadı. Sonuç, acı bir
tecrübe idi.
Yalnız, Mustafa Kemal, "en büviik
eserûn ve ebediyyen yaşayacaknr"
dediği Cumhuriyetin mutlaka çok
Demolcratflc bir cumhuriyet
partili, demokratik bir Cumhuriyet
olmasını istiyordu. 1930'lu yıllara
gelindiğinde Türk miiletini
"muasır medeniyet seviyesine"
çıkaracak devrimlerin büyük bir
kısmı tamamlanmıştı. Artık çok
partili hayata geçilebilirdi. Rejim
ermesine sebep olacaklardır. Bu
tarihten ölümüne kadar Mustafa
Kemal Atatürk daha sonraki
de\Tİmleri, arzusu hilâfma, tek
partili rejimle gerçek]eştirmek
zorunda
kalacaktır. Tabiatıyla, olaylann
bu şekilde akjşı karşısında,
Willy Sperco da Mustafa
Kemal Atatürk adlı kitabmda
çağdaşlan Hitler, Mussolini,
Stalin, Franco gibi diktatörlerin
aksine, Mustafa Kemal'in
"kendisine rağmen diktatör"
olduğu sonucuna varacaktır.
Bu durum şartlann doğurduğu
zaruretten kaynaklanmıştı.
Zira, ikı tecrübe de başansız
olmuş ve her defasında fırsat
kollayan devrim karşıtı güçler
sahneye çıkmıştır (Şeyh Sait
isyanı, Menemen olaylan vb).
Şayet Mustafa Kemal
öyle davranmamış olsa idi,
115 yıltfa bittün devrlmler
kabul etmiş bir halkı nasıl
silkeleyip milliyet şuuru aşılayarak,
Sultanın tebaası olmaktan
Cumhuriyetin hür vatandaşlığına
yüceltebilirdi ki? Batı'ya
asırlar boyu pek çok kan ve
gözyaşına malolmuş olan
toplumsal devrimieri, 15 yıl
gibi inanılması imkânsız kısa
bir zaman içinde nasıl
gerçekleştirebilirdi ki? Şayet
öyle davranmasaydı örf ve
âdetlerde inkılâbı nasıl kabul
ettirebilir, nasıl çağdaş bir toplum
yaratabilir, Türk miiletini nasıl
"muasır medeniyet sevjyesine"
çıkarabüirdi ki?
Evet bence Mustafa Kemal
ulusu için en doğru olanı yapmış,
demokratik çok partili hayata
geçmeyi gönülden arzu etmesine
rağmen W Sperco'nun dediği
gibi "kendisine rağmen
diktatör" olmuştur.
Ama Mustafa Kemal'i
diğerlerinden ayıran
en önemli husus,
hiçbır zaman
ihtiraslarının kurbanı
olmamasıdır.
Meseleye, çağdaşlan
Hitler ve Mussolini
yönünden
yaklaşıldığında bu
iki diktatörün
dizginleyemedikleri
ihtiraslarının kurbanı
olduklan görülür.
Atatürk, neyi ne
zaman yapmak
gerektiğini çok iyi ve
isabetle takdir e
debilen eşsiz bir
devrim adamıydı.
Boş hayaller peşinde
koşmamış, nerede
durması gerektiğini çok
iyı bilmiştir.
fnkilâplannı, ulusunun
menfaatına, akılcı bir
biçimde
gerçekleştirmiştir.
Bunlan yaparken, kendi
demokratik kişiliğine
rağmen, şartlann
gerektirdiği biçimde
zamanı geldiğinde
dayatmış hatta tehditkâr
olmuştur. Fakat bunu
600 küsur yıllık bir
imparatorluğun
enkazmdan laik ve
demokratik bir
Cumhuriyet yaratmak
için yapmıştır.
-1958yıhnda
yayunlanan Idtabuı
Türk ya>in hayaona
geç kazandınldığını
düşünüyor musunuz?
- Doğrudur, böyle
değerli bir eserin 44
yıl gibi çok uzun bir süre
sonra Türk toplumuna
kazandınlması bir
eksikliktir.
Ama Mustafa Kemal'in
hikâyesi, yaşamın her alanında
izini
bırakrnış eşsiz bir hayat
hikâyesidir. Savunduğu
değerier evTenselIüderi
dolayısıyla sadece çağınuı
şartlanyla kısıtlı değildir.
Dolayısıyla, günümüzde ve
görülen gelecekte çağdaşlığını
muhafaza edecek bu fikirlerin
Türk okuyucusuna şimdi
sunulması belki de daha isabetli
olmuştur diye düşünüyorum.
Umanm ki. tarihi hatalann pek sık
tekrarlanmaya başlandığı bu
zamanlarda Atatürk'ün ve
dolayısıyla yoktan varedilmiş bir
ülkenin hikâ yesini tekrar ve
daha da dikkatli okumak,
karşılaşılan engellerin daha etkin
ve akılcı bir biçimde aşılmasına
vesile olur. Bu en samimi
dileğimdir.
PAZAR
ORHAN BURSALI
Chomsky Büyük Bilimc
Bu hafta ülkemizde dünya bilimi açısından ço
önemli, hatta bilimın en ağırtoplanndan bir konc
ğu ağırlayacağız: Noam Chomsky.
Kür+leri Türkiye asimile ediyor, dediği krtab) marı
kemeye verildiği için, 74 yaşındakı bu delifişek, bız
zat yargılamada hazır bulunmak vesilesiyle kalkif
Türkiye'ye geliyor.
İçin için gülüyorum ve Chomsky'ye şapka çıkar
tıyonım!
Çünkü tam bir mizah ustalığı sergiliyor ve kim-
bilir de ne eğleniyordur!
Ben, Chomsky'nin böyle bir vesileyle bile gel-
miş olmasından çok memnunum.
Türkiye Devleti ve hükümetini temsilen, uygar
birileri, hatta Chomsky'yi havaalanında karşıla-
malıdır. Türkiye Bilimler Akademisi de, ona hoş-
geldin demelidir.
Chomsky'ye kızılmaz.
O dünya çapında "dokunulmazlığr olan çok
saygın bir bilim insanıdır.
ABD'nin en saygın üniversitesi MIT'de 50 yıldır
kürsü sahibidir, ama kendi hükümetine ve devle-
tine de emperyalist diye saldınr. Sadece ABD için
değil, dünyada çeşitli iktidarlar açısından da iflah
olmaz bir "baş be/âsrdtr!
• • •
Peki de Chomsky bu gücü nereden alıyor?
Dilbilim, matematik ve felsefe okuyan Chomsky,
dilbilim'in belki de Einstein'i düzeyinde bir bi-
lim insanı. 1957 yılında ortaya attığı, 1960 ve 70'ler-
de geliştirdiği "üretici-dönüşümsel" dil kuramı,
dilbilim araştırmalarında ve tartışmalarında dev-
rim yarattj.
Chomsky, dünyada konuşulan bütün dillerin or-
tak yapılanna dikkat çekti, hepsinin bir kurallar
bütünlüğüne sahip olduğunu, ancak insanın bu ku-
rallann bilincinde olmadan konuşmayı öğrendiği-
ni ve dilin gramer yapısına uygun cümlelerkurdu-
ğunu söyledi. Peki insan bu kurallan hiç bilmeden
ve düşünmeden nasıl konuşuyordu?
Bu konuda Chomsky'den önceki genel kabul gö-
ren görüş, daha çok, bebeğın çevresinden bu ye-
teneğt öğrendiği bıçimindeydi.
Chomsky'ye göre bütün insanlann, beyinlerin-
de örtük bir şekilde var olan bir dilbilgisel sistem-
le doğar. Bu yeti, her insana, kendi ana dilınde, o
güne kadar "bilmediği, işitmediği ve söylemedi-
ği bütün cümleleri üretebilme ve onlan anlaya-
bilme imkânını verir".
Çocukhangi milliyettedoğarsadoğsun, herdi-
li öğrenme yeteneğine sahiptir. "Çocuğun diliöğ-
renmesi, duyduğu cümlelerin basit tekran ve tak-
lidiyle olmaz. O, dilin ilkelerini anlayacak ve ken-
di kendine yeni cümleler üretecekyetenekîedir."
Bu açıdan insan "benzersiz birzihinsel örgü"ye
sahiptir.
Chomsky, daha sonra dilin yapısına ilişkin man-
tıksaf ve matematiksel modeller ortaya koydu. Di-
lin "yaratıcıgücüne", vebireyin "zekâsınınolağa-
nüstü" özelliğine işaret etti. Dilin işleyiş mekaniz-
malannı ve kuramlarını "betimlemek"\e yetinme-
yerek bunlan "açıklayıcı" aşamaya geçti.
Aynca, dillerin evrensel özelliklerine dikkat çek-
ti. Bütün dillerin temel dilsel kurallan olduğunu ve
insanın da bu kurallan doğuştan yetisiyle hemen
kavrayabildiğini, ve sonsuz sayıda doğru cümle
üreten dinamizme sahip olduğunu gösterdi.
• • •
Chomsky'nin kuramı, dil öğrenimi, psikoloji-psi-
kiyatri çalışmalannda önemli değişikliklere ve ye-
ni çalışmalara yol açtı.
Fakat günümüzde en sürpriz gelişme,
Chomsky'nin dil yetisinin doğuştan geldiği kura-
mının, genetik izterinin bulunması oldu.
Bir Ingiliz ailesinde yaşanan konuşma bozuklu-
ğuna bazı genlerdeki hatalann yol açtığı saptan-
dı. Bu ailenin üç kuşak bıreyleri birbirlerini anla-
makta zoriuk çekıyorlardı. Oxford'da moleküler
biyolog Tony Monaco ve arkadaşları, 7. kromo-
zom üzerinde Speechi adını verdikleri hatalı bir
gen saptadılar(Cumhuriyet Bilim Teknik, sayı 775)
ve insanın konuşma yetisiyle doğduğunu ortaya
atan Chomsky'nin tezini biyo/ojik olarak doğrulan-
masına kapı açtılar.
• • •
Dil yetisi madem kalıtsal ve genetik özellik ta-
şıyor ve konuşma insan denen yaratığın en önem-
li ve ayırt edici özelliğidir... Molekü/se/, biyolojik bir
yapıya sahiptir....
O halde: Dil yetisine apayn bir organ olarak ba-
kılabilir. İnsanı insan yapan en önemli organ hat-
ta. Tıpkı görme, duyma, işitme, dokunma, koku
alma organları gibi, hem onlann ötesinde ve üs-
tünde hem bir kısmıyla birlikte çalışan hem de on-
lardan bağımsız var olan...
Dil yetisi çok üstün doğanlar var. Belki genetik
bunlann genlerini bulacak ve bu özelliği herkese
aşılayabilecek!
Hangi nedenle olursa olsun, hoşgeldin büyük
dil kuramcısı!...
(Kitaplar: "Dilbilim Akımları- Zeynel Kıran;
XX. Yüzyıl Dilbilimi- Berke Vardar (TDK); XX. Yüz-
yılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları- Meh-
met Rıfat, (YKY)
obursalj@cumhuriyetcom.tr
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
Üyemiz, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ferit Bernay'm sevgili babalan
EMEV
BERNAY
vefat etmiştir.
Kederli ailesine başsağhğı dileriz.
AKADEMtSAMSUN
Samsun Akadcmik
Elemanlar Derneği