09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10ŞUBAT2002PAZAR HABERLER DTJNYADA BUGUN AÜSİRMEN Karae Sevgili, 16 milyon çocuğun karne aldığı bu cuma, TV'den haberteri izliyordum. Şimdi hangisi olduğunu anımsayamayacağım birokulda, karne alanlar gerçekten çocuklargi- bi şenditer. Içlerinden tombulca biri, ikinci ya da üçüncü sınıfta olmalı, elinde kamesini sallayarak dans ediyordu. Birden okulun ve çocukluk yıllanmın, karne he- yecanının ne kadar uzakta kaldığını hissettim ve farkına varmadan, yanm yüzyıldan öteye, Boğaz kıyısında, sobayla ısıtılmış sınıftaki aralık ayının bir cuma akşamına gideverdim. Saat 8 sulan olmalıydı, yemek sonrası etüdün- deydik. Dışarda lapa lapa kar yağıyordu. Ben içimde tarifsiz umutlar ve sevinçle, ünlü coğ- rafyacımız Faik Sabri Duran'ın yazdığı, "Bir Türk Kızının Şileple Amerika Seyahati"n\ okumaktay- dım. Roman keyfinde yazılmış, öğretici gezi ki- tabı sayesinde, Istanbul'dan New York'a biryol- culuğa çıkmıştım. Dışarda kar yağıyordu. Içerde ben kâh Napo- li'nin güneşi altında ısınıyor, kâh Okyanus'un dev dalgalanyla boğuşarak yola devam ediyordum. New York'a ayak basıp, ilk kez, şimdi adını unuttuğum Türk kızı ile düş gücümün yardımıy- la tırmandığım Empire State'in tepesine gerçek- ten tırmanmak için otuz yıl bekiemem gerekecek- ti. ••• Ertesi gün cumartesiydi. Karneyi alıp yılbaşı tatiline çıkacaktım. Aslında, düşsel Amerika seyahatini, Eskişehir yolculuğu ızleyecekti. Demiryolcu büyükbabam beni alacak, Haydarpaşa'dan trene binip, kadi- fe kaplı acem vagonlanndan birinde, Eskişehir'e doğru yola çıkacak, gara indiğimizde çok geç ol- masına ve Orta Anadolu'nun dondurucu kış so- ğuğuna karşın peronda, Ankara Ekspresi'nin gel- mesini bekleyen salepçilerden uyku mahmurlu- ğuyla salep içip, birkaç yüz metre ötedeki DDY Yeni Lojmanlan'na yürüyecektik. Aklım uzun şileple Amerika seyahati ile sekiz saatlik trenle Eskişehir seyahati arasında gidip ge- liyor, Eskişehir'in bildikgöfüntüleriyleNevv York'un düş görüntüleri birbirlerinin üstüne düşüyordu. Yıllarsonra, yaptğım bir Eskişehir gezisinde dos- tum Mine Gözen ile Yeni Lojmanlar'a bir kez da- ha gidecek, hemen yandaki binada yanm yüzyıl öncenin kokusunu hissederek, Proust'un iki za- manı aynı anda yaşama veya zaman dışılık kav- ramını tadacaktım. Ama aynı duyguyu, ilk karneyi aldığım Boğaz kıyısındaki okulda yaşamıyorum artık. Ders yılı içinde haftada en az bir kez gittiğim ve artık Galatasaray Üniversitesi olan binaya o kadarçok girip çıktım ki, boyle birolayı yaşamam imkânsızlaştı. Yazann da belirttiği gibi, çok tek- rarlanan olay böyle bir duyguya el vermiyor. • • • Bütün bu düşünceler o kadar hızla akıp gitti ki kafamda, tekrar günümüze döndüğümde, şişman çocuk hâlâ gülerek dans ediyordu ekranda. Çocuğun neşesi ve güler yüzlülüğü çekmişti il- gimi. Ama belki de görüntüdeki ilginç öykü o değil, karnesi kötü olduğu için köşede durup somur- tan, içindeki karabasanlaryüzüne vuran ama be- nim farkına bile varamadığım bir çocuktu. OktayAkbal "Sair Dostlanm"ûa, Sait Faik ile ilgili bir anısını anlatır. özel yaşamında ters bir adam olan münzevi Sa- it Faik, Boğaz'da yaptıklan bir vapur gezisi sıra- sında, Anadoluhisan Iskelesi'ndedurduklannda, vapurdan içi görünen kahveyi göstererek Oktay Akbal'a sorar: - Hikâyeci olacaksın, söyle bakalım bana bu kah- vede hikâye nerede?... OktayAkbal kâğıt oynayanlann, konuşanlann, tavlada birbirlerini kızdıranlann öykülerini kurgu- lar. Sait Faik suratını buruşturur, - Yok yok olmadı, der. Bak işte hikâye orada. Gösterdiği, sobanın önüne tek başına otur- muş, dalgın dalgın düşünen bir adamdır. Sevgili, sana neleri anlattım da hiç karnem- den, karnelerimden söz açmadım. Doğaldır, ben okuldayken karneyi değil, tatili se- verdim. İP Cenel Baskanı Perincek: Fogg, ulusol devletin tasfiyesini hedefliyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - ÎP Genel Başkanı DoğuPerinçek, AB Türkiye Temsücisi KarenFogg'un internet- ten gönderdiği ve "tep- Id örgütieme" talimatı içerdiğıni savladığı ya- zışmalannı açıkladı. Pe- rinçek, "Bu yazışmalar Fogg'un bir mini paket operasyonu yürüttüğü- nö bdgethor. Operasyo- nuntaktikhedeflyenisi- yasi parti kurutaıası ve başbakan değişikliği. Stratejik hedefi ise uhı- sal devletin ve laikHğm tasfiyesi" dedi. Perincek düzenlediği basın toplantısında, Fogg'un TBMM'de uyum yasalannın kabul edildiği 7 Şubat 2002 gecesi Adriaan Van Der Meer'e gönderdiği ya- zısmda,"HOR'ninsert çıkışlan daha önce bfl- dflderimin hepsinden da- ha güçJü. TBMM tarüs- malan veerken saatier- deki TV tarüşma prog- ramlannda haddi bildi- rfldL Kamuoyunu ku- tuplaşürmave adadald- ler dahil bfitûo şebeke- mizin çöpe anlması giri- şinıinin ilginç işareti. Bi- zim için mahrera ve tek- nik kalmak iyidir. GV ikna edüebiKr mL" gö- rûşlerini dile getirdiği- ni anlattı. Perincek, Fogg'un yazasında «HOR"harfleriylekod- lananın Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer olduğunu belirterek u HOR,HeadofRepub- lic sözcüklerinin baş barflerinden oluşturui- muştur. Dahası haddini bfldSrme eykmi mffletve- kflkrivegazetecikrar»- cıhğıyla gerçekleştiril- mektedir" dedi. Perincek, AB Türki- ye temsücisi Karen Fogg'un derhal sınırdı- şı edilmesini de istedi. Personel fazlası diye 391 kişi başka kurumlara gönderildi, ardından boşalan kadrolara yenileri alındı Et Balık atamaköprüsüSERTAÇEŞ ANKARA - Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) raporu, özelleştirme kapsamında yer alan Et Balık Kurumu'nun (EBK), yeni kad- ro açmak ve başka kurumlara geçiş için "köprü" olarak kullanıldığını or- taya koydu. Kurum, 2000 yılında "ge- reksinim fazlası" olduğu gerekçesiy- le 391 kişiyi başka kurumlara gönde- rirken, boşalan kadrolara da yeni alım- lar yapıldığı belirlendi. Alnıan yeni personel ise daha fazla maaş alabile- cekleri TBMM ve Devlet Bakanlı- ğı'nda görevlendirildi. Ök önce kurum- da ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle ve- teriner ve normal büro memurları •Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlan, özelleştirme kapsamındaki EBK'deki personel kayırmasını ortaya çıkardı. EBK, başka kurumlara atama için "köprii" olarak kullanılmış. gönderildi, sonra aynı meslekten ça- lışanlar kuruma açıktan atandı Başbakanlık YDK özelleştirme kap- samındaki KTT'lerden EBK'deki per- sonel kayırmasını ortaya çıkardı. YDK'nin raporunda, 2000 yılında fazla istihdam gerekçesiyle aralann- da veteriner, sağlık teknisyeni, mühen- dis ve memurun yeraldığı 391 kişi baş- ka kurumlarda görevlendirilmesi için Devlet Personel BaşkanlığVna (DPB) başvuruldu. DPB bu çalışanlann ata- malannı diğer kurumlara yaptı. Bu ata- malann ardından kurumda ihtiyaç ol- duğu ve nitelikli personel alınacağı ge- rekçesiyle 29 kişinin sözleşmeli ola- rak çalıştınlması için DPB'ye baş- vuruda bulunuldu. Başvuruda daha önce ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle başka kurumlaragönderilen vetermer- lerin yerine atama yapılacağunn bil- dirilmesi kurumda gerçekleştirilen "personel dokturboşaltmı" ortaya çı- kardı. Iznin çıkmasunn ardından da- ha önce başka kurumlara gönderilen veterinerlere karşın 10 veterinerin ve büro memurunun ataması yapıldı. Rapora göre, kurumda gereksinim olmasma karşın çalışanlann başka kurumlara gönderilmesi, ardından yerlerine yenilerinin ahranasıyla da ye- tiniünedi. Gereksinim olduğu gerek- çesiyle kuruma sonradan atananlann bir kısmınm Devlet Bakanlığı ve TBMM'de görevlendirildiğine dik- kat çekilen raporda, "Nitelikli perso- nel atamıyapdacağı betirtümesine rağ- men memur olarak ahnanlann bir kısmının branş niteliklerinde obna- (bğı anbyılmışfır. Açıktan atananlar- dan şirket dışındaistihdamedOen 1 zi- raat mühendisi, 1 veterioer ve 6 me- murun acilen ihthacı olan birimler- degörevündirilıneazonınhıdur'* den- di. Raporda, özelleştirme kapsamın- da olan kurumdaki aşın istihdam bas- kısı nedeniyle dönem ve bilanço za- rarlannın da sürekli arttığına dikkat çekildi. Raporda, "Şirketin yeni per- sonel istihdamı yerine, önceükle üre- time katkjsı olmayan, büro hizmeti >apan. başka kurum ve kuruluşlarda çahşan gerekli bilgL, beceri ve niteüği buhınmayanpersooeüntasfiyesEm saf- laması zorunludur" değerlendirme- si yapıldı. Haber-Sen secimi Emek Platformu MHP'yi kmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emek Platformu, Haber-Sen'in ge- nel başkanhk seçinüne MHP'rün mü- dahalesine tepki gösterdi. Platform, MHP'yi ima ederek siyasi partilerin iktidar gücünü kullanarak tehdit ve baskılarla çalışanlann örgütlenmele- rine müdahalesini knıadı. Emek Platformu Başkanlar Kuru- lu bildirisinde, sorunlann her geçen gün daha da derinieştiği, sorunlann azaldığı konusunda yapılan bildiri- lerin gerçeklikle temelden çeliştiğı vurgulandı. Uygulanan IMF programlanyla, bağunsızlığuı ve ulusal egemenliğin zedelendiği ve Türkiye'nin gelece- ğinin ipotek altına alındığı kaydedi- len bildiride, "Tûrkije'nin sorunla- n IMF programlanyla degiL Emek Platformu AJternatif ProgramTnda yer alan politikalarla çözülebilir'' de- nildi. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin pa- ralı hale getirilmesine karşı çıkıhna- sı gerektiği belirtilen bildiride, "Sağ- hkta giderek artan sorunlann çözfi- mu kjin gereki admüaratdmahdır. tş- verenlerin baskılarrvia 9 a\dır sürün- cemede bırakılan iş gmencesi >asa ta- sansı derhalMeclis'e se>1<edüerekya- salastmlmahdır. Başta beledheier ve PTT olmak üzere kazanılnuş hakla- n geri ahna\a yönetik adımlardan vazgeçümetklir" denildi. Madencikrin yüriiyüş ve mitingüıe eşleri ve çocuklan da katldL (Fotoğraf: AA) 400 sendikalı işçinin atılması protesto edildi Madenci iş için yürüdü BOLU (Cumhuriyet) - Bolu'nun Mengen ilçesine bağlı Gökçesu beldesindeki maden ocaklannda çahşan 400 sendikalı işçinin iş- ten çıkanhnası üzerine dün miting ve yürü- yüş düzenlendi. Yürüyüşe çocuklan ve eş- leriyle katılan işçiler, "Yetti gari, bir günde ürettiguniz 180 milyon,bir ayda aküğmuz 140 mOyon" pankartı taşıdılar. Gökçesu beldesindeki Nuruflah Ercan'a ait maden ocaklannda çalışan sendikalı 400 işçinin işten çıkanlmasını protesto etmek amacıyla madenciler dün "Sendikasrdaşür- maya, işsüüğe ve yoksuBuğa karşı" yürüyüş ve mıtıng gerçekleştirdiler. Köprübaşı'nda toplanan madenciler, pazar yerine kadar yü- rüdüler. Yürüyüşe maden işçilerinin yam su-a eşleri ve çocuklan da katıldı. Işçilerin bazılannın eşleri ise kundaktaki bebeğini de destek için alana getirdi. Eylem dolayı- sıyla beldeye Mengen, Gerede. Pazarköy ve Yeniçağ ilçelerindenjandarma bırliklen tak- viye edildi. Belediye başkanları Ankara'da HADEPHkapatmak yeni sorunyaratır • Diyarbakır Belediye Başkanı Çelik, 1.5 milyon oy almış bir partiyi kapatmanın demokrasinin gelişmesini isteyenleri hayal kınklığına uğratacağını söyledi. ANK4RA(AA)- Diyarbakn" Belediye Başkanı Feridun ÇeBk HADEP'i kapatmanın Türkiye için yeni sorunlar yaratacağmı savundu. Çelik, parti genel merkezınde HADEP'Ii belediye başkanlan ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında, HADEP'in parlamentoya girmesinden kaygı duyulduğunu öne sürdü. HADEP'li yerel yöneticilerin sorumlu politikacı yaklaşunını ortaya koymaya özen gösterdiğini belirten Çehk, şöyle konuştu: "1.5 mihon oy almış HADEP'i kapatmak, Türkne'de demokrasi, insan haklaru temel hak ve özgürtüklerin gelişmesini arzula>an milvonJarda hayal lankhğı yaratacakür. Arük sorumlu davranma zamanıdu". Ulkevi zorlayacak, demokratikleşme sûrecini gerüetecek, banş ve hoşgörü havasını bozabilecek. söz, uygulama ve karaıîardan kacınmak gerekir. Sorunlann tüm yönleriyle \« her kesimce tartşılabfleceği özgür bir ortamı geliştirmek gerekiyor. HADEP'i kapatmak, bütün bu sürece set çekmek ve TürkKe'ıun geleceğuıi akamakar." Çelik, bir gazetecinin, "Seçimlerde ANAP De ittifaka gkme>i düşünüyor musunuz" sorusu üzerine de "Şu anda ö\1e bir şey yok gündemde. Bü, Türkiye'de demokratikleşmeden, ö^üıiükten yanayız ve toplumsal banşı sağlayacak tüm güçleıie ittifak, güçbirüği yapma konusunda kararbyız. Bizim temel hedefhniz, solda geniş bir birtiğûı oluşması ve bu birligin Türki>*'nin demokratikleşme çabalannahız vermesidh-" dedi. Sosyal Demokrasi Okulu basladı tstanbul Haber Servisi - Sosyal De- mokrasi Okulu'nun 6. dönemi, Bilgi Üniversitesi'nin Sıraselviler'deld yer- leşkesinde başladı. Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) ile Türkiye Sosyal Ekonomik ve Si- yasal Araştırmalar Vakfı'nın (TÜ- SES) birlikte açtıklan okul, 12 hafta sürecek. Sosyal Demokrasi Okulu'nun 5. dö- nem mezunlanna sertifikalannın ve- rilmesi ve 6. döneminin başlaması ne- deniyle düzenlenen toplantıda konu- şan TÜSES Vakfı Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar, okulun gördüğü ilgiden çok memnun olduklannı ve bu çalışmayı Anadolu'da da yaygın- laştırmak istediklerini söyledi. Cumhuriyel dev bir OrkeStra ve VOkal eşliginde bir caödas ozan [email protected] Gazetedeki haberin baş- lığı şöyle: "Kangal Kome- disi." Alt başlıkta ise şun- larsöyleniyor: "Bölücüte- rörörgütü PKK, Stvas 'la özdeşleşmiş dünyaca ünlü Kangal köpeklerini, 'Kürtterin milli köpeği' diye sahiplen- meye kalkıştı." Gazete, haberin baş- lığını "komedi" diyerek belirlemiş. Amabu komedi, "Buköpekkimin'tar- tışmasını başlatanlann mı, yoksa ga- zeteden anlaşıfdığı kadanyfa bir in- ternet sitesine Kangal köpeği için "Kurdish National Dog" yazanlann mı? Neyse bu soruyu bir yana bıraka- lım ve Kangal köpeğiyle ilgili tartışma- yı izleyelim: "PKK'ninbugirişimikar- şısında Kangal Belediye Başkanı Ah- met Polat, "Kangal bu yöreye özgû özellikler taşır. Kimse sahiplenme- sin" dedi. Kaymakamlık da Kangal köpeginin patentini almak için hare- kete geçti. Kaymakam Mehmet Sa- ncan, işlemlerin tamamlanmak üze- re olduğunu, önümüzdeki hafta Res- mi Gazete'de yayımlanacağını söyte- di. Böylece Kangal köpeğini (ogo ola- rak kullanıp şapka, tişört, vb'de ku- lanmak ısteyenler, izin almak zorun- da." ••• Gazetedeki haberi okuduktan son- ra, sözü edilen internet sitesine gir- dim. Bu sitenin PKK ile ilişkisini gös- terecek bir ipucuna rastlayamadım. Türkiye'deki Kürtlerden çok Iran Kürt- lerinin hazırladığı bir siteyi andırıyor- du. Siteyi kimin hazırladığı önemli mi Tanrı Kangal'ı Korusun derseniz, habercilik açısından önem- lidir derim. Kangal köpeginin "Türklerin mi, Kürtlerin mi" olduğunu tartışan bir anlayışı ise anlamsız görürüm. Kan- gal köpeginin tarihini incelemedim, ama sanıyorum ki, bu köpek bu böl- genin çok eski sakinlerinden birisi. Belki Kürtlerden de Türklerden deön- ce Anadolu'da yaşıyordu. Kaldı ki, köpeğin milleti mi olur. Bir hayvan ol- sa olsa yaşadığı topraklam, doğup bü- yüdüğü topraklann parçasıdır. Bu gidişle insan kafatası ölçüsü al- manın sahasını genişletip köpek, at kafatası almaya da başlayabiliriz. Bu tartışmayı Ingilizce yapar ve internet sitelerine taşırsak, daha anlamlı bir iş yapmış oluruz. Böylece dünyaya ye- ni tür bir milliyetçilik bilincini aşılamış oluruz. • • • Diyelim ki Kangal'ı bir kısım Kürt mil- li köpek ilan etti. Bu saçmalıktan yo- laçıkarak işi patent almaya kadar gö- türmeye ne demeli! Ister misiniz, di- aspora Ermenilerinden bir grup da çıksın, hayır Kangal Ermeni köpeği- dir, desin. Bunu tartışmak amacıyla uluslararası hayvan kuruluşlan birara- ya gelsinler. Böylece bir sorun daha çıksın. Aslında, Hürriyet'in bu konudaki haber başlığı bir eleştiri içeriyor ve böyle bir tartışmayı "komedi" olarak görüyor. Ancak haberin içeriğini oku- yunca hiç de öyle olmadı- ğı izlenimi çıkıyor. Haber Sıvas'tan yapıldığına göre, bu konu Kangal Belediye- si tarafından ciddiye alınmış. Üstelik öyle ciddiye alınmış ki, bu patent so- runu Resmi Gazete'de yayımlanarak devlet çapında bir soruna dönüştü- rülmüş. "Birdeli, kuyuya birtaşatar, kııkakA- lı o taşı çıkaramaz" derler ya, tam o türden birsaçmalıtda karşı karşıyayız. Üstelik bu haber bu ülkenin en çok satan gazetesine arka sayfa manşe- ti oluyor. Hem de arka sayfa güzeli- nin yanında. Bu haber, gerçekten ülkemizde bir anlamrfadeediyor mu? Soruna bu ka- dar saçma sapan bakan bir anlaytş içimize yerieşti mi? Yoksa kendi ken- dimizle eğleniyor muyuz? • • • Gazetedeki Kangal köpeginin ma- sum fotoğrafına bakıyorum. Ne ala- ka diyorum. Köpekler üzerinden bir milliyetçilik yanşına girmek olsa olsa dünya mizah tarihine yakışacak bir saçmalık sayılabilir. Aynca bu toprak- larda Türkler ve Kürtler yüzlerce yıl- dır bir arada yaşıyor. Sıvas'ın Kangal ilçesinde de bu birliktelik sürüyor. Ba- zı Türklerin de Kürtlerin de evinde Kangal köpekteri bulunuyor. Ne yapa- cağız şimdi? Gülüp geçilecek bir iddiayı bu ka- dar büyütmeyi ve resmiyete dökme- yi anlamak ve anlatmak mümkün de- ğil. Ne diyelim ki!.. Tann Kangal'ı ko- rusun... ŞİİRLERİYLE mümtaz sevinç Şubat 2002 Pazartesi 20:30 Ak/\4 r\l\l V1 (Bü\ük Saton) Taksim Cumhuriyet Kitap Kulübü AKMGişe O216 575 26 66 0212 252 38 81 0212 251 56 00 ISVICRE HASTANESI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle