Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5AYTA CUMHURİYET 1ŞUBAT2002CUMA
12 KULTUR kulturfScumhuriyet.com.tr
Üst mahkemenin karan: 3 milyar para cezası. Yayıncmm kararı: Ödememek!
Sevişgenler şartlı serbest!MELTEMKERRAR
Birbirinin kopyası televızyon prog-
ramlannın birbirine hiç benzemeyen su-
nucu. sho\vman, talkshovv'culannın
bir saat içinde kafamıza vura vura söy-
ledikleri bir şey var, anlamına pek va-
ramadığımız: Her an her şey olabilir!
Hikâyeyi biliyoruz: Metin Üstün-
dağ' ın, her hafta Leman'da çizdiği 'Pa-
zar Sevişgenleri'nden, seçme 123 ka-
rikatür bir araya getirilip Sel Yayıncı-
lık taranndan basıldı. Üzerinden faz-
la geçmedi, savcılığa bıldirilen bir ih-
bar üzerine kitap 'toplumun ar ve ha-
ya duygulannı zedeleyen' bırtakım un-
surlar içermesi nedeniyle toplatıldı.
Aynı unsurlar, yayınevinin bir diğer
kitabı Enis Batur'un Courbet'nin ûn-
lü 'Dünyanın Başladığı Yer' resmin-
den yola çıkarak yazdığı roman dene-
mesi 'Elma' adlı kitabının da toplatıl-
ma gerekçesi oldu.
Haberler, röportajlar, kınamalar, ko-
nuşmalar. Sonra bir gelişme(!) daha:
"Metin Üstündağ'ın 'Pazar Se\işgen-
len" adlı karikatür albümü hakkında
muzır yayın olduğu gerekçesiyle veri-
lentoplaûhna karan.yd>ınwnin birüst
mahkemeyeidraa üzerinekaktanldL Üst
mahkeme. albümdeki karikatürlerin
daha önce yayımlanmış olduğu gerek-
çeshie toplatma karannı kaldırdı."
(30*01.2002 Cumhuriyet)
•Arük milli oldun!"
Son durum: Üst mahkeme, Leman'da
yayımlanırken gözden kaçırdığı al-
bürnleri toplatma karannı kaldırdı ama
3 milyar para cezasını kaldırmadı, dava
sürüyor. Yayınevi, söz konusu parayı
ödemiyor. Ustündağ, "Suçu kabul et-
rnişoluMKTizçünküozamarr dıyor. 'El-
ma' içinse kararda bir değişiklik yok.
Şimdiden sonra ne olacak bilmiyo-
ruz! Neden bütün bunlar, onu hiç bil-
miyoruz ama galiba açıklaması kendin-
den ve anlamsız: Her an her şey olabi-
lir! Oğuz AraTın MetÜst'ü geçmiş ol-
Madalya
yerine cezaî
• îlişkiler törenlerle, sahte ve kasılı
yaşandığı içinbukankatürler çokrahat-
latıcı oluyor. Cinselliği hep fılmlerden
ögreniyoruz. Pratikte hiçbir şeyin öyle
olmadıgı anlaşılınca, insanlar suçu ken-
düerinde anyorlar. Herkesinkioluyorbi-
zimki niye olmuyor?
•Karikatürlerashnda herkesinyaşa-
dığını anlaüyor ve toplu terapi görevi
üstleniyor. Bana madalya verecekleri-
ne ceza vermeye kalkıyorlar!
• Çizdiğim insanlar orijinal insanlar,
yapay değil. Bir gecelik aşk karikatûr-
leri çizmedim. Genel bir anlayışla cin-
sellik, tanışmak. konuşmak, yatağa at-
mak.. Benim çizdiğim karikatürler on-
dan sonrasını kapsıyor.
• Toplumun ar ve hayalannı incite-
bilirim de! Ben de bu toplumdayaşıyo-
rum ve insanlann arve hayalannı incel-
tip, daha insani bir duruma getirebili-
rim, böyle bir derdimolabüir. Ar ve ha-
yalann çeşitli ağabeyleri, namus bekçi-
leri mi var?
sun dıye aradığında "MiIH oldun. dev-
letseninyazarhğuu,çizertiğini arûktes-
cil etmis, okhı" demesi de boşuna de-
ğil elbet...
-Birdenbireçokünlüoluverdiniz,ne
yapünız da başınıza geldi bunlar?
METÜST- Bız sakın bir hayat yaşar-
dık bu olay başımıza gelmeden önce.
Şimdi evimiz ınsanlarla dolup taşıyor,
televizyon kameralan, fotoğraf maki-
neleri falan. Komşular kıllandı bu du-
rumdan, ne oluyor dıyorlar?
-Niye bu kadar ilgi?
METÜST- Ben de bilmıyorum. Bu
karikatürlerin çogunun okunduğunu
gelen insanlardan. muhabirlerden fark
ediyorum. Beni, kitabı toplatılmış bir
yazardan çok, sevdikleri bir sanatçı,
ağabey, kardeş gibi görüyorlar. O ka-
rikatürleri internet ortamında sevdik-
lerine gördermışler, sevgilileriyle, eş-
leriyle okumuşlar, birer anısı olmuş
artık. Bıraz da kendilerine yapümış bir
haksızhk olarak görüyorlar
-Karikarürlerinizin birlikte oku-
nur/bakıhr bir yanı var asknda~.
METÜST- Iki kişiyi bir araya geti-
ren, toplumu pekiştiren, biraz sonra
seviştinp. aile olmasını sağlayacak ka-
rikatürler, bir anda toplumun ar ve ha-
ya duygulannı bozacak gerekçeyle su-
nulunca.. böyle bozuk cümleler kuru-
luyor!..
-EnisBatur'unEhna'smakadaruza-
nryor bu züıniyet
METÜST- Aslında çok enteresan.
O rönesans diyelim.. Demekki bu zih-
niyet, rönesansı da yasaklıyor.
-Nedir onlan rahatsız eden?
METÜST- Bu tip insanlar herhalde
bazı organlannı görmek istemiyorlar
ya da bu organlannın olduğunu bil-
mek istemiyorlar. En azından cinsel
organlanndan hicap duyuyorlar. Biz
alt dil oluşturuyoruz. Çünkü çizdikle-
rimiz sıradan, sokaktaki insanlar. So-
kaktaki insanlar da böyle konuşuyor,
eski bir tstanbul beyefendisi Türkçe-
sıyle konuşmuyor. Onlan Öyle bır Türk-
çeyle konuşrurduğunuz zaman saçma
olur, inandıncı olmaz. Böyle konuştu-
runca da halkın ar ve haya duygulan
indnmiş oluyor! Dolayısıyla onların ka-
fasındaki toplum ne, onu öğrenmek
gerek. Nasıl birtoplum istiyorlar, ya da
sizi öyle ayınyorlar ki, toplum dışı dü-
şünüyorsunuz kendinızi. Kaç yıldır ta-
mdığınız kendinizden kuşkulanıyor-
sunuz.
Gölgeyie güreşmek gibL.
-Bunca yıldır çizdiğiniz, üzerine dü-
şündüğünüz şimdi bir şekilde suçlam-
yor ve siz onlan anlatmak. kendinizi
savıuunak zonında kalıyorsunuz_
METÜST-En kötüsü. karikatürü an-
latmak. Anlattığınız zaman, karikatür
i>i değilrruş gibi de oluyor. Benim ço-
cukken en kızdığım soru, edebiyat der-
sınde "Şairbudizesindeneanlaüyor?"
sorusuydu. Şairne anlatmışsa anlatmış,
o soruyu sorduğunuz zaman. demekki
yeterince anlatamamış!
-Bir de bu insanlar kim, pek bflmi-
yoruz?
METÜST-Karşındaolmayanbinle-
riyle sürekli tartışıyorsun. Bu işi başı-
ma açan arkadaş karşıma çıksın, konu-
şalım. Şimdi ben boşlukta konuşuyo-
rum birine karşı, o da kıs kıs gülüyor.
Gölgeyie güreşmek gibi bir şey bu.
-Çizdikleriniz.ashnda herkesinyaşa-
dığıbenzerşevier.
METÜST- Mizah konusu yaptığım
olay, çok ince bir konu. tnsanlann en
mahrem yanlan. Zaten o incelikle yak-
laşıyorum. Kimsenin özel hayatına gir-
mek gibi bir amacım yok. Klişeleşen
şeyleri kırmak ya da rahatlatmak ama-
cım.
-Her şeyi olduğu gibi aşkı da çokfaz-
la ciddiye alıyonız galiba»
METÜST-Kasıyoruz. Kastığımız
için hayata ait bir olayı da kendi ala-
nında yaşayamıyoruz. Sokakta el ele
tutuşan insanlara hor bakılır. Sevişen,
öpüşen birinsan gördüyse, "Buradaai-
levar!" denir. Seviştikleri için onlar ai-
le olmamış. Üa kutuplu, travesti birha-
vat bu!
YuRTDIŞINDA SERGÎLENECEK
Nâzım'ın 'vasiyeti'
tiyatro sahnesinde
BAHAR TANR1SEVER
ANKARA - Güneş Ti-
yatrosu, dünyaca ünlü şa-
ir Nâam Hikmet'in 100.
doğum yılı nedeniyle yurt
içi ve dışuıda 'Vasiyet/Bu
Yürek-Nâzım Hikmet
2002' adlı oyunu sergile-
ceyek. Yabancı grup ve sa-
natçılarla işbirliği yapa-
rakhazn-lanan oyun Türk-
çe, Almanca ve tngilizce
ohnak üzere 3 dilde izle-
yiciyle buluşacak.
'Vasiyet' adlı oyunu Gü-
neş Tiyatrosu, Alman-
ya'dan Membran Theater
ve Kanadah Alaturka ad-
lı tiyatro gruplan ortakla-
şa sahneleyecek. Alman
Lefla Haas ve Tülay Ybn-
gacı'mn yönetmenliğini
üstleneceği oyunun dekor-
lannı VeSKahraman. kos-
tümlerini MineErberkha-
zırlayacak. Yapıtta Tülay
Yongacı, Müjdat Albak,
Peter Lehman(ŞiK), Leüa
Haas, Cüneyt Sezer.Mar-
cdN\am\Slbamba(Ka-
merun), Yavuz Sepetçi,
Mauria Gianetti (ttalya),
EBseRetter(Alman>a),"Ce-
lal Lçar (Kanada) ve Ha-
kan Polacanh oynayacak.
Müzisyenler Kuday Şahi-
nalp ve Kanadah FrediAl-
bertinin de yer alacağı
oyunun afış ve broşürünü
ChristaDrukh hazırladı.
Nâzun Hikmet'in dü-
şüncelerindenyola çıkıla-
rakhazuianan oyunun pro-
\-alan 1 Şubat - î 5 Mart ta-
rihleri arasında Ürgüp Be-
lediyesi Tiyatro Salo-
nu'nda gerçekleştırilecek.
A\3nos Beledıyesi de gru-
bun konaklama giderleri-
ni karşılayacak. Oyunun
Mart 2002'de ilk olarak
Ankara'da sergilenmesi
planlanıyor. Daha sonra
Nisan ve Mayıs 2002'de
Avrupa'nın çeşitli kentle-
rine turne yapacak olan
oyun, temmuz \ e ağustos
aylannda da Türkiye'de
açık hava tıyatrolan ve
uluslararası festivallerde
sergilenecek. 'Vasi>«t' oyu-
nunun. 2002 Ekim ayı bo-
yunca da Kanada'da sergi-
lenmesi planlanıyor.
Yıllardır sokaklardan
sahnelere, köy meydanla-
nndan festivallere kendi
oyunlannı yaratıp ve yö-
neten, kostüm - dekor -
sahne malzemelerini ken-
di olanaklanyla sağlayan
Güneş Tiyatrosu'nun bu
oyun için maddi kaynağa
gereksinimi bulunuyor.
Projeye sponsor olunma-
sı çağnsı yapan Güneş Ti-
yatrosu, destek veren ku-
ruluşlannın adlannın oyun
afışinde kullanılacağuu ve
tiyatro salonlanrun ftoaye-
lerinde oyunun tanıtım
standlanna amblem ve ad-
larnun yerleştirileceğini
bildirdi.
K\RŞIT GÜZELLtKLERİ BÜTÜMJERKEN-PG Art GaDer>'de 28 Şubat'a kadar açık kalacak
sergiisinde Balkan Naci İslirrn eli Anadohı coğralŞasmdaki karşıt güzeüikleri bütünlüyor.
Genç kalemler Cumhurîyet'te..
KİTAPLARIM
Dostlanm var irili, ufaklı
Renk renk giysili.
Hepsi akıllı, bilgili, birbirinden sevimli.
Bir derdim olsa, onlara danışınm.
Geri çevirmezler beni.
Karşılık beklemeden uzatırlar ellerini.
Olmasa dostlarım, dünyam kararır,
Yaşantım solar.
Onlarla söyleşirken aydınlanınm.
Içim sevinçle dolar.
Dostlanmı tanıyanlar bilirier değerini
Bilmeyenler ise mutlaka öğrenmeli.
YURDANBAŞOL
Uzanıp kumsala, denizi seyretmeliydik senle...
Meltem, minik su zerrecikleriyle gezinirken
sımsıkı kenetlenmiş bedenlerimizde...
Sadece denizi değil ama...
Dalgalann, kıyıdaki çakıl taşlannı havalandınp,
köpük köpük, kumiardan aşağı, kendinedoğru
usulca çekişini de...
Maviyle yeşilin, su yüzünde kaygan zerafetiyte,
var olana umarstz, tebessümlü ve dingin dansını
da...
Ve çığlık özgüriüğünde martılar...
Oysa sen, tam bu sıralarda işte, başka anlar,
başka iç çekiş ya da kayboluşlarda, benleymiş
gibi aslında ama bensiz, sımsıkı tutuyordun
ellerimi. Gözlerin benim bilmediğim bir yerierde...
Beraberce dalıp gitmek vardı oysa...
YÛCEGAYEERKE
îslimyeli 'den
'Zaman-sız'
Kültür Senisi - PG Art
Gallery, 28 Şubat'a kadar
Balkan Naci Îslimyeli'nin
'Zaman - sız' başlıklı son
sergisine ev sahipliği yapı-
yor. Sergide, sanatçınm ka-
nşıkteknikte gerçekleştiril-
miş 30 yapıtı yer alıyor.
Şiyasetin birbirinden ayır-
dığı alanlan her zaman sa-
natın birleştirdiğini sa\'unan
sanatçı, bu sergisinde, in-
sanhktarihinin en büyük olu-
şumlannın yatağı olmuş
Anadolu coğrafyasmdaki
'karşıt' güzellikleri bütün-
lüyor. Siyasi tarih içinde 'öte-
ki' alanlar olarak tanımla-
nan ve dikey katmanlar bi-
çiminde birbirini örten değer-
ler, sanatçınınkurduğu çağ-
daş istif içerisinde yatay re-
simsel düzlem üzerinde ya-
yılarak bir hoşgörü tablosu-
nunparçalannı oluşturuyor.
Bu topraklarda yaratılmış
biçimler, efsaneler ve dinle-
rin arketipleri yeniden üre-
tilerek ve birbiriyle bağla-
narak tek bir yapıt haline ge-
tiriliyor. Sanatçının resim
düzleminde Anadolu Sel-
çuklumotifleri ikona esteti-
ğiyle, Osmanlı tılsımlı göm-
lekleri Bizans auralanyla ve
Türk Halk Resmi sembolle-
ri Batı sembolleriyle bir-
leşiyor. Yağhboya, akrilik,
fotoğraf gibi malzemelerin
yanı sıra keçe, kök boya,
bakır gibi malzemeler de
tarihsel ve kültürel çağnşım-
lanyla bu 'zamanlar üstü'
birleşime katkıda bulunuyor-
lar. (0212 263 33 90)
YAZ1ODASI
SELtM tLERİ
Salçadan Salçaya (4)
İşte Kadıköyü'nün en güzel hanımı Nezihe Ha-
nım'ın sofrası için kotanlan alafranga yemeklerden
biri de "domates elmasiyeliyumurta"yd\.
Buradaki "elmasiye" sözcüğünün alaturkahğı, ye-
meğın alafrangalığını elbette ortbas edemezdi.
Bu bir yaz yemegiydi. Domates elmasiyeli yumur-
tanın salçayla ne ilintısı var dıyeceksiniz. Bunu öykü-
müz geliştikçe anlatacağım.
Güzel yaz günlerınin. bahçeden kopartılmış, güzel
kokulu domatesleri iyice yıkanacak, sonra taze taze
sıkılacak. Taze sıkılmış domates suyunu tencereye
boşattacaksınız ve limon suyu. kurutulduktan sonra
dovulmüş kereviz yaprağı. bıraz şeker, tuz, karabiber,
kırmızı bıber katacaksınız.
Hepsı öyle kaynamaya yüz tuttu mu, ince ince kı-
yılmış dereotu eklenecek. Dereotunun son anlarda
eklenmesinin sebebi, yeşilıni yitirmemesi için. Şöyie
bıraz daha ateşte kalacak, ocaktan alınacak.
Daha sicakken toz jelatin eklenecek. Jelatin çok
geçmeden eriyor. Jelatin erir erımez, tenceredeki o ka-
dar hoş kokulu malzememizi bir kaba boşaltıyoruz; je-
latinin buzdolabında iyice katılaşmasını bekliyoruz.
Bu işlem bir ikı saat sürüyor olmalı ki. domates elma-
siyeli yumurta için faaliyet sabahtan başlıyor...
öğle vakti elmasiye düz bır tabağa alınacak, şekli-
nin bozulmamasına dikkat! Tavaya bir miktar zeytin-
yağı, yumurtalar kınlacak. tuz, karabiber serpilecek,
yumurta çırpılacak, kaskatı kesmeden tava ocaktan
alınacak. (Yemek tariflerinin Turkçesi daima biraz bo-
zuktur. Burada da kaskatı kesmemesı gereken tava
değil, yumurtalardır.)
Tavadaki yumurta yenılir ısıya indirildikten sonra,
kaşıkla elmasıyenın üstüne yayılacak. Yeniden dere-
otu kıyılacak. Böylece hem elmasiyenın içinde dere-
otlan kırpık kırpık yuzerken, hem de yumurtalann sa-
nsı beyazı üstünde ılkbahar bozkırlan gibi görüne-
cek...
Domates elmasiyeli yumurta. Nezihe Hanım'ın ye-
şil salatayla birlikte sunduğu bir öğle yemegiydi. Ha-
frfti. llınmışlığı hep bir yaz duygusu. serinlik bırakırdı.
Annem de denemek istemiş; her nedense, doma-
tes suyu yerine, sulandmlmış domates salçasıylayap-
mak ıstemişti. Yapmasına yaptı. fakat nerde o lezzet,
o domates kokusu, o pembemsı kırmızımsı lal rengi...
Jöle de tutturulamamış, salçanın koyu kırmızısı şah-
rem şahrem olmuş. Bu alafranga elmasiye bızde bir
daha denenmedi.
Şimdilerde "çili biberi" diye bır şeydir gidiyor. Bu tu-
haf çili herhalde Ingilizce "chilli" sözcüğünden dilimi-
ze tecavüz etmeye yeltenıyor. Chilli, bıldiğiniz arnavut-
biberi, o kıpkırmızı biberler. Onların da salçası yapılır,
kış için hazır bekletilirdi.
Arnavutbıberinden yapılan kırmızı biber salçasının
nezleye, soğukalgınlığtna iyi geldiğı söylenirdi. Soğuk
kış günleri, kırmızı biber salçasının bolca konduğu ye-
mekler pişirilir: bunlar doğal gnp aşısı yerine geçerdi.
Domates salçası fazlaca kondu mu, yemeğin mi-
deyi ekşiteceği düşünulürken kırmızı biber salçasının
böylesi bir tehlikeye yol açmayacağı özellikle belirti-
lirdi.
Tam tersine, arnavutbiberı güçlü bir uyancıymış ve
bu özelliğıyle hem mıde özsuyunu hem tükürük bez-
lerini harekete geçirir. sındirimi kolaylaştınr, hızlandı-
nrmış.
Kırmızı biber salçasının bilinen tarihi 1500'lere ka-
dar uzanıyor. Ateş düşürücü olarak bile kullanılırmış.
Çünkü arnavutbiberı bir yandan da ter bezlenni hare-
kete geçiriyor.
Nasıl yapıldığını hatırlamıyorum. Hatırladığım, yapım
sırasında, alev alev tutuşan gözler, dudaklar, parmak-
lardakı kesikler! Nerde uysal domates salçası...
Koç Müzesi 2002 Takvimi
• Kültür Servisi - Rahmi M. Koç Müzesi
taranndan Koçbank'ın katkılanyla hazırlanan
2002 takvimınde Koç Müzesi'nde sergilenen
eserlerin illüstrasyonlan yer alıyor. Ressam Erhan
Yalvaç tarafindan hazırlanan illüstrasyonlar
müzedeki eserleri model alarak
5 ay süren çalışmayla hazırlandı. Takvimde yer
alan eserlerin bazılan ise Ingiliz yapımı buharlı
lokomotif modeli (19.yy).
îngıliz yapımı Penny Farthing bisiklet (1910),
Türk yapımı 'TekellS' adlı tekne (1950) ABD
yapmiı Malden Buharh Otomobil (1898)...
'(275 41 29)
TYffden duyuru
• Kültür Servisi - Türkıye Yazarlar Sendikası,
Türkiye genelinde etkisi giderek artan kültür
düşmanlığına dikkat çeken bir duyuruda son
dönemlerde yaşanan ekonomik sorunlara
medyadaki kültür düşmanlığının eşlik etmesinin
yanı sıra kitaplara, gazetelere, radyolara, müzik
yapımlanna, tiyatro oyunlanna ve fümlere
yönelik saldınlarla kültür dünyarruzın
bağnazhk kıskacına alınmaya çalışıldığını belirtti.
Kendini bağımsız yargının yerine koyan medyanın
bu tutumu kınanırken herkes. son
günlerde artan kültür düşmanlığı ve özgür
düşünceyi hedefleyen saldınlara karşı da duyariı
olmaya çağnldı.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I