19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
: ARALJK 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gençliğinde şehre kanıyla bile hizmet etmiş bir yönetici Eskişehironunladeğişti^Türkiye onu Anadolu Üniversitesi Rektörü iken tanıdu Yönettiği üniversiteyle birlikte şehri de abad eden Yılmaz Büyükerşen şimdi de belediye başkanı olarak şehre damgasını vuruyor. Ancak onun doğup büyüdüğü şehre hizmetleriyöneticilik yaptığı süreyle sınırlı değil. • Daha öğrencilik yıllarında ismini kazıntış şehrin alanlarına Yılmaz Büyükerşen. Hem de kamyla. Arkadaşlarıyla birlikte kanını satarak ilk tiyatroyu kurmuş, ilk Atatürk anıtını şehre diktirmiş ve ilk çiçekçi dükkânını açtırmış. MİYASE İLKNUR Yılmaz Büyükerşen denince akla hemen Ana- dolu Üniversitesi ve Eskişehir gelir. Tabii Es- kişehir denince de Yılmaz Büyükerşen. Bu iki isim adeta özdeşleşmiştir. Yılmaz Hoca, akade- mi başkanlığı ve 12 yıl rektörlükten sonra şim- di de belediye başkanı olarak Eskişehir'e hiz- met venyor. Asluıda onun doğup büyüdüğü bu şehre hızmeti, yöneticilik yıllanyla sınırlı de- ğil. Daha öğrenciyken kazıyor ismini bu şehrin alanlanna. ilk Atatürk anıhnın dikilmesınden, ilk tiyat- ro ve opera binasırun yapımına, hatta ilk çiçek- çi dükkânının Eskişehir'de açılmasına kadar birçok olayda onun emeği, alınteri hatta kanı var. Yaşadığı şehrin çağdaşlaşması için yalnızca alınterini değil kanını da akıtmış Yılmaz Hoca. tlk riyatronun kurulması içın. Türk DevTim Ocaklan şube başkanı olduğunda arkadaşlarıy- la kanlanm satmış sermaye yapmışlar. Yalnız- ca tiyatro mu? ilk çiçekçi dükkânının açılma- sı, ilk Atatürk amtının dikilmesı ve ilk opera- nın kurulması olaylann odak noktasında hep ay- nı kişı var: Yılmaz Büyükerşen... 0, bu olayla- nn öyküsünü anlatırken tevazuyu elden bırak- mıyor. "Ben" yerine hep "Biz" zamirini kullan- sa da o günün gazete kupürleri, tiyatro afişleri olaylann failini ele venyor. Kanla kurulan tivatro Eskişehir tktisadi ve Ticari Ilımler Akademi- si'nin ilk öğrenci cemiyeti kuruculan arasında genel sekreterliğı üstlenen Yılmaz Büyüker- şen, aynı zamanda Türk Devrim Ocaklan Es- kişehir şube başkanıdır. Bir avuç genç arkada- şı ile birlikte günlük siyasetle uğraşırken bir yandan da şehirde eksikliği duyulan bir genç- lik tiyatrosu topluluğu kurarlar. "Akademi TTyatrosu" adı altında ilk oyunu- nu sahneleyen gençler, övgüler karşısında he- veslenince Türk Devnm Ocaklan Başkan Yıl- maz Büyükerşen'in önerisiyle tiyatro kurma karan alırlar. Tiyatro için akıllanna ilk gelen yer Eskişehir Ticaret Odası binasında, bin lokanta diğeri de düğünler için kiraya verilen iki salondur. An- cak salon bulmak yetmez. Koltuk, ışık ve ses düzenı, perde gibi gereksinimler için sermaye gereklidir. Sermaye bulma ışi Ocak Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e verilir. Büyükerşen' in bulduğu fınansman modelıy- le kurulan tiyatro daha sonra uluslararası yayın- larda "Kanla Kurulan Tiyatro"' olarak nitelen- dirilecektir. Çünkü, o sırada Devlet Hastanesi'nde, kentteki ilk Kan Bankası açıhmştır ve halkı kan vermeye teşvik için 350 liraya kan alınmakta- dır. Akademinin 300 civanndaki ögrencisi Dev- let Hastanesi'ne koşarlar ve böylece Eskişehir Türk Devrim Ocaklan Oda Tiyatrosu, yatınm sermayesi delikanlılann kanıyla sağlanan, yer- yüzünün ilk ve tek tiyatrosu olarak ortaya çı- kar. Tiyatro için gereken malzemeler alındık- tan sonra Yılmaz Büyükerşen'le arkadaşlan, bu kez soluğu Ankara'da Ankara Devlet Tiyat- rolan Genel Müdürü Cüneyt Gökçer'in karşı- sında alırlar. Ondan da kuracaklan tıyatroda aralannda konuk sanatçı olarak rol alacak oyun- ' skişehir'de Yılmaz Büvükerşen'in buiduğu finansman yöntemiyle kurulan tiyatro daha sonra uluslararası hteratürde "kanla kurulan tiyatro" olarak nitelendirfldi. O dönemde Türk Devrim Ocaklan Eskişehir Şube Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen, kentte kurulan kan bankasımn teşvik amacıyla kan bağışı yapanlara 350 Mra vermesini değeriendirir ve 350 öğrenci kanlanıu satarak Eskişehir Türk Devrim Ocaklan Oda Tryatrosu'nu kurarlar. için eylem 1961 yıhna kadar Eskişehir'de bir Atatürk anıü da yoktur. Amt yapılması için, 27 Mayıs öncesi Ydmaz Büyükerşen ve arkadaşlannın vüriiyüş yapması ve bir büstü tahta bir kaideye oturtarak Vahiiğin önüne dikmesi gerekecektir. cu ve yönetmen desteği isterler. Gökçer, destek sözü verir ve sözünü de yerine getirir. Tiyatronun açılışı bir gala havasında yapılır. Gençler heyecanla perdenın açıhnasmı bekler- ken. dönemın emnıyet müdürü kulise gelir, sah- nenin üstüne asılan ve komedi ile dramı sem- bolize eden, biri gülen, diğeri ağlayan ifadelı ti- yatro maskJannın oyundan önce oradan indiril- mesıni ıster. Gerekçe olarak da beşûş ifadeli olanın Başvekıl Adnan Menderes'e benzediği- ni ıleri sürer. Tartışmalar büyür ve masklar in- dirilir. Türk De\Tİm Ocaklan Tiyatrosu hafta sonla- nnda da köylere giderek oyunlannı sergiler. 1962 yılı başında Büyükerşen ve arkadaşlan akademide son sınıfa devam etmektedirler. Me- zuniyeti takiben askerlikleri kapıda beklemek- tedir. En büyük endişelen ise böylesi bir başa- n elde eden tiyatrolannın, onlann kaçınıhnaz olarak dört bir yana savrulmasından sonra da- ğıhnası ihtimalidır. Gençler Valı ihsanTekin'ebaşvururiar. 27 Ma- yıs'tan sonra, belediye başkanlan ve belediye meclislerinin görevlerine son verildiğı için, va- liler aynı zamanda belediye başkanlığı görevi- ni de üstlenmişlerdir Gençler, Vali ve Beledi- ye Başkanı thsan Tekin'e bu hyatronun deva- mının, ancak Istanbul'daki gıbi, "Belediye Şe- hir r nyatrosu"na dönüştürübnesi ile mümkün olabileceğini anlanrlar. Gençleri dinleyen valı onlara hak verir, ancak bu konuda da kendisi- ne ünlü tiyatro adamlanndan bir rapor getirme- lerini ister. Gençler Istanbul "a gelerek önce Hal- dun Taner sonra da Muhsin Ertuğrul'u ziyaret ederek durumu anlatırlar. tki ünlü tiyatro adamı Eskişehir'e gelerek va- liye raporlannı sunarlar. Ancak, belediye şehir tiyatrosu için Ticaret Odası'ndakinden başka bir salon bulunması gerekmektedir. Valı Tekin, Elektrik tşletmesi'nin salonunu tah- sis eder. Muhsin Erruğrurun ışletmenın müdü- rüne çizdiği bazı krokilere uygun olarak salon kısa sürede eksiksiz bir tiyatro salonuna dönüş- türülür. Belediye Meclisi'nden şehir tiyatrolan ku- rulması için karar çıkar, kadrolan oluşturulur. Cüneyt Gökçer de Devlet Tiyatrolan'nın Eski- şehir Belediye Tiyatrosu'na sürekli desteğini protokole bağlar. Bu protokole göre, tiyatronun sanat yönetmenini Devlet Tiyatrolan tayın ede- cek ve tiyatroya Esldşehirli gençlerden bir sa- natçı kadrosu kurarak, onlann Ankara ve Istan- bul'da yoğun bir eğıtime tabı tutulmasım sağ- layacaktır. İşsiz paıtlli kondüvrt' olsun Tiyatro, 27 Mart 1963 günü akşamı, Eskişe- hir'de perdelerini törenle açar. tstanbul dışında bir belediye tiyatrosuna sahip ilk Anadolu ken- ti olur Eskişehir. Ancak bir yıl sonra belediye yönetimine DP'nin devamı olan AP gelmiştir. Parh yönetıcilen ve partizan meclis üyeleri ti- yatroya karşıdır. Önce şehir tiyatrolan kadrola- nna bazı işsiz partililer, anlamını dahi bilmedik- leri "kondüvit", "butaför", "dramaturg" gibi kadrolara atanmak istenir. Içkili meclis üyele- rinin fuayede bekletilmeleri nedeniyle tatsız olaylar yaşanır. Ertesi yıl belediye bütçesine 1 lira ödenek konur. Gençler yürüyüş yaparak ve kamuoyu yaratarak bu tehlikeleri bertaraf eder- ler. En sonunda tiyatro salonu meclis salonu yapıhnak istenir. Buna karşı gençlerin direni- şiyle karşılaşılınca bir gece sabaha karşı tiyat- ro bınası yakılu". Tiyatro salonu yangını az ha- sarla atlatmıştır, ama belediye, tiyatroyu tadilat gerekçesiyle kapatır ve açıldığında da belediye meclis salonuna dönüştürülür. Tlyatro Akademi'ye tasınıyor Bu olay yaşandığında Büyükerşen Londra'da eğitimini sürdürmektedir. Hocasına mektup ya- zarak tiyatronun akademiye taşınmasuu önerir. O da "Geldiğindekendin yaparsHi" diyerek ya- nıt verir. 1968 yılında akademi başkan yardım- cısı olan Yılmaz Büyükerşen, hocasına yaptığı öneriyi kendisi bizzat gerçekleştirir. Akademi- de konferans salonuna sahne ekleyerek tiyatro- ya dönüştürme projesi DPT'ye takılır. DTP'de ödenek ayıran birimin başındaİd HasanCdal Gü- zel bu ödeneği vermez. Elden bakanhğa götürdüğü evrakta tahrifat ya- pan Büyükerşen, bu ödeneği kopanr. Yaptığı işi de Başbakan Yarduncısı hemşehrisi Seyfi Öz- rürke söyler. Bütçe komısyonunda da suçunu itiraf eder ve tiyatro için ödeneğin verilmesini ister. Komısyon üyelerinden kabul görünce aka- demi bünyesınde bir tıyatro salonu açılır. Tiyatro açılır, ancak oyuncu lazımdır. Bu kez de 1982 yılında akademi üniversiteye dönüşün- ce rektör olan Büyükerşen, bu kez de bir kon- servatuvar kurar, kendi oyunculannı kendisi ye- tiştirir. Şehirtiyatrolannın kapanması Büyükerşen' in yüreğinde kapanmaz bir yara açmışhr. Bu ha- yalini gerçekleştirme firsatını ıse ancak beledi- ye başkanı seçildıkten sonra yakalar. Başkan Bü- yükerşen, Eskişehir'i ila tiyatro salonuna kavuş- turur ve şehir tiyatrolannı yeniden kurar. îlk Atatürk anıtı ve ilk çiçekçi Eskişehir'de bir şube açması için ikna edilen Ankarah çiçekçi Aleko'nun bir şarn vardır: Çiçekçide çahşacak Eskişehirli bir genç. Yumaz Büyükerşen ve arkadaşlan bu iş için 14 yaşında olan Ramazan isimli bir köylü çocuğu buluriar ve Eskişehir'in ilk çiçekçi dükkanı böylece kurulur. Ramazan Baş, şu anda 50 çiçekçinin hizmet verdigi kentte hala mesleğini icra ediyor. Eskişehir'de tiyatro gibi ilk çiçekçi dükkânının açılışı da Yılmaz Büyüker- şen ve Akademi Başkanı OrhanOğuz'un girişimleriyle açılır. 1961 yılına kadar tek bir çiçekçi dükkanı yoktur şehirde. Milli bayramlarda kırdan \ r e saksılardan toplanan çiçeklerle derme çatma çe- lenkler yapılır ve bu körü çelenkler ko- nulur Atatürk köşelerine. Çünkü o tarihte şehirde bir amt da yoktur. Anıt için, 27 Mayıs öncesi Bü- yükerşen ve arkadaşlannın yürüyüş yapması ve bir büstü tahta bir kaide- ye oturtarak Valililiğin önüne dikme- si gerekecektir. Akademide öğrenci olan ve aynı za- manda okulun neşriyat bürosuna bakan Yılmaz Büyükerşen, bu hazırlanan çe- lenklen ilkel bulduğu içın Akademi Başkanı Prof.Dr. Orhan Oguz'a bir bay- ram ertesınde "Ya Hocam, biz niye çi- çekçi dükkanı açürmryoruz buradâ" di- yerek bir öneride bulunur. Büyükerşen'in önerisi karşısında Or- han Oğuz Eskişehir ağzı ile "Len oğ- lum mektep îşini hauetik de şimdi de çi- çekçiHk mi yapcez" der. Hocasınm itırazına aldırmaz ve ıs- rannı sürdürür: "Gideüm Ankara'ya bir çiçekçi ile konuşahm gelsin bura- da şube açsm." Hocası Eskişehir'de bu işin tutma- yacağını söyleyerek yine başından sa- var onu. Bir iki gün sonra Akademi Başka- nı'nm bir iş için Ankara'ya gideceğını öğrenen Büyükerşen, "Çiçekçi işjniko- nuşmak için ben de seninle geleceğim" diye tutturunca hoca, "Peki'' demek zo- runda kalır. Ankarah cicekci ile pazarlık Ankara macerasım ve çiçeğin Eski- şehir'e getıriliş öyküsünü bugünün be- lediye başkanı olan Yılmaz Büyüker- şen'den dinleyelim: "Ankara'da Kızda> r 'da 'hangi çiçek- çiye gideüm' diye gezinirken, bir bak- tik, Kameha çiçekevi diye güzel bir çi- çekçi var. Sahibi Aleko drve bir Rum; Aleksandra Tomayıdis. tçeri girdik. Ho- ca amacımızı anlatü. Aleko' Beyım Es- kişehir'de çiçek satmak kârlı olur mu' dryesoruncabizimkisi 'Tabii tabii' di- yerek Aleko'yu rahatlatû. Bu kez işlek bir caddede dükkân olup olmadığuu sordu Aleko. Onu da halledeceğimi/i söyleyip Akko'dan sözü alarak Eski- şehir'edöndük. Doktorlar Caddesi'nde bü>ük bir apaıtmanm ahında boş bir dükkân vartü. Hoca sahibiyie konuş- tu ve çiçekçi dükkanı olarak kirala- mava ikna etti. Alekocıkn geJdi, mukaleveyapü."Şim- di bir de bana bir çocuk bulun' dedL 13- 14 yaşlannda Ramazan diye bir köylü çocuğu bulduk. Çocuk girti Ankara'ya bir süre kaldL İşi öğrendi geldi. Çiçek- kr Eskişehir'e trenlegelecek. Ramazan alacakonlandükkânakmacak. tlk çiçek Ankara'dan geHyor. Orhan Hoca, ben, asistanve öğrenci arkadaşlargittik gara heyecanla bekliyoruz. Çiçek sepeti ahn- dı. Ramazan önde biz arkada çiçekçiye geldik.Toprakvazolara çiçckler kondu. Dtşandan \ itrine baknk, müdahalekr- de bulunduk, 'şöyle konulsa daha iyi olur' diye. Kendünize göre dekore ertik. Devamfaoturacakhaimizyokmecbur okula gittik. Gittik ama akhnnz çiçekçi dükkânında. Akşamüstü saat 5.00 sutannda soluğu dükkândaakbk. Bir tek çiçek alan dahi yok. Yann satılır' umuduyla kendimizi teseffi ettik. Ertesi gün \ine alan yok. Çiçekler solacak ne yapacağı/ ? Hocaya durumu büdirdim. Hoca,' Yav senin yayın bürosunda kaç para \ardı' dryesorda Söyledim. 'Git oğ- lum Istasyon Caddesi'ndeki doktorlara, tanıdıklar kim varsa benim kartvizirimi de çiçekçinin kartıyla birlikte üzerine iliştir kapasını çal ver' Ertesi gün yeni bir ekipgeldi,fldndgün >inebiz neşrhat bürosunda birikmiş paralaıia çiçek ahp eşe dosta verdik. Bir iki düğün falan ol- du. \1ne aym fasıldan çiçek yaptınp Akademi Başkanı adına gönderdik. Ben hocadan geri kahr mryım? Ben de Devrim Ocaklan diye küçük çelenk- ler yaptınp göndermeye başladnn. Der- negin beDi bir parasıvar. Oradan fînan- se edrv'oruz. Bir fihrist hazırladık.kimin doğum günü. kimin e\ Blik yddönümü hepsini kaydedip çiçekler göndermeye başbdık. Derken bizim çiçekçidükkâm tutmaya başjadı. İlk 23 Nisan'da stad- yumdaki büstün önüne Vaülik ve diğer kurumlar yine bö\1e soba >uldızrvla yazünuş yazılardan çelenkleri getiirip koydular. Biz iseçiçekçideyapılmış bir çelenkgönderincediğenerinin arasın- da hemen fark edikli. Görenler 'An- kara'da rm yaphrdınız' diyesordu. 'Yok yahu çiçekçi var Eskişehir'de, orda yaphrdık' dedik. Ondan sonra 19 Mayıs'ta falan aruk bütün de\ let daireleri çelenkleri çiçek- çiye yapürdılar. 1961 yıh martmda aç- nğımız çiçekçi dükkâm nihayet tuttu." Bugün 50'yi aşkm çiçekçi dükkânının bulunduğu Eskişehir'de o günlerde 14 yaşında bir çocuk olan Ramazan Baş, hâlâ mesleğini icra ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle