Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 2002 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr
AÇI A L
MUMTAZ SOYSAI^..>.. *
Acil Tepki Planı
BAŞKALARI için Irak savaşına sürüklenmeyi bu
halkın banşçılığına, komşuluk töresine, ekonomik
çıkarianna, Müslümanlığına aykın bulanlar;
AB takvimi uğruna ulusal onurun zedelenme-.
sinden rahatsız olanlar;
En zor koşullarda Kıbns mücadelesi verenlere kar-
şı Annan paketinin A'sını bile bilmeden, öğrenme
tembelliği, vatansevmezlik, terbiyesizlik, hatta ha-
inlik sonucu akıl almaz saldırı kampanyalan yürü-
tenlerden nefret edenler;
özelleştirme politikasını diriltmenin üretimsizlik,
işsizlik, yolsuzluk olacağını görüp endişelenenler;
Kişiye özgü anayasa değişikligi ve ihale yasası-
nın ertelenişi gibi yasama yanlışlarını eleştirenler;
Evet, hepsi, bir araya geldiler mi, ister misafiriik-
te, ister tren, otobüs, minibüs, metro, vapur soh-
betlerinde, yemek ya da rakı sofralannda konuşur-
ken hep aynı şeyleri söylerler, düşünce birliğine va-
rırlar, bir şeyler yapılsın isteıier.
Ama, sonra da öpüşüp koklaşır ve günlük işle-
rine, evlerine giderler.
Oysa, çağdaş toplumda bütün bunlar iyi yön-
lendirilmiş ortak ve etkili vatandaş tepkilerine
dönüşmelidir. Gerçek "sivil toplum" budur.
Işık Kansu. geçenlerde kendisiyle söyleşi yapan
Erendiz Atasü'nün bir sorusunu yanıtlarken, gü-
nümüzde "çok, ama çok vahşi, yurttaşlan yoksul-
laştıran, gerek ulusal, gerek bireysel bağımsızJığı
ve özgürteşmeyi kısıtlayan uygulamalar"m "sivil-
lik" adına yüceltildiğinden söz etmekteydi.
Türkiye'deki bu acıklı ve çarpık olgu, aydınlığı,
halkçılığı, yurtseverliği dile getirecek gerçek sivil top-
lum örgütlenmesini daha da gerekli kılıyor.
Ama, bunun da birtekniği, çağdaş toplumlarda
geliştirilmiş yöntemleri vardır. Hatta bazılarında
"acil eylem" gibi adlar alan teknik ve yöntemler.
Türkiye'de irili ufaklı, Meclis içi ve dışı siyasai par-
tiler yok mu?
Sendikalar, dernekler, meslek kuruluşları, sosyal
kulüpler, az ya da çok okuyucusu olan dergiler, öğ-
renci kuruluşları, sanat toplulukları da var değil mi?
Bunlann yönetiminde olanlar, örgütü yönetsin, üye-
lere yol göstersin ve tepkilerini dile getirsin diye o
mevkilere seçilenler de var. Onlar sözü edilen tür-
den tepkileri içlerinde duyuyorlarsa ya da başka-
larından duyup hak veriyorlar ve uygun görüyor-
larsa, duygulannı ve düşüncelerini kendilerine sak-
lamakyerine, bütün üyelerine "ace/e" iletmek, ad-
res belirterek, mektup, telgraf. elektronik posta
mesajı örnekleri sunarak kuruluşlannın ortak tep-
kisini örgütlemek, hedeflere yöneltip o mevkileri,
kişileri, yayın organlannı kişisel protesto ve uyarı-
larla bombardımana tutmak sorumluluğunu taşı-
mıyorlar mı?
Toplum örgütlerinde seçilerek gelinen görevler,
görev sahiplerinin ellerindeki olanaklar, telefonlar,
iletişim araçları, üyelerın kişisel bilgisayarlan hep
susmak, seyretmek, seyirci kalmak için mi vardır?
Cumhuriyet
k . t a p 1 a. r .
Bülent Tanör
KURTULUŞ KURULUŞ
Genisletilmis
4. BASKI
Incelenen devnm olayının ıkı cephesı \ardır Kurtuluş ve Kuruiuş.
Bınncısı, bagımsızhk savaşına ve bunun anlamh özellıklenne
ilişkın olup Mondros-Lozan arası dönemı kapsar (30 Elcim 191 $-24
Tenunuz 1923). tkincı süreç olan Kıırulus. bınncisiyle iç ıçe geçmiştir.
TBMM'nin açılması (23 Nısan 1920), yeıu sıyasai-anayasal
yapılanmaıun da başlangıcıdır Kuruluş'la tlgıli atüımlar 1940'lara
kadar sürecektLT.
BOkat TANÖR
rkocagı Cad. No:39/41
İstanbulTel:(0212) 514 01 96
' ÇurnhuHyel Çag Pazarlama A.Ş. Türk
^ krtap kulûbû (34334) Cağaloglu-lstanbu
Cumhuriyet
k 1 l a p I » r ı
Yıldız Sertel
SUSMAYAN ADAM
YENI
ÇIKTI
Yıldız Sertel, babası Z«kenya Sertel'm Türkıye tanhine tanıklık
eden yaşamını yazılan ekseninde bızlere anlatırken. yaşadığımız
coğrafyanın toplumsal. sıyasal olaytanna ve buniann
etkllerine de ışık tutuyor
Cumhuriyet Çag Pazarlama A.Ş. Turkocagı Cad. No:39/41
. kitap kulubü (34334) Cagaloglu-lstanbulTel.(0212) 51401 96
T Cumhuı
kitap kuulübü
1853 vılınm
W
tSTANBUL
1 FOTOĞRAFLARI
lanaİBİeTsm tr.roburdan
diıfceaI..Nec«n „ _
ejhğıode tanfte görsci
^ voictıluk Bcnaersız bir
_ tsıanbul kıtabı McrakUsu»---.
m
Sevdikterinize Yıtbaşmda KHap Armağan Edin
Merkez: Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocagı Cad. No:39/41
Cağaloğlu-istanbui Tel: (212) 514 01 96
Su be : İstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 (Fransız Konsolosluğu yanı)
Taksim-İstanbul Tel: (212) 252 38 81/82
194O'lı Yıllann Aydınlığı...
"Cumhuriyetin temeli kültürdür'" özdeyişi Atatürk'ündür.
Eski Yunan ve dünya klasiklerinden başlayıp zengin bir kitap
kültürünü halka armağan etmenin yöntemini bulan, güzel
sanatlann her dalında aşamalar sergileyen, yoksul ama
yetenekli çocuklara yurtdışı eğitim yollannı açan Köy
Enstitülerini bu ülkeye bir eğitim meşalesi olarak sunan
gerçekler, 1940'lann aydınlığıdır.
Ertuğml KAZANCI Eğitimci/Hukukçu
"Memleket çılgın gibi 24 saat ge-
çirdi" notu. 11 Kasım 1938 tarihinı
ayın 12 'sine bağlayan zaman dilimi-
nı kapsar şekilde lnönü'nün günlük
defterinde yer almaktadır. Gerçekten
de Cumhuriyet ve de\Tİm için Ata-
türk'ün yaşamdan aynlma süreci
önemli bir dönemeçtir. Gelecekle il-
gili binbir çeşit olasılık, kamuoyunun
zihnini kurcalamaktadır. "Ülkenin
ne olacağı ve hangi belirsizliklere sü-
rükleneceğr kuşkusu. bir karabasan
gibi her yanı sarmıştır. Bu kuşkunun
içerisinde; "Atatûrk'ünyerinindol-
durulması" sorunundan tutunuz da.
"rejimin ne taraftan ve ne çapta dar-
beter alacağT tartışmalan bir anda
gündeme gelmiştir. Gazi Mustafa
Kemal Atatürk'ten sonrasını. özellik-
lede 1938-1950yıllanarasını,"40V
m karanhğT nitelemesiyle değerlen-
diren nice "kalem erbabı"1
ya da *dü-
şünce adamT vardır. Değerlendir-
me iki açıdan yapılmaktadır: Birin-
ci bölümde salt Atatürk ve rejim kar-
şıtlannın herzamanki bilinçsız, ağır
ve yersiz karaçalmalan söz konusu-
dur. Inönü dönemi üzerinde döne dö-
ne durulduktan sonra 1923'lere de-
ğin ve bir ölçüde kapalı gönderme-
ler yapılarak amaç gerçekleştinlmek-
tedir. Çünkü Atatürk etrafındakı ya-
sal korkular anımsanmaktadır. tkin-
ci kısımda ise 1938-1950 koşullan-
nı kendi çerçevesi içinde anlamak
istemeyenlere özgü. sürekli eleştiri-
ler sıralanmaktadır. Jşin ilgınç yanı.
bu safta yeralanlann tartışmasız Ata-
türkçü olmalan ve "İdeoJojkienödün
verdiği'' savına bağlı olarak tnönü'ye
yönelttikleri kırgınlık ve kızgınlıkla-
ndır. Suçlamalann kaynağı. amacı
ve genişliği ne olursa olsun. tarihsel
gerçek odurkı, 12 Kasım 1938'le 14
Mayıs 1950 arasındaki dönem Ata-
türklü dönemi tamamlayan, perçin-
leştirerek kurumlaştıran bir aydınlık
süreçtir. Aslında Cumhuriyet tarihi-
nin bu bölümünü "40'lann panhısi"
tanımıyla ve ayn bir mercekle ınce-
lemek gerekmektedir.
Birdönemingerçeği: Atatürk'ün iç-
ten dileği. çok partili demokrasiyi
Cumhuri} etle özdeşleştirmektir. .\rna
1925'te "Terakkiperver Cumhuri-
yetFırkaa" ve 1930'da "SerbestFır-
ka denemeleri; rejimi yıkmaya, iç
kargaşalar çıkarmaya ve suikastlar
planlamaya uzanan sorunlarla dolu-
dur. tkinci Dünya Savaşı"nın yangın
yıllan ise lnönü'nün daha 1938 Ara-
lık ayında îstanbul Üniversitesi'nde
açıkJadığı demokrasi özlemine yol
\ermez. Britanyalı tarihçi Dankert-
Rostow'un deyişiyle "demokrasiye
geçişin eşsizonurunutaşıyan" tnönü.
Atatürk'ün demokrat karakterini ilk
fırsatta eylemli olarak gerçekleşti-
ren liderdır. Öyleyse demokrasi,
19401ı yıllann bir toplumsal aydın-
lığıdır.
•"Cumhuriyetin temeli kültürdür''
özdeyişi Atatürk'ündür. Eski Yunan
ve dünya klasiklerinden başlayıp zen-
gin bir kitap kültürünü halka arma-
ğan etmenin yöntemini bulan, güzel
sanatlann her dalında aşamalar ser-
gileyen. yoksul ama yetenekli ço-
cuklara yTjrtdış! eğitim yollanru açan
Köy Enstitülerini bu ülkeye bir eği-
tim meşalesi olarak sunan gerçekler.
1940'lann aydmhgı'dır.
Atatürk'ün "yurtta vedünyada ba-
nş'" ilkesini, tarihin yazdığı en acı-
masız. kanlı ve çok uzun süreli İkin-
ci Dünya Savaşı'nda eylemli olarak
uygulayan akılh ve öngörülü bir po-
litika.yine 1940'lıyıllann aydınlığı-
dır.
Atatürk'ün bir sosyal tutku olarak
planladığı "toprakreformunu",ih-
raçlarla yeni bir siyasai partıye yol
açmapahasınasağlayanirade. 194Ö'lı
yıllann aydınlığıdır' Türk Lirası'nın
altın karşılığı sağlam bir güvenceye
bağlandığı. enflasyon sorununun bi-
linmediği, ülkenin yabancı para sal-
tanatına teslim edilmedıği yıllar
1940'lardır. "Batakçıtüccannmüte-
gallibenin ve tenefllis edilen hav adan
bile kâr eide etnıe peşindeki vurgun-
cunun'* müslim. gayrimüslim oldu-
ğuna bakılmaksızın varlık \ergisi
yöntemiyle kamu hukuku için he-
sap sorulma uğraşısı yine 194O'lı yıl-
lann aydınlığıdır. 1930-37 arasında:
demir-çelik, selüloz. dokuma. ma-
den. şeker, deri, orman ürünleri ve sa-
nayileşmenin tüm öğelerini Kamu
tktisadi Teşekkülleri yoluyla kuran
Atatürk'ün Başbakanı Inönü. 1938-
1950 yıllannı kapsajan ekonomik
gelişmenindeizlemcisidır. 1940'b yıl-
lann aydınlığında. toplumsal kalkın-
manın her türü vardır.
Oia>1arvekoşulları: 1940'lıyılla-
nn aydınlığından kaynaklanan de-
mokrasi, 1950'lerden bu yanlara gi-
derek kararmışsa suçun adresi nere-
sidir? Başlatan irade mi kusurludur
yoksa saptırmacı, ödüncü ve çıkar-
cı değersizler mi türemiştir? 27 Ma-
yıs. 12 Mart 12 Eylül ve 28 Şubat
dalgalanmalannın tarihsel akışta yer
alan değişken aşamalannda dağılan
roller nelerdir? 1940'lı >ıllann aydın-
lık yapıtlannı devlet okul ve kitap-
lıklanndan atanlar. Köy Enstitülen-
ni kapatanlar, güzel sanatlara diş bı-
leyenler nasıl bir toplumsal yargıla-
mayla baş başa kalacakJardır? Bu
arada değinmemiz gereken odur ki,
194O'lı yıllann llköğretim Genel Mü-
dürü Tonguç,"tnönü, en azından 50-
60 Köy Enstitüsü açmamı/j çok iste-
dir
dedikten sonra şunlan söyler:
"JVIilli Eğitim Bakanı Yücel'le bu
öneriyi olanaksız gördük. İsmet înö-
nü, demokrashegeçildiğüıde bu den-
li savıda Köy Enstitüsünün açılma-
sında zoıiuk çekileceğinL karşıtlan-
nmçokolduğunu.gelişecekolaylann
koşullanna göre yeni ve istenmejen
durumlann çıkabikceğini söylemiş-
tL"Tonguç. 'Bizirnbüyükyanılgınıız,
înönü'vü dinlememekoldu" dıyerek
içten bir açıklama yapar. Hasan Âli
Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç gibi
üstün değerlerin. 1946 dan sonra ts-
met Inönü'nün ciddi çabalanna kar-
şın yönetimde tutulamayışının öy-
küsü. siyasai koşullann getirdiği kö-
tücül bu" sonuçtur. Köy Enstitüleri
1946 tarihini izleyen yıllarda derin
yaralaralmıştır. Iriönü kendi partisi-
nın içindekilerle uğraşmak zorunda
kalmıştır. ,\ma her şeye karşın ens-
titülerin genel ilke ve esaslan yine de
konınmuştur. tlerici ve toplumcu be-
yınler. hep bu kurumdan mezun ol-
mayı sürdürmüşlerdir. Feodalitenin
varlığından siyasai parsatoplayanlar.
"toprak reformunu" ağızlanna ala-
bilirlermı? 1945 tarihli "ÇiftçiviTop-
raklandırma Kanunu"ndan hiç ko-
nu açabilirler mı? Yabancı parayla
vurgun yapanlar. KlT'leri yağmala-
manın yolunu açanlar. devlet yöne-
timine gelmeyi halka hizmet sayma-
yıp çalıntılı zenginlıkleri inşa etme-
nin yolu olarak görenler için 194O'lı
yıllann hiç değeri var mıdır?
Sonuç: Bizim kaygımız Cumhuri-
yet ve devrim yanlısı olup da Atatürk
ve İnönü'yü ayırmaya çalışanlar için-
dir. "Atatürk'ün vrçânedüsmanı İnö-
nü'dür'" şeklınde manşet atan geri-
ci-takıyyeci yayın organlanyla aynı
düzeye düşmüyorlar mı?
Aslaunutulmamalıdırkı. 1945 >ı-
lı sonlannda demokrasiye geçen bu
ülkenin seçmeninde. Cumhuriyet ve
devrimin amaçladığı bilinç. bilgi ve
bağımsız görüş sindinlmış olabıl-
seydı günümüze doğru uzanan süreç
bu denli sarpa sarmazdı. 1940Tann
karanhğuu baalannca temsil eden
İnönü'nün tek •"sa)
r
gın" kusunı, şu
anda hiç bulunmayan demokratik
olgunluğu var sannuş olmasıdır.
Tevfik Fikret'i Anlamak...
Ahmet ÖZAYDEV Yazın Öğretmeni
2
4 Arahk 1867 Tevfik
Fikret'in doğum tari-
hi. Kişiliği. yaşama ba-
kışı ve insanlık değerlerini
yorumlayışı ile j'aşadığı dö-
nemi ve günümüz sanat. si-
yaset çevrelerini derinden et-
kilemiş, "taşlandıkça büyu-
yen" özgün bir şairdir Tevfik
Fikret.
Sen et-i Fünun Dergisi'nin
başına geçtiği 7 Şubat
1896'dan başlayarak yeni şi-
irin öncülüğünü yapan Fikret,
Batıhlaşmayı ve uygarlaşma-
yı savunan bir düşün sava-
şımcısı olarak. biçim ve öz-
de Türk şiirine yepyeni ufuk-
lar açmıştır. Başlangıçta Ba-
tılı paraesyen ve romantikle-
rin etkisini taşıyan ilk şiirle-
rinde karamsar bir dünya gö-
rüşüyle bireysel duygulannı
dile getirdi. Yoksullara. ezi-
lenlere acıma duygulanyla
oluşturdu dizelerini. "Bahk-
çıtar" bu türden bıreysel tut-
kulann ustaca bir iç örgü ile
sarmalandığı özgün bir anla-
tım sunuşudur. Fikret'i gü-
nümüze ulaştıran 1901 'de
"Sis" ile başlayarak yöneti-
min, düzenin eleştirildiği,
kurtuluşun gençlerden. Ba-
tı'nın biüm ve tekniğinden
beklendiği toplumsal içerik-
li şiirleridir. Siste lstanbul'u
sert. acımasız bir dille eleş-
tirir: "Gene bir sis kaplamış
unıklannL, üıatçı bir sis,
Gitgidebüvüv«ı birak ka-
ranhk.
-Ama sen hakettiıvbuka-
ranhk. kabn örtüyü.
Eygösterişin, şatafann be-
şiği \e mezan."
1908 Meşrutiyet'i Fikret'e
sevinç. umut ve mutluluk ve-
rir; Rücu (Dönüş) şiiriyle îs-
tanbul için söylediklerini ge-
riyealır: "Kimdemişbuağır
laflar sanaydT diye başlayan
dizelerle tstanbul'un önün-
de yeni ufuklar açıldığını "üy-
garlık, banş, doğruluk, iyi-
lik" gibi değerlerin alkışlan-
ması gerektiğini \uigular, an-
cak bu sevinci uzun sürmez.
Denilebilirki Cumhuriye-
timizin kurucusu Mustafa
KemalAtatürk' ü en içten et-
kileyen şairdir Fikret. Rübâb-
ı Şikeste'nin önsözünde söy-
lediği: "Tıkri hür, irfanı hür,
vicdanı hür bir şairûn" dize-
sini Atatürk. öğretmenlere
"Cumhuriyetsizden fikri hür,
vicdanı hür, irfanı hür nesil-
leristeıf biçiminde sunmuş-
tur. Yine Atatürk'ün "Fikret
büyük bir şairdir" dediğıni:
193 l'de Izmir'de Kız Öğret-
men Okulu'nu ziyaretlennde
"Sis" şiirini ezbere okundu-
ğunu biliyoruz. Bilime. akla
ve fenne duyulan özlemi an-
latması açısından her dizesi
"BERCESTE MISRA' nı-
teliği taşıyan seçkinliktedir
Fikret'in şiirleri.
Halukun Amentüsü' nde:
"Şevtan'da biziz. cin de, ne
şeytan ne mekk var, / Dünya
dönecekcennete insanla inan-
dım" dızeleriyle ınsanın gü-
cünü, bilimin yol gösterieili-
ğini korkusuzca ortaya ko-
yar. Haksızlıklar karşısında
aklıyla yüreğini birleştirerek
yazdığı dizelerde eleştirile-
nnı en sert sözcükleri seçip
dile getiren özgürlük ve hak
arayıcısıdır Fikret.
De\ leti ve toplumu yöne-
ten ya da yönetme savında
bulunanlara. özellikle sayın
milleUekillerımize, yöneti-
cilere, iş bitinci bürokratla-
ra Fikret'in Han-ı Yağma
(Vağma Sofrası) şiirinden bir-
kaç dizeyi onlann söylemiy-
le "ithaf" ediyorum.
"Bu sofracık efendiler. hal-
kımran van vt)ğa havab/Kan
ağiavan.can çekişen halkmu-
zmyBekler ûn, efendiler. önü-
nüzde titrer durur/Ama sa-
kın çekinmeyin, vivin vutun.
şapır şupurAlyin efendiler.
vivin. bu istah veren sofra si-
zÛL/Doyunca. nksınnca. pat-
lavıncava kadar VTvin!-"
SELÇUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
KAMULAŞTIRiMA İLANI
Esas No: 2002/354
Kamulaştırma yapılan taşınmazın bulunduğu yer: Selçuk
Mevkii: Şarapçıkuyu mevkii Pafta No: 210 Ada No: —
Parsel No: 8414 ve 8415 Vasft: Arsa Yüzölçümü: 8414 Parsel: 1833 m2
8415 Parsel: 2667 m2
Maliklerin Adı-Soyadı: Dündar Uysaler. thsan Gökçe. Aydoğan Gökçe. Ifakat
Tozduman, Münire Temesi, Göksel Gökçe, Mücev her Gökçe. Mustafa Gökçe
(Mehmet Rifat oğlu). Yakut Gökçe, Mukaddes Gökçe, Hayriye Gökçe. Mustafa
Gökçe (Ahmet Şevki oğlu), Müzeyyen Gökçe. Ayşe Kapıcıbaşı, Mehmet Kapıcı-
başı, Vr
arol Kapıcıbaşı, Zümrüt Kapıcıbaşı, Mahrnut Kapıcıbaşı. Deniz Kapıcıba-
şı. Neriman Ergen. Seval Büyüktosun, Müzeyyen Özdamar. Zeynep Yıldırdı, Sa-
adet Aka, ismail Aka. Nihal Trakyalı. Meral Çetinçelik.
Kamulaştırmayı yapan idarenin adı: Selçuk Belediye Başkanlığı
Kamulaştırmayı yapan davacı idare ile maliklen. cinsi ve niteliği \Tikanda ya-
zılı taşınmazlann kamulaştınna bedelinin tespiti ve tescili için davacı idare tara-
fından mahkememizin 2002 354 esas sayısına dava açılmıştır.
Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı yasa ile değişik 14. maddesi gereğince
bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde kamulaştırma işlemine
karşı idari yaıgıda iptal davası veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim
davası açabilecekleri.
Açılacak işbu davalarda husumetin Selçuk Belediye Başkanlığı'na yöneltilece-
ği ve adresinin Atatürk Caddesi. Yusuf Boravalı Kültür Sarayı, Selçuk olduğu,
Kamulaştırma Kanununun 14'üncü maddesinde öngörülen süre içinde kamu-
laştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanlann. dava açtıklannı ve yü-
rütmenin durdurulması karan aldıklannı belgelendirmedikleri takdirde kamulaş-
tırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli
üzerinden kamulaştırmayı yapan idare adına tescil edileceği.
Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin T.C. Ziraat Bankası Selçuk
Şubesi'ne hak sahibi adına yatınlacağı,
2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 10. maddesinin 3. ve 4. bendi uyannca
ilan olunur. Basın: 85096
Yaşamını, Kemalist devrimlerin yerleşmesi ve Türk
Ulusunun çağdaşlaşmasma adayan. aklın ve bilimin
ışığında savaşım veren
Doç. Dr.
Necip Hablemitoğlu nu
karanlık ellerce kaybetmenın acısı ve uzüntüsü
içindeyiz.
Ülkemizin yüz akı ve namuslu insanlanna yönelik
böylesi canice eylemlen kınıyoaız.
Etnik ve dinci teröre kurban giden tüm aydınlanmızın
anısı önünde saygı ile eğiliyoruz.
Tetikçiler ve arkasındakı güçler, deşifre edilip kamu
vicdanı rahatlatılmalıdır.
Demokrasi ve Cumhuriyet düşmanları, Türk
aydınlanmasını yavaşlatamazlar.
Dürüst, namuslu ve sorumlu tüm çağdaş
insanlanmızı, hertürlü karanlık eyleme karşı güç ve
eylem birliğine çağınyoruz.
Necip Hablemitoğlu'na rahmet. kederli ailesine
sabırlar dileriz.
Ulusumuzun başı sağolsun.
ADD Izmir Şubeleri
SAPANCA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK
ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2002 283 Tal.
Bir borçtan dolayı hacizh ve aşağıda cins. mıktar ve kı>Tnetleri yazılı mallar satışa
çıkanlmıştır. Birinci arttırma 13 01/2003 günü saat 11.00-11.10'da Sapanca Adliyesi
önünde Sapanca adresinde yapılacak ve günü kıymetlerinin %75'ine istekli bulunma-
dığı takdirde 14/ 01/2003 günü aynı yer ve saatte ikinci arttırma yapılarak satılacağı.
Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıjmetinin %40'ını bulmasını ve
satış isteyenin alacağını rüçhanı olan alacaklannın toplamından fazla olmasının ve
bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırraa masraflan geçmesinin şart ol-
duğu. mahçuzun satış bedeli üzerinden °o... oranında KD\''nin alıcıya ait olacağı ve
satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceğı, masrafı verildiği takdirde şartna-
menin bir örneğinin ısteyene gönderilebıleceği. fazla bilgi almak isteyenlerin yukan-
da yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur.
Muhammen kıymeti (Lira): 8.000.000.000
Adedi: 1
Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 54 SA 417 plakalı Mazda marka çift sıralı
şoför mahalli açık kasa kamyonet. 11.12.2002 Basın: 85152
SELÇUK ASLİYE HTKUK \L\HKEMESt'NDEN
KAMULAŞTIRAIA İLASl
Esas No: 2002 355
Kamulaştırma yapılan taşınmazın bulunduğu yer: Selçuk
Mevkii: Tavşantepe me\ üı Pafta No: 84
AdaNo: — Parsel no 9908
Vasfi: încir Bahçesı Yüzölçümü 10.000 m2
Kamulaştınlan kısım: 1.400 m2
Maliklerin Adı-Soyadı Nazıfe Savgılı. Ayşe .Ank. A\şe Bu-
dak
Kamulaştırmayı yapan idarenin adı: Selçuk Belediye Baş-
kanlığı
Kamulaştırmayı yapan davacı ıdare ile maliklen. cınsı ve ni-
teliği yukanda yazılı taşınmazlann kamulaştırma bedelının tes-
piti ve tescili ıçın davacı ıdare tarafmdan mahkememizin
2002 355 esas sa\ısına da\a açılmıştır.
Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı yasa ile değışık 14.
maddesi gereğince bu tebligatın vapıldığı tarihten itibaren 30
gün içerisinde Kamulaştırma işlemine karşı idari vargıda iptal
davası \eya adli yargıda maddi hataiara karşı düzeltim davası
açabilecekleri.
Açılacak işbu davalarda husumetin Selçuk Belediye Başkan-
lığı'na yoneltıleceğı \e adresinin Atatürk Caddesi. Yusuf Bora-
valı Kültür Sarayı. Selçuk olduğu.
Kamulaştırma Kanunu'nun 14'ncü maddesinde öngörülen
süre içinde kamulaştırma işlemine karşı ıdari yargıda iptal da-
vası açanlann. dava açtıklannı ve yürütmenin durdunılması ka-
ran aldıklannı belgelendırmedıklen taktirde kamulaştırma ışle-
mının kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma
bedeli üzerinden kamulaştırmayı yapan ıdare adına tescil edile-
ceği.
Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin T.C Ziraat
Bankast Selçuk Şubesi'ne hak sahıbı adına yatınlacağı.
2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 10. maddesinin 3. \e 4.
bendı uvarınca ilan olunur Basın 85095
PENCERE
Hablemitoğlu'na
Sıkılan Kurşun..
Bir Frenk atasözü:
"Söyle bana dostlarını, sana kim olduğunu söy-
leyeyim."
Tuzağa düşürülüp kahpece öldürülen Necip
Hablemrtoğlu nun dostlan kimlerdi?..
Belli..
Cenaze töreninde uğurlayanlara da bakarsanız,
Hablemitoğlu'nun sicili açık seçik...
•
Ya öldürülüşündeki biçem?..
Cumhuriyet gazetesi Babıâli'de 'Kırmızı Konak'\n
bahçesindedir...
Atatürk seçmiş bu yönetim yerini...
Demir parmaklıklı bahçe kapısından geçip giriş
kapısından içeriye adımınızı attığınız zaman sağ-
daki bir panoda fotoğraflar görürsünüz...
Uğur Mumcu..
Cavit Orhan Tütengil..
Ahmet Taner Kışlalı..
Bahriye Üçok..
Muammer Aksoy..
Nasıl öldürüldüler?..
Ya evden çıkıp işe gitmek için ilk adımlannı at-
tıkları zaman aralığında..
Ya akşam vakti işten eve dönerken kapıya yö-
neldikleri süreçte tabancayla..
Birde 'paket' var..
Ya eve postayla yollanmış. ya arabaya yerleşti-
rilmiş bomba paketi..
Üslûp, yani biçem belli..
Ve belli ki yalnız Cumhuriyetçilere değil, Cum-
huriyet dışındaki Atatürkçülere 'suikast' düzenle-
yen eller bir kaynaktan yönetiliyor.
•
Hablemitoğlu terör cinayetine kurban gittikten son-
ra medyada çeşitli yorumlaryapıldı; kimisi gizli bir
sevincin içeriğıni satırlar arasında gizliyordu; kimi-
si de korkunun..
Ama okuduğum yorumların içinde eski deyişle
'sadre şifa' bir şeyler bulmak oîanaksızdı; değiş-
mez gerçek ayan beyan ortadaydı: Atatürkçülüğe,
Kemalizme, laikliğe, Cumhuriyetçiliğe bağlanmış
bir üniversite üyesi, alçakça pusuya düşürülüp
kahpece öldürülmüştü...
Olayın yaşandığı günün ertesinde çıkan gazete-
lerden Islamcı olanlar olayı görmezlikten gelmiş-
lerdi; yalnız Fethullah'ın gazetesi olarak bilinen
'Zaman' suikastı manşet yapmıştı...
Dervişin fikri neyse..
Zikri de odur.
•
Ölüm Türkiye'de kol geziyor...
Batı dolduruşlu bir PKK terörüne kaç bin kişiyi
kurban verdik?..
Geçmiş yıllarda terör bu memleketin en değerli
yazarlannı, bilım adamlarını, fikir adamlarını, şair-
lerinı, sanatçılarını ya tuzağa düşürdü ya da açık-
ça, herkesin gözleri önünde yakarak öldürdü...
Türkiye, yalnız içinden değil, dışardan da terör-
le kuşatılmıştı...
Bu ülkenin nice emekle yetiştirdiği değerli 'hari-
c/yec/'lerinin ASALA terörü tarafmdan bir bir kat-
ledildiği zamanlar daha dün gibidir.
Içerden ve dışardan terörle yıllardan beri kundak-
lanan bir Türkiye'de yaşıyoruz.
•
Ama buna karşı bir ulusal bilince, bütünleşme-
ye, birleşmeye, özveriye yönelebiliyor muyuz?..
Sevgili
NEZIH NEYZI'yi
doğum gününde
yaşamı boyunca çevresine ve topluma
sunduğu değerter için şükran duyguları
ve hasretle anıyoruz.
VEFAT
Dişhekimi
YILMAZ BİLGİN
1931 -2002
Türk Dişhekimleri Birliği Kurucusu ve
1986-1992 yıllan dönemi Genel Başkanı
Türk Dişhekimleri Birliği'ni bugüne getiren
sevgili başkanımızı kaybetmenin derin acısını
tüm dişhekimliği camiası ile paylaşırız.
Cenazesi 25.12.2002 Çarşamba (bugün)
Hacıbayram Camii'nde kılınacak öğle namazını
müteakiben toprağa verilecektir.
Türk Dişhekimleri Birliği
Merkez Yönetim Kurulu
ÖDEMİŞ KÜLTÜR TAMTVL4 VE
DER_\EĞÎ KONGRE İL\M
Derneğımızın Genel Kurulu 12 Ocak 2003 Pazar günü saat
12.00'de aşağıda adresı göstenlen demek merkezımızde yapılacaknr.
Çoğunluk sağlanamadığı takdirde 19 Ocak 2003 Pazar günü saat
12.00'de aynı adreste yapılacaktır.
Vönetim Kurulu
GÜNDEM:
1- Açılış. saygı duruşu ve genel kurul başkanlık dıvanı seçımi,
2- Yönetim Kurulu faahyet ve denetleme kurulu raporlannın okunması.
3- Yönetim Kurulu faalıyet raporu hakkmda görüşmeler,
4- Yönetim ve Denetleme Kurulu'nun ayn ayn ibraya sunulması,
5- 2003 yılı tahmını bütçesınm göruşulmesı ve kabulü.
6- Yeni Yönetim ve Denetleme Kurulu'nun seçimı.
7- Dılek ve temenniler.
8- Kapanış.
DERNEK MERKEZİMN ADRESİ:
Ergenekon Caddesi Bilezikçı Sokak
Genç Apt No 3 5 Kat: 1 Daıre: 4
Telefon: 0212-234 5^ 50