20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Vakfın sözcüsü Celalettin Can: 78'liler kuşağı darbe mağduru • 78'liler Vakfı Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, "Darbe rejiminden demokrasiye geçişte rejimin yerleşik kimlik kazandığını, bununla hesaplaşılmadıkça insan haklannın yeterince gelişmeyeceğini nnutmayahm" dedi. tstanbulHaberServisi- amelesi. özel havata mû- SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk 78"liler Vakfı Gırışımı Sözcüsü Celalettin Can, "darbe rejiınrnin en bü- yük mağdurlannın, 78 ku- şağından 25 bın kişi oldu- ğunu behrtti. Can, 21. yüzyıla gırer- ken Insan Haklan Bıldir- gesfni kabul edişimızın 54. yılının kutlandığını anımsatarak "Ülkemizde insan haklan hukukunun bir iç hukuk normu olarak benimsenipiçseDeştirflme- anden bahsedflemez. Bu konuda söylenenle >apı- lan arasında derin çelişki- ler vanhr" dedi. Türkiye"de halen "key- fi tutuklama, işkence, suç kanıtianmadan suçhı nıu- dahale, düşünceve vkdan özgüriüğüne getirikn ya- saklar, örgüüenmeyasak- lan" bulunduğunu anım- satan Can. şunlan söyle- di: "Bu duruma en iyi ör- nek 'Cumartesi Annele- ri'nin yaşadıkiarL îki yd- dır öJünı oruçlan sürmek- te. buna çözüm bulunma- maktadır.'" Can sözlerini şöyle sür- dürdü: "Darbe rejiminden demokrasiye geçişte, dar- be rejinıinin yerleşik bir kimlik kazandığını, bu- nunla hesaplaşılmadıkça Türkiye'de insan haklan, demokrasi ve hukukun yeterince gelişmeyeceğini unutmavahm." îş bulmak için Doğu'dan İstanbul'a geldiler, amele pazannda ekmek parasının peşine düştüler Kahveyegitmekbüe lüks Leyla Tavşanoğkı'na başan «Mu • Haber Merkezi - Türkıye'deki en eski ve köklü Rotary Kulübü olan Istanbul Rotary Kulübü, gazetemız yazan Leyla Tavşanoğlu'na "meslekte başan ödülü" verdi Kulüp yönetiminin aldığı karar uyarınca Tavşanoğlu ödüle, "mesleğini ulus ve toplum hizmetine adaması" nedeniyle layık görüldü. Istanbul Hilton Oteli'nde dün yapılan törende ödülü Tavşanoğlu'na veren Cengiz Okaygün, "Siz Rotary International ve Rotary Vakfı'nı Türk toplumuna tanıtarak bu kuruluşlann önünü açtımz" dedi. • Istanbul Haber Servisi Karadenız'den Marmara Denizi'ne doğru giderken Istanbul Boğazı'nda akınhya kapüan sülfirik asıt yüklü "Metin Ka" adlı tanker, Yeniköy'de kıyıya yakın mesafede demir atarak durabildi. Daha sonra kendi imkânlanyla harekete geçen tanker, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Işletmesi'ne bağlı 2 römorkörün eşliğinde demirlemek üzere Ahırkapı'ya yönlendirildi. Tankenn 5.111 ton sülfirik asit yüklü olduğunu belirten yetkililer, bunun en tehlikelı kimyasal maddeler arasında yer aldığını ve olayın "ucuz atlatıldığını" ifade ettiler. DHKP/C davasında karar • tstanbul Haber Servisi- Terör örgütü DHKP/C adına eylem karan aldıklan gerekçesiyle yargılanan sanıklar Selami Kurnaz ve Mustafa Banş Akay, 12 yıl 6'şar ay ağır hapıs cezasına çarptınldı. Istanbul 2 No'lu DGM'deki duruşmada, mahkeme heyeti diğer sanıklardan Erhan Keskin ve Aysun Akdağ'ı 3 yıl 9'ar ay hapisle cezalandırdı. Ortodoks Patrlği Erenerol öldü • tstanbul Haber Servisi - Bağımsız Türk Ortodoks Patriği Selçuk Erenerol (76) geçirdiği ani kalp krizi sonucunda öldü. Önceki gece yaşamını yitiren Selçuk Erenerol, 1991 yılından bu yana Bağımsız Türk Ortodoks Patrikliği görevini yürütüyordu. Önal'aİÜ'denonur ödülü • tstanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversitesi (IÜ) Devlet Konservatuan, devlet sanatçısı Sezen Cumhur Önal'a "Onur Ödülü" verdi. Sezen Cumhur Önal ödülünü, Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun elınden aldı. • Adıyamanlı 3 çocuk babası 22 yaşındaki Abdülkadir Ünsal. "Memlekette birçok işsiz arkadaşımız telefonla iş müjdesi bekliyor. Daha çok bekleyecekler. Kışın burada olanlara da iş yok. Umanm yaza doğru müjdeyi veririz" diyor. ALPERtZBUL Her sabah gün ağarmadan işba- şı yapıyorlar. Tşleri ıse kar, yağmur, çamur demeden "iş" için bekle- mek. Yenikapı Namık Kemal Cad- desi üzerinde kurulan "ametepa- zan"nda yazın 200-250, kışın ıse 30-40 kişi akşama dek bir işvere- nin gelıp kendisını götürmesini bekliyor. Amaç boğaz tokluğu değil. Ço- luğa çocuğa para göndermek. Na- diren tok geziyorlar. Yedikleri zey- tin ekmek. Çalışma firsatı bulup üç beş kuruş kazanabılirlerse 2-3 ayda 100-150 milyon lira yolluyor- lar evdekilere. 'Yaşam standardı nedemek1 "Yaşam standardT sözü onlar için bir şey ıfade edemiyor. Ve- fa'da kendi deyimleriyle "tuvalet kadar" odalarda 5-6 hatta 10 kişi bir arada yaşıyorlar. Isınma soru- nunu elektrik sobasıyla aşmaya çahşıyorlar. Yaklaşık 3 yıldır Istan- bul'da olan FDdayet Karababaya aralannda "Kaptan" dıye hitap ediyorlar. Karababa, "Elektrik sobalan- mız var ancak evlerin elektrik te- sisaü sağlam değil. Soba bir gece yansa hemen anza çıkryor. 3 ge- ceyi soğukta geçiriyonız" diyor. İŞ BEKLİYORLAR Amele pazannda yazın 200-250, kışın ise 30-40 kişi akşama dek iş bekliyor. Bekleşenlenn hepsı Adıyaman- lı. Yaşlan 19 ile 37 arasında değı- şıyor. Biri hariç hepsi evli ve ço- cuk sahibi. Çocuk sayısı Güney- doğu'ya özgü rakamlan yansınyor; 8,5,2,1... Henüz evlenmemış olan 19 ya- şındaki Bünyamin Kural durumu- nu, "Ben nasd evleneyim ağabey; Üç kuruş yevmiye ahyoruz. Kar- nınuzı doyurduk mu gerisini eve gönderiyoruz. Evlenmek için en az 5 mihar lazım. Düğün yapma- yayım desen zaten bizinı oralarda kız vermezter" diyor. 'Ya vezir ya rezil' 22 yaşında ve 2 çocuk babası Mehmet Ali Demir de "Ya vezir ya rezfl" dıyerek yola çıkmış. De- mir, "Gerçi rezfl olacağunı bili- yordum, ama orada da ne iş var- dı ne güç" diyor. "Kaptan" De- mir'i destekliyor: "Burada "bel- ki" var, memlekette o da yok" "AmeJe pazan"nda bekleyen ış- çiler pohsten de şıkâyetçı. Toplu- luğun en yaşlısı 3 7'lik Ziya Tiimer, "Bizi burada rutmuyorlar. kovab- yorlar. Zorla suça itiliyoruz. Poli- sin maaşı var bizim mecburiyeti- miz. Çohık çocukpara beklemese bizim ne işimiz olur bu soğukta gurbetin sokaklannda" diye şikâ- yetını dile getiriyor. 19 yaşında iki 2 çocuk babası Mehmet Kuşçlı, "Biz de kahveye gitmek kâğrt oynamak. bflardo oy- namak istiyoruz. Ama bırak onu, şurdaısuunakiçin bie kahveyegit- mek bizim için büyük masraf. Bu kadar adam birer çay içse nere- den baksan 4 mihon lira. Zengin işi anlayacağuT diyor. Adıyaman'a en son gidip gelen 3 çocuklu ve 22 yaşındaki Abdül- kadir Ünsal da" 15gün öncetstan- bul'a döndüm. Bu kadar zaman- da sadece 3 gün çahşabildim'" di- ye dert yanıyor. Memlekette birçok işsiz arkada- şının telefonla iş müjdesi bekledi- ginı anlatan Ünsal, "Dahaçokbek- leyecekler. Kışın burada olanlara da işyok. Umanmyaza doğru müj- deyi veririz" diyor. Yabancı işçller flyat kırıyor' Bir şıkâyetlen de Romanya, Irak ve Afganıstan'dan gelen işçilerle ilgili. Grubun "Yaşh"lanndan 27'lik ve 1 çocuk babası Zeynel Kuşcu. yabancı işçilerin kendi ara- lannda kavga ederek huzursuzluk çıkardıklannı söylüyor. "Kaptan" duruma el koyuyor: Birdefiyat kı- rarakbizi iyicezordurumda bıra- krvorlaıf ARAYIŞ TOKTAM1Ş ATEŞ Futbolun Ettflderi... Istanbul basınının önemli bir bölumünün bazı kö- şe yazarian, spor yazısı yazmaya "sıvandı". Daha doğ- rusu bu arkadaşlarımız, futbolla ilgili kalem oynatma- ya bayılıyorlar. Doğrusunu isterseniz, bu "kervana" katılmaya nıyetlı değilım. Fakat özellikle dış polıtıka- dan bıktığım bugünlerde, konuyu değiştirmeyi ve spor basınının tutumuyla ilgili bazı saptamalanmı ve spor basınının nasıl bir yozlaşmaya neden olduğu ko- nusundakı görüşlenmi, sızlerle paylaşmak ıstiyorum. Istanbul'un günlük gazeteleri şimdi dört bir yana savrulmuş durumda. Eskiden bu gazetelerden söz ederken "Babıâli" der, işin içinden çıkardık. Artık bu lüksümüz kalmadı. Fakat geçmişı anımsadığımız za- man, "Babıâii" kavramını kullanmak pek yanlış olmaz. 195O'lı yıllarda gündelik gazetelerimız. sporun öne- mıni ve nasıl bir "okuyucu kaynağı" olduğunu henüz keşfedememişlerdi. Arka sayfanın bir bnceki sayfa- sında, çoğu kez yanm sayfayı geçmeyen spor ha- berteri okurduk. Ve eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, futbol dışındakı spor dallanna da futbol kadar yer ay- nlırdı. 1950'lenn ıkıncı yarısında ve 1960'a doğru, gaze- teler arka sayfalarını spora ayırmaya başladılar. Ve futbol hızla ön plana çıktı. Bu işi ılk ele alan gazete, sanıyorum Mılliyet ıdi. Ve lıse çağlannda olduğumuz 0 tanhlerde, öğrencıler arasında Mılliyet okurlan hız- ia çoğaldı. • • • O dönemlerde, Istanbul'un kulüplen dışında; tanı- nan, bılinen, tutulan ve sevilen takım pek yoktu. Ada- na'nın kimi yerel popüler takımlan; Ankara'nın, Iz- mir'in sevilen yerel kulüplen vardı. Konya'da Idman- yurdu, Bursa'da Acarspor, Trabzon'da Idmanocağı vb. gibi kimi takımlar çok sevılirdı ama futbolda "kim- lik beliriemesı", gene Istanbul kulüpleri ve özellikle Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşıktaş gıbi takımlar- la olurdu. Gençler anımsamazlar, Orhan Şeref Apak adında değerli bir federasyon başkanı, Anadolu kent ve bü- yiık kasabalarını futbol dünyasının içine çekti. önce- leri "yerel ligler" varken ve futbol denıldıği zaman ak- la "Istanbulprofesyonel lıgı" geliyorken; zamanla ül- kenin her köşesınin takımlannın yer aldığı "Türkiye üg- leri" oluşturuldu. Spor-Toto gelirlerinden alınan pay- la çok guzel sportesısleri yapıldı. Artık futbol, ülke ça- pında "profesyonel" bir "meslek" haline gelmişti. ••• Bu gelışmelere paralel olarak, "spor basını" de- nen bir basın ortaya çıktı. Futbol, gazeteyi sattınyor- du. Bu durumda, futbol konusunda yazan gazeteci, dığer gazetecılere oranla daha önemli sayılmaya başlanmıştı... Aynı dönemde; profesyonel kulüplerde "kulüp baş- kanı" olmak, müthiş bir "toplumsal statü", "siyasal güç" ve bunlara ek olarak, "ekonomik öncelik" ge- tirmeye başladı. Hele büyük kulüplenmizin başkan- lık "postu", ınanılmaz "avantajlar" sağlıyordu. Top- lumumuzdaki "yozlaşmadan" kaynaklanan bu durum; aynı zamanda, toplumdaki yozlaşmayı tahrik etme- ye başladı. Zira kulüpteki "yerinı" korumanın temel koşullann- dan biri, "tribün liderieri" ya da benzer isimlerie anı- lan ve çoğu kez toplumun en "lumpen" gençlerin- denoluşan gruplarla iyi geçinilmesi ve bunlann "bes- lenmesi" idı. Bir diğer koşul, gündelik gazetelerdekı futbol yazarlanndan, "yandaş olanlann" "kollanma- sı" oluyordu. Ve böylece üçlü bir ittıfak ortaya çıkı- yordu: Tribünlere egemen olanlar, basında etkili olan- lar ve bol paralı yöneticilik "heveslileri". Bu ittifakın "temiz" bir ittıfak olduğunu söylemek çok zor. • • • Ve garip bir profesyonellik anlayışı ortayaçıktı: "Ka- zan da nasıl kazanırsan kazan..." Zaten tribünlerden de benzer bir tezahürat duyuluyor: "Vur, kır, parçala 1 Bu maçı kazan"... Ve yozlaşma, gitgıde artıyor. "Kazanmak" her şe- yin öncesınde... Esenyurt davası ertelendi • tstanbul Haber Servisi - Esenyurt Belediyesi'ndeki yolsuzluk ıddialanyla ilgili Başkan Dr. Gürbüz Çapan'ın da aralannda bulunduğu 42 kişınin yargılanmasına Istanbul 1 No'lu DGM'de devam edildi. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Gürbüz Çapan, kardeşi Zeki Çapan ve 23 sanık katıldı. Duruşmada dinlenen sanıklar, Başkan Çapan ve belediye çalışanlannın "çete" olarak nitelendirilmesının büyük bir haksızlık olduğunu belirterek "Çapan, devletin yapması gereken okul, hastane ve yol yapıyor. Daha sonra bunlan devlete bağışhyor. Çetecilik çağdaş bir kent yaratnıaksa evet biz bu çetenin üyesıyiz" dedı.Gürbüz Çapan'ın avukatı Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, müvekkılı hakkındakı "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak" iddiasının gerçek dışı olduğunu kaydederek Çapan"ın mal varlığı üzerindeki tedbirin ve yurtdışına çıkış yasağının kaldınlmasmı istedi. Duruşma ilen bir tarihe ertelendi. I tSTANBUL (AA) - Izmirli işadamı Ceyhan Turnah. e\'lilik dışı dünyaya gelen eşinin yaşadığı hukuksal sorunlar nedeniyle benzer durumdaki insanlan bir araya getirmeyi amaçlayan bir dernek kuruyor. Evlilik dışı çocuklann yasal zeminde örgütlenip sorunlanna çözüm bulması amacıyla dernek kunnaya karar verdiğini ifade eden Turnalı, kendisıyle birhkte şu an 6-7 kişinin bulunduğunu bildirdi. Seriat kurşununa soruşturma TRABZON (Cumhu- riyet)-Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday'ı "Bayan avukatiann tür- banla dunışmalara gir- mesini engellediği" ge- rekçesiyle öldüren ve Şartlı Tahliye Yasası ge- reği salıverildikten son- ra "KurşunJanmı Gün- day'ın kişiBğinde sisteme sıktrnı" diye konuşan şe- riatçı tzzetKıraç hakkın- da Istanbul Bağcılar Cumhuriyet Savcılığı'nca "Cumhuriyet'e hakaret" suçlamasından soruştur- ma başlatıldı. Soruşturmaya ilişkin açıklama yapan Cumhu- riyet Savcısı AB Çakır, gerekli kanıtlann toplan- masının ardmdan dosya- yı Adalet Bakanlığı'nın onayına sunacaklarını açıkladı. VakıfBank Kredi Kartı her şeye yeter!.. HS38 «rbOO 0000 4â3S 90/00 JIRÎ nnnn KâRT fl»HI. ı Hem kredi kartı, hem taksitli ödeme kartı. Her şey için başka kart taşımayın. VakıfBank Kredi Kartı kuüanın, dilerseniz tek binlerce anlaşmalı işyerinden taksitli alışveriş yapın, hem de 7 gün 24 saat binlerce VakıfBank kartla hem Türkiye'nin her yerinde ATM'den hesabınıza kolayca ulaşın. www.Takifbank.com.tr 444 0 724 (Çağn Merkezi)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle