Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
Erdoğan, AB görüşmelerindeki 'Kasımpaşalı tavrını', 'bizim geçmişimiz böyle' diye yorumladı
Dik durdukdikleşmedikANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-AKP Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyelik
süreci için Kopenhag Doruğu'ndan
çıkan karann "önemti bir başan ol-
duğimıT savundu. AKP yönetimi-
nin Kıbns konusunda ödünler ver-
diğine ilişkin eleştirikre Erdoğan,
"Herhalde bunlarm da etana şekeri
budur" diye tepki gösterdi.
AKP lideri Erdoğan, 12 Aralık
doruğundan sonra düzenlediği ilk
grup toplantısında AB görüşmeleriy-
le ilgili bilgi verdi.
"Kasımpaşalı tavnyla, Türkiye'ye
6ay kaybettirdiğine'' ilişkin yorum-
lara tepki gösteren Erdoğan, "Mu-
hataplanmız çifte standart uygular-
sa ya da milti menfaatimizi göz ardı
• Kopenhag sonucunu "önemli bir başan" olarak niteleyen Erdoğan, Kıbns
konusunda ödünler verildiğine ilişkin eleştirilere ise "Herhalde bunlann da
elma şekeri budur" diye tepki gösterdi.
edecek ohırsa tabii ki üslubum da
yerini bulacakür. Dik durmasını bil-
dikama asla dikleşmedik. İstiklal şa-
irimizin dediği gibi; 'yumuşak baş-
lı isem, kim dedi uysal koyun...' Bi-
zim böyle bir geçmişimiz var. MiDe-
timizin bizden beklentisi de budur"
diye konuştu.
Avrupa Birliği 'ni "Cumhuriyet'in
temelindekibirAvrupa projesi'', Ko-
penhag knterlenni de "cumhuriyet-
çi değetierin nıanüki sonuçlan" ola-
rak değerlendiren AKP Genel Baş-
kanı, Avrupa liderlerinin Türkiye'nin
eksiği olarak hep kendisınin özel
durumunu örnek gösterdigini söyle-
di. AKP Genel Başkanı Erdoğan,
u
Bizdeşunusöyledik:Evetdoğnısöy-
lüyorsunuz, bunun açık örneği olan
ben Türkiye'ye müzakere tarihi ver-
menizi istiyorum. Bu magduriveti de
Idşisel bir ezikBk olarakdeğil. tophım-
sal dönüşümün nrsaü olarak görü-
yoruz" dedi.
'Kopenhag karan miDi bir başan'
Kopenhag karannı "Tûrkiye için
önemlive miDi bir başan" olarak de-
ğerlendiren Tayyip Erdoğan, bu ka-
ran başansız göstermeye çalışanla-
nn "siyasi mülahazalaria hareket et-
tiğini'' savundu.
Erdoğan, doruk kararmdaki "ge-
cikmekslzin" ifadesinin Kıbnsta
ödün karşılığı alındığına ilişkin ha-
berlere tepki gösterirken de şunlan
söyledi:
"28 Şubat'a kadar BM gözetimin-
deki görüşmefcr olumlu sonuçlanır-
sa, 16 Nisan 2003'te Atina zirvesin-
de, Kıbns'da kurulacakyeniyapı bir
bütün haHnde AB'ye kabul edilecek-
tir. Aksi halde adanın sadece bir bö-
lüraü üyeüğe dahil edilecektir. Biz ne
çözümsüziükten yanayız ne de ver-
kurtul pohtikasından yanayız. V'er-
kurtul politikası siyasiyeteneksizük-
tir. Bunun da bilincindeyiz. Biz üçün-
cü yol anyoruz. Adanın gerçekleri-
ne uyan,dünyanın gerçeklerinigöze-
ten ve KıbnsTüıiderinin varoluş da-
vasını gözeten bir üçüncii yolun pe-
şindeyiz. Asla, AKP yönetimi, böyle
bir tavizi kimseye \ ernıemiştir. Bu
tür yorumlan, bunlan söyle>enlerin
kendi kendikrini tatmin araa olarak
göriiyorum. Herhalde bunlann da el-
ma şekeri budur."
"Kasımpaşah tavTuıa" dönük yo-,
rumlara tepki gösterdikten sonra
"Bundan sonra da. kendi miBetimiz-
den başka Idmseden emir ahnayacak
bir kadro var" diyen Erdoğan'ın
sözleri grupta uzun süre alkışlandı.
YOLSUZLUKLA SUÇLANMIŞTI
Erbakan'ın
başdanışmanı
bakanlıkta
ANKARA (ANKA) - Enerjı ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Hilmi Güler, TBMM raporlannda,
özeüeştirilmeden önce Petrol Ofisi Anonim
Şirketi'nde (POAŞ) yolsuzluklan arttırmakla
suçlanan, POAŞ raporlannda sahte belgelerle yeşil
pasaport çıkanp izinsiz yurtdışına çıktığı öne
sürülen, REFAHYOL hükümetinin Başbakanı
Necmettin Erbakan'ın başdanışmanı
Celalettin Döver'e de danışman kadrosu içinde yer
verdı. AKP'den, 3 Kasım seçiminde Muğla'dan
millervekili seçilemeyen Döver'e, bürokraside
aranan yer bulundu. Turgut Bozkurt'un yerine
Özelleştirme Idaresi Başkanhğı için de
adı geçen Döver, Enerji Bakanı Hilmi Güler'in 10
kişilik danışman kadrosu içinde yer alıyor.
Döver'in danışman sıfatıyla Bakan Güler'le
birlikte ilgili ve bağlı kurumlardan alınan
brifinglere katılmast •
• Enerji Bakanı dıkkat çekti. AKP'nin
Hilmi Güler, parti içi araştırma-
TBMM geliştirme (Ar-Ge) • ~-
, , çalışmalannda da
raporlannda b u l u n a n D ö v e r P e t r o ,
yolsuzluğu ofısi Genel
arttırmakla Müdürlüğü'ndeki
suçlanan, petrol yolsuzluklan araştırmak
Ofisi raporlannda amacıyla oluşturulan
ı . . ı i 1 MeclısAraştırması
sahte belgelerle Komısyomfnun
yeşıl pasaport raporunda, dönemin
çıkartıp izinsiz yurt Finansman Daire
dışuıa çıktığı öne Başkanı olarak 1992-
sürülen Erbakan'ın 1994yıllanarasında
başdan.sman, ^ S l ' — ^
Celalettm Döver'ı s u ç iandı.
danışman Raporda, söz konusu
kadrosuna aldı. yolsuzluk olaylannın
ortaya çıkmasını
sağlayacak POAŞ Genel Müdürlüğü ve Teftiş
Kurulu yazılannı "yok ettiği" de belirtilen
Döver'in, böylece Ofis zarannın ve zimmetin
artmasında etkili olduğu belirtildi.
Döver'e yönelik suçlamalar, Meclis raporlanyla da
sınırlı kalmadı. POAŞ müfettişleri Döver
hakkında, "para karşılığı özel işlerde çabştığı ve
izinsiz yurtdışına çıküğı" yönündeki ihbar
mektuplan üzerine yaptıklan soruşturmada,
Döver'in sahte belgelerle memuriyet derecesini
yüksek göstererek yeşil pasaport çıkarttığını ve
Ofis'ten izinsiz olarak sık sık yurtdışına çıktığını
öne sürdü. Döver'in, söz konusu raporun
tamamlanmasuıa kısa bir süre kala POAŞ'taki
görevinden istifa ettiği belirtiliyor.
Döver, bir dönem REFAHYOL'un başbakanı
Necmettin Erbakan'ın başdanışmanhğını yaptı.
Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanhk provası vapmaya başbdı, (Fotoğraf: AA)
AKP lideri,fîili başbakan gibi hareket ediyor
Erdoğan, kabineye
başkanbk edecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Dış ve iç politikadaki etkinliğiyle ic-
raatta iki başlılık sergileyen AKP Ge-
nel Başkanı RecepTayyip Erdoğan, ka-
bineyi bugün kendi başkanlığında ge-
nel merkezde toplanhya çağırdı. *Fi-
İB başbakan" gibi hareket eden Erdo-
ğan'ın hükümette herhangi bir sıfatı
olmadığı için
yapılacakkabi-
ne toplanhsı da
"gayri resmi"
nitelikteolacak.
Seçilme ye-
terliliği olma-
dığı için millet-
vekili adayı olamayan Erdoğan, önün-
deki yasal engellerin kaldınlmasına
dönük düzenlemelerle ilgili süreç iş-
lerken "başbakanhkprovası'' yapma-
ya başladı. AKP Merkez Yürütme Ku-
rulu (MYK) toplantisında, kabinenin
MYK ile ortak olarak bu akşam ge-
• AKP lideri Erdoğan, Bakanlar
Kurulu üyelerini kendi
başkanlığında toplantıya çağırdı.
Erdoğan toplantıya "gayri resmi"
nitelikte katılacak.
nel merkezde toplanması kararlaştınl-
dı. Böylece Bakanlar Kurulu üyeleri,
haftalık olağan toplantı dışında, Erdo-
ğan' m başkanlığında aynca bir araya
gelmiş olacak.
Bakanlar Kurulu'nun bugünkü ola-
ğan toplantısında, ana gündem mad-
desi acil eylem planı olarak belirlen-
di. Kabinede
aynca geçici
bütçe, memur
maaşı ve işçi
emeklı aylıkla-
nilezorunhıta-
sarruf fonu
ödemelerinin
de gündeme gelebüeceği belirtiliyor.
Acil eylem planı ile ilgili kapsamh
çalışmaya son şeklinin verileceği Baş-
bakanlık'taki toplantınm ardından
AKP'li bakanlann, genel merkezde
Erdoğan'ın başkanlığında yeniden bir
araya gelmesı dikkat çekiyor.
ULUSAL PROGRAM YENİLENÎYOR
Yargı süreci
hıdandırûacak
• Yargının bütçeden aldığı paym binde 7
olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı
Yalçınbayır, "Bu oranla yargıyı
güçlendiremeyiz. Yargının bütçeden aldığı
payı yüzde 300'lük artışla yüzde 2'ye
çıkarmayı planlıyoruz" dedi.
EBRU TOKTAR te'de yayımlanan Ulusal
Program'ın yeniden göz-
ANKARA-AB'denso- dengeçirileceğinibelirt-
rumlu Başbakan Yardım- ti. AB'ninEkim 2003 ta-
cısı ve Devlet Bakam Er- rihli ilerleme raporu ön-
tuğrul Yalçınbayır, AB cesinde, iç mevzuata yö-
Komisyonu'nca hazırla- nelik hukuki çalışmalan
nacak Ekim 2003 ilerle- hızlandıracaklannı vur-
me raporu öncesinde Tür- gulayan Yalçınbayır,
kiye'nin ulusal progra- "BunlanABsöylediğiiçin
rrunı belirleyeceğıni söy- değil. Türk halkının ge-
ledi. Meclis'e gönderile- reksinitnleri olduğu için
cek 3. uyum paketinde yerine getirmeKviz" diye
yargının hızlandınlması konuştu. Yalçınbayır,
için Ceza Muhakemele- Meclis'e gönderilecek 3.
ri Usulü Kanunu uyum paketi çerçevesin-
(CMUK)veHukukMu- de de acil yargılanma
hakemeleri UsulüKanu- hakkının yerine getiril-
nu'nda (HMUK) deği- mesine dönük düzenle-
şiklikyapılacağınıbelir- meleryapacaklannıkay-
ten Yalçınbayır, yasal dû- detti. Türkiye'de davala-
zenlemelerin yanı sıra nnzamanındatamamla-
teknikaltyapınıngüçlen- namaması nedeniyle
dirihnesi için yargıya büt- uzun süre gündemi işgal
çeden aynlan payın bin- ettiğini, hem yargıya yük
de 7'den yüzde 2'ye çıka- getirdiğinı, hem de yurt-
nlması için çalışmalar taşı mağdur ettiğini anla-
yapacaklannı kaydetti. tan Yalçınbayır, şunlan
Yalçınbayır, AB yolun- söyledi:
da Türkiye'nin taahhüt- "Temel hak ve özgür-
lerini sıralayan ve 19 Mart lüklerin genişletihnesi ge-
200 ltarihinde Resmi Ga- rekiyor. CMUK ve
zete'de yayımlanan Ulu- HMUK'ta değişiklikler
sal Program metninin, re- yapılması gerekiyor. An-
vize edileceğini bildirdi. cak yasal düzenlemeler
Konuyla ilgili sorulan- kadaV yargının teknikve
mızı yanıtlayan Yalçın- fizüd altyapısını da gûç-
bayır, AB Genel Sekre- lendirmek gerekiyor. Şu
teri Volkan Vural ile Ko- andayargmm teknik araç
penhag Zirvesi'nden çı- ve gereçleri çok yetersiz.
kan sonuçlan değerlen- Personel sansmda ve ni-
dirdiklerini ifade etti. teliginde sorunlar \"ar. O
Yalçınbayır, AB'ye ta- nedenle teknik ahyapryı
ahhüt edilen siyasi kri- da güçlendirmek gereki-
terlerin bir an önce ta- yor.Şuandayargnunbüt-
mamlanması, daha son- çeden aldığı pay binde 7.
ra da orta vadeli kriterle- Bu oranlayargıyıgüclen-
rin yerine getirilmesi için diremeyiz. Adalet Baka-
çalışmalara başlanması nı Cemil Çiçek ile birlik-
gerektiğini söyledi. Yal- te \-argmm bütçeden akb-
çınbayır, bu nedenle ilk ğıpayı yüzde 300'lük ar-
aşamada 19 Mart 2001 tişla yüzde 2'ye çıkarma-
tarihinde Resmi Gaze- yı ptanhyoruz."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
DYP Genel Başkanlığı'na ezici bir
çoğunlukla seçilen Mehmet Ağar'ın
merkez sağı toplayabileceğine iliş-
kin yorumlar artmaya başladı. Sü-
leyman Demirel'in de Ağar'ades-
tek verdiği söyleniyor. Mehmet Ağar,
"derin devlet" adı verilen ve Susur-
luk'ta ortalığa saçılan görüntünün
önemli aktörlerinden birisi. Emni-
yet Genel Müdürlüğü'nden günümü-
ze uzanan bir siyasi çizginin temsil-
cisi.
Mehmet Ağar'a ilişkin bilgi ve bel-
geleri burada tekrar etmeye gerek
yok. Abdullah Çath'lara yeşil pasa-
port verilmesine kadar birçok bel-
gede onun imzasının ve katkısının
olduğunu sağır sultan bile biliyor.
Mehmet Ağar bu bilgi ve iddialar
ortaya çıktığı sırada, "Ne yaptıysak
devlet için yaptık. Bir sorumluluğu-
muz varsa her şey devletin bilgisi
içindedir" şeklinde özetlenebilecek
bir savunma yaptı.
Susurlukdosyalarını sanınm DYP
delegeleri de biliyorlardı. Süleyman
Demirel, Mehmet Ağar'ın sorumlu-
luklar üstlendiği dönemde Başba-
Mehmet Ağar'la Merkez Sağ
kan ya da Cumhurbaşkanı'ydı, o
nedenle Demirel de o dosyalara ve
olaylara hepimizden daha fazla va-
kıf.
Mehmet Ağar'ın DYP Genel Baş-
kanlığı'na seçilmesi bir tercih. Bu
tercihe bir şey diyemeyiz. Bir parti-
nin kendi kuralları içinde Ağar seçi-
mi kazandı. Böyle birtercihte bulun-
mak onlann haklan. Ancak, bizim
de Mehmet Ağar1
! tercih eden DYP'yi
yeniden, baştan değerlendirmeye
hakkımız var.
Ağar, bir tesadüfün sonucu mu
DYP'nin başına geldi? Kongre sıra-
sında böyle düşünmemız olağan
sayılabilir. Ancak Türkiye'deki mer-
kez sağın son 50 yıllık seruvenine ba-
karsak her şey daha iyi anlaşılabilir.
Türkiye'deki merkez sağın ana po-
litikasını yıllarca "komünizm düş-
manlığı" ve demokrasi karşrtlığı oluş-
turdu. Orneğin "Komünizmle Müca-
dele Dernekleri"n'm en büyük des-
tekçisi Süleyman Demirel liderliğin-
deki Adalet Partisi'ydi.
Demokratik hak ve özgüriüklerin
bu ülkeye zarar verdiğini ve mutla-
ka kısrtlanması gerektiğini söyleyen
de hep merkez sağcı politikacılar
oldu. Nitekim 12 Mart 1971 askeri
darbesinin ardından darbecilerle iş-
birliği yapan Demirel önderliğinde-
ki AP'liler, 1961 Anayasasının de-
mokratik hükümlerinin budanması-
nı sağladılar. Deniz Gezmiş'leri ida-
ma götüren karann altında da AP'li-
lerin oyları vardı. 1974'te düşünfce-
leri nedeniyle cezaevine giren ara-
lannda Behice Boran, Sadun Aren
gibi birçok solcunun genel af kap-
samı dışında kalmasını sağlayanla-
nn başını da AP'liler çektiler.
• • •
Bu ülkede kan gövdeyi götürür-
ken "Banamilliyetçilersuçişliyorde-
dirtemezsiniz" diyen de Demirel de-
ğil miydi? 1970-1980 arası gazete
sayfalannda dolaşın merkez sağ si-
yasetçilerin ne kadar özgürlük kar-
şıtı olduklannı görürsünüz. 12 Eylül
1980 askeri darbesi sonrasında bir
süre siyaset dışı kalan merkez sağ
politikacılar güçlenip yeniden ikti-
dara döndüklerinde 1982 Anayasa-
sı'nın antidemokratik hükümlerine
sarıldılar, özgürlük taleplerine sırt
çevirdiler.
Merkez sağ bu ülkede siyasi Is-
lamın da, ülkücü milliyetçiliğin de
ana kaynağı ve destekçi olmadı mı?
En çok imam hatip lisesi açmakla
övünen Demirel sonra, Milli Güven-
lik Kurulu'nda laiklik savunucusu
kesilirken yine baskıcı bir sistemin
sözcüsüydü.
• • •
Süleyman Demirel'in misyonunu
Mehmet Ağar'ın alması merkez sağ
açısından ne anlama gelir? Meh-
met Ağar hakkında açılmış dosya-
lara bakarsanız, bu sorunun ceva-
bı daha iyi anlaşılır. Insan hafızası bir-
çok şeyi çabuk unutur. Bizim mille-
tin hafızası daha da zayıftır. Susur-
luk kazası ortaya çıktıktan sonra ga-
zetelerde ve devlet raporlannda yer
alan Mehmet Ağar acaba başka bir
Mehmet Ağar mıydı diye tereddü-
de düşüyorum. Yanlış şeyler mi ha-
tırlıyorum?
DYP, Ağar'la merkez sağı toparla-
yabilir mi? Demokratikleşmenin ve
özgüriüklerin geliştirilmesinin, dev-
letin çetelerden temizlenmesinin tar-
tışıldığı dönemde belki de bu işi en
iyi Ağar önderliğindeki DYP yapabi-
lir. Devleti iyi tanıyanlardan birisi.
Merkez sağın bir kesimi, DP ile
başlayan gelişmenin bir sivilleşme
hareketi olduğunu söylerler, askeri
darbelere karşı çıkartar. Acaba Ağar'ı
seçerek DYP bu misyonu mu sür-
dürmek istiyor?
Mehmet Ağar'la DYP mutlaka bir
yere geldi. Burası merkez sağ mı?
Acaba Susurluk merkez sağın ne-
resinde yer alıyor. Ağar'a yeni lider-
liğinde başarılar diliyoruz. Geçmişi,
geleceğine de ışık tutuyor.
GLOBALPOLİTİKÜ1.TÜR
ERGtN YaDIZOĞLU
'Geldikleri Gibi
Giderler'(mi?)(1)
Duyumlarşoyle: ABD, IrakSavaşı ıçinTürkiye'den
ikisi Karadeniz'de (!?) dığerlerı Akdeniz'de olmak
üzere çok sayıda liman, bu limanlar için de "bildi-
rımsiz kullanma hakkı", Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu'da 6-7 havaalanı istemiş; 100.000'den fazla
askerini de ülkemizde konuşlandıracakmış. Diyelim
ki Türkiye bunlara izin verdi, ABD güçleri ülkemize
geldi. Peki bu güç ne zaman gider?
Yeni jeopolitik ve petrol
Eğer yaşanan konjonktürün Irak'ta bir rejim değı-
şıkliğiyle sınırlı olduğunu düşünürseniz yanılırsınız.
Bugün tüm Ortadoğu köklü bir jeopolitik yeniden ya-
pılan(dınl)manın eşiğinde. Bu süreç belki 11 Eylül sal-
dınsının arkasından bir ivme kazandı ama, bugün gün-
demde olan yeniden yapılan(dırıl)manın, çok da-
ha köklü nedenleri var.
Soğuk Savaş sırasında küresel jeopolrtiğin fay hat-
lan iki blokun sürtüşme alanlanndan geçiyordu. Ame-
rika'nın dış politıka doktrininın ana teması da SSCB'nin
yayılmasının engellenmesiydi. Soğuk Savaş brt-
tikten sonra, yerel savaşlarda bir artış olduğunu, ça-
tışmalann da hep petrol, gaz alanlan, su kaynakla-
rı, kıymetlı madenler, kereste vb. orman ürünleri bu-
lunan noktalardayoğunlaştığını görüyoruz. Fay hat-
ları yer değiştirerek doğal kaynakların hinter-
landına kaydı.
Bıldığiniz gibi dünya ekonomisinin stratejik ener-
ji kaynaklan petrol ve gaz. Önümüzdeki 30 yıl için-
de petrole olan talep yılda 75 milyar vanlden 120 mıl-
yar varile yükselecek. Doğalgaza olan talep daha da
hızlı artarak, otuz yılda ıkıye katlanacak. Uluslara-
rası Eneni AJansı'nın (UEA) hesaplamalanna gö-
re bu talebin karşılanması için 2030'a kadar 4.2 tril-
yon dolar yatınm yapılması, dolayısıyla ortamın da
buna uygun olması gerekiyor. Diğer taraftan çok
iyimserbiryaklaşımla, teknolojikgelişmelerı, henüz
bulunmamış rezervleri de düşünerek dünya petrol re-
zervlerinin ömrünün 100 yıldan ancak biraz daha
fazla olduğu söylenebilir. UEA'ya göre gelecek 30 yıl
içinde enerji kullanımı içindeki ağırlıklannı koruma-
ya devam edecek olan petrolün rezervlerinin yüzde
63'ü Ortadoğu'da, yüzde 25'i ise Suudi Arabis-
tan'da, gaz rezervlerinin de yüzde 36'sı Ortado-
ğu'da. Rezervler azaldıkça var olanlarının öneminin
giderek artması da doğal.
Büyük altüst oluş
Bu zemın üzerınde, Ortadoğu'da bir yeniden ya-
pılanmayı gündeme getiren iki ana neden var ABD'nin
küresel enerji stratejileri ve bölgedekı toplumsal
kınlganlık.
Daha önceleri de değindiğım gibi ABD'nin yeni sa-
vunma stratejisinin amacı, rakip bir gücün yüksel-
mesini engelleyerek ABD hegemonyasını "uzakge-
leceğe" kadar korumak. Bu nedenle "önleyıci vu-
ruşa" olanak sağlayacak, rakipsiz bir askeri üstün-
lüğü korumanın yanı sıra, ABD'nin dünya ekonomi-
sinin enerji kaynaklannı ve yollannı denetleyecek, ge-
rektiğinde de kesebilecek bir konumda olmayı amaç-
ladığı söylenebilir.
Toplumsal kınlganlığa gelince, bunun için böl-
ge ülkelerinin sosyo-ekonomik profıllerine bakmak
yeterli. Dünya ekonomisinin dinamikleri ve lider ül-
kenin uzun dönemli planları açısından bu kadar
önemli bir kaynağı denetleyen Ortadoğu ülkeleri
adeta birer toplumsal bomba.
Bu ülkelerde nüfusun yaklaşık yüzde 4O'ı, 15 yaş
altında. Kişı başına milli gelir oranlan düşük, daha-
sı yoksulla zengin arasındaki uçurum giderek artı-
yor. 1980'lerın ortasından bu yana ortasınıflann sos-
yal yapılannda belirgın bir gerileme var. Kentleşme
son 30 yılda hızla artarak iran, Suudı Arabistan ve
Irak'ta sırasıyla yüzde 61, yüzde 85 ve yüzde 71 'e
ulaştı. Buna karşılık işsizlik oranlan yüzde 40'larda.
En önemli petrol ülkesi Suudi Arabistan'ın nüfusu
1970'te 6 milyondan 2000'de 22 milyona çıktı,
2020'de 40 milyona, 2050'de de 100 milyona ula-
şacak. Bu nüfusu beslemek için tek gelir kaynağı pet-
rol. Kimi analistlere göre Suudi rejiminin ayakta ka-
labilmesi için 10 yıl sonra petrolün varil fiyatının 50
dolann çok üzerinde seyretmeye başlaması gereki-
yor. Halbukı başta ABD olmak üzere dünya ekono-
misinin gereksinimleri açısından ideal olanı, petro-
lün fiyatının 15-25 dolar aralığında kalması. Oyley-
se, Ortadoğu ülkelerinin baskıcı/feodal yönetimleri-
nin kendi halklanna, iş, aş, su ve ahştıklan refahı
sağlaması, dolayısıyla ayakta kalmaya devam etme-
sı giderek imkânsızlaşacak. Bu ortamda, toplumsal
muhalefetin giderek güçlenmesi ve bir aşamada, El
Kaide benzeri radikal Islamcı örgütlerin, ömeğin Su-
udi Arabistan'da. rejımi devırerek petrol kaynaklan-
nın denetimini ele geçirmesınin olasılığı yüksek. 11
Eylül'den sonra dünyanın emperial gücü konumu-
na yükselmeye başlayan ABD'nin, böyle, enerji akı-
şını tehlikeye sokacak, hegemonyasını tehdit ede-
cek bir olasılığa duyarsız kalması beklenemez.
Gündemdekı Iraksavaşını, hatta Irak'ın işgaline iliş-
kin senaryoları, bu yeniden yapılanmanın açılış ham-
lesi olarak görmek, tüm bölgede sınırların yeniden
çizilmeye başlamasını beklemek gerekır. Deyim ye-
rindeyse, Ortadoğu'da büyuk bir inşaat başlıyor, bu-
nun en önemli şantiyesıni de Türkiye'de kurmak is-
tiyorlar. Bu şantiye bir kez kuruldu mu kolay kolay
sökülmez! Bu inşaat uzun sürecek.
(1) Bu yazıyı Türkiye Enerji Forumu'nda (11-12-
13 Aralık, Çırağan Sarayı) yaptığım konuşmaya
dayanarak hazırfadım.
Bakanlar Kurulu
Kamu vakıflanna
bağış incelemesi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hükümet,
İcamu vakıflannı bugün-
kü Bakanlar Kurulu'nda
mercek altına alacak.
Başbakan Yardımcısı
MehmetAB Şahin in Ba-
kanlar Kurulu na taşıya-
cağı kamu vakıflan ile
ilgili bağış adı altında pa-
ra toplanmasının engel-
lenmesine dönük çözüm
aranacak.
Şahin, bugün toplana-
cak olan Bakanlar Ku-
rulu'nda kamu vakıfla-
nndaki sorunlan aynnö-
lı bir dosyayla aktaracak.
Şahin, 620 kamu vak-
fından 45'i hakkında
usulsüzlük yaptığı iddi-
asıyla üıceleme yapıldı-
ğına dıkkat çekerek "Ka-
mu kuruluşlannın vakıf
kurarakvatandaşlardan
bağış yolmia bir tür ör-
tülü ödenek ihdas etnıe-
lerini vakıf müessesesi-
nin yozlaşması olarakgö-
rüyorum. Bu konuda dü-
zenleme yapılması gere-
kiyor'' dedi.