19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2002 ÇARŞAMBA HABERLER Erdoğan, AB görüşmelerindeki 'Kasımpaşalı tavrını', 'bizim geçmişimiz böyle' diye yorumladı Dik durdukdikleşmedikANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci için Kopenhag Doruğu'ndan çıkan karann "önemti bir başan ol- duğimıT savundu. AKP yönetimi- nin Kıbns konusunda ödünler ver- diğine ilişkin eleştirikre Erdoğan, "Herhalde bunlarm da etana şekeri budur" diye tepki gösterdi. AKP lideri Erdoğan, 12 Aralık doruğundan sonra düzenlediği ilk grup toplantısında AB görüşmeleriy- le ilgili bilgi verdi. "Kasımpaşalı tavnyla, Türkiye'ye 6ay kaybettirdiğine'' ilişkin yorum- lara tepki gösteren Erdoğan, "Mu- hataplanmız çifte standart uygular- sa ya da milti menfaatimizi göz ardı • Kopenhag sonucunu "önemli bir başan" olarak niteleyen Erdoğan, Kıbns konusunda ödünler verildiğine ilişkin eleştirilere ise "Herhalde bunlann da elma şekeri budur" diye tepki gösterdi. edecek ohırsa tabii ki üslubum da yerini bulacakür. Dik durmasını bil- dikama asla dikleşmedik. İstiklal şa- irimizin dediği gibi; 'yumuşak baş- lı isem, kim dedi uysal koyun...' Bi- zim böyle bir geçmişimiz var. MiDe- timizin bizden beklentisi de budur" diye konuştu. Avrupa Birliği 'ni "Cumhuriyet'in temelindekibirAvrupa projesi'', Ko- penhag knterlenni de "cumhuriyet- çi değetierin nıanüki sonuçlan" ola- rak değerlendiren AKP Genel Baş- kanı, Avrupa liderlerinin Türkiye'nin eksiği olarak hep kendisınin özel durumunu örnek gösterdigini söyle- di. AKP Genel Başkanı Erdoğan, u Bizdeşunusöyledik:Evetdoğnısöy- lüyorsunuz, bunun açık örneği olan ben Türkiye'ye müzakere tarihi ver- menizi istiyorum. Bu magduriveti de Idşisel bir ezikBk olarakdeğil. tophım- sal dönüşümün nrsaü olarak görü- yoruz" dedi. 'Kopenhag karan miDi bir başan' Kopenhag karannı "Tûrkiye için önemlive miDi bir başan" olarak de- ğerlendiren Tayyip Erdoğan, bu ka- ran başansız göstermeye çalışanla- nn "siyasi mülahazalaria hareket et- tiğini'' savundu. Erdoğan, doruk kararmdaki "ge- cikmekslzin" ifadesinin Kıbnsta ödün karşılığı alındığına ilişkin ha- berlere tepki gösterirken de şunlan söyledi: "28 Şubat'a kadar BM gözetimin- deki görüşmefcr olumlu sonuçlanır- sa, 16 Nisan 2003'te Atina zirvesin- de, Kıbns'da kurulacakyeniyapı bir bütün haHnde AB'ye kabul edilecek- tir. Aksi halde adanın sadece bir bö- lüraü üyeüğe dahil edilecektir. Biz ne çözümsüziükten yanayız ne de ver- kurtul pohtikasından yanayız. V'er- kurtul politikası siyasiyeteneksizük- tir. Bunun da bilincindeyiz. Biz üçün- cü yol anyoruz. Adanın gerçekleri- ne uyan,dünyanın gerçeklerinigöze- ten ve KıbnsTüıiderinin varoluş da- vasını gözeten bir üçüncii yolun pe- şindeyiz. Asla, AKP yönetimi, böyle bir tavizi kimseye \ ernıemiştir. Bu tür yorumlan, bunlan söyle>enlerin kendi kendikrini tatmin araa olarak göriiyorum. Herhalde bunlann da el- ma şekeri budur." "Kasımpaşah tavTuıa" dönük yo-, rumlara tepki gösterdikten sonra "Bundan sonra da. kendi miBetimiz- den başka Idmseden emir ahnayacak bir kadro var" diyen Erdoğan'ın sözleri grupta uzun süre alkışlandı. YOLSUZLUKLA SUÇLANMIŞTI Erbakan'ın başdanışmanı bakanlıkta ANKARA (ANKA) - Enerjı ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, TBMM raporlannda, özeüeştirilmeden önce Petrol Ofisi Anonim Şirketi'nde (POAŞ) yolsuzluklan arttırmakla suçlanan, POAŞ raporlannda sahte belgelerle yeşil pasaport çıkanp izinsiz yurtdışına çıktığı öne sürülen, REFAHYOL hükümetinin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın başdanışmanı Celalettin Döver'e de danışman kadrosu içinde yer verdı. AKP'den, 3 Kasım seçiminde Muğla'dan millervekili seçilemeyen Döver'e, bürokraside aranan yer bulundu. Turgut Bozkurt'un yerine Özelleştirme Idaresi Başkanhğı için de adı geçen Döver, Enerji Bakanı Hilmi Güler'in 10 kişilik danışman kadrosu içinde yer alıyor. Döver'in danışman sıfatıyla Bakan Güler'le birlikte ilgili ve bağlı kurumlardan alınan brifinglere katılmast • • Enerji Bakanı dıkkat çekti. AKP'nin Hilmi Güler, parti içi araştırma- TBMM geliştirme (Ar-Ge) • ~- , , çalışmalannda da raporlannda b u l u n a n D ö v e r P e t r o , yolsuzluğu ofısi Genel arttırmakla Müdürlüğü'ndeki suçlanan, petrol yolsuzluklan araştırmak Ofisi raporlannda amacıyla oluşturulan ı . . ı i 1 MeclısAraştırması sahte belgelerle Komısyomfnun yeşıl pasaport raporunda, dönemin çıkartıp izinsiz yurt Finansman Daire dışuıa çıktığı öne Başkanı olarak 1992- sürülen Erbakan'ın 1994yıllanarasında başdan.sman, ^ S l ' — ^ Celalettm Döver'ı s u ç iandı. danışman Raporda, söz konusu kadrosuna aldı. yolsuzluk olaylannın ortaya çıkmasını sağlayacak POAŞ Genel Müdürlüğü ve Teftiş Kurulu yazılannı "yok ettiği" de belirtilen Döver'in, böylece Ofis zarannın ve zimmetin artmasında etkili olduğu belirtildi. Döver'e yönelik suçlamalar, Meclis raporlanyla da sınırlı kalmadı. POAŞ müfettişleri Döver hakkında, "para karşılığı özel işlerde çabştığı ve izinsiz yurtdışına çıküğı" yönündeki ihbar mektuplan üzerine yaptıklan soruşturmada, Döver'in sahte belgelerle memuriyet derecesini yüksek göstererek yeşil pasaport çıkarttığını ve Ofis'ten izinsiz olarak sık sık yurtdışına çıktığını öne sürdü. Döver'in, söz konusu raporun tamamlanmasuıa kısa bir süre kala POAŞ'taki görevinden istifa ettiği belirtiliyor. Döver, bir dönem REFAHYOL'un başbakanı Necmettin Erbakan'ın başdanışmanhğını yaptı. Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanhk provası vapmaya başbdı, (Fotoğraf: AA) AKP lideri,fîili başbakan gibi hareket ediyor Erdoğan, kabineye başkanbk edecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dış ve iç politikadaki etkinliğiyle ic- raatta iki başlılık sergileyen AKP Ge- nel Başkanı RecepTayyip Erdoğan, ka- bineyi bugün kendi başkanlığında ge- nel merkezde toplanhya çağırdı. *Fi- İB başbakan" gibi hareket eden Erdo- ğan'ın hükümette herhangi bir sıfatı olmadığı için yapılacakkabi- ne toplanhsı da "gayri resmi" nitelikteolacak. Seçilme ye- terliliği olma- dığı için millet- vekili adayı olamayan Erdoğan, önün- deki yasal engellerin kaldınlmasına dönük düzenlemelerle ilgili süreç iş- lerken "başbakanhkprovası'' yapma- ya başladı. AKP Merkez Yürütme Ku- rulu (MYK) toplantisında, kabinenin MYK ile ortak olarak bu akşam ge- • AKP lideri Erdoğan, Bakanlar Kurulu üyelerini kendi başkanlığında toplantıya çağırdı. Erdoğan toplantıya "gayri resmi" nitelikte katılacak. nel merkezde toplanması kararlaştınl- dı. Böylece Bakanlar Kurulu üyeleri, haftalık olağan toplantı dışında, Erdo- ğan' m başkanlığında aynca bir araya gelmiş olacak. Bakanlar Kurulu'nun bugünkü ola- ğan toplantısında, ana gündem mad- desi acil eylem planı olarak belirlen- di. Kabinede aynca geçici bütçe, memur maaşı ve işçi emeklı aylıkla- nilezorunhıta- sarruf fonu ödemelerinin de gündeme gelebüeceği belirtiliyor. Acil eylem planı ile ilgili kapsamh çalışmaya son şeklinin verileceği Baş- bakanlık'taki toplantınm ardından AKP'li bakanlann, genel merkezde Erdoğan'ın başkanlığında yeniden bir araya gelmesı dikkat çekiyor. ULUSAL PROGRAM YENİLENÎYOR Yargı süreci hıdandırûacak • Yargının bütçeden aldığı paym binde 7 olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Yalçınbayır, "Bu oranla yargıyı güçlendiremeyiz. Yargının bütçeden aldığı payı yüzde 300'lük artışla yüzde 2'ye çıkarmayı planlıyoruz" dedi. EBRU TOKTAR te'de yayımlanan Ulusal Program'ın yeniden göz- ANKARA-AB'denso- dengeçirileceğinibelirt- rumlu Başbakan Yardım- ti. AB'ninEkim 2003 ta- cısı ve Devlet Bakam Er- rihli ilerleme raporu ön- tuğrul Yalçınbayır, AB cesinde, iç mevzuata yö- Komisyonu'nca hazırla- nelik hukuki çalışmalan nacak Ekim 2003 ilerle- hızlandıracaklannı vur- me raporu öncesinde Tür- gulayan Yalçınbayır, kiye'nin ulusal progra- "BunlanABsöylediğiiçin rrunı belirleyeceğıni söy- değil. Türk halkının ge- ledi. Meclis'e gönderile- reksinitnleri olduğu için cek 3. uyum paketinde yerine getirmeKviz" diye yargının hızlandınlması konuştu. Yalçınbayır, için Ceza Muhakemele- Meclis'e gönderilecek 3. ri Usulü Kanunu uyum paketi çerçevesin- (CMUK)veHukukMu- de de acil yargılanma hakemeleri UsulüKanu- hakkının yerine getiril- nu'nda (HMUK) deği- mesine dönük düzenle- şiklikyapılacağınıbelir- meleryapacaklannıkay- ten Yalçınbayır, yasal dû- detti. Türkiye'de davala- zenlemelerin yanı sıra nnzamanındatamamla- teknikaltyapınıngüçlen- namaması nedeniyle dirihnesi için yargıya büt- uzun süre gündemi işgal çeden aynlan payın bin- ettiğini, hem yargıya yük de 7'den yüzde 2'ye çıka- getirdiğinı, hem de yurt- nlması için çalışmalar taşı mağdur ettiğini anla- yapacaklannı kaydetti. tan Yalçınbayır, şunlan Yalçınbayır, AB yolun- söyledi: da Türkiye'nin taahhüt- "Temel hak ve özgür- lerini sıralayan ve 19 Mart lüklerin genişletihnesi ge- 200 ltarihinde Resmi Ga- rekiyor. CMUK ve zete'de yayımlanan Ulu- HMUK'ta değişiklikler sal Program metninin, re- yapılması gerekiyor. An- vize edileceğini bildirdi. cak yasal düzenlemeler Konuyla ilgili sorulan- kadaV yargının teknikve mızı yanıtlayan Yalçın- fizüd altyapısını da gûç- bayır, AB Genel Sekre- lendirmek gerekiyor. Şu teri Volkan Vural ile Ko- andayargmm teknik araç penhag Zirvesi'nden çı- ve gereçleri çok yetersiz. kan sonuçlan değerlen- Personel sansmda ve ni- dirdiklerini ifade etti. teliginde sorunlar \"ar. O Yalçınbayır, AB'ye ta- nedenle teknik ahyapryı ahhüt edilen siyasi kri- da güçlendirmek gereki- terlerin bir an önce ta- yor.Şuandayargnunbüt- mamlanması, daha son- çeden aldığı pay binde 7. ra da orta vadeli kriterle- Bu oranlayargıyıgüclen- rin yerine getirilmesi için diremeyiz. Adalet Baka- çalışmalara başlanması nı Cemil Çiçek ile birlik- gerektiğini söyledi. Yal- te \-argmm bütçeden akb- çınbayır, bu nedenle ilk ğıpayı yüzde 300'lük ar- aşamada 19 Mart 2001 tişla yüzde 2'ye çıkarma- tarihinde Resmi Gaze- yı ptanhyoruz." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] DYP Genel Başkanlığı'na ezici bir çoğunlukla seçilen Mehmet Ağar'ın merkez sağı toplayabileceğine iliş- kin yorumlar artmaya başladı. Sü- leyman Demirel'in de Ağar'ades- tek verdiği söyleniyor. Mehmet Ağar, "derin devlet" adı verilen ve Susur- luk'ta ortalığa saçılan görüntünün önemli aktörlerinden birisi. Emni- yet Genel Müdürlüğü'nden günümü- ze uzanan bir siyasi çizginin temsil- cisi. Mehmet Ağar'a ilişkin bilgi ve bel- geleri burada tekrar etmeye gerek yok. Abdullah Çath'lara yeşil pasa- port verilmesine kadar birçok bel- gede onun imzasının ve katkısının olduğunu sağır sultan bile biliyor. Mehmet Ağar bu bilgi ve iddialar ortaya çıktığı sırada, "Ne yaptıysak devlet için yaptık. Bir sorumluluğu- muz varsa her şey devletin bilgisi içindedir" şeklinde özetlenebilecek bir savunma yaptı. Susurlukdosyalarını sanınm DYP delegeleri de biliyorlardı. Süleyman Demirel, Mehmet Ağar'ın sorumlu- luklar üstlendiği dönemde Başba- Mehmet Ağar'la Merkez Sağ kan ya da Cumhurbaşkanı'ydı, o nedenle Demirel de o dosyalara ve olaylara hepimizden daha fazla va- kıf. Mehmet Ağar'ın DYP Genel Baş- kanlığı'na seçilmesi bir tercih. Bu tercihe bir şey diyemeyiz. Bir parti- nin kendi kuralları içinde Ağar seçi- mi kazandı. Böyle birtercihte bulun- mak onlann haklan. Ancak, bizim de Mehmet Ağar1 ! tercih eden DYP'yi yeniden, baştan değerlendirmeye hakkımız var. Ağar, bir tesadüfün sonucu mu DYP'nin başına geldi? Kongre sıra- sında böyle düşünmemız olağan sayılabilir. Ancak Türkiye'deki mer- kez sağın son 50 yıllık seruvenine ba- karsak her şey daha iyi anlaşılabilir. Türkiye'deki merkez sağın ana po- litikasını yıllarca "komünizm düş- manlığı" ve demokrasi karşrtlığı oluş- turdu. Orneğin "Komünizmle Müca- dele Dernekleri"n'm en büyük des- tekçisi Süleyman Demirel liderliğin- deki Adalet Partisi'ydi. Demokratik hak ve özgüriüklerin bu ülkeye zarar verdiğini ve mutla- ka kısrtlanması gerektiğini söyleyen de hep merkez sağcı politikacılar oldu. Nitekim 12 Mart 1971 askeri darbesinin ardından darbecilerle iş- birliği yapan Demirel önderliğinde- ki AP'liler, 1961 Anayasasının de- mokratik hükümlerinin budanması- nı sağladılar. Deniz Gezmiş'leri ida- ma götüren karann altında da AP'li- lerin oyları vardı. 1974'te düşünfce- leri nedeniyle cezaevine giren ara- lannda Behice Boran, Sadun Aren gibi birçok solcunun genel af kap- samı dışında kalmasını sağlayanla- nn başını da AP'liler çektiler. • • • Bu ülkede kan gövdeyi götürür- ken "Banamilliyetçilersuçişliyorde- dirtemezsiniz" diyen de Demirel de- ğil miydi? 1970-1980 arası gazete sayfalannda dolaşın merkez sağ si- yasetçilerin ne kadar özgürlük kar- şıtı olduklannı görürsünüz. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında bir süre siyaset dışı kalan merkez sağ politikacılar güçlenip yeniden ikti- dara döndüklerinde 1982 Anayasa- sı'nın antidemokratik hükümlerine sarıldılar, özgürlük taleplerine sırt çevirdiler. Merkez sağ bu ülkede siyasi Is- lamın da, ülkücü milliyetçiliğin de ana kaynağı ve destekçi olmadı mı? En çok imam hatip lisesi açmakla övünen Demirel sonra, Milli Güven- lik Kurulu'nda laiklik savunucusu kesilirken yine baskıcı bir sistemin sözcüsüydü. • • • Süleyman Demirel'in misyonunu Mehmet Ağar'ın alması merkez sağ açısından ne anlama gelir? Meh- met Ağar hakkında açılmış dosya- lara bakarsanız, bu sorunun ceva- bı daha iyi anlaşılır. Insan hafızası bir- çok şeyi çabuk unutur. Bizim mille- tin hafızası daha da zayıftır. Susur- luk kazası ortaya çıktıktan sonra ga- zetelerde ve devlet raporlannda yer alan Mehmet Ağar acaba başka bir Mehmet Ağar mıydı diye tereddü- de düşüyorum. Yanlış şeyler mi ha- tırlıyorum? DYP, Ağar'la merkez sağı toparla- yabilir mi? Demokratikleşmenin ve özgüriüklerin geliştirilmesinin, dev- letin çetelerden temizlenmesinin tar- tışıldığı dönemde belki de bu işi en iyi Ağar önderliğindeki DYP yapabi- lir. Devleti iyi tanıyanlardan birisi. Merkez sağın bir kesimi, DP ile başlayan gelişmenin bir sivilleşme hareketi olduğunu söylerler, askeri darbelere karşı çıkartar. Acaba Ağar'ı seçerek DYP bu misyonu mu sür- dürmek istiyor? Mehmet Ağar'la DYP mutlaka bir yere geldi. Burası merkez sağ mı? Acaba Susurluk merkez sağın ne- resinde yer alıyor. Ağar'a yeni lider- liğinde başarılar diliyoruz. Geçmişi, geleceğine de ışık tutuyor. GLOBALPOLİTİKÜ1.TÜR ERGtN YaDIZOĞLU 'Geldikleri Gibi Giderler'(mi?)(1) Duyumlarşoyle: ABD, IrakSavaşı ıçinTürkiye'den ikisi Karadeniz'de (!?) dığerlerı Akdeniz'de olmak üzere çok sayıda liman, bu limanlar için de "bildi- rımsiz kullanma hakkı", Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'da 6-7 havaalanı istemiş; 100.000'den fazla askerini de ülkemizde konuşlandıracakmış. Diyelim ki Türkiye bunlara izin verdi, ABD güçleri ülkemize geldi. Peki bu güç ne zaman gider? Yeni jeopolitik ve petrol Eğer yaşanan konjonktürün Irak'ta bir rejim değı- şıkliğiyle sınırlı olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Bugün tüm Ortadoğu köklü bir jeopolitik yeniden ya- pılan(dınl)manın eşiğinde. Bu süreç belki 11 Eylül sal- dınsının arkasından bir ivme kazandı ama, bugün gün- demde olan yeniden yapılan(dırıl)manın, çok da- ha köklü nedenleri var. Soğuk Savaş sırasında küresel jeopolrtiğin fay hat- lan iki blokun sürtüşme alanlanndan geçiyordu. Ame- rika'nın dış politıka doktrininın ana teması da SSCB'nin yayılmasının engellenmesiydi. Soğuk Savaş brt- tikten sonra, yerel savaşlarda bir artış olduğunu, ça- tışmalann da hep petrol, gaz alanlan, su kaynakla- rı, kıymetlı madenler, kereste vb. orman ürünleri bu- lunan noktalardayoğunlaştığını görüyoruz. Fay hat- ları yer değiştirerek doğal kaynakların hinter- landına kaydı. Bıldığiniz gibi dünya ekonomisinin stratejik ener- ji kaynaklan petrol ve gaz. Önümüzdeki 30 yıl için- de petrole olan talep yılda 75 milyar vanlden 120 mıl- yar varile yükselecek. Doğalgaza olan talep daha da hızlı artarak, otuz yılda ıkıye katlanacak. Uluslara- rası Eneni AJansı'nın (UEA) hesaplamalanna gö- re bu talebin karşılanması için 2030'a kadar 4.2 tril- yon dolar yatınm yapılması, dolayısıyla ortamın da buna uygun olması gerekiyor. Diğer taraftan çok iyimserbiryaklaşımla, teknolojikgelişmelerı, henüz bulunmamış rezervleri de düşünerek dünya petrol re- zervlerinin ömrünün 100 yıldan ancak biraz daha fazla olduğu söylenebilir. UEA'ya göre gelecek 30 yıl içinde enerji kullanımı içindeki ağırlıklannı koruma- ya devam edecek olan petrolün rezervlerinin yüzde 63'ü Ortadoğu'da, yüzde 25'i ise Suudi Arabis- tan'da, gaz rezervlerinin de yüzde 36'sı Ortado- ğu'da. Rezervler azaldıkça var olanlarının öneminin giderek artması da doğal. Büyük altüst oluş Bu zemın üzerınde, Ortadoğu'da bir yeniden ya- pılanmayı gündeme getiren iki ana neden var ABD'nin küresel enerji stratejileri ve bölgedekı toplumsal kınlganlık. Daha önceleri de değindiğım gibi ABD'nin yeni sa- vunma stratejisinin amacı, rakip bir gücün yüksel- mesini engelleyerek ABD hegemonyasını "uzakge- leceğe" kadar korumak. Bu nedenle "önleyıci vu- ruşa" olanak sağlayacak, rakipsiz bir askeri üstün- lüğü korumanın yanı sıra, ABD'nin dünya ekonomi- sinin enerji kaynaklannı ve yollannı denetleyecek, ge- rektiğinde de kesebilecek bir konumda olmayı amaç- ladığı söylenebilir. Toplumsal kınlganlığa gelince, bunun için böl- ge ülkelerinin sosyo-ekonomik profıllerine bakmak yeterli. Dünya ekonomisinin dinamikleri ve lider ül- kenin uzun dönemli planları açısından bu kadar önemli bir kaynağı denetleyen Ortadoğu ülkeleri adeta birer toplumsal bomba. Bu ülkelerde nüfusun yaklaşık yüzde 4O'ı, 15 yaş altında. Kişı başına milli gelir oranlan düşük, daha- sı yoksulla zengin arasındaki uçurum giderek artı- yor. 1980'lerın ortasından bu yana ortasınıflann sos- yal yapılannda belirgın bir gerileme var. Kentleşme son 30 yılda hızla artarak iran, Suudı Arabistan ve Irak'ta sırasıyla yüzde 61, yüzde 85 ve yüzde 71 'e ulaştı. Buna karşılık işsizlik oranlan yüzde 40'larda. En önemli petrol ülkesi Suudi Arabistan'ın nüfusu 1970'te 6 milyondan 2000'de 22 milyona çıktı, 2020'de 40 milyona, 2050'de de 100 milyona ula- şacak. Bu nüfusu beslemek için tek gelir kaynağı pet- rol. Kimi analistlere göre Suudi rejiminin ayakta ka- labilmesi için 10 yıl sonra petrolün varil fiyatının 50 dolann çok üzerinde seyretmeye başlaması gereki- yor. Halbukı başta ABD olmak üzere dünya ekono- misinin gereksinimleri açısından ideal olanı, petro- lün fiyatının 15-25 dolar aralığında kalması. Oyley- se, Ortadoğu ülkelerinin baskıcı/feodal yönetimleri- nin kendi halklanna, iş, aş, su ve ahştıklan refahı sağlaması, dolayısıyla ayakta kalmaya devam etme- sı giderek imkânsızlaşacak. Bu ortamda, toplumsal muhalefetin giderek güçlenmesi ve bir aşamada, El Kaide benzeri radikal Islamcı örgütlerin, ömeğin Su- udi Arabistan'da. rejımi devırerek petrol kaynaklan- nın denetimini ele geçirmesınin olasılığı yüksek. 11 Eylül'den sonra dünyanın emperial gücü konumu- na yükselmeye başlayan ABD'nin, böyle, enerji akı- şını tehlikeye sokacak, hegemonyasını tehdit ede- cek bir olasılığa duyarsız kalması beklenemez. Gündemdekı Iraksavaşını, hatta Irak'ın işgaline iliş- kin senaryoları, bu yeniden yapılanmanın açılış ham- lesi olarak görmek, tüm bölgede sınırların yeniden çizilmeye başlamasını beklemek gerekır. Deyim ye- rindeyse, Ortadoğu'da büyuk bir inşaat başlıyor, bu- nun en önemli şantiyesıni de Türkiye'de kurmak is- tiyorlar. Bu şantiye bir kez kuruldu mu kolay kolay sökülmez! Bu inşaat uzun sürecek. (1) Bu yazıyı Türkiye Enerji Forumu'nda (11-12- 13 Aralık, Çırağan Sarayı) yaptığım konuşmaya dayanarak hazırfadım. Bakanlar Kurulu Kamu vakıflanna bağış incelemesi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hükümet, İcamu vakıflannı bugün- kü Bakanlar Kurulu'nda mercek altına alacak. Başbakan Yardımcısı MehmetAB Şahin in Ba- kanlar Kurulu na taşıya- cağı kamu vakıflan ile ilgili bağış adı altında pa- ra toplanmasının engel- lenmesine dönük çözüm aranacak. Şahin, bugün toplana- cak olan Bakanlar Ku- rulu'nda kamu vakıfla- nndaki sorunlan aynnö- lı bir dosyayla aktaracak. Şahin, 620 kamu vak- fından 45'i hakkında usulsüzlük yaptığı iddi- asıyla üıceleme yapıldı- ğına dıkkat çekerek "Ka- mu kuruluşlannın vakıf kurarakvatandaşlardan bağış yolmia bir tür ör- tülü ödenek ihdas etnıe- lerini vakıf müessesesi- nin yozlaşması olarakgö- rüyorum. Bu konuda dü- zenleme yapılması gere- kiyor'' dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle