19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2002 PAZAR HABERLER DÖVYADA BUGUN ALİ SİRMEN DP. Biilent Tanör Sevgili, Boynudevrilescelerin egemen olduğu, pirele- rin filleri yuttuğu, son "garip "in iki gün önce gö- çüp, ganpteri elienckiğründe btrakbğı şu tuhaf dün- yada, yazdan kalna, kıştan çalma birgüneşli pa- zar gününde ölünden söz etmenin âlemi var mı, diye düşünme. Ölenden söz etrnek ölümden söz etmek midir? Tabii ki, hayıri Hele söz konusu olan Bülent Tanör ise... Dr. Bülent'i bugün elli yıl önce kısa pantolonla koşarken tanıdığm yerden, o zamanlar yetiştiri- ci sınıf öğrencisi clduğu Galatasaray Lisesi llko- kulu, son zamanlaıda öğretim üyesi olduğu şim- diki Galatasaray Ünrversrtesi bahçesinden son yoJ- culuğuna uğurtayacağız. Ona neden "Doktor Bülent" derdik bilmiyo- rum. Sadeliği yaşam ikesi haline getirmiş Bülent'i on- ca yıllık yatılı hayatımız içinde bir gün bile kavga ederken görmedim. Sonra yaşam içinde bağırmadan, sesini hiç yükseltmeden sürdürdüğü nice kavgaya tanık ol- dum. Ne kavgadan kaçtı Bülent, ne sevgiden.... Çok kavga göröü, hepsini geçirdi. Ama sonunda bizzat kendisinin de söylediği gi- bi, arkadan hançerlendi, Hipokrat yemini etmiş biri tarafından. ••• Çok öğretmen gördüm, çok öğretmenimi sev- dim. Bülent'ten aldım öğretmenlik derslerinin en gü- zellerinden birini. Yıllarönce, birgünAlkazarSineması'nınfuaye- sindeki kahvede arkadaşlaria oturuyordum. Birden Bülent girdi içeri. Gördüğü, çok beğendiği ve gençlerin de mut- lakagörmesini istediği için öğrencilerini getirecek- miş sinemaya. - ÇocukJann parası az, onlar için bir indirim ya- pamaz mısınız, dryordu. - Biletlerin üstünde belediye rüsumu var, indi- rim yapamayız, ama hoca 20 kişi gelirse on bilet keseriz, yine indirim olur, dediler. - Olur, dedi. Gelecekleri günü belirledi. Bir iki dakika otur- du, yetiştirecek işleri vardı, gitti. Üç yıl önce, 30 Ağustos günü, Pekin Baran ile Engin Topsakal'ın önayak olmasıyla, bir motor gezisinde biriikte olduk, doyasıya. Onur Öymen ile biriikte, lisenin son sınrfinın he- men ardından Anadolu yollanna düşmelerini, ilk yurt gezilerini ve yaptıklannı konuştuk. • • • O sıralar hasta olduğunu biliyorduk. Hastalığını bir sabah arabayla gazeteye gider- ken kendisine rastladığımda öğrendim. Galatasaray Üniversitesi'nde "Devrim Tarihi' der- si veriyordum. - Senin Kurtuluş ve Kuruluş kitabından okuyo- ruz dersi, senin de vaadin vardı, ne zaman gele- ceksin çocuklara ders anlatmaya, dedim. - Şu sıralarda olmaz, dedi gülümseyerek, bel- ki daha sonra. Nedenini anlamadığım için, garip garip bakmam üzerine, - Biraz hastayım da, dedi. - Neyin var Bülent, sorusuna öylesine olağan ve sakin bir cevap verdi ki: - Kanseroldum da... Sonra ekledi: " - Şimdi tahlilleri almaya hastaneye gidiyorum. ölenden bahsetmek Sevgili, ölümden sözet- mek değil. Bülent hastalıkla, boynudevrilesicelerie nasıl vakarla savaştı ise öyle savaştı. Tıbben kâğıt üstünde, daha iki üç yıl önce, çok- tan ölmüş olmalıydı, ama o yüksünmeden, sız- lanmadan savaştı, birkaç yıl daha yaşadı, yapa- cak işleri, sürdürülecek kavgası, yazacak kitap- lan vardı. Atatürk'ü ve Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet dev- rimlerini en iyi okuyan ve okutan adamdı. Kurtuluş ve Kuruluş, eşsiz bir eserdi. Kitabı ilk okuyup bitirdiğimde, bu bilim adamı adam ile aynı sınrfta okumaktan onur duydum. Bülent'i son perşembe gecesi, Sedef Kabaş'ın Sesli Düşünenler programında gördüm. Onun anısına, bir yıl önce yapılmış programı yeniden ya- yımlıyordu Sedef Hanım. Izleyenler, donmamış, sorgulayan aklın, sorum- lu aydının ömeğini görmek olanağını buldular. Teşekkürier Sedef Kabaş. ölenden söz etmek illa ölümden söz etmek değil. Hele hele, konu Bülent Tanör olunca... Onunla aynı sınıfta okumak onurunu ömrümün sonuna dek taşıyacağım. Yeni genel başkanını sececek ÖDP kongresi 25-26 Şubat'ta ANKARA (ANKA)- 3 Kasım milletvekili genel seçiminde umdu- ğunu bulamayan Öz- gürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), 25-26 Şubat 2003'te olağa- nüstü kongresini top- luyor. 1999'daki seçimde 247 bin olan oy sayısı son seçimde 106binle- re düşen parti, olağa- nüstü kongreye gitme karan alırken genel baş- kan UrakUras yeniden aday olmayacağını açıkladı. Son yapılan partı meclisi ve merkez yö- netim kurulu toplantı- lannda, istifa eden yö- neticilerin yerlerine ata- malar yapıhrken seçim sonuçlan değerlendi- rildi. " Yeniden vapdanma" karan alan partide, tüm il ve ilçe örgütlerinde seçimleri değerlendi- ren toplantılar düzen- lenmesi öngörûldü. ÖDP örgütlerinde ger- çekleştirilen toplantı- lann sonuçlan değer- lendirilerek yeni genel başkan adayının belir- lenmesi öngöriilüyor. CHP lideri Baykal, türbanın Türkiye'nin bir numaralı sorunu haline getirilmesini eleştirdi: GerginlikyaratıknasıntstanbulHaber Servisi- CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal, Türki- ye'nin AB üyeliği müzakerelerine başlamak için tarih alma hakkının hukuken doğduğunu büdirerek "Biz tarih istenıe hakkına sahibiz. Sonu- na kadar tarih istemeye devam etme- fiyiz" dedi. Baykal, Kıbns konsun- da da Rauf Denktaş'ın desteklenme- si gerektiğini belirtti. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sa- ngiil'ü dün ziyaret eden Deniz Bay- kal, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Kopenhag kriterleri ile ilgili önemli atılımla- nnın olduğunu vurguladı. Deniz Baykal. "Ufaktefekeksik- ler tamamlanır. Türkhe tanh için tarih' anlayışına girmelL Biz tarih istemeye devam etmeüyiz. Bize hak- • CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerine başlaması için hukuki hakkının doğduğunu belirterek "Biz tarih istemeye devam etmeliyiz. Bize hakkımızı vermezlerse onlann bileceği iş" dedi. kımtzı vermeyecekse onlann bilece- ği bir jştir" diye konuştu. Deniz Baykal, "Kuvvetkomutan- lannın, TBMM Başkanı Bülent Annç'a yapüğı 3 dakikahk zrvareti nasıl değerkndiriyorsunuz" sorusu üzerine şunlan syledi: 'Kıbrıs Karan doğru' "Türkiye'de yapay gerginlikler ya- şanmasını istemiyoruz. Hiç kimse Türkiye'nin gerçek gündemini çar- pıtarakyapay sorunlar yaratmama- u. Ben dilerdim ki bu noktaya geün- meden anlaşılsuı. Başan dilekkri- miifadeederkenbiie 'dikkatli olun' dedim. Gereksiz gergiııKkkr yarat- mayahm.'' Türkiye'de kutuplaşma eğilimin- de olan noktalarda uyan görevi yap- maya devam edeceklerini söyleyen Baykal, "Bir siyasetbilimcisi olarak 3 dakikahk ziyareti nasıl yorumlu- yorsunuz?" sorusuna da "O işi bı- rakah çok oldu. Beni tahrik ediyor- sunuz" yanıtını verdi. Milli Güvenlik Kurullu'nun (MGK) Kıbns konusu ile ilgili ver- diği karannın doğru olduğunu be- lirten CHP Lideri Deniz Baykal, Türkiye'nin Kıbns'tabanşçı bir çö- züm istediğini söyledi. Müzakere- lerin kritik bir noktasına gelindiği- ni dile getiren Deniz Baykal, şöyle konuştu: "KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a destek vermeye de- vam etmehyiz. Dış politika konula- nnda 'Artık yeter, bıktık, bu mese- le bir an önce çözülsün, ne olursa ol- sun' deyip konu olgunJaşmadan bir bıkkınhkla çözüme nza gösterme baskısun üzerimize yönehmeye ge- rek yok. Dikkatfi, sabırn olmahyız." Türban konusunda gerilim yara- tılmamasının önemli olduğunu be- lirten Deniz Baykal, şu görüşleri di- le getirdi. 'Türban blrlncl mesele olarak görmüyoruz' "tktidardaki siyasi parti bile bu konuyu Türkiye'nin birinci mesele- si olarak görmediğini ifade ettL Bu- gün Türkiye'nin bir numarah me- selesi hatine getirüdi." CHP liden, TBMM BaşkanıBü- lent Annç'ın "Bu konuyu çözeninefi- ni öperim" dediğini anımsatan ga- zeteciye "Kimsenin efimi öpmesi bana mutluluk vermez. Ben insan- lan sevgi\1e kucaklamayu el sıkış- mayı tercih ederim. El öptürmek gi- bi bir arayışunız yoktur" dedi. 15 YILLIK UYGULAMA BÎTTİ OHAL alkışlarla uğurlandı • Diyarbakır'da örgütlü 46 sivil toplum kuruluşu, siyasi parti, meslek odası ve sendika yöneticilerinin desteklediği Diyarbakır Demokrasi Platformu'nun Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlediği toplantıda OîIAL'in bitişi alkış ve zılgıtlarla kutlandı. DtYARBAKIR / AN- KARA(Cumhurivet)-Dı- yarbakırhlar, 15 yüdan bu yana devam eden ve dün saat 17.30 itibanyla sona eren OHAL uygulaması- nı alkışlar ve zılgıtlarla uğurladılar. Sıkıyönetimle biriikte 23 yılı bulan olağanüstü halin Diyarbakır ve Şır- nak'ta da son bulmasıyla biriikte ülke tarihinde bir sayfa kapandı. Yurttaşlar, olağanüstü halin son bulduğu saat 17.30 sıralannda Ofıs Sa- nat Sokağı'nda toplandı- lar. Kısa sürede yaklaşık bin kişiye ulaşan kitle, maytap yaktı, tef çalarak halay çekti. Zafer işaret- leri yapan yurttaşlar sık sık," Yaşasın demokratik cumhuriyet", "Selam se- lam tmrah'ya bin selam, seninleyiz Öcalan", "2ün- danlar boşabın", "Aynm- SE genel aP, "Güneşin do- ğuşu engeDenemez" slo- ganlan attı. Gösterinin ardından yü- rüyüşe geçen yurttaşlar sokağın başında önlem alan polis panzerinin önünden geçerken de za- fer işareti yaparak, slogan atmaya devam edince, gü- venlik güçlerince uyanl- dılar. 46 sivil toplum ku- ruluşu, siyasi parti, mes- lek odası ve sendika yö- neticilerinin desteklediği Diyarbakır Demokrasi Platformu da dün Büyük- şehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda basın toplan- tısı düzenleyerek yeni dö- nemle ilgili bölge halkının beklentilerini dile getirdi. Platform Sözcüsü Tes- Iş 2 Nohı Şube Başkanı Al Oncü, olağanüstü halin son bulmasının mutluluk verici olduğunu belirte- rek "Ancak son günkrde 'Kritik Üler' kavramıgün- ceDeştirumeye çahşüryor w dedi Makine Mühendis- leri Odası ŞubeSekrete- ri NecdetAtaby da OHAL uygulamasının, arkasın- da ağır ekonomik, sosyal ve toplumsal tahribatlar bıraktığuıı vurguladı. Uygulamanın son bul- masıyla biriikte bölgede demokrasi standardının yükseltilmesi, köye geri dönüşlerin sağlanması ve zararlann ödenmesi, eko- nominin canlanması için yapısal reformlann bir an önce yapılmasını istedik- lerini anlatan Atalay. ko- nuşmasını tt OR\L'K>ılla- nn bir daha yaşanmama- sı dileğhie olağan yaşama merhaba" diyerek tamam- ladı. Senllfle Izln yok Atalay'ın konuşması- nın ardından salondan uzun süre alkış ve zılgıt sesleri yükseldi, "Yaşasm demokratikcumhuriyet", "Baskılar bizi VTkhramaz" sloganlan atıldı. Bu sıra- da Öncü, OHAL'in son bulması nedeniyle Sanat Sokağı 'nda bir şenlik dü- zenleneceğini belirterek tüm katıhmcılan davet edince, güvenlik görevli- leri etkinliğin yasak oldu- ğunu söylediler. Bunun üzerine platform yönetici- leri ile güvenlik güçleri arasında kısa bir tartışma yaşandı. 'Kahveyi iyipişiriyor Î Başkanı Mustafa Sangûl'ü ziyaret eden CHP lideri Bay- l'ün çakşmalan hakkında bügi almak oiduğiı- nu ifade etti. Ba\ kaL "Bugün bir dostiuk zhareti yapok. Kız evini ziyaret ediyonız. Sangül kahveyi çok güzel pişiriwr. çok güzel takdim edh'or. Gavet memnun a>Tiİı>onız"" diye ko- nuştu. CHP lideri "SangüL CHP'den Istanbul Büyükşehir Beledhe Başkanbgı'na aday olacak mı?" sorusuna ise şu karşdığı v«rdi: "Sangûl'den böyle bir değeriendirme almadım. Solda da bir toparlanma süreci yaşanıyor ve to- parianılacakyerCHR" Sangül,ziyaretsırasındaBay'kaJ'abiryağhboyatablohediyeettL(Fotoğraf: HÎLAL KÖSE)) Istanbul ve îzmir'de 'Savaşa Hayır' mitingleri düzenleniyor 6 Onlara Irak9 Bize Yakm 9 tSTANBUL/ANKARA ABD'nin olası Irak müdahalesine karşı aralannda partiler, sendika- lar, meslek odalan ve demeklerin bulunduğu 142 oluşum bugün Is- tanbul ve îzmir'd, 'Savaşa Hayır' mitingleri gerçekleştirecek. Sa^'aş karşıtlan ve banş girişim- cileri, -Demokrasi ve banş adma em- peryaüst sömürüye karşı çıkmak için" saat 12.00'de Şişli Abıde-i Hürriyet Meydanı'nda "Onlara Irak, Bize Yakm" sloganmı haykı- racaklar. DtSK, Türk-lş, KESK, TMMOB, TTB, Greenpeace ve Istanbul Sos- yal Forumu Girişimi'nin düzenle- diği mitinge 142 sivil toplum kuru- luşu ve inisiyatif destek veriyor. îzmir'de Savaş Karşıtı Platform tarafından düzenlenen miting ise saat 13.00'te Gündoğdu Meyda- nı'nda gerçekleştirilecek. "Savaşa Hayır Mithîgr öncesi kentte 100 bin el ılanı dağıtıldı, 10 bin afiş mer- kezi noktalara asıldı. Çeşitli nokta- larda imza standlan açıldı. Plat- fonn bugün tzmir'de on binleri bir araya getirmenin hedeflendiğini açıkladı. KESK'in sempozyumuna Chomsky ve Tank Ali de katılıyor Savaş ve banş tartışılacak ISTANBUL (ANKA) -Kamu Emekçileri Sen- dikalan Konfederasyonu (KESK) tarafından 14 Aralık günü başlayacak ve iki gün sürecek "Ba- nş ve Demokrasi" sempozyumunun konugu No- am Chomsky ile Tank Ali olacak. Ali ve Chomsky, sempozyumda birer konuşma yapacak. KESK, Ortadoğu'da devam eden, Güney'de ise yakın gözüken savaşın önlenmesi, Kıbns'taki par- çalanmışhğın sona erdirilmesi, Türkiye'deki Kürt sorunu ve demokratikleşmeye katkı amacıyla "Ba- nş ve Demokrasj'' adı altında bir sempozyum dü- zenliyor. Sempozyuma dünyaca ünlü savaş kar- şıtı aydınlar ve sendikacılar katılacak. Daha önce Türkiye'de yayımlanan "Amerikan MüdahaleciBği" isimli kitabından dolayı dava açı- lan ve yayıncısuıa destek vermek amacıyla Tür- kiye'ye gelen Noam Chomsky Ue Ingiltere'de ba- nş yanlılannın sözcüsü yazar Tank Ali, Hamburg Üniversitesi'nden Norman Peach, Paris Üniver- sitesi'nden Filbert Achcar, İsrail'den Peace Now (Banş Şimdi) hareketinden Dan Bitan sempozyu- ma konuşmacı olarak katılacaklar. Sempozyum- da Kıbns'tan Kıb-Sek Genel Sekreteri Ahmet Barçm da yer alacak. UYUMPAKETÎ 3 bin 500 öğrenci affi bekliyor AMCARA G4NKA) - Hükümetin, tartışmalara neden olan üniversite öğ- rencilerine af planı, tür- bandan çok "Kürtçe eği- tim" talebini içeren dilek- çeler üzerine disiplin ceza- lannın işletildiği 2001- 2002 eğitim-öğretim yılı- nı kapsıyor. Bu dönemler arasında Mazlum-Der'e sadece 250 öğrenci başvurdu. Tüm disiplin cezalannı kapsayacak olan af, 2001 - 2002 eğitim-öğretim döne- minde üniversitelerin si- yasi önceliği olan "Kürt- çe eğhim" talebi dilekçe- leri nedeniyle verilen ce- zalan da yok sayacak. Söz konusu dönemde "Kürtçe eğinnı" dilekçesi vermesi nedeniyle cezalandınlan öğrenci sayısı türbana gö- , re yaklaşık 10 kat fazla ol- du. 2 bin 500 üniversite öğrencisi 2001-2002 egi- tim yılında disiplin ceza- lanna çarptınldı. Cezalar kaldırılacak Hükümetin, anayasa uyum paketinde üniversi- te öğrenci amna ilişkin hü- küm şöyle yer aldı: "2001- 2002 eğitinı öğretim yıhba- şmdan bu kanunun yürür- lüğe girdiği tarihe kadar, yükseköğrethn kunımla- n haznM, Bsans, ön Hsans ve lisans eğitim öğretim programlamla yükseko- kullann herhangi bir sıra- nnda kayıtiı olan öğrenci- lerin Yüksek Öğrenim Ka- nunu ve buna kaynakhk eden YüksekOğrenim Ku- rumlan Öğrenci Disiplin Yönetmetiği hükümlerine göreakbldan dkipinceza- lan bütün sonuçlarrvia kal- dınlmıstir. Bunlarm sicil dosyalanndaki kayıtlar, müracaatlan aranmaksı- 2m dosyadan çıkanhrf IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Türkiye'de araba kullanmak bazı- lan için bir sıkıntı, bazılan içinse bir keyif. örneğin kurallara uymak ister- seniz, önünüzdeki araçlafren mesa- fesi bırakırsanız, sizi yaptığınıza piş- man ederler. Belli bir hızla giderken önünüzdeki araç ani birfren yaptığın- da belli bir mesafe bırakmanız gere- kir. Bu mesafe arabanızın hızının iki- ye bölünmesi oranında olmalıdır. Sek- sen kilometre hızla gidiyorsanız önü- nüzdeki araçla mesafenin en az 40 metre olması gerekir. Buna fren me- safesi denir. Yölda giderken arabalara bir bakın, aralannda hiç bu ölçüde bir mesafe bırakan var mı? Bu mesafeyi bırak- tığınız an mutlaka araya bir başka araç girer ve o boşluğu doldurur. As- lında bu manzara bizim yaşamla, ku- rallaria olan ilişkimizi de belirliyor. Samsun - Ankara ydundaki kazayı dü- şünün: 24 araç birbirine giriyor. Üs- telik yoğun bir sis altında bir yol bu- rası. Nofmal zamandan daha fazla dik- katii olunması ve yavaş gıdilmesi ge- reken yol koşullan söz konusu. Türk Usulü Kaza mı? Belli ki, hepsi birbirinin sırtına da- yanmış son hızla giden araçlar, ön- deki aracın önündekine çarpmasının ardından birbirlerine giriyorlar. Siste arabanın gazına sonuna kadar bas- mış şoförü aslında hepimiz tanıyoruz. O aslında biziz. O aslında yurdum in- sanı. Kurallara uymayan, sorumsuz, ben yaptım oldu diyen bir umursa- mazlık içinde. • • • Istanbul'un içinde gün boyu bir yol kenarına oturup, bu ülke insanının bir fotoğrafını çıkarabilırsiniz. 20'lik bir delikanlı, direksiyonun başında kural- iarda ne yazılıyorsa tersini yapmaya kararlı olduğunu size kanıtlayıverir. Zikzaklar çizerek, önündeki arabayı bir sağından bir solundan geçebilir. Yüzünü yıkamamış ve tıraş olmamış bir şoför ters yoldan üzerinize gele- bilir. Itiraz edeni dövebılir de! Eğer Istanbul'da araç kullanıyorsa- nız ve kurallara uyarak bu işi yapıyor- sanız, kısa süre sonra bir psikoloğa gitmenız gerekir. Psikoloğun size öne- receği ne olabilir ki! Ya şoförlüğü bı- rakın diyecek ya da siz de bildiğinizi okuyun. Cumhuriyet gazetesinin önündeki Türkocağı Caddesi trafiği her sabah tıkanır. Nedeni gayet ba- sit. Çift yönlü olan bu yolun bir tara- fına yurdum insanlarından birkaçı arabasını bırakır ve yol tek arabanın geçeceği hale gelir. İki taraflı trafik anındakilitlenir. Oradatrafikpoliside vardır, o da çaresiz bir şekilde etrafa bakınır durur ya da oraya bırakılmış arabanın şoförünü arayanlara katılır. Eğer arayıp bu adamlardan birisini bu- lursanız, "Abi ne olur biraz daha ida- re edin, bir iki parça mal daha alıp gideceğim" diyerek pişkin pişkin yü- zünüze bakar. Işte o adamla Samsun - Ankara yolunda birbirine gıren araçların şo- föıieri aynıdır. Kurallan, kurala uyma- maktır. Bu bir milli özellik haline gel- mıştir. Almanya'da kurala uymayan şoförlerin davranışı, "Türk usulü "di- ye tanımlanır. ••• Araçla, yurdum insanı arasındaki iliş- ki, aslında toplum olarak yaşamla olan ilişkimizi çok güzel açıklıyor. Ara- cın direksiyonuna geçen insanımız, kendisini iktıdarsanıyorvebu iktida- rı başkası aleyhine kullanmayı mari- fet sayıyor. Önünüze geçiyor, korna- ya basıyor, gerekirse arabadan inip üstünüze saldırıyor. Güçlü olduğunu hissettiğı zaman öfkeli ve saldırgan, zayıf olduğu zaman ezik ve zavallı. Samsun - Ankara yolundaki kaza- dan sonra ınsanlarımızı izliyorum: Ça- resiz, zavallı veşaşkın. Ağlayan ve kur- tarılmayı bekleyen şoförün yüzü dik- katimi çekiyor. Belki on dakika önce ona, "Aman şoför bey dikkatli olun " diyen olsa nasıl çıkışır, nasıl havala- nırdı. Zaten böyle bir itirazda bulun- mak bile kolay değildir. On dakika sonra kaza olduğunda ise tamamen çaresiz ve acınacak hale gelmesi ise gerçeğin diğer yüzünü gösteriyor. 24 aracın siste birbirine girmesi, Türk usulü bir yaşam biçimi mi? Ku- ralsızlığın kuraj haline getirilmesinin bir cezası mı? Üzerinde düşünmemiz gerek. ••• NOT: Kemancı Corey Cerovsek'in perşembe gecesi Lütfi Kırdar'daki nefis gösterisini sizlerle paylaşmak is- tedim. Borusan Kültür ve Sanat ku- rumunun organize ettiği konserler, her ay bir müzik ziyafetine dönüşü- yor. Gürer Aykal yönetimindeki Bo- rusan Istanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde Corey Cerovsek, Pagani- ni'nin keman konçertosunu sundu- ğunda bütün salon onu ayakta alkış- ladı. Aralık ayında dünyaca ünlü panf- lütçü George Zampnir'in konserini heyecanla bekliyorum. Borusan'a teşekkürier.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle