17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 IKASIM 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK BURÜST TABİATLI ÎSTAN3UL E?ENDÎ5İ EA3ÎKÜULD3 KAC3HALAHI A KISIM T2KMÎIİ BİHDSN* 4 Kasım'dan sonra sonra liderlikten aynlacağını söyleyen Bahçeli, Çiller ve Yılmaz, şimdiden manevralara başladılar Koltuğuteık etmekkolaydeğilMİYASE tLKMJR Batı demokrasilerinde başansız- lık. yaş haddi ve yolsuzluk iddala- n nedenıyle sık sık rastlanan lider değişimı Türk siyasetine her fırsat- ta örnek gösterilse de bundan ders alan liderlere ne yazık ki bizde pek rastlanmıyor. Çok partili rejime geç- tiğimiz 1946 yılmdan ben kendi iradesiyle liderlikten aynlan üç li- der var. Osman Bölükbaşı, Turgut Sunalp ve Erdal İnönü. Türk sıya- set tarihinde bir liderin koltuğunu terk etmesi için ölüm, darbe, siya- si yasaklar, daha yüksek bir maka- ma terfi ve kurultay yenilgisi gere- kiyor. Başansızlık nedeniyle çekilmeye bugüne kadar rastlanmadı. DSP Ge- nel Başkanı Büknt Ecevit 1987 ge- nel seçimlerinde, CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal da 1999 genel seçimlerinde partileri barajı aşama- yınca parti kamuoyundan ve örgüt- ten gelebilecek tepkileri frenlemek için görevlerinden istifa ettiler. An- cak parti içindeki çalışma arkadaş- lannın uygun ortamı sağlamasın- dan sonra "Örgütistiyor T> gerekçe- sine sığınarak döndüler. Çeklldlm, 83 kiloyum 1 Liderlere ve hükümet üyelerine yönelik "çekü" çağnsı her dönem- de yapılıyor. Ancak muhalefetin "çekfl" çağnlan vakay-ı adiyeden ol- duğundan siyasette pek ciddıye alın- mıyor. İsmet İnönü nün Cumhurbaş- kanlığı sırasında Başvekil Hasan Saka'ya muhaliflerden binsi "çekfl" diye seslendiğinde Başvekil Saka, "Çekildim, 83 küoyum" yanıtını vermişti. Muhaliflerin çekil çağrı- sını ciddiye almayan liderler hal- kın "çeldl" çağnsına da kulak tıka- mayı ve seçim yenilgilerine kıhf uydurmayı siyasette ustalık olarak görüyorlar. Llderlerln çeklllş öyküleri Ragıp Gümüşpala: Türk siyasi hayatında ilk lider değişikliği AP'de yaşandı. AP'nin kurucu genel baş- kanı Ragıp Gümüşpala'nın 5 Hazi- ran 1964'te ölümü üzerine .AP'nin genel başkanlığına Süleyman De- mirel seçildi. MehmetAK Ayban tkinci lider de- ğişikJıği TİP'de yaşandı. TÎP için- de Behice Boran ve arkadaşlanyla görüş aynlığına düşen Mehmet Ali Aybar 1970 kurultayında partiden tasfiye edıldi ve genel başkanlıktan aynlmak zorunda kaldı. İsmet İnönü: Siyasi yaşamımız- da en önemli lider değişikliği 1972 yılında yaşandı ve bu değişiklik hem ülkenin hem de o partinin ta- rihinde bir dönüm noktası oldu. Tür- kiye Cumhuriyeti'ne ve Türk siya- si yaşamına damgasını vurmuş olan İsmet İnönü 34 yıldan beri sürdür- düğü CHP genel başkanlığı görevin- den 5 Mayıs 1972 kurultayında ge- nel sekreteri Bülent Ecevit'e karşı yenildi ve genel başkanlıktan ay- nlmak zorunda kaldı. Osman Bolükbaşı: Inönü'nün es- ki siyaset arkadaşı Osman Bolük- başı da aynı yıl Millet Partisi genel başkanlığından kendi isteğiyle ay- nlarakyerini emekJi GenelKurmay Başkanı Cemal TuraTa bıraktı. Bir yıl sonra da politikadan tümüyle aynldı. NecdetCalp: 1985yılındaHP'de genel başkan Calp kurultayda eski Genel Sekreter Aydın Giiven Gür- kan'a yenildi ve genel başkanlığı Gürkan'a devretti. Turgut Sunalp: Aynı yıl MDPde Lsmet İnönü, Mehmet Ali Aybar, Murat Karayalçın kurultay yenilgisiyle, Ragıp Gümüşpala ve Alparslan Türkeş ölüm, Özal ve Demirel ise Cumhurbaşkanlığı 'na seçildikleri için liderlikten ayrûdûar. Erbakan siyasiyasağı nedeniyle liderliği bırakmak zorunda kahrken Bülent Ecevit ve Deniz Baykal 'ın partileriyle ayrıhkları kısa sürdü. Çekildikten sonra dönmek için manevra yapmayan ve kararının arkasında duran tek lider ise Erdal İnönü oldu. ise Turgut Sunalp genel başkanlık görevinden istifa etti. MDP genel başkanlık görevine Ulkü Söyleme- zoğlu getirildi. Aydın Güven Gürkan: SODEP- HP birleşmesinden sonra Erdal inö- nü millervekili olmadığı için kuru- cu SHP genel başkanlık görevine Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit aralık ayında yönetimden is- tifa ettiler. Ecevit'in bu karan örnek davTanış ve erdemlilik olarak sunul- du. DSP liler liderlerini karanndan vazgeçirmek için ölüm oruçlanna başladılar. Ama sonuç değişmedi ve Ecevit istifadan vazgeçmedi. Ancak lent Ecevit yeniden genel başkanlı- ğa getirildi. TurgutÖzal: ANAP'ın genel baş- kanlığında iki genel iki de yerel se- çim geçiren Turgut Özal. 1989 ye- rel seçimlerinde yenilince "nrsat bu firsat" deyip parlamento çoğun- luğu kendilerindeyken Kenan Ev- MAKUL SÜRE NE KADAR? Seçimler öncesinde, hastahğı sırasında görevi bırakması istenen DSP Başkanı Bülent Ecevit liderliği makul bir sürede bırakacağını açıklacL, ancak bu makul sürenin ne kadar olacağı biünmi\or. Sonuçlar açıklanır açıklanmaz ilk açıklamayı yapan Devlet Bahçeli ve onu izleyen Mesut Yılmaz üe Tansu Çiller için ise iknaturlan düzenlenmeye başladı. Aydın Güven Gürkan seçildi. Ara seçimde Erdal inönü tzmir'den mil- lervekili seçilince olağanüstü ku- rultay toplandı ve Gürkan" ın aday olmadığı kurultay görevi Inönü'ye verdi. Bülent Ecevit: Siyasi yasaklann referandumla kalkması sonucunda yasaklı liderler kurdurduklan parti- leri emanetçi liderlerden devralma- yabaşladılar. Bülent Ecevit, DSP'yi Rahşan Ecevit'ten de\Taldı. DSP yüz- de 8.5 oy oranıyla barajın altında kaldı. Genel Başkan Bülent Ecevit üe 7 Mart 1988 1. Olağan Kurultayı Ecevitlerin gölgesinde yapıldı ve emanetçi olarak gördükleri Necdet Karababa'yı genel başkan olarak seçtirdiler. Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, parti yö- netiminden istifa etmesine karşıhk ge- nel merkezde aktif olarak çalışma- lannı sürdürdü. Sonunda emanetçi olarak seçtinldiğini anlayan DSP Genel Başkanı Necdet Karababa, yetkisiz genel başkanlık yapmayaca- ğını belirterek görevinden istifa etti ve 16 Ocak 1989 kurultayında Bü- ren'in yerine kendisini Cumhurbaş- kanı seçtirdi ve yerini Mesut Yü- maz a bıraktı. Süleyman Demirel: 1993 yılında Cumhurbaşkanı Özal'ın ölümü üze- rine DYP liden Süleyman Demirel bu göreve talip oldu ve SHP'nin desteğiyle seçildi. DYP genel baş- kanlığı için üç aday yanştı ve Tan- su Çiller genel başkanlık koltuğu- na oturdu. Erdal İnönü: DYP-SHP hüküme- ri eski partilerin yeniden açılması için parlamentodan karar çıkartınca es- ki partilerden CHP, 9 Eylül 1992 de eski delegelerle yeniden açıldı ve ge- nel başkanlığa Inönü'nün karşısm- da iki kez yenilgiye uğrayan Deniz Baykal getirildi. Bu arada 1993 yı- lında hükümet ortağı SHP'de bek- lenmedik bir gelişme oldu ve SHP Genel Başkanı Erdal inönü görevin- den istifa etti. Türk siyasi hayatın- da pek rastlanmadık bu gelişme her- kesi şaşırttı. Ikna çabalan sonuç vermedi ve daha önce görevinden istifa edip iki gün sonra ikna edilen inönü bu kez karannda ciddiydi. 1993 Eylül ayında yapılan kurultay- da Murat Karayalçın SHP genel başkanlığına seçildi. Bavkal glttl. geldl Murat Karayaiçm: 1994 yerel se- çimlerinde SHP'nin başansız ol- ması parti içinde çalkantılan arttır- dı ve solda birleşme çağnlarının arrması üzerine SHP ve CHP ayrı ayrı kurultay toplayarak birleşme karan aldılar. 18 Şubat 1995 bir- leşme kurultaymda taraflar genel başkanın kim olacağı konusunda anlaşma sağlanamayınca olağan ku- rultaya kadar Hikmet Çetin'in ge- nel başkanlığını kabul ettiler. Ku- rultayda Çetin tek aday olarak çık- tı ve genel başkan seçildi. 1995 ku- rultayında genel başkanlığa hem Karayalçın hem de Deniz Baykal aday oldu. Baykal, seçimi kazandı ve genel başkan seçildi. Deniz Baykal: Baykal'ın genel başkan olduğu CHP, 24 Aralık 1995 seçimlerinde barajı kıl payı geçti, an- cak 18 Nisan 1999 genel seçimle- rinde baraja takıldı. Deniz Baykal seçim sonuçlannın alınmasından üç gün sonra genel başkanlıktan is- tifa etti. Deniz Baykal'ın bu davra- nışı da Ecevit'in çekilmesinde ol- duğu gibi takdirle karşılandı. 1999 yılı mayıs ayında CHP olağanüstü kurultayı toplanarak Altan Oymen'i genel başkanlığa getirdı. Altan Öy- men'in çok parçalı parti meclisin- de istediği karan çıkartamaması so- run yarattı ve 15 ay sonra yeniden olağanüstü kurultaya gidildi. Bu kez bir yıl önce seçim yenilgisi üze- rine görevinden kendi arzusuyla is- tifa eden Deniz Baykal, Öymen'in karşısında aday oldu ve eski dele- gelerle 30 Eylül 2000'de yapılan kurultayda görevi yeniden devral- dı. Bahçeli, çiller, Yılmaz ve Ecevit samlml ml? 3 Kasım seçimleri öncesinde par- ti içinde de görevi bırakması iste- nen DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit seçimler yapılmadan görevi ma- kul bir sürede bırakacağını açıkla- dı. Ancak bu makul sürenin ne ka- dar olacağı bilinmiyor. Cyeliklerin yenileneceği ve kongre takviminin başlahlacağı açıklanmasına rağmen Ecevit, henüz ne zaman çekileceği- ni açıklamış değil. Seçim sonuçlan alınır alınmaz barajın altında kalan parti liderle- rinden ilk açıklama MHP Genel Başkanı Deviet BahçeBden geldi. Bahçeli seçim akşamı yaptığı basın toplantısında görevi bırakacağmı açıkladı. Onu Mesut Yılmaz ve Çil- ler izledi. Ancak parti içinde liderlere yakın kadrolar, genel başkanlarını bu kara- nndan vazgeçirmek için ikna turlan düzenlemeye başladılar. Daha önce Ecevit ve Baykal'ın da benzer dav- ranışta bulunduğunu ancak tepkiler azaldıktan sonra geri döndüklerini gören kamuoyu liderlerin samimiye- tinden kuşku duymaya başladı. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Dün, Dünde Kalsın mı?.. Seçmen, tarihinin en büyük ekonomik krizinin al- tında ezıldiğinin sürekli anlatıldığı bir kampanya so- nunda gittiği sandıklara 57. hükumetin üç partisini de gömdü ve ülkeye iki partili bir sistemi getırir ge- tirmez; borsa şahlandı, faizler düşmeye başladı. Etraf toz pembe. Böyle bir değişiklik için bütün bir yılı Istanbul-An- kara arasında mekik dokuyarak geçiren iş çevrele- nnin etkili ısimleri bir bir bu pembeliği daha da öne çıkarmayı amaçlayan demeçler veriyorlar. Onlardan biri, Cem Boyneröncekigün, Tayyip Erdoğan ın Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu za- man kuruyan su havzalannın yağan yağmurlarla do- lup taştığını anımsatarak ekonominin göstergelerin- de de şimdiden öne çıkan olumlu verilerden söz edi- yordu. Yine aynı gün, hem ekonomist hem de gaze- teci dostum Ege Cansen, Hürriyet'te Erdoğan'ın en- kaz devralmadığını rakamlara dayanarak yazıyordu. Her iki açıklama. nöbeti AKP hükümetine devret- mek için artık saatleri sayılı hale gelen koalısyon hü- kümetinin kendisini seçmenlere anlatmaktaki başa- nsızlığını bir kez daha gündeme getirmeyi gerektiri- yor. Koalisyonun MHP ve ANAP kanatlan kampanya- da başarılı işleri öteki rakibe vermemek için bin de- reden su getirirlerken başansız işleri Başbakanın par- tisine yüklemekte adeta yanşa girdiler. Öyle bir yan- şın şampiyonlan arasında, sade adaytar değil, me- sela Afyon'da Bayındırlık Bakanı Prof. Dr. Abdülka- dir Akçanda vardı. Oysa, pekâlâ soğukanlı davranıp kâr ve zarar or- taklığında hakkaniyet içinde bir yanşı götürmesini bilebilirlerdi. Afyon, kriz ve göstergeler... Geçen hafta bu geceki gibi. Afyon'un ErTv adlı tek televizyon kanalında partiler arasındakı açık otu- rumlann sonuncusu DSP ve DYP'liler arasında ya- pıldı. DYP Genel Başkan Yardımcısı İsmet Atila, al- tı saate yakın bir süre devam eden tartışmalann so- nuna doğru final konuşmasını ülkenin içıne düştüğü enkaz tablosuna ayırmıştı ve Afyon'da kapanan iş yer- lerinden. işsizlerden, hayvancılığın nasıl can çekişti- ğinden söz edıyordu. DSP ll Yönetim Kurulu Üyesı Sabit Pekin , eski Maliye Bakanı'nın sözünü kesti. Elinde Afyon Tica- ret ve Sanayı Odası'nın bir kitapçığını tutuyordu. "Sa- yın Bakan, rakamlan konuşturalım isterseniz" diye söze başladı. 1999 da Afyon'da 19.3 trilyon lira tu- tan yatırımlann 2000 de 40.2 trılyona çıktığını, 2001 de ise 66.2 trilyon olduğunu söyledi. Sabit Pekın, Afyon'da yumurta yetıştınciliği yapı- yor. Yine aynı kıtapçıktan Afyon'da 1999'da 251 sa- nayi kuruluşunda 9318 işçi çalışırken bu sayılann bir yıl sonra 294 ve 9438'e yükseldiğini, 2001 'de ise 332 olan sanayi kuruluşunun 1027 ışçi çalıştırdığını ilerı sürdü. 1999'da 2512 sermaye şirketı varken 2001 'de 2719 şırket olduğunu soyledi. Pekin, Afyon'dan yapılan dışsatıma da değindi ve 1999'da 53.410.959 dolar olan dışsatımın 2001 'de 67.048.178dolarayükseldiğiniiletti. "Gerçekve7ü- zel Kişı Işletmelerde" dedi Sabit Pekin"2001 yılında 112, bir yıl sonra ise 105 iş yeri kapanmış. Ama 2001 'de 166, 2002 de ise 173 iş yeriyenı kayıtyap- tınmış." Rakamlar, bu tür köşe yazılarında okurlan sı- kar biliyorum, ama Sabit Pekin'in söylediklerinin de havada kalmasını istemediğim için yine de yazmak istiyorum. Afyon Meslek Odalarında 1999'da 18749 üye kayrtlıymış. 2001'de bu sayı 21093 olmuş. Es- naf Kefalet Kooperatifi'nin ortak sayısı da belirli bir artış göstermiş. Sığır, koyun, keçi sayısı ile birlikte, hayvansal ürün bedelınde de artış olmuş. 1999'da bu tür ürünlerden 136.2 trilyon kazanılmış, bu sayı 2001 'de 230.9 tril- yona yükselmiş. Buğday, arpa. mısırdakı arttışlan da tek tek saydı Pekin. Afyonlu vergi mükelleflerinın ge- lir ve kurumlar vergileri için kendi beyanlanna daya- nan tahakkuk rakamlannı da sıraladı. 1999'dan 2001 'e göre kıyaslanan yükselişler çok şükür bir çöküşün değil, yükselişin göstergelenydi. Sabit Pekın, "ra/(a/n/ar''dedi "Sevgili medyamızın anlattığı gibi Afyon'da hiçte ağır bir krizin olmadığı- nı ortaya koyuyor. Ama ben yine de korkuyorum. An- kara kendi başanlannı anlatamadı çünkü." Açık oturumu ErTv'nin Genel Yayın Yönetmeni Emin Güzbey yürütüyordu. Gülümseyerek, "Sess/z Dev- rım gereği mı böyleyaptılaracaba?" dedi. Güzbey, haklı olarak üzerinde konuşulmayan ba- şanlann başan sayılamayacağını söylemek istiyordu. 57. hükumetin, nöbeti halkın güçlü ıradesi ile AKP hükümetine devretmesine saatlerin kaldığını söyle- miştim. Acaba iki buçuk yıl süren o anlaşılmaz sus- kunluğu, benim yukanda saydığım rakamlara ben- zer bir dosya iletarihin arşivlerine bırakmak için müs- tafi bakanlar birerenvanteraçıklaması yapmayı dü- şünmezler mi? Hıç değilse çocuklan okur da babalannın 3 Ka- sım'daki yenılgileri üzenne, belki ılerde bilimsel tez yapmak isteyenler çıkar. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(a e-kolay.net AKP, en düşük oyla tek başına Istanbul HaberServi- si- Adalet \e Kalkınma Partisi Cumhuriyetin çok partili döneme geçtiğin- den bu yana yüzde 34.2 gibi en düşük oy oranı- na sahip hükümeti ola- cak. Bundan önce de en düşük oy oranına sahıp hükümet, 1987'de ANAP hükümeti olmuştu. 3 Kasım seçimlerine katılım orara >r üzde 78.8 düzeyinde gerçekleşin- ce, seçimlere en düşük beşinci katılım oldu. 1999 seçimlerine katı- lım yüzde 87 düzeyinde gerçekleşmişti. 1950'den bu yana yapılan seçim- lerde en düşük katılım 1969'da yaşanmış ve ka- tılım yüzde 64.3 düze- yinde gerçekleşmişti. 1965 te Süleyman Demi- rel'in AP' sini tek başı- na iktidara taşıyan se- çimler de katılım açısın- dan ikinci düşük düzeyi oluşturmuştu: Yüzde 71.3 . 1977 seçimlerine katılım oranı da yüzde 72.4 ile üçüncü düşük düzeyi meydana getirdi. Adnan Menderes'i son kez iktidara getiren 1957 seçimlerinde de katılım oranı yüzde 76.6 oldu. Türkiye'de 1950'den bu yana yapılan on genel seçimde en yüksek katı- lım oranı, 1987'de ger- çekleşti. ANAP'ın yüz- de 36.3 oranında oy al- dığı seçimlere katılım yüzde 93.3 oranında ol- du. 1983 seçimleri ise en çok kahlımın sağlandığı 2. seçim oldu. Bu seçim- lerde seçmenlerin yüz- de 92.3'ü sandık başına gitmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle