14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2002 CUMA 14 UJ\ kultur@cumhuriyet.com.tr Müştak Erenus'\m şiirine insanlığın mutluluğunu isteyen bir yaşama sevinci egemendi air,insan,gerçek arkadaş y air ve insan Müştak Erenus bir bütünlüğü oluşturur. O şiirleri yazan şairi ve insanı birbirinden ayıramazsınız. Yaşamı, inançlan, duygulan ve tüm bunlann dile getirildiği estetik anlatımlar birbirinden aynlmaz. Yaşama sevinci, insan sevgisi, aşk, toplumsal bağlanış, Müştak Erenus'un şiirinde tek ve aynı şeydir... *LAOL BEHRAMOĞLU 1915 doğumlu Müştak Erenusun ilk şiirleri 940'lı yülarda Yücel dergisinde yayımlanmış. Şi- r kitaplannı ise (1965 tarihli "Şür"den sonra) 1970'li ve 8O'li yıllarda yayımladı: *Öbnew Va- tit Yok" (1976). "DuvunT (1979), "Çağuin Gi- denleri" (1987) vs.. 70'li yıllar onunla tanışıklığı- nızın ve kesintisiz süren dostluğumuzun da tari- fcidir. 40'h yıllardaki şiirleriyle sonrakiler arasın- da bir karşıİaştırmayapmadim. Ama 70'li yıllann Müştak Erenus'u, şairlik için ileri sayılabilecek bir yaşta. çağdaş şiirimize yepyeni. taptaze şiirlerle geldi. Ve yaşamının sonuna kadar da yepyeni. tap- taze bir şair olarak kaldı. Bu ilginç ve ender olgu- nun kimi nedenlerini kendimce sıralamaya çalışa- cağım. Bizim çağdaş şiirimizde, "somut,efle tutu- larasma canh bir yaşama sevincinin şüri** diye ad- landırabileceğim bir şiir daman var. Kavramsal değil duyumsal. dokunsal, tadımsal bir yaşama se- vinci... Nâzun Hikmefin kimi şiirlerinde ve Or- han VeKcie bunu buluruz... Bedri Rahmi'nın bir- çok şiiri öyledir. Oktay Rifatın kimı şiirlerinde de duyumsadığırruz bir tattır bu.. Medn Eloğlu, Can Yücdbu damardan gelir.. Listeyi geriye ya da ile- riye doğru uzatabiliriz.. Müştak Erenus'un şiiri bu damardan doğmuş ve oradan beslenmiştir. Hep ta- ze oluşunun başlıca nedeni bence budur. (Halikar- nasBabkçıs'nın şiir tadındakı romanlanyla Sah Fa- îk'in öykû, roman ve şiirlerini bu listenin en başı- na almak gerekir.) İnsan sevgisivte yoğrulmuş bir aşk- Müştak Erenus'un kişisel yaşamının tarihinde ol- duğu kadar şiirinin gelişiminde de eşi Bflgesn'yla tanışıp yaşarnlannı birleştirmelerinin büyük etki- si olsa gerek... Yaşama sevincinin yanı sıra, aşk, Ere- nus şiirinin başlıca temalanndandır... insan sevgi- siyle yoğrulmuş bir aşktır bu... O insan sevgisi ki, sözünü etriğim somut yaşama sevincinden ayn dü- şünülemez... Hayata bencilce bir bağlanış değıl, tüm insanlann, insanlığın mutluluğunu isteyen, ancak böylece anlamlı olan bir yaşama sevinci... Böyle- Şair. hukukçu Müştak Erenus. dün Moda Camii'nde öğlen kılınan cenaze namazının ardından Nakkaştepe Me/arüğı'nda toprağa verüdL Törene kaölan sanatçı Edip \kba>ram. Erenus'un sanatçı muhalefenŞ le tanınmtş bir insan okluğunu söytedL ( ALPER NEVZAT KJZILTAN) Müştak Erenus toprağa verildi tstanbul Haber Servisi - Ozan Müştak Erenus (87) dün sevenlerinin gözyaşlan arasında sonsuz yolculuğuna uğurlandı. Şair, hukukçu Müştak Erenus, dün Moda Camii'nde öğlen kılınan cenaze namazının ardından Nakkaştepe MezarlığYnda toprağa verildi. Törene katılan sanatçı Edip Akbayram, Erenus'un sanatçı muhalefetiyle tanınmış bir insan olduğunu belirterek "\feri doldurulamayacak bir insandL Kûltürümüzün ender taşmcılanndan biriydi Türkhe" nin böyle insanlara ihtiyaa var" dedi. Öykücü Osman Şahin de Erenus'un yalın, sözün haysiyetini bilen şiirleriyle tanınmış ünlü bir şair olduğunu söyledi. Erenus'un ölümünün büyük kayıp olduğunu dile getiren Şahin, Erenus'un, Türkiye'ye ve insan emeğine karşı dunışu her zaman çok sağlam olan bir insan olduğunu söyledi. Cenaze törenine, Müştak Erenus'un eşi Bilgesu Erenus, oğlu AK Erenus, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi. yazarımız tlhan Setçuk, Yalçm Küçük. Eşber Yağmurdereü, Arif Damar. Murat ÖzyûkseL Bülent Uluer. Tank Öcal, TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, yazarımız, Ataoi Behramoğhı ile çok sayıda aydın ve sanatçı katıldı. ce, Erenus şiirini tanımaya epeyce yaklaşmış olu- yoruz... AhmetNecdet'in "TematikTürk Şiiri An- totojisi"nin "tşçi Suufi" başlıklı bölümünde yer alan sekiz şiirden biri Müştak Erenus'un "Gefin- cik Ba>Taklann Türküsü" adlı büyük soluklu şi- irinden bir bölümdür. Benim daha önceki bir de- ğerlendırmemle bu şiir *_gerekestetik değeri(dny- gulardaki içtenlik, lirik ve epik öğelerin ustaca sen- tezi) gerckse toplumsal tanıklığnla son yıflar top- hımcu şiirimizin önemli örneklerinden biridir.." Müştak Erenus'un başansı. yaşam ve insan sevgi- sini bu kez, onlardan ödün vermeksizin, toplum- cu bilinçle bağdaştırabilmiş olmasıdır... Onun bu uzun şiirini, bu çağdaş destanı. tıpkı Nâzım Hik- met'in kimi şiirleri gibi. dost ortamlannda ya da sahneden, ezbere ve tutkuyla okuyuşlannı unuta- bilmek olanaksız... Şair ve insan Müştak Erenus bir bütünlüğü oluşturur. O şiirleri yazan şairi ve in- sanı birbirinden ayıramazsınız. Yaşamı. inançlan, duygulan ve tüm bunlann dile getirildiği estetik an- latımlar birbirinden aynlmaz. Yaşama sevinci. in- san sevgisi, aşk, toplumsal bağlanış. Müştak Ere- nus'un şiirinde tek ve aynı şeydir... Denebilirse eğer, maskesiz, derisız bir şiirdir bu... Ve güzel olan. insanca olan her şeyin kardeşi. arkadaşıdır... Kötülüklerinse ödünsüz düşmanı... "Lorca Karde- şün" adlı çok sevdiğim bir şiirinde incelikle dile getirildiği gibi: ^Olmekistemryurumdiyorduicin- den/ tri taşh kirh' bir duvar onünde/ FazJa bekküT- meden/ İki beyaz bulut geçuV Ye iki beyaz kelebek/ Ma\ibirdikenüstünde/Se\işemedennçtular/—-J tki bevaz bulut/Ve ild bo'az kelebek/Mavi bir di- ken üstünde/ Se\işemeden uçtular/Gün ertesi/ Çir- kin bir ışıkta/ O yıkıktaşh duvar önünde/ Koca ka- falı bir koyun oüattüar" Kınlgan, ama aynı ölçüde de direşkendi Müştak Erenus ınceliklenn ınsanıydı. Kınlgan. ama aynı ölçüde de direşken, kendini yenilemeve yete- nekli bir yaşama sevincinin şairiydi... En yüksekbir kültür ve beğeni düzeyine ulaşmış olmasına karşın. henüz küçük bir çocukken yitirdiği emekçi köken- li annesıne, "Gelincik Bayraklann TürküsiTnde öylesine güçlü sözcüklerle betımledığı "makinist ba- ba"sına, onlann srmgelediğı değerlere gönülden bağlıydı... Bunun için de "memleket" ve "dünya". yurduna ve emekçi insana duyduğu se\ gi onun için tek ve aynı şeydi... IİSVİCRE HASTANESI 2002-2003 SANAT EDEBİYAT ÖDÜLLERİ Özel Yeni İSVİÇRE HASTANESİ. aşağıda yazılı amaç doğnıltusunda, her yı] \ üıelenecek olan SANAT EDEBİYAT ÖDÜLLERİ YARIŞMASI düzenlemiştu. AMAÇ Kurum bu yanşmayı, Türk sanat ve edebiyatına yeni yapıtlann katılmasını özendirmek, yenı ve genç eğilimleri temsil edecek olanlan yüreldendirmek, bunlan odullendırerek topluma tanıtmak, yayınlayarak okurla yapıtlann karşılaşmasına olanak sağlamak ve sanat- edebiyatunıza yenı adlar kazandırmak amacıyla. bu yıl için tiyatro dalında oyun, sınema dahnda film senaryosu, edebıyat dalında şiir olarak üç dalda düzenlemıştır. GENEL KOŞULLAR: 1. Yanşmaya 35 ve daha küçük yaştaki Türk yazarlan katılabilir. (1966 ve daha oncekı doğumlular katılamaz) 2. Yapıtlar altışar nüsha olarak, 15 Şubat 2003 gününe kadar aşağıdaki adrese teslım edilecek veya postayla göndenlecektır. Adres: Özel Yeni İsvıçre Hastanesi, Ali Nihat Tarlan Cad. Ertaş Sok. NO. 19 İçerenköy, KADIKOY- Istanbul. "(Tel. 0216. 575 26 66/2500; Faks 0216. 575 79 37j" 3. Ödüller, 12 Mayıs 2003 günü, daha sonra açıklanacak bir yerde. sahiplerine törenle verilecektir. 4. Yanşmaya katılanlar bu şartnamedeki bütıin koşullan kabul etmiş sayılırlar. A- Oyun Yaztna Yanşması "1. Konu sınırlaması yoktur. Oyunlar, özgun yeni çalışraalar olacaktır; roman, oykü. şiir. anı, oyun vb. gıbı yapıtlardan yapılmış uyarlamalar yanşmaya katılamazlar." 2. Oyunlar, son başvuru tarihine kadar hıçbir yerde yayımlanmamış, oynanmamış, herhangi bir yanşmada ödül almamış olmaJıdır. "3. Dereceye girccek oyunlar, ""Yanşma Oyunlan"" adıyla, Mitos-Boyut Tiyatro Yayuüan arasında yayınmanacaktır. Kitabın ılk baskısı için yazarlanna teuf ücTetı odenmeyecektir." 4. Yazarlar,ramuzküllanarak başvuruda bulunacaklardır. Başvuruda bulunanlar, adlan. adresleri, kjsa özgeçmışleri. telefon numaralan ile bir adet fotoğraflanru kapalı bir zarfa koyup uzerine rumuzlannı yazdıklan bu zarfı. 6 nüsha oyun metni ekinde eöndermehdirler. 5. Ödufler: Birinçilik Ödülü : 1 500 000 000 (Bir milyar beşyüz milyon) TL. Jüri Özel Ödülü 500 000 000 (Beşyüz milyon) Tl. dir. 6. Jüri Üyeleri: Ahmet Levendoğlu Hayatı Asılyazıcı Nesnn Kazankaya Zühal Ergen Melise Gürpınar (Tiyatro Yönetmeni. Sanatçısı, Öğretim Gorevlısı) (Tiyatro Eleştırmenı, Öğreum Gorevlısı > (Tiyatro Yönetmeni, Öğretim Gorevlisı) (İstanbul Şehır Tıyatrolan Dramaturgu) (Oyun Yazan. Eleştırmen) 1 500 000 000 (Bir mil> ar beş>1ız milyon) TL. 500 000 000 (Beşyüz milyon) Tl. dii. B- Film Senaryosu Yanşması 1. Konu sınırlaması yoktur. 2. Senaryolar klasik senaryo tekniğine asgari düzeyde uygun olarak düzenlenmış olmalıdır. 3. Gönderilecek senaryolann, daha once yayımlanmamış. fîlme çekılmemış. herhangi bir yanşmada ödüUendirilmemiş olmalan gerekmektedir. Kısa film senaryolan yanşmaya dahil değıldır. 3. Yanşmaya yalnızca bir yapıtla katılabilir. 4. Yanşmaya ortak çalışmalar da katılabilir. 5. Yazarlar. adlan için rumuz küllanarak başvuruda bulunacaklardır. Başvuruda bulunanlar. adlan. adresleri, kısa özgeçmişleri ile telefon numaralannı kapalı bir zarfa koyup uzenne rumuzlannı yazdıklan bu zarfı. 6 nüsha oyun metni ekinde göndermelidirler. 6 Ödüller: Bırincüik Ödülü Jün Özel Odülü 7. Jüri Üyeleri: Rutkay Azız (Tiyatro, Sinema Sanatçısı, Çağdaş Sinemacüar Derneği Başkanı) Zekı Okten (Sinema Yönetmeni) Vecdi Sayar (Sinema Eleştirmeni) Macıt Koper (Senarist) Raşit Çehkezer (Suıema ve TV Yönetmeni) C- Şiir Yanşması 1. Konu sınırlaması yoktur. "2. Yanşmaya başvuracak dosyalardakı şiırlerin butünunun bir "Şiir Kitabı"" niteliği taşıması gerekmektedir. Yazarlar yanşmaya dosyalann üzenne yazılı açık adlanyla katılacaklardır." 3. Yanşmaya yalnızca bir dosya ile katılabilir. 4. Yanşmaya katılacak olanlar aynca adreslerini, telefon numaralannı, kısa özgeçmışlerinı ve bir fotoğraflannı dosyaya eklemelıdirler. 5. Yanşmaya katılacaklar 6 adet dosya düzenleyip gondereceklerdir. 6. Ödül kazanan yapıtlar, Mitos-Boyut Yayınlan Şiir Dizisi içinde yayımlanacaktır. Kitabın ilk baskısı için yazarlara telif ucretı ödenmeyecektır. 7. Ödüller: 1 500 000 000 (Bir milyar beşyüz milyon) TL. 500 000 000 (Beşyüz milyon) Tl. dir. Binncilik Ödulü : Jüri Özel Ödülü : 6. Jüri Üyeleri: Ahmet Oktay Enver Ercan Turgay Kantürk Doç BakıAsiltürk Metin Cengiz (Şair, Yazar. Araştırmacı) (Şair, Editör, Varlık Dergisı Yayın Yönetmeni) (Şair. Editör) (Şair, İncelemeci, Üni. Öğr. Üyesi) (Şair) TMET YERSEL'İNSERGÎSl TOLGA ETÎ SANATGALERÎSÎ 'NDE Gölgeleriyle büyüyen portreler ESRA .\LİÇAVXŞOĞLU Demet Yersel, bir yıl aradan sonra yeni re- simlerini Tolga Eti Sa- nat Galerisi'nde sergi- liyor. Sanatçmın yapıt- lan insanın yalnızhğı- nı vurgulayan, hatta on- lan çoğaltan imgeler olarak karşımıza çıkar- ken günümüz insanı- nın kaygılannı gelenek- sel malzemeyle bugü- ne taşıyor. Yersel'in re- sîmlerine konu olan im- geler kadınlar ve onla- nn gölgeleri biçimin- de yansıyortuvale; an- cak kullanılan gölgeler resmin ikincil alanına değil. merkezıne otu- ruyor. Belki de sanatçı- run ilk bakışta sadece kadın portreleri gibi gö- rünen resimlerinin en önemli ve sıradışı aynn- tılan bunlar ve bir ba- kıma bize gösterdiği kadın figürlerin- den daha gerçek ve daha karmaşık bir ya- pı bıçimi oluşturuyor. Yersel'in yapıtla- nnın dünden bugüne ulaştığı çizgi üze- rinde biraz düşündüğümüzde onun asıl kaygısının ve sorunsalının hepimizin üzerine düşündüğü yalnızlık kavTamı ol- duğunu görüyoruz. Yalnızlığın yarattığı duygu çeşitliliği ise resimlerinin vazge- çilmez elemam. Onun figürleri. kendi özel mekânlannda somutlaşıyor. Birbirinin içine geçen resimler Demet Yersel'in resimleri her ne ka- dar farklı düzlemlere oturuyormuş gibi görünse de çoğu kez birbiri içine geçi- yor, geçerken kendini ve yanındakini ço- ğaltarak bir anlam bütünlüğü oluşturu- yor. Sanatçmın resimlerinde ön plana çı- kardığı bu kadın imgeleri çoğumuzun deneyımlerine rehberlik ediyor. Her ne kadar özellikle kadınlann (anne, çocuk, genç kız ya da sadece kadın) ön plana çık- tığı gözlense de bunun resimlerde ifade Sanatçmın donuk görünrüler olarak biçimlendirdiği ve boşluk içinde kutsadığı kadın ve çocuk figürleri resimlerinin ana izleği olmaya devam ediyor. edilmek ıstenen duygu katmanlannı ka- dınlar üzerinden aktarma amacına yöne- lik olduğu söylenebilir. Demet Yersel'in çoğunlukla portreler aracılığıyla anlatım yolunu seçtıği, zaman- sız ve mekânsız boşluk içinde önce sa- natçının kendini sonrasında ise >ine ken- di çevresini kuşatanlan temel aldığı ifa- de edilebilir. Sanatçımn resimlerindeki aynntılar. çevremizde her gün gördüğü- müz, silip geçtiğimiz ya da yakaladığı- mız görünrülerle beslenmiş ifade biçim- leri olarak tanımlanabilir. Sanatçmın donuk görünrüler olarak biçimlendirdiği ve boşluk içinde kutsa- dığı kadın ve çocuk figürlen resimleri- nin ana izleği olmaya devam ediyor. Her ne kadar kimliksizmiş gibi görünüp as- lında bırbin üzerine eklenen saydam kat- manlarla kımliğinin anlamlan her bak- tığınızda çoğalsa da. (Tolga Eti Sanat Galerisi: Bağdat Cad. YeniköşkApt. No: 199 B Blok D: 2 Selamiçeşme / İstan- bul Tel: 0216 368 26 79) YAZI ODASI SELİM İLERİ UcfT ve Fatma Aliye Hanım Kimbilir kaç yıl önce, kimbilir hangi mevsim ve hangi gün. Ama vakıt akşam üzeridir. Neca- tigil'in çalışma odasındayım. Behçet Hoca, es- ki yazı bir kitabı raftan alıyor,"/şfe Fatma Aliye Hanım'ın L/d/"'si diyor. Fatma Aliye adını da, UdTyi de ilk kez işitiyo- rum. Fatma Aliye, meşhurCevdet Paşa'nın kı- zıydı. Asıl özelliğiyse, ilk Müslüman Türk kadın romancı olmasıydı. (Gerçi son dönemlerde, Fat- ma Aliye'den önce roman alanındaeservermiş bir iki kadın yazarımız daha söz konusu.) Behçet Hoca, Fatma Aliye'yı unutuluştan kur- taracak bir yazı kaleme alıyordu. Romanlannı da o yüzden raftan indıriyor, yazı masası üstü- ne bırakıyordu. Andığım yazı, Milliyet Sanat Dergisi'nin 5 Tem- muz 1977 tarihli sayısında yayımlanmış. De- mekyazmış, demekşu kadar yılgeçmiş... Ogün bugün Udî'yi merak edip durmuşum. Necatigıl, sözlüğünde, özellikle muhâdarat üzerinde duruyor, bu eserin Fatma Aliye Hanım'ın en önemli romanı olduğunu söylüyor. Bununla biriikte, 1898 tarihli UdTnin de yaba- na atılamayacak bir roman olduğu söylenebi- lir. Udî, yenilerde, Ferit Ragıp Tuncor'un çev- rimyazısı ve bence çok başarılı sadeleştinme- siyle günümüz okuruna kazandınldı (Selis Kitap- lar, Ekım 2002). Udî'yi şaşırarak okudum. Aşk-ı Memnû'dan, Eylûl'den bırkaç yıl önce yayımlanmış bu roman, gerçekten bir 'roman' duygusunu taşıyor. Ya- zarı, gerçekten bir 'romancı'. Sezai'nin Sergüzeşt'i (1889) bana hep artis- tik romanımızın ilk verimi, yol açıcısı gibi gelir. Sergüzeşt, üslup açısından, roman dilini aramış eserdir. Hem Halid Ziya, hem Mehmed Rauf Sergüzeşt'in sağladığı olanaklan değerlendire- bilmişlerdir. Sergüzeşt çızgisi Udî'de de karşımıza çıkıyor. Fatma Aliye'nin 'sanatkârca" çabasını hemen hissediyorsunuz. Roman, Şam'da, vurucu bir sahneyle başlı- yor: Sitti (hanım) Bedia, gösterişli bir konakta- ki musikı gecesinin konukları arasındadır. Ro- mancı, bir iki aynntıyla tanıtıyor onu, jestleri ve sözleriyle, gıyim kuşamıyla, müziğe tutkusuy- la. Sonra birdenbire arap uzun havasına başla- mış Musevı şarkıcı Naome'nin tasvirine girişi- liyor. Göz kamaştırıcı bir tasvir. Devrin eğlence dünyasındaki süspüsü de belgelıyor. Naome'nin kollarındaki bilezikler Sitti Be- dia'ya yabancı değil, çünkü kendi bilezikleri... Genç kadın, kocasının birçok akşam eve neden gelmediğini anlıyor. Sonre Bedia'nın yetişmeyıllannadönüyoruz. Udî'nin konusunu anlatmayacağım. Roman özetleri her zaman anlamsız ve gülünçtür. Ama Udî'nin dünyaya bakışından, hayat felsefesin- den konuşmak isterim: Fatma Aliye Hanım, daha 1890'larda, kadının ekonomık açıdan evlilik yoluyla ayakta durma- sı düşüncesine karşı çıkıyor. Tıpkı erkekgibi, ka- dının da çalışma hayatında yeri olması gerek- tiğini handiyse açıkça ileri sürüyor. Bedia'yı udîoluşu kurtaracak. Bedıa şu unu- tulmaz sözlerî söylüyor, bir bakıma haykırıyor: "Beni yalnız sen terk etmedin, benden yal- nız sen geçmedın, bana hıyanet etmedin! Bir zaman zevk ve sefa kaynağım, eğlencem ol- dun. Şimdi de geçim kaynağım! Ekmek teknem- sin!" Ut, birçalgı, bir sanat yaşam kurtarmaktadır... Bu soydan yitik eserlerimizin günümüze su- nulması çok sevindirici. Fatma Aliye Hanım şüp- hesiz ki yitik bir yazardı. Onca yıl suskun kaldı. Şimdiyse günün ilgisıni bekliyor. Modaların hü- kümranlığında bu ilgi büyük olasılıkla esirgeni- lecek. Yine de umutsuz değilim. Türk romanını ta- rihsel çizgisi içinde kavramak isteyenler, Udî'ye kayıtsız kalmayacaklar. Takvimde tz Bırakan: "Sonra gitgide azalan telefon konuşmalan, sonra söz verip gelmemeler..." Nemika Tuğcu, Elişi Fotoğraflar, Remzi Kitabevi, 2001. K Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle