Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2002 CUMA
14 UJ\ kultur@cumhuriyet.com.tr
Müştak Erenus'\m şiirine insanlığın mutluluğunu isteyen bir yaşama sevinci egemendi
air,insan,gerçek arkadaş
y air ve insan Müştak Erenus
bir bütünlüğü oluşturur. O
şiirleri yazan şairi ve insanı
birbirinden ayıramazsınız.
Yaşamı, inançlan, duygulan ve
tüm bunlann dile getirildiği
estetik anlatımlar birbirinden
aynlmaz. Yaşama sevinci, insan
sevgisi, aşk, toplumsal bağlanış,
Müştak Erenus'un şiirinde tek
ve aynı şeydir...
*LAOL BEHRAMOĞLU
1915 doğumlu Müştak Erenusun ilk şiirleri
940'lı yülarda Yücel dergisinde yayımlanmış. Şi-
r kitaplannı ise (1965 tarihli "Şür"den sonra)
1970'li ve 8O'li yıllarda yayımladı: *Öbnew Va-
tit Yok" (1976). "DuvunT (1979), "Çağuin Gi-
denleri" (1987) vs.. 70'li yıllar onunla tanışıklığı-
nızın ve kesintisiz süren dostluğumuzun da tari-
fcidir. 40'h yıllardaki şiirleriyle sonrakiler arasın-
da bir karşıİaştırmayapmadim. Ama 70'li yıllann
Müştak Erenus'u, şairlik için ileri sayılabilecek bir
yaşta. çağdaş şiirimize yepyeni. taptaze şiirlerle
geldi. Ve yaşamının sonuna kadar da yepyeni. tap-
taze bir şair olarak kaldı. Bu ilginç ve ender olgu-
nun kimi nedenlerini kendimce sıralamaya çalışa-
cağım. Bizim çağdaş şiirimizde, "somut,efle tutu-
larasma canh bir yaşama sevincinin şüri** diye ad-
landırabileceğim bir şiir daman var. Kavramsal
değil duyumsal. dokunsal, tadımsal bir yaşama se-
vinci... Nâzun Hikmefin kimi şiirlerinde ve Or-
han VeKcie bunu buluruz... Bedri Rahmi'nın bir-
çok şiiri öyledir. Oktay Rifatın kimı şiirlerinde de
duyumsadığırruz bir tattır bu.. Medn Eloğlu, Can
Yücdbu damardan gelir.. Listeyi geriye ya da ile-
riye doğru uzatabiliriz.. Müştak Erenus'un şiiri bu
damardan doğmuş ve oradan beslenmiştir. Hep ta-
ze oluşunun başlıca nedeni bence budur. (Halikar-
nasBabkçıs'nın şiir tadındakı romanlanyla Sah Fa-
îk'in öykû, roman ve şiirlerini bu listenin en başı-
na almak gerekir.)
İnsan sevgisivte yoğrulmuş bir aşk-
Müştak Erenus'un kişisel yaşamının tarihinde ol-
duğu kadar şiirinin gelişiminde de eşi Bflgesn'yla
tanışıp yaşarnlannı birleştirmelerinin büyük etki-
si olsa gerek... Yaşama sevincinin yanı sıra, aşk, Ere-
nus şiirinin başlıca temalanndandır... insan sevgi-
siyle yoğrulmuş bir aşktır bu... O insan sevgisi ki,
sözünü etriğim somut yaşama sevincinden ayn dü-
şünülemez... Hayata bencilce bir bağlanış değıl, tüm
insanlann, insanlığın mutluluğunu isteyen, ancak
böylece anlamlı olan bir yaşama sevinci... Böyle-
Şair. hukukçu Müştak
Erenus. dün Moda Camii'nde
öğlen kılınan cenaze
namazının ardından
Nakkaştepe Me/arüğı'nda
toprağa verüdL Törene
kaölan sanatçı Edip
\kba>ram. Erenus'un sanatçı
muhalefenŞ le tanınmtş bir
insan okluğunu söytedL
( ALPER NEVZAT
KJZILTAN)
Müştak Erenus toprağa verildi
tstanbul Haber Servisi - Ozan Müştak
Erenus (87) dün sevenlerinin gözyaşlan
arasında sonsuz yolculuğuna uğurlandı.
Şair, hukukçu Müştak Erenus, dün Moda
Camii'nde öğlen kılınan cenaze
namazının ardından Nakkaştepe
MezarlığYnda toprağa verildi. Törene
katılan sanatçı Edip Akbayram,
Erenus'un sanatçı muhalefetiyle tanınmış
bir insan olduğunu belirterek "\feri
doldurulamayacak bir insandL
Kûltürümüzün ender taşmcılanndan
biriydi Türkhe" nin böyle insanlara
ihtiyaa var" dedi. Öykücü Osman Şahin
de Erenus'un yalın, sözün haysiyetini
bilen şiirleriyle tanınmış ünlü bir şair
olduğunu söyledi. Erenus'un ölümünün
büyük kayıp olduğunu dile getiren Şahin,
Erenus'un, Türkiye'ye ve insan emeğine
karşı dunışu her zaman çok sağlam olan
bir insan olduğunu söyledi. Cenaze
törenine, Müştak Erenus'un eşi Bilgesu
Erenus, oğlu AK Erenus, Cumhuriyet
gazetesi İmtiyaz Sahibi. yazarımız tlhan
Setçuk, Yalçm Küçük. Eşber
Yağmurdereü, Arif Damar. Murat
ÖzyûkseL Bülent Uluer. Tank Öcal, TKP
Genel Başkanı Aydemir Güler, yazarımız,
Ataoi Behramoğhı ile çok sayıda aydın ve
sanatçı katıldı.
ce, Erenus şiirini tanımaya epeyce yaklaşmış olu-
yoruz... AhmetNecdet'in "TematikTürk Şiiri An-
totojisi"nin "tşçi Suufi" başlıklı bölümünde yer
alan sekiz şiirden biri Müştak Erenus'un "Gefin-
cik Ba>Taklann Türküsü" adlı büyük soluklu şi-
irinden bir bölümdür. Benim daha önceki bir de-
ğerlendırmemle bu şiir *_gerekestetik değeri(dny-
gulardaki içtenlik, lirik ve epik öğelerin ustaca sen-
tezi) gerckse toplumsal tanıklığnla son yıflar top-
hımcu şiirimizin önemli örneklerinden biridir.."
Müştak Erenus'un başansı. yaşam ve insan sevgi-
sini bu kez, onlardan ödün vermeksizin, toplum-
cu bilinçle bağdaştırabilmiş olmasıdır... Onun bu
uzun şiirini, bu çağdaş destanı. tıpkı Nâzım Hik-
met'in kimi şiirleri gibi. dost ortamlannda ya da
sahneden, ezbere ve tutkuyla okuyuşlannı unuta-
bilmek olanaksız... Şair ve insan Müştak Erenus
bir bütünlüğü oluşturur. O şiirleri yazan şairi ve in-
sanı birbirinden ayıramazsınız. Yaşamı. inançlan,
duygulan ve tüm bunlann dile getirildiği estetik an-
latımlar birbirinden aynlmaz. Yaşama sevinci. in-
san sevgisi, aşk, toplumsal bağlanış. Müştak Ere-
nus'un şiirinde tek ve aynı şeydir... Denebilirse
eğer, maskesiz, derisız bir şiirdir bu... Ve güzel
olan. insanca olan her şeyin kardeşi. arkadaşıdır...
Kötülüklerinse ödünsüz düşmanı... "Lorca Karde-
şün" adlı çok sevdiğim bir şiirinde incelikle dile
getirildiği gibi: ^Olmekistemryurumdiyorduicin-
den/ tri taşh kirh' bir duvar onünde/ FazJa bekküT-
meden/ İki beyaz bulut geçuV Ye iki beyaz kelebek/
Ma\ibirdikenüstünde/Se\işemedennçtular/—-J
tki bevaz bulut/Ve ild bo'az kelebek/Mavi bir di-
ken üstünde/ Se\işemeden uçtular/Gün ertesi/ Çir-
kin bir ışıkta/ O yıkıktaşh duvar önünde/ Koca ka-
falı bir koyun oüattüar"
Kınlgan, ama aynı ölçüde de direşkendi
Müştak Erenus ınceliklenn ınsanıydı. Kınlgan. ama
aynı ölçüde de direşken, kendini yenilemeve yete-
nekli bir yaşama sevincinin şairiydi... En yüksekbir
kültür ve beğeni düzeyine ulaşmış olmasına karşın.
henüz küçük bir çocukken yitirdiği emekçi köken-
li annesıne, "Gelincik Bayraklann TürküsiTnde
öylesine güçlü sözcüklerle betımledığı "makinist ba-
ba"sına, onlann srmgelediğı değerlere gönülden
bağlıydı... Bunun için de "memleket" ve "dünya".
yurduna ve emekçi insana duyduğu se\ gi onun için
tek ve aynı şeydi...
IİSVİCRE HASTANESI
2002-2003 SANAT EDEBİYAT ÖDÜLLERİ
Özel Yeni İSVİÇRE HASTANESİ. aşağıda yazılı amaç doğnıltusunda, her yı] \ üıelenecek olan SANAT EDEBİYAT
ÖDÜLLERİ YARIŞMASI düzenlemiştu.
AMAÇ
Kurum bu yanşmayı, Türk sanat ve edebiyatına yeni yapıtlann katılmasını özendirmek, yenı ve genç eğilimleri temsil
edecek olanlan yüreldendirmek, bunlan odullendırerek topluma tanıtmak, yayınlayarak okurla yapıtlann karşılaşmasına
olanak sağlamak ve sanat- edebiyatunıza yenı adlar kazandırmak amacıyla. bu yıl için tiyatro dalında oyun, sınema dahnda
film senaryosu, edebıyat dalında şiir olarak üç dalda düzenlemıştır.
GENEL KOŞULLAR:
1. Yanşmaya 35 ve daha küçük yaştaki Türk yazarlan katılabilir. (1966 ve daha oncekı doğumlular katılamaz)
2. Yapıtlar altışar nüsha olarak, 15 Şubat 2003 gününe kadar aşağıdaki adrese teslım edilecek veya postayla göndenlecektır.
Adres: Özel Yeni İsvıçre Hastanesi, Ali Nihat Tarlan Cad. Ertaş Sok. NO. 19 İçerenköy, KADIKOY- Istanbul.
"(Tel. 0216. 575 26 66/2500; Faks 0216. 575 79 37j"
3. Ödüller, 12 Mayıs 2003 günü, daha sonra açıklanacak bir yerde. sahiplerine törenle verilecektir.
4. Yanşmaya katılanlar bu şartnamedeki bütıin koşullan kabul etmiş sayılırlar.
A- Oyun Yaztna Yanşması
"1. Konu sınırlaması yoktur. Oyunlar, özgun yeni çalışraalar olacaktır; roman, oykü. şiir. anı, oyun vb. gıbı yapıtlardan
yapılmış uyarlamalar yanşmaya katılamazlar."
2. Oyunlar, son başvuru tarihine kadar hıçbir yerde yayımlanmamış, oynanmamış, herhangi bir yanşmada ödül almamış
olmaJıdır.
"3. Dereceye girccek oyunlar, ""Yanşma Oyunlan"" adıyla, Mitos-Boyut Tiyatro Yayuüan arasında yayınmanacaktır.
Kitabın ılk baskısı için yazarlanna teuf ücTetı odenmeyecektir."
4. Yazarlar,ramuzküllanarak başvuruda bulunacaklardır. Başvuruda bulunanlar, adlan. adresleri, kjsa özgeçmışleri. telefon
numaralan ile bir adet fotoğraflanru kapalı bir zarfa koyup uzerine rumuzlannı yazdıklan bu zarfı. 6 nüsha oyun metni
ekinde eöndermehdirler.
5. Ödufler:
Birinçilik Ödülü : 1 500 000 000 (Bir milyar beşyüz milyon) TL.
Jüri Özel Ödülü 500 000 000 (Beşyüz milyon) Tl. dir.
6. Jüri Üyeleri:
Ahmet Levendoğlu
Hayatı Asılyazıcı
Nesnn Kazankaya
Zühal Ergen
Melise Gürpınar
(Tiyatro Yönetmeni. Sanatçısı, Öğretim Gorevlısı)
(Tiyatro Eleştırmenı, Öğreum Gorevlısı >
(Tiyatro Yönetmeni, Öğretim Gorevlisı)
(İstanbul Şehır Tıyatrolan Dramaturgu)
(Oyun Yazan. Eleştırmen)
1 500 000 000 (Bir mil> ar beş>1ız milyon) TL.
500 000 000 (Beşyüz milyon) Tl. dii.
B- Film Senaryosu Yanşması
1. Konu sınırlaması yoktur.
2. Senaryolar klasik senaryo tekniğine asgari düzeyde uygun olarak düzenlenmış olmalıdır.
3. Gönderilecek senaryolann, daha once yayımlanmamış. fîlme çekılmemış. herhangi bir yanşmada ödüUendirilmemiş
olmalan gerekmektedir. Kısa film senaryolan yanşmaya dahil değıldır.
3. Yanşmaya yalnızca bir yapıtla katılabilir.
4. Yanşmaya ortak çalışmalar da katılabilir.
5. Yazarlar. adlan için rumuz küllanarak başvuruda bulunacaklardır. Başvuruda bulunanlar. adlan. adresleri, kısa özgeçmişleri
ile telefon numaralannı kapalı bir zarfa koyup uzenne rumuzlannı yazdıklan bu zarfı. 6 nüsha oyun metni ekinde
göndermelidirler.
6 Ödüller:
Bırincüik Ödülü
Jün Özel Odülü
7. Jüri Üyeleri:
Rutkay Azız (Tiyatro, Sinema Sanatçısı, Çağdaş Sinemacüar Derneği Başkanı)
Zekı Okten (Sinema Yönetmeni)
Vecdi Sayar (Sinema Eleştirmeni)
Macıt Koper (Senarist)
Raşit Çehkezer (Suıema ve TV Yönetmeni)
C- Şiir Yanşması
1. Konu sınırlaması yoktur.
"2. Yanşmaya başvuracak dosyalardakı şiırlerin butünunun bir "Şiir Kitabı"" niteliği taşıması gerekmektedir. Yazarlar
yanşmaya dosyalann üzenne yazılı açık adlanyla katılacaklardır."
3. Yanşmaya yalnızca bir dosya ile katılabilir.
4. Yanşmaya katılacak olanlar aynca adreslerini, telefon numaralannı, kısa özgeçmışlerinı ve bir fotoğraflannı dosyaya
eklemelıdirler.
5. Yanşmaya katılacaklar 6 adet dosya düzenleyip gondereceklerdir.
6. Ödül kazanan yapıtlar, Mitos-Boyut Yayınlan Şiir Dizisi içinde yayımlanacaktır. Kitabın ilk baskısı için yazarlara telif
ucretı ödenmeyecektır.
7. Ödüller:
1 500 000 000 (Bir milyar beşyüz milyon) TL.
500 000 000 (Beşyüz milyon) Tl. dir.
Binncilik Ödulü :
Jüri Özel Ödülü :
6. Jüri Üyeleri:
Ahmet Oktay
Enver Ercan
Turgay Kantürk
Doç BakıAsiltürk
Metin Cengiz
(Şair, Yazar. Araştırmacı)
(Şair, Editör, Varlık Dergisı Yayın Yönetmeni)
(Şair. Editör)
(Şair, İncelemeci, Üni. Öğr. Üyesi)
(Şair)
TMET YERSEL'İNSERGÎSl TOLGA ETÎ SANATGALERÎSÎ 'NDE
Gölgeleriyle
büyüyen portreler
ESRA
.\LİÇAVXŞOĞLU
Demet Yersel, bir yıl
aradan sonra yeni re-
simlerini Tolga Eti Sa-
nat Galerisi'nde sergi-
liyor. Sanatçmın yapıt-
lan insanın yalnızhğı-
nı vurgulayan, hatta on-
lan çoğaltan imgeler
olarak karşımıza çıkar-
ken günümüz insanı-
nın kaygılannı gelenek-
sel malzemeyle bugü-
ne taşıyor. Yersel'in re-
sîmlerine konu olan im-
geler kadınlar ve onla-
nn gölgeleri biçimin-
de yansıyortuvale; an-
cak kullanılan gölgeler
resmin ikincil alanına
değil. merkezıne otu-
ruyor. Belki de sanatçı-
run ilk bakışta sadece
kadın portreleri gibi gö-
rünen resimlerinin en
önemli ve sıradışı aynn-
tılan bunlar ve bir ba-
kıma bize gösterdiği kadın figürlerin-
den daha gerçek ve daha karmaşık bir ya-
pı bıçimi oluşturuyor. Yersel'in yapıtla-
nnın dünden bugüne ulaştığı çizgi üze-
rinde biraz düşündüğümüzde onun asıl
kaygısının ve sorunsalının hepimizin
üzerine düşündüğü yalnızlık kavTamı ol-
duğunu görüyoruz. Yalnızlığın yarattığı
duygu çeşitliliği ise resimlerinin vazge-
çilmez elemam. Onun figürleri. kendi
özel mekânlannda somutlaşıyor.
Birbirinin içine geçen resimler
Demet Yersel'in resimleri her ne ka-
dar farklı düzlemlere oturuyormuş gibi
görünse de çoğu kez birbiri içine geçi-
yor, geçerken kendini ve yanındakini ço-
ğaltarak bir anlam bütünlüğü oluşturu-
yor. Sanatçmın resimlerinde ön plana çı-
kardığı bu kadın imgeleri çoğumuzun
deneyımlerine rehberlik ediyor. Her ne
kadar özellikle kadınlann (anne, çocuk,
genç kız ya da sadece kadın) ön plana çık-
tığı gözlense de bunun resimlerde ifade
Sanatçmın donuk görünrüler olarak biçimlendirdiği
ve boşluk içinde kutsadığı kadın ve çocuk figürleri
resimlerinin ana izleği olmaya devam ediyor.
edilmek ıstenen duygu katmanlannı ka-
dınlar üzerinden aktarma amacına yöne-
lik olduğu söylenebilir.
Demet Yersel'in çoğunlukla portreler
aracılığıyla anlatım yolunu seçtıği, zaman-
sız ve mekânsız boşluk içinde önce sa-
natçının kendini sonrasında ise >ine ken-
di çevresini kuşatanlan temel aldığı ifa-
de edilebilir. Sanatçımn resimlerindeki
aynntılar. çevremizde her gün gördüğü-
müz, silip geçtiğimiz ya da yakaladığı-
mız görünrülerle beslenmiş ifade biçim-
leri olarak tanımlanabilir.
Sanatçmın donuk görünrüler olarak
biçimlendirdiği ve boşluk içinde kutsa-
dığı kadın ve çocuk figürlen resimleri-
nin ana izleği olmaya devam ediyor. Her
ne kadar kimliksizmiş gibi görünüp as-
lında bırbin üzerine eklenen saydam kat-
manlarla kımliğinin anlamlan her bak-
tığınızda çoğalsa da. (Tolga Eti Sanat
Galerisi: Bağdat Cad. YeniköşkApt. No:
199 B Blok D: 2 Selamiçeşme / İstan-
bul Tel: 0216 368 26 79)
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
UcfT ve Fatma Aliye
Hanım
Kimbilir kaç yıl önce, kimbilir hangi mevsim
ve hangi gün. Ama vakıt akşam üzeridir. Neca-
tigil'in çalışma odasındayım. Behçet Hoca, es-
ki yazı bir kitabı raftan alıyor,"/şfe Fatma Aliye
Hanım'ın L/d/"'si diyor.
Fatma Aliye adını da, UdTyi de ilk kez işitiyo-
rum. Fatma Aliye, meşhurCevdet Paşa'nın kı-
zıydı. Asıl özelliğiyse, ilk Müslüman Türk kadın
romancı olmasıydı. (Gerçi son dönemlerde, Fat-
ma Aliye'den önce roman alanındaeservermiş
bir iki kadın yazarımız daha söz konusu.)
Behçet Hoca, Fatma Aliye'yı unutuluştan kur-
taracak bir yazı kaleme alıyordu. Romanlannı
da o yüzden raftan indıriyor, yazı masası üstü-
ne bırakıyordu.
Andığım yazı, Milliyet Sanat Dergisi'nin 5 Tem-
muz 1977 tarihli sayısında yayımlanmış. De-
mekyazmış, demekşu kadar yılgeçmiş... Ogün
bugün Udî'yi merak edip durmuşum.
Necatigıl, sözlüğünde, özellikle muhâdarat
üzerinde duruyor, bu eserin Fatma Aliye Hanım'ın
en önemli romanı olduğunu söylüyor.
Bununla biriikte, 1898 tarihli UdTnin de yaba-
na atılamayacak bir roman olduğu söylenebi-
lir. Udî, yenilerde, Ferit Ragıp Tuncor'un çev-
rimyazısı ve bence çok başarılı sadeleştinme-
siyle günümüz okuruna kazandınldı (Selis Kitap-
lar, Ekım 2002).
Udî'yi şaşırarak okudum. Aşk-ı Memnû'dan,
Eylûl'den bırkaç yıl önce yayımlanmış bu roman,
gerçekten bir 'roman' duygusunu taşıyor. Ya-
zarı, gerçekten bir 'romancı'.
Sezai'nin Sergüzeşt'i (1889) bana hep artis-
tik romanımızın ilk verimi, yol açıcısı gibi gelir.
Sergüzeşt, üslup açısından, roman dilini aramış
eserdir. Hem Halid Ziya, hem Mehmed Rauf
Sergüzeşt'in sağladığı olanaklan değerlendire-
bilmişlerdir.
Sergüzeşt çızgisi Udî'de de karşımıza çıkıyor.
Fatma Aliye'nin 'sanatkârca" çabasını hemen
hissediyorsunuz.
Roman, Şam'da, vurucu bir sahneyle başlı-
yor: Sitti (hanım) Bedia, gösterişli bir konakta-
ki musikı gecesinin konukları arasındadır. Ro-
mancı, bir iki aynntıyla tanıtıyor onu, jestleri ve
sözleriyle, gıyim kuşamıyla, müziğe tutkusuy-
la.
Sonra birdenbire arap uzun havasına başla-
mış Musevı şarkıcı Naome'nin tasvirine girişi-
liyor. Göz kamaştırıcı bir tasvir. Devrin eğlence
dünyasındaki süspüsü de belgelıyor.
Naome'nin kollarındaki bilezikler Sitti Be-
dia'ya yabancı değil, çünkü kendi bilezikleri...
Genç kadın, kocasının birçok akşam eve neden
gelmediğini anlıyor.
Sonre Bedia'nın yetişmeyıllannadönüyoruz.
Udî'nin konusunu anlatmayacağım. Roman
özetleri her zaman anlamsız ve gülünçtür. Ama
Udî'nin dünyaya bakışından, hayat felsefesin-
den konuşmak isterim:
Fatma Aliye Hanım, daha 1890'larda, kadının
ekonomık açıdan evlilik yoluyla ayakta durma-
sı düşüncesine karşı çıkıyor. Tıpkı erkekgibi, ka-
dının da çalışma hayatında yeri olması gerek-
tiğini handiyse açıkça ileri sürüyor.
Bedia'yı udîoluşu kurtaracak. Bedıa şu unu-
tulmaz sözlerî söylüyor, bir bakıma haykırıyor:
"Beni yalnız sen terk etmedin, benden yal-
nız sen geçmedın, bana hıyanet etmedin! Bir
zaman zevk ve sefa kaynağım, eğlencem ol-
dun. Şimdi de geçim kaynağım! Ekmek teknem-
sin!"
Ut, birçalgı, bir sanat yaşam kurtarmaktadır...
Bu soydan yitik eserlerimizin günümüze su-
nulması çok sevindirici. Fatma Aliye Hanım şüp-
hesiz ki yitik bir yazardı. Onca yıl suskun kaldı.
Şimdiyse günün ilgisıni bekliyor. Modaların hü-
kümranlığında bu ilgi büyük olasılıkla esirgeni-
lecek.
Yine de umutsuz değilim. Türk romanını ta-
rihsel çizgisi içinde kavramak isteyenler, Udî'ye
kayıtsız kalmayacaklar.
Takvimde tz Bırakan:
"Sonra gitgide azalan telefon konuşmalan,
sonra söz verip gelmemeler..." Nemika Tuğcu,
Elişi Fotoğraflar, Remzi Kitabevi, 2001.
K Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I