17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2002 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusıa cumhuriyet.com.tr AÇI MUMTAZ SOYSAL Değişmek SORU, herkesın ağzında: "Değiştiler mi aca- ba?" Sankıonemliolan "onlann"değışmesıymiş gi- bi. Yaonlardeğışmışolup daonlan gözlemesı, uyar- ması, doğnjçızgidetutması gerekenlerdedeğış- mişlerse? Yanı, sızler değışmışsenız? "Onlara değiştıklenne inanarak oy vermıştik; değışmemışlerse bır daha peşlennden gıtmeyiz" demesi gerekenlerdeğışmışse ve yıne gıdecek- lerse? Yahırt, oy vermemiş olsalar da, vatandaş-ikti- dar ılışkılen bakımından en acı olanı, "Sizi tehli- kelı buluyoruz" sozünu etmesı gereken ınsanlar deâışmışse? Onemli olan, vatandaşlarda cumhurıyete olan güvenın değışmemesı, onu kollama ve savunma ınancının sarsılmaması değil mıdır? Zaten, "onlar" dedıklerımiz bır degişiklık gö- aırrtusu verseler bile "takıyye" denecek ve ına- nılmayacak. Oysa, kışısel ınanç dünyalarının de- rinlerıne ınmek mumkün olmadığına göre, bu ko- nudayapılabılecektekşey, yaptıklarına bakmak- tır. Yapılanlar, cumhurıyetı tehlikeyeduşürucü ol- madığı surece "takıyye" tartışması ya da suçla- ması kadar saçma bır şey olamaz. Kaldı kı, bır Islam toplumunda laık ve demok- ratik cumhurıyetı ayakta tutmanın guçluklerı, yal- nız şımdı ıktıdara gelenlenn değıl, hepımızın önun- de duran bır ortak sorundur. Kendisıne böylesı- ne çetın, ama aynı olçude anlamlı ve bır bakıma "hayırtı" bır hedef seçmış olan toplum, bunun guçlüklerını de hep bırlıkte göğuslemek, gereklı çozumler uzerınde kafa yormak zorundadır. Bu çabayı bırılerının sırtına yıkıp yan gelıp yatmak ve yalnızca seyredip "hatayapsınlar" dıyebeklemek olmaz. Dolayısıyla, "on/ar"ın değışıpdeğışmedıkleriy- le uğraşmak yerıne, asıl değışmemesı veya değışmışlersedahada "cumhuriyetçı" olmayo- nunde değışmış olması gerekenlerın değışıp de- ğışmedıklerıne, yahut nasıl değıştıklerıne bakıl- malıdır. Medyanın buyûkçe bır bölümu içın bu sorula- rı sormak bıle fazla. Onlar, her zaman olduğu gı- bı, hemen değışıverdıler. Buyük kazanç grupla- rıyla sımsıkı butunleşmelerden başka turlu sonuç da beklenemezdı. Buyuk sermayenın devreye gırmesı, iktıdara bağımlılığı önlemenın guvence- si olarak savunulmuştu; oysa o çeşıt bağımlılığın ustune çok daha yanıltıcı ve katmerlenmış çıkar bağımlılıkları gelmıştır. Dolayısıyla, cumhurıyetı yaşamları pahasına korumaya ant ıçenlerın onu dıştan once içte ko- ruma zorunda kalmamalan ıçın, artık yargıya, unı- versıtelere, sıyasal ve sendıkal kıtle orgütlerıne dü- şen gorevler daha da artmış demektır. OKTAY AKBAL Satışta olmayan öykü kitapları yeniden basıldı: TARZAIM Ö L D Ü - 6 Basım YALIMIZLIK BAIMA VASAK - 6 Basım İSTİIMYE SULARI - 5 Basım KARSI KIYILAR - 4 Baum CAN YAYINLARI Ulusal Memur Sendikasına Doğru... Borcu borçla ödeme yöntemi, tüm halkla birlikte memurlar için de yeni zamlar, yeni vergiler anlamına gelmektedir. Yani bize verilen her 3 kuruş, cebimizden 5 kuruşun çıkmasından başka bir şey değildir. Reyhan AYDOĞAN • • lkemız çalışanlannın "sen- U dika" adı altında meslek- sel ve ekonomık çıkarlan- nı savunmak ıçın bır ara- ya gelmelen, Ikincı Meş- rutıyet öncesıne kadar uzanmaktadır Çalışanlann hak ve çıkarlannı koru- mak ereğıyle bır araya geldığı bu ılk örgütlenmeler aynı zamanda Osman- lı Devletı'nın ekonomık ve siyasal açı- dan sömürgeleştınlmesine de bır kar- şı duruş nıtehğındedır O dönemdekı Polıs Nızamnamesı ve Arazı Kanun- namesı gıbı duzenlenmeler ıse bır yan- dan yabancı sermayenın ülkemıze gı- nşını kolaylaştınrken bır yandan da bu ılk ışçi örgütlerinı engellemeyı he- deflemekteydı Ülkemız ışçılennın ılk örgütlennın yaşam bulduğu bu dönemden kısa bır süre sonra "Osmanlı'nın memuru" da aynı doğrultuda kendı orgütünü oluşturma yolunu seçmıştir Ülkemız- de kurulan ılk öğrermen örgürü olan Encümen-i Mualhmın'ın kuruluş ta- nhı Temmuz 1908'dır Aradan geçen yaklaşık bır yüzyıllık zaman ıçensmde gerek Osmanlı döne- mınde gerekse Cumhuriyet dönemın- de emeğı ıle geçınen ışçı ve memur- lar bır yandan ülkesinın bağımsızlığı ve ılerlemesı ıçın çaba harcarken bir yandan da mesleki ve ekonomık çıkar- lannı demokratık bır bıçımde savu- nup gelıştırmek ıçın çeşıtlı yapılan- malar altında bır araya gelmıştır. Cum- hunyetın kuruluş yıllanndaki Istan- bul Amele Bırliğı, Türk Mürettıbın Cemıyetı'nden tutun da ışçı kesımın- de Türk-Iş, DtSK gıbı konfederal ya- pılann oluşturulmasına, memur kesı- mmdeyse TÖS, TÖBDER. TÜSDER'e kadar sürdürülen bu yapılanmalar her zaman büyük zorluklar içensınde \ ar- lıklannı sürdürmüştür. Bu denli eskı bır örgütlenme gele- neğıne sahıp olan ülkemız ışçı ve me- murlannın yanı Türk emekçılennın örgütlü hak arama çabalannın hâlâ ıs- tenılen düzeyde olmamasının neden- lennden bın de demokrasımızın sık sık darbelerle kesıntıye uğratılması- dır. Cumhuriyet tarıhımızdekı son dar- be ıse 1980 rejımıdır. Bu dönemden çı- kışta da 1982 Anayasası'nın ruhuna ay- kırı olsa da özel bır yasak getınlme- dığı ıçın 28 Mayıs 1990 tanhınde sek- sen sonrasının ılk memur sendikası olan Eğıtım-tş kurulmuştur. Tüm sı- yasal ve ıdan baskılara karşın "Cum- Bırleşık Sağlık-Iş Ankara îl Sekreten huriyetin memuru" demokrasının gereğı olan sendıkalarda yennı almış, örgütlü toplum olma bilinci'yle eko- nomık ve demokratik haklan ıçın ye- niden savaşım vermeye başlamıştır Yaptıkları etkınlıklerle "Hak veril- mez alınır" anlayışının en güzel ör- neklerim yaşama geçıren memur sen- dıkalan, ILO sözleşmelerine daya- narak hukuksal gınşımlerle yasal ya- pılanmaya kavuşmuştur Sonuç ola- rak anayasanın 53 maddesınde yapı- lan değışıklıkle memurlann sendıka kurma hakkı anayasal güvenceye bağ- lanmış ve 1995 yılında anayasada me- murların sendıka kurmalan onundekı engel kaldırılmıştır Kamu çalışanlannın 1990'Iarda yeniden başlayan sendikalaşma sü- reci 'her işkolunda tek sendıka, tum memurlann ıse tek konfederasyon al- tında toplanmasf anlayışıyla başla- mıştır. Ancak sonraki süreçte memur sendikalarında siyasal görüş farklı- lıklan ön plana çıkarılarak ayrılık- ların zemini hazırlanmıştır. Bu ay- nlıklarla zayıflayan sendikalar ku- rumsallaşarak ciddi ve güvenilir ya- pılar olacakları > erde, nedeni ve so- nucu hesaplanmay an iş bırakma ve sokak eylemleriyle kitlelerinden ko- parak bir anlamda marjinalleşmiş- tir. Aradan geçen 12 yıl içensınde ıse sendıkal butünleşme sağlanamamış- tır. Sonuçta ayn ayn sendıkal ve kon- federal yapılar oluşmuştur. KESK, Türk Kamu-Sen, Meraur-Sen; ka- mu alanındakı bılınen üç büyük kon- federal yapıdır Bu yapılar içensınde yer almayan bağımsız sendikalar da sendikalaşma hareketınde ayrı bır noktada bulun- maktadır Atom-Sen, Tüm Tren Sen, Birleşik Sağlık-tş, bu yapılanmalara örnek olarak verılebılır. Daha iyı çahşma ve yaşam koşulla- n ıçın var olan memur sendıkalan kon- federasyonlan. geldıklen noktada hü- kümet polıtıkalanna ya hepten karşı çı- karak ya da yapılan her şeyı onayla- yarak hıçbır seçenek (alternatıf) öne- rı sunamadan sadece uye arttırmayı hedefleyen kof yapılar haline gelmış- tır Emek mücadelesı veren sendika- lar, ıstemlennı hükümete ılermek ve si- yasal erke baskı oluşturmaya harcaya- cak enerjılennı, bırbırlenne karşı kul- lanarak rüketmeye başlamıştır 1999da- kı seçım dönemınde hemen hemen tüm siyasal partıler, propaganda konuş- malannda memurların sendıkal hak- lannı savunur görünmuştur. Tum sendıkal yapılann ayn duruş- larına karşın, ortak söylem ve talep- lerı olan "Toplusözleşmeli, grevli sendika yasası" 25 Hazıran 2001 ta- nhınde TBMM tarafmdan kabul edı- len 4688 sayılı Kamu Görevlılen Sen- dıkalan Kanunu ıle "toplu görüşme- li" olarak çıkanlmıştır Yaşanan bu sürecın sonunda geçen Temmuz ayında en fazla üyeye sahıp konfederasyonlar olan Türk Kamu- Sen ve KESK. 4688 sayılı Yasa gere- ğı hukümet ıle toplu görüşme masası- na oturmuştur. Ancak yukanda tanım- lanan yanlış sendıkal bakış ve yapılan- ma, görüşmelen ücret zammı konusu- na kılıtlemıştır. Göz ardı edılen gerçek ıse mevcut ve olası hükümetlenn uygulayacakla- n polıtıkalann günü kurtarmaktan öte- ye geçemeyeceğıdir. Ülkemızın eko- nomık bağımlıhğmın artık siyasal ba- ğımlılığı da berabennde getırdığı son süreçte, tum emekçıler ve halkın mü- cadele vermesı gereken nokta, önce- lıkle kendını ekonomık \e siyasal yön- den yönetebılen bır ülke konumuna gelmek olmalıdır. Bılınmelıdır kı kı- şı başına duşen 2219 dolarlık gelırle kışı başına düşen 2918 dolarlık borç, ancak gelınn bu rakamın üstüne çıka- rılmasıyla ödenebılır Bır başka yol ıse yeni borçlar alınmasıdır Borcu borçla ödeme yöntemi, tüm halkla bır- lıkte memurlar ıçın de yeni zamlar, yeni vergiler anlamına gelmektedir. Yanı bize venlen her 3 kuruş, cebi- mizden 5 kuruşun çıkmasından başka bır şey değildır Köklu değışıklıklen öngörmedıkçe de bu tablonun değış- meyeceğı bılınmelıdır. Bu nedenle ekonomık ve sıyası yönden ulusal ba- ğımsızlığımızı savunmak ve küresel saldınlara karşı durmak tıpkı tanhınin başlangıcında olduğu gıbı memur sen- dıkalarını genış halk kıtlelenyle ve kendı uyelenyle buluşturacaktır. Sonuç olarak eğnsıyle doğrusuyla memur sendıkalan artık yasal bır ya- pılanmadır Yaşanan ve yaşanmakta olan yanhşhklardan kurtulunmadığı takdırde bu örgütlenmeler sendıkal or- gutlenmelerden çok, yıllardır suskun olan devlet memurlannın sendıkal ya- pılarla susturulmuş örgütlü memur- lar durumuna getınlmesınden başka bır şey olmayacaktır. Bızlere düşen ıse doğru sendıkal an- layış çerçevesınde bır araya gelmek, gi- derek tek ve guçlu bır memur sendi- kası yapısını oluşrurmak, zaman ıçe- risınde ekonomık ve sosyal haklanmı- zı talep edebıleceğımız yasal duzen- lemelerin oluşturulmasını sağlamak- tır. PENCERE Kıbrıs, Irak ve AKP... Bılmece bulmaca çozmeyı sevmem, polısıye fılmle başım hoş değıl, casus romanı okumayı zamanı boşa harcarnak sayarım, bu ışlerın meraklısı değılım. . Okuz altında buzağı aramak da aklı başında kımsenın ışı değıl... Ancak seçım lafının ortaya çıktığı günden bugüne dek olan bıtenlere aklım ermıyor... Durup dururken kım çıkardı bu seçım lafını? Bırkaç hafta onceydı, Ecevit'le partısının merkezınde ko- nuşuyorduk... Karşımda, Başbakanlık koltuğunda çalışırken partısı bır- denbıre parçalanıvermış deneyımlı bir polıtıkacı oturuyordu... Umutsuzdu... Nasıl olmuştu bu ış?.. Sordum- - Surecı kım başlattı?.. Durdu, duşundu... - Derviş değıl mı?.. - Evet!.. Fılmlerdekı gibi bırı düğmeye basmış, her şey bırdenbıre hızlanmıştı .. Inanılır gıbı değıldı!.. • Bugün Meclıs dışında kalan partılerın 3 Kasım'da eşek- ten duşmuş karpuza donmelerı neyı duşunduruyor?.. Halktan ne kadar uzak yaşadıkları "ılle de seçım" dıye el- bırlığıyle çırpınmalarında vurgulanıyor... Toplumdan habersız bır süru lıder... Sozumona lıder!.. Burunlarının ucunu goremeyen polıtıkacılar lıder olabilır- ler mı?. • Bugun mahalle kahvelerınde konuşulan senaryolar yok- sa gerçek mı?.. Az şekerlı kahve soyleyıp bır de sıgara tellendıren çokbıl- mış, sandalyesınde kaykılarak dıyor kı: - Canım, olan bıtenlerın arkasındakılerı bılmeyecek ne var?.. - Anlat hele... - Amerıka bölgede operasyon duzenlemek ıstıyor; Kara- oğlan savaşa karşı çıkıyordu, engelı kaldırmak istediler Der- vış Amerıka'ya gıttı, geldı, duğmeye bastı, tezgâh donme- ye başladı... - Yok daha neler?.. - Bızım o bıçım lıderler de cup diye tuzağa atladılar, so- nunda ayvayı yedıler... - Deme!.. Kahve sohbetı heryerde bu muhabbet uzerıne gelişıyor... IMF'nın gırdığı hangı ulke ıflah olmuş kı!.. Amerıka boyle bır seçımde halkın tepkısını ne yandan gostereceğını bılmez mı?.. Yabancı ajansların Turkıye'de yaptırdıklan tum yokla- malar AKP'den gayrı bır bırınci partı gösterıyor muydu?.. Bıle bıle lades buna denır!. • Pekı, Amerıka şımdı Turkıye'de bır yumuşak başlı "Islam- cı part/"yı çekıp çevırmek yolunda elverışlı bır ortam mı bu- lacak?. Goreceğız... Bu gıbı ışlerde onceden konuşmak tavlada zar atmak gi- bıdır... Halkımızın IMF programına karşı ofke ve tepkısı seçım- lerde patladı... Pekı, neden bu ofke ve tepkı AKP'ye ıktıdar yolunu açtı da CHP hava aldı?.. llgınç bır soru değıl mı?.. Şimdıhk daha onemli sorular var, Irak ve Kıbns konusun- da AKP hukumetının ABD'ye ne olçude prım sağlayacağı özellıkle gundemdedır... Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946 da kuruldu; hem geçmişe hem geleceğe dönük olan anîamı, gazete- mizin kurucusu Yunus Nadi'ye saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnızca Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuhyeti nin kumluşunda da bü- yük emeği bulunan Yunus Nadi 'nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve demokrat Cumhu- riyet 'in Ulusal Bağımsızhk Savaşımız- la ve Türkiye Cumhuhyeti yle zaman- daş ve eşanlamlı bir kuruluş tarihi var. Yunus Nadi, gazetemizin îemel taşlarını bu doğrultuda koydu. Yunus Nadi'nin ölüm yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayına dönüştür- mek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendığı yıllarda Türkiye de sanat alamnda hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydı ve yal- nız CHP nin koyduğu bir şıir ödülü var- dı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlar- dı. tsveç te Nobel, ABD de Pulitzer, Sovyetler de Lenin, Fransa da Gonco- urt ödüllerinin sonuçları Türkiye de de izleniyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncülüğü üstlendi, 57 yıl önce düzenle- nen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve kültür yaşamımızda bir yarışma coşku- su oluşturdu. Daha sonraki yıllarda Türkiye de de yarışmalarm ve ödüllerin sayısı çoğaldı, yırmiyı aştı. Bugün belki ödül enjlasyo- nundan söz açılabilir; eleştirel bir yak- laşımla sakıncalan gündeme getirilebi- lir, ama yine de kültür, bilim ve sanat konularında yapılan yatırımların çok yararlı olduğu rahathkla söylenebilir. 57. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2003 Zamanla ödüller arasında ayrımlar or- taya çıkar; bir yarışma kurumsallaştık- ça amacı, niteliklerı, karakteri belirgin- leşir. Bu arada kimi holdınglerin kendi amaçlarına yönelik yanşmalar düzenle- meleri ve ödüller dağıtmaları da bu alanda kaçınılmaz çoğulculuğu vansıtı- vor Kımi bankalann, şırketlerin, tıcarı tekellerın reklam amacıyla düzenledık- leri yarışmalann ödüllen, parasal açı- dan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındakı anlamda odaklaşıyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Ya- rışması adıyla aralıksız olarak kırk yılı aşkın bir süre düzenli olarak gerçekleş- tirildi, kültür ve sanat hayatımıza amaçlanan katkılarda bulundu ve etki- lerini duyurdu. Daha önce bır dalda ya- pılan ödüllendirmenın kapsamı 1990 yı- lından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı Ülkemızin kültür ve sanat yaşamı bütün baltalanmalara ve olumsuz yatınmlara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye de tam değil; siyasal iktidarlann baskılan hâlâ sürüvor ve çağdaş demokratik or- tamdan henüz yoksun savılıyoruz. Buna karşınfikir,sanat. bilim, kültürde çabalar yoğunlaşıyor. Tarihsel gelişim sürecinde elbette aydınlanma'mn önüne hiçbir güç geçemez Cumhuriyet, çağdaş uy- garhğa giden yolun fikir, sanat, kültür, bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabalan desteklemek ve özendırmekte Yunus Nadi Ödülleri 'nin işlevi sürecek. 1999 yılında başlanılan iki anabaş- lık altında dört ödül verilmesi yönte- mi, bu yıl da uygulanmakta. 2003 Yu- nus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da- lı'nda; öykü, roman, şıir, Görsel Sa- natlar Ana Dalı'nda karikatür ola- rak belirlendi Önümüzdeki yıllarda ödül ana başlı- ğında ve dallarında gereksinımlere göre değışıklik yapılabilecek. Adaylara başanlar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 2002 ile 31 Mart 2003 ta- rihleri arasmda yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralıklı ya- zılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtla- nnı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödü- lü kitap ve kitap dosyası arasında paylaştı- rabilir. SeçiciKurul: Mehmet Başaran, Vedat Gün- yol, Selim 1leri, TankDursunK., SamiKa- raören. R O M A N Ödüle 1 Nisan 2002 ile 31 Mart 2003 ta- rihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayma hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, be- yaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift ara- lıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarım altı adet olarak gönderecekler- dir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödü- lü kitap ve kitap dosyası arasında paylaştı- rabilir. Seçici Kurul: Adnan Binyazar, Ahmet Ce- mal, Konur Ertop, Fethi Naci, Prof. Dr. Ja- le Parla. $ İ İ R Ödüle 1 Nisan 2002 ile 31 Mart 2003 ta- rihleri arasmda yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtlann beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift ara- lıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarım altı adet olarak gönde- receklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödü- lü, kitap ve kitap dosyası arasmda paylaş- tırabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğhı, Prof. Dr. Cevat Çapan, Muzaffer îlhan Erdost, Do- ğan Hızlan, Kemal Ozer. K A R İ K A T Ü R Karikatürlerin boyutu 30x40 cm.'yi geç- memelidir. Her türlü teknik serbesttir. Ya- rışmaya en fazla 5 karikatürle katılınabilir. SeçiciKurul: Semih Balcıoğlu, KâmilMa- saracı, Tan Oral, Ferit Öngören, Turhan Sel- çuk. H E R D A L İ Ç İ N G E Ç E R L İ C E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her- kese açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiç- bir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger- çek ad soyad ve adresleri ile telefon numa- ralarını belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulması- nı isteyebilirler. Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yarış- ma dışında tutmak zorundayız. Adaylann ya- pıtlarıyla birlikte ad soyadlarmı arkasına yazacakları iki fotoğraflarmı, açık adresle- rinin de yer aldığı katılma belgesini ve ya- şamöykülerini 15 Nisan 2003 Salı günü sa- at 17.00'ye kadar 'Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri Cağaloğlu 34334 İstanbul' adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştırmaları ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhan- gi bir ödül almamış olması şartı geçerlidir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) ya- zılması zorunludur. Ödül dallarında konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön eleme- den geçirilen yapıtlar, genel yaym ilkeleri- miz doğrultusunda gazetemizde yayımlana- bilir. Ödül sonuçlan 28 Haziran 2003 günü açık- lanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 5.000.000.000 TL. K A T I L M A B E L G E S İ AD1M, SOYAD1M: ADRESİM: TELEFONUM: KATILDIĞIM DAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle