21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2002 CUMA SAGLIK Kalsiyum ve D vitamini alımı kemik yapısını güçlendirirken alkol, sigara ve kafein osteoporozu davet ediyor Sessiz ancak salgınhastabk VURALAHI Çoğunlukla "sessiz bir salgın hastahk" olarak nitelendirilen osteoporoz (OP) "gözenekü kemik" anlamma gelmekte- dir. Normal kemiğin iç yapısı sünger gi- bidir. Osteoporozda bu süngerimsi yapı- nın gözenekleri büyür ve çoğahr. Bu da kemiğin giderek zayıflamasına, kolay kı- nlır bir hal almasına neden olur. 7-11 Ekim 2002'de Antalya'da Türkiye Oste- oporoz Derneğı tarafindan düzenlenen ilk ulusal kongrede Türkiye'den ve yabancı ülkelerden katılan 1000'e yakın uzman. osteoporozu çeşitli yönleriyle ele aldılar. Dünya nüfusu giderek vaslanıyor •'Dünya nüfusunun giderek yaşlanma- SL bu hastahğa dahaçok insanm yakalan- masına yol açıyor" dıyen Marmara Üni- versıtesi Tıp Fakültesi Fizik ve Rehabi- litasyon uzmanı Prof. Dr. Gülseren Ak- yüz, değişik ülkelerde yapılan OP'ye yö- nelik araştırmalarda insanlar arasında kültürel, yöresel, etnik farklılıklar oldu- ğunu, yaşam biçimı dahil birçok faktö- rün OP'de tanı ve tedavi sonuçlannı da değiştirdiğinı söyledi. 90 milyon hasta Osteoporozu tarihsel süreç içinde de- ğerlendiren Hacettepe Üniversitesi'nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon öğretim üyesi Prof. Dr. Yeşim Gökçe - Kutsal, "Kemik kaybının yaş ve cins ik iüşkisi in- celendiğinde menopoz sonrası dönemde- ki esid çağ kadınlannda 20. yüzyıl kadın- lardaki kadar yaygın osteoporoz olmadı- ğını ifade eden bazı araşörmacılar, gü- nümüzdeki beslenme aüşkanlıklannın farklılığu doğurganhk oramndaki deği- şiklikier gibi etkenler üzerinde durmak- tadırlar" dedi. Araştırmalar OP'nin dün- yada yaygın bir hastalık durumuna gel- diğini saptamış. Amerika ve Avrupa'da ve Japonya'da yaklaşık 90 milyona yakın in- san kemik erimesinden muzdarip. Bu- nun büyük kesimini yaşlılar oluşturmak- tadır. Î.Ü. Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Re- habilitasyon Anabilim Dah'ndan Prof. Dr. DflşatSindel'e göre, ülkemizde OP'ye bağlı kalça kınğı sıkJığının A\Tupa top- lumundan 13 kat daha az oldu- ğunu söylerken, diğer kınklar- da yüksek düzey gözlenmiştir. Türkiye'de OP görül- me yaşı ka- dınlarda 50- 70 olarak sap- tanmış. Rrisk faktörlerl SPOR YAPES - Kemik yıkmunı önknıek için bol bolegzersiz yapıhnah. Güneşten 4>labildiğince yararlanmak da önem taşryor. I.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakül- tesi Fiziksel Tıp ve Reha- bilitasyon Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Merih Er- yavuz Sando- ğan,osteoporo- zun risk faktör- lerini şöyle sıra- lıyor: "Yapısal ve genetik olarak yaş- lanma, düşükkemik kütJesi. dişi olma, be- yaz ırk. erken meno- poz, narin yapı, gene- tik faktörİer. Yaşam j biçimi ve beslenme. w Aktifobnayanbirya- * şam, kalsiyum ve D vftamininden yoksul bir diyet, alkol ve sigara kuIlanımıT Osteoporozun diğer risk faktörleri şöy- le: Erken menopoz, kısa doğurganlık sü- resi, çok doğum sayısı, uzun emzirme sü- resi ve doğum kontrol hapı kullanımı sa- yılmaktadır. Gebelik sırasında kalsiyum emilimi artmaktadır. Bu yüzden kalsiyum kaybı yerine konmalıdır. Diyetle aşın tuz alımı da risk faktörlerinden biridir. Yine aşı- n miktarda kahve, sigara ve alkol kullanı- mı osteoporoz riskini fazlalaşhrmaktadır. Korunma seçeneklerl Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakülte- si Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabi- lim Dalı öğretım üyesi Prof. Dr. Serap Al- per, "Hemen rûm yaşlarda kalsryum ah- nunın kemik üzerine yararh etküerinin bi- hnmesine karşın çoğü Baö ülkelerinde ve ABD'de diyeüe kalsiyum abmı tavsiye edi- lenden a/dır. Süt ürünkri ik yeşil yaprak- h sebzeler kalsiyum kaynağıdu-. Tüm tahd- lar, baklagillerin kemik sağlıgı üzerinde olumlu etkfleri görülmektedir" dedi. 9YAŞAM KALİTESİNİ [Jf T DÜŞÜRÜYOR sviçre Lozan Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Kemik ve Mineral Metabolizma- ofesörü Dr. Daniel Thiebaud, aynı ^ Isviçre - A\Tupa - Amerikan En- jisi, Dıabet Kemik ve Mineral Topluluğu üyesidir. Thieba- rozla ilgili sorular yönelttik: z nasıl gelişryor? ^ L Ş ı n duyarlı yerlerden bi- nnde kınk olflj|Kunda, osteoporoz kli- nik açıdan öne*ÜBşır. OP ıle bağlantılı en yaygın kınklar, omurganın çöküşüyle so- nuçlanan ezilme kınklan ve kalça kınk- larıdır. - Bu da tabii yaşam kalitesini düşür- ektedir. Yaşhlardaki durum nasıkur? iTfflEBAUD - Kalça kınklan öncelik- jaşlı insanlann bir sorunu olup, yûzde t£5 yaş üzerindeki kadınlarda oluşur. Bu bireylenn bır çoğu ev yerine huzur e\'lerinde veyfejehabilitasyon merkezle- nnde kalmak ZBM|dalardır. - Tedavisi nasıl ofeniiıdat' THİEBAUD - UygtHtMfcalsiyum alı- mı yaşamın tüm asarnalarmközeUikle ile- LJzmanlar süt ürünlerini öneriyor. ri yaşlarda gereklidir. OP tedavisinin di- ğer bir potansiyel uygulaması. vitamin D'dir. Uygun egzersizler yararlıdır. Kemik yapunını arttırarak yıkımı önler. Bu ara- da alkol, sigara ve kafeinli içeceklerden uzak kalmak hastalığın gidişatmı olum- lu duruma sokar. Güneşten olabıldığınce yararlanmak önem taşır. Nüfusunun yalnızca yüzde 10'u diş doktoruna gidiyor Sütdişleri bile çürük Coğrafi böfgelerimtzde birdiş hekîmine dûşen nûfus 20000 15000 10000 5000 0 21948 - - - 5394 1 13868 3628 ,1 8157 4699 1 2470 Akdmz hjradenc tstanbul Haber Servisi - Türkiye de toplumun yüzde 90'ının diş çürüğü sorunu yaşadığı belirrildi. Diş hekimine hiç gitmeyen kişi oranının yüzde 9.9, bir yıldan beri hekime gitmeyen kişi oranının ise yüzde 49 olduğu bildinldi. "Ağız ve Diş Sağhgı Haftası'' nedenıyle Istanbul Dişhekimleri Odası'nca hazırlanan raporda, özellikle kırsal kesimlerde diş çürüğü olan kişi oranının yüzde 98'lere ulaştığı açıklandı. Raporda aynca, Marmara Bölgesi'nde bir diş hekimine düşen hasta sayısının 2 bin 470 olduğu belirtilirken Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bir diş hekimine düşen hasta sayısının 21 bin 948 olduğu kaydedildi. 6 yaş grubunda sütdişinde çürük olmayan kişi oranının ise yüzde 17 olduğuna işaret edildi. BtRBAKIMA SERVER TANİLLİ Victor Hugo Ankara'da Victor Hugo'nun bu yıl, doğu- munun 200. yılının -evrensel çap- ta- kutlandığını okurlar hatırlaya- caklar. Söz konusu coşkulu anma- ya ülkemız de karınca-karannca katılıyor: Çok olmasa da kitaplar, yazılar ve söyleşilerle... Bu arada bir de bilimsel toplan- tı: Hacettepe Üniversitesi Edebi- yat Fakültesi'nde Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü, Ankara'da, 28- 29 Kasım günlerinde. dev sanat- çı üzerine bir sempozyum düzen- lemiş bulunuyor. Fransa'dan bir- kaç büyük uzmanın da çağrıldığı bu toplantıda, "Hugo ve TürkDün- yası" ıle "Yazar, düşünürvesanat adamı Hugo" tartışılacak. Kuv- veden fiile geçirilişinde, bölüm başkanı Prof. Kemal Özmen'in büyük ve kutlanası emeği geçen sempozyuma, bız de, Strasbo- urg'dan aynlma olanağı bulama- dığımızdan birtebliğ göndererek katılmış bulunuyonjz. Açılışa yol- ladığımız mesajı da aşağıda okur- larımızın dikkatine sunuyoruz: "Sayın Rektör Profesör Tun- çalp Ozgen, Sayın Dekan Profe- sör Tuğrul Inal, FransızBüyükel- çisi Ekselans Bernard Garcia, Sayın öğretim üyeleri, sevgiliöğ- rencıler, Bayanlar ve Baylar: Dev yazar ve şair Victor Hu- go'nun doğumunun 200. yılını kutiama adına, Türkiye 'de düzen- lenen bu sempozyumun pek an- lamlı ve isabetli olduğunu söyle- meliyim. Hugo'yu kendiyurdunun dışında anan uluslariçinde bizim bır özelliğimiz vardır kı şudur: Edebiyatımızın ve kültürümüzün çağdaşlaşmasında, daha 19. yüz- yıldan başlayarak, bu büyük sa- natçının unutulmaz birrolü ve et- kisıolmuştur. Sefiller'/n, 1862'de, yani yayımlandığı yıl, -özetlene- rek de olsa- bize de çevrilmiş ol- masının bir anlamı olsa gerek. Söz konusu büyük eserin, modem Türk cümlesinin kurulmasında ol- duğu kadar; ilerici ve demokrat kimliğiyle, entelektüel tavnmızın biçımlenmesinde de yönlendıri- cı katkısı ınkâr edilemez. Namık Kemal 'in ölüm döşeğındeyken Sefiller'/ yeniden okuduğu söyle- nirkı, pek anlamlıdır. özetle, biz Türklerin, Fransa'nın büyük yazahan içinde Hugo'ya, birbaşka, deyim yehndeyse 'mis- tik' bir bağlanışımız olmuştur. Abartmaya kaçmadan söyleye- ceğim: Hugo'yu, Fransızlar bir yana, dünya uluslan içinde -bel- kı- en çok biz sevdik. Ama bu sevgi, onun eserleri kadar, kimliğınden, 'engage' ay- dın kişilığinden de kaynaklanmak- tadır. Hugo, yaşadığı çağın bir ta- nığı olarak nerede olursa olsun se- falete ve cehalete karşı çıkıyor; ölüm cezasını reddediyor: kadın ve çocuk haklarından yana olu- yor; laik düzen, giderek laik eği- timadına tavır koyuyordu. Genel olarak söylersek, 'daha insanca bir dünya' için mücadele ediyor- du Hugo. Bütün bu sorunların, aradan şu kadar yıl geçmiş ol- masına karşın büyük bölümüyle çözülmeden kalmış olması, Hu- go'yu, fikırleriyle 'çağdaşımız'ya- pıp çıkmıştır; Victor Hugo, yüzyı- lımız adına da konuşmaktadır. Bugün başlayan sempozyum. kültürümüz için birolaydır ve her yanıyla bize onur vermektedir. Onu tertipleyenleh candan kutlar- ken, hepinızi sevgi ve saygılaria selamlıyorum." "Prof. Server TANİLLİ" • Fransızların, Devrım'den beri uyguladıklan anlamlı bir âdetleri vardır: Ülkelerinde edebiyata, sa- nata ve bilime büyük katkılarda bu- lunan aydınlannı, ölümlerinin üze- rinden bir süre geçtikten sonra, küllerinı mezarlarından çıkarıp Pantheon adını verdikleri bir ya- pının içine taşır ve orada bir kez daha ölümsüzleştirirler. Cephe- sindede, "Büyük adamlara vatan minnettardır" diye yazar o bina- nın. Kimler yoktur ki aralannda? Voltaire ler. Rousseau'lar, Zo- la'lar, Jaures ler... Okurlar hatırlayacaklar: Victor Hugo öldüğünde, doğrudan doğ- ruya oraya götürülüp defnedil- mişti. Şu günlerde, bir büyük sanat- çıya. Alexandre Dumas'ya da Pantheon'un kapılan açılacak. Onun hazırlıklan sürüyor. Hugo'yla aynı yılda. 1802'de doğan, yazdığı oyunlarla, roman- tizmin ilk atılımını yapan Alexand- re Dumas, popüler ve tarihsel ro- manlarıyla da, Fransa'nın dünya- da en çok okunan yazarı unvanı- na sahip. Gençliğinizde, onun, Üç Silahşör'ünü, Monte Kristo Kon- fu'nu ve Yirmi Yıl Sonra's\n\ okur- ken duyduğunuz heyecanı unut- muş olabilir misiniz? Ya 1848 Ihtilali'nde gericiliğin üstüne ilk kurşunu sıkan adamı? İSTANBUL DEFTERDARLIĞI'NDAN İLANEN TEBLİĞ Ver«i H«v i IC.LTD.JTt. VAL 1997/T 1997/2 1997/T 1997/T 1997/T 1997 9 9?/T 1997/2 1997/r 1997/T 1997 199? YIL0I2 P«ST« C. SELVtLt S. tSTANB TftHC TAMD TflHCt S7AK[< SEKTEPE SK. HAVPCREST S. If/T1997/T .997/1 _.97/2 1997 1997 1997 ERALP S « M 997/2 997 1997/1 1997/T 1997/T \akil vasıtalan Vergı Daıresi mükelleflerinden olup, adlan ve soyadlan v-ukanda yazılı bulunan şahıslar adına tanzim edilen öderae emirleri bilinen adreslennde bulunamamalan nedeniyle tebliğ edılemediğınden 213 sayılı VU.K.'nun 103 ve 106. maddelerine göre .jlının ilan tarihınden başlayarak bır ay ıçerisinde vergı daıresıne bızzat veya bilvekale müracaat etmeleri veya taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerinı bildirmeleri halınde kendilenne süre ile kayıtlı resmı tebliğ yapılacağı 1 ay bitimınde müracaatta bulunmayan ^•a adresini bildirmeyenler hakkında işbu ılanın neşri tarihınden itıbaren 1 ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur. Basın: 78375
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle