Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S-AYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2002 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ StBMEN
Kayan Yıldızlap Altında
Siyaset sahnesınin seması kayan yıldızlarla
dolu.
3 Kasım seçimleri, bir önceki dönemin siyasi
yıkiızlannın tekertekertasfıyesi sonucunu doğur-
du.
Ecevit ve Bahçeli genel başkanlık görevlerin-
den aynlacaklarını bildirdiler.
Tansu Çiller de aynlacağını açıkladı ama açık-
lamalanna eskiden güvenmiş olanlar şimdi yo-
ğurdu üfleyerek yiyoriar.
Ancak ne olursa olsun, Tansu Hanım'ın da
DYP'nin başında kalması güç görünüyor.
önceki gün Mesui Yılmaz ANAP Genel Baş-
kanlığı'ndan da sıyasetten de resmen ayrıldı.
Siyaset diınyasından bir yıldız kaydı.
Mesut Bey bizim siyaset sahnesinde olması-
nı beklediğimiz bütün niteliklerin temsilcisi de-
ğildi ama, yine de 19yıl süreyle politik yaşamı-
mızda derin izler bıraktı.
Doğrusu ya, kalabalık ve kanşık siyasal gün-
dem yüzünden, bir bölümü parti genel başkanı,
bir bölümü başbakan, bir kısmı dışişleri bakanı
veya başbakan yardımcısı olarak siyasete dam-
gasını basan 19 yıllık politika yıldızının kayışına
kamuoyu gerekli ilgiyi göstermedi. Basın da da
Mesut Bey konusunda çıkan yazı epeyce azdı.
• • •
Mesut Yılmaz'ın çizdiği siyasetçi portresinin,
siyasal yaşamının artıları ve eksileriyle dökümü-
nün irdelemesini yapacak değilim. Onu kimi ar-
kadaşlarımız yaptılar. örneğin Oktay Ekşi dün-
kü yazısında nesnel birdeğerlendirme koydu or-
taya.
Burada daha çok, Mesut Yılmaz'ın siyaset
sahnesinde partadığı günlerde ortaya çıkan bir
görüntüyü ele almak istiyorum.
Mesut Yılmaz, gelecek vaat eden bir politika-
cı olarak ortaya çıktığında, henüz hınzırca med-
yalaşma sürecini tamamlamamış olan basının ön-
de gelenleri, onu genç, rahat, çağdaş bir politi-
kacı olarak lanse ettiler.
Hatta kimileri Mesut Bey'i ayağına blucini çe-
kip gazetecilerle rahatça sohbet eden biri ola-
rak tanımladılar.
O günlerde de, Türkiye'de insanlar, eski poli-
tikacılardan bıktığını söylüyor, hep aynı lideryü-
zü görmekten sıkıldıklannı açıklıyorlardı.
Mesut Bey'in siyaset sahnesine çıkışı, bu ih-
tiyaca ve gözleme yanıttı.
Sanınm ki, Mesut Bey'in bu görüntüsünün al-
tının çizilmesi, ileride siyasi yaşamında en büyük
rakibi durumuna gelecek olan Tansu Çiller'in de,
DYP'de, başta Süleyman Demirel olmak üze-
re, birçok politika kurdunu şaşırtan bir başarıy-
la genel başkanlık koltuğuna oturmasını sağla-
dı.
DYP'nin oldukça muhafazakâr delege kadro-
su, Mesut Bey'in genç lider imajı karşısında köh-
ne görüntüyü silkelemek çabasıyla genç, zarif,
güzel kadın ekonomi profesörü, imajına sanldı-
lar.
• • •
Peki sonra ne oldu?
Genç liderlerin iktidar dönemlerifiyaskoylas o
nuçlanırken, siyasetin gençsimalan, devraldık-
lan partileri sürekli küçülttüler.
O dönemde, partisinin seçmen potansiyelini
tek arttıran, yıllanmış yaşlı politikacı Bülent Ece-
vit oldu.
Pek sorgulayıcı olmayıp, daha çok tepkileri ve
dürtüleri ile davranan toplum ise "Hani genç li-
der istiyorduk, genci geldi de ne oldu?" soru-
sunu kendi kendine hiç sonmadı.
Oysa bu soru sorulsaydı, gerçekte istenenin
ne olduğu ortaya çıkacaktı.
Toplum "genç lider" derken, alışılmış siyaset
batağına yeni atlayıp, aynı bulanıklığı kulaçla-
yan taze liderlerden çok, yenı bir siyaset ortamı
istiyor, ama ne istediğinin açıklıkla ayırdına va-
ramıyor, köhnemiş oyunun taze aktörlerle oy-
nanması ise hiçbir şeyi değiştirmiyordu.
3 Kasım, aslında siyaset sahnesınin aktörleri-
ne değil, siyasetin biçimine bir tepkiydi.
Pekiyi de toplum bu kez, tepki ve dürtüleri bir
yana bırakarak, sogulama yöntemiyle hareket
edip, gerçekten siyaseti yenileme arzusunun bü-
tünüyle ayırdına varmış mıydı, yoksa yine onu dür-
tüleri ve tepkileri mi güdüyordu?
Ne dersiniz?
Kurullar da yenilenecek
ANAP'ı kongreye
Pakdemirli götürecek
ANKARA(Cumhuri-
ret Bürosu) - Seçim ye-
nilgisinin ardından 11
Ocak 2003 tarihinde ola-
ğanüstûkongre yapdma-
sı kabul edilen ANAP'ta
Merkez Karar Yönetim
Kurulu'nun (MKYK) ye-
nilenmesi de kararlaştı-
nldı. MesutYıfanaz'ın is-
afa etmesinin ardından
yerine eski devlet bakan-
anndan Ekrem Pakde-
miıü vekâleten seçildi.
\NAP"ta adayhk için adı
5n plana çıkan AH TaKp
Özdemir'in Şeker Bay-
ramı'ndan sonra adaylı-
ğını açıklamayı planla-
îığı öğrenüdi.
ANAPMKYOe, 11
Ocak 2003'teolağanüs-
i kongreye gidilmesi yö-
aündeki Başkanlık Di-
vanı önerisi kabul edildi.
Yılmaz'ın vekili olarak
seçilen Ekrem Pakdemir-
ü ANAP'ı olağanüsrü
kongre için haarlayacak.
MKYK'nin önceki gece
geç saatlere kadar süren
toplantısı sırasında par-
tili bir grup Yılmaz lehi-
ne slogan attı.
MKYK'nin de istifasını
isteyen partililer, bazı
yöneticileri yuhaladı.
Tepki üzerine olağanüs-
tü kongrenin gündemi-
ne MKYK'nin yenilen-
mesi maddesi de kondu.
Toplanüda, Pakdemir-
li"nin karşısına rakip çık-
madı. Pakdemirli'nin se-
çilmesi yönünde telkin-
de bulunan Yılmaz, Baş-
kanlık Divam'ndan ve-
kil seçilmesi durumunda
bunu kendisinin işaret et-
tiği şeklinde yorumlar
yapılacağına dikkat çek-
ti. Kongre tarihinin kesin-
leşmesiyle genel başkan-
lık için adı geçen Öz-
demir in de temaslannı
hızlandıracağı öğrenildi.
Yeni hükümetin ilk kez katılacağı toplantıda türban konusu da gündeme gelebilir
GözlerkritikMGK'deANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümetinin ilk kez katılacağı
ve devletin asker kanadıyla tanışacağı
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplan-
üsı bugün yapılacak. Hükümetin kurul-
masının ardından tartışma konusu olan
türbanın toplantının gündem dışı bö-
lümünde tarnşılabileceği bildirildi. Hü-
kümet üyelerinin ilk kez kahlması ne-
deniyle MGK Genel Sekreterliğı, Em-
niyet Genel Müdürlüğü, MÎT ve diğer
kurumlann hazırladığı güncellenmiş
raporiarla sunuş yapılacak. MGK'ye su-
nulacak raporiarla, radikal dinci örgüt-
ler, Hizbullah, ÎBDA-C, tarikat ve ce-
maat yapılanmalannın faaliyetleri an-
laülıyor. Raporda, radikal dinci örgüt-
ler ve şeriatçı terör örgütlerinin, yeni-
den toparlanmak için faaliyetlerini yo-
ğunlaştırdığına dikkat çekıliyor.
AKP'nin hükümete gebnesinin ardın-
dan başlatnğı uygulamalar nedeniyle
kritik bir öneme sahip olan kasım ayı
MGK toplantisı bugün yapılacak. Cum-
hurbaşkanı AhmetNecdet Sezer'in baş-
kanlığında yapılacak toplannya Başba-
kan Abdullah GüL yardımcılan Meh-
met AH Şahin, Ertuğrul Yalçmbayır,
Abdüflatif Şener, Dışişlen Bakanı Ya-
şar Yakış, Adalet Bakanı Cemil Çiçek
ilk kez kanlacak. Içışlen Bakanı Ab-
KARALAMA KAMPANYASI
VoJtit'ten,
Sezer'e Hitler
benzetmesi
• Türbana karşı tavn nedeniyle
Sezer'e yönelik saldınlannı
sürdüren Vakit gazetesi
haberinde, Sezer'in, faşist lider
Hitler ve Mussolini'nin
uyguladıklan yasaklan yürürlüğe
sokmaya çalıştığını iddia etti.
tstanbul Haber Servisi - Türban
konusundaki sert tavn nedeniyle
Islamcı basının, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'e ve gazetemize
yönelik saldınlan sürüyor. Vakit
gazetesi dün sürmanşetten verdiği
"Kamusal alan yasağı Hıtler'in
fcadT başlıklı haberde, Sezer'in
faşist hderler Hitler ve Mussotini'nin
uyguladıklan yasaklan yürürlüğe
sokmaya çalıştığını iddia etti.
Haberde, "Sezer'in kamusal
alandaki ghim kuşam ve davraıuş
biçimierine yönelik yasak
konseptinin ayıusı faşist Mussotini
ttahası ve Nazi Almanyası'nda
uygulandığı ortaya çıkü. Sezer'in
türban konusunda savunduğu
yasakh görüş, Itaha ve Almanya'da
Ddnci Dünya Savaşı'nın biçimine
göre uygulandı" denildi.
Cumhuriyet'e saldın
Islamcı gazeteler, türban ve
yolsuzluklardan yargılanan AKP'li
milletvekilleriyle ilgili haberler
nedeniyle Cumhuriyet'e de
saldınlarda bulunuyor. Kürşat
Bümin tarafindan hazırlanan
"Kronik Medya" sayfasında
Cumhuriyet'in AKP iktidanna karşı
muhalefet başlattığı belirtildi.
Yazıda, "3 Kasun'dan sonra
okurlanna bügi ve haber taşıyan bir
gûnlûk gazeteden çok, onlan yeni
iktidara karşı doldurmayı hedefleyen
bir mücadele bülteni gibi
yayunlanmaya başlayan
Cumhuriyet'in bu uğurda neleri
göze alabildiğini zaman zaman bu
sayfaya taşıyoruz" denildi.
İRTİCAYA DİKKAT ÇEKİLECEK Bugün yapılacak toplantının yazılı gündeminde |
Kıbns, AGSP, AB ve Kuzey Irak'taki olası gelişmeler yer alıyor. Hükümet üyelerinin ilk kez j
katıîması nedeniyle toplantıda gündeme getirilecek güvenlik raporunda, radikal dinci \
örgütlerin Raporda, radikal dinci örgütler ve şeriatçı terör örgütlerinin yeniden toparlanmak
için faaliyetlerini yoğunlaştırdığına dikkat çekiliyor.
dulkadir Aksu ise lurgut Özal döne-
mindeki görevi nedeniyle daha önce bu
toplantılara katılnuşG.
Toplantıya Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'ni (TSK) temsilen GeneDcurmay Baş-
kanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kara
Kuv\'etleri Komutanı Orgeneral Aytaç
Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Cumhur Aspanık, Deniz
Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent
Alpkaya ve MGK Genel Sekreteri Or-
general TuncerKıhnç katıhyor.
Toplantının yazılı gündeminde Kıb-
ns, AGSP, AB ve Kuzey Irak'taki ola-
sı gelişmeler yer alıyor. Hükümeti tem-
silen bakanlann ilk kez kaülması ne-
deniyle iç ve dış tehdit sıralaması, alı-
nan önlemler hakkında brifıng verile-
cek. Brifıngde, iç tehdit unsurlan ara-
sında birinci sırada yer alan irticai fa-
aliyetler, bu kesimlere yurtiçinden ve
dışından sağlanan destekler, Islami ser-
mayenin hedefleri anlanlacak. özel-
likle Islami sermayenin mali miladın
kaldınlmasını kendisi açısından yarar-
lı gördüğü ve bu yöndeki beklentisi
vurgulanacak.
Radikal örgütier mercekte
MGK toplantısına sunmak için ha-
zırlanan raporlarda, radikal Islamcı ör-
gütler, şeriatçı terör örgütleri, tarikat ve
cemaat yapılanmalanna ilişkin aynn-
ölı bilgiler yer aldı.
Raporda, kendilerini Müslüman
Gençük- Tohum olarak adlandıran gru-
bun son dönemde yoğunlaşan faaliyet-
lerine dikkat çekildi. Radikal Islamcı
grubun Istanbul merkezli "Aksa" isim-
li bir ajans kurma çalışması yapnğı an-
latılan raporda, Islamcı çevrelerin Irak'a
olası müdahalej'i istismaretmek için ha-
arhkyapuklarına dikkat çekildi, bu çev-
relerin topladığı yaklaşık 6 bin imza-
nın TBMM'ye verilmesinin hedeflen-
diği dile getirildi.
Operasyonlar sonucu şiddet aktivi-
tesi azalan Hizbullah'ın propaganda
yöntemlerine ağırlık vererek yeniden
güçlenmeyi amaçladığı behrtilen ra-
porda, "Atatürk'ün deccal olduğu, es-
ki Zefara Vakfi Başkanı tzzettin Yıldı-
nm'ın Hizbuüah'a yardun etriği için
devlettarafindan ökiüriiktüğüvedinadH
na mücadele eden Hizbullah mensup-
lannın iftiralarla cezaevlerine konul-
duğu temas işlenmektedirn
dendi. ts-
tihbarat birimleri, Hizbullah'ın Bey-
koz'da öldürülen lideri HüseyinVeBoğ-
hı ve tlim Grubu'nu anlatan kitap ve
CD'lerin yasadışı yollardan dağıümı-
nı yapmaya çalıştığını da belirledi.
Hizbullah üyelerinin Türkiye'den çı-
kış için havayolu yerine denizden ula-
şımı seçtikleri belirrilen raporda. u
To-
parlanmafaali\%derineönemverenör-
25 Aralık'ta
mazeretl var
Erdoğan,
davanın
görüleceği 25
Aralık'ta
mazererj olduğu
gerekçesiyle
dün akşam
saatJerinde
Ankara
Adliyesi'ne
gelerek yargıç
tbrahim
Kozan'a
vaklaşık
lSdaldkaifade
verdl
(Fotoğraf: AA)
'Haksız mal edindiği' gerekçesiyle yargılandığı davada ifade verdi
Erdoğan'agöreher şey olağan
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - AKP Genel Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan,
u
haksız mal var-
hğı eıîindiği'' gerekçesiyle yargı-
landığı davada, dün akşam saatle-
rinde Ankara Adliyesi'ne giderek
ifade verdi. Hazırlık soruşturması
sırasında savcılıkta verdiği ifadele-
ri yineleyen Erdoğan'ın, "îkisiano-
nim. biri limited olmak
üzere 3 şirkete ortakb-
ğun \r
ar. Bunlann kâr-
zarar durumuna göre
mal vaıtğımda artmav'a
da azahna otaıuş olabi-
Br" dediği öğrenildi.
Erdoğan, duruşma gü-
nü olmamasına karşın dün akşam
saatlerinde Ankara Adliyesi 'ne gi-
derek "haksız mal varhğı edindiği''
gerekçesiyle Ankara 7. Asliye Ce-
za Mahkemesi'nde açılan davada
ifade verdi. Erdoğan'ın, davanın
görüleceği 25 Aralık'ta mazereti
olduğunu belirterek ifadesinin ahn-
masuıı istediği öğrenildi. Yaklaşık
15 dakika yargıç Ibrabim Kozan'ın
odasında kalan Erdoğan, hazırlık so-
ruşturması sırasında savcılıkta ver-
diğı ifadeyi yineledi. Suçlamalan
kabul etmeyen Erdoğan, "haksız
mal varhğı ettindiği" iddialannı red-
detti. Mal varlığındaki artışm nor-
mal olduğunu sa\ıınan Erdoğan'ın,
"İkisi anonim, biri limited ofanak üze-
re 3 şirkete ortakhğım var. Bunla-
• Hazırlık soruşturması sırasında savcılıkta verdiği
ifadeyi yineleyen Erdoğan, "haksız mal edindiği"
iddialannı reddetri. Mal varhgındaki artışın normal
olduğunu savunan Erdoğan'ın, "3 şirkete ortaklıgım
var. Bunlann kâr-zarar dunununa göre mal varlığımda
artma ya da azahna olmuş olabilir" dediği öğrenildi.
nn kâr-zarar durumuna göre mal
varhğnnda artma ya da azahna ol-
muş olabilir'' dediği öğrenildi.
Erdoğan, soruşturma aşamasın-
da verdiği ifadede oğlu Ahmet Bu-
rak Erdoğan'ın dügününde takılan
30 kilogramlık altını 23 Temmuz
2001 tarihinde 262 mılyar 802 mıl-
yon 364 bin 384 liraya bozdurduk-
İannı, bunu aynı gün 250 bin 550
dolara çevirdiklerini savunmuştu.
Savcı, ikinci duruşmada Erdo-
ğan'dan çocuklannı nasıl okuttu-
ğunu da açıklamasını istemişti. Bu-
nun üzerine Erdoğan, yurtdışuıda
okuyan çocuklan için "Avrupa'da
iş yapan afle dostu bir işadamnun
özel bursırvia" öğrenim gördükle-
ri açıklamasını yapmıştı. Ankara
Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı, Erdoğan hakkında
"haksEmaledindiğr ge-
rekçesiyle dava açmışh.
Erdoğan'ın belediye baş-
kanlığından aynldığı ta-
rihteki mal varlığı ile
AKP Genel Başkanı ol-
duğu tarihteki mal varlığı arasında
256 milyar liralık kaynağı belırsiz
artış olduğu belirrilen ıddianama-
de, Erdoğan'ın 3 yıldan 5 yıla ka-
dar hapis cezası istenıyor. tddiana-
mede, AKP liderinin ömür boyu
kamu hizmetlerinden yasaklanma-
sı istenirken, verihniş cezalann te-
cil edilmemesi, paraya veya tedbi-
re çevrilmemesi öngörülüyor.
gütün,camifaaliycderinitekraraknTha-
le getirme gajreti içerisinde olduğu ve
örgüöenayTiİanşahıslantekrarkazan-
maya yönelik faalhetlere hız verdiği
gözienmektedirn
görüşü dıle getinldi.
Kara para gjrişimlerine dikkat
Nurcular'ın Aczimendi kolunun ba-
şında bulunan Müslüm Gündfiz'ün
yeniden etkin olmak için çalıştığına
dikkat çekilen raporda, istihbarat birim-
lerine El Kaide'ninTürkiye'de eylem
yapmak için zemin yokladığı duyum-
lannın sıkça geldiği bildirildi.
Yurtdışuıda faaliyet gösteren irticai
unsurlann ülkeye kara para sokma gi-
rişimlerinin artüğı \aırgulanan raporda,
"Söz konusu çahşmanuı daha çok Al-
manya, Fransa, Belçika ve HoDanda
üzerinden gerçekleşeceği öğrenflmiş-
tir* denildi.
îlköğretim faaliyetlerine öncelik ve-
ren Süleymancılar cemaatinin, öğren-
cilerin özel yurtlarda kalması için ça-
ba harcadığı'belirtilen raporda, "MGIC
dekabul edflen trtka>1aMücadeleStra-
tejisfnin birçokmaddesrvie u>^gulanma-
dığı görülmüştür. Bu nedenle de stra-
tejinin uygulanmasaıın irtkanmbekten-
tikrine set çekeceği beklenmektedir''
değerlendirmesi yapıldı.
SEZER VE CHP'YE TEHDİT
Hukukçulor
dincibasını
inceliyor
• Dinci basının laik demokratik
cumhuriyete saldırdığını belirten
Cevdet Selvi, bir an önce önlem
alınması gerektiğini söyledi.
Mustafa Ozyürek de dinci
basının tavnnı "insanlık dışı
yaklaşım" olarak nitelendirdi.
BAR\R TANRISEVER *
ANKARA - Dinci basında son
günlerde Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer ve CHP'ye yönelik
tehditler giderek artarken,
CHP'nin hukukçulannın söz
konusu yazılan inceleyerek
hakaret unsuru bulmalan halinde
yargı yoluna gidecekleri bildirildi.
CHP Genel Başkan Yardmıcısı
Cevdet Selvi, dinci basının laik
demokratik cumhuriyete
saldırdığını belirterek son
günlerdeki ölüm tehditlerinin
Hizbullah olaylannı anımsattığını
söyledi.Radikal Islamcı Vakit
gazetesinin köşe yazan Hasan
Karakaya'nın önceki günkü
yazısmda Sezer ve CHP'liIeri
ölümle tehdit etmesi de büyük
tepki çekti. Karakaya yazısında
şöyle demişti:"Demem o ki,
iktidariar, rütbeler ve makamlar
gelip gecicidir!.. O halde, hiç kimse
'Ne oldum' dememeK, 'Ne
olacağım' di>e sorup 'akıbetini'
düşünmelidir!.. Tabii, ceset'lerinin
'çöp kamyonunda' taşuımasuu vej-a
cesetlerinin 'izbe otel köşeleri'nde
bulunmasmı istemiyorlarsa!»''
CHP Grup Başkanvekili Mustafa
Özyürek. dinci basının tavnnı
"insanhk dışı vaklaşım" olarak
nitelerken, hukukçulannm konuyu
inceleyeceğini söyledi.
"Saldınlann laik demokratik
cumhurrvete olduğu açıkça
görühnektedir' dıye konuşan
Genel Başkan Yardımcısı
Selvi de bir an önce ciddi
önlemler alınmasını istedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.conr
Bazı ölümlerin acısı, çokönceden yü-
reğimize oturur. Bülent'ınki de öyle ol-
du. Bülent, kansere büyük bir dirençle
karşı koydu. Her şeyi olduğu gibi kabul
etti, yaşamını hiç bozmamaya gayret
gösterdi. Araştırmalannı yaptı, dersleri-
ni verdi, öğrencileriyle ilişkilerini sürdür-
dü, kitaplannı yazdı. Ağırtedaviler nede-
niyle zaman zaman bu çalışmalannı ak-
satsa bile, ilk toparlandığında yeniden
başladı.
Bülent Tanör, ülkemizin yetiştirdiği
çaplı ve yürekli aydınlardan birisiydi.
Dünyaca saygın bir bilim insanıydı. Bu
nedenle başı dertten kurtulmadı. Onu
196O'lı yıllarda Istanbul Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi asistanı iken tanımıştım.
Okul arkadaşım Fatmagül'ün (Berktay)
ağabeyiydi.
Bülent, 12 Mart 1971 askeri darbesi-
nin ardından Fılistin'e gidenlerdendi.
Oradan Fransa'ya geçmışti. Aranıyor-
du. 1974 affıyla Türkiye'ye ve üniversi-
teye döndü. 12 Eylül askeri darbesi gel-
diğinde Istanbul Universitesi'nden sürü-
Sevgili Arkadaşım Bülent Tanör
lenler arasındayine Bülent başta geliyor-
du.
Sosyalistti. Özgürlükçü bir sosyalizm-
den yanaydı. Kurtuluş Savaşı tanhini,
cumhuriyet tarihinı iyi inceleyen, bu ta-
rihi nesnel değeriendıren bir bilim insa-
nıydı. Mustafa Kemal önderliğinde ku-
rulan cumhuriyetın kazan/mlarının bu
toplum açısından ne kadar önemli oldu-
ğunu iyi bılirdi. Bu konuda çok önemli
araştırmalara imza attı. Ancak, Atatürk-
çülüğün istismar edilmesıne tepki gös-
tenrdi. Atatürk adına yapılan tutuculuk-
lara karşı dururdu.
•••
Bülent anayasa profesörüydü. Son
kitaplanndan birisi "1982Anayasası'na
göre Türk Anayasa Hukuku"ydu. Bura-
da 1982 Anayasası'nın yasakçı mantı-
ğını çok güzel sergileyen bir araştırma
yapmıştı. Araştırmasının başında Mılli
Güvenlik Kurulu konusunu ıncelemiş ve
şu değerlendirmeyi yapmıştı: "Milli Gü-
venlik Kurulu 'nun 1961'de biranayasal
kurum olarak sisteme sokulmasının ne-
denlerinden başlıcası, kurulun bir 'su-
pap' rolü oynaması, yani askeri gücün
sesini ve variığını hissettirmesi, böyle-
ce doğrudan müdahaleleri gereksiz kıl-
masıydı. 12 Eylül 1980 askeri darbesi-
ni yapanlar ise kendilerine isim seçer-
ken bile bu kurvlun terimlerini kullanmış
oluyoriardı. Ayrıca 'supap' işlevi 12 Mart
1971 müdahalesinı ve bununla başla-
yan iki yıllık askeri rejimı de önleyeme-
mişti.. 12Eylül'de TSK'nin iktidara elko-
yan üstkomutanlargrubunun 'Milli Gü-
venlik Konseyi' adını alması kadar, mil-
li güvenlik kavrammın bundan sonra
devlet ve toplum katında kaydettiğige-
nişleme, uluslararası konjonktüraçısın-
dan daha iyi anlaşılabilir. Bu bağlamda,
milli güvenlik gerekçesiyle devletin el
atmadığı hiçbir alan kalmayacak, bu
kavram iç ve dış savunma aniayışını aşıp
'toplumurt huzur ve güvenliği'y/e ilgili
her alana yayılacak. anayasal yeniden
yapılanma da jeostratejik bir içerik ka-
zanacaktır."
•••
Bülent Tanor'le geçen yıl son olarak
biıiikte bir basın toplantısı yapmış ve
Şemdin Sakık'ın yakalanmasından son-
ra ortaya çıkan •And/ç'belgesinin yasa-
dışılığına dikkat çekmiştik. Bildinyi Bü-
lent kaleme almıştı. Orada Genelkur-
may'ın da kabul ettiğı bu belgenın teh-
lıkesine dikkat çekmiştı. Sorumlulan hak-
kında hesap sorulmasını istemişti.
Bülent Tanör'un, Istanbul Üniversite-
si Rektöru Kemal Alemdaroğlu ile ba-
şından geçenlerı hatırlamamak müm-
kün mü? Alemdaroğlu, yazdığı bir rapor
nedeniyle, hastalığının en ağır olduğu
günlerde Bülent'in öğretim üyelığinden
atılmasını istemişti. Tartışmalarsürerken
Bülent Tanör, Galatasaray Üniversite-
si'ne geçti. Bilim insanı arkadaşlan onun
daha fazla gerilim yaşamasını istemedik-
leri için böyle biryolu seçmişlerdı.
Bülent, öğretim üyesi OgetÖktem'le
evlıydı: Birsöyleşide bu beraberliklerini
şoyle anlatmıştı: "Öget'le 30 yıldır be-
raberiz. Hayatı onsuz düşünemiyonjm.
Çok eğleniriz biriikte. Çocuğumuz yok
ama kedilerimiz var. Daha doğrusu her
zaman bir tane vardır. Evi de kullanan
bir sokak kedisi. En alt derecede baş-
lar bizimle ilişkisı, yıllariçinde ferfi eder...
Sonra sepetler içinde veterinere taşın-
dığı günler gelir ve ebediyete ıntikal
eder. Derken bıryenisi dadanır ve aynı
gelişme çizgisini sürdürür?"
Bülent Tanör, Cahit Amca'nın oğluy-
du. Emekli albay Cahit Tanör'un. Heye-
canlı. atak Cahit Amca'yı geçen yıl yitir-
dik.
Bülent, çok genç yaşta aramızdan ay-
rıldı. Türkıye için, onu sevenler için çok
büyük bir kayıp. Hepimizin başı sağ ol-
sun.