17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• KASIM 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturfg cumhuriyet.com.tr 15 IMiüer AOS-Mer içiı buktftu • Kültür Servisi - Doğu Afrika'da AIDSe yakalanmış kımsesiz hastalara bakım sağlamak amacıyla faaliyet gösteren ICROSS adlı bir hayır kurumunun Irlanda'nın başkenti Dublin'de düzenlediği gecede Phil Collins, boksun efsanevi ismı Muhammed Ali, yönetmen Roman Polanski, Sarah Jessica Parker, Matthew Broderick, Cate Blanchett ve Angelica Houston gibi 400"den fazla sanatçı hazır bulundu. Ünlülerin yaptığı işlerin satıldığı gecede, Ingiltere Başbakanı Tony Blair bir deniz kabuğunun üzerine itnza atarak katkıda bulundu. Popüler müziğin başanlı sesi Amerikalı Britney Spears tutkalla parlak simlerden bir plaj resmi yaparken U2'nun solisti Bono da bugünlerde televizyonda gösterilen videoklibi Electrical Storm'dan esinlenerek belinden aşağısı balık şeklinde olan efsanevi denizkızının resmini çizdi. Istanbui Sazendeleri Antatya'da • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbui Sazendeleri 27 Kasım'da Antalyalı müzikseverlerle buluşuyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı'nın düzenlediği konserde. klasik Türk müziği eserlerinin yanı sıra, Afgan, Ermeni ve Yunan müziklerinden de örnekler sunulacak. Farabi'nin eserlerinden kendi bestelerine kadar bu coğrafyada ortaya çıkan müziği, geleceğe taşımayı görev edinen Istanbui Sazendeleri aynca îsmail Hakkı Bey, Refik Talat Bey, Kemani Kevser Hanım. Göksel Baktagir, Yurdal Tokcan'ın eserlerini de " seslendirecekler. 1999'da kurulan topluluk Göksel Baktagir, Osman Yurdal Tokcan, Selim Güler, Emrullah Şengüller, Eyüp Hamiş, Izzet Kızıl ve Yinon Muallem'den oluşuyor. Çapan ve Voruknaz Hanya'daydı • Kültür Servisi - Gınt'in Hanya kenti yerel yönetimi, Atina'da yayımlanan kültür ve siyeset dergisi 'Anti'nin de verdiği destekle, aile kökenleri Hanya olan Cevat Çapan ve Ahmet Yorulmaz'ın onuruna bir toplantı düzenlendi. 'Dünün Hanyası'ndan Bugünün Türkiyesi'ne Yunan Edebiyatı Için Bir Köprü' başlıklı etkinlik geçen günlerde Hanya'daki Venediİdilerden kalma eski bir tersanede yapıldı. Etkinlik kapsammda Cevat Çapan şiirlerini, Ahmet Yorulmaz ise romanını Yunancaya çevirilerinden okudu. Tenten beyazperdede • Kültür Servisi - Kaçınılmaz olarak kendini maceralann merkezinde bulan korkusuz, cesur genç gazeteci, çizgi roman karakteri 'Tenten', beyazperdeye terfi ediyor. Steven Spielberg ve prodüktör Kathleen Kennedy, Universal Pictures ve Dream Works Pictures adına 'Tenten'e beyazperdede hayat verecekler. Ilk olarak 1929'da Belçika'nın 'Le Petit Yıngtieme' gazetesinde yayımlanan komik resimli hikâye serisinin bışkahramanı Tenten, kazandığı başan İ üıerine 50'den fazla dile çevrilmişti. «KARflFtMRESTtVAlİ'NKBUGÜN • KA\AKLIDERE SİNEMASI'nda 'İngiliz Kadın ve Dük'. 'Kafadan Çitlaklar', 'Kız Kardeşim Aşkım' • KIZILIRMAK SÎNEMASInda '\obel', 'Kan Çiçekleri', 'Sigara Idnce', 'Pianese Nunzio Mayıs A'inda 14 Yaşında'. 'Şeytanın Gözü'. • BÜYÜLÜFENER SCVEMASI'nda 'Yüzbaşı', 'lişmanhk'. 'Acıh Aşk', 'Vezüvlüler', 'Gripsholm'. (0 312 468 77 45) ANKARA-UZAKDOĞUFtM FE8TtVMJHDEBUGÜN • TÜRK - İNGtLİZ KÜLTÜR BERNEĞİ'nde 'Sangam-Sangam.' İODTÜ MM25 AMFİSİ'nde 'Fatal Fıry', 'Vive L'amour.' • ANKARA ÜNİVERSİTESİ A3MET TANER KIŞLALI SANAT P İ n d e 'Nabbie No Koi', 'Song of 11e Tibet.' (0 312 491 28 14) Iki ayrı mekânda çalacak Corey Cerovsek Borusan'ın solisti Kültür Servisi - Borusan Filarmoni Orkestrası, 27 ve 28 Kasım günleri sahne performansı ve yorumu ile son 14 yılda klasik müzik dünyasında önemli bir yer edinen kemancı Corey Cerovseki solist olarak ağırlıyor. 27 Kasım günü saat 20.30'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde. 28 Kasım günü Lütfı Kırdar Konser Salonu'nda saat 20.00'de başlayacak konserlerde Cerovsek, Paganini'nin '1 numaralı Re Majör Kenıan Konçertosu'nu seslendirecek. Aynca şef Gürer Aykal yönetimindeki orkestra, Melih Cangürel'in 'Yenigün' ve R. Strauss'un 'Güllü Şövalye' adlı eserlerini sunacak. Kemancı Corey Cerovsek, dünyanın çeşitli kentlerinde önemli senfoni orkestralanyla konserler, Amerika ve Kanada'da resitaller verdi. Düzenli olarak Washington Kennedy Center'da, Boston Isabella Stewart Gardner Müzesi ve îtalya Spoleto Fesrivali'nde sahneye çıktı. Sanatçının, piyanist Katja Cerovsekle birlikte yaptığı 'Corey Cerovsek Plays \Vieniawski1 adlı kaydı büyük beğeni topladı. Atman Kültür Merkezi'nde gösterilecek Reiniger'in siluet filmleri 11 Kasım'da Kadıköy Halk Eğitim kezi'nde, 28 Kasım'da Lütfı Kırdar'da. Kültür Servisi - Alman Kültür Merkezi 27-28 Kasım tarihleri ara- sında Lotte Reiniger'in 9 filminin yanı sıra bir de kısa metrajh belge- sel gösterilecek. 27 Kasım günü saat 19.00'da sa- natçının "Carmen, Papageno, Dornröschen, Kalif Storch, He- uscheck und Ameise, Dr. Doo littJe", 28 Kasım'da ise "Die Aben- teuer des Prinzen Achmed" ile "Ein ScherenschnittTılm Ents- teht" adlı yapıtlangösterilecek. Sanatçı Berlin'deki Deutsches Theater'da Max Reinhard'ın tıyat- ro öğrencisi olduğu dönemlerde Paul VVegener'in rehberliğinde si- luet ve gölge tiyatrosu ile ilgilenmeye baş- lamıştı. Siluet filminin tekniği ile estetiği- ni geliştirerek yarattığı tarz, sanatçınm si- nema tarihine geçmesinde büyük rol oyna- dı. Reiniger 1919yılında"DasOrnament des verliebten Herzens" adlı ilk siluet fil- mini gerçekleştırdı. "Die Abenteuer des Prinzen Achmed" adlı filmle ilk uzun metraj anımasyon fil- mini yapan da o oldu. Lotte Reiniger, 1933 yılında Paris ve Ro- maüzerindenLondra"yailticaetti. 1980yı- lında Tübingen yakuılanna yerleşri ve bir yıl sonra orada yaşamını yirirdı. Lotte Re- iniger'in tüm eserleri yaklaşık 40 filmden oluşuyor. 45 ülkeden 250'ye yakın sanatçı ve eleştirmenin katıldığı Buenos Aires Bienali ses getirdi Sanatave kültüreyatınmKAYA ÖZSEZGİN Birkaç ay önce, ekonomik krizin so- kağa döktüğü insanlan yatıştırmak için çözüm yollan arayan, ekonomisi- ni düzlüğe çıkarmak için çaba harca- yan Arjantin, artık tangolanyla ün ya- pan bir ülke olma imajmı biraz gerile- re itmiş görünüyor. Eva Peron'un ül- kesinde, görece bir sessizlik egemen olsa da, yeşil parklannda ilkbahann sıcak güneşine yorgun bedenlerini açanlar, yeni bir geleceğin beklentisi içinde, kendilerini önümüzdeki mart aymda yapılacak başkanhk seçimleri- ne hazırlamaya çahşıyorlar. Böyle bir ortamda, komşu Brezil- ya'nın Sao Paulo kentinde düzenlenen uluslararası bienale benzer bir bienal başlatmak ve bu yıl ikincisini gerçek- leştirmek, doğaldır ki Arjantin yetki- lüerine hiç de aykın gelmiyor. Ekono- mik kriz etkisini henüz hissettirirken sanata ve kültüre yatınm yapmak, dünyanın dört köşesinden davet edilen sanatçılara ve uzmanlara bir sanat zi- yafeti çekmek, yıllarca siyasal liderle- rin at koşturduğu bir ortamda. bu kez sanat ve kültür rüzgân estırmek üzere kollan sıvamak, Arjantin gerçeğine hiç de aykın bir davranış olarak algı- lanmıyor bu ülkede. Kültür krlzl tartışıldı 45 ülkeden 200'e yakın sanatçının, 50'yi aşkın sanat eleştirmeninin ve sa- nat uzmanının katıldığı bienalin alt- yapısı, yirmi yıl kadar önce, sanat so- runlan üzerine düzenlenen yuvarlak masa toplantılanyla oluşturulmuş. Bu yıl 19.'su yapılan yuvarlak masa top- lantılannın ana teması, kültür kriziy- di. Kuşkusuz bu temanın, yakından çağnştırdığı ekonomik krizle doğru- dan bir bağlantısı olamazdı. Ama ya- şanan olaylar ve gelişmeler, kültürel bağlamda bir "kriz" olgusunun gide- rek somutlaşan görüntüsünü gündem- den düşürmüyordu gene de. Buenos Aires Bienali'nin canlı yan- sımalan, Güzel SanatlarUlusal Müze- si'nin salonlannı süsleyen yapıtlann, birbiriyle yanşan atak düzenlemeleri, vizüel örneklerden fotoğrafa ve video enstalasyonlara uzanan renkli görün- tüleri, belki bir krizden çok, sanatsal aktivitenin vurucu etkisıne tanıklık et- mekteydi. Hirsch ailesinın 1980'lerde kendi koleksiyonlanndan yaptıklan bağış- larla. Rembrandt'dan Rubens'e ve Hals'e birçok başyapıta kucak açan müze, bienal nedeniyle teşhirden kal- dınlan ve geçici olarak depolara alınan A resimlere karşm Manet, Degas, Ga- uguin, Sisley, Renoir, Corot, Cour- bet, Delacroix, Rouault, Chagall, Leger, Picasso, Rothko, Vedova, Alechinsky ve daha nıceleriyle -Ro- din'i unutmayalım- bize anlamlı bı- çimde göz kırpmakta sanki yanştalar. Müzenin kurduğu sanat dostlan der- neği aracılığıyla yıldan yıla genişlen- len koleksiyon karşısında, elli yıllık birikimi bugüne kadar bir rürlü aşama- mış olan kendi müzemizi düşünerek acı bir tebessümle yutkunmaktan ge- ri duramıyor insan. Biz gene bienale dönelim. Son an- da yapıtlan bienale yetişemeyen Mu- rat Morova hariç tutulursa. Buenos Aires Bienali'ne, ülkemizden Bedri Baykam ve Seza Paker'in yapıtlan katılmıştı. Baykam, kısa bir süre önce rjantinli ve Brezilyalı sanatçılann ağırlıkta olduğu bienale ülkemizden Bedri Baykam 'Harem Entrikalan' ile Seza Paker ise ilginç bir video enstalasyonuyla katıldı. An Paris'te sergilediğı "Harem Ent- rikalan"nı, bu kez yeni bir sunumla taşunıştı Buenos Aires'e. Seza Paker ise aile albümünden derlediği fotoğra- fik görünrülere renkli müdahalelerle oluşturduğu ilginç bir video enstalas- yonuyla yer aldı bienalde. Ben ve Ali Akay ise bienalin konu- ğuyduk. Bağımsız konuşmalar dizi- sinde, çağdaş resim sanatımızın tanı- tımına yönelik bir konuşma yaptım slaytlar eşliğinde. Yakın llgi gösterildi Buenos Aires Büyükelçimiz Sayın Şükrü Tufan ve elçılık mensuplan, Atlantik'i aşarak bu uzak ülkeye ge- len bizlere yalon ilgi gösterdiler. Bi- enale katkımız konusunda bizleri yü- Eduardo Tokeshi, Peru rekkndırdiler. Birtakım aksamalara karşuı, Arjan- tin yetkilileri, farklı ülkelerden gelen konuklan ağırlamakta duyarlı da\Tan- makla dikkat çekiyorlardı. Bienale ka- tılan sanatçılann ağu-lıklı bölümünü Arjantinli ve Brezilyalı sanatçılar oluşturdu. tlya Kabakov ve eşine ay- nlan salonun genişliği de gözlerden kaçmadı. Bienalin son günü, seçici ku- rulun üç dalda dağıttığı ödüllerden bi- rini, Bedri Baykam" ın küçük bir fark- la (dörde karşı beş oyla) kaybetmesi, doğrusu, bir şanssızhktı. O günün ak- şamı düzenlenen yemekte. Fransız üye Marc Restellini (Paris'te şu ara süren Modigliani sergisinin düzenleyicisi -küratörü değil-) bu konudaki üzüntü- sünü dile getirmeyi ihmal etmedi. Buenos Aires Bienali'nden çıkanla- cakdersler var. Kanada'dan Çin'e, Da- nimarka'dan Paraguay'a, Birleşik Amerika'dan Singapur'a, Bulgaris- tan'dan Venezüela'ya. uzak-yakın bir- çok ülkenin katkıda bulunduğu biena- lin ses getirmesinden daha doğal ne olabilirdi? Üstelik bu ses. kuramsal yanının ağır basan etkisiyle de taçlan- mış oldu. Bienalin başanlı sonuç ver- mesinde. müzenin direktörü Jorge Glusberg'ın yönlendiricilik payuıın etkin bir düzeyde bulunması, bu tür aktivitelerde organizasyonun önemine ve çoğu zaman gözden kaçan payına işaret etmekteydi. Bir müze (MNBA) ve onun sorum- luluğunu üstlenen bir direktörün öncü- lüğünde, başka örneklerinden hiç de geri kalmayan uluslararası bir bienal. Dansı başımıza mı diyelim? Suudi Arabistanlı romancı Raja Alem Kanada'da kitabı 'Fatma'yı tanıttı Bir kadının ürkünç yaşamı Raja Alem, ülkesinin dış dünyada tanınan ilk \azın insanı. ENGİN AŞKIN TORONTO - Bu yıl 23. yılını kutlayan Kana- da Uluslararası Yazarlar Şenliği'nin konuk yazar- lanndan biri olan Suudi Arabistanlı kadın roman- cı Raja Alem, Ingüizce yazdığı 'Fatma' adlı ro- manında, 'tüm yaşamı ürkünç depremlerle do- lu bir Suudi kadınınr anlatıyor. Cidde'de yaşa- makta olan Suudi romancı, yapıtından bölümler okuduğu 'okuma gecesi'nde, romanının kahra- manınm. 16 yaşmda istemediği bir erkekle evlen- dirilen ve gerdek gecesi kocasının ırzına geçtiği karayazgılı bir kadm olduğunu belirtti. Yapıt, yılan zehrinden aşı üreten bir işyerinde çahşan kocanm zorba kişiliğini irdelerken mut- 4- luluğu bir düşler evreninde arayan 'Fatma'nın da çılgınlığım yansılıyor. Yılanlann, perilerin, tim- sah ve kırkayaklann egemen olduğu bir fantezi kurgusundan, Arap söylencelerine uyumlu bir yaşam damıtan Suudi romancı, ülkesinin dış dün- yada tanınan ilk yazın insanı. Yakında ABD'de yayımlanacak olan 'Fat- ma'nın yazan, yapıtmın gün ışığına çıkmasında, yakm dostlan olan Amerikah fotoğrafçı Wendy Exald ile eşi romancı ve sinemacı Tom McDo- nald'ın büyük etkisi olduğunu belirtti. Kitabımn Haza, Haza, Haza - Tüm Gizemlerin Gizemi" adını verdiği 400 sayfahk ilk yazmıım, ABD'de 22 yayınevinin geri çevirdiğini, daha sonra Ame- rikah dostlannın yüreklendirmesiyle o 400 say- fadan 'Fatma' adını taşıyan 150 sayfalık roma- nmı çıkardığını açıkladı. 'Hiç evlenmemeye karar vererek' yaşadığı toplumu çok şaşırttığım belirten Suudi romancı, çok zengin bir ailenin kızı olduğunu anlattı. Babası Cidde kentındeki Büyük Cami'de 'Zemzem Kaynak Su>ıı Şeyhi' olan Raja Alem, ülkesinde adeta 'ev hapsinde' yaşayan kadmla- nn dış dünyada büyük bir merak konusu olduğu- na dikkat çektı. Babasının aslında eğitim görmüş bir kişi ve şa- ir olduğunun altmı çizen yazar, erkek akrabala- nndan izin alarak her yıl Kahire. Beyrut ve Av- rupada geziye çıktığım ve buralardaki dairelerin- de kaldığmı da sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle