17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2002 CUMARTESİ HABERLER DUMADA BUGUN ALİStRMEN Kâbus mu, Gerçek mi? Her şey karşı takım savunmasının sağ kanadında- ki oyuncunun kaptığı topla, ortadaki arkadaşıyla bir verkaç yapıp önündeki uzun boşluğu biryıldınm hı- zıyla geçmesiyle başlıyor... Oyuncu topu ortada ceza alanı üzerindeki golcü- ye doğru kestiğınde, birden inanılmaz bir ağır çeki- me dönüşüyor görüntü. Top hedefine doğnj bir kavis çizip akıl almaz bir ağır- lıkla süzülürken, teknik direktör bakıyor ki, kaleci cis- men yerinde ama gözlerini tribündeki sanşın kızın saçlannadikmiş... Savunmanın solundaki adam ayakkabısını bağla- maya çalışıyor, kimse kademeye girmiyor, orta alan- dakiler ellerini bellerine koymuş olan biteni seyredi- yorlar, sol kanattaki savunma oyuncusu, topa doğ- ru geleceği yerde, sol koridordan ileriye doğru depar atmaya hazırlanıyor... Stoper, haykınyor, - Top golcüye geliyor abi ne yapayım?.. Teknik direktör, - O kontrol etmeden bastır, Hasan, sen de kade- meye gir, diye çırpınıyor ama gürültü arasında sesi- ni duyuramıyor. Takımı bir zamanlar küme düşmenin eşiğine getir- miş olan eski kaptan tribünden megafonla bağırıyor: - Aldırma Ahmet, bırak atsınlar, zaten geçen maç- ta iki golü, bu maçta yeriz diye düşünerek atmıştık. Ahmet çaresizce çırpınırken basın tribününden ge- len itirazlar, stat hopanorüne yansıyor: - Yokuşa sürme Ahmet, bırak atsınlar, dostluk ka- zansın!.. • • • Teknik direktör, sanki yapışmış gibı oturduğu yer- den son bir hamleyle fırlıyor. ve uyanıyor. önce ne olduğunu anlayamıyor, çevresine şaşkın şaşkın bakıyor, sonra birden fark ediyor. - Neyse, diyor, kâbusmuş, gerçek değilmiş. Ardından rahat bir nefes alıyor, - Kâbuslar gerçek değillerdir ve gerçek hayatta ol- mazlar. Acaba öyle mi? Eğer öyle ise bu yaşadıklarımız nedir? BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs için çözü- me yönelik görüşmelere zemin oluşturmak üzere il- gili taraflara bir plan sunuyor. Bu sırada Denktaş ameliyat geçirmiş, New York'ta hastanede bulunuyor; iktidar olan partinin başbaka- nı değil genel başkanı Avrupa'yı harmanlıyor, ılgili ta- raflardan Yunan Başbakanı Simitis ile görüşüyor ve görüşmeye, yanına Türk diplomatlarını almadan gi- diyor. Hükümetin başbakanı değil, iktidar partisınin ge- nel başkanı, o ana kadar izlenen ulusal politikayı bı- rakıyor, Ingiliz Başbakanı Tony Blair'e AGSP, Kıbns ve AB konulannı bir paket halinde ele almayı öneri- yor... Dışişleri'nin ilgilileri şaşkın bakışlaria izliyorlar olan- lan... • • • Denktaş, tedavı gordüğü New York'tan sesini yük- seltiyor: - Bu planı müzakere zemini olarak kabul etmeyiz. Kabul etmemiz için şartlanmız var. Basın canibinden itirazlar yansıyor - Işi yokuşa süıme, bırak dostluk fırsatı bir kez geç- ti elimize!... Hükümet olan partinin genel başkanı, Strasbo- urg'da gazetecilere, - Bu planın müzakere edilmemesine müsaade et- meyiz, diyor. Hükümetin Başbakanı Ankara'da demeç veriyor: - Müzakereden kaçmayız... Simitis ile, Blair ile görüşenler, Denktaş ile konuş- madılar mı? Konuştularsa, bir uzlaşmaya varamadılar mı? Bu sırada basın artık köşesine çekilmiş olan ve geçmişteki davranışlanyla pek incir çekirdeği dol- durduğu söylenemeyecek açıklamalar yaptığı bili- nen 7. Cumhurbaşkanı'na soruyor: - Toprak verilebilir mi? - Verilir, diye yanıtlıyor, zaten veririz diye fazla al- dık. Sonra da ekliyor - Ben o zaman Kara Kuvvetteri Kurmay Başkanı idim, karşımızda direnç görmeyip kimseyi bulamayınca yürüdük... Alınanlar zaten fazladır. Türkiye'nin en üst makamında 10 yıldan fazla dur- muş olan zatın açıklaması, nasıl da bir devlet adamı inceliği içinde değil mi? 1974'te siyasi iradenin başında olan Ecevtt, Ev- ren'in bu çıkışına yanıt veriyor. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı'nca bastlan "Kıbns Banş Harekâtı Şehitleri Biyografisi"ni ince- leyen gazeteciler ise soruyorlar - Karşımızda direniş yoktuysa, Maraş yolunda ve- rilen 187 şehit neyin nesi?... Kıbns'ta kritik noktadayız, AB ilişkilerinde de öyle, AGSP konusunda da... Ama bizim takım ne yapacağıni bilmiyor, hatlar ve takımın elemanlan arasında uyum olmadığı gibi, oyun- cular kendi arkadaşlannı marke etmekle meşguller. Kâbuslar, gerçek hayatta yaşanmaz mı? Ne dersiniz? Erdoğan büyükelçilerle görüştü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün önce Islam ûlkelerinin büyükelçileriyle görüştü, ardından çeşitli ülkelerin büyükelçileriyle iftar yemeği yedi. Yemekten sonra bir konuşma yapan Erdoğan, küresel köyün arka bahçesindeki durumun hiç de iç açıcı olmadığını, halkın açlık, sefalet ve terörle karşı karşıya bulunduğunu belirtti. Gül, Orgeneral Kılmç'ı kabul etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Abdullah Gül, dün MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılmç'ı kabul ederek bir süre görüştü. Başbakanlık Merkez Binası'nda basına kapalı olarak gerçekleşen kabul, yanm saat sürdü. Görüşmenin ardından açıklama yapılmadı. Aksu: ÖnceHk AB'ye uyum yasalan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - îçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, bakanlık olarak AB uyum yasalanna ve uygulamalanna öncelik vereceklerini belirterek 'İnsan hak ve hürriyetlerini AB kriterleri doğrultusunda evrensel standartlara kavuşturacağız" dedi. Aksu, dün katıldığı Vilayetler Hizmet Birliği'nin genel kurulunda, "Işkence, kayıp, gözaltında ölüm, faili meçhul cinayet gibi insan haklan ihlallerinin uzerine cıddiyetle ve kararlıhkla gideceğiz, bunlan önleyecek tedbirleri derhai alacağız" diye konuştu. AKP Genel Başkanı Erdoğan, iç ve dış politikada statükonun değişmesi gerektiğini ileri sürdü Kıbns Meclis'tegörüşülecekANKARA (Cumhurhet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Bay kal'a "iadeizKarette" bulunan AKP lide- ri Tayyip Erdoğan, iç ve dış politika- da statükoyu koruma gayreti içinde olmadıkJarını belirterek bu statüko- nun değişmesi gerektiğini söyledi. Baykal ise Erdoğan'ın diplomatik çevrelerde tepki yaratan AGSP, Kıb- ns ve AB konusunun paket halinde ele alınması görüşünü değerlendirir- ken "Sayın Erdoğan'ın açıklamala- nm dikkatle dinlerseniz, herkesi ra- hatsız eden böyle bir bağlantı anlayı- şına sahip olmadığını görürsünüz" dedi. Baykal'ın AB ve Kıbns'a iliş- kin detaylı bilgi verdiğı Erdoğan'ın daha önceki "Şahin potitikalar so- nuçvermez" sözlerinintersine, Kıb- ns konusunu 12 Aralık'a sığdırma an- layışını endişe vericı bulduğunu açık- laması dikkat çekti. İki lider, Kıbns konusunun TBMM'de özel gündem- le ele alınacağını bildirdi. AB turunun ardından • CHP lideri Baykal, Erdoğan'ın AGSP, Kıbns ve AB konusunun paket halinde ele alınması görüşünü değerlendirirken "Erdoğan'ın açüdamalannı dikkatle dinlerseniz, herkesi rahatsız eden böyle bir bağlantı anlayışma sahip olmadığını görürsünüz" dedi. AB'ye üyelik için müzakere tarihi almanın Türkiye'nin hakkı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Şahin poütikalar sonuç vermez" açıklamasının tersine Kıbns konusunu 12 Aralık'a sığdırma anlayışını endişe verici bulduğunu açıkladı. Baykal ve Erdoğan'uı CHP Genel Merkezi'nde 1 saat süren görüşme- lerinde özellikle AB ve Kıbns konu- lannda görüş alışverişinde bulun- duklan belirtildi. Erdoğan'ın yurt- dışı ziyaretlerinden edindiği izleni- mi aktardığı, Baykal'ın da Varşo- va'daki temaslanyla ilgili görüşleri- nı dile getirdiği vurgulandı. Baykal'ın görüşmede yaklaşık yanm saat bo- yunca Kıbns konusuna değindiği öğ- renildi. BM'nin önerisinin Kuzey Kıbns'ın bütünlüğünü sarsacak bir plan olduğunu anlatan Baykal'ın, "Kıbns Rum adası olur" değerlen- ' dirmelenne işaret ettiği belirtildi. Erdoğan'ın da görüşme sonrası da- ha önceki "Şahin politikalarsonuçver- mez" açıklamasının tersine, Kıbns ko- nusunu 12 Aralık'a sığdırma anlayı- şını endişe verici bulduğunu belirt- mesi dikkat çekti. Erdoğan, "12Ara- lık'uı gündemine bu kesiniikle gir- memelidir. Sayın Denktaş, şu anda hasta olarak yatmaktadır. 40 yülık sorunu üç-dörtgünesığdırmak müm- kün deği. Bunlartsrarla Kopenhag'da bu işi bitirmeye kalkarlarsa, bu tabii ki kaygı vericidir" dedi. Erdoğan sövlem değlştlrdi Baykal'ın AB konusunda da detay- lı bir konuşma yaptığı görüşme son- rası Erdoğan'ın "Tarih için tarih ve- rflmesi kabuledDebQirm sözlerinden de vazgeçerek müzakere tarihi almanın Türkiye'nin hakkı olduğunu söyle- mesi de dikkat çekti. Erdoğan, görüş- me sonrasında düzenlenen basın top- lanhsında data Türkiye'ye karşı mü- zakere tarihi verilmesinde meydana gdecekşüphekrveya 12 Arahk'tâ mey- danageİecekohımsuzhık.şüphesizAB ûlkelerinin test edflmesi anlamına ge- Br ki bunun neticesine de onlann kat- lanması gerekmektedir" dedi. AB konusunda muhalefet ve ikti- dann düşünce birliği içinde olduğu- na işaret eden Erdoğan. "Bahane ne- dir, diye sorduk. Söyleyecek sözleri yok. Bundan sonrası AB ûlkelerinin atacağı olumlu adımlara bağhdır" diye konuştu. Erdoğan, AB konu- Satır araları koşul dolu BÜLENT SARIOĞLU ANKARA - AB ülkeleri turuna çıkan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış. genel olarak sunulan olumlu havanın arkasında birçok koşulu not ederek Ankara'ya döndü. Erdoğan, AB turunun ilk ayağında son durağı olan Strasbourg'da AvTupa Parlamentosu (AP) Başkanı Pat Cax ve AP üyelerinin koşullannı dinledi. AP Başkanlık Divanı, Saharov însan Haklan Ödülü alan eski DEP'li Leyla Zana başta olmak üzere cezaevindeki eski DEP'lilerin serbest bırakılmasını istedi. AKP heyetinin de bu konuda Avrupa insan Haklan Mahkemesi'nin "Yeniden yargüaıuna" karannı uygulamaya koyacak bir düzenlemeyi anlattığı öğrenildi. AP Divanı; Türkiye'de silahlı kuvvetlerin siyasetteki rolü, seçim sistemi, kadının toplumdaki yeri, laikliğin korunması, Kürtlerin sosyal ve ekonomik olarak aynmcıhğa tabi tutulmaması, anadilde eğitim hakkı gibi AB ölçütlerine ters bulduklan ve uygulamadan veya yasalardan kaynaklandığını düşündükleri istemleri iletti. AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi de "Türkiye'ye tarih verecek misiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Türkiye'nnı Kopenhag kriterlerini yerine getirme konusunda eksüderi bulunuyor." Prodi, "Tûrldye'yi AB'ye vakmlaşurma" çahşması olarak tanımladığı plan kapsamında, AB Komisyonu arahk başında yeni bir "yol haritası" sunacak. AB Komisyonu üyeleri, görüşmelerde kendilerinin "uygulamayı iztemekle" görevli olduklannı, asıl karann AB üyesi ülkelerin hükümetlerine, yani siyasilere ait olduğunu vurguladı. ( , İ ( İ M ( , l \ I \ I İ ' K K h I- 1)1 ( , İ S İ M s | \ İ \ ! I I \ i ) l î CUMHURİ 'Türkiye'nin K K PARTİSİ e Güvencesi" • AP üyeleri, ' 'DEP'lilerin yeniden yargılanması, kadınnı toplumdaki rolü, Silahlı Kuvvetler'in siyasetteki rolü, seçim sistemi, Kıbns ve Kürtlere aynmcılık' gerekçeleriyle birçok koşul öne sürdü. Baykal, Cumhurbaşkaıu Ahmet Necdet Sezer'in kendisinin Erdoğan ile birfikte Kopenhag Zinesi'ne gitmesini önerdi- ğini, ancakgörüşmedebukonunun gündemegelmediğini belirterek talep edilirse gjdeceğini bildirdL (KEREM GEZER) îngiliz veAlman basınında Erdoğan 'ın gezilerine ilişkin yommlarsürüyor: Kıımaz bir e\ieııı adamı inalltere: somut vaatte bulunamayız ABD'nin tavnna koşut olarak olumlu bir hava estiren îngiltere hükümeti de Türkiye'nin müzakere tarihi alması için çaba göstereceğini belirtmekle birlikte "somut bir vaatte bulunama} acaklannı" vurgulamaya özen gösterdi. AKP heyetinin 12 Aralık öncesi "gûçlû bir sinyal" beklentisine karşı en net yanıt veren ülkelerden olan Almanya, Türkiye için gösterebileceği en olumlu yaklaşımı "Randevu için randevu" önerisiyle gündeme getirdi. Dış Haberler Servisi - tngiliz ve Alman basını, Türkiye'nin AB üyeliği ve AKP lideri Recep Tay- yip Erdoğan'ın gezileri- ne ilişkin yorumlar ya- yımlamaya devam ediyor. Financial Times'ta ya- yunlanan bir yazıda, Er- doğan'dan, "Tûrkij'e'nin gayri resmi Bderi" diye söz edilirken Erdoğan'ın "kurnaz bir eylem ada- mı" olduğu, ancak halen laik demokrasiye inancı- nı tam olarak ortaya koy- masına ihtiyaç olduğu be- lirtildi. Aynı gazetede yer alan ve Almanya 'nın AB içindeki eski daimi tem- silcilerinden Dietrich Von Kwıy imzasıyla çıkan ma- kaledeyse, Türkiye'nin AB konusunda Ahnan- ya'nın desteğini hak etti- ği bildirildi. Kway, A\TU- pa'dan Türkiye'nin üye- îiğine gelen her desteğin, yer alan "Bfiyük Davet" başlıklı yazıda, Avnıpa- Türkiye ılışkileri için "Av- rupa,40vıkürTürki\ie'yle flört ediyor; aynı küçflk bir knm, yakışıkh bir ya- • Financial Times'ta yayımlanan bir yazıda, Tayyip Erdoğan'dan, "Türkiye'nin gayri resmi lideri" diye söz edilirken halen laik demokrasiye inancını "tam olarak ortaya koymasına İhtiyaç olduğu" belirtildi. j Türkiye'deki demokrasi ve Batı yanlısı gelişmele- ri desteklediğini ifade et- ti ve Türkiye'nin demok- rasiyle Islamın biriikte \ r ar olabileceğinin en büyük kanıtı olduğunu kaydetti. Guardian gazetesinde bana tarafindan cezbedil- mesi ve biraz da korku- tulması gibi" denildi. "Türkiye'nin AB'ye fiye- BgJ, Kıbns sorunu ve NA- TO'nun AB'nin önerdiği askeri kanaduun gelece- ğtykugOibüyükbirpazar- hk sürüyor ve bunun için yalnızca 3 haftaımz kal- dı" denilen analizde, Er- doğan'uı da önceki lider- lerin aksine, "Bizi üye ya- pın, Kıbns sorununu çö- zeriz" mesajını ilettiğini bildirdi. Makalede, tari- hin verilmemesi duru- munda, Türk-Yunan iliş- kilerinin, AGSP'nin, ola- sı bir Irak harekâtında An- kara'nın desteğinin ve hepsinden önce ABD-Av- rupa ilişkilerinin çökebi- leceğine dikkat çekildı. Alman Frankfurter All- gemeine gazetesindeki yazıda da artık zamanın Türkiye'nin üyeliği yö- nünde çalıştığı görüşüne yer verildi. sunda Türkiye'nin 40 yıldır oyalan- dığını ve artık oyalanmaya taham- mülü olmadığını belirterek "Bu bi- raz insaf dışı oluyor" dedi. 'Cözlemlerimiz paralel' CHP liden Baykal da AB ve Kıb- ns konusunda "Erdoğan ileparalelgöz- lemler yapüklannı" söyledi. iktidar \e muhalefetiyle Türkiye'nin üyelik müzakeresi için bütün dünyadan tak- \im istediklerini anlatan Baykal, "Eger AB, aday ülkelere aynı ölçülerde dav- ranıjorsa Türkiye'ye de bir tarih ver- mek durumundadır. AB'nin saygın- hğı, tutarnhğı bunu gerektirmekte- dir" diye konuştu. Baykal, "Erdo- ğan'ın AGSP, Kıbns ve AB konusu- nun bir paket halinde ele alınması gö- rüşüne siz kaübyor musunuz?" soru- su üzenne, u Sa>ın Erdoğan'ın açık- lamalannı dikkatle dinlerseniz, her- kesi rahatsız eden böyle bir bağlantı anlayışma sahip olmadığı- nı görürsünüz. Ayrmülıko- nuştuk. O konuda, hükü- metimizin de hepinizin do- ğal karşılayacağı bir yak- laşnn içinde olacağını umut ediyorum" yanıtını verdi. 'Menfaatlere ters adım atılmaz' Dokunulmazlık konu- sunda gelecek günlerde bir çalışmalarının olacağını bildiren Baykal, iç siyaset konulannı görüşmedikle- rini söyledi. Erdoğan da Avrupa'daki temaslan sı- rasında yaptığı açıklama- lar anımsatılarak Türk dış politikasında bir değişik- lik olup olmadığı sorusu- na şöyle yanıt verdi: "Dış politikada veya iç politikada bir statükoyu koruma gayreti içinde de- ğilîz. Bu statükonun değiş- mesi gerekir. Bu bir strate- jidir. taktikler silsilesidir. Biz, mflo' menfaaderimize ters düşecek hiçbir adım atmayız. Adım anlacakza- man da muhalefetie, sKil toplum örgütieriyle, çeşit- li çevrelerle görüşmeleri- mizi yapar ondan sonra adım atanz," İki liderden samimi aörüntüler Açıklamanın ardından Baykal, Erdoğan'ı aracı- na kadar uğurladı. Bu sı- rada iki liderin son derece samimi da\Tanmalan dik- kat çekti. Baykal, burada bir soru uzerine türbanın protokole girmesi konu- sunu görüşmediklerini be- hrterek "Ben ev sahibi ko- numundaynn. Bu nedenk konuğumuz hangi çerçe- vede görüşmek isterse, o doğnıltuda görüştük. Ay- nca sorgulama yapar gibi bir havanın ortaya çıknıa- sı da doğru ohnaz" dedi. Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in kendisinin Erdoğan ile bir- likte Kopenhag Zırvesi'ne gitmesini önerdiğini, ancak görüşmede bu konunun gündeme gelmediğini be- lirterek talep edilirse gi- deceğini bildirdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Kıbns konusunda yazdığım çözüm isteyen yazılar olumlu ve olumsuz tepkiler alıyor. Bunu normal karşılı- yorum, çünkü Kıbns konusu, yalnız Kıbnslı RumlarveTürklerin değil, Tür- kiye'nin ve Yunanistan'ın hatta bölge- nin geleceğini etkileyecek önemde birsorun. Böyle olduğu için, sorun iki taraf ar^ında çözülemeyince iş ulus- lararası platformlara taşındı. Sonun- da BM Genel Sekreteri Kofı Annan bir çözüm planı taslağıyla ortaya çık- tı. Bu köşede daha önce Kıbnslı Türk- lerin eğilimlerini aktarmaya çalıştım. Geçen günlerde Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı AN Erel'in bu planla il- gili görüşlerinin bir özetini yayımla- dım. Bu yazıma cevap veren Murat Banş Koralp, mektubunda neden Kıbrıs'taki diğer sivil toplum örgütle- nnin görüşlerini almadığımı soruyor ve tek taraflı davrandığımı söylüyor. Ça- nakkale Üniversitesi'nden Profesör Aysel Ibrahim Karafıstan ise yolla- dığı açıklamada, Kıbnslı bir Türk ol- duğunu, 1974 müdahalesi öncesi ya- şadığı acıları dile getiriyor ve mektu- bunu şöyle bitiriyor: "Ne pahasına Her Şey Kıbns'a Düğümleniyor olursa olsun AB'ye girmek isteyen bir toplum gibi gösterilmemiz ger- çekten içler acısı. Elbette aklın yolu bizi savaş çığlıklanna değil banştan yana çağırmaktadır. Böyle olmasını ve hele hele genç kuşaklann bunlan bir daha yaşamasını kimse istemiyor- dur. Unutmakistesekdeunutamaya- cağımız bu yakın tarihin üzenne sün- ger çekmemiz kolay olmayacaktır." • • • Murat Banş Koralp'ın dediklerine şöyle bir cevap verebilirim. Kıbns ko- nusu Türkiye'ye yalnızca Denktaş ve çevresinin bakış açısıyla yansıtılıyor. Kıbns'taki diğer partilerin, sivil top- lum örgütlerinin görüşleri ise nere- deyse hiç yansımıyor. Kıbns'ı yakın- dan izleyen bir gazeteci olarak şunu söyleyebilirim: Kıbnslı Türklerin ezici bir çoğunluğu Denktaş'ın Kıbrıs ko- nusunda izlediği çözümsüzlüğü doğ- ru görmüyor ve çözüm istiyor. Ancak onlar bu görüşleri nedenıyle çeşitli sorunlarla yüz yüze geliyorlar. Oğret- menler işlerinden atılıyor, gazeteler baskı altına alınıyor, sivil toplum örgüt- leri zorluklarla karşılaşıyorlar. Sayın Koralp, bir sivil toplum örgü- tü olarak neden Ulusal Halk Hareke- ti Koordinatörü Taner Etkin'in gö- rüşlerine yer vermediğimi soruyor. Ta- ner Etkin'i de, Ulusal HalkHareketi'ni de biliyorum. Onlann bir sivil görüşü yansıttığı çoktartışmalı. Etkin, Denk- taş grubunun en etkin isimlerinden- dir. Arkasındaki destek de halk değil Denktaş'tır, onun görüşleri tıpatıp Denktaş'ın görüşleridir. O da, tıpkı Denktaş gibi Annan'ın önerilerini, "mü- zakere edilemez" bulduğunu açıkla- dı. Bu görüşlerTürkiye'deki "Kıbns uz- manları" tarafından da hemen her gün dile getiriliyor. Benim gazeteci meslektaşlanma önerim, Kıbns'a res- mi olmayan bir gezi yapmaları. Ora- daki sivil toplum örgütlerinin ve sıra- dan Kıbnslılann nedüşündüğünü biz- zat kendilerınden dinlemeleri. Bu yazıyı yazarken Kıbns Türk ke- simindeki 91 sivil toplum örgütunün görüşleri internet sitelerinde yayımlan- dı. Bunlann arasında işadamı, tüccar, ışçi, öğretmen ve öğretim üyeleri ör- gütleri var. Hepsi de kendi kitlelerinin tek örgütü durumundalar. Onlar çö- züm istiyorlar. Bunlan yansıtalım ve Kıbns'taki asıl havayı görelim. ••• Kıbrıs konusunda tartıştığımız ba- zı insanlar ise, "Kıbnslılann ne dü- şündüğünü biliyonız, onlarzaten nan- kör, yıllarca ekmeğimizi yediler, şim- di de çıkarian için böyle davranıyor- lar" şeklinde konuşuyorlar. Bu görü- şün Türkiye'de çok yaygın olduğunu biliyorum. Kıbnslı Türkler de biliyor- lar. Kıbnslı Türklerin çözüm istediğini, çoğunluğun Denktaş'ın çözümsüz- lüğüne karşı çıktığını söylediğimde, herkes kabul ediyor. Ardından, "Evet ama burası Türkiye açısından strate- jik öneme sahip, Kıbns'tan vazgeçi- lemez" cevabını veriyorlar. • • • Şimdı samimi olalım, Kıbrıs'taki çö- züm Kıbnslı Türklerı mi korumayı amaçlıyor, yoksa Türkiye'nin askeri ve stratejik çıkarlannı mı? Biri olmaz- sa diğeri öne sürülüyor. Rumlara ve- rileceği söylenen Güzelyurt adına da (Güzelyurt Kalkındırma Derneği) bir açıklama yapıldı. Diyorlar ki. biz çö- zümden yanayız. Eğer bir çözüm bu- lunacaksa, bizim bütün haklarımız korunarak bir yerleştırme yapılsın. Plan aynen kabul edilse yerlerinden olacak olanların yaklaşımı bıle Türki- ye'dekibazı "şahin" çevrelerdençok daha yumuşak ve çözümden yana. Kıbns'ta çözümsüzlüğü savunan- lann temel tezi şu: Kıbns'ta 1974 sı- nırian ve statükosu aynen kabul edil- sin, bunun dışındaki çözümler müm- kün değil. Ancak, bunu 28 yıldır kim- se kabul etmedi. Zaten bağımsız bir Kıbns Türk Cumhuriyeti de yalnız kal- dı. Bu tez, Türkiye'yi ve Kıbnslı Türk- leri dünyadan tecrrt ediyor ve olma- dık sıkıntılara sokuyor. Bütün Türk dış politikasını zehirliyor. Çözümsüzlük çözümdür diyenler, kendi statükola- rını koruma derdindeler. Onlar statükolarını koruyacak diye 70 mil- yon insanın kaderinı karartmaya kimin ne hakkı var?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle