Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 KASIM 2002 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAY
DISRAŞIN
1 ] EyJül sonrası artan ulusal güvenlik kaygılan, ABD'li seçmeni geçici bir süre için de olsa Cumhuriyetçilere yöneltt
Demokratlaryeniden güç kazanır• Kjsmı Kongre seçimlerinde
Başkan Bush 'un Cumhuriyetçi
Panisi hem Senato hem de
TemsiJciler Meclisfnde çoğunluğu
ele geçirdi. Ancak, terör tehdidine
ilişkin kaygılann azalması
Demokratlann son yıllardaki
yükseliş trendini yeniden
yakalamaJannı sağlar. Cumhuriyetçi
iktidar yakın gelecekte sona erebiîir.
JOHNJUDIS
ABD'nin Demokratlan 1996, 1998 ve 2000
yıllannda Kongre'deki temsil oranlannı yükselt-
tiler. 1992, 1996 ve 2000 yılındaki başkan se-
çimlerinde de oylannı yükselttiler. Bifl Cfin-
ton'un yerinegeçmeyi hedefleyen AlGore2000
yılındaki başkanhk seçimini kaybetti, ancak
"popülaritewian"nın kazanan tarafı oldu. Gö-
rünen tablo, ülkede, 1980'Ierde hâkim olan mu-
hafazakâr, Cumhuriyetçi çoğunluğun yerine
Demokratlangeçirecek yeni bir eğılimin hâkim
olduğuna işaret ediyordu. Bu tabloya geçen sa-
lı günü yapılan ve hem Senato'nun hem de
Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü Cumhuri-
yetçilere veren -yüzde 51 ve yüzde 52 ile- se-
çimde *dur* denilmiş gibı görünebilir. Ancak,
sorulması gereken soru Demokratlan destek-
leyen trendin kaldığı yerden devam edip ede-
meyeceği ve olursa hangi şartlarda çoğunluğu
yeniden ele geçirebileceğine ilişkin.
Büyük kentlerln partlsl
Sıyasi değişımler sadece ani ve tesadüfi
olayîann yansıması değil, daha uzun süreçli,
gizli gelişmelerin de yansıması olabilir. Son
50 yılda ABD bir sanayi toplumu olmaktan çı-
kıp "sauayi sonrası" (madde üretiminden çok
düşünce üretimini asıl alan bir işgücü toplu-
mu) toplumuna dönüşfü. Bu, aile, din, aşk, iş.
iktidar, pazar ve cinsellik konulannda da ye-
ni biranlayışı beraberinde getirdi. Muhafaza-
kâr Cumhuriyetçiler, 1980'lerde bu sosyal
devrime tepki gösteren taraf oldu. Eski tip
köktenci din anJayışını savunuyor, sivil, göç-
men, kadın ve tüken'ci haklannı savunan si-
yasal değişimlerin ve çevrepolitikalannın kar-
şısında duruyorlardı.
1960 öncesinde Demokratlar sendikalaşmış
Sonuçlar Başkan'ınyüzünügüldürdü
Cumhuriyetçi Parrinin 6 Kasım'daki kısmi Kongre seçimlerinde hem Senato hem
deTemsilcilerMecKsi'nde çoğuniuğuelegeçirmesi Başkan Bush'unvüzünügüJdürdü.
Bazıeyaletvalilerinin debeliriendiği secimdenbirgünsonrabasın topianösı düzenkyen
Bush gazetecilere gülücük dağrttı. Irak'a ilişkin sorulan da yanıtlayan başkanm
kamuovunun desteğiyie rahatlamısolduğu berhalinden beOiydi.(Fotoğraf:AP)
J
mavi gömlekli sınıfa odaklanıyordu. Etnik ço-
ğunluğu olan kuzeyin ve beyazlann çoğunluk-
ta olduğu güney böigeler. Son 40 yılda ise öğ-
retmenden hemşireye, aktörlerden modacılara
profesyonellerin başıru çektiği sanayi sonrası top-
îumun partisi oldular. Kaliforniya'nın Silicon
Valley'i gibi yeni. büyük kentlere ağırhk ver-
diler. Biranlamda 1990'larda Clinton-Goreyö-
netiminden ortaya çıkan. îngiltere Başbakanı
TonyBlairin
tt
yeni İşçi Partisi anlayışı"nın ku-
zeni olan merkezci politikanın öncülüğünü yap-
tılar.
Bu merkezcilik günümüz ABD yerel politi-
kalannın alanını belirliyor. Cumhuriyetçiler, en
güneydeki birkaç eyalette Demokratlann dev-
letin pazar kapitalizmini regüle etmesine se-
bep olan kendini adamışhğı taklit etmek zorun-
da kaldı. Son seçimde Cumhuriyitçi adaylar
sosyal güvenlik fonlannın özelleştirilmesi için
propaganda yaptıklannı inkâr ettiler.
Sosyal oüvenHk partlsl
Ancak, 1980'lerinrnuhafazakârCurnhuriyet-
çileri, Demokratlarda, Vietnam Savaşı ve Iran-
la yaşanan rehine krizi sırasında meydana ge-
len parçalanmalarda da güç kazanmış, yöne-
timi ele geçirmişti. Cumhuriyetçiler, ABD'li-
lerin ülke tehlıke altmda olduğu zaman dönüp
baktıkJan ve sosyal güvenlik partisi oldular.
1980'lerde Soğuk Savaş sürdüğü sürece sos-
yal güvenliğin partisi olarak seçimleri kazana-
biliyorlardı. Ancak, 1989 yılında Berlin Du-
van yıkıldığında en önemli siyasi popülarite
kaynaklannı kaybettiler. 1992'de parti dış po-
litika konusunda ikiye bölündü. Clinton yöne-
timindeki Demokratlar ise bundan yararlana-
rak ülkenin dikkatini ekonomiye yoğunlaştır-
ması ve Soğuk Savaş çatışmaiannın hayalet-
leri gibi görünen konulardan uzaklaşması ge-
rektiğmi savundular.
Yukanda anlatılan tablo Dünya Ticaret Mer-
kezi ve Pentagon'a 11 Eyiül'de düzenlenen
saldırılara kadar değışmedi. Saldırılar ve
Bush'un saldırılara Afganistan'da verdiğı çok
çabuk yanıt Cumhuriyetçiler'in sosyal güven-
iık partisi imajını yeniden canlandırdı. Ve
Bush 'un yükselen popülaritesine katkıda bu-
lundu. 11 Eylül'ün belki de Saddam Hüse-
yin'in profiliyle uzayan gölgesi ABD politi-
kalannın üzerine düşmeye devam ediyor.
Terörle miicadele güç kazandırdı
Bush'un dış politikaya yaklaşımı, teröre kar-
şı yürütfüğü savaş Avrupa'da tepkiyle karşıla-
nırken ve ABD'li entelektüellerin eleştirileri-
ne hedef olurken seçmenin büyük desteğini ka-
zandı. Geçen haflaki secimden bir gece önce,
CBS ve New York Times'm ortaklaşa yaptık-
lan birankette Bushkamuoyunun yüzde62 ona-
yını aldı, yüzde 20 ona "hayır" dedi. Bush'un
dış politikası da buna yakın bir yüzdeyle ço-
ğunluğun onayını aldı. Aynı kamuoyu araşttr-
ması ABD'lilerin yüzde 52 sinin terorizme
karşı savaşta Cumhuriyetçileri tercih ettiğini,
yüzde 30'unun tercihini onlardan yana kul-
lanmadığım gösteriyor.
Demokratlar bu seçimde dış politikadan
çok içpolitıka konulannda yanşmak istediler.
Belirli bir ölçüde de eyalet valileri yanşında
bunda başanlı oldular. Ancak, ne Senato ne de
Temsilciler Meclisi'ndeki yanşı Cumhuriyet-
çilerin ekonomi politikalan konusunda bir re-
feranduma çevirmeyi başarabildiler. Tam ter-
sine Bush ve kurmaylan iki taraftakı seçimı de
teröre karşı yürüttükleri savaş konusunda bir
referanduma çevirmeyi başardılar.
Bush, beş günlük hızlı seçim turunda ulu-
sal güvenlik konusunun sıkı sıkı üzerine bas-
tı ve Cumhuriyetçi Senatör adaylan Demok-
rat adaylanna savunma ve terörle mücadelede
zayıf olduklannı söyleyerek propaganda yap-
tı. Seçim öncesindeki gece bir Gallup araştır-
ması seçmenin teröre karşı mücadele ve ulus-
lararası konulara ekonomik sorunlardan daha
çok önem verdiğini gösterdi.
Tabii, tüm seçmenler Bush yönetiminin dış
politikası ve teröre karşı tutumlanna öncelik
vermedi. Çok sayıda Demokrat bunun daşuı-
da kaldı.
Bağımsızlar saf değistirdi
Ancak, ABD'li seçmen Cumhuriyetçi, De-
mokrat ve bağımsızlar arasında kesin hatlarla
üçeaynldı. 1990'larda çoğu meslek sahıbi olan
bağımsızlar, sanayi sonrası geiişen metropol-
lerde yaşıyor, Demokratlara kayıtlannı yapttr-
masalar da özellıkle Kalıforniya'da oylannı
onlara veriyorlardı. Ancak, 11 Eylül sonrasuı-
daki süreçte Bush ve Cumhuriyetçilerin dış
politikası onlara daha sempatik görünmeye
başladı. Ve eyalet eyalet Cumhuriyetçilerin
geçen hafta kazandığı zafere katkı yaptılar.
Ulusal güvenlik kaygılan öncelikli olarak
kaldığı ve Bush yönetimi bu soruna Demok-
ratlardan daha iyi çare bulacak gibi göründü-
ğü sürece bağımsızlar Cumhuriyetçilere des-
tek vermeye devam eder. Ve Cumhuriyetçiler
hem başkanhk hem de Kongre seçimlerinde
1980'lerde olduğu gibi avantajlı durumda olur-
lar. Ancak, eğer ABD'nin yurtdışından gele-
cek birterör saldınsı korkusu azalırya da Bush
yönetimi teröre karşı açtığı savaşta başansını
sürdüremezse -örneğin Irak'ı işgal sonrasın-
da batağa saplanırsa- siyasi ortam acilen de-
ğişir.
Terörle sa\'aş sonunda dünyanın birçok baş-
ka bölgesinde olduğu gibi ABD'de de yatışır-
saAmerikalılar Demokratlann savunduğu sa-
nayi sonrasıpolitikalara dönebilirler. Bush yö-
netimi uyguladığı dış politikasında tökezlerse
Demokratlar, Vietnam öncesinde olduğu gibi
ülkenin dışpolitikasını iyi yönlendirebilen par-
ti imajlannı yeniden kazanabilirler. Her iki se-
çenekte deBush ve Cumhuriyetçilerin uzun sü-
re yönetimi elde tutmalan olası değıl gibi gö-
rünüyor. Yann sona ermez, ancak iki ya da
dört yılda sona erebiîir.
(The Guardian - 8 Kasım)
Çeçenistan ildnci
Afganistan olabilir
PAVEL FELGENHAUER
Moskova'daki rehine krizinin kanlı so-
nuçlanmasının ardından Kremlin, isyancı-
larla hiçbir koşul altında banş görüşmele-
ri yapılmayacağını açıkladı. Kremlin'in
Çeçenistan konusundaki sözcüsü Sergei
Yastrzhembsky, geçen hafta "Çeçenistan'da
görüşülecek kimse olmadığııu" söyledi.
Oysa Devlet Başkanı VTadimir Putin bun-
dan önce birçok kez Çeçen sorununu çöz-
mek için sadece askeri gücün yeterli olma-
dığını, teröristleri ortadan kaldırmanın ba-
nşçıl birçözümyolunda sadece birönadun
olacağını söylemişri.
Geçen hafta Putin, Kremlin'in siyasi çö-
züm olarak nitelediği -Çeçenistan'da, böl-
geyi daha "normal" bir Rusya bölgesi ha-
line gerirecek, ancak özerklik hakkı sağ-
lamayacak yeni bir anayasayı onaya suna-
cak yerel bir referanduma gidiünesi- şeyi
detaylıca açıkladı.
Referandum sonrasında ise Moskova
yanlısı bir Çeçen lideri
başagerirecek yerel se-
çimler yapılacak. Rus-
ya bundan önce 1996'da
Çeçenistan'ı işgal etti-
ğindede seçimler yapı-
lıp Moskova yanhsı bir
parlamento ve lider se-
çihnişti, ancak bu, böl-
geye banşve istikrarge-
tirmedi. Gerillalar sa-
vaşa de\-am efti. bölge-
deki nüfus ise Rus as-
kerler köylere girerken
Moskova yanlısı lideri
gerçek lideri olarakka-
bul etmedi.
Rusya'daki seçim sonuçlan çoğunlukla
düzmecedir. Putin'in Çeçenistan için seç-
tiği siyasi çözüm ise kesinlikle işlemeye-
cektir. Bu da bölgede öldürücülüğü artan
silahlı çatışmanın süreceği anlamma gelir.
Sa\Tinma Bakanı Sergei Ivanov, bu haf-
ta inriharsaldınsı düzenleyenlerin Çeçenis-
tan'da silah altına alınıp yetiştirileceğini
ve birçok yerde terör saldınlan planladık-
lannı açıkladı.
Şuanda40bini Sa\-unmaBakanhğı'ndan
olmak üzere Çeçenistan'da görev yapan
80 bin görevli var. Birlikler tüm bölgeye
^erleşmiş durumda. yüzlerce kontrol nok-
ası var. Ancak Moskova yanhsı binlerce
7eçenmilitana rağmen durum kontrol edi-
• Çeçen savaşçılann
Çeçenistan'da organize ve
etkili bir saidınsı Moskova
ve başka büyük kentlerde
terörist saldınlanyla
birleşirse Ruslar
Afganistan'dan olduğu gibi
Çeçenistan'dan kaçabilir.
Bu arada militanlar.
Afganistan'da Taleban'ın
başa geçtiği gibi yönetimi
ele geçirebilir.
lemiyor.
Ivanov'unaçıklamalanndada yankılanan
yeni güvenlik kaygılan birçok Çeçen'ın
militan ya da militan sempatizanı olarak tu-
tuklanacağının işareti. Kimileri "tutukla-
maya karşı çıktıklan için" yakalandıklan
yerde öldürülecek, kimileri ise "sorgulan
sırasında suçlannı kabul edecek"
Ancak Ivanov'un planı isyancılan yen-
meyeyeterli olmayacak. Yukandakine ben-
zertutum geçenüç yıl içinde zaman zaman
takınıldı ancak isyancılan destekleyen Çe-
çenlerin sayısını arttırmaktan başka işe ya-
ramadı. BirçokÇeçen songünlerde Rus ga-
zetecilere kameralarkarşısında, rehineal-
ma işini savaşı sona erdirmek için ise des-
tekledıklerini açıkladılar. Ruslan öldür-
mek için eyleme katılmak amacıyla silah
kuşanan çocuk yaşta Çeçenlerin sayısı da
azalacağa benzemiyor.
Moskova'daki rehine alma işini yaptığı
söylenenlerin lideri degenç savaşçılara bir
örnek: 20'li yaşlannın başındaki Movsar
Baraye\
f
.
Ulusalcıhk gururu ve
köktenci İslam ateşinden
kaynağını alan bu isyankâr
hareket şimdiye kadar hiç
olmadığı kadar organize.
Geçen iki ayda altı Rus he-
likopteri, Rus yapımı fiize-
lerkullanılarak düşürüldü.
Bu saldınlarda 140Rus as-
keri öldü, 30'a yaknıı yara-
landı.
1980'lerin ortalarında
Sovyet işgali altındaki Af-
ganistan'da ABD yapımı
Stinger uçaksavar fuzeleri-
nin de\Teyegirmesi savaşta bırdönüm nok-
tası oldu. Sadece Stinger'lann uğrattığı za-
rar değil. Ruslann hava saldınsı ve savun-
ması konusundaki eksikleri de Afganis-
tan'dan çekilmeye zorladı onlan.
Rus birlikler günümüzde de 1980'lerde
kullandığı silahlan ve aynı yöntemleri kul-
lanıyor. Çeçen savaşçılann Çeçenistan'da
organize ve etkili bir saldınsı Moskova ve
başka büyük kentlerde terörist saldınla-
nyla birleşirse Ruslar Afganistan'dan ol-
duğugibi Çeçenistan'dan kaçabilir. Bu ara-
da militanlar,Afganistan'da Taleban'ın ba-
şa geçtiği gibi yönetimi ele geçirebilir.
(Moscow Times - 6 Kasım)
Irak lideri, BM GüvenJik Konseyi karanna, sadece kışı geçirmek için birkaç ay uyar
Saddam, asla silahsızlanmaz• Saddam Hüseyin'in
Birleşmiş MiHetler'in
karanna uyması mümkün
değildir. Bu diktatör,
silahsızlanmayı kabul
edeceğine savaşırken
ölmeyi tercih eder.
Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi'nin oybirJiğiyle aldığı
karar, Başkan Bush'un Irak'ın
dünyayı kitle imha silahlanndan
anndırmayolundayürüttüğü kam-
panya için önemli biradımdı. Kon-
sey tarafından onaylanan ve Bağ-
dat'a silahsızlanması için son uya-
n niteliğinde olan karar tasansı,
Saddam Hüseyin'in kimyasal ve
biyolojik silahlardan, füzelerden
ve nükleer silahlardan sonunda
vazgeçip vazgeçmediğini anla-
mak için sıkı bir denetleme prog-
ramı öngörüyor.
Daha da önemJisi dünyayı Bush
yönetiminin yürüttüğü kampan-
ya arkasında bırleştınyor ve ABD
askeri müdahalesinin yaygın şe-
kilde uluslararası destek görme-
sinin garanti olmasına yardımcı
oluyor.
Sekiz haftalık ıstırap
Güvenlik Konseyi 'nin onayını
ahnak Dışişleri Bakanı Colin Po-
weD'ınyaptığı sekiz hafta süren ıs-
tıraph görüşmeler ve ABD'nin
verdiği birdizi taviz sonrasında el-
de edildi.
Bush. Irak'taki denetim sırasın-
da kitle imha silahlan konusunda
bir ihlale rastlandığı takdirde oto-
matik olarakaskeri müdahaleye gi-
rişmek yerine Güvenlik Konse-
yi'yle durumu tartışmakkonusun-
da ikna edildi.
Bunun dışında Irak'ın geleceği-
ne yönelik söyleminı de rejim de-
ğişiklığinden "silahsızveitaatiiâr"
bir Saddam Hüsejin'in yönetım-
de kalabileceğine çevirdi. Bu es-
nekliğin, sonuçta Irak ile bir ihti-
laf söz konusu olduğunda eğer
ABD'ye müftefik sağlayacaksa
yararlı olduğu kesin.
ABD yönetiminin tek taraflı ru-
rumu konusunda yapılan gürül-
^ s Uranyumu
/zenginJeştirmek
) varken?
tü patırhyı dayatışhrmalı. Ancak,
ülkedeki rejimin kahcılığmı sağ-
layacak bu yumuşama Bush'un
Irak kampanyasım batağa da sap-
layabilir. Bu sadece diplomatik
bir saptama değil, tehlike içeren
bir gerçektir. Tehlike var olmaya
devam edecektir. Çünkü Saddam
Hüseyin'in Birleşmiş Milletler'in
karanna uyması mümkün değildir.
Bu diktatör, 1990'larda yedi yıl
süreyle Birleşmiş Milletlerdenet-
çilerini banndırdı, ancak silahsız-
lanma ilkesini kabul etmedi.
O, silahsızlanmayı kabul ede-
ceğine savaşırken ölmeyi tercih
eder. Diktatör, ABD liderliğinde-
kı bir operasyon için en elverişli
zamanlama olan önümüzdeki kı-
şı çucarmasını sağlayacak süre zar-
fında oyunu kurallanna göre oy-
nayarak işbirliği yapıyor gibi gö-
rünecektir. Isveçli diplomat Hans
Blix'in yönetimindeki denetçile-
rin Güvenlik Konseyi kararıyia
edindikleri yetkileri saldırgan bir
tavırla kullanmayacağmı umacak-
tır - ki BIix yetkiler konusundaki
bazı çekincelerini açıkladı.
Eğerdenetçilere mağlup olursa
Birleşmiş Milletler'i, karan onay-
lama konusundaellerinden geldi-
ğinceolumsuzetkilemeye çalışan
Fransız ve Rus hükümetlerine gü-
venecektir.
Başkan Bush, "ötekidevieflerin
Irak'ın bazı durumlardaJd itaat-
sizliğinin ciddiye alınacak bir şey
olmadığı yolunda gereksiz taröş-
maJara girmenıeleri'' konusunda
uyanda bulundu. Bu daha önce
de olmuştu. Saddam Hüseyin de
yine risk alacak gibi görünüyor.
Koallsyon korunmalı
Başkan dün Irak'ta Güvenlik
Konseyi'ni açmaza sokacak bir
ihlal söz konusu olduğunda
ABD'nin Birleşmiş Milietler'in
onayı olmadan müdahale edece-
ği konusunda yeniden bir uyan
yaptı. Bu, 1999'daKosova'yamü-
dahalede olduğu gibi şimdi de ge-
rekli olabilir. Ancak, bu söylem,
Saddam Hüseyin'in oyun arkada-
şı olarak eli kolu bağlanmış ol-
maktan kurtulmayı sağlayacak ol-
sa da Bush yönetimi bin bir güç-
lükle kurduğu koalisyonu ko-
rumaya özen göstermeli.
Güvenlik Konseyi karan 30 gün
içinde Irak'tan silahlan konusun-
da detaylı bir rapor isriyor.
Yönetimin kurmaylan hazırla-
nacak raporu düzmece sayıp der-
hal savaşa başvoırabilir.
Ancak, geride bıraktığımız se-
kiz hafta, ABD'nin tek taraflı ka-
rar alma ve aceleci müdahaleden
vazgeçmesı halinde Güvenlik Kon-
seyi ve kilıt müttefik ülkelerini
Irak'ın yeniden yapılandınlması
konusunda ikna edebileceği konu-
sunda ümit vaat ediyor.
Bu, sadece ABD güçlü bir ülke
ve Bush kesin kararh olduğu için
böyle değil. Saddam Hüseyin'in
vahşi ve saldırgan rejiminin, ulus-
lararası hukuku ihlaline son ver-
mekhaklı bir amaç olduğu için de
gerekli, tüm dünyaya yarar
sağlayacak bir şey.
(WashingtonPost- 9 Kasım)