Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2002 CUMA
8 HABERLER
Yıl 2002, siyasi liderier türiü vaatlerle seçime hazırlanıyor. Kenar mahallelerde yaşayan insanlar ise geçim derdinde
Istanbulyoksulluk kokuyorBERAT GÜNÇTKAN
Burunlara çarpan yoksulluğun
kokusu; ağır, ekşi, sıcak...
Televizyon. tek yatak, sayısız
yorgan. duvara fotoğraf olarak
yaalan birkaç anı, yeri kaplayan
halıparçalan salıyorbukokuyu.
Kontrplak ta\-an, eğretı duvarla-
n bir arada tutmakta zorlanıyor
ama kokuyu sakJıyor işte. Her
şey, gelip gözlerde konaklıyor:
Acaba siz bizim için bir şeyleri
değıştirebilir mısiniz? Çünkü,
yann ev sahibi gelecek ve...
îkitelli'ye bıtişik Ayazma Ma-
hallesi'nde yaşıyor beş nüfuslu
Kılıç ailesı. Yaşadıklan yer, Is-
tanbul hantasına dahil ediliyor,
onlar da kentle ilgili her türlü is-
tatistiğe... Okuma yazma oran-
lannda, tüketilen gıdada, kulla-
nılan beyazeşyada, genç nüfus
yüzdesinde onlar da var... Ama
ne o oranlar ne de bılinen, akıl-
da oluşturulan görüntüler Kılıç-
lar'ı anlatmaya yetiyor. Örnek
mı? Gözler, baba Halis Kıhç'ın
hızla altmışlanna yükseldiğini
algılıyor, o ise otuz yedisinde olduğu-
nu söylüyor. Kansı Suzan ise isminin
bütün çağnşımlanna inat, "Kaçyaşm-
dasınız" sorusunu omuzlannı silke-
rek yanıtlıyor: Bılmiyorum.
Ne toprak ne sablt \s...
Oç bin nüfuslu Ayazma Mahalle-
si'ni örten yoksulluktan Kılıçlar'ınpa-
yına büyük parça düşmüş. Istanbul'a
on yıl önce çalışma amacıyla gelmiş-
ler, Suzan ve Halis, kucaklannda o za-
man henüz bir iki yaşlannda olan Er-
gön. Ağn'da bir ev bırakılmış sadece,
ne toprak ne sabit bir iş. Istanbul'a ge-
lene kadar Halis ınşaatlarda çalışmış,
yeni kentte de aynı işi sürdürürüm di-
ye düşünmüş... Olmamış.
îstanbul, daha gelir gelmez hasta et-
miş Halis'i. Doktorlann koyduğu ta-
nıyı ne kendısi biliyor ne kansı. Su-
zan, "Içindebirşeytervffl-" diyor "Ame-
tiyatia bir parçaçıkardüariçinden ama
sonra bir türlü iyileşmedL"
Bir süre Küçükçekmece'de, araya
giren birilerinin sayesinde, Bulgaris-
tan göçmenleri için kurulan kampta kal-
mış Kılıç ailesi. Sonra, bilmedikleri bir
nedenle kapı dışan edılmişler. Ev ara-
yışlan onlan Ayazma Mahallesi'ne
sûrüklemiş, iki göz bir oda bulunmuş,
Seçmen kâğıtları
Yurttaşlara
bügiformu
uyarısı
İstanbul Haber Servisi - Yüksek
Seçim Kurulu (YSK) tarafindan
hazırlanan ve seçmenlenn oy
kullanacağı kurumlan ile
sandıklan bildiren "Seçmen Bilgi
Formu'"nun dağıtımı sürerken
tstanbul'da binlerce seçmene
henüz "bilgi formlannın"
ulaşamadığı belirlendi. Geçen
yıllarda PTT aracılığıyla dağıtılan,
ancak bu yıl dağıtımı muhtarlara
bırakılan seçmen bilgi formlannın
mutlaka almması gerektıği
belirtildi. Seçmenlenn, ellerine
ulaşmayan bilgi formlan için,
muhtarlıklara ve gerekirse ilçe
seçım kurullanna başvurması
gerekiyor. Yetkililer, "Seçim
gününe dek, seçmen yurttaşlann
bu formlan edinmesi gerekhor"
diye konuştular. Çok sayıda
yurttaş ise Jstanbul II Seçim
Kurulu'nca mahalle
muhtarlıklanna dağıtılan seçmen
bilgi formlannın, seçime çok kısa
bir süre kalmasına karşın, ellerine
ulaşmadığını anlattı.
2 ov kulianma olası mı?
Gazetemizi arayan bazı yurttaşlar
ise seçmen liselennde adlan
bulunmadığı için muhtarlıklara ve
seçim kurullanna yeniden kayıt
yaptırdıklanru, ancak kendilerine
iki ayn seçimin bilgi formu
geldiğini belirttiler. Yurttaşlar,
"Listelerde hiç adımız olmadığı
için kayıt yapürdık. Bir bakük iki
bilgi formu geldi. Bu listelerin nasıl
hazuiandığını merak ediyonız. İki
bilgi formu buhınan seçmenin iki
oy kuüanması işten bile değfl"
- görüşünü savundular.
HEPSİAYNI
DİLİ
KONUŞUYOR-
Hepsi birbirini
tanıyor, hepsi
birbirinin diünden
konuşuyor. Ama
koku dağdmıyor.
Ayazma MahaDesi
yoksoDuk
kokuyor. Seçim
mi? Oylan hangi
partininmi?
Sormayadil
varmıyor.
(Fotoğraflar:
UĞUR DEMÎR)
• îkitelli'ye bitişik
Ayazma Mahallesi'nde
yaşıyor beş nüfuslu Kılıç
ailesi. Anket yüzdelerinde
onlar da var... Ama ne o
oranlar ne de bilinen,
akılda oluşturulan
görüntüler Kıhçlar'ı
anlatmaya yetiyor.
• Ayşe Demirkan, dere
kenanna kurduğu tandırda
ekmek pişiriyor, oysa aklı
finn ekmeği almakta.
Ocak yakmayı sevmiyor,
'Paramız olsa' diyor 'ne
diye uğraşalım ekmek
pişirmekle'...
yerleşilmiş. Hiçbir mesleği olmayan
Halis Kıhç'ın hastahğı inşaatlarda ça-
lışmasına izin vermeyince bütün ge-
çim yükünü Ergün üstlenmiş... -
Ergün on ikisınde. Bir buçuk ay ön-
ce, iş dönüşü, E-6'da bir arabanın al-
ündakalmış. "Araba^diyeyürüdüm,
yoiun ortasma gefaniştim ki,birdenor-
taya çıktT diyor. Tedavisi Bakırköy
Devlet Hastanesi'nde sürüyor, dok-
torlar umutlu, sakat kalmayacak.
Ergün ilkokul ikiye kadar okumuş.
Konfeksiyonda çalışmaya başladığın-
da yedi yaşındaymış, iki yıl içinde ma-
kineci olup çıkrnış. Şimdi işin ne di-
ye sorulursa yanıtı: Makineciyim. Ay-
da yetmiş milyonla başlamış çahşma-
ya, seksen, doksan yükselmiş maaşı.
Iş üzerine iş değiştirrniş.
Ergün'ün işten sonraki bütün za-
manlan televizyona ait. En sevdıği
programlar, çizgifılmler. Gözdesi ise
bugünün teknolojisini mağara devri-
ne taşıyan çizgifilrn,Çakmaktaşlar. Beş
yıl boyunca, her ay maaşını eve taşı-
mış, kendisıne ne bir çorap almış, ne
oyuncak.
u
Evegetirdimkazandığîmı
n
derken, yüzünü yerden kaldırmıyor.
Ergün"ün yükünü bu kez Özlem
omuzlamış. Şimdi o gidiyor konfek-
siyona. Özlem'in yaşı on.
Parseller'de bir konfeksıyon atölye-
sinde çahşıyor... Haftahğı ne kadar,
Halis de bilmiyor, çünkü henüz hiç
ücret ödenmemiş. Okula giden tek ço-
cuk, yedisindeki Erol. O kaçıncı sını-
fa kadar okuyacak, bu sorunun yanı-
tı yok. Suzan, sorulunca, sabah kah-
valtısında peynir ve zeytin yedikleri-
ni söylüyor, akşam yemeği ya makar-
na, ya pilav ya da patates kızartması.
En son iki ay önce kıyma alınıp köfte
yapıbnış, ızgarada.
TV'ye bafllanan umutlar
Kılıçlar'ın yiyecek ihtiyaçlannı TV
programı "Deniz Feneri" karşılıyor.
Kanal 7'de yayımlanan program, yok-
sullan bulup, çeşitli fırmalardan sağ-
lanan yiyecekleri onlara aktarmak üze-
rine kurulu. Sadece Kılıçlar değil,
Ayazma Mahallesi'ndeki pek çok evin
yaşamı bu programa bağlı. Halis'in
şu aralar televizyon karşısın-
da geçirilecek zamam yok,
çünkü ev sahibi çık demiş ve
süre dolmuş.
Ağn, Kars, Sıvas, Elazığ
göçmenlerini ağırlayan ma-
hallede seçim telaşında olan
tek parti DEHAP. Bir tek
onun seçim bürosu var. Ha-
lis bir de onlardan yardım is-
teyecek.
Kıhçlar'la konuşurken
komşulan, çocuklar koşuyor
bir çığlık halinde. Biri yata-
lak halasından bahsediyor,
yazalsa da binleri sahip çık-
sa... Bıri, işleri bozulan ko-
casından, on milyona hafta-
da iki gün gittiği temizlik
ışınden. Bıyıklan yenı terle-
yen Emre Ozfoaknn, yazlan
bir otomobil yedek parçası
ureten bir firmada sinyalci
olarak çalıştığını söylüyor...
AyşeDemirkan, dere kenan-
na kurduğu tandırda ekmek pişiriyor,
oysa aklı finn ekmeği almakta. Hamur
karmayı, ocak yakmayı sevmiyor ne
zamandır, "Paramız olsa" diyor.
Hepsi birbirini tanıyor, hepsi birbi-
rinin dilinden konuşuyor. Ama koku
dağılmıyor. Ayazma Mahallesi yoksul-
luk kokuyor. Seçım mi? Oylan hangi
partinin mi? Sormaya dil varmıyor.
Yurt Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Gültekin sitem etti:
Medyada YP'ye ambargo var
LEYLA TAVŞANOĞLU
3 Kasım seçimleri ülkemızde şimdi-
ye kadar yaşanmayan olgu ve olaylan
yaratıyor. Bir kısım basın \e medya
bazı siyasılere ambargo uygularken bir
kısmını da sandıktan çıkarttırmak ıçın
adeta psıkolojik savaş veriyor. Bakalım
sonuçlan göreceğiz, ama Türk seçme-
ninin o kadar da etki altında kalmadı-
ğı. son tahlilde sandık başmda kendi ka-
rannı verdiği gerçeğini binleri hâlâ an-
layamadılargaliba. Herneyse... Bubı-
rilen, göriindüğü kadanyla gaydasız
ve sonuçsuz kalacak mücadele-
lerini sürdüredursunlar bir kısım
basın ve medyanın ambargosu-
na takılan partılenn başında Es-
ki îçişleri Bakanı Sadettin Tan-
tan'm lideri olduğu Yurt Parti-
si geliyor.
Yurt Partısı'nin Genel Başkan
Yardımcısı da Eski Merkez Ban-
kası Başkanlanndan Prof. Dr.
Bülent Gültekin.
Gültekin'le ülkemizde yaşa-
nan bu çirkinlık ve gariplikleri,
pis siyasi ayak oyunlannı ve bun-
Iann üstesinden nasıl gelebilece-
ğimizi konuştuk.
- Siz 3 Kasım seçimleri kadar
garip birortam yaratan başka se-
çimİer hahriıyor musunuz?
BÜLENT ĞÜLTEKtN - Ha-
(var olmayan kişı)gibi... SadettinTan-
tan. Yurt Partisi ve Genel Başkanı hiç-
bir şekilde görülmüyor. Kirli kartel
medyasının ülkeyı çok cıddi bir yanlı-
şa doğru sürüklediğinı düşünüyorum.
- Sizcebuniarülkeyi kargaşaya sûrük-
lemivoriar mı?
GULTEKİN - tnsanın kafasını böy-
lesıne kanştırmak son derece yanlış bir
şey. Bız böyle bir ortamda ortaya çık-
tık. Bölge bölge dolaşıyoruz.
- Birilerinin çıkanna hizmetediyor di-
ye bir-iki parthi Meclis'e sokma çaba-
lan ne derece ahlaka uygun?
talıkta dolaşıyor. Ama aslında ortada bir
program yok. Komplo teorilerine prim
vermem. Ama bir hükumet düşünün
ki altına imza attığı bir programın risk-
lerinin farkında değil. Öbür tarafta da
IMF gibı bir kuruluş verdiği programın
hatalı olduğunu bilmesine rağmen bu-
nun üstüne üstüne gitmiş. Ve 2000 yı-
lı Kasım ayında programın çökmesi
aşikârken de hiçbir şey yapılmamış. Ve
2001 Şubatfna geldiğimizde Türki-
ye'nin çok daha ağır şartlarla, yeniden
IMF'nin kucağuıa düştüğünü görüyo-
ruz. Ekonomiyı bu hale getirmek için
len Ekonomi Bakanı ne yapacağını bi-
lememiş ve kendisini doğrudan doğnı-
ya EMF'ye teslim etmiştir. Ostelik ne
acıdır ki hükümet, dünyada az görülür
bir biçimde "Bu kanunlançıkaracağım''
diye IMF'ye söz vermıştir. Yani ulusal
egemenlik haklanndan vaz geçilmiştir.
Dünyanın hiçbir yerinde hükumetler
bunu yapamazlar. Ancak şunu söyle-
yebilirler: "Butasanlan Meclis'e suna-
Prof.Dr.Gütekmbazıgazetecikrin'süahşoı1uk'vapt^ımsöytedL(KEREM KAÇARLAR)
yır, hiç hatırlamıyorum. îlginç, dıyeme-
yeceğim, ama gerçekten en garip seçım-
ler. Eski bir otobüsle bölge bölge do-
laşıyoruz; kaç bin kilometre yol katet-
tik, kaç bin insanla konuştuk... insan-
lar şaşkın. Ne yapacaklannı bilmiyor-
lar. bezginler. ümitsizler... Ama bütün
bunlara rağmen içlerinde bir ateş, in-
fıal var. Tamamıyla kendilerini teslim
etmış değıller kesinlikle... Özellikle Is-
tanbul dışına çıktığınız zaman içiniz
biraz rahatlıyor. Bakıyorum, medyada
tamamıyla dünyanın en ilginç ambar-
golanndan birisi uygulanıyor. Biz yok-
muşuz gibi davranılıyor. George Or-
weü"in kıtaplanndaki '•non-person"
GÜLTEKİN - Türkiye'de öncelikle
bir siyasi mühendislik olayı var. Bu si-
yasi mühendıshkte özellikle oligarşik
bir yapıda kartel medyası, kimliksız
sermaye, kirlı bürokrat ve kirlı sıyaset-
çı Türkiye'nin siyasetını tasarlama pe-
şindeler. 10 yıldır gelir dağılımı bozul-
muş. Bir yıl önce cumhunyet tarihinin
en büyük ekonomik krizine ginlmiş. Bu
yapıda, bütün bu sözünü ettığim aktör-
ler görevierini yapamadıklan ve yüz-
lerine gözlerine bulaştırdıklan gibi ba-
şımıza da bir sürü sorun açmışlar.
- Ya ekonomi?
GÜLTEKİN - Her partı, biz bu prog-
ramı daha iyı uygulayacağız, diye or-
gerçekten çok çalışmak gerekirdi.
Iş dünyası, TÜSlAD bu programla
Türkiye'nin nasıl nurlu uruklara doğ-
ru ilerleyeceğinı söylerken bir hafta
sonra kriz patladı. Bütün medya, TV
ekonomistleri programın ne kadar muh-
teşem olduğunu savundular. Halk da bu-
na inandı ve biz borçlandık. Program
çökünce herkes kötü yakalandı.
- İ)i de böyle bir ortamda insanlar ki-
me inanacak? Ne kötü bir du> gu bu...
GÜLTEKİN - Şımdıkı sadece yan-
lış bir borç erteleme programı. Çünkü
ıç borçlar, dış borçlara tahvil edilmış.
Dış borçlar artmıştır, iç borçlar da dö-
vıze çevrilmiştir. Krizın akabınde ge-
-Peki, bütün buniaryaşandıktan son-
ra nasıl olur da hâlâ biz kendimizi böy-
le sorunlu bir kuruma teslim ederiz?
GÜLTEKtN - Bir de şöyle
bir olay ortaya çıktı: O günkü
hükümet ne yaptığını bilmedi-
ği için aldatılmış da denebilir.
IMF'nin anlamadığı gerçek
şu: Türkiye'de reel borçlann
düşmediği bir ortamda reel fa-
izler de düşmez. Reel faizle-
rin düşmediği bir ortamda da
borç yönetimi son derece zor-
dur. Şu anda bizde olduğu gi-
bi... Bütün bu kanşıklığın üze-
rinde medyanın rolü ortaya çı-
kıyor. Buna gerçekten kartel
medyası diyeceğim. Çünkü
yerel medyalann durumu baş-
ka. Bir de medya yönetımle-
riyle gerçek gazetecileri birbi-
rinden ayırmak lazım. Aslın-
da en zor durumda olanlar ger-
çek gazetecıler. Çünkü tamamıyla bir
patronun baskısı altındalar. Şu anda
herhalde Türkiye'de en zor ışlerden bi-
risi aydın. gazetecı olmak...
Bazı arkadaşlara yazdınlmadığım,
ama bazılannın da ciddi biçimde si-
lahşorluk yaptığını biliyorum.
-YaniTurkiye'denedenbuolaylarohı-
yor diye sorduğumuz zaman nedenle-
rini nasıl sıralarsınız?
GÜLTEKİN - Öncehkle siyasetin
yozlaşması, okumuş cehaleti ve şu an-
da aydın gibı geçınenlerin Türkiye'ye
karşı nasıl sorumsuz davrandıklannı
görüyorum. Büyük sorumluluk da med-
yaya dügüyor.
1
CEM UZAN ÎLK SIRADA
Partilerin
boş vaat
yanşı
tstanbul Haber Servisi - Seçime sayılı günler
kala, partiler, özellikle kararsız seçmeni
etkileyebılmek için, tutulamayacak sözler
vermeyi sürdürüyoriar. Herkese 200
metrekare Hazdne arazisi vermekten, her
çiftçiye traktör dağıtmaya, asgari ücreti 500
milyon liraya çıkarmaktan, il sayısım 250
yapmaya kadar yerine getirilmesi olanaksız
bir sürü söz, meydanlarda çınlıyor. Seçmenin
"eskhe obn tepkia" ve sazlı, sözlü, açık
büfeli mitingleri sayesinde, barajı
geçebileceği konuşulan Genç Parti'nin lideri
Cem Uzan, tutulamayacak sözler konusunda
önde gidiyor. Il sayısını bir yıl içinde 250
yapacağını, her ile bir üniversite kuracağını,
okullarda ders kitaplanm bedava
dağıtılacağını, gıda ve sağlık maddelerinden
KDV alınmayacağmı belirtiyor. Herkese iki
anahtar sözünü tutamayan DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller, bu kez de her köylüye
bir traktör vereceğini öne sürüyor. Partisinin
atası olan Demokrat Parti'nin "Her mahaOede
bir müyoner yaratacağız" söylemine benzer
biçimde, "Her mahaOede 100 trilyoner
yaratacağız'' diyor. AKP
lideri Recep Tayyip
Erdoğan. iktidara
geldiklerinde ılk
işlerinin mazot
fıyatlanm yan yanya
indirmek olacağım
söylüyor. "Herkes, kira
öder gibi ev sahibi
otacak" diyen Erdoğan,
15 bin kilometre çift
gidiş gelişli yol
yapacaklannı ve bunlan
halk yollan haline
getireceklerini belirtiyor.
Baraj kaygısı yaşayan
ANAP da, 50 ile
• GP: Ders
kitaplan bedava,
DYP: Bu kez her
köylüye traktör
diyor, AKP:
Otoyol yapıyor,
ANAP: Vergi
almıyor, SP:
Borçlan sıfırlıyor,
DEHAP: F tipi
vaadi, MHP:
Enflasyon yüzde
5 olacak.
vergisiz yatınm sözü veriyor. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, ihracaün her yıl
yüzde 25 büyüyecegini, özel eğitim
kurumlanna 49 yülığına devlet arazisi tahsıs
edileceğini, iş güvenceli meslek okullan ile
işsizliğin engelleneceğini öne sürüyor.
DEHAP yöneticıleri, F tipi cezaevlerinin
kaldınlacağını, tüm borçlann erteleneceğini
ifade ediyorlar. MHP, kişi başına düşen geüri,
neredeyse 10 kat armnp, 20 bin dolar
yapacağını, 4 yıl içinde enflasyonu yüzde 5'e
indireceğini, 2023 yılında Türk ekonomisini,
dünyada ilk 10 arasına sokacağmı söylüyor.
Saadet Partisi, 6 ay içinde borçlan sıfira
indireceğini, 1 yılda 110 milyar dolar kaynak
yaraülacağım, 14 bin kilometre otoyol ile 2
nükleer santral yapacaklanm iddia ediyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, her yıl 1
miryon kişiye iş bulunacağını, enflasyonun
tek haneli bir sayıya ineceğini anlatıyor.
Liberal Demokrat Parti (LDP) Genel Başkanı,
işadamı Besim Tıbuk ise tüm ülkenin fınansal
serbest bölge olacağım öne sürüyor.
Ürerimden vergi ahnayacaklanm, tanmdaki
nüfusu yüzde yüzde 5'e indireceklerini, askeri
harcamalan yan yanya kısacaklannı öne
süren Tıbuk, her alanda özelleştirme sözü
veriyor. ÖDP, IMF ve Dünya Bankası'na olan
borçlann süineceğini, eğitim ve sağlıkta
KDV'nin kaldınlacağını, asgari ücretin net
500 milyon üra olacağım beürtiyor.
Kâzım Kolcuoğlu
görevi devraldı
tstanbul Barosu Başkanhğı'nda devir
teslim töreni \ apıldL Baro başkanbğuıa
seçilen Kâzım Kolcuoğlu (sağda), göre\i
eski başkan Yücel Sa> mandan (solda)
devTaldı. Istanbul Barosu"nda düzenknen
törende konuşan Sayman, yeni yönetime
başanlar diledi Yeni başkan Kolcuoğlu da
çok önemli bir dönemde göreve geldiklerini
belirterek, 'Görevimiz çok zor, ama aynı
zamanda da onurlu" dedL (AA)