23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2002 CUMA 8 HABERLER Yıl 2002, siyasi liderier türiü vaatlerle seçime hazırlanıyor. Kenar mahallelerde yaşayan insanlar ise geçim derdinde Istanbulyoksulluk kokuyorBERAT GÜNÇTKAN Burunlara çarpan yoksulluğun kokusu; ağır, ekşi, sıcak... Televizyon. tek yatak, sayısız yorgan. duvara fotoğraf olarak yaalan birkaç anı, yeri kaplayan halıparçalan salıyorbukokuyu. Kontrplak ta\-an, eğretı duvarla- n bir arada tutmakta zorlanıyor ama kokuyu sakJıyor işte. Her şey, gelip gözlerde konaklıyor: Acaba siz bizim için bir şeyleri değıştirebilir mısiniz? Çünkü, yann ev sahibi gelecek ve... îkitelli'ye bıtişik Ayazma Ma- hallesi'nde yaşıyor beş nüfuslu Kılıç ailesı. Yaşadıklan yer, Is- tanbul hantasına dahil ediliyor, onlar da kentle ilgili her türlü is- tatistiğe... Okuma yazma oran- lannda, tüketilen gıdada, kulla- nılan beyazeşyada, genç nüfus yüzdesinde onlar da var... Ama ne o oranlar ne de bılinen, akıl- da oluşturulan görüntüler Kılıç- lar'ı anlatmaya yetiyor. Örnek mı? Gözler, baba Halis Kıhç'ın hızla altmışlanna yükseldiğini algılıyor, o ise otuz yedisinde olduğu- nu söylüyor. Kansı Suzan ise isminin bütün çağnşımlanna inat, "Kaçyaşm- dasınız" sorusunu omuzlannı silke- rek yanıtlıyor: Bılmiyorum. Ne toprak ne sablt \s... Oç bin nüfuslu Ayazma Mahalle- si'ni örten yoksulluktan Kılıçlar'ınpa- yına büyük parça düşmüş. Istanbul'a on yıl önce çalışma amacıyla gelmiş- ler, Suzan ve Halis, kucaklannda o za- man henüz bir iki yaşlannda olan Er- gön. Ağn'da bir ev bırakılmış sadece, ne toprak ne sabit bir iş. Istanbul'a ge- lene kadar Halis ınşaatlarda çalışmış, yeni kentte de aynı işi sürdürürüm di- ye düşünmüş... Olmamış. îstanbul, daha gelir gelmez hasta et- miş Halis'i. Doktorlann koyduğu ta- nıyı ne kendısi biliyor ne kansı. Su- zan, "Içindebirşeytervffl-" diyor "Ame- tiyatia bir parçaçıkardüariçinden ama sonra bir türlü iyileşmedL" Bir süre Küçükçekmece'de, araya giren birilerinin sayesinde, Bulgaris- tan göçmenleri için kurulan kampta kal- mış Kılıç ailesi. Sonra, bilmedikleri bir nedenle kapı dışan edılmişler. Ev ara- yışlan onlan Ayazma Mahallesi'ne sûrüklemiş, iki göz bir oda bulunmuş, Seçmen kâğıtları Yurttaşlara bügiformu uyarısı İstanbul Haber Servisi - Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafindan hazırlanan ve seçmenlenn oy kullanacağı kurumlan ile sandıklan bildiren "Seçmen Bilgi Formu'"nun dağıtımı sürerken tstanbul'da binlerce seçmene henüz "bilgi formlannın" ulaşamadığı belirlendi. Geçen yıllarda PTT aracılığıyla dağıtılan, ancak bu yıl dağıtımı muhtarlara bırakılan seçmen bilgi formlannın mutlaka almması gerektıği belirtildi. Seçmenlenn, ellerine ulaşmayan bilgi formlan için, muhtarlıklara ve gerekirse ilçe seçım kurullanna başvurması gerekiyor. Yetkililer, "Seçim gününe dek, seçmen yurttaşlann bu formlan edinmesi gerekhor" diye konuştular. Çok sayıda yurttaş ise Jstanbul II Seçim Kurulu'nca mahalle muhtarlıklanna dağıtılan seçmen bilgi formlannın, seçime çok kısa bir süre kalmasına karşın, ellerine ulaşmadığını anlattı. 2 ov kulianma olası mı? Gazetemizi arayan bazı yurttaşlar ise seçmen liselennde adlan bulunmadığı için muhtarlıklara ve seçim kurullanna yeniden kayıt yaptırdıklanru, ancak kendilerine iki ayn seçimin bilgi formu geldiğini belirttiler. Yurttaşlar, "Listelerde hiç adımız olmadığı için kayıt yapürdık. Bir bakük iki bilgi formu geldi. Bu listelerin nasıl hazuiandığını merak ediyonız. İki bilgi formu buhınan seçmenin iki oy kuüanması işten bile değfl" - görüşünü savundular. HEPSİAYNI DİLİ KONUŞUYOR- Hepsi birbirini tanıyor, hepsi birbirinin diünden konuşuyor. Ama koku dağdmıyor. Ayazma MahaDesi yoksoDuk kokuyor. Seçim mi? Oylan hangi partininmi? Sormayadil varmıyor. (Fotoğraflar: UĞUR DEMÎR) • îkitelli'ye bitişik Ayazma Mahallesi'nde yaşıyor beş nüfuslu Kılıç ailesi. Anket yüzdelerinde onlar da var... Ama ne o oranlar ne de bilinen, akılda oluşturulan görüntüler Kıhçlar'ı anlatmaya yetiyor. • Ayşe Demirkan, dere kenanna kurduğu tandırda ekmek pişiriyor, oysa aklı finn ekmeği almakta. Ocak yakmayı sevmiyor, 'Paramız olsa' diyor 'ne diye uğraşalım ekmek pişirmekle'... yerleşilmiş. Hiçbir mesleği olmayan Halis Kıhç'ın hastahğı inşaatlarda ça- lışmasına izin vermeyince bütün ge- çim yükünü Ergün üstlenmiş... - Ergün on ikisınde. Bir buçuk ay ön- ce, iş dönüşü, E-6'da bir arabanın al- ündakalmış. "Araba^diyeyürüdüm, yoiun ortasma gefaniştim ki,birdenor- taya çıktT diyor. Tedavisi Bakırköy Devlet Hastanesi'nde sürüyor, dok- torlar umutlu, sakat kalmayacak. Ergün ilkokul ikiye kadar okumuş. Konfeksiyonda çalışmaya başladığın- da yedi yaşındaymış, iki yıl içinde ma- kineci olup çıkrnış. Şimdi işin ne di- ye sorulursa yanıtı: Makineciyim. Ay- da yetmiş milyonla başlamış çahşma- ya, seksen, doksan yükselmiş maaşı. Iş üzerine iş değiştirrniş. Ergün'ün işten sonraki bütün za- manlan televizyona ait. En sevdıği programlar, çizgifılmler. Gözdesi ise bugünün teknolojisini mağara devri- ne taşıyan çizgifilrn,Çakmaktaşlar. Beş yıl boyunca, her ay maaşını eve taşı- mış, kendisıne ne bir çorap almış, ne oyuncak. u Evegetirdimkazandığîmı n derken, yüzünü yerden kaldırmıyor. Ergün"ün yükünü bu kez Özlem omuzlamış. Şimdi o gidiyor konfek- siyona. Özlem'in yaşı on. Parseller'de bir konfeksıyon atölye- sinde çahşıyor... Haftahğı ne kadar, Halis de bilmiyor, çünkü henüz hiç ücret ödenmemiş. Okula giden tek ço- cuk, yedisindeki Erol. O kaçıncı sını- fa kadar okuyacak, bu sorunun yanı- tı yok. Suzan, sorulunca, sabah kah- valtısında peynir ve zeytin yedikleri- ni söylüyor, akşam yemeği ya makar- na, ya pilav ya da patates kızartması. En son iki ay önce kıyma alınıp köfte yapıbnış, ızgarada. TV'ye bafllanan umutlar Kılıçlar'ın yiyecek ihtiyaçlannı TV programı "Deniz Feneri" karşılıyor. Kanal 7'de yayımlanan program, yok- sullan bulup, çeşitli fırmalardan sağ- lanan yiyecekleri onlara aktarmak üze- rine kurulu. Sadece Kılıçlar değil, Ayazma Mahallesi'ndeki pek çok evin yaşamı bu programa bağlı. Halis'in şu aralar televizyon karşısın- da geçirilecek zamam yok, çünkü ev sahibi çık demiş ve süre dolmuş. Ağn, Kars, Sıvas, Elazığ göçmenlerini ağırlayan ma- hallede seçim telaşında olan tek parti DEHAP. Bir tek onun seçim bürosu var. Ha- lis bir de onlardan yardım is- teyecek. Kıhçlar'la konuşurken komşulan, çocuklar koşuyor bir çığlık halinde. Biri yata- lak halasından bahsediyor, yazalsa da binleri sahip çık- sa... Bıri, işleri bozulan ko- casından, on milyona hafta- da iki gün gittiği temizlik ışınden. Bıyıklan yenı terle- yen Emre Ozfoaknn, yazlan bir otomobil yedek parçası ureten bir firmada sinyalci olarak çalıştığını söylüyor... AyşeDemirkan, dere kenan- na kurduğu tandırda ekmek pişiriyor, oysa aklı finn ekmeği almakta. Hamur karmayı, ocak yakmayı sevmiyor ne zamandır, "Paramız olsa" diyor. Hepsi birbirini tanıyor, hepsi birbi- rinin dilinden konuşuyor. Ama koku dağılmıyor. Ayazma Mahallesi yoksul- luk kokuyor. Seçım mi? Oylan hangi partinin mi? Sormaya dil varmıyor. Yurt Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Gültekin sitem etti: Medyada YP'ye ambargo var LEYLA TAVŞANOĞLU 3 Kasım seçimleri ülkemızde şimdi- ye kadar yaşanmayan olgu ve olaylan yaratıyor. Bir kısım basın \e medya bazı siyasılere ambargo uygularken bir kısmını da sandıktan çıkarttırmak ıçın adeta psıkolojik savaş veriyor. Bakalım sonuçlan göreceğiz, ama Türk seçme- ninin o kadar da etki altında kalmadı- ğı. son tahlilde sandık başmda kendi ka- rannı verdiği gerçeğini binleri hâlâ an- layamadılargaliba. Herneyse... Bubı- rilen, göriindüğü kadanyla gaydasız ve sonuçsuz kalacak mücadele- lerini sürdüredursunlar bir kısım basın ve medyanın ambargosu- na takılan partılenn başında Es- ki îçişleri Bakanı Sadettin Tan- tan'm lideri olduğu Yurt Parti- si geliyor. Yurt Partısı'nin Genel Başkan Yardımcısı da Eski Merkez Ban- kası Başkanlanndan Prof. Dr. Bülent Gültekin. Gültekin'le ülkemizde yaşa- nan bu çirkinlık ve gariplikleri, pis siyasi ayak oyunlannı ve bun- Iann üstesinden nasıl gelebilece- ğimizi konuştuk. - Siz 3 Kasım seçimleri kadar garip birortam yaratan başka se- çimİer hahriıyor musunuz? BÜLENT ĞÜLTEKtN - Ha- (var olmayan kişı)gibi... SadettinTan- tan. Yurt Partisi ve Genel Başkanı hiç- bir şekilde görülmüyor. Kirli kartel medyasının ülkeyı çok cıddi bir yanlı- şa doğru sürüklediğinı düşünüyorum. - Sizcebuniarülkeyi kargaşaya sûrük- lemivoriar mı? GULTEKİN - tnsanın kafasını böy- lesıne kanştırmak son derece yanlış bir şey. Bız böyle bir ortamda ortaya çık- tık. Bölge bölge dolaşıyoruz. - Birilerinin çıkanna hizmetediyor di- ye bir-iki parthi Meclis'e sokma çaba- lan ne derece ahlaka uygun? talıkta dolaşıyor. Ama aslında ortada bir program yok. Komplo teorilerine prim vermem. Ama bir hükumet düşünün ki altına imza attığı bir programın risk- lerinin farkında değil. Öbür tarafta da IMF gibı bir kuruluş verdiği programın hatalı olduğunu bilmesine rağmen bu- nun üstüne üstüne gitmiş. Ve 2000 yı- lı Kasım ayında programın çökmesi aşikârken de hiçbir şey yapılmamış. Ve 2001 Şubatfna geldiğimizde Türki- ye'nin çok daha ağır şartlarla, yeniden IMF'nin kucağuıa düştüğünü görüyo- ruz. Ekonomiyı bu hale getirmek için len Ekonomi Bakanı ne yapacağını bi- lememiş ve kendisini doğrudan doğnı- ya EMF'ye teslim etmiştir. Ostelik ne acıdır ki hükümet, dünyada az görülür bir biçimde "Bu kanunlançıkaracağım'' diye IMF'ye söz vermıştir. Yani ulusal egemenlik haklanndan vaz geçilmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde hükumetler bunu yapamazlar. Ancak şunu söyle- yebilirler: "Butasanlan Meclis'e suna- Prof.Dr.Gütekmbazıgazetecikrin'süahşoı1uk'vapt^ımsöytedL(KEREM KAÇARLAR) yır, hiç hatırlamıyorum. îlginç, dıyeme- yeceğim, ama gerçekten en garip seçım- ler. Eski bir otobüsle bölge bölge do- laşıyoruz; kaç bin kilometre yol katet- tik, kaç bin insanla konuştuk... insan- lar şaşkın. Ne yapacaklannı bilmiyor- lar. bezginler. ümitsizler... Ama bütün bunlara rağmen içlerinde bir ateş, in- fıal var. Tamamıyla kendilerini teslim etmış değıller kesinlikle... Özellikle Is- tanbul dışına çıktığınız zaman içiniz biraz rahatlıyor. Bakıyorum, medyada tamamıyla dünyanın en ilginç ambar- golanndan birisi uygulanıyor. Biz yok- muşuz gibi davranılıyor. George Or- weü"in kıtaplanndaki '•non-person" GÜLTEKİN - Türkiye'de öncelikle bir siyasi mühendislik olayı var. Bu si- yasi mühendıshkte özellikle oligarşik bir yapıda kartel medyası, kimliksız sermaye, kirlı bürokrat ve kirlı sıyaset- çı Türkiye'nin siyasetını tasarlama pe- şindeler. 10 yıldır gelir dağılımı bozul- muş. Bir yıl önce cumhunyet tarihinin en büyük ekonomik krizine ginlmiş. Bu yapıda, bütün bu sözünü ettığim aktör- ler görevierini yapamadıklan ve yüz- lerine gözlerine bulaştırdıklan gibi ba- şımıza da bir sürü sorun açmışlar. - Ya ekonomi? GÜLTEKİN - Her partı, biz bu prog- ramı daha iyı uygulayacağız, diye or- gerçekten çok çalışmak gerekirdi. Iş dünyası, TÜSlAD bu programla Türkiye'nin nasıl nurlu uruklara doğ- ru ilerleyeceğinı söylerken bir hafta sonra kriz patladı. Bütün medya, TV ekonomistleri programın ne kadar muh- teşem olduğunu savundular. Halk da bu- na inandı ve biz borçlandık. Program çökünce herkes kötü yakalandı. - İ)i de böyle bir ortamda insanlar ki- me inanacak? Ne kötü bir du> gu bu... GÜLTEKİN - Şımdıkı sadece yan- lış bir borç erteleme programı. Çünkü ıç borçlar, dış borçlara tahvil edilmış. Dış borçlar artmıştır, iç borçlar da dö- vıze çevrilmiştir. Krizın akabınde ge- -Peki, bütün buniaryaşandıktan son- ra nasıl olur da hâlâ biz kendimizi böy- le sorunlu bir kuruma teslim ederiz? GÜLTEKtN - Bir de şöyle bir olay ortaya çıktı: O günkü hükümet ne yaptığını bilmedi- ği için aldatılmış da denebilir. IMF'nin anlamadığı gerçek şu: Türkiye'de reel borçlann düşmediği bir ortamda reel fa- izler de düşmez. Reel faizle- rin düşmediği bir ortamda da borç yönetimi son derece zor- dur. Şu anda bizde olduğu gi- bi... Bütün bu kanşıklığın üze- rinde medyanın rolü ortaya çı- kıyor. Buna gerçekten kartel medyası diyeceğim. Çünkü yerel medyalann durumu baş- ka. Bir de medya yönetımle- riyle gerçek gazetecileri birbi- rinden ayırmak lazım. Aslın- da en zor durumda olanlar ger- çek gazetecıler. Çünkü tamamıyla bir patronun baskısı altındalar. Şu anda herhalde Türkiye'de en zor ışlerden bi- risi aydın. gazetecı olmak... Bazı arkadaşlara yazdınlmadığım, ama bazılannın da ciddi biçimde si- lahşorluk yaptığını biliyorum. -YaniTurkiye'denedenbuolaylarohı- yor diye sorduğumuz zaman nedenle- rini nasıl sıralarsınız? GÜLTEKİN - Öncehkle siyasetin yozlaşması, okumuş cehaleti ve şu an- da aydın gibı geçınenlerin Türkiye'ye karşı nasıl sorumsuz davrandıklannı görüyorum. Büyük sorumluluk da med- yaya dügüyor. 1 CEM UZAN ÎLK SIRADA Partilerin boş vaat yanşı tstanbul Haber Servisi - Seçime sayılı günler kala, partiler, özellikle kararsız seçmeni etkileyebılmek için, tutulamayacak sözler vermeyi sürdürüyoriar. Herkese 200 metrekare Hazdne arazisi vermekten, her çiftçiye traktör dağıtmaya, asgari ücreti 500 milyon liraya çıkarmaktan, il sayısım 250 yapmaya kadar yerine getirilmesi olanaksız bir sürü söz, meydanlarda çınlıyor. Seçmenin "eskhe obn tepkia" ve sazlı, sözlü, açık büfeli mitingleri sayesinde, barajı geçebileceği konuşulan Genç Parti'nin lideri Cem Uzan, tutulamayacak sözler konusunda önde gidiyor. Il sayısını bir yıl içinde 250 yapacağını, her ile bir üniversite kuracağını, okullarda ders kitaplanm bedava dağıtılacağını, gıda ve sağlık maddelerinden KDV alınmayacağmı belirtiyor. Herkese iki anahtar sözünü tutamayan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, bu kez de her köylüye bir traktör vereceğini öne sürüyor. Partisinin atası olan Demokrat Parti'nin "Her mahaOede bir müyoner yaratacağız" söylemine benzer biçimde, "Her mahaOede 100 trilyoner yaratacağız'' diyor. AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan. iktidara geldiklerinde ılk işlerinin mazot fıyatlanm yan yanya indirmek olacağım söylüyor. "Herkes, kira öder gibi ev sahibi otacak" diyen Erdoğan, 15 bin kilometre çift gidiş gelişli yol yapacaklannı ve bunlan halk yollan haline getireceklerini belirtiyor. Baraj kaygısı yaşayan ANAP da, 50 ile • GP: Ders kitaplan bedava, DYP: Bu kez her köylüye traktör diyor, AKP: Otoyol yapıyor, ANAP: Vergi almıyor, SP: Borçlan sıfırlıyor, DEHAP: F tipi vaadi, MHP: Enflasyon yüzde 5 olacak. vergisiz yatınm sözü veriyor. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ihracaün her yıl yüzde 25 büyüyecegini, özel eğitim kurumlanna 49 yülığına devlet arazisi tahsıs edileceğini, iş güvenceli meslek okullan ile işsizliğin engelleneceğini öne sürüyor. DEHAP yöneticıleri, F tipi cezaevlerinin kaldınlacağını, tüm borçlann erteleneceğini ifade ediyorlar. MHP, kişi başına düşen geüri, neredeyse 10 kat armnp, 20 bin dolar yapacağını, 4 yıl içinde enflasyonu yüzde 5'e indireceğini, 2023 yılında Türk ekonomisini, dünyada ilk 10 arasına sokacağmı söylüyor. Saadet Partisi, 6 ay içinde borçlan sıfira indireceğini, 1 yılda 110 milyar dolar kaynak yaraülacağım, 14 bin kilometre otoyol ile 2 nükleer santral yapacaklanm iddia ediyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, her yıl 1 miryon kişiye iş bulunacağını, enflasyonun tek haneli bir sayıya ineceğini anlatıyor. Liberal Demokrat Parti (LDP) Genel Başkanı, işadamı Besim Tıbuk ise tüm ülkenin fınansal serbest bölge olacağım öne sürüyor. Ürerimden vergi ahnayacaklanm, tanmdaki nüfusu yüzde yüzde 5'e indireceklerini, askeri harcamalan yan yanya kısacaklannı öne süren Tıbuk, her alanda özelleştirme sözü veriyor. ÖDP, IMF ve Dünya Bankası'na olan borçlann süineceğini, eğitim ve sağlıkta KDV'nin kaldınlacağını, asgari ücretin net 500 milyon üra olacağım beürtiyor. Kâzım Kolcuoğlu görevi devraldı tstanbul Barosu Başkanhğı'nda devir teslim töreni \ apıldL Baro başkanbğuıa seçilen Kâzım Kolcuoğlu (sağda), göre\i eski başkan Yücel Sa> mandan (solda) devTaldı. Istanbul Barosu"nda düzenknen törende konuşan Sayman, yeni yönetime başanlar diledi Yeni başkan Kolcuoğlu da çok önemli bir dönemde göreve geldiklerini belirterek, 'Görevimiz çok zor, ama aynı zamanda da onurlu" dedL (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle