23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2002 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Laiklik Saptaması Necdet Uğur, tanıdığım polıtikacılann en ilginç- lerinden biriydi. Tam bır aydın olan Necdet Bey, yaşamın her ya- nıyla ilgiliydi. Sanatı da spo' olaylannı da izlerdi. Bir gün kendisinin de ada/ olduğu bir seçim kam- panyasının ısındığı aralardakendisini Fatih ŞehirTi- yatrosu fuayesinde görünce çok şaşırmıştım. Şaş- kınlığım üzerine, - Salt politikayla sınııianrsak ayakta kalamayız. Bu da yaşamın bir parçası, /anrtını vermişti. Tek parti döneminin kaymakamı, daha sonra 6-7 Eylül olaylan sırasında. Istarbul Emnıyet Müdür Yar- dımcılığı gıbi görevlerde bu unan Necdet Uğur, so- runlann daha katılımcı, çoğücu birdemokrasiyle da- ha rahat aşılabileceğini düşünen, otoriter yöntemle- re itibar etmeyen gerçek bir sivil demokrattı. Seksenlı doksanlı yıllarda da, Türkiye'nin önemli sorunlarından biri olan iman hatip okullannın duru- munu tartışırken, - Çoğu zaman, yoksul ınsanlar orada çocuklannı bedava okutarak, onlara gelecek hazıriıyoriar. Şim- di onların yerine aynı fırsatı getirecek, Anadolu îise- leri açabıliyorsan ne âlâ, yok onu yapamadan yal- nızca kapatmayla yetiniyorsan, bu çözüm değil, de- miştı. Sonra da eklemişti: - Laikliği savunmak, salt yasakla değil, laik çö- zümler üretmekle mümkündür. Necdet Bey'den çok şe> öğrendim, birçok sözü kulağımda küpedir. ••* "Laikliği savunmak, laik çözümlerle mümkündür" sözü bunlardan biri. Çok haklıydı Necdet Bey, zaten laikliğin zorlanma- sının toplumsal nedenlerınin başta gelenlerinden br- ri de buydu. Necdet Bey artık polrtik yaşamdan çekildı. Ama Ke- mal Derviş'in bu hafta başında Radikal'de yayım- lanan söyleşisini okuyunca, onu hatırtadım. Kemal Derviş de, Neşe Düzel ile yaptığı söyleşi- de aynı gerçeğe değiniyor ve - Türkiye'de bugün tehlike yok, ama ekonomik krizi çözemezsek şeriat gelır, diyor. Kemal Bey'in görüşündeki ve ekonomik sorunla- nnı çözemeyince demokrasiyi yaşatamayıp Hrtler tu- zağına düşen Almanya örneğindekı ısabeti belirt- mek gereksiz. Gerçekten de toplumlann sorunlanna yanrt geti- remeyen, çözüm üretemeyen rejimlerin hiçbirinin ya- şaması mümkün değildir. Diktalar için olduğu kadar. demokrasiter için de ge- çeriidir bu kural. Bu yüzdendir ki, demokrasilerın yaşamalan an- cak kendilerinden öncekı dönemdetemelleri atılmış, altyapılann sağlamlıklanna bağlıdır. Altyapı ekonomik olduğu kadar, sosyal ve kültü- reldir de. Mustafa Kemal, bu gerçeği gördüğü için, eğitim konusunda daha Kutuluş Savaşı sırasında başlaya- rak, Cumhuriyet'in ılk yıllannda, attyapıyı oluşturacak reformlan yaşama geçirmiştir. ••• AmaTevhid-i Tedrisat'ın 22. yılında geçilen çok par- tili yaşam, ne yazık ki, bu konuda aynı başarıyı gös- terememiş, laikdemokratikçözümlerüretmekteya- ya kalmış, eğitim seferberliği yolunda atılan adımla- ra yenilerinin eklenmesi bir yana, bunlann bir bölü- mü de geri alınmıştır. Bugün Türkiye'nin nüfusunun ortalama eğitim sü- resi üçbuçuk yıldır. Bu durum bir rastlantı değil. Cehaletın bağında fi- lizlenen politikacı, onu neden kurutmak istesin ki?... Laikliği savunduğunu ileri sürenlerin de, laik demok- ratik çözümler ürettiklerini söylemek mümkün değil. Allahtan ki, laiklik karşıtlan da, Türkiye'nin sorun- lanna çözüm getiremıyor, hatta öbür politik kadro- lardan daha gerıde kalıyorlar. Bu olgunun en canlı ve çarpıcı ömeği, Necmet- tin Erbakan dır. Efsaneyi bütün çabalara karşın söndüren ve çö- kerten bu olmuştur. Bugün de siyasi partılerin hiçbirinin Türkiye'nin sorunlan karşısında tam donanımlı olduğunu söyle- mek mümkün değil. Ancak içlerinde öbürierine oranla ehveni şer olan- lan kendinizi zorlarsanız bulabilirsiniz. Ama görünen o ki, bunlar içinde en donanımsız- lan, Refah Partisi döneminde de çapının küçüklüğü- nü gözler önüne sermış olan kadrolann oluşturduğu AKP gibi geliyor bana. Tabii bu kişisel bir düşünce. Ama bu düşuncede olanlar, o zaman bıraz daha ileri giderek şu soruyu soramadan da edemiyorlar - Acaba, ekononomık sorunlara çözüm getireme- yeceği çok belli olan AKR salt bu niteliği dolayısıy- la, kendisi tam tersini de istese, laikliği tehdit eden tehlikenin karşısındaki en büyük güvence mi? Liderler nerede? Recep TayyipErdogan (AKP): Konya (14.00), Kanal D'de Uğur Dün- dar'ın prograraına katı- lım (22.00). Bülent Ecevit (DSP): Ankara'da. Deniz Baykal (CHP): Kanal D'de Uğur Dün- dar'm programına kau- lım (22.00). RecaiKutan(SP):Ma- latya (13.00), Sıvas (16.00). Mesut Ydmaz (ANAP): atv'de A'dan Z'ye programına katılım (16.00), HabertürkTV'de Basın Kulübü programı- nakatılım (21.00). Tansu ÇUler (DYP): Kahramanmaraş (11.00), Sıvas (13.00), Bursa(Fo- marza Meydanı-16.30) DevletBahçeti(MHP): Trabzon (13.00), Gümüş- hane (16.30). İsmaüCem(YTP):Is- parta'da halkı selamla- ma (Cuma Pazan kavşa- ğı-10.35), şehir turu ve vatandaşlarla sohbet (10.40-11.30), Burdur (Cumhuriyet Meydanı- 12.00), Alanya ilçe bi- nasının açılışı (14.00), Antalya'da( 15.30), An- talya tl Başkanlığı'nın açüışı (16.45), partililer- le dayanışma toplantısı- na katılım (Antalya Ata- türk Kapalı Spor Salo- nu-17.30), Hacıbektaş Derneği dayanışma gece- sınekaülım(19.30),''AB- TüridyeİKşkflerindeSon Durum" konulu toplan- tıya katılım (Antalya- Sheraton Oteli-20.00). Doğu Perinçek (IP): Demzli (12.30), Dinar (16.00). Ufuk Uras Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Odası Genel Başkanı AhmetÇiçekve Yönetim Kurulu'nu ziya- ret( 17.00). Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri, seçim gezilerini makam araçlanyla yapamayacaklar Seçimyasaldan başladıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 3 Kasım milletvekili seçimine ilişkin propaganda ya- saklan başladı. Bu dönemde başbakan, ba- kanlar ve millervekilleri, seçim gezilerini ma- kam araçlanyla yapamayacaklar. Seçim gezi- lerinde karşılama ve uğurlama ile temel atma törenleri yapılamayacak, resmi ziyafet verile- meyecek. 27 Ekim'den itibaren basın-yayın araçlannda siyasi parti reklamlan yapılama- yacak. Propaganda dönemi ve bu döneme ilişkin ya- saklar dün başladı. Bu süre içinde propagan- da için kullanılan el ilanlan ve her türlü kâ- ğıtlar üzerinde Türk bayrağı ve dini ibareler bulundurulamayacak. Radyo ve televizyonda yapılacak yayınlar ile diğer seçim propagan- dalarında Türkçe'den başka dil ve yazı kulla- nılamayacak. Kamu kuruluşlan, teşekkül ve müesseseler ile Bankalar Yasasfna tabi kuru- luşlara ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmet- YTP Genel Baskam Cem: Çözüm bulan başbakan olacağım • Halka tutamayacağı sözler vermediğini, YTP'nin demokrasinin ve Türkiye'yi büyütmenin tercihi olduğunu söyleyen îsmail Cem, iktidara gelmeleri halinde, ilk günden itibaren her konuda iyileştirmenin hissedileceğini savundu. Cem, yanşın henüz bitmediğini ve ipi göğüsleyenler arasmda YTP'nin de olacağını belirtti. İstanbul Haber Servisi - YTP Genel Başkanı tsmafl Cem, "Bizim başbakanhğımız, meseleye sahip çıkan, çözümünü bulan ve hayata geçiren başbakanhk olacak" dedi. YTP Avcılar tlçe Başkanlığı önünde halka seslenen Cem, insanlann seçimlerde, çocukiannı hangi genel başkana emanet edeceklerine karar vereceklerini belirterek "İnsanlar, 'Ben çocuklanmı saçma sapan petrol kokan savaşa sokacak olana mı, yoksa çocuklanma gelecek, iş yaratacak olana mı vereceğim' buna bakacaktar" diye konuştu. Halka, tutamayacağı sözler vermediğini öne süren Cem, partisinin, akhselimin, demokrasinin ve Türkiye'yi büyütmenin tercihi olduğunu, iktidara gelmeleri halinde, ilk günden itibaren her konuda iyileştirmenin hissedileceğini söyledi. Gemileri yakrp önlerine çıkan barajlan yıkarak yola çıktıklannı vurgulayan Cem. "tnsanlann iyi gününde yanında dost buhnak koiay. Siyasetin güç zamanında Yeni Türkiyeu arkadaşlar gibi yüregiyle, aklrvla omuz veren insanlan buhnak zordur" dedi. Cem, partisinin Esenler ilçesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de suni bir iktidâr ve ana muhalefet oluşturmak için demokrasi anlayışıyla bağdaşmayan bir hava yarahlmaya çalışıldığmı savunarak "tnsanınuz yukandan gelen şartJanmayla, iradeye konulan ipoteklerle değil; kendi züıniyle, gönlüyle oyunu kuDanacak" diye konuştu. Seçim öncesi yayımlanan anketlere hep ihtiyatlı yaklaştığrnı anlatan Cem, buna karşın son yayımlananlarda *tek başma iktidar olacağa" iddiasıyla yola çıkanlann, yüzde 13-14'lük bir oy potansiyeline sahip olduklannm görüldüğünü anlattı. Cem, yanşın henüz bitmediğini ve bu yanşta ipi göğüsleyenler arasmda YTP'nin de olacağını vurguladı. Cem, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğhı'nun. AKP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açmasına ilişkin olarak "Mesetenin hukuki yönnne bJçbir şey söykyemem. Bizira yakkşınumız sryasette herkesin özgür ohnasıdır. Hâkhnler bir yerde ellerindeki kanun neyse ona göre karar verirter" dedi. • Propaganda dönemi ve bu döneme ilişkin yasaklar başladı. Hükümet üyelerinin seçim gezilerinde 3 Kasım'a kadar olan süreçte karşılama ve uğurlama ile temel atma törenleri yapılamayacak, resmi ziyafet verilemeyecek. 27 Ekim'den itibaren de basın-yayın araçlannda siyasi parti reklamlan yapılamayacak. ler nedeniyle törenler düzenlemek, demeçler vermek ve bunlar hakkında her türlü vasıta ile yayınyapmakyasaklandı. 3 Kasım'akadar baş- bakan ve bakanlarla milletvekilleri yurtiçin- deki yapacaklan seçim propagandası ile ilgi- H gezileri makam otomobiîleri ve resmi hiz- mete tahsis edilen araçlarla yapamayacaklar. Bu araçlarla yapacaklan geziîerde protokol gereği olan karşılama ve uğurlamalarla, tören- ler yapılamayacak ve resmi ziyafet verileme- yecek. Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve adaylann seçim propagandası ile ilgili olarak yapacaklan gezilerine hiçbir memur katıla- mayacak. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 27 Ekim Pa- zar gününden itibaren oy verme gününden ön- cekigünsaat 18.00'e kadar yazılı basın ilerad- yo ve televizyonlann yayınlannda uymalan ge- reken kurallan da belirledi. YSK'nin karan- na göre bu dönemde, özel radyo ve televizyon kuruluşlan TRT'de yayımlanacak siyasi par- ti konuşmalannı, bütün konuşmalan tümüy- le vennek koşuluyla aynı gün ve saatte yayım- layabilecekler. Bu kuruluşlar, TRT'de yayım- lanacak konuşmalar dışında siyasi parti pro- paganda konuşmalannı yayımlayamayacak- lan gibi propagandaya ilişkm herhangi bir ya- yın da yapamayacaklar. Yazılı, sözlü ve gör- sel basm, siyasi birpartinın lehinde veya aley- hinde veya yurttaşlann oyunu etkileyebilecek yayınlar yapamayacak, siyasi reklam yayım- İayamayacaklar. Kamuoyu araştırmalan, anketler, tahmin- ler, bilgi iletişim telefonlan yoluyla mini re- ferandum gibi adlarla yayınlar yapılamaya- cak. Bu dönemde, siyasi partilerin propagan- da çahşmalan, mitingleri ve her türlü etkin- likleri yamızca siyasi bir partinin propagan- dasına yönelik ourıamak, bütün siyasi parti- lerin katılımına açık olmak koşuluyla yorum yapılmaksızın haber olarak yayımlanabilecek. Radyo ve televizyonlarda oy verme günün- den önceki son 7 günlük sürede yine yalnız- ca bir siyasi partinin propagandasına yönelik olmamak, seçime katılan bütün siyasi parti- lerin katılımına açık olmak koşuluyla açıko- turum ve benzeri tartışma programlan yapı- labilecek. Bu tür yayınlarda, radyo ve televiz- yon kuruluşlanrun tarafsızlık, adalet ilkesine uygun bir tutum içinde olmalan gerekecek. tĞIVELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN ÖDP LtDERl UFUK URAS: Partîler borç ödeme yarışında KOCAELİ (Cumhuriyet) - Özgürlük ve Daya- nışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Ufuk Uras, AKP ve CHP'ye yüİdenerek "CHP'ye verilecek her oj AK Parti'yeverflmiş olacaktir. Çünkü bun- tar koatisyon olarak borç ekonomisini uygulaya- cakhnhr" dedi. Uras, partisinin il örgütünde yaptığı basın top- lantısında, kayıtsız şartsız demokrasi ve banş is- tediklerini ifade ederek "Bizülkenin,ABD'ninuçak gemisi veya sıçrama tahtası ohnasma'hayır' dtyo- ruz, ABD'nin askeri ohnayacağız n diye konuştu. Hükümetin üretim yerine borç ekonomisiyle ül- keyi yönettiğini behrten Uras, ülke gehrlerinin yüz- de 23'ünün de borç faizlerine gittiğini vurguladı. Tüm partilerin IMF'ye olan borçlan ödeme ya- nşında olduğunu ifade eden Uras, "Bunu yapa- bibnekiçin daha fazla borçiamp ülke>i batağa sö- rüklûyoıiar. 57. Hükümet'İD üîas eden progranu CHP ve AK Parti üe devam ettirilmek isteniyor" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal a \iikle- nen Uras, şunlan söyledi: "Ansiklopediye bakm, faazip kefimesinin anlamı açıklanırken Baykal ör- nekolarak gösterilir. CHP'ye verilecek her oy AK Parti'ye verilmiş olacaktir. Çünkü, bunlar koaüs- yon olarak borç ekonomisini m'gulayacaklardır." İP GENEL BAŞKANI PERlNÇEK: Amerîka'nın oyunu bozuldu ÖZCANÖZGÜR MUĞLA-Işçi Partisi (tP) Genel Başkanı Do- ğu Perinçek, Muğla'daki mitingde Amerika'nın oyununun bozulduğunu belirterek "ABD, Orta- doğu'ya gelemhor. Askeri müdahalesini yapanu- yor. ABD'nin Örtadoğu poMtikasma bağh CHP- ÂKP cumhuriyeti de suya düştü. CHP barajm al- ünda kakh, AKP kapaölryor" dedi. Perinçek, Muğla'da daha önce ÇüTer, Uzan ve Erbakan'ı ağırlayan alanda yaklaşık bin ldşiye ses- lendi. Perinçek, "tPgeüyor.MiBihükünıetgeliyor. 4 Kasun'da tP Mecüs'te. Panik içindeler, kaçacak yer am'orlar. Türkiye'de EVIF'nin istikrar prog- ranu değil, İP'nin mİDi programı; işçinia esnafin, köylünün, miIB sanavicinin, miBetin programı uy- gulanacak" diye konuştu. ABD'nin Örtadoğu programınınfiyaskoile so- nuçlandığmı kaydeden Perinçek, ABD'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve mazlum ülkelerin dire- nişi karşısında Irak'a gelemediğini söyledi. Ko- nuşmasında AKP lideri Recep Tayyip Erdogan'ı eleştiren Perinçek, "Erdogan o hale düştü ki, Ha- seld Hastanesi'nden mahkemeden kaçmak için rapor ahyor. Sahte rapor alana devlet emanet edi- ür mi?* diye konuştu. Mesut Yılmaz: AKP ile CHP elmanın iki yansıgibi TEKtRDAĞ (Cumhuriyet) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Ydmaz, seçim günü yaklaştıkça kamuoyu anketlerinde en yüksek oy oranına sahip olarak görünen AKP ile CHP'ye daha çok yüklenmeye başladı. Mesut Yılmaz, "Ikisi bir elmanın ild yansı gibL Biri istismarcıdır, birisi yasakçıdır. Al birini, vur ötekme" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, partisince Tekirdağ'm Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlenen miting sırasında meydandaki kalabalığın "V"ur vur inlesin, Recep Tayyip dinlesin" sloganlan üzerine u Bu meydana daha önceki üç seçimde de getdim, Ancak bu kez 1999,1995,1991 seçimlerinden daha iyi görünüyor. \'a benim gözlerim yanlış görüyor, ya bu anketler yalan söylüyor" diye konuştu. Konuşmasında AKP'ye yüklenen Mesut Yılmaz, "Dün tzmir'de, bugün Tekirdağ'da gördüm kt bu şişirme ampullerin 10 günlük ömrü kaldı" dedi. Türkiye'nin AB üyeliği konusuna da değinen Mesut Yılmaz, şunlan söyledi. "Bu meydandan söz veriyorum; AB bayrağını onlar devrahp mücadeleyi bizim bıraktığunız yerden devam etririrlerse, sonuna kadar destek ohıruz. Ama meydan me> dan dolaşıp, kendi kendine gelin güvey olup, her gün hükümet kurup, hükümet yıkan, seçim yapdmadan milletin oyunu çantada keklik gören AK Parti'ye ve CHP'ye bakügımız zaman aradığınuz saminmeti bulamıyoruz, Her şeyden önce bunlann kadrolan bizi tereddüte sevk ediyor. Her ne kadar siyaseten ters düşseler de, ekonomi ve AB'ye bakışlannda birçok karanhk nokta var. AKP ve CHP bir elmanın ild yansı gibidir. Biri istismarcıdır, birisi yasakçıdır. Al birini, vur öteküıe." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr Yargının siyasallaşması üzerine çok şeyler söylenip yazılıyor. Yargının si- yasallaşmasının zarariı olduğu söy- leniyor. Bunun bir başka boyutu ise siyasetin yargıya müdahaie etmesi- dir. AKP'nin kapatılması amacıyla açı- lan yeni davayı, bu tartışmalar için- de değerlendirirsek nasıl bir sonuca varabiliriz? Türkiye, bir siyasi partiler mezarlı- ğı olarak dünyada ün yaptı. Ne ka- dar parti kapatıldığını saymakla biti- remeyiz. Partileri Anayasa Mahke- mesi kapatıyor. Özellikle 12 Eylül as- keri darbesi sonrası Anayasa Mah- kemeleri neredeyse mesailerinin önemli bir bölümünü parti kapatma davalarına ayırdılar. Kapatılan parti- lerin birçoğunda iki temel gerekçe- den söz ediiebilir. Şariat ve bölücü- lük. Şeriat ve bölücülük, en temel iki teh- like olarak Milli Güvenlik Kurulu top- lantılannda neredeyse son 15 yıldır sü- rekli vurgulanır. Böyle bir tehlike sap- taması öne çıkarılınca, mahkemeler ve yargıçlar da hukuku bu temel sap- Neden Erken Seçim îstemişlerdi? tama doğrultusunda yorumlamayı alışkanlık haline getirdiler. Zaman za- man bu yorumlar bazı "militan" hu- kukçulann elinde aşın siyasi göste- rilere bile dönüşebildi. • • • Yargı ve bürokraside oluşan militan- lık, Meclis'teki siyasi parti yönetim- lerini de kendilerini savunacak ön- lemleralmayasevketti. "Odak oluş- turmak" gerekçesi, bu nedenle par- ti kapatmalarda aranması gereken bir koşul haline getirildi. Tayyip Er- doğan'ın parti genel başkanlığından ayrılmaması üzerine açılan kapatma davasını bu süreç içinde değeriendir- mek gerek. Erdogan, birkonuşması yüzünden aldığı ceza nedeniyle milletvekili ada- yı olamadı. Bu konu bileyargıdafark- lı yorumlara neden oldu. Bir mahke- me, milletvekili olmasının önünde bır engel görmezken Yargıtay Başsavcı- sı, tersi yönde girişimlerde bulundu. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, böyle bir engel bulunmadığını söylerken ve Meclis'te yapılan deği- şikliğin bunu amaçladığını vurgular- ken, Yüksek Seçim Kurulu tersi yön- de karar verdi. Bütün bu süreçlerde görüldü ki, si- yasi tercihler hukuki yorumlan büyük ölçüde etkiliyor. "Şeriat tehlikesi" çe- şitli çevrelerde, farklı boyutlarda yo- rumlanıp değeriendiriliyor. Bu konu- da hukukun zorlandığı da bir gerçek. ••• AKP'nin, bu seçimlerde en çok oyu alacak parti olacağı, çok uzun za- mandır biliniyordu. Kamuoyu yokla- maları bir yıldır AKP'yi en hızlı büyü- yen parti olarak gösteriyordu. Paldır küldür gidilen bu seçimlerde yuzde 10'luk baraj dururken AKP'nin tek başına iktidara gelme şansı bulaca- ğını da hemen herkes biliyordu. Hafızam beni Meclis'in açıldığı 1 Ekim tarihine götürüyor. O gün, er- ken seçimin kabulü. Meclis için bir "onur sınavı" olarak gazete manşet- lerine yansımıştı. Oylama sanki bir onur savaşı olarak değerlendirilmiş- ti. Ülkenin önde gelen kuvvetleri, medyanın önde gelen ısimleri, erken seçımi "olmazsa olmaz" bır koşul olarak gördüklerini belirtmişler, se- çimlerin ertelenmesinin "tehlikeliso- nuçlar doğrucağı" saptamalarında bulunmuşlardı. Bunu o zaman da an- lamamıştım. ••• AKP, tek başına iktidara geliyor en- dişesi mi, yeni yenı girişimleri doğu- ruyor? O zaman, neden hep birlikte erken seçim istemişlerdi? Inanın an- lamakta güçlük çekıyorum. Bu anlam- sız seçime Türkiye'yi sürükleyenler, şimdi de bu sonuçların ortaya çıka- racağı tablonun korkusuyla başka yolları mı deniyorlar? Erken seçimi en çok isteyenlerden birisi de Tayyip Erdogan ve AKP'lıler- di. Çünkü ortaya çıkacak tabloyu bi- liyorlardı. Peki şimdi telaşlananlar, o zaman neden erken seçim istemiş- lerdi? Gerçekten uzun zamandır bu sorunun cevabını bulmaya çahşıyo- rum. Bir komplo mantığı içinde dü- şünüyorum ve şu soruyu kendi ken- dime soruyorum: Acaba ABD, Kuzey Irak'a yapacağı saldın sırasında "ılım- lı Islamcı" birpartiyi mi tercih ediyor- du? AKP için açılan kapatma davası, sonuç olarak hukuki bir süreç içinde yoluna devam edecek. Bu davanın se- çimlerden önce bitmesi mümkün de- ğil. Seçimlerden sonra ıse parti ka- patılsa bile AKP'lilerin mılletvekillik- leri sürecek. O zaman yeni bir parti kurulacak ve aslında çok da bır şey değişmeyecek. Türkiye, huzur içinde yaşayabıle- ceğimiz ülke haline ne zaman gele- cek? Sürekli tehdit edilen ve süreklı "kurtarılan" bir ülke olmaktan çıkıp, sosyal bir hukuk devletine ne zaman dönüşecek?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle