Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 20 EKİM 2002 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Talabani hâlâ ayn masalı söylüyor.
Irak'ın bölünmesne karşı olduklannı, birleşikde-
mokrat bir Irak istecıklerini, hedeflerinin "bağımsız
bir Kürt devleti kurra olmadığını", hatta bölünmüş
Irak'ı bütünleştirme/i amaç edindiklerini yineleyip
duruyor.
OysaAnkara,TalaDani'ninyalancı,nedenliikiyüz-
lü bir aşiret reisi olcuğunu yeterince biliyor.
Kuzey Irak kargaşasının egemen olduğu son gün-
lerdeTalabani'nin gjvence niyetine söyledikleri, bı-
rakın heyecan uyanjırmayı, başkentte hafif bir rüz-
gâr bile estirmiyor.
Son TV konuşması belki, ama belki yenilik geti-
rir mi acaba diye izeniyor ve sonra... tozlansın di-
ye dosyalanıp bir kenara bırakılıyor.
• • •
Hemen arkasından ekrana çıkan Barzani; önce-
leri gerçek niyetlerirı açığa vurmamaya özen gös-
teren bir portre çızi\or.
Bağımsızlık ilanrıı içeren sorularla başlayan
TV'deki görüşmenh hemen başlarında adeta bir
başka Barzani!
Meclis toplamış, hatta resmen açıklayamadığı
devletin bayrağı, parası, hertürlü altyapısı tamam.
Bağımsızlık mı gerçek niyet?
Barzani'nın biryüzü konuşuyor: Bağımsız devlet
mi? "Gerçekten vehrn ve endişe, Irak devletinden
aynlmak gibi bir niyetteri yok." Federal bir yapı öz-
lüyor ve istıyorlar Irak'ta.
Fakat, gerçeği gizlemeye çalışan kimi söylemle-
ri dikkat çekiyor. "Neredeyaşadığımızı biliyonız"di-
yor: "Hareketimizin /e görüşlerimizin nereye gide-
ceğini de.."
Hemen yine güvence veriyor: "Kürt meselesini I-
rak sınırian içinde çözmek istiyoruz. ötesi vehimdir."
Fakat bu üstü örtülü sö'zler, bir anda tersyüz olu-
yor.
Barzani'nin öteki, gerçek niyetini, amacını yansı-
tan yüzü konuşuyor
Maskenin altındaki gerçek yüzü birden ortaya çı-
karan bir isim. Baba Molla Mustafa Barzani'nin
ABD'de VValter Reed Askeri Hastanesi'nde ölünce-
ye dek peşinde koştuğu, ABD desteğindeki "ide-
al."
Oğul Barzani'nin adeta zembereği boşalıyor.
Ses. dikleşiyor; "çok açık söylemek gerekirse" di-
ye başlıyor açıklamaya: "Babam bağımsızlık için
hayatını harcadı. Bağımsızlık bizim de hakkımız. A-
ma bugün gücümüzyok. Her şey istenilen zaman-
da olmuyor. Uluslararası şartlarne zaman elverir, iş-
te o zaman elbette..."
Bugünün koşullan Irak'ın bütünlüğü içinde fede-
ratrf bir yapıya izin veriyor. Ama Barzani açıklıyor ki,
bu geçici, zaman kazandıran, bağımsızlığa ilkfırsat-
ta geçmeyi sağlayacak olan bir aşama.
Türkiye'den ve "askeri gücünden korkmayan"
Barzani, ekranlardacanlı canlı bağımsızlık havasın-
da konuştuktan sonra; önceki gün geç saatlerde;
"topraklanm" dediğı, Türk askerinin yakında çık-
masını isteyeceğini ılan ettiği Kuzey Irak toprakla-
nna giren Türk tanklanndan dalga dalga yükselen
palet seslerini duymuştur heıtıalde!
•••
Ikinci maske indi aşağıya: Günlerdir, aylardır ya-
lan söyledi. Geliştim, değiştim, dedi. Bu palavrayı
yutan yuttu. Takıyyeden sabıkalı olanları tanıyanlar;
minareleri süngüye, kubbeleri miğfere benzetenle-
rin siyasal simgeye dönüşturdükleri türban konu-
sundaki palavralanna inanmadı.
SP türbanla oy avcılığında mesafe alınca; RTE
"eğitim özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracakla-
nnı" söyledi. Ama gerçek niyeti açıklamayı kan kır-
mızı siyasal Islamcı Bülent Annç'a bıraktı, o da:
"Türbanı çözmek namus borcumuzdur, sonuna ka-
dar gideceğiz" dedi.
Gerçek surat; cumhuriyetin temel ilkesi laikliğe
karşı "sonuna kadarsavaşmaya"azmetmiş, sözüm
ona değişmiş, gelişmiş güleryüzlü maskenin altın-
daki surat gözler önüne serildi.
Değişmişlik, gelişmişlik; gerçek niyeti bir iki ay
saklamakmış meğer.
Bu surat genç yaştaki Erbakan suratı.
ABD'de savaşa karşıtlıkyükseldi• Baştarafi 1. Sayfada
bir dürtû olmadıkça savaşa
koşmak, müttefikleri uzaklaş-
tınr, dış politikayı tehlikeli yola
sokar." Bush'un partisüıin için-
deki muhalefet de yok olmadı.
"Güvercinler"in başını dışiş-
lerine bakan Devlet Sekreteri Co-
lin PovveU çekiyor. Ancak, karşı
grupta Savunma Sekreteri D.
Rumsfeld'in istediği oldukça,
ilerde başkanlık için de adı geç-
miş olan PowelTın yıldızı söne-
cek. Esld bakanlardan L. Eagle-
burger, eski güvenlik danışmanı
B. Scowcroft, Meclis çoğunluk
lideri Cumhuriyetçi D.Armey ve
Devlet SekreterYardımcısı R.Ar-
mitage savaşa karşılar.
Milletvekili Barbara Lea'ye
göre, "ABD müdahalesi ulusla-
rarası hukuka, BM'ye ve ülke
çıkarlanna aykmdır." Birkaç
gün Önce Irak'tan gelmiş olan
milletvekıli D. Bonier "Bush'un
iddialanna katılmıyorunT de-
di. Senatör Byrd, "Savaş ilan
haklanı, Beyaz Saray'a bırak-
makla anayasayı çiğnedikleri-
ni" söyledi" Milletvekili C. We-
ek: "Başkan'ı sınırsız güçle do-
natıyoruz. Saddam Amerika
için yakın bir tehlike değil. Sa-
vaş için yeterli kanıt yok. Başka-
lanna saldırma hakkını kendi-
mizde göremeyiz." Milletvekili
P. Stork: "Başkao yabancı bir
devlete saldınya hazırlanıyor.
Aldatıcı bir yurtseverlik göste-
risinde. Aslında, kısa süreli bir
siyasal çıkar peşinde." Vietnam
gazilerinden milletvekili L. Bos-
well uzun ve etkili konuşmasında
bu savaşı Amerikan halkının des-
teklemediğini belirtti.
Amerikan halkı da bölünmüş
n kom$u ülkelerinden gelen mlltetvekllleri blrllk çağrısı yaptı
Kacbnlar kalıcı banş istedi
HİLAL KÖSE
Marmara Grubu Vakfi tnsan Haklan Platfor-
mu'nun düzenledıği, "Türkiye ve Komşulan
Kadın Parlamenterler Banş ve tşbirliği Kon-
feransı"nın son gününde çeşiüi ülkelerde bir ara-
ya gelen kadın milletvekilleri dünya için kalıcı
"banş" istediler.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük binasında ger-
çekleştirilen konferansta konuşan Amasya Mil-
letvekili Gönül Saray, "Çok stratejik bir ülke-
dejiz. Ajnca komşu ülkelerdeki savaşlan gör-
mezden gelemeyiz" dedi. Kadınlann kendileri-
ne güvenerek oıiak eylem planında birleşmeleri
gerektiğini \r
urgulayan Saray, "Dünyanın dikka-
tini problemli bölgelere çekebiliriz. Bölgemiz-
de savaş, kan ve acı var. Banşa aç olduğumuzu
gösterelim" diye konuştu. Romanya milletveki-
li Vîorica Afrasinei de, savaşlarda yaşamını yiti-
ren insanlann yüzde 90'ını sivillerin oluşturduğu-
nu belirtti. Romanya Parlamentosu'ndaki kadın-
lann dünya için yeni banş modelleri konusunda
tartjşhğım ifade edenAfrasinei, "Tecavüz, cinsel
taciz gibi işkenceleri en çok kadınlar yaşıyor.
Bu nedenle kadınlar yaratıcı banş stratejiieri-
ni ortaya koymalılar" diye konuştu.
Azerbaycan Kadın Sorunlan Uzerine Devlet
Bakanı Zehra Guliyeva da, dünyanın, bütün in-
sanlann tek vatanı olduğunu söyleyerek "Bütün
kadınlar birleşmek zorunda" dedi.
Filistin Sosyal Güvenlik Bakanı Intisar ElWa-
zir ise Filistin'deki çatışmalann sona ermesini is-
tediklerini söyleyerek "BM'ye çağnda bulunu-
yorum. Bölgemizdeki çatışmalann sona erdi-
ribnesi için aktif rol oynasın" dedi. VVazır, ülke-
lerin kalkınmalannm tek yolunun banş olduğunu
dile getirdi. Marmara Grubu Vakfi tnsan Haklan
Platformu Başkanı Müjgan Suver ise kadınlann
siyasette etkin olmalannı desteklemek üzere "ka-
dın politika grubu" oluşturacaklannı belirtti.
durumda. Gösteriler medyaya
yansıdığından daha büyük. Orne-
ğin, benim de yakından izlediğim
bir New York gösterisinde pan-
kartlardaşunlaryazılıydı: "Bush
gangster takımı durdurulma-
b... Irak'ta yığınsal cinayete
karşıyız... Savaşın sonu yok...
Petrol ve oy için kan akıtmaya-
lım... Rejim değişikliği Ameri-
ka'da başlasın..."
VVashington'da savaş
karşıtı gösteri hazırlığı
26 Ekim'de başkent VVashing-
ton'da tüm Amerika 'dan akıp ge-
lecek çok sayıda insanlarla büyük
bir gösteri yer alacak. Amerikan
halkının gitgide büyüyen kesimi
savaş değil, iş, ücret, konut, eği-
tim, sağlık hizmeti istiyor. Was-
hington Post gazetesınden M.
Getler'in dediği gibi, Amerikan
medyası şimdi yönetimden fark-
lı düşünenlere daha fazla yer ver-
mek zorunda kalıyor. "Medyada
Yansızlık ve GerçekçiAnlatun"
adlı bir baskı grubu, yerli basını
daha sorumlu harekete davet etti.
Eisenhower Enstitüsü yöneticisi
ve eski başkanın torunu Susan
Eisenhower'in değerlendirmesi
şöyle: "Vîetnam'dan bir şey öğ-
rendikse, dışanya asker yolla-
mak için, önceAmerikan halkı-
nın desteği şart!"
Amerika'nın kurucu babalann-
dan B. Franklin'ın 1759'daki şu
sözünü anımsatalım: "Güvenlik
diyerek özgürlüğü feda edenler
her ikisini de hak etmezler."
Eski başkanlardan Eisenhower
de 1961 'de demişti ki: " Yönetim
organlannda askeri- endüstrel
karmasının gereksiz etkisine
karşı dikkatli olmalıyız. Bu bir-
likteliğin özgûrlüklerimizi ya
da demokratik süreci tehlikeye
atmasına hiç izin venneyelim.''
Bush'un ülkesini bugün getirdiği
nokta bunun tam karşıt yönünde.
ZübeydeHanm
Parhaçddı
Büvükçekmece
Belediyesi,
kullanılmayan bir arsav ı,
bina yapımından
kurtararak çocuklar için
park yaptı. Belediye
Başkanı Dr. Hasan
Akgün. Büyükçekmece
halkının çok istediği
çocuk parkının, belediye
meclisi karanyla
yapılmak istendiğini
belirterek "Tapusunu
almamıza rağmen bu
parkı yapmak için bizi 7
yıl nğraştırdüar. Fakat
sonunda parkı açtık ve
ismini de hepimizin
annesi olan Zübe\de
Hanım koyduk" dedi.
(Fotöğraf: EBRU
ERDOĞAN)
AL GÖZÜ1VI SEYREYLE/IŞIL ÖZGENTÜRK
Bir Kaçak Zaman
B Baştarafi Arka Sayfada
cek, haritalaryeniden çizilecek ve ben ilk
kez ülkem konusunda bu denli korkuya
kapıhyorum. Neyse ki Metin Hoca bizi
yatıştınyor: "Sonunda her zaman ol-
duğu gibi Türkiye kazanacak!" O za-
man iyi, o zaman ben de şenligin en ce-
sur dinozor kadrosunun anlattığı şaşırtı-
cı derecede genç, gerçek hayat hikâyele-
rini sizlere anlatabilirim. O kadar çok ki,
bu ne zenginlik ey hayat!
Vecihi Timuroğlu söze başladı mı su-
sup dinleyeceksin. Bu çok gezmiş, çok
dolaşmış halk filozofu her zaman heybe-
sinde düzinelerce hikâye saklıyor, birini
çıkarsanıza hocam.
"Efendim, cumhuriyet olmuş, soya-
dı kanunu çıkarüıyor, her aüe bir so-
yadı alacak. Şimdi bakın köylülerin so-
yu olmaz. soy-sop şehirliler için söz ko-
nusudur. Köylüler şaşkın, ne yapacak-
lar? Tek çare nüfus memurunun ver-
diği soyadını kabul edeceksin. Nüfus
memurları da şaşkın, neye göre soyadı
verecekler? Bu arada, bana iyi bir so-
yadı versin diye, nüfus memuruna Al-
lah ne verdiyse bir topak yağ. bir kap
süt rüşvet veren verene. Nüfus memur-
ları sonunda işin kolayını buluvorlar. O
sabah gözlerine ilk çarpan şeyden baş-
lıyorlar. Örneğin adam bahçeye çıkı-
yor, gözü yan tarafta duran kabakJara
takıhyor ve anında o gün soyadı alacak
köylülerin kaderi belirleniyor. Özka-
bak, Sukabağı, Balkabağı, bu böyle
uzayıp gidiyor. Nüfus memuru öğlen
yemek yiyor, masada kıpkırmızı bir
karpuz dilimi. O gün öğleden sonraki
ailelerin de kaderi belli. Karpuz, Öz-
karpuz, Yatıkkarpuz. Artık iş öyle bir
hale geliyor ki. sayılar verilmeye baş-
lanıyor. Hatta çeşitli cinsel davranışla-
rı akla getiren sayılar bile veriliyor.
Çevrenize bir de bu gözle bakın!"
Vecihi Timuroğlu iyi ki. bu bilgiyi ver-
di. Çünkü özellikle imza günlerinde "Biz
Türklerin soyadları neden bu kadar
garip?" diye düşünüp dururdum. Neyse
bu sorunun da yanıtı verildi. Eyvah yerim
kaldı mı, çünkü Çetin Yetkin'in anlattı-
ğı o inanılmaz aynntılarla dolu, o hüzün-
lü öyküyü anlatmadan Kaş Denizi'ne gir-
mek istemiyonım.
Efendim, günler 12 Eylül sonrası gün-
ler. Hocanın davasını aldığı gençlerden
biri cezaevinde evlenecek. Gün geliyor,
cezaevi komutanı albay kendi odasını bir
nikâh salonu gibi süslüyor. Az sonra kız-
la oglan ve her iki tarafin aileleri odaya
geliyor. hocatanık. Önce nikâh kıyılıyor,
ardından limonata, kuru pasta ikramı. Bu
arada albay. arkasında duran astsubaya
"Gençleri, yan taraftaki küçük, boş
odaya götûr" diye emir veriyor. Ve Çe-
tin Hoca'yla sohbetine devam ediyor.
Astsubay gençleri yan odaya götürüyor
ve kapıyı usulca kapatıp. yeniden hocay-
la albayın arkasuıdaki yerine geçiyor. Yan
odanın kapısuıuı büyük odadan görüldü-
ğünü özellikle belirtmeliyim.
Çetin Hoca'yla albayın sohbeti, bir sa-
at kadar sürüyor. Albay bir ara arkasında
duran astsubaya yeniden emir veriyor.
"Git çocuklan getir." Bunun üstüne ast-
subay ayaklannın ucuna basarak yan oda-
nın kapısını yaklaşıyor ve usulca \ozruyor.
Içerden ses gehniyor, o zaman astsubay
gene ayaklannın ucuna basarak kapıdan
uzaklaşıyor ve büyük odaya geçiyor, ba-
caklan birleştirip albaya "Âlbayını vakit
daha dolmamış" diyor. Hep birlikte ye-
niden bekliyorlar.
Çetin Hoca bu hikâyeyi anlatırken be-
nim aklıma bir film geliyor. Sovyetler'in
Ahnan belgelerinden yaptığı "Sıradan
Faşizm" fılmi. Bu fılmin bir yerinde Al-
manlar bü>ük. dev bir stadyumda meşa-
lelerle gamalı haç yaparlar. Haç o kadar
düzgün çizilir ki, tek bir aykın çizgi gö-
rülmez. Aynı şeyi Italyanlar yapmaya kal-
kar, beceremezler, gamalı haç gülünçle-
şir. Ağzı burnu bir yana gider. Bu göriin-
tuler beni çok düşündürmüştü, ulusların
karakterleri ve ideolojiler. Ben bizim de
îtalyanlara benzediğimizi hissediyorum.
Bizde de her zaman aykın çizgiler olacak.
Bu nedenle ülke savaşın eşiğinde bile
sürprizlere açık. Bu yüzden Kaş'ta olmak
güzel!
seyreyieisil@yahoo.com
Aria- Ericsson işbirliği
Güney de artık
kapsama alanında
Ekonomi Servisi - Aria, Ericsson'la yaptığı işbir-
liğiyle güney sahillerindeki kapsama alanım ta-
mainladı. Kurulduğu günden bu yana Ericsson'la
işbirliği içinde olan Aria, geçen temmuz ayında
imzalanan yeni anlaşmaya göre, 300 RBS (radyo
baz istasyonu) kuruluşunu tamamladı. Işbirlikleri-
nin yarattığı sinerjiyi paylaşmak için Bodrum'a bir
basın gezisi düzenleyen Aria Genel Müdürü Gi-
useppe Farina ve Ericsson Türkiye Aria Bölü-
mü'nden sorumlu Genel MüdürYardımcısı Stefa-
no Celsini, Türkiye'deki yatınmlanndan memnun
olduklannı ve sürdüreceklerini beUrttiler. Farina,
"Aria, 3 yıl içinde tamamlaması gereken yü-
kümlülüğünü sadece bir vılda tamamladı. tna-
nıyorum ki yaptıklanmız, Türk GSM sektörün-
de ana oyunculardan biri olmak yönündeki ka-
rarlılığımızın açık bir göstergesidir" dedi. Cel-
sini ise "Aria ve Ericsson işbirliği 2000 yılında
Tetekom Italia Mobile ve tş Bankası ortaklığı-
nın kurulmasıyla başladı. Biz Türkiye'nin ilk
GSM 1800 operatörü Aria ile işbirliği yapmak-
tan gurur duyuyoruz" diye konuştu.
AKP ve SP türbana sanldı• Baştarafi 1. Sayfada
kafanın içi yeşil, bize kırmızı la-
zım diye... Böylece ilmin yolunu
kesiyorlar. Türkiye'de eğitim öz-
gürlüğünü biz getireceğiz. tlmin
önünü kesenlerin önünü keserler.
Türban sorununu bana sorma-
yın, ben bunu ailemde yaşıyorum.
Bu lafla olmaz, uygulamayla olur.
Din istismarını engelleyeceğiz di-
ye inancım yaşamak isteyenlerin
önüne duranlann önünde de biz
duracağız."
Erdoğan, diğer taraftan devlet or-
ganlanyla çatışmamak amacıyla
"taktik ve stratejik" bazı kararlar
alabileceklerini de açıkça dile getir-
di. Erdoğan, geçen hafta katıldığı
televizyon programında başbakan
adayı olarak eşi türbansız birini gös-
terip göstermeyecekleriyle ilgili so-
ruya "Stratejik ve taktik olarak
bazı kararlar alabiliriz, ama bu-
na gazeteler değil, partimiz karar
verecek" yanıtını vermişti. AKP
yönetimi, türbanla ilgili en net me-
sajmı da geçen seçimde MHP'nin
yüzde 26, AKP'nin yüzde 23 oy al-
dığı Kahramanmaraş'ta verdi. AKP
Grup Başkam Bülent Annç bu ko-
nuda sert bir üslubu yeğleyerek şun-
lan söyledi: "Başını örtenlerin ba-
şını zorla açmak gibi bir cinayeti
hiçbir zaman tas\ip etmiyoruz. 3
Kasım inanç özgüriüğünün sağla-
nacağı ve kelepçelerin çözülüp ta-
rihin çöplüğüne atılacağı gündür.
Namus günüdür. Kızlarımıza zu-
lüm yapılıyor. Bu sorunu çözmek
namus borcumuzdur. Bu yolda
sonuna kadar gideceğiz. Satanist
gençler nasıl okuyorsa, bu öğren-
ciler de okumahdır."
Erdoğan da Gaziantep'te miting
alanında, "Türban neolacak?"di-
ye soran partüiye, "Eğitinün önün-
deki engelleri kaldıracağız, öz-
gürlükler ülkesi haline geleceğiz.
Sabredin" diyerek bu konudaki he-
deflerini 3 Kasun'dan sonra ortaya
koyacaklannın işaretini verdi. Par-
tinin söylem değişikliğine gelen
tepkiler uzerine AKP Genel Başkan
Yardnncısı Abdullah Gül dün ga-
zetecilerin sorularmı yanıtladı. Gül,
"AB kriterierini uygulayacağız.
Avrupa standartlarında bir de-
mokrasi gelince bütün bu prob-
lemlerin hepsi zaten çözüm bula-
cak. Bireysel tarihte insanlan ser-
best bırakalım. Hiçbir zoriama,
hiçbir açıdan künse için söz konu-
su olmasın" diye konuştu.
Gözler Başsavcı
Kanadoğlu 'nda
ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - AKP Genel
Sekreterliği, Anayasa Mahkemesi'nin "ihtar"
karan dogrultusunda Recep Tayyip Erdoğan'm
"kurucu üyelikten" istifa dilekçesini dün işle-
me koydu. AKP Genel Sekreteri Ertuğrul Yal-
çınbayır, "Sayın Erdoğan'm istifası kurucu-
lar defterine işlendi. Ancak genel başkanlığı
kesintisiz devam ediyor. Genel başkanlıktan
aynlması söz konusu değil" açıklamasını yap-
tı. Siyasi yasağı nedeniyle üyelik koşullarmı ta-
şmıayan Erdoğan'm genel başkanlığı sürdürme-
si karşısında gözler yeniden Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcılığı'na çevrildi. Erdoğan'm kaydı-
nm kurucular defterinden silindiğine ilişkin yazı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelecek
hafta bildirilecek. AKP Genel Sekreterliği'nin
bildiriminin ardından Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nın tavn beklenecek. Başsavcı, yüksek
mahkeme karannın gereğinin yerine getirildiği-
ni veya getiriünediğini saptayarak yeni bir giri-
şimde bulunup bulunmayacağım gösterecek.
AFID 'denfakslı
propaganda
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şeriatçı
Anadolu Federe îslam Devleti (APtD) örgütünün
AJmanya'dan Isparta'dald esnafa faksla propa-
ganda bildirileri gönderdiği bıldirildi. Istihbarat
birimlerince hazırlanan raporda, merkezi Istan-
bul Sultançiftliği'nde bulunan Mescid-i Selam
ve îlim Hayrat Vakfi üyesi Tebliğ Cemaati'ne üye
kişilerin Türkiye genelinde, şeriat propagandası
yapmak amacıyla geziler düzenledıkleri belirtil-
di. Raporda, Erzurum'a bağlı ilçelerdeki imam-
lann da seçim ve irticai faaliyetlere yönelik pro-
paganda türü konuşmalar yaptıklan saptamasına
yer verildi. Rapora göre Kastamonu'da Fethul-
lah Gülen Cemaati üyelerine ait yurtlarda çalı-
şanlar, eğitim fakültesi ve meslek yüksekokulu
öğrencilerine baskı yaparak kendi yurtlanna ka-
yıt yapörmaya zorluyorlar. AFtD'in Isparta
bölgesindeki esnafa AJrnanya'dan bildiriler faks-
ladığuıa dikkat çekilen raporda Milli Gençlik
Vakfi'mn da Samsun'da eğitim yardımı adı al-
tında propaganda yaptığı benrtildi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
lu Merkez Karargâh Komutanı Orgeneral Tommy
Franks ile NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Ko-
mutanı Orgeneral Joseph Ralston yann Anka-
ra'ya geliyor.
Onümüzdeki hafta Ankara'nın öteki iki konuğu
da Mesut Barzani'nin yeğeni Neçirvan Barzani
ile dışişleri sorumlusu Hoşyar Zebari.
Amerikalı komutanlann gelişı öncesi Ankara'nın
K. Irak'ı her bakımdan gözlem artına aldığını görü-
yoruz. Diyarbakır muhabirimiz Mahmut Oral'ın,
Tunceli muhabirimiz Ferit Demir'in bölgeden geç-
tikleri haberler, Irak sınırımızdaki hareketliliği yansı-
tıyor. Türkiye'nin K. Irak'ı "güvenlik sahası içinde"
gördüğünü hafta içinde aktarmıştık.
Ankara bu değerlendirmenin gereği olarak K. I-
rak'ta "yeteri kadar" asker bulunduruyor. Bölgede
zaman zaman malzeme sevkıyatı ve birlik değişimi
gerçekleştiriliyor.
Bunlar yapılırken devlet katlanndaki şu değerlen-
dinneler de dikkatı çekiyor:
- Kuzey Irak bizim güvenlik sahamız ama, bura-
daki adımlan Bağdat yönetiminin bilgisi dışında at-
mamamız gerekiyor. Bağdat yönetimiyle daha ön-
ce yapılan 10 kilometrelik güvenlik koridoru antlaş-
ması bu bakımdan önemli avantaj. Bunu kullanma
zorunluluğunun yakın olduğu görülüyor.
- Biz bölgeyi kontrol edelim derken, kimsenin ek-
meğine yağ sürme niyetinde değıliz. Birileri bize ba-
zı şeylen bedavaya mı yaptırmak istiyor, sorusu çen-
gelli. Bunun için bölgedeki Kürtleri kullanıp, onlarr
Türkiye aleyhine demeçler verdirmeye teşvik ede-
bilirler. Buna karşı son derece dikkatli olmak gere-
kiyor.
- Bu konuda özellikle Kerkük'ün kullanılması il-
ginç. Acaba Türkiye'nin hassasiyetini bilenler, yu-
muşak kamının burası olduğunu mu düşünüyor? Bu
sorunun yanıtı ne olursa olsun, Türkiye bölgeyi gü-
venliği açısından kontrol altında tutmaya devam
edecek. Oradaki mevcut gücümüzün tek nedeni
budur.
ISAF'ta insafl
Yukarıdaki degerlendirmeler Ankara'ya gelecek
her iki tarafı da ilgilendiriyor. Türkiye'nin ABD ile
kurduğu stratejik ilişkinin sonucu olarak halen Bal-
kanlar'da ve Afganistan'da askerimiz bulunuyor. Bu
bağlamda giderek derinleşen ılişkilerde iki ülkenin
birbirini üzmemeye özen göstereceği anlaşılıyor.
Türkiye'nin Afganistan'daki Uluslararası Güven-
lik ve Destek Gücü'ndeki (ISAF) komuta görevi ara-
lıkta bitiyor. Almanya-Hollanda'nın görevi devral-
ması planlanıyor ama, arkadaşlar o zamana hazır
olamayacaklannı söylüyorlar. Bu durumda Türkiye
Afganistan'ı da ziyaret ederek Ankara'ya gelen Org.
Franks'a, "ISAF'ta biraz insaf. Bu görevin askeri ve
ekonomik boyutlannı göz ardı ediyorsunuz" diyecek.
Masadaki asıl konu ise Irak. ABD'nin Türkiye'yi I-
rak'ta çırak olarak kullanma eğilimi biliniyor. Yaz ay-
larından bu yana Ankara'ya gelen tüm ABD'li yet-
kililer Türkiye'den isteklerini bir bir sıraladılar.
Org. Franks'ın bunlara ekleyeceği ne olabilir?
Askeri kimliği, adının şimdiden "Irak'ı ileride yö-
netecek va//"ye_çıkması, Genelkurmay Başkanı Or-
general Hilmi Özkök. 2. Başkanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt, Plan ve Prensipler Daire Başkanı Orge-
neral Reşat Turgut ve Harekât Daire Başkanı Or-
general Köksal Karabay'ın da aralarında bulundu-
ğu komutanlarla bir araya gelecek olması, temas-
larının sadece askeri düzeyde kalması istemlerinin
de "temenninin" ötesinde olacağını gösteriyor.
öteki konuk Neçirvan Barzani'nin bir özelliği de
Bağdat'la arasının iyi olmasıdır! Arada bir gider ge-
lir. Duruma bakar, ders alır.
Bakalım Ankara'dan ne alacak!
ankcum@ttnet.net.tr
Hasan Balıkçı
öldürüldüYurt Haberleri Ser-
visi - TEDAŞ Şanlıurfa
Müessese Müdür Yar-
dımcısı Hasan Baukçı
önceki akşam, uğradığı
silahh saldın sonucu ya-
şamnıı yitirdi.
Balıkçı, Muhasebe
Müdürü Seyhan Uğur-
lu ile birlikte önceki ak-
şam Akçakale yolunda
bulunan TEDAŞ Mües-
sese Müdürlüğü'nden
aynlarak cezaevi kavşa-
ğında bir bakkaldan si-
gara ahnak istedi. Bu sı-
rada plakası tespit edile-
meyen bir otomobilden
inen kişi, Balıkçı'mn ya-
mna gelerek tabancayla
ateş etmeye başladı.
Ağır yaralanan Bahkçı,
kaldınldığı Şanlıurfa
Devlet Hastanesi'nde
kurtanlamadı. Şoka gi-
ren Seyhan Uğurlu, has-
tanede kontrol altında
tutuldu.
Yetküiler, katil zanlısı
olduğu belirtilen Yıl-
maz Ç'nin gözaltına
alındığını, otomobille
kaçan 1 kişinin ise aran-
dığını belirterek "Yü-
maz Ç, verdiği ilk ifa-
desinde suçu kabul et-
ti. Cinayeti namus me-
selesi nedeniyle işledi-
ğini söyledi" dediler.
Şanlıurfa valisi Muzaf-
fer Dilek, "Olaylar
Şanlıurfa Ue Ugiü de-
ğil" dedi.
Türk Mühendis ve
Mimar Odalan Birliği
(TMMOB) Başkanı
Kaya Gfivenç, yaptığı
yazilı açıklamada, saldı-
nnın Balıkçı'mn TE-
DAŞ'taki görevi nede-
niyle işlem yaptığı ka-
çak elektrik kullamnu
ile ilgili olduğunun tah-
min edildiğini söyledi.
Balıkçı 'nın geçmiş dö-
nemde TMMOB Adana
tl Koordinasyon Kurulu
Sekreterliği, Elektrik
Mühendisleri Odası
Adana Şubesi Yönetim
Kurulu üyeliği ve
KESK'e bağlı Enerji Ya-
pı Yol Sendikası Adana
Şubesi Başkanlığı gö-
revlerinde bulunduğunu
ifade eden Güvenç, Ba-
lıkçı'mn emekten, banş-
tan, demokrasiden yana
mücadelenin ön safla-
nnda yer aldığmı belirt-
ti. Güvenç, katillerin bir
an önce yargı önüne çı-
kanlmasmı bekledikle-
rini ifade etti. TMMOB
Elektrik Mühendisleri
Odası (EMO)BursaŞu-
be Başkam Bahri Ka-
vilcioğlu ise Balıkçı'mn
öldürülmesi olayuun e-
sas sorumlulanmn başta
Enerji Bakanlığı ohnak
üzere yanlış enerji poli-
tikalanm yürütenler ol-
duğunu söyledi.
Sayısal Loto'dan
1 kîşiye 591 mîlyar
ANKARA (AA)-Sa-
yısal Loto'nun bu hafta-
kiçekilişinde 17,18,24,
34, 41 ve 49 rakamlan-
m doğru tahmin eden 1
kişi, 591 milyar 51 mil-
yon 450 bin lira ikrami-
ye kazandı. Milli Piyan-
go Idaresi'nden yapılan
açıklamaya göre, bu haf-
taki çekilişte 5 bilenler
1 milyar 28 milyon 50
biner, 4 bilenler 10 mil-
yon 550 biner, 3 bilenler
ise 1 milyon 50 biner li-
ra ikramiye alacak.