09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 20 EKİM 2002 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Talabani hâlâ ayn masalı söylüyor. Irak'ın bölünmesne karşı olduklannı, birleşikde- mokrat bir Irak istecıklerini, hedeflerinin "bağımsız bir Kürt devleti kurra olmadığını", hatta bölünmüş Irak'ı bütünleştirme/i amaç edindiklerini yineleyip duruyor. OysaAnkara,TalaDani'ninyalancı,nedenliikiyüz- lü bir aşiret reisi olcuğunu yeterince biliyor. Kuzey Irak kargaşasının egemen olduğu son gün- lerdeTalabani'nin gjvence niyetine söyledikleri, bı- rakın heyecan uyanjırmayı, başkentte hafif bir rüz- gâr bile estirmiyor. Son TV konuşması belki, ama belki yenilik geti- rir mi acaba diye izeniyor ve sonra... tozlansın di- ye dosyalanıp bir kenara bırakılıyor. • • • Hemen arkasından ekrana çıkan Barzani; önce- leri gerçek niyetlerirı açığa vurmamaya özen gös- teren bir portre çızi\or. Bağımsızlık ilanrıı içeren sorularla başlayan TV'deki görüşmenh hemen başlarında adeta bir başka Barzani! Meclis toplamış, hatta resmen açıklayamadığı devletin bayrağı, parası, hertürlü altyapısı tamam. Bağımsızlık mı gerçek niyet? Barzani'nın biryüzü konuşuyor: Bağımsız devlet mi? "Gerçekten vehrn ve endişe, Irak devletinden aynlmak gibi bir niyetteri yok." Federal bir yapı öz- lüyor ve istıyorlar Irak'ta. Fakat, gerçeği gizlemeye çalışan kimi söylemle- ri dikkat çekiyor. "Neredeyaşadığımızı biliyonız"di- yor: "Hareketimizin /e görüşlerimizin nereye gide- ceğini de.." Hemen yine güvence veriyor: "Kürt meselesini I- rak sınırian içinde çözmek istiyoruz. ötesi vehimdir." Fakat bu üstü örtülü sö'zler, bir anda tersyüz olu- yor. Barzani'nin öteki, gerçek niyetini, amacını yansı- tan yüzü konuşuyor Maskenin altındaki gerçek yüzü birden ortaya çı- karan bir isim. Baba Molla Mustafa Barzani'nin ABD'de VValter Reed Askeri Hastanesi'nde ölünce- ye dek peşinde koştuğu, ABD desteğindeki "ide- al." Oğul Barzani'nin adeta zembereği boşalıyor. Ses. dikleşiyor; "çok açık söylemek gerekirse" di- ye başlıyor açıklamaya: "Babam bağımsızlık için hayatını harcadı. Bağımsızlık bizim de hakkımız. A- ma bugün gücümüzyok. Her şey istenilen zaman- da olmuyor. Uluslararası şartlarne zaman elverir, iş- te o zaman elbette..." Bugünün koşullan Irak'ın bütünlüğü içinde fede- ratrf bir yapıya izin veriyor. Ama Barzani açıklıyor ki, bu geçici, zaman kazandıran, bağımsızlığa ilkfırsat- ta geçmeyi sağlayacak olan bir aşama. Türkiye'den ve "askeri gücünden korkmayan" Barzani, ekranlardacanlı canlı bağımsızlık havasın- da konuştuktan sonra; önceki gün geç saatlerde; "topraklanm" dediğı, Türk askerinin yakında çık- masını isteyeceğini ılan ettiği Kuzey Irak toprakla- nna giren Türk tanklanndan dalga dalga yükselen palet seslerini duymuştur heıtıalde! ••• Ikinci maske indi aşağıya: Günlerdir, aylardır ya- lan söyledi. Geliştim, değiştim, dedi. Bu palavrayı yutan yuttu. Takıyyeden sabıkalı olanları tanıyanlar; minareleri süngüye, kubbeleri miğfere benzetenle- rin siyasal simgeye dönüşturdükleri türban konu- sundaki palavralanna inanmadı. SP türbanla oy avcılığında mesafe alınca; RTE "eğitim özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracakla- nnı" söyledi. Ama gerçek niyeti açıklamayı kan kır- mızı siyasal Islamcı Bülent Annç'a bıraktı, o da: "Türbanı çözmek namus borcumuzdur, sonuna ka- dar gideceğiz" dedi. Gerçek surat; cumhuriyetin temel ilkesi laikliğe karşı "sonuna kadarsavaşmaya"azmetmiş, sözüm ona değişmiş, gelişmiş güleryüzlü maskenin altın- daki surat gözler önüne serildi. Değişmişlik, gelişmişlik; gerçek niyeti bir iki ay saklamakmış meğer. Bu surat genç yaştaki Erbakan suratı. ABD'de savaşa karşıtlıkyükseldi• Baştarafi 1. Sayfada bir dürtû olmadıkça savaşa koşmak, müttefikleri uzaklaş- tınr, dış politikayı tehlikeli yola sokar." Bush'un partisüıin için- deki muhalefet de yok olmadı. "Güvercinler"in başını dışiş- lerine bakan Devlet Sekreteri Co- lin PovveU çekiyor. Ancak, karşı grupta Savunma Sekreteri D. Rumsfeld'in istediği oldukça, ilerde başkanlık için de adı geç- miş olan PowelTın yıldızı söne- cek. Esld bakanlardan L. Eagle- burger, eski güvenlik danışmanı B. Scowcroft, Meclis çoğunluk lideri Cumhuriyetçi D.Armey ve Devlet SekreterYardımcısı R.Ar- mitage savaşa karşılar. Milletvekili Barbara Lea'ye göre, "ABD müdahalesi ulusla- rarası hukuka, BM'ye ve ülke çıkarlanna aykmdır." Birkaç gün Önce Irak'tan gelmiş olan milletvekıli D. Bonier "Bush'un iddialanna katılmıyorunT de- di. Senatör Byrd, "Savaş ilan haklanı, Beyaz Saray'a bırak- makla anayasayı çiğnedikleri- ni" söyledi" Milletvekili C. We- ek: "Başkan'ı sınırsız güçle do- natıyoruz. Saddam Amerika için yakın bir tehlike değil. Sa- vaş için yeterli kanıt yok. Başka- lanna saldırma hakkını kendi- mizde göremeyiz." Milletvekili P. Stork: "Başkao yabancı bir devlete saldınya hazırlanıyor. Aldatıcı bir yurtseverlik göste- risinde. Aslında, kısa süreli bir siyasal çıkar peşinde." Vietnam gazilerinden milletvekili L. Bos- well uzun ve etkili konuşmasında bu savaşı Amerikan halkının des- teklemediğini belirtti. Amerikan halkı da bölünmüş n kom$u ülkelerinden gelen mlltetvekllleri blrllk çağrısı yaptı Kacbnlar kalıcı banş istedi HİLAL KÖSE Marmara Grubu Vakfi tnsan Haklan Platfor- mu'nun düzenledıği, "Türkiye ve Komşulan Kadın Parlamenterler Banş ve tşbirliği Kon- feransı"nın son gününde çeşiüi ülkelerde bir ara- ya gelen kadın milletvekilleri dünya için kalıcı "banş" istediler. Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük binasında ger- çekleştirilen konferansta konuşan Amasya Mil- letvekili Gönül Saray, "Çok stratejik bir ülke- dejiz. Ajnca komşu ülkelerdeki savaşlan gör- mezden gelemeyiz" dedi. Kadınlann kendileri- ne güvenerek oıiak eylem planında birleşmeleri gerektiğini \r urgulayan Saray, "Dünyanın dikka- tini problemli bölgelere çekebiliriz. Bölgemiz- de savaş, kan ve acı var. Banşa aç olduğumuzu gösterelim" diye konuştu. Romanya milletveki- li Vîorica Afrasinei de, savaşlarda yaşamını yiti- ren insanlann yüzde 90'ını sivillerin oluşturduğu- nu belirtti. Romanya Parlamentosu'ndaki kadın- lann dünya için yeni banş modelleri konusunda tartjşhğım ifade edenAfrasinei, "Tecavüz, cinsel taciz gibi işkenceleri en çok kadınlar yaşıyor. Bu nedenle kadınlar yaratıcı banş stratejiieri- ni ortaya koymalılar" diye konuştu. Azerbaycan Kadın Sorunlan Uzerine Devlet Bakanı Zehra Guliyeva da, dünyanın, bütün in- sanlann tek vatanı olduğunu söyleyerek "Bütün kadınlar birleşmek zorunda" dedi. Filistin Sosyal Güvenlik Bakanı Intisar ElWa- zir ise Filistin'deki çatışmalann sona ermesini is- tediklerini söyleyerek "BM'ye çağnda bulunu- yorum. Bölgemizdeki çatışmalann sona erdi- ribnesi için aktif rol oynasın" dedi. VVazır, ülke- lerin kalkınmalannm tek yolunun banş olduğunu dile getirdi. Marmara Grubu Vakfi tnsan Haklan Platformu Başkanı Müjgan Suver ise kadınlann siyasette etkin olmalannı desteklemek üzere "ka- dın politika grubu" oluşturacaklannı belirtti. durumda. Gösteriler medyaya yansıdığından daha büyük. Orne- ğin, benim de yakından izlediğim bir New York gösterisinde pan- kartlardaşunlaryazılıydı: "Bush gangster takımı durdurulma- b... Irak'ta yığınsal cinayete karşıyız... Savaşın sonu yok... Petrol ve oy için kan akıtmaya- lım... Rejim değişikliği Ameri- ka'da başlasın..." VVashington'da savaş karşıtı gösteri hazırlığı 26 Ekim'de başkent VVashing- ton'da tüm Amerika 'dan akıp ge- lecek çok sayıda insanlarla büyük bir gösteri yer alacak. Amerikan halkının gitgide büyüyen kesimi savaş değil, iş, ücret, konut, eği- tim, sağlık hizmeti istiyor. Was- hington Post gazetesınden M. Getler'in dediği gibi, Amerikan medyası şimdi yönetimden fark- lı düşünenlere daha fazla yer ver- mek zorunda kalıyor. "Medyada Yansızlık ve GerçekçiAnlatun" adlı bir baskı grubu, yerli basını daha sorumlu harekete davet etti. Eisenhower Enstitüsü yöneticisi ve eski başkanın torunu Susan Eisenhower'in değerlendirmesi şöyle: "Vîetnam'dan bir şey öğ- rendikse, dışanya asker yolla- mak için, önceAmerikan halkı- nın desteği şart!" Amerika'nın kurucu babalann- dan B. Franklin'ın 1759'daki şu sözünü anımsatalım: "Güvenlik diyerek özgürlüğü feda edenler her ikisini de hak etmezler." Eski başkanlardan Eisenhower de 1961 'de demişti ki: " Yönetim organlannda askeri- endüstrel karmasının gereksiz etkisine karşı dikkatli olmalıyız. Bu bir- likteliğin özgûrlüklerimizi ya da demokratik süreci tehlikeye atmasına hiç izin venneyelim.'' Bush'un ülkesini bugün getirdiği nokta bunun tam karşıt yönünde. ZübeydeHanm Parhaçddı Büvükçekmece Belediyesi, kullanılmayan bir arsav ı, bina yapımından kurtararak çocuklar için park yaptı. Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün. Büyükçekmece halkının çok istediği çocuk parkının, belediye meclisi karanyla yapılmak istendiğini belirterek "Tapusunu almamıza rağmen bu parkı yapmak için bizi 7 yıl nğraştırdüar. Fakat sonunda parkı açtık ve ismini de hepimizin annesi olan Zübe\de Hanım koyduk" dedi. (Fotöğraf: EBRU ERDOĞAN) AL GÖZÜ1VI SEYREYLE/IŞIL ÖZGENTÜRK Bir Kaçak Zaman B Baştarafi Arka Sayfada cek, haritalaryeniden çizilecek ve ben ilk kez ülkem konusunda bu denli korkuya kapıhyorum. Neyse ki Metin Hoca bizi yatıştınyor: "Sonunda her zaman ol- duğu gibi Türkiye kazanacak!" O za- man iyi, o zaman ben de şenligin en ce- sur dinozor kadrosunun anlattığı şaşırtı- cı derecede genç, gerçek hayat hikâyele- rini sizlere anlatabilirim. O kadar çok ki, bu ne zenginlik ey hayat! Vecihi Timuroğlu söze başladı mı su- sup dinleyeceksin. Bu çok gezmiş, çok dolaşmış halk filozofu her zaman heybe- sinde düzinelerce hikâye saklıyor, birini çıkarsanıza hocam. "Efendim, cumhuriyet olmuş, soya- dı kanunu çıkarüıyor, her aüe bir so- yadı alacak. Şimdi bakın köylülerin so- yu olmaz. soy-sop şehirliler için söz ko- nusudur. Köylüler şaşkın, ne yapacak- lar? Tek çare nüfus memurunun ver- diği soyadını kabul edeceksin. Nüfus memurları da şaşkın, neye göre soyadı verecekler? Bu arada, bana iyi bir so- yadı versin diye, nüfus memuruna Al- lah ne verdiyse bir topak yağ. bir kap süt rüşvet veren verene. Nüfus memur- ları sonunda işin kolayını buluvorlar. O sabah gözlerine ilk çarpan şeyden baş- lıyorlar. Örneğin adam bahçeye çıkı- yor, gözü yan tarafta duran kabakJara takıhyor ve anında o gün soyadı alacak köylülerin kaderi belirleniyor. Özka- bak, Sukabağı, Balkabağı, bu böyle uzayıp gidiyor. Nüfus memuru öğlen yemek yiyor, masada kıpkırmızı bir karpuz dilimi. O gün öğleden sonraki ailelerin de kaderi belli. Karpuz, Öz- karpuz, Yatıkkarpuz. Artık iş öyle bir hale geliyor ki. sayılar verilmeye baş- lanıyor. Hatta çeşitli cinsel davranışla- rı akla getiren sayılar bile veriliyor. Çevrenize bir de bu gözle bakın!" Vecihi Timuroğlu iyi ki. bu bilgiyi ver- di. Çünkü özellikle imza günlerinde "Biz Türklerin soyadları neden bu kadar garip?" diye düşünüp dururdum. Neyse bu sorunun da yanıtı verildi. Eyvah yerim kaldı mı, çünkü Çetin Yetkin'in anlattı- ğı o inanılmaz aynntılarla dolu, o hüzün- lü öyküyü anlatmadan Kaş Denizi'ne gir- mek istemiyonım. Efendim, günler 12 Eylül sonrası gün- ler. Hocanın davasını aldığı gençlerden biri cezaevinde evlenecek. Gün geliyor, cezaevi komutanı albay kendi odasını bir nikâh salonu gibi süslüyor. Az sonra kız- la oglan ve her iki tarafin aileleri odaya geliyor. hocatanık. Önce nikâh kıyılıyor, ardından limonata, kuru pasta ikramı. Bu arada albay. arkasında duran astsubaya "Gençleri, yan taraftaki küçük, boş odaya götûr" diye emir veriyor. Ve Çe- tin Hoca'yla sohbetine devam ediyor. Astsubay gençleri yan odaya götürüyor ve kapıyı usulca kapatıp. yeniden hocay- la albayın arkasuıdaki yerine geçiyor. Yan odanın kapısuıuı büyük odadan görüldü- ğünü özellikle belirtmeliyim. Çetin Hoca'yla albayın sohbeti, bir sa- at kadar sürüyor. Albay bir ara arkasında duran astsubaya yeniden emir veriyor. "Git çocuklan getir." Bunun üstüne ast- subay ayaklannın ucuna basarak yan oda- nın kapısını yaklaşıyor ve usulca \ozruyor. Içerden ses gehniyor, o zaman astsubay gene ayaklannın ucuna basarak kapıdan uzaklaşıyor ve büyük odaya geçiyor, ba- caklan birleştirip albaya "Âlbayını vakit daha dolmamış" diyor. Hep birlikte ye- niden bekliyorlar. Çetin Hoca bu hikâyeyi anlatırken be- nim aklıma bir film geliyor. Sovyetler'in Ahnan belgelerinden yaptığı "Sıradan Faşizm" fılmi. Bu fılmin bir yerinde Al- manlar bü>ük. dev bir stadyumda meşa- lelerle gamalı haç yaparlar. Haç o kadar düzgün çizilir ki, tek bir aykın çizgi gö- rülmez. Aynı şeyi Italyanlar yapmaya kal- kar, beceremezler, gamalı haç gülünçle- şir. Ağzı burnu bir yana gider. Bu göriin- tuler beni çok düşündürmüştü, ulusların karakterleri ve ideolojiler. Ben bizim de îtalyanlara benzediğimizi hissediyorum. Bizde de her zaman aykın çizgiler olacak. Bu nedenle ülke savaşın eşiğinde bile sürprizlere açık. Bu yüzden Kaş'ta olmak güzel! seyreyieisil@yahoo.com Aria- Ericsson işbirliği Güney de artık kapsama alanında Ekonomi Servisi - Aria, Ericsson'la yaptığı işbir- liğiyle güney sahillerindeki kapsama alanım ta- mainladı. Kurulduğu günden bu yana Ericsson'la işbirliği içinde olan Aria, geçen temmuz ayında imzalanan yeni anlaşmaya göre, 300 RBS (radyo baz istasyonu) kuruluşunu tamamladı. Işbirlikleri- nin yarattığı sinerjiyi paylaşmak için Bodrum'a bir basın gezisi düzenleyen Aria Genel Müdürü Gi- useppe Farina ve Ericsson Türkiye Aria Bölü- mü'nden sorumlu Genel MüdürYardımcısı Stefa- no Celsini, Türkiye'deki yatınmlanndan memnun olduklannı ve sürdüreceklerini beUrttiler. Farina, "Aria, 3 yıl içinde tamamlaması gereken yü- kümlülüğünü sadece bir vılda tamamladı. tna- nıyorum ki yaptıklanmız, Türk GSM sektörün- de ana oyunculardan biri olmak yönündeki ka- rarlılığımızın açık bir göstergesidir" dedi. Cel- sini ise "Aria ve Ericsson işbirliği 2000 yılında Tetekom Italia Mobile ve tş Bankası ortaklığı- nın kurulmasıyla başladı. Biz Türkiye'nin ilk GSM 1800 operatörü Aria ile işbirliği yapmak- tan gurur duyuyoruz" diye konuştu. AKP ve SP türbana sanldı• Baştarafi 1. Sayfada kafanın içi yeşil, bize kırmızı la- zım diye... Böylece ilmin yolunu kesiyorlar. Türkiye'de eğitim öz- gürlüğünü biz getireceğiz. tlmin önünü kesenlerin önünü keserler. Türban sorununu bana sorma- yın, ben bunu ailemde yaşıyorum. Bu lafla olmaz, uygulamayla olur. Din istismarını engelleyeceğiz di- ye inancım yaşamak isteyenlerin önüne duranlann önünde de biz duracağız." Erdoğan, diğer taraftan devlet or- ganlanyla çatışmamak amacıyla "taktik ve stratejik" bazı kararlar alabileceklerini de açıkça dile getir- di. Erdoğan, geçen hafta katıldığı televizyon programında başbakan adayı olarak eşi türbansız birini gös- terip göstermeyecekleriyle ilgili so- ruya "Stratejik ve taktik olarak bazı kararlar alabiliriz, ama bu- na gazeteler değil, partimiz karar verecek" yanıtını vermişti. AKP yönetimi, türbanla ilgili en net me- sajmı da geçen seçimde MHP'nin yüzde 26, AKP'nin yüzde 23 oy al- dığı Kahramanmaraş'ta verdi. AKP Grup Başkam Bülent Annç bu ko- nuda sert bir üslubu yeğleyerek şun- lan söyledi: "Başını örtenlerin ba- şını zorla açmak gibi bir cinayeti hiçbir zaman tas\ip etmiyoruz. 3 Kasım inanç özgüriüğünün sağla- nacağı ve kelepçelerin çözülüp ta- rihin çöplüğüne atılacağı gündür. Namus günüdür. Kızlarımıza zu- lüm yapılıyor. Bu sorunu çözmek namus borcumuzdur. Bu yolda sonuna kadar gideceğiz. Satanist gençler nasıl okuyorsa, bu öğren- ciler de okumahdır." Erdoğan da Gaziantep'te miting alanında, "Türban neolacak?"di- ye soran partüiye, "Eğitinün önün- deki engelleri kaldıracağız, öz- gürlükler ülkesi haline geleceğiz. Sabredin" diyerek bu konudaki he- deflerini 3 Kasun'dan sonra ortaya koyacaklannın işaretini verdi. Par- tinin söylem değişikliğine gelen tepkiler uzerine AKP Genel Başkan Yardnncısı Abdullah Gül dün ga- zetecilerin sorularmı yanıtladı. Gül, "AB kriterierini uygulayacağız. Avrupa standartlarında bir de- mokrasi gelince bütün bu prob- lemlerin hepsi zaten çözüm bula- cak. Bireysel tarihte insanlan ser- best bırakalım. Hiçbir zoriama, hiçbir açıdan künse için söz konu- su olmasın" diye konuştu. Gözler Başsavcı Kanadoğlu 'nda ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - AKP Genel Sekreterliği, Anayasa Mahkemesi'nin "ihtar" karan dogrultusunda Recep Tayyip Erdoğan'm "kurucu üyelikten" istifa dilekçesini dün işle- me koydu. AKP Genel Sekreteri Ertuğrul Yal- çınbayır, "Sayın Erdoğan'm istifası kurucu- lar defterine işlendi. Ancak genel başkanlığı kesintisiz devam ediyor. Genel başkanlıktan aynlması söz konusu değil" açıklamasını yap- tı. Siyasi yasağı nedeniyle üyelik koşullarmı ta- şmıayan Erdoğan'm genel başkanlığı sürdürme- si karşısında gözler yeniden Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcılığı'na çevrildi. Erdoğan'm kaydı- nm kurucular defterinden silindiğine ilişkin yazı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelecek hafta bildirilecek. AKP Genel Sekreterliği'nin bildiriminin ardından Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı'nın tavn beklenecek. Başsavcı, yüksek mahkeme karannın gereğinin yerine getirildiği- ni veya getiriünediğini saptayarak yeni bir giri- şimde bulunup bulunmayacağım gösterecek. AFID 'denfakslı propaganda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şeriatçı Anadolu Federe îslam Devleti (APtD) örgütünün AJmanya'dan Isparta'dald esnafa faksla propa- ganda bildirileri gönderdiği bıldirildi. Istihbarat birimlerince hazırlanan raporda, merkezi Istan- bul Sultançiftliği'nde bulunan Mescid-i Selam ve îlim Hayrat Vakfi üyesi Tebliğ Cemaati'ne üye kişilerin Türkiye genelinde, şeriat propagandası yapmak amacıyla geziler düzenledıkleri belirtil- di. Raporda, Erzurum'a bağlı ilçelerdeki imam- lann da seçim ve irticai faaliyetlere yönelik pro- paganda türü konuşmalar yaptıklan saptamasına yer verildi. Rapora göre Kastamonu'da Fethul- lah Gülen Cemaati üyelerine ait yurtlarda çalı- şanlar, eğitim fakültesi ve meslek yüksekokulu öğrencilerine baskı yaparak kendi yurtlanna ka- yıt yapörmaya zorluyorlar. AFtD'in Isparta bölgesindeki esnafa AJrnanya'dan bildiriler faks- ladığuıa dikkat çekilen raporda Milli Gençlik Vakfi'mn da Samsun'da eğitim yardımı adı al- tında propaganda yaptığı benrtildi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada lu Merkez Karargâh Komutanı Orgeneral Tommy Franks ile NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Ko- mutanı Orgeneral Joseph Ralston yann Anka- ra'ya geliyor. Onümüzdeki hafta Ankara'nın öteki iki konuğu da Mesut Barzani'nin yeğeni Neçirvan Barzani ile dışişleri sorumlusu Hoşyar Zebari. Amerikalı komutanlann gelişı öncesi Ankara'nın K. Irak'ı her bakımdan gözlem artına aldığını görü- yoruz. Diyarbakır muhabirimiz Mahmut Oral'ın, Tunceli muhabirimiz Ferit Demir'in bölgeden geç- tikleri haberler, Irak sınırımızdaki hareketliliği yansı- tıyor. Türkiye'nin K. Irak'ı "güvenlik sahası içinde" gördüğünü hafta içinde aktarmıştık. Ankara bu değerlendirmenin gereği olarak K. I- rak'ta "yeteri kadar" asker bulunduruyor. Bölgede zaman zaman malzeme sevkıyatı ve birlik değişimi gerçekleştiriliyor. Bunlar yapılırken devlet katlanndaki şu değerlen- dinneler de dikkatı çekiyor: - Kuzey Irak bizim güvenlik sahamız ama, bura- daki adımlan Bağdat yönetiminin bilgisi dışında at- mamamız gerekiyor. Bağdat yönetimiyle daha ön- ce yapılan 10 kilometrelik güvenlik koridoru antlaş- ması bu bakımdan önemli avantaj. Bunu kullanma zorunluluğunun yakın olduğu görülüyor. - Biz bölgeyi kontrol edelim derken, kimsenin ek- meğine yağ sürme niyetinde değıliz. Birileri bize ba- zı şeylen bedavaya mı yaptırmak istiyor, sorusu çen- gelli. Bunun için bölgedeki Kürtleri kullanıp, onlarr Türkiye aleyhine demeçler verdirmeye teşvik ede- bilirler. Buna karşı son derece dikkatli olmak gere- kiyor. - Bu konuda özellikle Kerkük'ün kullanılması il- ginç. Acaba Türkiye'nin hassasiyetini bilenler, yu- muşak kamının burası olduğunu mu düşünüyor? Bu sorunun yanıtı ne olursa olsun, Türkiye bölgeyi gü- venliği açısından kontrol altında tutmaya devam edecek. Oradaki mevcut gücümüzün tek nedeni budur. ISAF'ta insafl Yukarıdaki degerlendirmeler Ankara'ya gelecek her iki tarafı da ilgilendiriyor. Türkiye'nin ABD ile kurduğu stratejik ilişkinin sonucu olarak halen Bal- kanlar'da ve Afganistan'da askerimiz bulunuyor. Bu bağlamda giderek derinleşen ılişkilerde iki ülkenin birbirini üzmemeye özen göstereceği anlaşılıyor. Türkiye'nin Afganistan'daki Uluslararası Güven- lik ve Destek Gücü'ndeki (ISAF) komuta görevi ara- lıkta bitiyor. Almanya-Hollanda'nın görevi devral- ması planlanıyor ama, arkadaşlar o zamana hazır olamayacaklannı söylüyorlar. Bu durumda Türkiye Afganistan'ı da ziyaret ederek Ankara'ya gelen Org. Franks'a, "ISAF'ta biraz insaf. Bu görevin askeri ve ekonomik boyutlannı göz ardı ediyorsunuz" diyecek. Masadaki asıl konu ise Irak. ABD'nin Türkiye'yi I- rak'ta çırak olarak kullanma eğilimi biliniyor. Yaz ay- larından bu yana Ankara'ya gelen tüm ABD'li yet- kililer Türkiye'den isteklerini bir bir sıraladılar. Org. Franks'ın bunlara ekleyeceği ne olabilir? Askeri kimliği, adının şimdiden "Irak'ı ileride yö- netecek va//"ye_çıkması, Genelkurmay Başkanı Or- general Hilmi Özkök. 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Plan ve Prensipler Daire Başkanı Orge- neral Reşat Turgut ve Harekât Daire Başkanı Or- general Köksal Karabay'ın da aralarında bulundu- ğu komutanlarla bir araya gelecek olması, temas- larının sadece askeri düzeyde kalması istemlerinin de "temenninin" ötesinde olacağını gösteriyor. öteki konuk Neçirvan Barzani'nin bir özelliği de Bağdat'la arasının iyi olmasıdır! Arada bir gider ge- lir. Duruma bakar, ders alır. Bakalım Ankara'dan ne alacak! ankcum@ttnet.net.tr Hasan Balıkçı öldürüldüYurt Haberleri Ser- visi - TEDAŞ Şanlıurfa Müessese Müdür Yar- dımcısı Hasan Baukçı önceki akşam, uğradığı silahh saldın sonucu ya- şamnıı yitirdi. Balıkçı, Muhasebe Müdürü Seyhan Uğur- lu ile birlikte önceki ak- şam Akçakale yolunda bulunan TEDAŞ Mües- sese Müdürlüğü'nden aynlarak cezaevi kavşa- ğında bir bakkaldan si- gara ahnak istedi. Bu sı- rada plakası tespit edile- meyen bir otomobilden inen kişi, Balıkçı'mn ya- mna gelerek tabancayla ateş etmeye başladı. Ağır yaralanan Bahkçı, kaldınldığı Şanlıurfa Devlet Hastanesi'nde kurtanlamadı. Şoka gi- ren Seyhan Uğurlu, has- tanede kontrol altında tutuldu. Yetküiler, katil zanlısı olduğu belirtilen Yıl- maz Ç'nin gözaltına alındığını, otomobille kaçan 1 kişinin ise aran- dığını belirterek "Yü- maz Ç, verdiği ilk ifa- desinde suçu kabul et- ti. Cinayeti namus me- selesi nedeniyle işledi- ğini söyledi" dediler. Şanlıurfa valisi Muzaf- fer Dilek, "Olaylar Şanlıurfa Ue Ugiü de- ğil" dedi. Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı Kaya Gfivenç, yaptığı yazilı açıklamada, saldı- nnın Balıkçı'mn TE- DAŞ'taki görevi nede- niyle işlem yaptığı ka- çak elektrik kullamnu ile ilgili olduğunun tah- min edildiğini söyledi. Balıkçı 'nın geçmiş dö- nemde TMMOB Adana tl Koordinasyon Kurulu Sekreterliği, Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şubesi Yönetim Kurulu üyeliği ve KESK'e bağlı Enerji Ya- pı Yol Sendikası Adana Şubesi Başkanlığı gö- revlerinde bulunduğunu ifade eden Güvenç, Ba- lıkçı'mn emekten, banş- tan, demokrasiden yana mücadelenin ön safla- nnda yer aldığmı belirt- ti. Güvenç, katillerin bir an önce yargı önüne çı- kanlmasmı bekledikle- rini ifade etti. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)BursaŞu- be Başkam Bahri Ka- vilcioğlu ise Balıkçı'mn öldürülmesi olayuun e- sas sorumlulanmn başta Enerji Bakanlığı ohnak üzere yanlış enerji poli- tikalanm yürütenler ol- duğunu söyledi. Sayısal Loto'dan 1 kîşiye 591 mîlyar ANKARA (AA)-Sa- yısal Loto'nun bu hafta- kiçekilişinde 17,18,24, 34, 41 ve 49 rakamlan- m doğru tahmin eden 1 kişi, 591 milyar 51 mil- yon 450 bin lira ikrami- ye kazandı. Milli Piyan- go Idaresi'nden yapılan açıklamaya göre, bu haf- taki çekilişte 5 bilenler 1 milyar 28 milyon 50 biner, 4 bilenler 10 mil- yon 550 biner, 3 bilenler ise 1 milyon 50 biner li- ra ikramiye alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle