18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2002 CUMARTESİ 8 HABERLERİN DEVAMI Gürel, AB'nin yanlış adımlannın çözüm olasılığını yok edeceğini söyledi Kıbns'ta ödün yok G Ü N C E L CtTVEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sdjyfada Medyaya göre, Genelkurmay, birliklere ABD'nin operasyon günü yaklaştığını göz önüne alarak "Sa- vaşa hazırolun" talimatını verdi. Hangi savaşa? VVashington, Türkiye'nin Irak sava- şına asker vererek katılmayacağını biliyor. ABD, Tür- kiye'nin sağlayacağı olanakları da biliyor. Kimi hava- alanlan, hava koridorlan, ikmal yollan vs. Oysa; Türkiye Irak savaşı kadar, belki de daha faz- la önemsediği başka türden oluşumlan, oldubrttileri hesaba katmak zorunda. Turgut Özal, ABD adına Çankaya'dan tek başına önemlı devlet kunjluşlannı dışlayarak uç koyup bir al- mayı öngören polrttkalaryönetti. Askerleri, hatta kendi hükümetini, Körfez Sava- şı'nda Başbakan Akbulut u devreden çıkararak, VVashington ile bire bir görüşmeler yapan, kendi ba- şına kimi projeleri yaşama geçirmeye çabalayan, Ku- zey Irak'ta ABD ve müttefikleri hesabına cephe aç- maya heves duyan Turgut özal politikalan tarihe ka- nştı. Sivil-asker birlikteliğini sağlayan kurallar işliyor, dev- let mekanizması işbaşında. Ama Türkiye, özellikle askerter Irak savaşı sırasın- da veya sonra Kuzey Irak'ta ortaya çıkması gıderek güçlenen olasılıklara karşı "hazır". Aylardır bilınen gerçeği aynntılanyla yınelemeye ge- rek yok. Kuzey Irak'ta Kürt devletinin "resmen kurvlmasına" Türkiye asla seyirci kalmayacak. Bugünlerde sık sık yinelediğı uyanları gerekli gördüğü anda "müdahale" ile sonuçlandıracak. "Müdahale" sözcüğünün hangi anlama geldiğini bilmeyen yok. 0 kadar ki, Saddam'ı devirmeye az- metmiş ABD'den yardımlanna karşılık aldıklan -ölçü- sü bilinmeyen vaatlerte- şımaran Kürt aşiret reisleri, Barzani ile Talabani bile "müdahalenin" hangi anla- ma geldiğini anlarnış görünüyoriar. * • • AB, şımdilik Kuzey Irak'la ilgilenmediği izlenimi ve- riyor. Türkiye'nin sert açıklamalannı işitmezlikten geltyor. Oysa kulağı kirişte. Kuzey Irak'a yapacağımız "mü- dahaleyi" yadsımaları uzak bir olasılık mı? Değil. Türkiye'nin güvenlıği, toprak bütünlüğü gibi ulusal kavramlar Batı için solda sıfırdeğerler. • • • Kıbrıs'taki Türk varlığını, Türkiye'nin kaygılannı AB'nin dikkate almadığı llerieme Raporu'yla da ka- nıtlandı. Dışişleri'nin açıklamasındaki "AB'nin tektaraflıRum müracaabnı sürekli ileriye götütmesi Kıbns'ta kalıcı bir uzlaşmayı önleyen temel etkendir" cümlesi, AB politikalanna karşı Türkiye'nin bugünkü ve yannki ke- sın kararlılığını sergilemıyor mu? KKTC'nin "mevcudiyetiniyoksayan AB'nin tek ta- raflı kararlannı kabul edemeyeceğimizi" bir kez daha açıklamamızı nelerin izleyeceği ortada: Kıbns bölüne- cek! Türkiye'nin Kıbns'tan vazgeçmesi söz konusu de- ğildir. Zaten vazgeçtiği anda ulusal onurundan, ulu- sal yarartanndan vazgeçmiş, Yunan-Rum idealleri ile kuşatılmış olacaktır. • • • llerteme Raporu'na karşı Batı medyasındaki lehimi- ze yayınlar gerçeği unutmamıza neden olabilir mi? Batı gazetelerinden geniş alıntılara yer veren med- yamız; Ecevit'in değerlendirmelerine nedense iltifat etmiyor. TBMM'nin AB üyeliğine erişebilmemiz için gerekli bütün olanaklan sağladığının altını çizdikten sonra; Başbakan, "Bunlan açıkladığımız vakitAB yöneticile- ri evvela şaşırdılar. Böyle bir şeyi asla beklemiyoriar- dı. Fakat sonradan k&ndilerini toparladılar. Acaba ne gi- bi olumsuzluk bulabiliriz diye kendilehni zortamaya başladılar ve... sonuç olarak da dünkü açıklama (ller- leme Raporu) çıktı" diyor. Bu sözlerAB'nin gerçekyüzünü, içten olmayan, ya- lan yüzünü doğrudan ifadelerle sergilemiyor mu? Tabii Başbakan'ın üslubu; ulusallıktan kopmuş, AB yalakalığına kendini adamış olanlann anlamayacağı, anlamak istemeyecekleri üslup. Gulen yüzlü maskeyi indiren, çünkü çirkin yüzü ser- gıleyen üslup! EMNÎYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ: Işkence iddiasını kabul etmiyoruz ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - Emni- yet Genel Müdürlüğü, AB tlerleme Rapo- ru'nda Türkiye'de iş- kence olduğuna ilişkin değerlendirmesine kar- şı savunmaya geçti. Emniyet Genel Müdür- lüğü Sözcüsü Feyzul- lah Arslan, işkence savlannın "münferit" olduğunu ileri sürerek "tşkence iddialarını kabul etmiyoruz"dedi. Emniyet, Adana'da bir kadının polislerin gözü önünde 54 kez bı- çaklanmasını "insan- lık dışı" olarak niteler- ken. müdahale konu- sunda ise "Türkiye'de plastik mermi uygula- ması yok" savunması- nı yaptı. Emniyet Ge- nel Müdürü Kemal Ö- najj, Önal, olaylar karşı- sında polisin nasıl dav- ranacağmın mevzuatla belirlendiğini kaydede- rek şunlan söyledi: "Polisin silah kul- lanması konnsunda uzun süren yargıla- maya tabi olaylar ol- du. Bu da silah kul- lanmayı önlemeye yö- nelik zafiyetlere yol açtı. Ancak, bu gibi dorumlar görevin ye- rine getirilmesine en- gel olmamalıdır." Önal, "Manisalı Gençlere tşkence Da- vası" tebligatlannda bir gecikme olmadığını savundu. AB ÎLERLEME RAPORU MGK: Memnuımz ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekrete- ri Orgeneral Tuncer Kılınç, AB llerleme Raporu'nda MGK'ye yönelik eleştirileri de- ğerlendinrken "Biz du- runıutnuzdan mem- nunuz" dedi. Kılınç, Türk Genç Işadamlan Derneği'yle (TÜGl- AD), Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) ger- çekleştirdiği "Kıbns sorunu veAB boyuru" konulu konferansa din- leyici olarak katıldı. Kılıç, konferans önce- sinde bir gazetecinin MGK'nin yapısı ile il- gili eleştirileri anımsa- tarak bu konuda bir de- ğerlendirmesinin bulu- nup bulunmayacağını sorması üzerine Kılınç, "Biz durumumuzdan memnunuz" demekle yetindi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dışişleri Bakanı ve Baş- bakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, Türkiye'nin Avrupa Bir- liği'nden (AB) müzakere tarihi almak için Kıbns'ta ödün verme- yeceğini bildirdi. AB'nin son ra- porlanyla Kıbns'ta ödün beklen- risinde olduğunu ifade eden Gü- rel, "Bu bizim açımızdan ka- bul edilemez. Bu varsayım te- melden yoksundur" dedı. Dı- şişleri Bakanı, "AB böyle devam ederse Kıbns adasındaki bö- lünmüşlüğü kesinleştirecek ve üzerine bir de AB damgası vu- racaktır" uyansında bulundu. Türkiye Genç Işadamlan Derne- ği' nin (TÜGlAD) Ankara Ticaret Odası'nın ev sahipliğinde ATO'- da düzenlediği "Kıbns Sorunu ve AB Boyutu" konulu konfe- ransa katılan Gürel, Kıbns konu- sunda çarpıcı mesajlar verdi. Bölünme keslnleşir AB'nin bugüne kadar attığı yanlış adımlan sürdürmesi ha- linde Kıbns'ta bir çözüm olası- lığmm tamamen ortadan kalka- cağı uyansında bulunan Gürel, "AB, Kıbns adasındaki bölün- müşlüğü kesinleştirecek ve üzerine bir de AB damgası vu- racaktır" dedi. Kıbns'ta önce- liğin ikı tarafin mutabık kalaca- ğı kapsamlı bir çözüm olduğunu da belirten Gürel, "Esas hedef budur yoksa AB üyeliği değil- dir" diye konuştu. Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi abnak için Kıbns konusunda ödün ve- rebileceğini düşünenler olduğu- nu anımsatan Gürel, "Bu varsa- yım temelden yanlış bir bek- İenriye dayanıyor ve doğru çık- mayacağından herkes şimdi- den emin olabilir" dedi. AB Komisyonu'nun son olarak ya- yımladığı îlerleme Raporu ve strateji belgesinin, Güney Kıb- ns Rum Yönetimi'nin tam üye- liği ile ilgıli bölümlerinin bu var- sayıma dayandığını belirten Gü- rel, kendileri açısından komisyo- nun sergilediği yaklaşımm "ka- bul edilemez" olduğunu bildir- di.Komisyonun aldığı tavsiye karannın uygulanması halinde Kıbns ve Doğu Akdeniz'de Türk-Yunan dengesinin temelin- den bozulacağmı da vurgulayan Gürel, "Rumlar, 40 yıldır izle- yegeldikleri Enosis'i dolayh da olsa AB vasıtasıyla gerçekleş- tirmiş olacaktır. Diğer taraftan görüşme süreci tehlikeye gire- cektir" dedi. Dışişleri Bakanı Gürel, toplan- tı çıkışında gazetecilerin sorula- nnı yanıtlarken, komisyonun ge- nişlemeden sorumlu üyesi Gün- ter Verheugen"ın kendisini ara- dığını söyledi. Gürel, "Aradı ve 'herhangi bir kötü niyetle değil, sadece meşguliyetim dolayısıy- la' dedi. Böyle bir izlenim ba- lamından özür dilediğini söy- ledi" diye konuştu. Yılmaz: Türkiye'siz birlik, global bir aktör olarak dünya sahnesinde yer alamaz AB'ye yük. olmayız OKTAYAPAYDIN SİLtVRt - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB Komisyonu'nun Türkiye tlerleme Raporu ve bü- tün adaylann birlikte değerlen- dirildiği "Strateji Belgesi"nin kendileri için bir sürpriz niteli- ği taşımamakla birlikte, beklen- tilerini de karşılamadığını söy- ledi. AB Türkiye Temsilcisi Bü- yükelçi Hansjörg Kretschmer ise AB üyeliğinin egemenlikten feragat etmeyi gerektireceğini belirterek. "Türklerin bugün için bunu kabul ermesi müm- kün görünmüyor" dedi. Türkiye Araştırmalar Merke- zi Vakfi'mn, Federal Alman Po- litik Etüdler Enstitüsü desteğiy- le Silivri Klassis Otel'de düzen- lediği "Türkiye-Avrupa Birü- ği tlişkileri ve Almanya'nın Rolü" konulu sempozyum baş- ladı. Açılışta konuşan Yılmaz, siyasi kriterlere uyumun dina- mik bir süreç olduğunu, istisna- sız tüm aday ülkelerin komisyon raporlannda gösterilen eksiklik- lere karşın üyelik müzakereleri- ne başlandığını ifade etti. Yılmaz, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğiyle ilgili Al- manya'daki bazı çevrelerin kay- gılannın bulunduğunu, ancak bunlann önyargılardan kaynak- landığını anlattı. Belgenln gri tonu ağır basıyor Türkiye'nin AB'ye yük olma- yacağını, birliğin gelişmesine katkı sağlayacağını vurgulayan Yılmaz, "AB'ye üyelik yolun- da en önemli hedeflerden biri 'Türkiye korkusu" duygulannı yok ederek, 'Türkiye avantajı' gerçeğini benimsermektir. AB, Türkiye'nin katkısı olmadan güçlü ve global bir aktör ola- rak dünya sahnesinde yer ala- maz. AB Komisyonu'nun açık- lamış olduğu belgeler, bana göre gri tonu ağır basan tek- nik bir değerlendirme olmuş- tur" diye konuştu. Türkiye'nin AB Genel Sekre- teri Büyükelçi Volkan Vural da AB üyeliğinin Türkiye'de parti- ler üstü bir hedef olduğunu an- lattı. Türmen: Köy boşaltma büyüksorun Avrupa Insan Haklan Mahke- mesi (AlHM)Yargıcı Rıza Tür- men ise Türkiye'nin eksiklerine değinerek, "Köy boşaltmalar hakkında AİHM'de birçok dava var. Bu sorun çözülmeli- dir" şeklinde konuştu. Türmen, X ılmaz, "Türkiye- Avrupa Birliği tlişkileri ve Almanya'nın Rolü"" konulu sem- pozyumun açıhşını yaptı. (AA) şöyle devam etti: "Türkiye Av- rupa'da en fazla parti kapa- tan ülke konumunda. Refah Partisi dışındaki tüm kapat- ma kararlarında Türkiye aleyhine ihlal kararlan çıktı." AB Türkiye Temsilcisi Büyü- kelçi Hansjörg Kretschmer de Kophenag'da Türkiye için olum- lu mesaj çıkacağına işaret ede- rek, Türkiye'nin insan haklan, ifade ve basın özgürlüğü gibi konulardaeksiklikleri olduğunu voırguladı. Kretschmer, "İşkence ve kö- tü muameleler tamamen orta- dan kalkmış değil. Ancak, cid- di iyileştirmelerin olduğu da bir gerçek" diye konuştu. Cürel'le eylem planını görüştüler STK'lerden müzakere için Avrupa'ya çıkarma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sivil toplum ör- gütleri (STK), AB'den yıl sonunda müzakere tarihi alabilmek için atağ_a geçi- yor. Aralannda TUSIAD, TOBB, TtSK gibi iş çevre- lerinin yanı sıra DÎSK, Türk-îş, Hak-îş, KESK gibi önde gelen sendikalaruı da bulunduğu sivil toplum ör- gütleri, aralık ayında ger- çekleştirilecek Kopenhag doruğunda almacak karan etkileyebilmek için 15 üye ülkede temaslara başhyor. Istanbul'da önceki gün Dı- şişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel'le buluşan önde ge- len 26 STK'nin temsilcileri, yapacaklan etkinlikler için hazırladıklan eylem planı hakkında görüş alışverişin- de bulundular. A\Tupa'daki Türk temsilcilikleriyle ko- ordinasyonun ele alındığı toplantıda, Dışişleri Bakan- lığı da STK'lerin ilgili ülke- lerdeki karşıtlan ve resmi yetkililer ile daha kolay te- masa geçebihneleri için ge- rekli bilgileri iletti. TÜSÎAD, daha önce baş- lattığı Avrupa başkentlerine ziyaretlerini aralık ayına ka- dar hızlandıracak. Le Figoro ve The independent Atina-Ankara dostluğu dikkat çekiyor PARİS/LONDRA (Ajanslar) - Fransa'da ya- yımlanan Le Figaro gazete- si, "Avrupa Birliği'ne üye- lik konusunda Yunanis- tan'ınTürkiye'ye ciddi bir biçimde destek verdiğini" kaydederken, Ingiliz The In- dependent gazetesi de "Yu- nanistan, Türkiye'nin AB talebini desteklemek için düşmanlıklan rafa kaldır- dı" diye yazdı. Le Figaro'nun Atina mu- habiri tarafından yazılan ha- berde, "Türkiye'ye somut bir perspektif verilmeme- sinin,Türk halkının kendi- ni tecrit edildiği duygusu- na kapılmasına yol açma- sından. bunun da seçimler- de Avrupa karşıtlannın ve dinci partilerin zaferine dönüşmesinden" endişe et- tiği bildirildi. The Independent da "Yu- nanistan, Türkiye'nin AB talebini desteklemek için düşmanlıklarını rafa kal- dırdı" başhklı yazısmda, "Yunanistan, Türkiye ile üyelik müzakere tarihinin belirlenmesi çağrısını ya- parak, bu ülkenin en bü- yük destekçisi olarak orta- ya çıktı" yorumunu yaptı. Raporda, reformlann uygulanması açısından 30 Ağustos konseri örnek gösterildi Aksu, üerleme raporuna girdi AYHAN ŞİMŞEK A>fKARA - AB Komisyo- nu'nun llerleme Raporu'nda, Se- zen Aksu'nun Kürtçe konserin- den Türk veYunan istihbarat ser- visleri arasında başlayan işbirli- ğine, önemli aynntılar dikkat çekti. Raporda, Alevilere karşı aynmcı politikalann sürdüğü öne sürülürken, Laz ve Pontus kültürlerini anlatan kitaplara so- ruşturmalareleştirildi. Sivil top- lum örgütleri üzerindeki baskı- nın Alman vakıflanna kadar uzandığı kaydedildi. Raporda, ilk kez Yunanistan ile ilişkilerin değerlendirildiği "sınır sorun- lannın barışçıl çözümü" başlı- ğı, en olumlu bölümü oluşturdu. Son dönemde iki ülke arasında gelişen yakınlaşmanın övüldüğü raporda, ilişkilerin iki ülke istih- barat servisleri arasında işbirliği- ne kadar ilerlediğine dikkat çe- kildi. 160 sayfayı aşan rapordan ilginç paragraflar şöyle: f" İlk olumlu işaret, Sezen Aksu'dan: Kültürel haklar ala- nında Ağustos 2002 reformlan- nın ruhunun yaşama geçmeye başladığı yönünde işaretler var- dır. Türkiye'nin Zafer Bayra- mı'nda (30 Ağutos 2002), ünlü Türk sanatıçısı Efes'te verdiği halk konserinde Kürtçe, Erme- nice, Yunanca ve Türkçe şarkılar Raporda konsere Külrür Bakanlığı'nın destek verdiği belirtildi. seslendirmiştir. Kültür Bakanlı- ğı'nın destegiyle gerçekleştirilen konser, Antalya ve Istanbul'da sürdürülmüştür. f Geride bıralalan uygula- malar: Ağustos reformlanndan önce Kürtçe çok değişik sınırla- malara tabiydi. OHAL bölgesin- de 17 Kürtçe müzik kaseti ya- saklandı. Kürtçe şarkı yayınla- yan TV ve radyolar kapatıldı ya da cezalandındı. Çocuklanna Kürtçe isim koyan aileler soruş- turma geçirdi. i> 1 milyon kriminal dosya: Yargı sistemi biriken dosyalar ile ağır yük altındadır. Halen 1 mil- yon 153 bin ceza dosyası yargı önündedir. Yargılama süreci orta- lama 406 gün sünnektedir. Özel- likle işkence ve kötü muamele davalannda yargılama süreci da- ha da uzayabilmektedir. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada tartışma yaratır, sloganlar görsellikle zenginleşirdi. 2000'li yılların başında, yakın siyasi geçmişimizde her on yılın partisel dalgalanmalar açısından da önemli değişimlerı ortaya koyduğunu vurgulamış, sı- ralamıştık: 1950'lerde çok partili yaşama, "Yetersöz milletin" sloganıyla damgasını vuran DP, bunun karşıltğını al- dı, seçim sistemınin getirdiği avantajla Meclis'te ezi- cı bir çoğunluk elde etti. İlk bakışta çok çekıcı gelen buslogan, "millet öyle istiyor" dalkavukluğuyla dev- let yapısında erozyonlara da neden oldu. 1960'lardaAR "Büyük Türkiye" ufkuyla merkez sa- ğı sandığın kazanan tarafı yaptı. Büyük Türkiye slo- ganı belli ölçülerde yaşama geçti ama, büyük sözcü- ğü sorunların başına da konur hale geldi! 1970'lerde CHP, "Toprak işleyenin su kullananın", "Akgünlere" sloganıyla sol dalgalanmanın başını çek- ti. Büyük kent varoşlarının büyük umudu haline ge- len bu sloganlar yaşama geçmedi. Bugün aynı varoş- lar radikal dinci akımların oy deposu haline geldi. 1980'lerdeANAR "Çağatlayacağız" sloganının içi- ne her şeyi koydu. Hukuktan siyasi yaşama, ekono- miden devlet düzenine kadar pek çok alanda bu at- layışla anlayış değiştirdık! 1990'larda RR Adil düzen" deyip, merkez sağın marjinal hale gelışınin başlangıcını hazırladı. Adil dü- zen i tarif eden yoktu ama, bu sloganı atan çoktu! Boş havuzda siyaset Geldik2000'lere... Yukarıdakionyıllıkdalgalanma- lara damgasını vuran sloganlann benzerini göremiyo- ruz. Bir başka deyişle, siyasiler toplumu etkileyecek 2-3 sözcüğü yan yana getiremiyorlar... Bugünkü meydanlara bakıyoruz... Bol miktarda meydan okuma var ama, seçmenin eğılimini okuma görünmüyor. Pek çok siyasetçi eski sloganlan kırpıp kırpıp yıldız yapıyor. DYR yarım asır önceki ekonomiye bakışın sağına bırkaç sıfır koymuş, ısıtmaya çalışıyor. "Her mahallede trilyoneryaratacağız..." AKP'de, "6/gelirsekgörürsünüz" sloganı hâkim. Ne yaparsınız? Söyleyebildikleri fazla bir şey yok. Dub- le yol yapıp istihdamı arttırma, böylece yolların etra- fındaki rantı çoğaltıp ekonomiyi büyütme planı, avcı hikâyelerine taş çıkartacak guzellikte. 70'lerde "komünizme karşı mücadeienin kalesi", 90'larda, "bölücülüğe karşı mücadeienin kalesi" mis- yonlarıyla sandıktan çıkan MHP'nin elinde oyla tutu- lur bir mısyonun kalmadığı dıkkati çekiyor. DSP sessizliğinı, "sessiz devrim" sloganıyla boz- maya çalışıyor. Sessiz şarkı gibi bir şey... DSP'liler sosyolojıye oynuyor. Hesap şu: Kimi kamuoyu yoklamaları bizi yüzde 1-2'lerde gösteriyor. Dünyanın hiçbır ülkesınde bir seçimde yüzde 20'nin üzerinde oy alan parti, sonraki seçim- de on kat oy kaybetmiyor. Bu sosyolojik olarak müm- kün değil. Bakalım Türkiye'nin sosyolojisi bunu doğ- rulayacak mı? Meclis'tekı partileri dışanda zorlayan en büyük güç olan CHP'ye de "Nasıl olsa geliyoruz, bunlarta yanş yapmamın âlemi yok" havasında olduğunu görüyo- ruz. "Güzelgünlergöreceğiz" başlığıyla seçim bildir- gesinı duyuran CHP'nin bu sloganı, meydanlarda be- nimsenmiş görünmüyor. Aktardığımız tablo, suya girip ıslanmamak gibi bir şey... Siyaset havuzuna su doldurmak öncelikle par- tilerin görevi. Eğer dolduramazlarsa, yüksekten boş havuza atlamanın karşılığını alırlar! [email protected] IKDP-IKYB İŞBtRLÎĞt K Irak'ta ikinci anayasa hazırlığı Haber Merkezi - Kuzey Irak'ta, Irak Kürdistan Demokratik Partisi (TKDP) ile Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (DCYB), mahal- li olarak adlandırdıkla- n anayasa taslağı üze- rinde anlaşırken her iki partinin, Saddam reji- minin devrilmesinden sonra Irak bütününde uygulanacak yeni bir anayasa üzerinde çalış- tığı ortaya çıktı. NTV'nin haberine göre, Kürt gruplann üzerinde çalıştığı ikin- ci anayasa taslağının Saddam rejiminin dev- rihnesinden sonra yü- rürlüğe girmesinin planlandığı belirtildi. Haberde, taslakta Irak devletinin Arap ve Kürt bölgesi olmak üzere i- ki bölgeli federatif bir yapıya dönüştürülece- ği belirrilirken "Irak halkı Arap ve Kürt ol- mak üzere iki ana milletten oluşur. Kürt halkının milli, Türk- menler ve Asurilerin meşru haklan tanına- caktır. Irak federal devletinin resmi dili Arapçadır. Ancak Kürdistan federal bölgesinde resmi dil Kürtçe olarak da kul- lanılabilecektir" de- nildi. Diplomatik çe\r - reler, her iki anayasa taslağıyla öngörülen yönetim biçiminin fe- deratif bir yapıdan çok iki ayn devletin bir ara- ya gelmesiyle oluşturu- lan "konfederasyo- na" benzediğini belir- tiyorlar. Çelikel: AB raporu abartıb • tstanbul Haber Servisi - Adalet Bakanı Aysel Çelikel, AB llerleme Raporu'nda Türkiye ile ilgili bazı ifadelerin abartılı olduğunu söyledi. Çelikel, "Türkiye'de sürekli ve sistematik işkence yapılıyor dersek, topluma ve hukuku uygulayıcılara haksızlık etmiş oluruz" dedi. Arseven Kopenhag'dan umutlu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nejat Arse\en, Türkiye'nin imza attığı büyük reformlann, Avrupa Birliği Komisyonu'nca onaylanan, Türkiye hakkındaki llerleme Raporu'nda açıkça belirtüdiğini söyledi. Arseven, Kopenhag zirvesinde müzakere karan verilebileceğıni kaydetti. TÜSİAD, DGM'de iyileştirme istedi • ÎSTANBUL (AA) -Türk Sanayicileri ve Işadamlan Derneği (TÜSlAD), Ceza Muhakemeleri Usulleri Kanunu'ndaki (CMUK) iyileştirmelerin, DGM sanıklan için de geçerli hale getirilmesi gerektiğini bildirdi. TÜSlAD'dan yapılan yazılı açıklamada, "AB Komisyonu'nun llerleme Raporu'nda da belirtilen DGM sanıklannın a\Tikatlan ile görüştürühneksizin iki gün gözaltında tutulmasına ilişkin uygulamaya son verihnehdir" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle