Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2002 CUMARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
Gürel, AB'nin yanlış adımlannın çözüm olasılığını yok edeceğini söyledi
Kıbns'ta ödün yok
G Ü N C E L CtTVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sdjyfada
Medyaya göre, Genelkurmay, birliklere ABD'nin
operasyon günü yaklaştığını göz önüne alarak "Sa-
vaşa hazırolun" talimatını verdi.
Hangi savaşa? VVashington, Türkiye'nin Irak sava-
şına asker vererek katılmayacağını biliyor. ABD, Tür-
kiye'nin sağlayacağı olanakları da biliyor. Kimi hava-
alanlan, hava koridorlan, ikmal yollan vs.
Oysa; Türkiye Irak savaşı kadar, belki de daha faz-
la önemsediği başka türden oluşumlan, oldubrttileri
hesaba katmak zorunda.
Turgut Özal, ABD adına Çankaya'dan tek başına
önemlı devlet kunjluşlannı dışlayarak uç koyup bir al-
mayı öngören polrttkalaryönetti.
Askerleri, hatta kendi hükümetini, Körfez Sava-
şı'nda Başbakan Akbulut u devreden çıkararak,
VVashington ile bire bir görüşmeler yapan, kendi ba-
şına kimi projeleri yaşama geçirmeye çabalayan, Ku-
zey Irak'ta ABD ve müttefikleri hesabına cephe aç-
maya heves duyan Turgut özal politikalan tarihe ka-
nştı.
Sivil-asker birlikteliğini sağlayan kurallar işliyor, dev-
let mekanizması işbaşında.
Ama Türkiye, özellikle askerter Irak savaşı sırasın-
da veya sonra Kuzey Irak'ta ortaya çıkması gıderek
güçlenen olasılıklara karşı "hazır".
Aylardır bilınen gerçeği aynntılanyla yınelemeye ge-
rek yok.
Kuzey Irak'ta Kürt devletinin "resmen kurvlmasına"
Türkiye asla seyirci kalmayacak. Bugünlerde sık sık
yinelediğı uyanları gerekli gördüğü anda "müdahale"
ile sonuçlandıracak.
"Müdahale" sözcüğünün hangi anlama geldiğini
bilmeyen yok. 0 kadar ki, Saddam'ı devirmeye az-
metmiş ABD'den yardımlanna karşılık aldıklan -ölçü-
sü bilinmeyen vaatlerte- şımaran Kürt aşiret reisleri,
Barzani ile Talabani bile "müdahalenin" hangi anla-
ma geldiğini anlarnış görünüyoriar.
* • •
AB, şımdilik Kuzey Irak'la ilgilenmediği izlenimi ve-
riyor.
Türkiye'nin sert açıklamalannı işitmezlikten geltyor.
Oysa kulağı kirişte. Kuzey Irak'a yapacağımız "mü-
dahaleyi" yadsımaları uzak bir olasılık mı? Değil.
Türkiye'nin güvenlıği, toprak bütünlüğü gibi ulusal
kavramlar Batı için solda sıfırdeğerler.
• • •
Kıbrıs'taki Türk varlığını, Türkiye'nin kaygılannı
AB'nin dikkate almadığı llerieme Raporu'yla da ka-
nıtlandı.
Dışişleri'nin açıklamasındaki "AB'nin tektaraflıRum
müracaabnı sürekli ileriye götütmesi Kıbns'ta kalıcı
bir uzlaşmayı önleyen temel etkendir" cümlesi, AB
politikalanna karşı Türkiye'nin bugünkü ve yannki ke-
sın kararlılığını sergilemıyor mu?
KKTC'nin "mevcudiyetiniyoksayan AB'nin tek ta-
raflı kararlannı kabul edemeyeceğimizi" bir kez daha
açıklamamızı nelerin izleyeceği ortada: Kıbns bölüne-
cek!
Türkiye'nin Kıbns'tan vazgeçmesi söz konusu de-
ğildir. Zaten vazgeçtiği anda ulusal onurundan, ulu-
sal yarartanndan vazgeçmiş, Yunan-Rum idealleri ile
kuşatılmış olacaktır.
• • •
llerteme Raporu'na karşı Batı medyasındaki lehimi-
ze yayınlar gerçeği unutmamıza neden olabilir mi?
Batı gazetelerinden geniş alıntılara yer veren med-
yamız; Ecevit'in değerlendirmelerine nedense iltifat
etmiyor.
TBMM'nin AB üyeliğine erişebilmemiz için gerekli
bütün olanaklan sağladığının altını çizdikten sonra;
Başbakan, "Bunlan açıkladığımız vakitAB yöneticile-
ri evvela şaşırdılar. Böyle bir şeyi asla beklemiyoriar-
dı.
Fakat sonradan k&ndilerini toparladılar. Acaba ne gi-
bi olumsuzluk bulabiliriz diye kendilehni zortamaya
başladılar ve... sonuç olarak da dünkü açıklama (ller-
leme Raporu) çıktı" diyor.
Bu sözlerAB'nin gerçekyüzünü, içten olmayan, ya-
lan yüzünü doğrudan ifadelerle sergilemiyor mu?
Tabii Başbakan'ın üslubu; ulusallıktan kopmuş, AB
yalakalığına kendini adamış olanlann anlamayacağı,
anlamak istemeyecekleri üslup.
Gulen yüzlü maskeyi indiren, çünkü çirkin yüzü ser-
gıleyen üslup!
EMNÎYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ:
Işkence iddiasını
kabul etmiyoruz
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Emni-
yet Genel Müdürlüğü,
AB tlerleme Rapo-
ru'nda Türkiye'de iş-
kence olduğuna ilişkin
değerlendirmesine kar-
şı savunmaya geçti.
Emniyet Genel Müdür-
lüğü Sözcüsü Feyzul-
lah Arslan, işkence
savlannın "münferit"
olduğunu ileri sürerek
"tşkence iddialarını
kabul etmiyoruz"dedi.
Emniyet, Adana'da
bir kadının polislerin
gözü önünde 54 kez bı-
çaklanmasını "insan-
lık dışı" olarak niteler-
ken. müdahale konu-
sunda ise "Türkiye'de
plastik mermi uygula-
ması yok" savunması-
nı yaptı. Emniyet Ge-
nel Müdürü Kemal Ö-
najj,
Önal, olaylar karşı-
sında polisin nasıl dav-
ranacağmın mevzuatla
belirlendiğini kaydede-
rek şunlan söyledi:
"Polisin silah kul-
lanması konnsunda
uzun süren yargıla-
maya tabi olaylar ol-
du. Bu da silah kul-
lanmayı önlemeye yö-
nelik zafiyetlere yol
açtı. Ancak, bu gibi
dorumlar görevin ye-
rine getirilmesine en-
gel olmamalıdır."
Önal, "Manisalı
Gençlere tşkence Da-
vası" tebligatlannda
bir gecikme olmadığını
savundu.
AB ÎLERLEME RAPORU
MGK: Memnuımz
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Milli
Güvenlik Kurulu
(MGK) Genel Sekrete-
ri Orgeneral Tuncer
Kılınç, AB llerleme
Raporu'nda MGK'ye
yönelik eleştirileri de-
ğerlendinrken "Biz du-
runıutnuzdan mem-
nunuz" dedi. Kılınç,
Türk Genç Işadamlan
Derneği'yle (TÜGl-
AD), Ankara Ticaret
Odası'nın (ATO) ger-
çekleştirdiği "Kıbns
sorunu veAB boyuru"
konulu konferansa din-
leyici olarak katıldı.
Kılıç, konferans önce-
sinde bir gazetecinin
MGK'nin yapısı ile il-
gili eleştirileri anımsa-
tarak bu konuda bir de-
ğerlendirmesinin bulu-
nup bulunmayacağını
sorması üzerine Kılınç,
"Biz durumumuzdan
memnunuz" demekle
yetindi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dışişleri Bakanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Şükrü Sina
Gürel, Türkiye'nin Avrupa Bir-
liği'nden (AB) müzakere tarihi
almak için Kıbns'ta ödün verme-
yeceğini bildirdi. AB'nin son ra-
porlanyla Kıbns'ta ödün beklen-
risinde olduğunu ifade eden Gü-
rel, "Bu bizim açımızdan ka-
bul edilemez. Bu varsayım te-
melden yoksundur" dedı. Dı-
şişleri Bakanı, "AB böyle devam
ederse Kıbns adasındaki bö-
lünmüşlüğü kesinleştirecek ve
üzerine bir de AB damgası vu-
racaktır" uyansında bulundu.
Türkiye Genç Işadamlan Derne-
ği' nin (TÜGlAD) Ankara Ticaret
Odası'nın ev sahipliğinde ATO'-
da düzenlediği "Kıbns Sorunu
ve AB Boyutu" konulu konfe-
ransa katılan Gürel, Kıbns konu-
sunda çarpıcı mesajlar verdi.
Bölünme keslnleşir
AB'nin bugüne kadar attığı
yanlış adımlan sürdürmesi ha-
linde Kıbns'ta bir çözüm olası-
lığmm tamamen ortadan kalka-
cağı uyansında bulunan Gürel,
"AB, Kıbns adasındaki bölün-
müşlüğü kesinleştirecek ve
üzerine bir de AB damgası vu-
racaktır" dedi. Kıbns'ta önce-
liğin ikı tarafin mutabık kalaca-
ğı kapsamlı bir çözüm olduğunu
da belirten Gürel, "Esas hedef
budur yoksa AB üyeliği değil-
dir" diye konuştu. Türkiye'nin
AB'den müzakere tarihi abnak
için Kıbns konusunda ödün ve-
rebileceğini düşünenler olduğu-
nu anımsatan Gürel, "Bu varsa-
yım temelden yanlış bir bek-
İenriye dayanıyor ve doğru çık-
mayacağından herkes şimdi-
den emin olabilir" dedi. AB
Komisyonu'nun son olarak ya-
yımladığı îlerleme Raporu ve
strateji belgesinin, Güney Kıb-
ns Rum Yönetimi'nin tam üye-
liği ile ilgıli bölümlerinin bu var-
sayıma dayandığını belirten Gü-
rel, kendileri açısından komisyo-
nun sergilediği yaklaşımm "ka-
bul edilemez" olduğunu bildir-
di.Komisyonun aldığı tavsiye
karannın uygulanması halinde
Kıbns ve Doğu Akdeniz'de
Türk-Yunan dengesinin temelin-
den bozulacağmı da vurgulayan
Gürel, "Rumlar, 40 yıldır izle-
yegeldikleri Enosis'i dolayh da
olsa AB vasıtasıyla gerçekleş-
tirmiş olacaktır. Diğer taraftan
görüşme süreci tehlikeye gire-
cektir" dedi.
Dışişleri Bakanı Gürel, toplan-
tı çıkışında gazetecilerin sorula-
nnı yanıtlarken, komisyonun ge-
nişlemeden sorumlu üyesi Gün-
ter Verheugen"ın kendisini ara-
dığını söyledi. Gürel, "Aradı ve
'herhangi bir kötü niyetle değil,
sadece meşguliyetim dolayısıy-
la' dedi. Böyle bir izlenim ba-
lamından özür dilediğini söy-
ledi" diye konuştu.
Yılmaz: Türkiye'siz birlik, global bir aktör olarak dünya sahnesinde yer alamaz
AB'ye yük. olmayız
OKTAYAPAYDIN
SİLtVRt - Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mesut
Yılmaz, AB Komisyonu'nun
Türkiye tlerleme Raporu ve bü-
tün adaylann birlikte değerlen-
dirildiği "Strateji Belgesi"nin
kendileri için bir sürpriz niteli-
ği taşımamakla birlikte, beklen-
tilerini de karşılamadığını söy-
ledi. AB Türkiye Temsilcisi Bü-
yükelçi Hansjörg Kretschmer
ise AB üyeliğinin egemenlikten
feragat etmeyi gerektireceğini
belirterek. "Türklerin bugün
için bunu kabul ermesi müm-
kün görünmüyor" dedi.
Türkiye Araştırmalar Merke-
zi Vakfi'mn, Federal Alman Po-
litik Etüdler Enstitüsü desteğiy-
le Silivri Klassis Otel'de düzen-
lediği "Türkiye-Avrupa Birü-
ği tlişkileri ve Almanya'nın
Rolü" konulu sempozyum baş-
ladı. Açılışta konuşan Yılmaz,
siyasi kriterlere uyumun dina-
mik bir süreç olduğunu, istisna-
sız tüm aday ülkelerin komisyon
raporlannda gösterilen eksiklik-
lere karşın üyelik müzakereleri-
ne başlandığını ifade etti.
Yılmaz, Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne üyeliğiyle ilgili Al-
manya'daki bazı çevrelerin kay-
gılannın bulunduğunu, ancak
bunlann önyargılardan kaynak-
landığını anlattı.
Belgenln gri tonu
ağır basıyor
Türkiye'nin AB'ye yük olma-
yacağını, birliğin gelişmesine
katkı sağlayacağını vurgulayan
Yılmaz, "AB'ye üyelik yolun-
da en önemli hedeflerden biri
'Türkiye korkusu" duygulannı
yok ederek, 'Türkiye avantajı'
gerçeğini benimsermektir. AB,
Türkiye'nin katkısı olmadan
güçlü ve global bir aktör ola-
rak dünya sahnesinde yer ala-
maz. AB Komisyonu'nun açık-
lamış olduğu belgeler, bana
göre gri tonu ağır basan tek-
nik bir değerlendirme olmuş-
tur" diye konuştu.
Türkiye'nin AB Genel Sekre-
teri Büyükelçi Volkan Vural da
AB üyeliğinin Türkiye'de parti-
ler üstü bir hedef olduğunu an-
lattı.
Türmen: Köy boşaltma
büyüksorun
Avrupa Insan Haklan Mahke-
mesi (AlHM)Yargıcı Rıza Tür-
men ise Türkiye'nin eksiklerine
değinerek, "Köy boşaltmalar
hakkında AİHM'de birçok
dava var. Bu sorun çözülmeli-
dir" şeklinde konuştu. Türmen,
X ılmaz,
"Türkiye-
Avrupa
Birliği
tlişkileri ve
Almanya'nın
Rolü""
konulu sem-
pozyumun
açıhşını
yaptı. (AA)
şöyle devam etti: "Türkiye Av-
rupa'da en fazla parti kapa-
tan ülke konumunda. Refah
Partisi dışındaki tüm kapat-
ma kararlarında Türkiye
aleyhine ihlal kararlan çıktı."
AB Türkiye Temsilcisi Büyü-
kelçi Hansjörg Kretschmer de
Kophenag'da Türkiye için olum-
lu mesaj çıkacağına işaret ede-
rek, Türkiye'nin insan haklan,
ifade ve basın özgürlüğü gibi
konulardaeksiklikleri olduğunu
voırguladı.
Kretschmer, "İşkence ve kö-
tü muameleler tamamen orta-
dan kalkmış değil. Ancak, cid-
di iyileştirmelerin olduğu da
bir gerçek" diye konuştu.
Cürel'le eylem planını görüştüler
STK'lerden müzakere
için Avrupa'ya çıkarma
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sivil toplum ör-
gütleri (STK), AB'den yıl
sonunda müzakere tarihi
alabilmek için atağ_a geçi-
yor. Aralannda TUSIAD,
TOBB, TtSK gibi iş çevre-
lerinin yanı sıra DÎSK,
Türk-îş, Hak-îş, KESK gibi
önde gelen sendikalaruı da
bulunduğu sivil toplum ör-
gütleri, aralık ayında ger-
çekleştirilecek Kopenhag
doruğunda almacak karan
etkileyebilmek için 15 üye
ülkede temaslara başhyor.
Istanbul'da önceki gün Dı-
şişleri Bakanı Şükrü Sina
Gürel'le buluşan önde ge-
len 26 STK'nin temsilcileri,
yapacaklan etkinlikler için
hazırladıklan eylem planı
hakkında görüş alışverişin-
de bulundular. A\Tupa'daki
Türk temsilcilikleriyle ko-
ordinasyonun ele alındığı
toplantıda, Dışişleri Bakan-
lığı da STK'lerin ilgili ülke-
lerdeki karşıtlan ve resmi
yetkililer ile daha kolay te-
masa geçebihneleri için ge-
rekli bilgileri iletti.
TÜSÎAD, daha önce baş-
lattığı Avrupa başkentlerine
ziyaretlerini aralık ayına ka-
dar hızlandıracak.
Le Figoro ve The independent
Atina-Ankara dostluğu
dikkat çekiyor
PARİS/LONDRA
(Ajanslar) - Fransa'da ya-
yımlanan Le Figaro gazete-
si, "Avrupa Birliği'ne üye-
lik konusunda Yunanis-
tan'ınTürkiye'ye ciddi bir
biçimde destek verdiğini"
kaydederken, Ingiliz The In-
dependent gazetesi de "Yu-
nanistan, Türkiye'nin AB
talebini desteklemek için
düşmanlıklan rafa kaldır-
dı" diye yazdı.
Le Figaro'nun Atina mu-
habiri tarafından yazılan ha-
berde, "Türkiye'ye somut
bir perspektif verilmeme-
sinin,Türk halkının kendi-
ni tecrit edildiği duygusu-
na kapılmasına yol açma-
sından. bunun da seçimler-
de Avrupa karşıtlannın ve
dinci partilerin zaferine
dönüşmesinden" endişe et-
tiği bildirildi.
The Independent da "Yu-
nanistan, Türkiye'nin AB
talebini desteklemek için
düşmanlıklarını rafa kal-
dırdı" başhklı yazısmda,
"Yunanistan, Türkiye ile
üyelik müzakere tarihinin
belirlenmesi çağrısını ya-
parak, bu ülkenin en bü-
yük destekçisi olarak orta-
ya çıktı" yorumunu yaptı.
Raporda, reformlann uygulanması açısından 30 Ağustos konseri örnek gösterildi
Aksu, üerleme raporuna girdi
AYHAN ŞİMŞEK
A>fKARA - AB Komisyo-
nu'nun llerleme Raporu'nda, Se-
zen Aksu'nun Kürtçe konserin-
den Türk veYunan istihbarat ser-
visleri arasında başlayan işbirli-
ğine, önemli aynntılar dikkat
çekti. Raporda, Alevilere karşı
aynmcı politikalann sürdüğü
öne sürülürken, Laz ve Pontus
kültürlerini anlatan kitaplara so-
ruşturmalareleştirildi. Sivil top-
lum örgütleri üzerindeki baskı-
nın Alman vakıflanna kadar
uzandığı kaydedildi. Raporda,
ilk kez Yunanistan ile ilişkilerin
değerlendirildiği "sınır sorun-
lannın barışçıl çözümü" başlı-
ğı, en olumlu bölümü oluşturdu.
Son dönemde iki ülke arasında
gelişen yakınlaşmanın övüldüğü
raporda, ilişkilerin iki ülke istih-
barat servisleri arasında işbirliği-
ne kadar ilerlediğine dikkat çe-
kildi. 160 sayfayı aşan rapordan
ilginç paragraflar şöyle:
f" İlk olumlu işaret, Sezen
Aksu'dan: Kültürel haklar ala-
nında Ağustos 2002 reformlan-
nın ruhunun yaşama geçmeye
başladığı yönünde işaretler var-
dır. Türkiye'nin Zafer Bayra-
mı'nda (30 Ağutos 2002), ünlü
Türk sanatıçısı Efes'te verdiği
halk konserinde Kürtçe, Erme-
nice, Yunanca ve Türkçe şarkılar
Raporda konsere Külrür Bakanlığı'nın destek verdiği belirtildi.
seslendirmiştir. Kültür Bakanlı-
ğı'nın destegiyle gerçekleştirilen
konser, Antalya ve Istanbul'da
sürdürülmüştür.
f Geride bıralalan uygula-
malar: Ağustos reformlanndan
önce Kürtçe çok değişik sınırla-
malara tabiydi. OHAL bölgesin-
de 17 Kürtçe müzik kaseti ya-
saklandı. Kürtçe şarkı yayınla-
yan TV ve radyolar kapatıldı ya
da cezalandındı. Çocuklanna
Kürtçe isim koyan aileler soruş-
turma geçirdi.
i> 1 milyon kriminal dosya:
Yargı sistemi biriken dosyalar ile
ağır yük altındadır. Halen 1 mil-
yon 153 bin ceza dosyası yargı
önündedir. Yargılama süreci orta-
lama 406 gün sünnektedir. Özel-
likle işkence ve kötü muamele
davalannda yargılama süreci da-
ha da uzayabilmektedir.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
tartışma yaratır, sloganlar görsellikle zenginleşirdi.
2000'li yılların başında, yakın siyasi geçmişimizde
her on yılın partisel dalgalanmalar açısından da
önemli değişimlerı ortaya koyduğunu vurgulamış, sı-
ralamıştık:
1950'lerde çok partili yaşama, "Yetersöz milletin"
sloganıyla damgasını vuran DP, bunun karşıltğını al-
dı, seçim sistemınin getirdiği avantajla Meclis'te ezi-
cı bir çoğunluk elde etti. İlk bakışta çok çekıcı gelen
buslogan, "millet öyle istiyor" dalkavukluğuyla dev-
let yapısında erozyonlara da neden oldu.
1960'lardaAR "Büyük Türkiye" ufkuyla merkez sa-
ğı sandığın kazanan tarafı yaptı. Büyük Türkiye slo-
ganı belli ölçülerde yaşama geçti ama, büyük sözcü-
ğü sorunların başına da konur hale geldi!
1970'lerde CHP, "Toprak işleyenin su kullananın",
"Akgünlere" sloganıyla sol dalgalanmanın başını çek-
ti. Büyük kent varoşlarının büyük umudu haline ge-
len bu sloganlar yaşama geçmedi. Bugün aynı varoş-
lar radikal dinci akımların oy deposu haline geldi.
1980'lerdeANAR "Çağatlayacağız" sloganının içi-
ne her şeyi koydu. Hukuktan siyasi yaşama, ekono-
miden devlet düzenine kadar pek çok alanda bu at-
layışla anlayış değiştirdık!
1990'larda RR Adil düzen" deyip, merkez sağın
marjinal hale gelışınin başlangıcını hazırladı. Adil dü-
zen i tarif eden yoktu ama, bu sloganı atan çoktu!
Boş havuzda siyaset
Geldik2000'lere... Yukarıdakionyıllıkdalgalanma-
lara damgasını vuran sloganlann benzerini göremiyo-
ruz. Bir başka deyişle, siyasiler toplumu etkileyecek
2-3 sözcüğü yan yana getiremiyorlar...
Bugünkü meydanlara bakıyoruz... Bol miktarda
meydan okuma var ama, seçmenin eğılimini okuma
görünmüyor. Pek çok siyasetçi eski sloganlan kırpıp
kırpıp yıldız yapıyor.
DYR yarım asır önceki ekonomiye bakışın sağına
bırkaç sıfır koymuş, ısıtmaya çalışıyor.
"Her mahallede trilyoneryaratacağız..."
AKP'de, "6/gelirsekgörürsünüz" sloganı hâkim. Ne
yaparsınız? Söyleyebildikleri fazla bir şey yok. Dub-
le yol yapıp istihdamı arttırma, böylece yolların etra-
fındaki rantı çoğaltıp ekonomiyi büyütme planı, avcı
hikâyelerine taş çıkartacak guzellikte.
70'lerde "komünizme karşı mücadeienin kalesi",
90'larda, "bölücülüğe karşı mücadeienin kalesi" mis-
yonlarıyla sandıktan çıkan MHP'nin elinde oyla tutu-
lur bir mısyonun kalmadığı dıkkati çekiyor.
DSP sessizliğinı, "sessiz devrim" sloganıyla boz-
maya çalışıyor. Sessiz şarkı gibi bir şey... DSP'liler
sosyolojıye oynuyor. Hesap şu:
Kimi kamuoyu yoklamaları bizi yüzde 1-2'lerde
gösteriyor. Dünyanın hiçbır ülkesınde bir seçimde
yüzde 20'nin üzerinde oy alan parti, sonraki seçim-
de on kat oy kaybetmiyor. Bu sosyolojik olarak müm-
kün değil. Bakalım Türkiye'nin sosyolojisi bunu doğ-
rulayacak mı?
Meclis'tekı partileri dışanda zorlayan en büyük güç
olan CHP'ye de "Nasıl olsa geliyoruz, bunlarta yanş
yapmamın âlemi yok" havasında olduğunu görüyo-
ruz. "Güzelgünlergöreceğiz" başlığıyla seçim bildir-
gesinı duyuran CHP'nin bu sloganı, meydanlarda be-
nimsenmiş görünmüyor.
Aktardığımız tablo, suya girip ıslanmamak gibi bir
şey... Siyaset havuzuna su doldurmak öncelikle par-
tilerin görevi. Eğer dolduramazlarsa, yüksekten boş
havuza atlamanın karşılığını alırlar!
ankcum@ttnet.net.tr
IKDP-IKYB İŞBtRLÎĞt
K Irak'ta ikinci
anayasa hazırlığı
Haber Merkezi -
Kuzey Irak'ta, Irak
Kürdistan Demokratik
Partisi (TKDP) ile Irak
Kürdistan Yurtseverler
Birliği (DCYB), mahal-
li olarak adlandırdıkla-
n anayasa taslağı üze-
rinde anlaşırken her iki
partinin, Saddam reji-
minin devrilmesinden
sonra Irak bütününde
uygulanacak yeni bir
anayasa üzerinde çalış-
tığı ortaya çıktı.
NTV'nin haberine
göre, Kürt gruplann
üzerinde çalıştığı ikin-
ci anayasa taslağının
Saddam rejiminin dev-
rihnesinden sonra yü-
rürlüğe girmesinin
planlandığı belirtildi.
Haberde, taslakta Irak
devletinin Arap ve Kürt
bölgesi olmak üzere i-
ki bölgeli federatif bir
yapıya dönüştürülece-
ği belirrilirken "Irak
halkı Arap ve Kürt ol-
mak üzere iki ana
milletten oluşur. Kürt
halkının milli, Türk-
menler ve Asurilerin
meşru haklan tanına-
caktır. Irak federal
devletinin resmi dili
Arapçadır. Ancak
Kürdistan federal
bölgesinde resmi dil
Kürtçe olarak da kul-
lanılabilecektir" de-
nildi. Diplomatik çe\r
-
reler, her iki anayasa
taslağıyla öngörülen
yönetim biçiminin fe-
deratif bir yapıdan çok
iki ayn devletin bir ara-
ya gelmesiyle oluşturu-
lan "konfederasyo-
na" benzediğini belir-
tiyorlar.
Çelikel: AB raporu abartıb
• tstanbul Haber Servisi - Adalet Bakanı Aysel
Çelikel, AB llerleme Raporu'nda Türkiye ile ilgili
bazı ifadelerin abartılı olduğunu söyledi. Çelikel,
"Türkiye'de sürekli ve sistematik işkence yapılıyor
dersek, topluma ve hukuku uygulayıcılara
haksızlık etmiş oluruz" dedi.
Arseven Kopenhag'dan umutlu
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Nejat Arse\en, Türkiye'nin
imza attığı büyük reformlann, Avrupa Birliği
Komisyonu'nca onaylanan, Türkiye hakkındaki
llerleme Raporu'nda açıkça belirtüdiğini söyledi.
Arseven, Kopenhag zirvesinde müzakere karan
verilebileceğıni kaydetti.
TÜSİAD, DGM'de iyileştirme istedi
• ÎSTANBUL (AA) -Türk Sanayicileri ve
Işadamlan Derneği (TÜSlAD), Ceza
Muhakemeleri Usulleri Kanunu'ndaki (CMUK)
iyileştirmelerin, DGM sanıklan için de geçerli
hale getirilmesi gerektiğini bildirdi. TÜSlAD'dan
yapılan yazılı açıklamada, "AB Komisyonu'nun
llerleme Raporu'nda da belirtilen DGM
sanıklannın a\Tikatlan ile görüştürühneksizin iki
gün gözaltında tutulmasına ilişkin uygulamaya son
verihnehdir" denildi.