Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2002 CUMARTESİ
DÎZt
Ankara 'Ecevit'siz ve MHP'siz AB hükümeti' senaryolanyla çalkalanırken Bahçeli son noktayı koydu
MHP erkenseçim kdıcınıçekti
90
ıcak günün
sü3
TJcevit'in tedavisi uzadıkça,
MJJ 'çekilsin ' çağnları yapılmaya
başlandu 4 Temmuz'dayapılan
ekonomi zirvesinde Kemal Derviş 'in
"Belirsizlik ortamını uzatmayın "
isteği MHP lideri Bahçeli ile
aralarında gerginlik yarattu
nahçeli, 7Temmuz'dabombayı'
İJpatlattı: 3 Kasım 'da erken seçime
gidelim. MHP lideri, "Böylece
Ecevit'siz ve MHP'siz hükümet
oyununu bozacağız" derken, ANAP'lı
Erkan Mumcu da "Demokrasiye
karşı komplo kuruluyor" diyordu.
TÜREYKÖSE
Başbakan Ecevit'ın hastanede kal-
ma süresi uzadıkça söylentiler de art-
tı. "Çekflsn" çağnlanna her gün ye-
nileri eklenirken; DSP'deki kıpırdan-
malar çok daha büyük bir depremin ha-
bercisiydi.
Kuhslerde, "Ecevitsiz, MHP'siz"
AB hükümeti senaryolan konuşuluyor-
du. "Askerier çekîlmesini istevecek-
nnş", tt
HüsamettmÖzkan,vekâletede-
cekmiş", "Kemal Derviş, İsmail Cem,
Hfisamettin Ozkan DSP'yi parçalayq)
yeni hükümet kuracakırnş", *Başba-
kan. Bderlerzirvesiııegitmezse,çekü-
mesi resmen istenecekmiş" benzen
söylentilerine her gün yenileri ekleni-
yordu. Hatta, TBMM Başkanı Ömer
Izgi başbakanlığında bir seçim hükü-
meti planı doğrultusunda bakanlık düş-
leri kurmaya başlayanlar bile vardı.
4 Temmuz günü yapılan ekonomi zir-
vesinde yaşananlar, Başbakan Yar-
dımcısı DevfctBahçefi'yi çileden çıkar-
dı. 4 Temmuz zirvesinde bürokratlar,
liderlerden siyasi kaynaklı belirsizlik
ortamının uzahlmamasını istedi. Bah-
çeli, sinirlenerek "Siz teknokratsmız,
siv'asi konulan biz değeıiendiririz, siz
teknik değeriendirmelerinizi yapın"
uyansında bulundu. MHP kulıslenn-
den sızan bilgilere göre, gerilimi tır-
mandıran diyalog şöyle gerçekleşti:
Deviet Bahçeli: Sayın Derviş, sürek-
li "siyasi betirsiziik" diyorsunuz. Hü-
kümet görevının başında. Nereden
JL/önemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan
Yantanaa KemalDervç'in Başbakan Ecevit'in sağhk
duramunu gerekçegöstererek, *yeni bir siyasi senaryo'
çözümünü dilegetirmesiüzerine MHP GenelBaşkaoı
Deviet Bahçeli, ne pahasma olursa olsun Ecevit'in
yanında olacağmı ifade ettL MHP lideri kısa bir süre
sonra da seçim isteğini açtkladı.
kaynaklanıyor bu siyasi belirsizlik?
Kemal Derviş: Sayın Başbakan'ın
sağlık durumuyla ilgili bir belirsizlik
var.
DevietBahçeli: Ne demek istiyorsu-
nuz, yani bunun çözümü nedir?
Kemal Derviş: Yeni bir siyasi senar-
yo.
Bülent Ecevit: Bununla ne kastedil-
mek isteniyor. Hükümet gerekli önlem-
leri alıyor, ben de çahşıyorum.
MesutYümaz: Bunun karannı dok-
torlar vermeli.
Bahçeli, bu anda Ecevit'in Hüsa-
mettin Özkan'a baktığını ve gördüğü
suskunluk karşısında sarsıldığını da-
ha sonra kurmaylanna aktardı. Bahçe-
li, "Yüzümüze karşı, yeni senaryo la-
znn, dediler. Başbakan'a insafaz sal-
dmlar yapıbyor. Ama bunun asıl hede-
fîMHP'sizhükümet" diyordu. Bahçe-
li, "Ecevit'inyüreğinden hançerlendi-
ğmi" de söylüyordu.
Aynı günlerde Financial Times'te
yer alan baş yazıda "Hiçbir Kder, ye-
ri dokhırulamaz değjkfir" deniliyordu.
"Türldye'nin smavı" başlıklı yazıda
MHP GENEL BAŞKAN YARDMCISI ÇETÎN, SEÇÎM SÜRECÎNDE YAŞANAN GELÎŞMELERÎ ANLATTI:
Oyununplanlayıcılcm Yümaz ve Ozkan
EMİNEKAPLAN
MHP Genel Başkan Yardımcısı
Şefkat Çetin, seçim sürecinde
yaşanan gelişmelerle ilgili
sorulanmıza şu yarutlan verdi:
- Türkiye'de bazı oyunlan bozmak
için 3 Kasnn tarihini önerdiğinizi
söytiryorsunuz. Bu oyunlann
başlangKi nereye dayanıyor?
- 57. hükümet, uzlaşma ve
koalisyon kültürü içinde ilk 2 yıl
güzel bir çahşma sergiledi.
Hükümet içinde, siyasetin ticaretini
yapan fertlerden diyet istenmeye
başlanmasıyla birlikte hükümet
içindeki ilk sorunlar da başladı.
"Anayasanınfirlaaldığrtoplanü
olarak nitelendirilen MGK
toplantısı, bu sürecin başlama
tarihidir. Sonra, yolsuzluklarla ilgili
operasyonlann yoğunlaştığı bir
dönem oldu. Birden "işadamlanmn
eHne kelepçe takıhyor" biçiminde
kamuoyu baskısı oluşturulmaya
çalışıldı. Bu süreç, hükümette son
15 yılın hesabını vermekle
yükümlü olan insanlann, "suç
ortoğf diye tabir edebileceğimiz
kişilerin "benim mağdtıriyetimi
gider, yoksa ben de beraber
yapüğunız işteri açıklarun" tehditi
güvenlik güçlerine ya da
operasyonlan yürütenlere baskı
yapmalan biçiminde yüriidü. Pek
çok operasyon bıçak gibi kesildi.
- Bu siyasi Mesut Yümaz mı?
- Evet, hükümet ortağımız diye
ifade ettiğimiz Mesut Bey.
- Snin tabirinizk bu oyunlar,
yoisuzluk operasyonlanna mı
dayanıyor?
- Evet, hükümetin bu sürece
gelmesinde bu operasyonlann
ı
• ANAP lideri Yılmaz'ın 'suç ortaklanna diyet
ödemek' amacıyla bir hükümet krizi yarattığını
öne süren Şefkat Çetin, yeni hükümet
senaryolarmı uygulamaya sokmak için de Kemal
Derviş'in seçildiğini söyledi.
Şefkat Çetin, bütün senaryolann Başbakan Ecevit ve MHP'yi devre dışı bı-
rakmak üzere planlandığını, ancak partisinin oyunlan bozduğunu söykdL
büyük etkisi oldu. Bizim gibi DSP
de bundan rahatsız oldu.
Kendilerine MHP ve Başbakan
Bülent Ecevit'i engel olarak
gördüler. Bunu yüksek sesle ifade
edemediler. Bir AB silahı
yakaladılar ve siyaseti AB yanklan
ve karşıtlan gibi iki kutba ayırdılar.
Mesut bey, işi biraz daha
gercbilmek için devletin güvenlik
birimlerini, TSK mensuplannı
eleştiren konuşmalar yapti..
- Kemal Derviş'in bu senaryoiar
içinde bir rohl var mıydı?
- Bir planlama yapıldı, uygulama
aşamasında da Derviş devreye
sokuldu. Planlanan Ecevit'in devre
dışı bırakılıp Özkan'ın devreye
girmesiydi.
- Bu hükümet modeünde hangi
partfler yer alacakn?
- Özkan ve Mesut beyin onayıyla
bağımsızlardan ve DSP'den 70
kadar milletvekiünin katıhmı
hesaplanıyordu, destek verecek
kişiler belirlenmişn. Ama genel
başkanımızın, başbakanhğa vekâlet
olmayacağı, başbakanın kendisini
sağlıkh hissettiği sürece MHP'nin
destek vereceği yönündeki
açıklamasıyla bu oyun bozuldu.
- Ecevit, devre dışı bırakılamayınca
hangi plan uygulanmaya başlandı?
- Sayın Derviş'i çok iyi motive
ettiler, kendisini Türkiye'nin
kurtancısı gibi görmeye başladı.
Bir yandan da Sisam ve Rodos'taki
toplanülarda İsmail Cem formülü
geliştirilmeye çahşıldı. Bunlar tek
bir senaryonun parçalanydı.
Kemal Bey, burîlann uygulayıcısı
oldu. DSP'nin bölünmesi
aşamasında da seçilememe kaygısı
içinde olan milletvekillerine de
"Deniş'B parti iktidara gefir"
denilerek bir grup oluşturuldu.
Sonra da düğmeye basıldı. Gerekçe
olarak da "Başbakan, Özkan'ı
dtşladT denildi. Bu program,
DSP'nin bölünmesine neden oldu.
Partileşme sürecinde ise Derviş,
konu mankeni olarak kullanıldığını
anladı, CHP'ye yöneldi.
- DSP'nin böiünmesinde ANAP'uı
etkisi var mı?
- Evet, 1. plan olmayınca 2. plana
geçildi. O da yeni kurulacak
partiyle yeni bir hükümet modeli.
Bu modele DYP de monte edilmek
ıstendı, ancak Tansu Çfller, "Ben
başbakan olacağmı'' deyınce plan
tutmadı.
- Yümaz'dan "MHP çeküsoT
önerisi geldi. Bu önerrvi neye
bağhyorsunuz?
- Bu ANAP'ın son çırpınışıydı. Ük
sitem Özkan'dan geldi. Beykoz
konaklannda görüştüler.
Senaryolan beraber planlayan
insanlar arasında "Biz sizmle böyte
anlaşmadık, niye bu noktaya
gddJk" sorgulaması başladı.
"Yenibir hder, hükümetin reform prog-
ramına bir yön verecektir. Ancak koJ-
rukta oturmasma rağmen, ashnda ik-
tidarda obnayan birbaşbakan bunu sağ-
layamaz" yorumu yapılıyordu. lç ba-
sında yer alan bazı yazılan da gören
Bahçeli, karannı kesinleştirdi...
Bahcell 'seçim' dedl...
MHP lideri Bahçeli, 7 Temmuz pa-
zar günü partisinin Bursa il başkanlı-
ğı tarafindan düzenlenen "ll.Kflcayay-
la Türkmen Kurultayı"nda "bomba-
smı" patlattı:
"Madem Türkiye'de siyasi bir beür-
siziik var. Her türlü ekonomik prog-
ramın başanyla uygulanmasım önle-
yen faktör bu olarak görülüyor. Gefin
siyasi betirsiziikten neyi kastediyorsa-
mz ki, kastettiğuiiz 57. cumhuriyet hü-
kümetinin bozubnasıdır. O zaman bu
amaçlanmzı milkt iradesine dayah
yapmaya cesaret ediniz. TBMM'yi 1
Eylül'de olağanüstü toplannya çağı-
rahm. 3 Kasım'da seçim karan ala-
hm. Geçmişte olduğu gibi 60 günlük
bir seçim takvimi içerisinde seçimleri
yapalım. Seçim tarihini 3 Kasun ola-
rak benrieyeüm. Böyle bir durum sa-
ym başbakan başkanhğmda bir hükü-
metle Türkhenin sağlıkh bir seçime
gHmesi demektir."
Bahçeli, parti yöneticilerine de ne pa-
hasına olursa olsun Ecevit'in yanında
olacağmı da söylüyordu:
"Türkrye'nin menfaaöerine aykın
olarak bazı dış finans çevTeleri ve ba-
snun bir böhımünce de destekknen bir
organizasvon tespit ettik. Erken seçim
karanıu da açıklamasaydık hafta\a
MHP'siz hükümet için düğmev e basa-
caldardL Bu kopuşlar. senaryo sahip-
lerini suçüstü yakalatmışar.''
Mumcu: Komplo var
Senaryoiar ANAP'ı da kanştırmış-
tı. ANAP lideri Mesut Yümaz, yakın
temas içinde olduğu Husametrin Öz-
kan ile birlikte "Ecevit'siz'' hükümet
arayışlan içine girerken; başkanlık di-
vanındaki sözleri basına sızdı:
"Özkan la anlaşük. hkbaharda se-
çjmegideceğiz.'' Kulislerde "Ecevit'in
dışlandığı bir DSP ile ANAP'ın seçim
tttifakr bile konuşuluyordu. DYP ile
de çok temas arandı. Ancak, Tansu
Çüer'in "başbakanhk" arzusu, "Isma-
1 Cem başbakanhğmdaki AB hüküme-
ti" senaryolanna uymuyordu. Bu ara-
yışlar, zaman zaman ANAP Başkan-
lık Divanı toplantılannda gerilim ya-
rattı. O dönemde ANAP'tan henüz ay-
nlmamış olan Erkan Mumcu, lideri-
ne açıkça tepki göstermekten kaçın-
mıyordu: "Ortaklardan hernangi bi-
ri seçim isterse seçim kaçınılmaz olur.
Doiayısıyla hükümete ihşkin, onu çıka-
rahm, bunu alahm, senaryolan yanhş
olur. Bu,yanhşbir oyun." Erkan Mum-
cu'nun 8 Ağustos günü, henüz
ANAP'la yolunu ayınp, AKP'ye geç-
meden önce yaptıgı açıklama ortalığı
kanştırdı. Başbakan Bülent Ecevit, bu
sözleri "partilerine karşı kompk)" sav-
lanna dayanak gösterdi. Mumcu ay-
nen şunlan söylüyordu:
"Son 3 aydır Türk demokrasisine
karşıkomplo knnıhryor. Hem nıluatoy-
naiKhğmı hemdegüç odakh bir iBşkiy-
le kendflerine göre bir hükümet, Tür-
Idye tasarlamav'a çahşüklannı, bunu
yaparken detoplumu dışarda bırakma-
yıarzuladddannı görüyorum. Bu odak-
lar 57. hükümetin içerden vıkılmasuu.
DSP'nin parçalanmasmı iste>enler. tt-
ti£^araytşJan,eJitoiigarşikurmaama-
cına dönük. Büyük çıkar gruplan ve
iş çevrelermi gözeten bir hükümet ta-
sarlanıyor. Hükümetiçten yıkdmakis-
teniyor, bunun için de DSP parçalam-
yor. Ecevit'in yerine başkası getirflmek
isteniyor. ANAP eğeroyoldan yürüye-
cekscbenim oyoldanyürümemmüm-
kündegü."
YARIN: DSP nasil
parçalandı?
CEM RADYO
: 13.151
TOP20»corn dan snçotc
Bkaöntürttfcr
KENTVEYAŞAM 18.15
TÜRKÜLER TÛM DÜNYADA
WV So Frekımy "JS
Fnb î:!263r43<
KİĞI ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo:2002 81
Tapunun Topraklık Köyü, 115 ada, 6 No'lu parselınde Gülsüm (Toluay) Akan, Ha-
tıce (Toluay) Gündük. Şükrün (Toluay) Gökmen, Ayten (Toluay) Badur, Cemal Tolu-
ay adına kayıtlı tarla vasfındaki 7750 m2 yûzölçümlü gayrimenkulün tamamı DSI
Genel Müdürlüğü tarafindan toplam 13.523. 750.000 bedel karşılıgında kamulaştınl-
ma işlemine tabi tutulmuş olup, taraflar arasında kamulaştırma bedeli hususundk an-
laşmaya vanlanıadığından DSI tarafindan 4650 sayılı yasa uyannca kamulaştırma be-
delinın tespiti ve taşınmazın DSİ adına tapuya tesciline karar verilmesi için mahke-
memize dava açılmış olup. duruşması 31.10.2002 gününe bırakılmıştır. 4650 sayılı
yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10. maddesi uyannca ilan olunur. Basın: 61434
KİĞI ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Dosya No: 2002/95
Tapunun Topraklık Köyü. 113 ada. 6 No'lu parselinde Dursun Toluay adma kayıtlı
tarla ve ev vasfindaki 7200 m2 yûzölçümlü gaynmenkulün tamamı DSİ Genel Mü-
dürlüğü tarafindan toplam 18.814.000.000 bedel karşılığında kamulaştınlma işlemine
tabı tutulmuş olup, taraflar arasında kamulaştırma bedeli hususunda anlaşmaya vanla-
madığından DSİ tarafindan 4650 sayılı yasa uyannca kamulaştırma bedelinin tespiti
ve taşınmazın DSİ adına tapuya tesciline karar verilmesi için mahkememize dava
açılmış olup, duruşması 31.10.2002 gününe bırakılmıştır. 4650 sayılı yasa ile değişik
2942 sayılı yasanın 10. maddesi uyannca ilan olunur. Basın: 61439
MAHMUT TALİ ONGOREN'i
anıyoruz.
13 Ekim 2002 Pazar
Saat 12.30'da gömütü başındayız.
Cebeci Asri Mezariığı (101 Ada, 17 Parsel)
14 Ekim 2002 Pazartesi
Saat 14.00'te anısına öğrenci filmleri gösterimi
(AÜ lletişim Fakültesi,
Mahmut Tali öngören Salonu)
TfHV, Cumhuriyet, ÇGD, İLEF,
Ankara Uluslararası Film Festivali
CUMARTESÎ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
(nsan Nedir Sorusuna
Kapsamlı Bir Yanıt
Prof. Cahit Can'ı önce bir telefon konuşmasıyla
tanıdım. Bu köşede yayımlanan bir yazımdan söz
ederek bir çalışmasını sonuçlandırmada bu yazının
etkili olduğunu söylüyor, bu nedenle de teşekkür et-
me inceliöinde bulunuyordu. Şaşırmadığımı söyte-
yemem. Oncelikle, bizde bu türden "feşe^/cür"lere
pek rastlanmaz. Ikinci olarak da, iddiasız bir köşe
yazısıyla bir bilim insanını etkilemiş olmak güzel bir
duyguydu... Sonra Prof. Cahrt Can'ın kitabı geldi.
Yaklaşık 550 sayfalık dev bir yaprt: "Toplumsal In-
sanın Evrensel Doğası ve Cinsel Suçlar..." Bizde bu
türden kitaplara da pek rastlanmaz... Ankara Hukuk
Fakültesi öğretim üyelerınden Prof. Can uzmanı ol-
duğu bilimsel disiplınin temellerinde, fakat yaratıcı
bir yaklaşımla, akademik sınıriann daraltıcı çerçe-
vesini çok aşan bir yapıt ortaya koymuştu.
• • •
Prof. Can'ın söz ettiği yazımı, yayımlanışının üze-
rinden beş yıl geçmiş olmasına karşın çok iyi anım-
sıyorum. Çünkü, "etik" başlıklı bu yazı, biriktirdiğim
bir öfkenin sonucuydu. öfkemin nedeni ise, bizde
hemen her konuda hem yaygın hem de geçer ak-
çe olan yüzeysellikti... Kendımi de katarak söylüyo-
rum, bizde bugün pek revaçta olan köşe yazariığı
mesleği, böyle bir yüzeyselliğe düşmek için biçılmiş
kaftandır... Kolay bilgi edınmeye alıştırılmış okur, kö-
şe yazanndan her konuda kendisini bilgilendirme-
sinı bekler. Köşe yazarı da, üslup sahibi ya da her-
hangi bir bilgi alanında uzman olup olmamasının ne
önemi var, kaleminın ucuna (bilgisayannın tuşlan-
na!) ne gelirse döktürür... Tepeden bir bakışla bü-
tün toplumsal ve kişisel sorunlara çözümler üretir...
Prof. Can'ın dikkatinı çekmiş olan yazımda şu cüm-
leler vardı: "Etik kavramının toplumsal niteliği ko-
nusunda yapılmış (sadece birkaçının adını andı-
ğım) son derece önemli çalışmalar varken, günü-
müzde biyoetik gibi bir kavram tartışılmaktayken,
bızdeki birtakım köşe yazarlannın ülkemizde yaşa-
nagelmekte olan namus cinayeti, zina, boşanma vb.
türünde toplumsal etik'/n konusu olması gereken
olgulan; aile, evlilik, çocuk'/a ilgili sorunlan; inanıl-
maz bir sığlıkla, akıl almaz bir duyarsızlık ve hafıf-
likle, kadın-erkek eşithği, özgürlük, aşk vb. şablon-
laşmış, içeriği boşalmış kavramlarla açıklamaya ve
yargılamaya çalışmalannı hayretle ve üzüntüyle iz-
liyorum. Sözümona eleştirdikleri magazin medya-
sıyla aynı düzeydekı bu ilerici köşe yazaharına kar-
şı okur tepkisizliği ve bu gibi konuların irdelenme-
sine içerik ve üslup düzeyi getirebilecek toplumbi-
limcilerin eylemsizliği üzüntümü arttınyor..."
• • •
Prof. Can'ın yapıtı beş bölümden oluşuyor. Her
biri ayrı bir yapıt kapsamındaki bu beş bölümdeki
ortak yaklaşım, özetle, aynı zamanda hem doğal hem
toplumsal bir varlık olan insanın bu ikılemli yapısını
anlama çabası; kitabın konusunun sınırtan içinde suç
veceza kavramlannın irdelenmesıdir... "Genel Ola-
rak Doğa-lnsan-Kültür llişkılen" baslığmı taşıyan, baş-
lıbaşına özgün bir yapıt değeri ve kapsamındaki
"giriş" bölümünde ise, esas olarak, "doğadan kül-
türe geçiş sürec/"ndeki insan olgusunun irdelendi-
ği söylenebilir... Prof. Can'ın sözleriyle "...tüm bu gi-
riş bölümû boyunca, toplumsal (kûltûrel) insanın özel-
lıkle cinsel yaşamı konusunda, biyolojik doğasına
nasıl karşı çıktığı ve bunu yaparken de kendini na-
sıl dönüştürdüğü görülecektir... Görüleceği gibi in-
sanın biyolojik doğasıyla toplumsal doğası, zaman
zaman çatışmakta ama gıderek örtüşmektedir..."
• • •
Prof. Cahit Can, kitabına yazdığı önsözün ilk cüm-
lesinde yaprtının içeriğini özetliyor "Bu kitap, insa-
na, topluma, kültüre ve kültür ürünlerine salt akıl-
cı, sosyolojik ve normatif biryaklaşımla, aynı konu-
lara antropolojinin verileriyle zenginleştirilmiş bir
bakış arasında ortaya çıkmış olan hesaplaşmanın
ürünüdür..." Prof. Can'ın çok yerinde bir deyimle "he-
saplaşma" olarak niteledığı bu çatışkı, çağlar bo-
yunca bütün düşünürleri ve düşünür kimliğine sa-
hip yazarlan derinden etkilemiş ve etkilemekte olan
"insan nedir?", "nasıl olmalıdır?" sorulannın ta
kendisidir... Prof. Can, bilimsel bir nesnellikle, ama
başta da belirttiğim gibi akademizmin daraltıcı sı-
nırlan içinde kalmadan, yapıtındaki temel yaklaşı-
mı, denebilirse "ana fikir"\ özetlemeyi sürdürüyor:
"...insan davranışlannı anlamaya yönelmiş bilim
dallannın ve özellikle de antropolojinin sunmuş ol-
duklan veriler ve bilgilerle donandıktan ve insan
yapısının belirleyici özelliklerini tanıdıktan sonra;
hukuku salt yönetme erkini elinde bulunduranlann
emiheriyle özdeş gören pozitivistlerin savları nasıl
onaylanabilir?.. Hukuku doğadan, yaşamdan ve kı-
saca insandan soyutlayarak açıklamaya çalışanla-
nn görüşlerine nasıl katılınabilir? Kaldı ki, bir kura-
lın akıl aracılığıyla oluşturulduğu söylenirken, bu
'akılVn çahşma yönteminin özelliklerini, daha açık
birdeyişle insanın mantıksalyapısını belirleyen öğe-
lehn ve bunları yönlendiren evrensel eğilimlerin de
bilinmesi gerekmektedir..."
• • •
Prof. Cahit Can'ı düşünce dünyamıza büyük kat-
kısından ötürü kutluyorum... "Toplumsal İnsanın
Evrensel Yapısı ve Cinsel Suçlar" sadece toplum-
bilim uzmanlannı ya da meraklılarını değil, "insan"la
ilgili herkesi ilgilendirmesi gereken nitelikte biryaprt-
tır...
ataol b@cumhuriyet.com.tr.
Faks:(0212)51385 95
ANMA
Yaşamını Türkiye'nin ve dünyanın
aydınlık geleceğine adamış
Türkiye Işçi Partisi Genel Başkanı
BEHİCE BORAN
ölümünün 15. yılında
mezarı başında anılıyor.
Konuşmacı: Prof. Sadun AREN
Mezarbaşı Anma Toplantısının:
Tarihi : 12 Ekim 2002 Cumartesi (Bugün)
Saati : 12.30
Yeri : Zinciriikuyu Mezarlığı