18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2002 PA2ARTESİ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] MUMTAZ SOYSAL Kaçkın Aklı BÜTÜN rejimlerde olduğu gi bi Irak'ta da "re- jim muhaliflen" vardır elbet. Onların ne düşün- düklerini bilmiyoruz. Ama dıştakılerinki biliniyor. Dıştakiler, "Irak Ulusal Kongresi" adıyla örgüt- lenmişdurumdalar. Londra'yı merkeztutan ku- ruluşun başkanı, Ahmad Chalabi adında Gü- ney Iraklı zengin bir Şii. Türkçeleştırıp Ahmet Çelebi de diyebilirsiniz. Dıştaki Türkmenlerin bile pek yakınlık gös- termedikleri bu örgüt, VVashington'dakı şahın- leri etkileyen gruplardan bin. Amerikan Kong- resi'nde de epey yandaşı var. Çelebı'ye göre, Amerika istese, Saddam ı hemen devirir. Iraklı "asiler"den sadece 3 bin kişiye Amen- ka'da askerlık eğitimı verılse, "Eğitilmış asıler" birkaç bin kişilik bir Ameri- kan "özel kuvvet"iyle birlıkte, Afganıstan'dakıne benzer yoğun hava bom- bardıman sonrası, Lojıstik ıçin Iran'ın sağlayacağı ulaşım kolay- lıklanyla, Irak topraklanna indirilse, Gösterilecek bu kararlılık karşısında, Irak dev- leti hemen çökermiş. Çünkü Saddam rejımi öylesine çürükmüş! Kısacası, sırtını dıştabir buyükdevlete daya- mış olanlann kendı ülkelenne ılışkin olarak baş- kalanna ucuz akıl satışı. Bereket, VVashıngton'da emeklı General Ant- hony Zinni gibiler de var. Zinni, şimdi ABD'nin Ortadoğu'dakı özel temsilcısı. Associated Press'in bildirdiğıne göre, daha denız pıyade- lennin kuvvet komutanıyken de "Kongre'nin bu işe ayırdığı 97 milyon dolaha birkaç bin kişiye AK-47silahı verip Irak'a ındirmek, 1961 'de Fi- del Castro'yu devırmek için Domuzlar Körfe- zi'ne çıkarma yaptırtmamıza benzer" demiş. Yanı, sonu felakettir. Sorun, konunun askeri yönünü çözmekle de bitecek değildir. Btrisintn Amerika'dakı aklıevvellere dünyanın bu köşesiyle rasgele oynamanın nelere yol aça- cağını anlatması gerekıyor. Başkan Bush herhalde çok şanslı olmalı ki ya- kında kendisine bunu anlatacak olan kişi, Tür- kiye'nin başbakanıdır. Başka hıçbir ülke, Irak ko- nusundakı hatalardan Türkiye kadar çekmedi ve Irak'ın toprak bütunlüğü Türkiye kadar başka hiç- bir ülkeyi böylesine yakından ılgilendırmiyor. Amerika'nın bölge çıkarlan açısından da baş- ka hiçbir ülkenin bakış açısı Türkıye'ninki kadar güvenihr olamaz. Israıl'inki bıle yanıltıcı olabilir. Devrim Tarihi Dersleri ve Enstitülerin Gereken îşlevi... Prof. Dr. Ünsal YAVUZ,/J/ıfora Üni. (Türklnhlap Tarihi Enstitüsü) Öğr. Üyesi 2 547 sayılı Yükseköğ- retim Yasası'nın 5. maddesi, fakülte ve yüksekokullarda oku- yan tüm öğrenciler için bir yıl zorunlu olarak okutulan derslerden biri olan ve yasal adı ile Atatürk İlke ve inİalaplan olarak anılan dersin genel olarak çerçevesini çizmekte ve bir ög- renim yüı içinde veribş süresı- ni, kredı saat/hafta olarak aynn- tılannın saptanmasını ise üni- versitelerin senatolanna bırak- maktadır. Genele yakın üniver- sitelerimizin birkaçı dışında bu ders, devamı zoruniu, haftada 2 saat=2 kredi olarak bır eğitim- öğretim yüı boyunca okutulmak- tadır. Ancak sayısı son derece sınır- ü birkaç üniversitemizde bu der- sin kredısiz ders olarak okutul- ması hem öğretmen ve hem de öğrenci açısından, genel olarak da ülkenin geleceğı açısından değerlendirildığinde beraberin- de bırçok eksıyı getırmektedir. Bu takdirde, bu dersin sorum- luluğunu üstlenen ünıversite bı- nmlerine büyük görev düşmek- tedır. Bu birimlere bakatam: Bu bi- rimler, üniversitelerimizde Ata- türk Ilke ve tnkılaplan ya da Atatürk Araşürma ve l ygulama Merkezieri adı ile anılmakta ve çoğu da 2547 sayılı YÖK Ka- nunu ile kurulmuş bulunmak- tadır. Bu kurumlann en eskisi Ankara Üniversitesi'ne bağlan- mış olan Türk tnkılap Tarihi Enstitüsü'dür. Enstitü yönetme- liğinin altında ıse milli eğınm ba- kanlanmızdan, eğitımci Hasan Âli YüceTin imzası bulunmak- tadır. Biz bunun onunınu taşı- maktayız. Enstitü 1942 tarihin- de kurulmuş olup yönetmelıği ise 5 Kasım 1943 'te hazırlana- rak onaylanmıştrr. Yönetmelik üç bölümden oluşmaktadır: 1. Bölüm: Türk tnkılap Tarihi tç KÜLTUR • S*NAT LEVENT KIRCA SEKMIN HURMERK HAKANJUHKR Talimatnamesi. 2. Bölüm: Türk Inkdap TarihiEnstitüsü Çahşma Planı. 3. Bölüm: Türk İnkılap Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti Rejimi Dersi Müfredaü başîık- lannı taşımaktadır. Son derece kapsamlı olarak hazırlanmış yö- netmelik her ne kadar yasalar- la yeniden düzenlenerek deği- şünlere uğramış olsa da son yıl- larda ülkemizde tanık olduğu- muz felaketli olaylarkarşısında sadece Cumhurıyetimizin ilk üniversitesinin bir birimi olan Türk tnkılap Tarihi Enstitü- sü'nün değil, günümüze ulaşan süreçte açılmış olan benzerleri- nin de gerek kuruhış amaçlan ge- rekse yönetimlen ve çahşma bi- çımleri ile yöneünelikleri oldu- ğu inancındayım. Ancak gerek iletışim araçlan- na yansıyan gerekse içinde ya- şanarak gözlenen ve taruk olu- nan olaylar ve uygulamalar hıç de olması gerekenlen doğrular nitelikte değildir. Şöyle ki ens- titüler (Hacettepe ya da AÜTTE), merkezler (AAUM) yönetimle- rinden başlayarak dersin içeriği- ne ve bu dersi üniversıte ve yük- sekokul gençliğine görürecek kadrolara kadar sorunlar yuma- ğının içinde sıkışıp kalrnış du- rumdadırlar. Yönetim açısından bakıldı- ğında, enstitü müdürlerinin atan- ması YÖK Akademik Teşkilat Yönetmeliği'nin 11. maddesi ile üniversite rektörlerinin inisi- yatifine bırakılmıştır. Bu da ge- çen yıllarda örneklenni gördü- ğümüz, kimi üniversitelerde ha- len de yaşamakta olduğumuz sakıncalı durumlan berabenn- de getirmektedir. Alanla yakın- dan uzaktan ilişkisi ohnayan, konuyla ilgili büimsel çalışma- lara ne ulusal ve ne de uluslara- rası boyutta bir yazı (makale), bildiri, konferans ile katkıda bu- lunmamış, konuya içtenlikle inanmayan, sıcak ilgi duyma- yan, isteksiz kişiliklerin tama- men ikili ilişkiler ve kişisel ye- tenekleriyle (!) göreve atandık- lan bilınmektedrr. Hatta bu gö- revliler, ülkemizde cumhurbaş- kanlan ve rektörlerin iki dönem- den fazla kalamadıklan görev- lerinde, dönemlerce kahna ba- şansını ne hikmetse (!) göstere- bilmektedirler. Buuygulama, enstitü ve uygu- lama merkezlerinin gereksinım duyduklan araç-gereç ve kadro sorunlannın üniversite kurulla- nna yansınlmasını duraksatma- suıın yanı sıra kurumun üniver- siteye ve kamuoyuna karşı olan asıl işlevini yerine getirememe- sine neden olmaktadır. Dersin ıçenğıne gelince... Ne kadar merkezı bir anlayışla sap- tamrsa saptansuı konu gelip bu dersi veren öğretim elemanlann- da kilitlenmektedir. Içerik, kuş- kusuz ülkemizin geleceğinın gü- vencesi olan kuşaklann: Ata- türk ilke ve devrimlen çerçeve- sinde, ülke ve ulusun bölüne- mez bütünlüğiine ve bağımsız- lığına, çağdaş ve uygar modeli- ne ödünsüz sahıp çıkacak kad- rolan gerçek bilgilerle donata- rak yetıştirmek, devletin yuka- nda saydığımız mtehklerine yö- nelik tehditlere karşı uyanık tut- maktır. Dersin ana çizgilenyle oünası gereken içeriği bu iken doğudan batıya uzanan üniver- site ve yüksekokullann kimile- rinde bu ders YÖK dersi olarak kabullenilmekte ve hiç işlenme- mekte ya da saplantılı kafalann bulunduğu kimilerinde Atatürk adını ağzına dahi almayan Türk- ıslam sentezcı ya da tarikatçı kadrolarca verihnekte, kimileri ise zoriama ile bildiğimiz mo- dası geçmış devrim modelleri ya da Atatürk ve devrimin temel ilkelerinin artık küreselleşme- nin etidn olduğu küremizde gü- nünü doldurduğu, geçerliliğini yitirdiği tezi üzerine orurtmaya çalışan numaracı cumhuriyet- çilerce verilmektedır. Burada, toplumun huzur ve banşından, ülkemizin iç güvenliğinden so- rumlu fedakâr pohslerimizi eği- ten polis akademısinde de bu önemli dersin nasıl programla- nıp, kimler taraftndan verildi- ğinin izlenmesinde de yarar ol- duğu kanısındayım. Bu dersi verecek kadrolar ve bunlann yetiştirilmesi sorunu iş- te tam burada karşımıza çıkmak- tadır. Bu dersin, kesinlikle eş, dost, hısun, akraba ilişkisiiçinde bulunan kadrolarca degfl, tam tersine YÖK Başkanhğı Yfirüt- me Kurulu'nun 98Ü2J7O4 sayı- lı karanyia doktora egitimi yap- malan uygun görülen Atatürk, Boğaziçi, Dokuz £>1ül, Hacette- pe, İstanbul üniversiteleri rek- törlüklerine bağh ATT ve Anka- ra ÜnKersitesi'ne bağü İİI ens- titülerinde doktoraiannı yapmış olanlara ya da yapacaldara dev- redflmesi kaçınılrnazdır. Sonuç Laik, demokratik Cumhuri- yetimizin elh yılhk serüvenı göz- den geçirildiğinde, yakın-uzak, dost-düşman ya da bağlaşık gö- rünenlerin daha düne kadar eleş- tirıp küçümsedikleri, içimizde bulduklan işbirlikçilerle tezgâh- ladıklan oyunlar başanlı olama- mış ve sonuna gelinmiştir. Işte bu noktada, en etkili Batılı çev- relerde, Atatürk ve devrimi ile kazandığunız laik, demokratik Cumhuriyetimizin temel değer ve kavramlan üzerinde yükse- len devletimiz yeniden değer- lendirilip üstelik de Islam dün- yasına örnek olarak gösterilirken devrim tarihi dersleri ve bunu ve- recek kadrolar, hepsinden de öte bu kadrolan yetiştirecek, arala- nnda eşgüdum (koordinasyon) sağlayacak olan enstitüler, yö- netim ve yapılan ile önem ka- zanmakta ve mercek altuıa alı- narak irdelenmelen kaçınılmaz olmaktadır. (0212) 293 »9 7* Papandreu'nun Türk Dostluğu!.. B U B i R T ü R K F i L M i D i R OYA BASAR SUMER TILMAC ATACAN ARSEVEN Yö«n»B LEVENT KIRCA < m OYA BAŞAR s< HODRİ MEYDAN wm W S LEVENT KIRCA OYA BAŞAR SERMİN HÜRMERİC HAKAN ALT1NER SÜMER TİIUAÇ ATACAN ARSEVEN ALİ SÜRMELİ OORSUNALİSARI06LU ÖİLEK TÜRKER LALE ORAL «LU ÂTİLLA PEKOEMİR 0. NURİ ERCA ALİ ERKAZAN .E METİN SEREZLİ CÜNEYTTÜREL HME-IMKKUI) LEVENT KIRCA sauno YASAR ARAK MÜFİT CAN SACINT1 HÜSNÜ ÖZÇETİN cflMm«*ETl,E«iERTUNÇŞENKAY ALİ UTKU SES SERTER ALKAYA »*n v«mis: BİROL YÜCEL *L«YANNİS SOULİS D«O« EROL KASAPOĞLU KKTI» SEVİL NURSAN «O«, EREN TEOMAN SERDAR OĞUZ kahkaha tufamnda filmin sonu başından belli degil... 11 OCAKTA SİNEMALARDA Sadt SOMEL Emekli Elçi Y unanlılar ve Batılılar, bizi son derece saf, pohpohlanmaktan hoşlanan ve tatlı dille kolay- hkla kandınlabilen insanlar olarak gör- mekteler. 25 Aralık 2001 akşamı Yu- nan Dışişleri Bakanı \L Papandreu'nun tkinci TV kanalı muhabin ile Türk- Yunan üişkıleri hakkında yapüğı konuş- mada söyledikleri de bu inancın yeni bir kanıtı gibi geldi bize. Şöyle diyor Papandreu özetle: "Kıbns konusunda anlaşmaya vanr- sak Türkrve bundan çok büyükyarar- lar sa^ayacak. Bir kez AB've bakanlar ata>abileceksiniz. Avrupa mahkemele- rindeyargıçlarinızolabflecek.Türk küK türünü Avrupa'da korumanız müm- kün konuma gefccek.ArükAvTupa'nm bir parçası durumuna geleceksiniz. Türkçe de AB'nin diOerinden biri ola- cak. Ada'da iki toplum kardeşçe, banş içinde yaşa^arak bürün dünya için bir banşve kardeşfikörneği oiacaklar. Za- ten ekonomi, turizm ,vb. alanlannda işbüüği yapmaya başladık. Sporculan- mız yanşmalan (müsabakalan) kazan- mak için Avrupa takunlarryla biıükte oynuyoriar. Yunanistan'la anlaşıp çı- kan bu firsanan kaçırmamanız gereki- yor. Kıbnsküçükhir ada. Orasmın kos- koca Türk devieti için bir tehUke ohış- rurması söz konusu olabiUr mi?" M. Papandreu'ya bakıhrsa bizim Kıb- ns 'ı Yunanistan 'a vermenin karşıhğın- da çok önemli kazanımlanmız olacak. Bu doğru olabilir mi? Bugün Yunanlılar ve ada Rumlan, bü- yük bir silahlanma atılımı içindeler. Rum kesimi silahlanmaya günde 2.8 milyon dolar harcıyor. Bütçe dışı har- camalan bütçesinin dört kah (1). Bu silahlanmaya Ege adalan da da- hil (2). Rodos Başkonsolosluğumuza yapılan molotofkokteylli saldınlar, Ati- na'da bir büyükelçiliğimiz mensubunun arabasının yakılması, Kıbns Rum ke- simindeki KKTC'ye karşı zaman za- man girişilen saldınlar ve bayrak yak- ma olaylan dostluk ve kardeşlik hava- sımn, kolay kolay kurulamayacagını göstermektedir. Türklere karşı düş- manhk o derece ki, ada Rumlannın eli- ne firsat geçse hemen ada Türklerini top- tan öldürmeye (katliama) başlayacak- lan anlaşıhyor. Papandreu'nun sözünü ettıği ekonomik alandaki Türk-Yunan işbirliği girişimi de zaten Yunanlılann baltalaması sonucu sekteye uğramış ve Sayın Rahmi Ba> ramoğhı da bu yüz- den, işbirliği örgütünden çekilmiştir. Kaldı ki sorun adadaki dostluk hava- sından ve ekonomik ışbirliğınden iba- ret değildir. Sorun doğrudan doğruya Türkiye'nin güvenliği konusudur. Atatürk, "Kıbns, Vunanistan'm eü- ne gecerse Türkrye'nin Akdeniz'deki nefes borusu Okaıur'" demiştı. Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Onüci Ada'yı alan daha sonra da Kıbns'ı ele geçiren Yunanistan'ın yeni elde ettikleri toprak- lan Türkiye'nin aleyhine kullanmakta duraksamadığını görüyoruz. Kıbns anlaşmazlığı çıktığuıdan be- ri banş adına ödün veren taraf daima Türkiye ve Kıbns Türkleri olmuştur. fa- kat Yunanistan'ı ve Kıbns Rumlanm tatmin etmek mümkün olamamıştır. Yunanistan'uı istek ve iddialarının sonu yoktur. Kıbns'ın yanı sıra Ege. Pat- rikhane ya da Heybeliada Ruhban Oku- lu'nun yeniden açıhnasıyla ügili iddi- alan ilk safta gehnektedir. Bunlann ar- kasından da. bugün Türkiye'nin elin- de bulunan adalar ve Anadolu gelmek- tedir. Yunanistan ın amacı, Bizans'ı ihya (hayat verme) etmektir. Yunanlı- lar, Türkiye'yi ortadan kaldırmadan, bu isteklenni gerçekleştirmeye olanak bulunmadığrnı bilmektedirler. Bu ne- denle Türkiye'yi, yok edilmesi gereken en büyük hedefolarak görmektedirler. Türkiye'yi maddeten ve manen yıp- ratmak için bütün dünyada süreklı pro- pagandalara ginşmelennin nedeni de budur. Son zamanlarda uydurduklan, Bağımsızlık Savaşı suasuıda Yunanlı- lann katledildiği yolundaki iddialan da aynı amacı gütmektedır. Hükümetimizin Yunan propaganda- lannı, "Bunbrckknyealınacakiddialar değil" diye hafife aldığuıı görüyoruz. Kanımızca hükümetimız büyük bir ha- ta ışlemektedir. Çünkü bu asılsız haber- ler, her yıl bir anma günü olarak tek- rarlanınca inanırhk kazanmaktadır. Bundan 50 yıl sonra bütün dünyada bir "Sözde Ermeni So>T kmnu"nın ya- nı sıra, bir de "Sözde Yunan Soykın- mı"ndan söz edildiğini görmemiz müm- kün olabilir. Hükümetimizin de bunla- ra karşı önlemler almasının uygun ola- cağını düşünüyoruz. l)Cumhuriyet, 25.11.2001 2) Cumhurivet. 6.7.2000 TC tSTANBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN DosyaNo 2001 313 VasıT Hastalığı sebebıyle mahkememızce vesayet altına alınan mahcure Lamıa Ergin- tuğ'un Vahdeçeşme Armağan Sokak No: 30/10 Beşıktaş-lstanbul adresınde ıkamet eden oğlu Levent Ergıntuğ'un vesayetı altına alınmasına. 5.12.2001 tanhinde karar venlmıştir. llan olunur. 6.12.2001 Basın: 229 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı İLHAN SELÇUK Yüzbaşı SelahattinMn Romanı rtıktp Sttalunfc'ia Yizba^ı SeUkattin'in Romanı yalnız kendısımn degil. bır kusağm romanıdır Bu romanda deger yargılanyla birlıkte çöken Osmanlı lmparatorluğu yenne yem bır ımparatorluk kurmak ısteyenlenn dramı ve devletın çökûşünü durdunnak ısteyen bır asker kuşagının fedakâriık destanı yer aln. CumhurİY«< Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad No:39/41 ^ kitap kuiuBu !34334)Cagaloğlu-lstanbul Te): (212)514 01 96 OLAYYARATAN KİTAP SESSİZ DARBE @ Büyüklere Masallar - Küçüklere Gerçekler • 7 Cüneyt ARCAYÜREK "Sessız Darbe", yakın tarihımızde yaşanan; fakat komuoyunca yeterince içyüzü bilinmeyen 'bir olayı', daha doğrusu olaylan 1 , perde arkası gerçek yüzleriyle yansıtıyor. Elbette kı, yadsınamaz gerçeklerin anlatımında rol alanların başında, zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel ve Başbakan Tansu Çiller var. Gelişen olaylarda bir başka isirn de öne çıkıyor: Zamanın Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş. Dizinin öteki kitapları 1. DEMOKRASİ DÖNEMECİNDE ÜÇ ADAM (3 bs ) 8OOO000 • 2. BİR GIDEN - BIR GELEN - BIR BEKLEYEN (2 b s ) 8OOO000 • 3. KRIZ DOĞURAN SAVAŞ (2 bs.) 9000ooo • 4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DÜŞÜ (3 bs ) 9000ooo • 5. ETEKÜ DEMOKRASİ (3,bs.) 9000ooo • 6. 'BABA'SININ KIZI (2.bs) 9800ooo • 7. SESSİZ DARBE (2.bs.) 98OOooo - q | www.bilgiyayinevi.com.tr BİLCİ YAYINEVİ MeJrutıyetCad 46/AYeraşehır - 0642ÛANKARA Tel (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks. (0-312) 431 77 58 BİLOİ M f i m M Nadıbahçe SoK. No:17, Kat1, Cağalo^u - 34360/İSTANBUL Tei (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks- (0-212) 527 41 19 BİLOİKİTABEVİ Sakaya Cad. &/A Kıalay - 06420/ANKARA Tet (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 433 19 36 KULTUR • SANAT C A N N E S 2 0 ALTIN P v e F I P R E S İ LA STANZA DEL FIGLIO OGUL ODAS* (iki w Nanni Moretti Nanni Morefti Laura Moranfe 11 OCAK'TA SİNEMALARDA Kuırun • SAMAT ESTHER VILAR TiyatroStüdvosu DÜNYANIN BAŞKENTi AHHET CEHAL rONETEN AHMET LEVENDOĞLU OYNAYANLAR NİHAT İLERİ, MEHMET ALİ KAPTANLAR 1$ SANAT KÜLTÜR MERKEZİ Tel 0212 3 U 10 83 7-14-21-28 OCAK PAZARTESİ. SAAT 19:30 S (e(»x Cağrı Merkezı 0216 454 15 55 www.biletix.com EFES Pilsen'inkiiltür ve sanatakatkılan artarak sürecek. tıyatrooyıınevı 0212 2516060 www.tiyatrooyunevi.com N.V.GOCOL MahirGûnjirayMHNf TA-«RIMI OaudcLeonlŞK TuksdAymaı O^ VVLAS AlpCTDcTdk>^E«Eroiiu,Hak»nMiBİ.AyçiDanıgaa. Vmız Topoyafl, Emn Yazıcı, Eüf Oogan, Ali Özmea. Mjhir 11 OcakCuma Saal: 20.30/12 Ocak Cumartesi Saat: 15 00-18.30 I Blletler glş«le ve KadıkAy Imge Kttabevfnde I Rezervasyon: 0212 254 96 96 JİSM 2. KAT İTarlaba»! Bulvarı No: 120-122. Beyojlu EFES Pilsen 'in kültür ve sanata katkılan artarak sürecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle