Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2002 PA2ARTESİ
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gonjs@cumhuriyet.com.tr
MUMTAZ SOYSAL
Kaçkın Aklı
BÜTÜN rejimlerde olduğu gi bi Irak'ta da "re-
jim muhaliflen" vardır elbet. Onların ne düşün-
düklerini bilmiyoruz. Ama dıştakılerinki biliniyor.
Dıştakiler, "Irak Ulusal Kongresi" adıyla örgüt-
lenmişdurumdalar. Londra'yı merkeztutan ku-
ruluşun başkanı, Ahmad Chalabi adında Gü-
ney Iraklı zengin bir Şii. Türkçeleştırıp Ahmet
Çelebi de diyebilirsiniz.
Dıştaki Türkmenlerin bile pek yakınlık gös-
termedikleri bu örgüt, VVashington'dakı şahın-
leri etkileyen gruplardan bin. Amerikan Kong-
resi'nde de epey yandaşı var.
Çelebı'ye göre, Amerika istese, Saddam ı
hemen devirir.
Iraklı "asiler"den sadece 3 bin kişiye Amen-
ka'da askerlık eğitimı verılse,
"Eğitilmış asıler" birkaç bin kişilik bir Ameri-
kan "özel kuvvet"iyle birlıkte,
Afganıstan'dakıne benzer yoğun hava bom-
bardıman sonrası,
Lojıstik ıçin Iran'ın sağlayacağı ulaşım kolay-
lıklanyla,
Irak topraklanna indirilse,
Gösterilecek bu kararlılık karşısında, Irak dev-
leti hemen çökermiş.
Çünkü Saddam rejımi öylesine çürükmüş!
Kısacası, sırtını dıştabir buyükdevlete daya-
mış olanlann kendı ülkelenne ılışkin olarak baş-
kalanna ucuz akıl satışı.
Bereket, VVashıngton'da emeklı General Ant-
hony Zinni gibiler de var. Zinni, şimdi ABD'nin
Ortadoğu'dakı özel temsilcısı. Associated
Press'in bildirdiğıne göre, daha denız pıyade-
lennin kuvvet komutanıyken de "Kongre'nin bu
işe ayırdığı 97 milyon dolaha birkaç bin kişiye
AK-47silahı verip Irak'a ındirmek, 1961 'de Fi-
del Castro'yu devırmek için Domuzlar Körfe-
zi'ne çıkarma yaptırtmamıza benzer" demiş.
Yanı, sonu felakettir.
Sorun, konunun askeri yönünü çözmekle de
bitecek değildir.
Btrisintn Amerika'dakı aklıevvellere dünyanın
bu köşesiyle rasgele oynamanın nelere yol aça-
cağını anlatması gerekıyor.
Başkan Bush herhalde çok şanslı olmalı ki ya-
kında kendisine bunu anlatacak olan kişi, Tür-
kiye'nin başbakanıdır. Başka hıçbir ülke, Irak ko-
nusundakı hatalardan Türkiye kadar çekmedi ve
Irak'ın toprak bütunlüğü Türkiye kadar başka hiç-
bir ülkeyi böylesine yakından ılgilendırmiyor.
Amerika'nın bölge çıkarlan açısından da baş-
ka hiçbir ülkenin bakış açısı Türkıye'ninki kadar
güvenihr olamaz. Israıl'inki bıle yanıltıcı olabilir.
Devrim Tarihi Dersleri ve Enstitülerin Gereken îşlevi...
Prof. Dr. Ünsal YAVUZ,/J/ıfora Üni. (Türklnhlap Tarihi Enstitüsü) Öğr. Üyesi
2
547 sayılı Yükseköğ-
retim Yasası'nın 5.
maddesi, fakülte ve
yüksekokullarda oku-
yan tüm öğrenciler için
bir yıl zorunlu olarak okutulan
derslerden biri olan ve yasal adı
ile Atatürk İlke ve inİalaplan
olarak anılan dersin genel olarak
çerçevesini çizmekte ve bir ög-
renim yüı içinde veribş süresı-
ni, kredı saat/hafta olarak aynn-
tılannın saptanmasını ise üni-
versitelerin senatolanna bırak-
maktadır. Genele yakın üniver-
sitelerimizin birkaçı dışında bu
ders, devamı zoruniu, haftada 2
saat=2 kredi olarak bır eğitim-
öğretim yüı boyunca okutulmak-
tadır.
Ancak sayısı son derece sınır-
ü birkaç üniversitemizde bu der-
sin kredısiz ders olarak okutul-
ması hem öğretmen ve hem de
öğrenci açısından, genel olarak
da ülkenin geleceğı açısından
değerlendirildığinde beraberin-
de bırçok eksıyı getırmektedir.
Bu takdirde, bu dersin sorum-
luluğunu üstlenen ünıversite bı-
nmlerine büyük görev düşmek-
tedır.
Bu birimlere bakatam: Bu bi-
rimler, üniversitelerimizde Ata-
türk Ilke ve tnkılaplan ya da
Atatürk Araşürma ve l ygulama
Merkezieri adı ile anılmakta ve
çoğu da 2547 sayılı YÖK Ka-
nunu ile kurulmuş bulunmak-
tadır. Bu kurumlann en eskisi
Ankara Üniversitesi'ne bağlan-
mış olan Türk tnkılap Tarihi
Enstitüsü'dür. Enstitü yönetme-
liğinin altında ıse milli eğınm ba-
kanlanmızdan, eğitımci Hasan
Âli YüceTin imzası bulunmak-
tadır. Biz bunun onunınu taşı-
maktayız. Enstitü 1942 tarihin-
de kurulmuş olup yönetmelıği
ise 5 Kasım 1943 'te hazırlana-
rak onaylanmıştrr. Yönetmelik
üç bölümden oluşmaktadır: 1.
Bölüm: Türk tnkılap Tarihi tç
KÜLTUR • S*NAT
LEVENT KIRCA
SEKMIN HURMERK
HAKANJUHKR
Talimatnamesi. 2. Bölüm: Türk
Inkdap TarihiEnstitüsü Çahşma
Planı. 3. Bölüm: Türk İnkılap
Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti
Rejimi Dersi Müfredaü başîık-
lannı taşımaktadır. Son derece
kapsamlı olarak hazırlanmış yö-
netmelik her ne kadar yasalar-
la yeniden düzenlenerek deği-
şünlere uğramış olsa da son yıl-
larda ülkemizde tanık olduğu-
muz felaketli olaylarkarşısında
sadece Cumhurıyetimizin ilk
üniversitesinin bir birimi olan
Türk tnkılap Tarihi Enstitü-
sü'nün değil, günümüze ulaşan
süreçte açılmış olan benzerleri-
nin de gerek kuruhış amaçlan ge-
rekse yönetimlen ve çahşma bi-
çımleri ile yöneünelikleri oldu-
ğu inancındayım.
Ancak gerek iletışim araçlan-
na yansıyan gerekse içinde ya-
şanarak gözlenen ve taruk olu-
nan olaylar ve uygulamalar hıç
de olması gerekenlen doğrular
nitelikte değildir. Şöyle ki ens-
titüler (Hacettepe ya da AÜTTE),
merkezler (AAUM) yönetimle-
rinden başlayarak dersin içeriği-
ne ve bu dersi üniversıte ve yük-
sekokul gençliğine görürecek
kadrolara kadar sorunlar yuma-
ğının içinde sıkışıp kalrnış du-
rumdadırlar.
Yönetim açısından bakıldı-
ğında, enstitü müdürlerinin atan-
ması YÖK Akademik Teşkilat
Yönetmeliği'nin 11. maddesi
ile üniversite rektörlerinin inisi-
yatifine bırakılmıştır. Bu da ge-
çen yıllarda örneklenni gördü-
ğümüz, kimi üniversitelerde ha-
len de yaşamakta olduğumuz
sakıncalı durumlan berabenn-
de getirmektedir. Alanla yakın-
dan uzaktan ilişkisi ohnayan,
konuyla ilgili büimsel çalışma-
lara ne ulusal ve ne de uluslara-
rası boyutta bir yazı (makale),
bildiri, konferans ile katkıda bu-
lunmamış, konuya içtenlikle
inanmayan, sıcak ilgi duyma-
yan, isteksiz kişiliklerin tama-
men ikili ilişkiler ve kişisel ye-
tenekleriyle (!) göreve atandık-
lan bilınmektedrr. Hatta bu gö-
revliler, ülkemizde cumhurbaş-
kanlan ve rektörlerin iki dönem-
den fazla kalamadıklan görev-
lerinde, dönemlerce kahna ba-
şansını ne hikmetse (!) göstere-
bilmektedirler.
Buuygulama, enstitü ve uygu-
lama merkezlerinin gereksinım
duyduklan araç-gereç ve kadro
sorunlannın üniversite kurulla-
nna yansınlmasını duraksatma-
suıın yanı sıra kurumun üniver-
siteye ve kamuoyuna karşı olan
asıl işlevini yerine getirememe-
sine neden olmaktadır.
Dersin ıçenğıne gelince... Ne
kadar merkezı bir anlayışla sap-
tamrsa saptansuı konu gelip bu
dersi veren öğretim elemanlann-
da kilitlenmektedir. Içerik, kuş-
kusuz ülkemizin geleceğinın gü-
vencesi olan kuşaklann: Ata-
türk ilke ve devrimlen çerçeve-
sinde, ülke ve ulusun bölüne-
mez bütünlüğiine ve bağımsız-
lığına, çağdaş ve uygar modeli-
ne ödünsüz sahıp çıkacak kad-
rolan gerçek bilgilerle donata-
rak yetıştirmek, devletin yuka-
nda saydığımız mtehklerine yö-
nelik tehditlere karşı uyanık tut-
maktır. Dersin ana çizgilenyle
oünası gereken içeriği bu iken
doğudan batıya uzanan üniver-
site ve yüksekokullann kimile-
rinde bu ders YÖK dersi olarak
kabullenilmekte ve hiç işlenme-
mekte ya da saplantılı kafalann
bulunduğu kimilerinde Atatürk
adını ağzına dahi almayan Türk-
ıslam sentezcı ya da tarikatçı
kadrolarca verihnekte, kimileri
ise zoriama ile bildiğimiz mo-
dası geçmış devrim modelleri
ya da Atatürk ve devrimin temel
ilkelerinin artık küreselleşme-
nin etidn olduğu küremizde gü-
nünü doldurduğu, geçerliliğini
yitirdiği tezi üzerine orurtmaya
çalışan numaracı cumhuriyet-
çilerce verilmektedır. Burada,
toplumun huzur ve banşından,
ülkemizin iç güvenliğinden so-
rumlu fedakâr pohslerimizi eği-
ten polis akademısinde de bu
önemli dersin nasıl programla-
nıp, kimler taraftndan verildi-
ğinin izlenmesinde de yarar ol-
duğu kanısındayım.
Bu dersi verecek kadrolar ve
bunlann yetiştirilmesi sorunu iş-
te tam burada karşımıza çıkmak-
tadır. Bu dersin, kesinlikle eş,
dost, hısun, akraba ilişkisiiçinde
bulunan kadrolarca degfl, tam
tersine YÖK Başkanhğı Yfirüt-
me Kurulu'nun 98Ü2J7O4 sayı-
lı karanyia doktora egitimi yap-
malan uygun görülen Atatürk,
Boğaziçi, Dokuz £>1ül, Hacette-
pe, İstanbul üniversiteleri rek-
törlüklerine bağh ATT ve Anka-
ra ÜnKersitesi'ne bağü İİI ens-
titülerinde doktoraiannı yapmış
olanlara ya da yapacaldara dev-
redflmesi kaçınılrnazdır.
Sonuç
Laik, demokratik Cumhuri-
yetimizin elh yılhk serüvenı göz-
den geçirildiğinde, yakın-uzak,
dost-düşman ya da bağlaşık gö-
rünenlerin daha düne kadar eleş-
tirıp küçümsedikleri, içimizde
bulduklan işbirlikçilerle tezgâh-
ladıklan oyunlar başanlı olama-
mış ve sonuna gelinmiştir. Işte
bu noktada, en etkili Batılı çev-
relerde, Atatürk ve devrimi ile
kazandığunız laik, demokratik
Cumhuriyetimizin temel değer
ve kavramlan üzerinde yükse-
len devletimiz yeniden değer-
lendirilip üstelik de Islam dün-
yasına örnek olarak gösterilirken
devrim tarihi dersleri ve bunu ve-
recek kadrolar, hepsinden de öte
bu kadrolan yetiştirecek, arala-
nnda eşgüdum (koordinasyon)
sağlayacak olan enstitüler, yö-
netim ve yapılan ile önem ka-
zanmakta ve mercek altuıa alı-
narak irdelenmelen kaçınılmaz
olmaktadır.
(0212) 293 »9 7*
Papandreu'nun Türk Dostluğu!..
B U B i R T ü R K F i L M i D i R
OYA BASAR
SUMER TILMAC
ATACAN ARSEVEN
Yö«n»B LEVENT KIRCA < m OYA BAŞAR s< HODRİ MEYDAN wm W S
LEVENT KIRCA OYA BAŞAR SERMİN HÜRMERİC HAKAN ALT1NER SÜMER TİIUAÇ ATACAN ARSEVEN ALİ SÜRMELİ
OORSUNALİSARI06LU ÖİLEK TÜRKER LALE ORAL «LU ÂTİLLA PEKOEMİR 0. NURİ ERCA ALİ ERKAZAN
.E METİN SEREZLİ CÜNEYTTÜREL
HME-IMKKUI) LEVENT KIRCA sauno YASAR ARAK MÜFİT CAN SACINT1 HÜSNÜ ÖZÇETİN
cflMm«*ETl,E«iERTUNÇŞENKAY ALİ UTKU SES SERTER ALKAYA »*n v«mis: BİROL YÜCEL *L«YANNİS SOULİS
D«O« EROL KASAPOĞLU KKTI» SEVİL NURSAN «O«, EREN TEOMAN SERDAR OĞUZ
kahkaha tufamnda filmin sonu başından belli degil...
11 OCAKTA SİNEMALARDA
Sadt SOMEL Emekli Elçi
Y
unanlılar ve Batılılar, bizi son
derece saf, pohpohlanmaktan
hoşlanan ve tatlı dille kolay-
hkla kandınlabilen insanlar olarak gör-
mekteler. 25 Aralık 2001 akşamı Yu-
nan Dışişleri Bakanı \L Papandreu'nun
tkinci TV kanalı muhabin ile Türk-
Yunan üişkıleri hakkında yapüğı konuş-
mada söyledikleri de bu inancın yeni
bir kanıtı gibi geldi bize. Şöyle diyor
Papandreu özetle:
"Kıbns konusunda anlaşmaya vanr-
sak Türkrve bundan çok büyükyarar-
lar sa^ayacak. Bir kez AB've bakanlar
ata>abileceksiniz. Avrupa mahkemele-
rindeyargıçlarinızolabflecek.Türk küK
türünü Avrupa'da korumanız müm-
kün konuma gefccek.ArükAvTupa'nm
bir parçası durumuna geleceksiniz.
Türkçe de AB'nin diOerinden biri ola-
cak. Ada'da iki toplum kardeşçe, banş
içinde yaşa^arak bürün dünya için bir
banşve kardeşfikörneği oiacaklar. Za-
ten ekonomi, turizm ,vb. alanlannda
işbüüği yapmaya başladık. Sporculan-
mız yanşmalan (müsabakalan) kazan-
mak için Avrupa takunlarryla biıükte
oynuyoriar. Yunanistan'la anlaşıp çı-
kan bu firsanan kaçırmamanız gereki-
yor. Kıbnsküçükhir ada. Orasmın kos-
koca Türk devieti için bir tehUke ohış-
rurması söz konusu olabiUr mi?"
M. Papandreu'ya bakıhrsa bizim Kıb-
ns 'ı Yunanistan 'a vermenin karşıhğın-
da çok önemli kazanımlanmız olacak.
Bu doğru olabilir mi?
Bugün Yunanlılar ve ada Rumlan, bü-
yük bir silahlanma atılımı içindeler.
Rum kesimi silahlanmaya günde 2.8
milyon dolar harcıyor. Bütçe dışı har-
camalan bütçesinin dört kah (1).
Bu silahlanmaya Ege adalan da da-
hil (2). Rodos Başkonsolosluğumuza
yapılan molotofkokteylli saldınlar, Ati-
na'da bir büyükelçiliğimiz mensubunun
arabasının yakılması, Kıbns Rum ke-
simindeki KKTC'ye karşı zaman za-
man girişilen saldınlar ve bayrak yak-
ma olaylan dostluk ve kardeşlik hava-
sımn, kolay kolay kurulamayacagını
göstermektedir. Türklere karşı düş-
manhk o derece ki, ada Rumlannın eli-
ne firsat geçse hemen ada Türklerini top-
tan öldürmeye (katliama) başlayacak-
lan anlaşıhyor. Papandreu'nun sözünü
ettıği ekonomik alandaki Türk-Yunan
işbirliği girişimi de zaten Yunanlılann
baltalaması sonucu sekteye uğramış ve
Sayın Rahmi Ba> ramoğhı da bu yüz-
den, işbirliği örgütünden çekilmiştir.
Kaldı ki sorun adadaki dostluk hava-
sından ve ekonomik ışbirliğınden iba-
ret değildir. Sorun doğrudan doğruya
Türkiye'nin güvenliği konusudur.
Atatürk, "Kıbns, Vunanistan'm eü-
ne gecerse Türkrye'nin Akdeniz'deki
nefes borusu Okaıur'" demiştı. Ikinci
Dünya Savaşı'ndan sonra Onüci Ada'yı
alan daha sonra da Kıbns'ı ele geçiren
Yunanistan'ın yeni elde ettikleri toprak-
lan Türkiye'nin aleyhine kullanmakta
duraksamadığını görüyoruz.
Kıbns anlaşmazlığı çıktığuıdan be-
ri banş adına ödün veren taraf daima
Türkiye ve Kıbns Türkleri olmuştur. fa-
kat Yunanistan'ı ve Kıbns Rumlanm
tatmin etmek mümkün olamamıştır.
Yunanistan'uı istek ve iddialarının
sonu yoktur. Kıbns'ın yanı sıra Ege. Pat-
rikhane ya da Heybeliada Ruhban Oku-
lu'nun yeniden açıhnasıyla ügili iddi-
alan ilk safta gehnektedir. Bunlann ar-
kasından da. bugün Türkiye'nin elin-
de bulunan adalar ve Anadolu gelmek-
tedir. Yunanistan ın amacı, Bizans'ı
ihya (hayat verme) etmektir. Yunanlı-
lar, Türkiye'yi ortadan kaldırmadan,
bu isteklenni gerçekleştirmeye olanak
bulunmadığrnı bilmektedirler. Bu ne-
denle Türkiye'yi, yok edilmesi gereken
en büyük hedefolarak görmektedirler.
Türkiye'yi maddeten ve manen yıp-
ratmak için bütün dünyada süreklı pro-
pagandalara ginşmelennin nedeni de
budur. Son zamanlarda uydurduklan,
Bağımsızlık Savaşı suasuıda Yunanlı-
lann katledildiği yolundaki iddialan
da aynı amacı gütmektedır.
Hükümetimizin Yunan propaganda-
lannı, "Bunbrckknyealınacakiddialar
değil" diye hafife aldığuıı görüyoruz.
Kanımızca hükümetimız büyük bir ha-
ta ışlemektedir. Çünkü bu asılsız haber-
ler, her yıl bir anma günü olarak tek-
rarlanınca inanırhk kazanmaktadır.
Bundan 50 yıl sonra bütün dünyada
bir "Sözde Ermeni So>T
kmnu"nın ya-
nı sıra, bir de "Sözde Yunan Soykın-
mı"ndan söz edildiğini görmemiz müm-
kün olabilir. Hükümetimizin de bunla-
ra karşı önlemler almasının uygun ola-
cağını düşünüyoruz.
l)Cumhuriyet, 25.11.2001
2) Cumhurivet. 6.7.2000
TC
tSTANBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
DosyaNo 2001 313 VasıT
Hastalığı sebebıyle mahkememızce vesayet altına alınan mahcure Lamıa Ergin-
tuğ'un Vahdeçeşme Armağan Sokak No: 30/10 Beşıktaş-lstanbul adresınde ıkamet
eden oğlu Levent Ergıntuğ'un vesayetı altına alınmasına. 5.12.2001 tanhinde karar
venlmıştir. llan olunur. 6.12.2001 Basın: 229
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
İLHAN SELÇUK
Yüzbaşı SelahattinMn Romanı
rtıktp Sttalunfc'ia
Yizba^ı SeUkattin'in Romanı yalnız kendısımn degil. bır
kusağm romanıdır Bu romanda deger yargılanyla birlıkte çöken
Osmanlı lmparatorluğu yenne yem bır ımparatorluk kurmak
ısteyenlenn dramı ve devletın çökûşünü durdunnak ısteyen bır
asker kuşagının fedakâriık destanı yer aln.
CumhurİY«< Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad No:39/41
^ kitap kuiuBu !34334)Cagaloğlu-lstanbul Te): (212)514 01 96
OLAYYARATAN KİTAP
SESSİZ DARBE @
Büyüklere Masallar - Küçüklere Gerçekler • 7
Cüneyt ARCAYÜREK
"Sessız Darbe", yakın
tarihımızde yaşanan; fakat
komuoyunca yeterince içyüzü
bilinmeyen 'bir olayı', daha
doğrusu olaylan
1
, perde
arkası gerçek yüzleriyle
yansıtıyor. Elbette kı,
yadsınamaz gerçeklerin
anlatımında rol alanların
başında, zamanın
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demırel ve Başbakan Tansu
Çiller var. Gelişen olaylarda
bir başka isirn de öne çıkıyor:
Zamanın Genelkurmay
Başkanı Doğan Güreş.
Dizinin öteki kitapları
1. DEMOKRASİ DÖNEMECİNDE ÜÇ ADAM (3 bs ) 8OOO000 •
2. BİR GIDEN - BIR GELEN - BIR BEKLEYEN (2 b s ) 8OOO000 •
3. KRIZ DOĞURAN SAVAŞ (2 bs.) 9000ooo •
4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DÜŞÜ (3 bs ) 9000ooo •
5. ETEKÜ DEMOKRASİ (3,bs.) 9000ooo •
6. 'BABA'SININ KIZI (2.bs) 9800ooo •
7. SESSİZ DARBE (2.bs.) 98OOooo -
q
| www.bilgiyayinevi.com.tr
BİLCİ YAYINEVİ MeJrutıyetCad 46/AYeraşehır - 0642ÛANKARA
Tel (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 Faks. (0-312) 431 77 58
BİLOİ M f i m M Nadıbahçe SoK. No:17, Kat1, Cağalo^u - 34360/İSTANBUL
Tei (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks- (0-212) 527 41 19
BİLOİKİTABEVİ Sakaya Cad. &/A Kıalay - 06420/ANKARA
Tet (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 433 19 36
KULTUR • SANAT
C A N N E S 2 0
ALTIN P
v e F I P R E S İ
LA STANZA DEL FIGLIO
OGUL ODAS* (iki w Nanni Moretti
Nanni Morefti Laura Moranfe
11 OCAK'TA SİNEMALARDA
Kuırun • SAMAT
ESTHER
VILAR
TiyatroStüdvosu
DÜNYANIN
BAŞKENTi
AHHET CEHAL rONETEN AHMET LEVENDOĞLU
OYNAYANLAR NİHAT İLERİ, MEHMET ALİ KAPTANLAR
1$ SANAT KÜLTÜR MERKEZİ Tel 0212 3 U 10 83
7-14-21-28 OCAK PAZARTESİ. SAAT 19:30
S (e(»x Cağrı Merkezı 0216 454 15 55
www.biletix.com
EFES Pilsen'inkiiltür ve sanatakatkılan artarak sürecek.
tıyatrooyıınevı
0212 2516060 www.tiyatrooyunevi.com
N.V.GOCOL
MahirGûnjirayMHNf TA-«RIMI OaudcLeonlŞK TuksdAymaı
O^ VVLAS AlpCTDcTdk>^E«Eroiiu,Hak»nMiBİ.AyçiDanıgaa.
Vmız Topoyafl, Emn Yazıcı, Eüf Oogan, Ali Özmea. Mjhir
11 OcakCuma Saal: 20.30/12 Ocak Cumartesi Saat: 15 00-18.30
I Blletler glş«le ve KadıkAy Imge Kttabevfnde
I Rezervasyon: 0212 254 96 96
JİSM 2. KAT
İTarlaba»! Bulvarı No: 120-122. Beyojlu
EFES Pilsen 'in kültür ve sanata katkılan artarak sürecek.