Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 OCAK 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
•X | j I i I U i ı . kultur@cumhuriyet.com.tr 13
Kelebek Yayınlan'nın kurucıısu Yüdıran Bozkurt'a göre sektör, ülkemizde çağdaş bir seviyede değil
Yayıncılığın zorluyokuşundaGAMZEAKDEMİR
Isim babalığını Oral Orhon'un yap-
tığı ve 1 Kasım 1971'de Yüdıraıı Boz-
laırttarafindan kurulan Kelebek Yayın-
lan, otuz yıh gende bıraktı. Bu neden-
le Bülent Erkmen'in yeğenı Ali Erk-
men'in çizdiği bir amblem bastınldı.
Bozicurt'layayıncılıkserüvenini, sektö-
rün dûnden bugüne durumunu, ekono-
mik knzin etkilerini ve bandrol yasa-
sında yapılan yeıü düzeıüemeyi konuş-
tuk.
Otuz yıllık serüveninde bugünlere
zorlu bir 'yokuşta' geldiğini söyleyen
Bozkurt'un yayınevi politikası kalitelı
ve her yaştan kesime seslenen, tüm ya-
pıtlara açık ve altını çızerek belirttiğı
gibi yeni yazarlara olanak tanınan bir
çizgıde sabit. Bu bağlamda entelektüel
dizilerin yanı sıra edebiyat dizilerine
başladıklannı belirten Yüdıran Bozkurt,
birçok yayınevince defalarca basüdığı
gerekçesıyle klasik edebiyat yapıtlannı
basmayı düşünmüyor.
Yayuna hazırladığı son kıtap. Harry
Potter'ın Fransızca versiyonu niteliğin-
dekiSergeBrussolo'nunyazdığı 'Peggy
Sue' çocuk serisi. On ülkede yayımla-
nan kitapta kötülûkler yapan görünmez
canavarlan sihirlı gözlüğüyle görebilen
ve insanlan kurtarmak için onlarla mü-
cadele eden 'Peggy Sue' adlı karakterin
maceralan konu edilıyor. Bozkurt, ilk
kitabın adının 'Mavi Köpeğin Günü' ol-
duğunu söyledıği senyi ocak, mayıs ve
eylülde olmak üzere yılda üç kitap şek-
linde yayımlamayı planbyor.
Gelecegin aynası olduğunu düşündü-
ğü çocuklar ıçin kitap çıkarmaya,
1974'te sadece Milliyet Çocuk'tan Ta-
nk Dursun K., Cem Yayınlan' nrn Arka-
daş dizisini yöneten ErdalÖz, Altın Ki-
taplar ve Remzi Kitabevı'nin çocuk ki-
taplan basüğı bir dönemde karar vermiş
Bozkurt.
"Basüğım ük çocuk kitaplan olan'Es-
rarengız Gemi' ile 'Uzay Çocuklan'nın
kitaplannın gördüğü büyük iigiııiıı son-
rasında neden bir Tûrk çocuk Idtabı ya-
zan da olmasın dedim. Yalnız benim is-
tediğim bir Kemalettin Tuğcu yapıtia-
nndaki gibi kahır, kötü kader, ezflen ço-
cuk portrderinin yer aldığı kitaplar ye-
rine, mesajını çocuğu üzmeden, içine ka-
yokuştaotuzyıl
KBLEB1K YATINLARI
ayıncılığın profesyonel bir tavn gerektirdiğini belirten Yıldıran
Bozkurt, çağdaş bir seviyeye gelememekle birlikte yayıncılığın
söylendiği kadar debelendiği kanısında değil. Bunda yaygara
kopararak sorunlan abartan, ciddi düzenlemeler yapamayan,
organize olamayan yayıncılann payının büyük olduğuna inanıyor.
Son günlerde tartışılan bandrol konusunda yapılan yeni
düzenlemeyi ise çok olumlu buluyor.
'TürHye 'de
kitappahalı
değiV
Aileden gelen bir Babıâlı
tecrübesiyle sanndığuu ve
yaşamının her evresinde
yayıncılık olduğunu söyleyen
Bozkurt'a göre 'kriz var. kitap
saotamyor' tartışmalan anlamsız.
" Kitap fuanndainsaniar bir
metrekare yer kapmak için
birbirlerini çjgmyor neredeyse.
Onbrca yayınevrode, binlerce
kitap basAyor. Bu kadar adam
defi mi? Bu nasd kriz. Hepsi
kârdan zarar etsekr de
kazanıyoriar. Türkiye'de her
zaman pahah olduğu söylenen
kitap 'pahalı değildir". Bu
sektörûn en şansh yönfi de kitap
çok büyûk paraiarla saüimadığı
için herfaangi bir krizde, krize en
son giren ve en çabuk çıkan
sektördür. Türkrye'de okur sayıa
zaten iki yüz bin. Bütûn i»
debeknmekr bu iid yüz bin kişi
için. Bu kesimdeki insanlarm
çoğu da zaten kitaba para
vermeyi gözden çıkarmış, kriz
dönemkrindetasabir şaşkmhğm
ardmdan gidip yine kitap alan
msaniaf"
panık yapmadan veren, yaşama umuna
bakabflmelerini sağlayan kitaplar bas-
makn. Ve bu çizgide Yaramaz Çocuk'
dizisine başladım. Ardından elbette de-
ğişik tardarda Idtaplara da yöneldim.
Maceranın yanı sıra kadına, kadın so-
runlanna feminist değil realist bir ba-
laşla yaldaşan kitaplar basüm."
'İyi bir teşkilat oba kaos olmaz'
Geçmişten günümûze yayıncılığın
geldiğı noktayı değerlendiren Bozkurt'a
göre yayıncılık bir vırtüöz gibi hareket
etmeyi, sanatın zevkinde olmayı ve pro-
fesyonel bir tavn gerektinyor. Çağdaş
bir seviyeye gelememekle birlikte ya-
yıncılığın söylendiği kadar debelendiği
dûşüncesınde değil.
"Eğer çağdaş bir seviyeye gelemediy-
se ki öyte, bunda yaygara kopararak so-
runlan abartan, ciddi dûzenkmeler ya-
pamayan, organize olamayan yayınala-
nn payı büyüktür. Tüm sektöıierde ba-
yilik verecegin kişiyi seçtiğinde bir temi-
nat mektubu akrsın. Ama kitap sektö-
ründe böyle bir şey yok. İpini koparan
gddi bu işj yapıyor. Piyasada gördüğu-
nüz dağramalann yüzde 99'u bu işe sı-
fir matiyetk girmişterdir. Bu dağramcı-
lar yayıncüardan yûz bulmuşlardır. tyi
bir teşkilat olsa kaos olmaz.
Hiçbir yaymevinin kendine göre bir
saüş potitikaa, Türkiye'deçahşbğı dağı-
ümcuarla yazıh sözteşmesi yok. Birkaç
tanesinin yazan ve çevirmeniyie sözkş-
mesi vardır. Piyasayı elinde tutmak, ki-
tabunn piyasadaki temposunu görmek,
diğetieriyle karşüaşûrmak, yayınahğm
obnazsa olmazıdır. Bunun için ya bir pe-
rakende dükkânuun ya da bir dağram
şirkeünin otanası gerek. Yurtdışuıda, her
yaymevinin kendi saüşve pazarlama de-
partmanı var."
Son günlerde tartışılan, bandrol kanu-
nunda yapılan yeni düzenlemeyi çok
olumlu bulduğunu söyleyen Bozkurt,
Türkıye'de insanlarm hep hazıra kon-
mak gayesinde olduğunu, herkesin baş-
kasından bir şeyler beklediğini ve bu
konuda tepki verenlere tepkili olduğu-
nu ekliyor ardmdan. "Kitapçı satarken
o bandrolü koyacak elbette. Rafindaki
ûrün arük kitapçınuı olmuş. Olay şu, ki-
tabı almışsan, dükkânuun ranna ko\ du-
ğun, "satışa çıkardığın anda' bandrollü
çıkaracaksuL Kimse gidip depolara bak-
mayacak. Satmadığm, rafa çıkarmadı-
ğm sürece bandrol koyacak değüsin.
Çünkü satmadığm için bir kazanç, do-
layısıylayasadışı bir durum oraşmuyor."
İki gün sürecek
'Türkçenin Dünü,
Bugünü, Yarını'
konferansı başlıyor
Kültür Servia - T.Ç. Kültür Bakanhğı
ve Öger Tur tarafindan düzenlenen
'Türkçenin Dünü, Bugünü, Yarmı' konu-
lu konferans, bugün ve yann Ankara
Dedeman Oteli'nde yapılacak. Beş otu-
rumdan oluşan konferans, müzik dinle-
tisi ve Öger Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Vural Öger, Prof. Dr. Tatot S.
Haİman ve M tstemihan Talay'ın ko-
nuşmalanyla açılacak. Başkanlığını
Prof. Dr. Nevzat Gözaydm ve Cornefias
BJschofTunüsÜendıgı 'Kraetletişim(Ya-
zıbvçG^rseOAraçjanndaTürkçe'ko-
nulu birincı oturuma, Doğan Hızlan,
Prof. Dr. Mustafa Canpoht, Nermin Tto-
ğuşlu,SedatNuriKayış,MustaiaBalbay,
Prof. Dr. Zeynep Korkmaz, JüMde Ateş,
Prof. Dr. Haluk Akalm, Oğoz Haksever,
Erkan Tan konuşmacı olarak katılacak.
Doğan Hızlan ve Prof. Dr. MuratPen-
çiyev'in başkanlığını yaptığı 'Bffim,£ği-
timveÖğretnnDffiCMarakTürtiçe'ko-
nulu ikinci oturumda, Yıbnaz Karako-
yunhı, Prof. Dr. Şerafettin Turan, Prof.
Dr. Sükyman Kavıpov, Zeki Sanhan,
Prof. Dr. Idal Ergenç, Harid Fedai, Dr.
AsbnTekin,Doç. Dr. SedatSeverkonuş-
acak.
Prof. Dr. Şerafettin Turan ve Doç.
Cabbar^ankul'unyönettiği 'TürkDün-
yasmdaOrtaktletişimDfliOlarakTürk-
çe' konulu üçüncü oturumun konuşma-
cılan Prof. Dr. Bahtiyar Vahapzade,
Prof. Dr. HasanErea Prof. Dr. Nimetul-
lah Hafiz, Dr. Mustafa Şerif Onaran,
Prof. Dr. Murat Pençiyev ve Prof. Dr.
Şakirîbraev.
Prof. Dr. Ofca> Önertoy ve Prof. Dr.
Şakir lbraevın başkanlığmdaki 'Yazı,
Konuşma ve Çeviri Diü Olarak Türkce'
konulu dördüncü oturuma, Prof. Dr.
Ne\-zat Gözaydm, Gornelius Bischoff,
Feyza Hepçûmgirier, Vural Öger, Doç.
Çabbar îşankul, Afev Gönal, Prof. Dr.
Hamza Zülfikar, Dr. Abdülkadir Ak-
gündüz konuşmacı olarak katılacak.
Başkanlığını Prof. Dr. Hasan Eren ve
Prof. Dr. Süleyman Kayıpov'un üstlen-
diği 'Türkçenin Yabana DiDerin Etld-
smde Kalmasryia Ortaya Çıkan Sorun-
tar' konulu beşinci oturumun konuşma-
cüan ise Prof. Dr. Doğan Aksan, A. Tu-
ran Oflazoğhı, Doç Dr. Emine Ydmaz,
Prof. Dr. Ofcaj^Önertoy, NecmiyeAlpay,
Emin Özdemir ve Cemfl Kurt
Ihlara Vadisi'nden izlenimler...
AYŞE EMEL MESCt
Yeni yıl bayramı, tektannlı dinler-
den, hatta tanm uygarlıklanndan da
çok öncelere uzanan bir evren kav-
rayışmm ürünüdür. Kutlamanın te-
melinde, evrendoğum (kozmogoni)
sürecinin ritüel biçiminde yinelen-
mesinin, dünyayı yenileyeceği,
gençleştireceği inancı yatar. Bitki-
lerin büyüme süreçlerine bağrmlı
tanm toplumlannda ise yeni yıl kut-
lamalan doruk noktasma çıkar ve
bu uygarlıklann geliştirdikleri koz-
mik dinler çerçevesinde, çember bi-
çimK zaman ve kozmik döngü an-
layışlanna dayanır. Şaşırtıcı da gel-
se, modernite insanı -kültürünün bi-
linçalünı oluşturan birçok başka dü-
şünce/davranış kahntısmı olduğu
gibi- yeni yıl kutlamalannı çok da-
ha bireyselleşmiş bir biçimde de ol-
sa sürdürüyor. Kendi kişisel tarihle-
rinde bir "döngü* yakalayabilmek,
yaşamlannı yineleyebilmek veya
gençlik duygulanna bir gecelik de
olsa dönebümek umuduyla sokak-
lara dökülen ınsanlann yarattıklan
kendiliğinden "ritüel''lerde, arkaik
"kozmik döngü"nün şavkı bir an
için parlayıp sönüyor.
Thlara: însanın taşla banşması
Bense 1 Ocak'ta, zaman-mekân
eksenlerimizin tamamen dışındakı
bir boyuttan gelip, günümüzün içi-
ne girivermiş gibi görünen bir koz-
mik parantezdeyim: Ihlara Vadisi'ni
seyrediyorum.
Bir Endonezya efsanesine göre yaratıcı
Tann, ilk kadınla ilk erkeğe armağanlannı gökten
iple sarkıtarak indirirmiş. Yer ile Gök'ün şimdiki ka-
dar birbirinden uzaklaşmadıgı zamanlarmış. Kadm-
la erkek bir gün bakmışlar, koca bir kaya inmiş yu-
kandan. Beğenmemişler anlamını çözemedıkleri bu
annağanı. Kaya geldiği gibi gitmiş, bir muz inmiş
aşağı. Bizimkiler çok sevmişler, güle oynaya yemiş-
ler besleyicı meyvayı. Yukandan yaratıcınm sesi du-
yulmuş: "Madem ki muzu seçtiniz. ömrünüz de
onunld gibi olsun. Eğer taşı seçsevdiniz, onun gibi de-
ğişmez ve ölümsüz bir yaşamnnz olacaku."
Ihlara Vadisi'ndeki ve Göreme'deki "Peribacala-
n"nı, bunlann içine oyulmuş kiliseleri, manastırla-
n, konutlan; dimdik kaya bloklanna kim bilir kaç
ömür süresince açdmış binlerce yaşam gözünü gö-
rünce, insanm burada taşla banştığını, zamansızhk
arayışuıa yeniden koyulduğunu düşünmemek elde
degü.
Tarihte taş simgeselliği, zaman dışı bir varoluş bi-
çimini içerirdi. Belki de Dılara'da da aranan buydu.
GİZLİCENNET - Ihlara, Anadolu toprağında açümış,
kat kat çağlan sergileyen, zaman dışı bir kesit-
Göreme Açık Hava Müzesi içinde yer alan 9 *pe-
ribacasT/kaya kilisesinin duvarlannı, tavanlannı
süsleyen freskler, kendi "bugün"lerme esir ohnuş
tüm saldınlara karşm, inanılmaz canhlıktaki çizgi-
leri ve renkleriyle sanatm zamanı yenen büyüsünü
bir göktaşı tarlasını andıran volkanik kütlelerle bü-
tünleştinyordu çünkü. Taş duvarlara can veren o in-
san elleri, parmaklan, gözleri sanatta ölümsüzlüğü
anyorlardı aslmda. Ve çağlarla değişen, bu arayışm
özü değil, biçımi sadece; onlann bir cemaati, bir ka-
bileyi, bir klanı ölümsüzleştırmek, aidiyetleri aracı-
hğıyla kimliklerini sürdürmek için bulduklan yolu,
biz de diğer tüm etkenlerin yanı sua, biraz da bu dün-
yada bir iz bırakabümek umuduyla sürdürmüyor
muyuz?
İz bırakmak... Unutulmamakü.
Yeni yıl mitos-ritüel senaryolannm ana izleğini
oluşturan "doğum-yaşam-ölüm-yeniden doğum"
akışının gerisinde insanm bu temel güdüsünün de
payı yok mu?
Bu ritüellerin tüm dünyada ve tüm
kültür katmanlannda, farklı biçimler-
le de olsa bulgulanması, insana özgü
temel varoluşsal niteliklerdeki sürek-
liliğin göstergesi değil mi? Sanat ev-
rensel niteliğım bu kaynaktan amııyor
mu?
Vadinin içinde ilerliyorum. Artık ta-
mamen farklı bir evTendeyim. Değişen
sadece görüntü ya da yalçm kayalık
duvarlann oluşturduğu fiziki engel de-
ğil. Megalit kültürünün insanlan, ata-
lannın ruhlannm diktikleri menhirler-
de banndığına ve kendilenm koruduk-
lanna inanırlannış. Etrafımı kuşatan
ve Melendiz suyunun bitmek biİmez
çağılüsıyla daha da koyulaşan, dingin
sessizük içinde, o kaya kovuklanndan,
taş tapınaklardan binlerce çift göz üze-
rime dikilmiş sanki. Bu vadiye, göre-
mediğim yeraltı şehirlerine, çeşitli
baskılardan kaçan insanlann inançla-
nnı özgürce yaşayabilmek için sığm-
dıklanm anunsıyorum. Eski çağlardan
beri Doğu'yu Batı'ya bağlayan Ipek
Yolu'nun hemen yanıbaşmdaki bu
"gizli cennefte, kendi çağlannı nasıl
duyumsuyorlardı acaba diye düşünü-
yorum.
DünyaEkseni
Yaslandığım kayanın yanından iki
serçe havalanıverdı, ben Atina'dan, Ti-
mon'dan, Apemantus'tan kopup Ihla-
ra zamanına döndüm yeniden. Vadiye
egemen yamaçta, en yukanda dimdik
kayalar ve içlerine oyuhnuş kovuklar,
kiüseler; onlann altmda tüf ve bazalt kanşı-
mı peribacalan ve içlerine oyulmuş bannak-
lar; sonra Selime köyünün evleri, kül renginde bu-
luşup, çağlan iç içe geçiren kesintisiz bir akışla va-
dinin içine, külden bir nehir gibi uzanan kavaklara
doğru iniyorlar. Geride lacivert-mor yağmur bulut-
larına başını yaslamış Hasan Dagı... Gök dağla, dağ
yerle, volkanın içinden, yeraltından lavlarla fışkınp
gehniş kayalar, yeryüzünün kül rengi evleriyle bü-
tünleşmiş. Göğü, yeri ve yeraltmı buluşturan bir
"Dönya Ekseni" burası diye düşünüyorum.
Yanımızda duran grubun rehberi, başka bir geze-
genden kopup gelmiş izlenimini veren karşı yamaç-
ta, meşhur "Yüdu Savaşlan" filminin bazı sahnele-
nnın çekıldıguu anlatıyor.
Ihlara, Anadolu toprağında açıhnış, kat kat çağ-
lan sergileyen, zaman dışı bir kesit... Hemen ileri-
sinde tpek Yolu... Özdeksel ve tinsel zenginlik ara-
yışlannm bu denli yakm ve bu denli uzak ohnası,
tuhaf bir çelişki değil mi?
(*) Atinalı Tımon, W. Shakespeare, perde 1, sahne 1.
2. Diyarbakır Kültür ve
Sanat Festivali
• D h ARBAKTR (Cumhuriyet
Bürosu) - Diyarbakırh şair Ahmed
Arif için HADEP'li Büyükşehir
Belediyesi'nce "2. Diyarbakır
Kültür ve Sanat Festivali"
etkinlikleri kapsammda şiir
yanşması düzenliyor.Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesı'nden
yapılan açıklamada, yanşmaya
katıhnak ısteyenlerin 31 Mart
2002 tarihine kadar Büyükşehir
Belediyesi Kültür Müdürlüğü'ne
baş\"unnalan gerektiği ifade
edildi. Açıklamada, yanşmaya
gönderilecek şiir kitaplanmn 01
Ocak 2001 tarihinden sonra
yayınlanmamış ohnasmm
gerektiğine dikkat çekildi.Şiirlerin
seçici kurulda bulunan şairler
Hicri îzgören, Mehmet Doğan,
Orhan Alkaya, Refık Durmuş ve
Ulkü Tamer tarafindan
değerlendiricek yanşmada, ödül
törenin Ahmed Arif 'in ölümünün
12. yıldönümü olan 2 Haziran'da
yapılacağı ve birinci olan
500 milyon lira ile plaket
verileceği bildirildi.
İdil Binet, Akbank Oda
Orkestrası ile çalacak
• Kültür Servisi - Şef Cem
Mansur'un yönettiği ve îdil
Biret'in solist olarak katıldığı
Akbank Oda Orkestrası. 9 Ocak
Çarşamba günü saat 20.00'de
Kadıköy Halk Eğitim
Merkezi'nde, 10 Ocak Perşembe
günü saat 19.30'da Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda konser
verecek. Akbank Oda Orkestrası
konserde, L.V Beethoven'ın
Grosse Fuge op. 133
(Weingartner düzenlemesi),
J.S. Bach'm Piyano Konçertosu
BMW 1052 ve
BMW 1056, F. Mendelssohn'un
Yaylı Sazlar Senfonisi No: 9 adlı
eserlenni seslendirecek.
Yeni Yıl Gala Konseri'
20 Ocak'a ertelendi
• Kültür Servisi - Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda 5 Ocak
tarihinde gerçekleştirilemeyen
'Yeni Yıl Gala Konseri'
20 Ocak günü saat 20.00'ye
ertelendi. CRR Konser Salonu
Genel Sanat Yönetmenliği
Çocuk Korosu'nun da yer alacağı
gala konserine Zuhal Olcay,
soprano Hülya Kazan ve tenor
Levent Gündüz solist olarak
katılacaklar. Konserde orkestrayı
Orhan Şallıel yönetecek. (0 212
232 98 30)
Israilli Davld De'or
Iş Sanarta
• Kültür Servisi - Israilli
kontrtenor David De'or'un
konseri, 10 Ocak saat 19.30'da Iş
Sanat Kültür Merkezi'nde
sanatseverlerin beğenisine
sunulacak. 'Etno-fusion'
albümleriyle başanyı yakalayan
sanatçı, konserinde klasik
repertuvannm yam sıra Broadway
müzikalleri ve îbranice
şarkılardan oluşan bir program
gerçekleştirecek. Konserinde
De'or'a, cümbüş, ut ve gitarda
Ilan Benamin, klavyede Arnon
Freıdman, perküsyonda ise Joan
Bunzen eşlik edecek.
(0 212 454 15 55)
"Cebimde Yenî
Kelimeter' ertelendi
• Kültür Servisi - 5-6 Ocak
tarihlerinde sahnelenmesi
beklenen Yılmaz Erdoğan'ın
yazdığı, yönettiği ve oynadığı
'Gebimde Yeni Kelimeler' adh
oyunun Mydonose Shovvland'deki
gösterimi yann ve 9 Ocak günü
saat 21.00"e ertelendi. Erdoğan,
'Cebimde Kelimeler' oyununu
dekorundan içeriğine kadar
yenileyerek hazırladığı 'Cebimde
Yeni Kelimeler'de artık hayatmı
değil, 'hayatı' anlatıyor.
Michael Bay ve
De Line'dan yeni fflm
• Kültür Servisi - Pearl Harbor
filminın yönetmenı Michael Bay,
Donald De Line ile 'Pain and
Gain' isimli bir fikni yönetecek.
îkili daha önce 'Armageddon'
fihninde beraber çalışmışlardı.
Fihn, Miami'de adam kaçırma
gibi karanlık ışlere bulaşmış bir
grup vücut geliştincimn
hikâyesini anlatıyor.