22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2002 SALI 4- CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çiller: İndirîmleri geri vereceğiz • İstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, hükümetın emekliler, yaşhlar ve özürlülere ulaşımda sağlanan haklan kaldırmasını sert bıçimde eleştırerek DYP olarak bu haklann iade edilmesi vçin yasa tasansı vereceklerini söyledı. Türk Ceza Yasası'nın son günlerde çok tartışüan312.vel59. maddelen konusunda Mesut Yılmaz'ı eleştiren Çiller, "AB'den Sorumlu Başbakan Yardımcısı, önce bunlan ımzalayıp şımdi de bunlar üzerınden siyaset yapıyor" dedi İnsan haklarma saygıyı yayacago' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık Insan Haklan Başkanlığı ile Ankara Valüığı tarafindan dün düzenlenen 'însan haklan' konulu seminerde konuşan Devlet Bakanı Nejat Arseven, anayasada yapüan son değışikliklerin demokrasi ve insan haklan bakımından bir dönüm noktası olduğunu belirterek "tnsan haklanna saygıyı, tüm kurum ve kuruluşlarda yaygınlaştırmak için her şeyi yapıyoruz ve yapmaya devam ediyoruz. Türkiye'nin haksız olarak eleştirildiği insan haklan sorununu, en kısa zamanda aşacağız" dedi. TBMM hırsızı tutuklandı • ANKARA (Çumhumet Bürosu)-TBMM'dekı Vakıfbank Şubesi'nden kredi kartlannı çaldığı iddia edilen Murat Çayöz adlı kişı dün tutuklandı. Nöbetçi Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesı'nce tutuklanan Çayöz, daha sonra cezae\ine gönderildi, Çayöz'ün, henüz yakalanamayan arkadaşı, eski Vakıfbank çalışanı Murat Tufan ile birlikte çalınan bankomat kartlanyla 16 milyar lira çektiğı ileri sürülmüştü. ÖPümcek davası Istanbul DGM'de • ANKAR\ (Çumhumet Bürosu) - Ankara 2 No'lu DGM, hayali ihracata ilişkin yürütülen '"Orümcek operasyonu" soruşturması sonucunda 85 sanık hakkında açılan davada, •'suç yerinin Istanbul olması" nedeniyle "yetkisizlik" karan vererek dosyayı tstanbul DGM'ye gönderdi. Ankara DGM Saycısı Hamza Keleş, "Orümcek operasyonu" soruşturması sonunda, Erol Kohen'in de aralannda bulunduğu 85 sanık hakkında dava açrruştı. AKP'liden şiirle 312 eleştiPisi • ANKARA (Çumhumet Bürosu) - AKP Osmaniye MılletvekıliŞükrüÜnal. TCY'nin 312. maddesini "312 kere düşünüyorum" adını verdiği şiirle eleştirdi. Cnal, "Düşünmüyorum < düşünmek istemiyorum' bıçak değil' kerpeten bile açamaz dudaklanmı" diyerek başladığı şiirini şöyle tamamladı: "Yaşamak istiyorsan bu ülkede canım / Adam gıbi yaşacaksın / Adam gibı öleceksin *' Öyle düşünmek-düş görmek yok , Tamam mı güzelim / Haydi toprağın bol olsun / Bizi de unutma e mi?" Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınan hiçbir konuda uzlaşma sağlanamadı BakanlardanDerviş'etepkiEBRUTOKTAR ANKARA - Bakanlar Kuru- lu, toplantısında masaya yatın- lan hiçbir konuda uzlaşamayan bakanlar. çözümü komisyonla- ra bıraktı. Toplantıda Devlet Ba- kanı Ketnal Dervis yıne hedef adam oldu. Bakanlar Kurulu, dün, Başba- Veto acıklamasi: kanEcevitbaşkanlığında toplan- dı. Derviş'e yönelık eleştirile- rin Hazine Müsteşan'na da yö- neldiği Bakanlar Kurulu'nda, hükümetin aldığı kararlann ge- reğinin yerine getirilememesin- den duyulan rahatsızlık en üst düzeyde dile getirildı. Başba- kan Yarduncısı HüsamettinÖz- kan. daha önceki Bakanlar Ku- rulu'nda Ankara-îstanbul Hız- lı Tren Projesi ıçin İspanya'nın verdiğikredininuygun görüldü- ğünü anımsatarak "Hiçbir bü- rokraL ülke yaranna olan bir evrakıimzalamamavedevletiş- krinin önünükesmelüksünesa- hip değfl. Ya pazartesiye kadar kredryegarantiverenbelgeyiim- zalarya daboş kâğıdıimzalayıp istifasuuverir. Hükümet olarak bizsiyasisorumluluğu üsüeniyo- ruz" diyerek Hazine Müsteşa- n FaikÖztrak'ı hedef aldı. Bu sözler karşısında şaşıran Der- viş, sessız kalmayı yeğledi. Derviş'e yönelık bir eleştiri de Devlet Bakanı YümazKarako- yunlu'dan geldi. Karakoyunlu, Tütün Yasası'nın kabul edildi- Yasalar bölünerek yayımlanamaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Curnhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in mali sektörün yeniden yapılandınlmasına ilişkin yasayı, veto ettiği 3 maddeyle birlikte TBMM'ye iade etmesi, kısmı vetolarda uygulanacak "yöntemüT de netleşmesini sağladı. Hukukçular, yasanın vetolu maddelerinin yeniden TBMM'de kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra yasanın tümüyle Resmi Gazete'de yayımlanabileceğini bildirdıler. Hukukçular, anayasaya göre. ancak anayasa değişikliklerinde "kısmi yürüriük'' uygulaması olabileceğini belirterek yasalann parçalanarak yürürlüğe giremeyeceğine ışaret ettiler. Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanrna tanınan. tüm yasayı değil birkaç maddesini geri gönderme yetkisimn, uygulamada, TBMM sürecini kısaltmanın dışında anlam ıçermedıği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı'nın yasanın tümünü değil, anayasaya aykın bulduğu maddelen iade etmesiyle onaylanan yasa bölümleri yürürlüğe girmiyor. TBMM'nın iade edilen hukümleri yeniden görüşmesi gerekiyor. Ancak TBMM'nin isterse, Cumhurbaşkanı'nın onayladığı maddelen de yeniden değerlendirebileceğine dikkat çekildi. ÇİZMEDEN Y1IKARI MUSAKART . * * • - - . - . m.kartia superonline.com.tr Liderler, veto edilen maddelerin TBMM'den aynen geçirilmesini kararlaştırdı Bankacıtık tasansı aynen Köşk'e ANKARA(Cumhuriyet Büro- su)- Liderler, Mali Sektöre Olan BorçlannYeniden Yapılandırılma- sıYasası'run Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer tarafindan ve- to edilen 3 maddesini aynen TBMM'den yeniden geçirme ka- ran aldı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndabugün görüşüle- cek olan yasanın yann TBMM Genel Kuru- lu'ndan geçırilmesi he- defleniyor. Devlet Bakanı Kemal Derviş. kamu bankalan yönetıcileri ve IMF'yle yaptığı temaslann ardın- dan CumhurbaşkanTnın geri gönderdiği banka- lara aktanm yasasında- ki 3 düzenlemenin ay- nen geçirilmesi istemini dün Başbakan Yardımcı- sı Hüsamettin Ozkan'a iletti. Derviş'le Ozkan'ın sabah saatlerinde yaptı- ğı toplantıda, yasanın yürürlüğe girebilmesi içın TBMM'den ye- niden geçirilmesi gereklilıği kar- şısında IMF'nin koşulunu yerine getirmek üzere hızlı çalışılması kararlaştmldı. Derviş, görüşme sonrası yap- Ogı açıklamada, TBMM'nın prog- ramın yasal altyapısının oluştu- rulması için olağanüstü gayretli olduğunu belirtti. Derviş, "BiB- yorsumız, BorçJanmaKanunuşu- bat ayında öngörülmüştü. Bu a!t- vapımn hazırlanması. 2002yıhnın büyümesi için ekononükprogra- nun sonuçlannınhalkımızaulaş- ması açısından devam etmetLBu dış kaynak, program, isühdanu Akışık: Sayın Sezer'i yanıltıyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık, dün özel bir televizyonda, bankalara aktanm yasasında Cumhurbaşkanı'nın geri gönderdiği kamu bankalanna ilişkin düzenlemelerle ügili değerlendirmelere yanıt verdi. Akışık, kamu bankalan yöneticilerinin özel hukuk hükümlerine tabi olmasına karşı çıkanlan, "yapüan y^uzhıkiann memur zırhryia konınmasuu istemekk* suçladı. "Bu >asanın kesnfikle arnla alakası yokn diyen Akışık, sa\ cılann yasalara aykın da\Tanışlan saptasalar bile bakan onaylamazsa kamu görevlileri hakkında işlem yapamadığıru anlattı. Akışık, "Bankalar Kanunu'nda zimmet suçu tanımianmışve zhnmet bir suç. Ama bu kamu görevasiyk savcı yakasma yapışamaz. Cumhurbaşkanımızı da bu konuda yamluyorlar* diye konuştu. artûrmak için önenüT diye ko- nuştu. Derviş, IMF lcra Kuru- lu'nun ocak ayı sonundatoplana- cağını, biraz gecikme olduğunu ifade ederken, "4 Şubat, bunun gerçekleşmesi,Türkiy'eekonomi- si açısından. büyüme açısından önemü. Gecikmeler zarar veri- yor. Önümüzdeki bir hafta için de çok iyimserim. TBMM geçmişteki gayretini tekrar gösterecektir" dedi. Lıderlerinyaptığı toplan- tıda ıse, veto edilen düzen- lemelerin aynen TBMM'den geçirilmesi benımsendi. Baş- bakan Yardımcısı MesutYtf- maz, Başbakanlık'tan ayn- lırken, gazetecilerin sorula- n üzenne "Yetisirseperşem- be günü de Cumhurbaşka- m'na göndereceğiz'" dedi. Yılmaz. yasanın aynen mi gönderileceği sorusuna da, "Bizim eğilimimiz öyle" ya- nıtını verdi. ğini anımsatarak "Tütün des- tekleme karan 10 gün önce ka- ramame haünegetirikceku. An- cak Hazine'nin bununla ilgili efeşorikri nedenryiesorunun çö- zülmesimümkünolnıuyor* de- di. Bunun ülkeyı zarara soktu- ğuna dikkat çeken Karakoyun- lu, "Tekel'inözelleştirilmesiiçin çaba sarfettiğimizbir dönemde bu karann açıklanmama- SLçiftçiik iüşkflerimizi bo- zuyor. Çiftçi ileben muha- tap oluyorum. Neden dire- niyorsunuz? O zaman Te- kelM size baglav-abm da so- runusizçözün" dedi Der- viş'in "Bu bir eşgüdüm meselesi'" sözlennden tat- min olmayan Karakoyun- lu, "Kimse bana ne söyle- yeceğmûöğretmeshvTürk- çe dersi hiç vermesin. Me- seleeşgüdüm sorunu değil, sorun Hazine'nin sorum- luluklannın bilincinde ot- maması" dedi. Derviş'i aşarak tütün fiyatını açüt- lama yetkisi isteyen Kara- koyunlu'nun Önerisı uygun bulundu. Bakanlar Kurulu'nun bir diğer konusu da Kardemir sorunu oldu. Karabük'ün borçlannın 140 miryon do- lara çıktığına dikkatçeken Karakoyunlu, Karabük'ün Erdemir'e devredilmesi önerisine de karşı çıktı. Bu sorunun da oluşturulacak komisyonla çözülmesine karar verildi. Bakanlar Kurulu'nda ele alınan bir dığer konu da ilaç fiyatlan oldu. Çalış- ma ve Sosyal GüvenlikBa- kanı Yaşar Okuyan, özel- Hkle Bağ-Kur'un ve SSK'nin eczanelerle yap- tığı anlaşma çerçevesinde yüzde 5 ucuz ilaç aldığını vurgulayarak "AncakSag- hk Bakanlığı'nın son dü- zenlemeshie bize uygula- dudanyüzde5'likindirim- den vazgeçmek istiyorlar" dedi. Sağlık Bakanı Os- manDurmuş ise yaptıkla- n düzenlemeyi sa\ıınarak bazı ilaç fiyatlannda yüz- de 300'e yakın indirim sağ- ladıklannı belirtti. Bu tar- tışmalardan da sonuç alına- mayınca yıne bir komis- yonkurulrnası kararlaşünl- dı. Durmuş'un başkanlı- ğında Okuyan ve Maliye Bakanı Sümer Oral'dan ohışan bir alt komisyon ku- ruldu. Durmuş, toplantı- nın ardrndan yaptığı açık- lamada. "Bunlann hepsi şaibe. İnanmaym. tlaçtası- kuıtıyok'' diye konuştu. Bakanlar Kurulu'nda bölge müdürlüklerinin ka- patılmasına ilişkin karar- name imzaya açıldı. Özel- likleDSl,Karayollan,Va- kıflar Genel Müdürlüğü, Orman Bakanlığı gibi ku- rumlann illerde örgütlen- mediklerini, sadece bölge müdürlükleri olduğunu söyleyen bakanlar, "Budu- rumda bölge müdürlükle- ri kapanhncailmüdürlük- leri olmayan kuruluşlar hizmet götüremez haie ge- teceklerTl diye eleştiride bu- lundular. IRMIKI AYDIN ENGİN aenginu/ doruk.net.tr Nüfus Cûzdanınu kaybettim. Hükümsüzdür. SEVÎL TÜRKAY Zalim felek!.. Donüş günü gel- di çattı. Oysa henüz tadılmadık ne çok şarap, yutulmadık ne çok sosis var... Giderken "Yediğim içtiğim be- nim olsun, gördükierimi, gözle- diklerimi anlatırım" demiştim. Aslında saklım gizlim yok. Ama siz yine de yediğim içtiğimle de- ğil, görüp gözlediklerimle idare edin... Burada, Federal Almanya'da eylülde seçim var. Heyecanı bu- günden başladı. Kimin, neden kazanacağı, kazananın kiminle nasıl bir koalisyon kuracağı üs- tüne şimdiden sıkı veyoğun he- saplar yapılmakta. Başagüreşen iki pehlivandan tutucu Hıristiyan Demokrat Par- ti (CDU), 16yıl iktidann keyfini sü- rüp, gırtlağa kadar ruşvete. kirli paraya batıp, seçimlerde paldır küldürgidip, iktidan Sosyal De- mokrat Parti'ye (SPD) kaptırdı- ğından bu yana belini bir tüıiü doğruttamamış, parti içindeki itiş kakışı sontandıramamıştı. O gün- den bu yana Alman tutuculuğu ne kendine yeni bir lider yarata- bildi, ne ekonomi ve siyasette sosyal demokratlan zoriayacak bir model önerebildi. Kızıl ve Kıpkızıl Koalisyon CDU, eylül seçimlerine, Hıris- tiyan demokratlann en gerici ka- nadının lideri, Bavyera Eyaleti Başbakanı Stoiber'ifederal baş- bakan adayı göstererek katılıyor. Iktidardaki sosyal demokratlar ise partiye yeni bir kan vermeyi başanp iktıdara taşıyan Gerhard Schröder'e sımsıkı sarılmışlar, yeni bir seçim zaferinin hesabı- nı yapıyorlar. Sosyal demokratlaria isteme- ye istemeye koalisyon kuran, ko- alisyonu gönülsüz kurdukları iz- lenimi vermeye özen gösteren, "düzenle bütünleşmek" değil, düzen partisi SPD'ye kök sök- türmek üzere koalisyona katıl- mayı kabullendiklerinin altını dur- madan çizen, hükümet kurul- duktan sonra Kosova'ya, Afga- nistan'a asker göndermeyi içle- rine sindiren, dünün "banş ve çiçek çocuklan" Yeşiller'in hali -birkaç günlük gözlemin yanılt- ma payını saklı tutmak koşuluy- la- bana biraz "kelek" geldi. Yeşiller. sol değerleri, çevre duyariığını ve milttarist çözümle- re duyaıiıklannı unutmaya baş- lamış gibi görünüyorlar. Yani "ik- tıdarkirietir" özdeyişi bir kez da- ha doğrulanmakta. Sosyal demokratlar "so/"dan sağa dümen kırıp, serbest piya- sa ekonomisi denen "vahşı ka- pıtalizm" ilkeleriyle "sofcu/uk"u bağdaştırmak (nasıl olacaksa!) üzere sosyal demokrat çizgiden liberal çizgiye yönelince, Fede- ral Almanya'nın kırk yıllık "den- ge partisi" Hür Demokratlar'a (FDP) sryasal arenada manev- ra alanı kalmamış gibi. Yani sosyal demokratlar, "liberal- /er"den daha liberal olunca, FDP'nin siyasal hedefı ve umu- du "Acep barajı aşıp federalpar- lamentoya girebilirmiyim" soru- suna yanıt aramaya indirgenmiş durumda. Gelelim PDS'ye. PDS, Alman Demokratik Sosyalizm Partisi'nin kısaltılmışı. Demokratik Sosya- lizm Partisi ise Doğu Almanya'da- ki ünlü -ve bana göre şanlı- Ko- münist Partisi SED'nin ardılı. Onun dönüşmesi ile kuruldu. Yeşiller'deki çizgi kaybına karşı çıkan, solcu olduklarını unutma- mış gruplan dakucakladı. Birkaç yıllık bocalama döneminin ar- dından Federal Almanya'da ye- ni ve diri bir siyasal güç olarak ortaya çıktı. Artık tek Almanya'ya dönüş- müş ülkenin doğusunda pek çok yerde bırinci parti, kimi yerlerde ikinci parti konumunda. Batı eya- letlerinde ise oy oranı binde srfır nokta bilmem kaçlarda kalan "küsuraf parti" konumundan çı- kıp barajı aşması kesinleşmış partiye dönüştü. Nitekim Federal Almanya için önemli ve anlamlı birgösterge de- ğeri taşıyan Berlin Eyaleti seçim- lerinde, Doğu Berlin'de oylann yüzde 42'sini, Batı Berlin'de ise yüzde 12'sini aldı. Bütün Alman- ya'nin soluğunu tutarak izlediği koalisyon goruşmelerinin sonun- da sosyal demokratlaria anlaştı ve başkent Berlin'de SPD-PDS koalisyonu kuruldu. Aynı zamanda bir kent-eyalet konumundaki başkent Berlin'de sosyal demokratlaria komünist partisinin ardılı PDS'nin koalisyon kurmasınm anlamı Almanya ve Batı Avrupa için çok, amaçok bü- yük. Alman siyasetinde sosyal demokratlar "kızıl", liberaller "sa- n", Hıristiyan demokratlar "sıyah" olarak anılır. Şimdi Federal Al- manya'nın başkentinde "ktzıl ve kıpkızıl" bir ıktidar var. Sosyal Demokrat Parti mer- kezinin bütün itirazlarına rağmen Beriin eyaletinde böyle bir koalis- yon kuruldu ve siyasetten emek- li olmuş, ama bir "siyaset bil- gesi" olarak anümayı sürdüren, eski başbakanlardan Helmut Schmidt "Berlin modeli"n\n Al- manya'nın öteki eyaletlerinde ve federal partamentoda ve daha da önemlisi bütün Batı Avrupa'da yinelenebileceğini söyledi. Helmut Schmidt bunu dediy- se, bu önemlidir. * • • Federal Almanya'nın siyasal haritası böylesine bir değişikliğin arifesinde. Bunun, sosyal demok- rat hareketi irili ufaklı gruplarta paramparça, onun da solundaki ÖDP'nin ise çocukluk hastalık- lannı henüz aşamadığı Türkıye için de bir anlamı olsa gerek... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Ölü Karanlığın Çocuklan... Psikolojı öğrencisi Fadime Şahindal 26 yaşın- daydı... Isveç'in Uppsala kentindeyaşıyordu... Fadime, Isveç'e 7 yaşında geldi... Güneydoğulu Kürt kökenli bir ailenin çocuğuy- du... Fadime'ye ilk yasak ilkokula başladığında konul- du: "Gâvur çocuklanyla konuşmayacaksın!.." Fadime 20 yaşına geldiğinde Patrik ündösjo ad- lı bir isveçli gençle tanıştı... Yıl 1996'ydı... Fadime, Patrik'le ilişkisini bir yıl ailesinden sakla- dı. Ailesi daha sonra ilişkıyi öğrendi... Baba Ramaran Şahindal, Fadime ve Patrik'i bir gün yolda el ele yürürken görünce çılgına döndü... Fadime ve Patrik'in üzenne yürüyen baba Rama- zan Şahindal, her ikisini de dövdü... Fadime yargıya başvurdu. Yargı Fadime'yi haklı bul- du. Fadime ailesiyle ilişkisini kesti... Fadime'rim sevgilisi Patrik, 1998yılındabirotomo- bil kazasında yaşamını yitirdi... Artık Fadime tek başınaydı... Bir hafta önce ablasının evine gitti Fadime. Orada annesiyle buluştu... Saat 22.00'de kapının zili çaldı... Baba Ramazan elinde sılahla içeriyegirip Fadime'yi öldürdü... Bir hafta önce Gürhan Uçkan anlatmıştı Cumhu- riyet'te; dün de daha ayrıntıtısını Hürriyet'te oku- dum... Bir Avrupa kentinde töre cinayeti işlenmişti(l) Ne töresi, hangi tore? Aşiret toplumlarına özgü bu yöntem Güneydo- ğu'dan Isveç'e taşınmıştı!.. ölü karanlığın çocuklan belki Urfa'nın, Lice'nin, Bi- recik'in, Silvan'ın, Batman'ın dipsiz kuyulanndan Av- rupa'nın kentlerine göç etmişti haberimiz olmadan!.. • • • 26 yaşındaki Fadime'nin öyküsü, 14 yaşmdaki Necla'nın öyküsüne tıpatıp benziyordu... Fadime Isveç'in Uppsala kentinde. Necla ise Di- yarbakır'da öldürülmüşlerdi!.. Karanlığın o gri gölgesi, Diyarbakır'm Huncapek Mahallesı'nın sokaklannda ölü mevsimler gibi kol gezerken yakalamiştt Necla'yı!.. 14 yaşındaki bir kız çocuğunun öyküsü üç el silah sesiyle noktalanmıştı!.. Ayazdudaklannavuruyordu Necla'nın, sanaydın- lık bir gecenin içinde!.. Recve'nin öyküsü de Fadıme'ninkine benziyordu.,. Aiacakaranlığın sesinde Fadime, babasının elinde- ki tabancanın namlusundan çıkan üç kurşunla can verirken Recve Aslan 'aile meclisi karan'y\a 19 yaşında ölüme yenik düşüyordu... Genç kızlığın duru inceliğinde, kanatları kesilmiş can çekişen bir kuş gibi çamurun, kann tükenen mı- nltılan içinde yok olup gidiyordu üçü de!.. Silvanlı Ayşe'nın, Batmanlı Dilan'ın öyküleri de aynıydıL Gizem ve hüzün onlann gözlerini, yüreklerini ku- şatmıştı... Sevincintaşkınlığı. insanın başkaldınşı, doğanınçi- çeğe dönüşmesi, doğan çocuğun dünyaya ilk bakı- şı. toprağın ürperen ölüm soluğunda düğümlen- mişti!.. Hüzündü onlar, acı akan ırmak kıyılannda büyü- yen çocuklardı onlar!.. Yasaktı onlara sevda sözcükleri. yasaktı onlara yaşamı kucaklamak, yasaktı onlara sevişmek!.. • • • Fadime egıtimliydi, Necla, Dilan, Recve ve diğer- lerı iseeğitimsiz!.. Fadime'nin geleceğe ilişkin düşleri vardı!.. Tüm düşleri ve umutlan yok oldu!.. Fadime. Uppsala'da Protestan Katedrali'nin me- zartığında yatan Patrik'in yanına gömülecekti!.. Ben Necla'nın Diyarbakır'da kimsesızler mezarlı- ğında yattığını biliyorum sadece!. Ne olursa olsun maviler yasaktı onlara, gökyü- zü, denizler. göller, ırmaklar, kuşlar. çıçekler yasaktı, çokiyi biliyorum!.. Recve öldürüldü. ailenin namusu temiz)endi(!); Fa- dime öldürüldü, aile Uppsala'da başlan dimdik dc- laşır oldu!.. Genç kızlığın duru ınceliği. kanatlan kesilmiş ku- şun can çekişen hali ıslak gözlerde acınıntarifı mi- dir? Haydi yaşamı anlatın bana, ölümleri anlatın. seve- cenliğin titrek kumaşı altında aşkı anlatın, saydam gövdesinde açan günün ilk ışıkları nasıldır onu an- latın!.. Biliyorum anlatamazsınız!.. Çocuksu gülüşleri. yüreğin çırpınışını bilmezsiniz!.. Yaşadıgınızı sandığınız için hiç, ama hiç bileme- yeceksiniz!.. hikmet.cetinkayaf) cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Bakanlar anlasamadı Enüak Vergisi komisyona havale ANKAR\(Cumhuri- yetBürosu)-EmlakVer- gisi'nde beyannamenin kaldınlması için yasa de- ğişikliği yapılması ve takdir komisyonlanrun belirlediği rayiç değer- lerin düşürülmesine yö- nelik çahşmalar dünkü Bakanlar Kurulu'nda so- nuçlandırılamadı. Ba- kanlar Kurulu Emlak Vergisı'yle ilgili düzen- lemeyi, bünyesinde oluş- turduğu komisyona ha- vale etti. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan baş- kanlığında DevletBaka- nı FarukBal, Maliye Ba- kanı SümerOral velçiş- leri Bakanı Rüştü Kâ- nm Yücelen'den oluşan komisyon, Bakanlar Ku- rulu'ndan hemen sonra toplandı. Komisyon, be- lediyelerin rayiç değer- lerin yeniden belirlen- mesıni sağlayacakbirya- sal düzenleme yapüma- sı; 2002 için belirlenen rayiç değerlerin geçer- siz kılınarakyeniden de- ğerleme oranının yansı kadar arttınma gidılme- si seçeneklerini değer- lendirdi. Rayiç değerler içinso- na eren itiraz hakkmın yeniden getirürnesini içe- ren formül ise, yurttaşla- nn tek tek başvurusunu gerektirdiği içintepki çe- kiyor. Mcakbu öneri de ağırhklı olarak ele alını- yor. Zaten gelirleri azaltı- lan belediyeleri zor du- ruma sokacak bir kara- ra karşı çıkıhyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle