18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 9 OCAK 2Û02 SALI • • • • 4- CUMHURİYET SAYFA HABERLERtN DEVAMI 19 G U I V C E L CtlVEYT AKCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ûnce Bakanlar Kurulu'nu toplamayı, sonra li- derierin bir araya gelmelerinı kararlaştırdı ve: Şımdi IMF'nin dayatmalannı, bu arada belki Ihale Yasası'ndaki IMF \\e Dünya Bankası'nın be- ğerıisını kazanmayan maddeleri, AB'nin uyum ya- salarıyla ilgilı dıretmelenni ele almaları bekleniyor. Varsın ayıplansın, yine de soralım: Küzum, Türkiye'yi kim yönetiyor? Ecevit hüküfneti mi yoksa IMF, Dünya Banka- sı ve Avrupa Bırlıği mi? Evet, kim? Şu manzaraya bakarak, Allahaşkı- na soyleyin; Türkiye'yi dışardan gelen seslere ku- lak verip (birgun olsun karşı çıkma hakkını kulla- namayan) bugunkü hükumet mi yönetiyor? Demirel'ın cumhurbaşkanlığı donemınde (yıl 1995) TSK'nin PKK'ye karşı Kuzey Irak'ta başlat- tığı operasyona başta Almanya (ardı sıra Avrupa) ve ABD yönetimi karşı çıktı. Turk birfiklerınin Ku- zey Irak'ta "kalıcı" olacağından kaygıya, hatta korkuya kapıldılar. TSK'nin bir an dnce Irak'tan çıkmasını istedıler. Demirel, özellikle dış âleme TSK'nin görevını yaptıktan sonra döneceğini anlatıyor, ama Batı kaynaklı baskılar kesilmıyordu. Konuyu konuşuyorduk, dedı ki: "Celal Bayar, 'Bizi ne yıktj, bilir mısiniz? Ne yapmaya kalksak acaba düvel-ı muazzama ne der diye sorardık' dedi birgün." Bayar'ın Dün düvel-i muazzama diye tanımla- dığı devletler o dönemin dünya siyasetine ege- men olan devletler. Bugün Türkiye'ye karşı tutum ve davranışlaraynı, sadece adlardeğişti. Dün In- giltere, Fransa, Rusya; bugün ABD, Almanya, Av- rupa Birlığı. O zamanlarda buyük deyletlerın buyükelçileri hemen hervesileyle Bab-ıÂIİ'nın (Osmanlı hukü- metinın) kapjsındaydı, bugün de Başbakanlık'ın... (Osmanlj'da) dün neyse, (Atatürk'ten sonra) bugün deöyle.L Derlerkı; Türkiye'nin ekonomik açıdan, siyasal açıdan eli mahkûm. Kendı etti kendı buldu. Nedır bu? Evrensellık adına, AB uyeliğı uğru- na, kısacası dışa ucuz yoldan teslımiyet! Bu başa bu tıraş Ne yapabilırdı Başbakan? 312 ve 159. madde- ler ıçın bir akşam üzerı Başbakanlık'a gelen, ka- bul gören AB büyukelçilerınin neredeyse "ya dü- zelt ya da AB üyeliğini unuV'a gelen dayatmala- rına Ecevit'ımız; "AB'nin uyarılarına, dış baskıla- ra gerekyok. Zaten içimizde enine boyuna tartış- tığımız sorunu gerektiği ölçüde çözenz" diye kar- şılık veremez mıydı? Oysa, hukümet eiinde büyukelçilerin curetkâr, hatta ulusal onurunu zedeleyen davranışlarına gereken yanıtları verecek sağlam doneler bulu- nuyor. Oncekı gun bir TV'deki söyieşide Dışışlerı Ba- kanı IsmaiJ Cem; konuya ilışkın değerlendirme- smde, "AB üyelerının eleştırileri olabilir ama, bu AB üyelığını zarara sokmaz" dedi. Cem, AB'nin uyeliğimize Kıbrıs'ta çozümü önemli bir koşul diye dayattığinı içeren yazımla- ra, yorumlara da yanıt verdı: Turkıye'nın ulusal programında sadece BM gozetiminde Kıbrıs gö- rüşmelerinin sürmesıne katkıda bulunmayı taah- hut ettiğını söyledı. Cem'in söyledıkler/nin özeti: Bir Cumhuriyet bskanından teslimıyetçı çevrelere kafa tedavile- rirde kullanmalanna yarayacak "tam teşekküllü" br karşılık! Tabii biz Cem'de ıfadesıni bulan gerçeklere da- yaiarak uluslararası arenadaki baskıları karşıla- yaTiazsak; örneğin, IMF ışi daha da azıtır. lyı ni- yec mektuplanndakı üç liderin imzasına güvenme- diğını bildırir, Bakanlar Kurulu düzeyınde "taah- hitısteme" cesaretıni kendınde bulur. çımiz de dandını. Hâkimlere genış takdir hak- kı -anıdığı savıyla tepkilere yol açan "kamu düze- ninbozma olasılığmı" bırkaç ay önce 312. mad- de/e koyan Mesut Yılmaz ile... Bugun "yasa böyle geçerse hâkimlere geniş inısıyaîiftanmdığını, boyle konularda hâkiminyet- kisoın yasalarla kesın olarak belirienmesini" iste- ye" Mesut Yılmaz.. aynı kışi! Hal boyle olunca; Avrupalı, ABD'li eiinde ma- ka.\ bu başa bu tıraş! Türk tarafına cazip mesajlar AB Komisyomı Kıbrıs'ı görüştü IRUKSEL (Cumhu- - AB üyesı ülkele- rin aşışleri bakanlan, Ge- nellşler Konseyi'nın ay- lık )İa|an toplantısında, Kafcıs sorununu gündem- lenıe aldılar. J3 Konseyi'nin, dün sabi basına açık olan bö- lûrrinde. bazı bakanJann, tıfcıs sorununa çözüm ara^şlanna veriJen öne- mi vadadaki liderler ara- sınö sürdürülen görüş- melrden duyulan mem- nazıveti ıfade ettiklen Eû»z;mlendi. Yunanıstan Dış.len Bakanı Yorgo 'apndreu. "AB ve \JBün Kıbrıs'a açılımı »yeinde" olumlu geliş- celr kaydedildiğinı, dtoslı Türkleri de AB'de 5nekten memnuniyet nyraklannı söyledi. Pa- irıreu, AB Komisyo- . ~m, Kıbns'm kuzey • eneyı arasında "eko- »nkbütünleşme" ara- jlandan memnuniyet yeklannı söyledi. •V Komısyonu, 2004' taı üye olması planla- i 'adayıçınöngördü- n l i yardım dilimleri- b hafta açıklayacak. sıı yansıyan ilk bılgi- 5 ıre Komisyon, Tür- elomanya ve Bulga- ç, ÎOaday ülke için, tam üye olacaklan varsayılan 2004-2006 dö- nenıınde, 25 milyar euro bölgesel yardım ve 10 milyar euro tanm yardımı öngörüyor. Komisyon kaynaklan, "Kıbrıs so- runuoa çözâm bulun- ması" haJınde, adanm kuzeyı ve güneyi arasın- daki gelir farkJılıklannın göz önünde bulundurul- masıyla, Kıbns'a aynla- cak yardımın bir bölümü- nün kuzeye aktanlacagı mesajım veriyorlar. AB'den basına yansıü- lan, "spekülasyon" ve "dezenformasyon" ağır- lıklı mesajlan yorumJa- yan diplomaök kaynaklar, hedefın "Türk tarafını etkilemek" olduğunu, "siyasi dosyanın arka plana itilmesine" çalışıl- dıâmı belirtiyorlar. Aynı kaynaklar, AB ile KKTC arasında bir diyalog ku- rulmadığına, dolayısıyla AB'nin, adanın bu bölü- mü hakkında fikir sahibi olmadığına, hayali ra- kamlar üzerinde konuşul- duğuna dikkat çekerek, "Çetin siyasi müzakere- Jerin yapıJdığj donemde, ekonomiden giriş yapıp cazip yardım sözleri ve- rilmesinin garipliğine" ışaret edıyorlar. Pişkinsiit TDP'yi kurdu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Toplumcu Demokratik Partı (TDP) dün kuruldu ve genel baş- kanlığına da oybırliğıyle Aydın MilJetveialı Sema Pişkinsiit seçildı. DSP'- den istifa eden Mehmet Özcan ve Nazire Kara- kuş'un da kuruculan ara- sında yer aldığı TDP, par- lamentoda temsi] ediİen 7. partı oldu. "Demokratik ve laik bir cumhuriyet istiyoruz" diyen Sema Pişkinsiit, "demokratik halk hareketi başlata- caklanm" söyledı. Piş- kinsiit, "Umut devrimi yolunda seferberük baş- İatacağız. TDP güneşi toplumu ısıtacak. ku- cakJayacak ama bazı ke- simler için de cehennem ateşi olacaktır" dedı. Parti kurmak ıçın hare- kete geçen Sema Pişkin- siit, çalışmalannı tamam- ladı ve dün partisınin ku- ruluş dılekçesini Içışlen Bakanlı|ı'na verdi. Piş- kinsiit daha sonra geneJ merkez binasındaki top- lannya katıldı. KurucuJar Kurulu adı- na söz alan Pişkinsüt, TD- P'nin 75 kurucusundan üçte birinin akademısyen, iiçte birinin sanatçı-yazar ve üçte birinin de çeşıtli kesimlerden halkın tem- silcileri olduğunu vurgu- ladı. Pişkinsüt, "Bir ko- nuda iddialıvLz. Bu par- ti ne olursa olsun kirten- meyecek. Parrinin kir- lenmesi yerine, bu parti- nin kurucularının riimü ölmesini tercih ediyor" dedi GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada geri çekilen emlak vergisi için yeni bir yol aranacak. llaç konusundaki çalışmayı Sağlık Bakanı Osman Durmuş yürütecek. llaç fıyatlarıyla ilgili dü- zenleme yeniden düzenlenecek. Bu da olmazsa bir kez daha du- zenlenir! Aylardır tartışılan, bakanlıklann ve kurumlann Anadolu'daki bölge müdürlüklerınden hangisinın ka- patılacağı sorusuna yanıt vermek için yine Husamettin özkan baş- kanlığında çalışma yapılacak. Bu konuda da daha önce çalışma ya- p/lmıştı, bu çalışma üzerinde bir kez daha çalışılacak! KARDEMlR'le ilgili çalışmalar serisinin son halkasını ıse Başba- kan Yardımcısı Mesut Yılmaz ta- kacak! Bunlar, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelen sı- cak konular. Yakın geçmişten bu- güne getirdiğimizde, son dönem- deki devlet kurumlarrnın yeniden yapılanmasına ilışkın çalışmaların sağlıksız bir ortamda sürdürüldü- ğü dikkati çekiyor. Genel görünüm şöyle özetlenebılir: Yıkarak yapılanma! Devlet, insanlardan ve insan ak- lının ürünü kurumlardan oluştuğu- na göre, elbette çağın gereklerine ayak uyduracak. Ancak bunun, devlet aygıtı ozünün bozulmadan yapılması gerekiyor. Uç yöntem Yıkarak yapılanma ile neyi kas- tettiğimızı açalım... Üç yöntem dikkati çekiyor: 1 - Alternatıf kurum olarak yapı- lanma: Bu yöntemde öteden beri işlevini sürdürmekte olan kuruma dokunulmuyor. Elemanları, temel bütçesi aynen devam ediyor. Bu- nun yerine, duruma gore IMF ve Dünya Bankası'nın da istemlerı doğrultusunda yenı kurumlar oluşturuluyor. Yasama ya da yasa çıksa bıle bunun gereklerini yeri- ne getirme unsuru çoğunlukla ge- ri kaldığı için sorumlu kurum yet- kisiz, yetkıli kurum sorumsuz bir duruma düşuyor. Bunun örneğıni doğalgazda ya- şadık. Bir yandan Enerji Kurulu, bir yandan Enerji Bakanlığı, öte yandan BOTAŞ derken aynı ko- nuda pek çok yetkisiz sorumluy- la karşı karşıya kaldık. 2- önce kurumu ışlevsiz hale getirme, sonra yeni kurum arama: Bu tür yapılanmada da sorumlu birimin bütçesi kısılıyor, gereklı atama yapılmıyor. Ardından da eleştiri başlıyor: "Efendim bu ışın sahibıyok. Ba- kın yetkilı organ bile çalışmıyor, o zaman yenısini kuralım..." Örneğin, devletin tüm işleyişini kontrol etmekte görevlı Sayış- tay'da aylardır başkan seçimi ya- pılmıyor. Tamam, yasal zorunlu- İuklar da var, ama böylesı bir ku- rum nasıl başkansız kalır? İnsan kendi kendine, acaba Sa- yıştay'dakı uzmanlar bağımsız bi- çimde olup biteni denetledıği için bundan kurtulmak üzere plan mı yapılıyor, diye sormadan edemi- yor! 3- Once kurumu yıkma, sonra yenisini arama ya da o alandan çekilme: Hükümetlerimiz bu yön- temi daha çok KlT'ler için kullan- dılar. Yenileştirme yatırımlan yap- madılar, hantallaştırdılar. Sonra da "Görüyormusunuz, bunlardevle- tin sırtında kambur. Ey işçi, ey es- naf, iştesendenaldığımızvergibu kamburiara gidıyor" dediler. Bir bakıma toplumu da KfTkarşıtı ha- lıne getirdiler. Devlet aygıtını güçlü tutan iki te- mel unsur var: Yenıliklere açık olmak ve gele- neklerini bozmamak. Bu iki unsur birbirinin yok edi- cisı değil, tamamlay/cısı. Ne yazık ki bizde boyle olmuyor. Yenıden yapılanmayı; yıkarak, dökerek, yok ederek, kırarak yapılanma olarak algılıyoruz. Tanık olduğu- muz kışisel ve kurumsal kavgalar ne yazık ki bu yorumumuzu haklı kılıyor! [email protected] simdi daha cok nedeniniz var! ,3» HAYGANI ATİLLAARCAN LEYLA TEKÜL- ALİ SİRMEN AYKUTISIKLAR BACANAKUR ün boyu müzik, gece boyunca eğlence ozu*mj<ula e$ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle