Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 OCAK 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA
ROPORTAJ
GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK
KARAKTERİ
K^RAKTERSİZLDC
ÖLAN
GÖZLÜKLÜ
SAMİ'NİN
HARİKULADE
KIVIRTMALARI
KtMDİMi
TÜK
PERPENİM YE.RU N/ ı
CAM
MtA -• ÛVKIA. (ŞTE
DSP'den ihraç edilen Rıdvan Budak'a göre Başbakan Bülent Ecevit eski Ecevit değil
Bu birhukuk savaşıMİYASEİUKNUR
Son genel seçimlere az bir süre ka-
la daha önce PM üyeliği yaptığı
CHP'den aynlan ve DSP'ye trans-
fer olan eski DlSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak, kamuoyunu şaşırt-
mıştı. Bülent Ecevit'in çağnsı üze- ^ = = = = _
rine DSP'den milletvekili seçilerek
parlamentoya giren Budak, MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeti ile görüşmesiy-
le seçmeni ikinci kez şaşırttı. Fakat asıl şaş-
kınlık, sıkı bir örgüt disıplinine sahip DSP'de
hükümeti sık sık eleştirmesiyle yaşandı. Bu-
dak' ı ızleyenler
u
Bakahm parti Budak'a da-
ha ne kadar katlanacak" sonısuna yanıt arar-
ken bekJenen gelişme oldu ve partiden ihraç
edildi. Budak'la DSP'deki günlerini konuş-
tuk.
- Arjantin'deki olayiar önce Arjantin hükfi-
mctinin başını yaktL sonra da sizin. Bir gaze-
tede Arjantin'le ilgüi bir değerlendinne yapü-
nrz ve partinizden ihraç edildiniz. Başbakan si-
zi bölücülükle suçladL Bu suçlamaya ne diyor-
sunuz?
Budak: Burada bölücülükten kasıt, 'parti bü-
tünlüğünü böbne' anlamında kullanılıyor. Li-
derlerin en önem verdikleri şey, partilerinin var-
lığından çok, kendi liderlik varlıklannı, güç-
lerini sürdürebilmeleridir. Liderlerin, özgür-
ce düşüncesini ifade eden milletvekili yerine
kapıkullarını tercih ettiği bir gerçek. Millet-
vekillerinin çoğu liderlerinin yaptığını onay-
layarak bu terimleri kullanmamıza bizi mec-
bur kılıyorlar. Ama ben iddia ediyorum. DSP
milletvekilleri arasında bir oylama yapılırsa bü-
yük çoğunluk benim ihraç edilmemi onayla-
maz.
Vekll olamayacak Insanlar var
- O\lama gizli yapıhrsa tabii?
Budak: Evet evet. Niçin karşı çıkarlar onu
da söyleyeyim. Sayın Ecevit'e millervekille-
rinin büyük bir kısmının minnet borcu var.
Çünkü hıç milletvekili olamayacak insanlan
millervekili yaptı. Ama buna karşın biliyorlar
ki. doğru bildiğini söyleyen arkadaşlan da bu
partiye gerekli. Benim DSP'ye gidişim bir
ideolojik nedenden kaynaklanmıyordu.
- Ashnda DSP'ye gidişinizde büyükbir sürp-
rizdi?
Budak: Sürprizdi tabii. Maalesef CHP yö-
netimi o dönemde demokratik kitle örgütle-
riyle olumlu bir işbirliği sergileyemedi. Bu
konuda kendilerini çok da uyardık. Sayın
Ecevit de son derece nazik bir şekilde bir da-
vette bulundu. Tabii ben partiye girerken Mec-
lis Grubu'nda yaptığım konuşmada, 'Bengel-
diğim yeri unutnıam. ben çalışan kesimin için-
den geüyorum ve görüşlerimi, önerilerimi söy-
krim. Kabul görürse mutlu olurum. Kabul
görmezse kranam. küsmem, partimi de terket-
mem' dedim. Ben bu sözlerimin arkasındayım.
Ben DSP'de bir hukuk mücadelesi veriyorum.
Bu parti kimseye babasından miras kalmadı,
ldmsenin tapulu malı değildir. Onun için 'at-
üm, çıkardun' deme şansınız yoktur.
Özelleştirme konusunda, kamu emekçileri-
ne toplusözleşme hakkının verihnesi konu-
sunda verilen sözlerin tam tersi yapıldı. Ece-
vit'le baş başa birçok kez konuşup önerileri-
mi söyledim, yararlandığım ve gereğini yapa-
cağını söyledi. Yaşanan bu olumsuz tabloya
DtSK eski Genel Başkanı Rıdvan Budak se-
yirci mi kalacak.
- Siz daha önce de partinize ters gelecek şey-
ler söylediniz. Mesela bir ara rejim uyarmız var-
dL Ecevit kıznuşü. DSP'de demokrasi olmadı-
^nı, Rahşan Ecevit'in partiyi bırakması gerek-
tiğini söylediniz. Ecevit bunlara ahnganhkgös-
termedi de neden son konuşmanıza ahndı?
Budak: Bu seferki hadısenin sebebı, DSP'nin
Meclis Grubu'nda son yapılan seçimlerdir.
Genel merkez her zamanki gibi kimlerin grup
yönetimine seçileceğini önceden belirlemiş
ve millervekillerinin imzasına açmıştı. Oyla-
ma yapıldı ve muhalif adaylara 26 ile 40 ara-
sında oy çıktı. Bu da uykulann kaçması için
yeterli oldu. Bunun başlangıcı orasıdır. Tabii
daha önceki açıklamalanm ve eleştirilerim
nedeniyle birikenbir öfke de vardı. Saym Ece-
Â. ürkiye de olumsuz koşullar hüküm sürerken eski DÎSK Genel *
Başkanı 'ndan susmasının beklenemeyeceğini kaydeden Rıdvan Budak, ihraç
edilmesinin partiye mutlaka bir maliyeti olacağını belirterek "Ben
- •-. getirdigimi götürmesini de bilirim " dedi.
vit artık eski Ecevit değil. Türk halkı da eski
halk değil. Olan bitenin farkında. Araştırma-
lardagösteriyorki, Sayın Ecevit'in yaptığı iş-
ler yanlıştır.
-Sayın Budak, siz daha CHP üyesi iken Ece-
vit için "Siyasi ömrünü tamamladı" diye bir
açıkİama yapnuştmız. Siyasi ömrünü tamam-
ladığuıa inandığınız birinin davetini nasıl ka-
bul edip de onun partisinden miDetveküi ada-
yı oldunuz?
Budak: Birikimimi siyasette kullanmak is-
tiyordum ve niyetim var-
dı. Aslında milletve-
kili olmak için çok
daha önce şansla-
nra oldu. "Siyasi
ömrünü tamam-
ladı" lafını. o
günlerde sendika-
larla görüştü dıye
bazı millervekil-
lerinin disipline
verilip verilmeme-
si DSP'de tartışılır-
ken bir soru üze-
rine söyle-
miş-
ye'de yok tabii. Hiç olmazsa bunun önünün açıl-
ması için bir şeyler söylemeniz lazım. O za-
man da buna tahammül edilemiyor. CHP'de
kopuş nedenlerimiz buydu. Gittiğimiz yerde
de olmadı tabii. DSP'de listenin birinci sıra-
sında oturduk. Bu tarafta ön seçime girip bi-
rinci sıraya gelsek üçüncü sıraya atılıp atılma-
yacağımız meçhul.
- Sizden önce de DSP'de ihraçlar oldu. Ama
onlarm yönerime ters gelen ilk açıklamalan
ihraçlan için yeterli oldu. Size uzun süre taham-
mül edüdi.
Budak: Evet genellikle istifa etti arkadaş-
lar. Bir kısmı ihraç edildi. Bu bir hukuk sava-
şı. Ben bu hukuk savaşını sürdüreceğim. Bi-
ze kırk yıldır kendini sol ve demokrat diye ta-
mtan Ecevit'in hukukla ilgili düşüncelerini ve
yaklaşımJannı kamuoyuna en azmdan anlat-
maya çahşacağım. Bu kadan olmaz. Siz beni
DtSK Genel Başkanı iken çağıracaksınız, ben
kalsaydım herhalde bir iki dönem daha genel
başkanlıkta kalma şansına sahiptim, sizden
hiçbir talepte de bulunmayacağım, sonra da gö-
rüşlerimi söylüyorum diye atacaksımz.
-Bizşuana kadar sizinle Başbakan ara-
smdaki üişkiyi konuştuk. Pekiörgü-
tün Başkaiu sayılan Rahşan Ece-
vit k ihşkileriniz nasıldı?
Budak: Sayın Rahşan Ece-
vit'le partiye üye kaydım ya-
pıhrken genel merkezde bır
kez görüştük. Genel merkeze
bir o zaman gittim. Milletve-
killerini bir ara eşleriyle
birlikte genel merkeze ça-
ğınyorlardı. Rahşan Ece-
vit bizzat görüşüyor-
du. Milletvekillerini
eşleriyle birükte e\'-
lerine çağnlması-
nıanhyorum
da
ge-
DSP'den ihraç edilen Budak, ihracına neden olan olaym gazetedeki açıklamasmdan çok, partinin Mectis grubu
seçimlerinde muhalif millef\ekillerine beklenenden çok daha fazla oy çıkmasmdan kavnaklandığını söyJedi.
tim. Burada asıl aranması gereken şu, biz bu-
lunduğumuz partide yeterince ilgi görmüş ol-
saydık, ya da tartışmalar o boyuta gehnesey-
di bütün bu sıkıntılar yaşanmayacaktı ve par-
timiz bugün Meclis'te birinci ya da ikinci par-
ti olacaktı. O günkü parti yönetimi 28 Şu-
bat'tan sonraki durumu iyi değerlendirebil-
seydi CHP bugün Meclis'teydi."'
CHP'den kopma nedenl
- CHP'nin durumu kötüye gittiği için mi
DSP'nin teklifuıi kabul ettiniz?
Budak: Yok yok. CHP kötüye gitti, iyiye git-
ti diye bir şey yok. O günkü parti yönetimiy-
le anlaşamadık. Ben 23 yaşımdan beri toplum-
sal mücadelenin içindeyim. Seçe seçile bir
yere gelmişim. Bana engel çıkarsalardı be-
nim o yaşlarda oralara seçilmem mümkün de-
ğildi. Partilerdeki antidemokratik işleyiş sen-
dikalarda olsaydı asla seçilemezdim. Ben di-
yorum ki, bir siyasi partiye, bir derneğe üye
oluşun en önemli nedeni seçme ve seçilme
hakkınm kullanılabilmesidir. Bu da Türki-
nel merkeze çağnlmasını anlamış değilim.
Ben zaten bu tür toplantılara çağnlmam. Tep-
ki göstereceğim bilindiği için beni çağumaz-
lar. Aynca çağnlsam da gitmem. Siyaseti ben
yapıyorum canım eşimle ne ilgisi var?
- Eşler neden çağnhyordu görüşmeye?
Budak: Herhalde sadakat sınavı eşleri de
kapsıyordu.
- Savıınmanızda Ecevit'in tüzükte "millet-
vekilini özgür kıhnak lazım" sözünden hare-
ket ettiğinizi söylediniz. Peki siz daha önce par-
tiden aynlmak zorunda kalan ya da ihraç edi-
len miDervekiDerinin durumunu bümiyor muy-
dunuz?
Budak: DSP'nin milletvekili ve parti ilişki-
leri ile ilgili programda bir bölüm var. Bizzat
Ecevit yazmış. "MiDetveküini özgür kıhnak,
gösterecegi çahşmalannda yardımcı olmak,
parti disiplini ile mifler\ekili özgürlüğünü bağ-
daşürmak lazım" diyor. Alıp onu okuyorsu-
nuz, oradan hareketle "Ben hükümeti eleşti-
rebflirim'' diyorsunuz. Sayın Ecevit 12 Eylül
döneminde BBC'ye yaptığı açıklamada "Be-
defini ödemeyi göze aldığuuz her türlü özgür-
Hiğü kuflanabflirsiniz" demişti. Şımdı ben par-
tiye girdikten sonra disiplinin öl-
çüsünü anladım, ama ben bu öz-
gürlüğü kullanmak istedim. Ben
milletvekiliyim. Türkiye'de 65
milyonun yaşamıyla ilgili hayati
kararlar veren 550 kişiden birisi-
niz. Şimdi bu kararlan verme yet-
... kinliğinde olan birinin düşünce-
* sini partisi iktidarda diye söyle-
yememesi doğrusu bir milletve-
kiline yakışmaz.
- Bundan sonra ne olacak?
Budak: Disipline verildiğim günlerde bir
gazeteci arkadaş dedi ki, "Size en fazla bir ih-
tarverirler". Bir diğer arkadaş da "Yokcanım
orasıYemen'dirgidendönmez
n
dedi. DSP'den
istifa edebihrdim. Ama etmedim. Siyasi ter-
cih bir ideolojik sorun ise bu, kişilerin iki du-
dağının arasında şekillenmemeli. Tabii ben
götürdüğümü geri almasını da bilirim. Bu bir
hukuk savaşıdır, sonuna kadar sürecektir. Tes-
lim olmak diye bir şey olmaz. Hukuksuzluğa
teslim olunmaz. Hukuksuzluğa teslim olacak-
sak bizim geçmişimizle ilişkimizi kesmemiz
gerekir.
- Erdal Kesebir de hukukyoluyla partiye ge-
ri dönmüştü, ama partide kalamadı.
Budak: Bir yorum getireyim ben ona. DSP
seçimlerde yüzde 22 oy alarak birinci parti ol-
du. Ama Kesebir hadisesi kimsenin aklından
çıkmadı. Seçmen DSP'ye niye oy verdi? Po-
litikacılar içinde en temizi Sayın Ecevit görü-
nüyordu da ondan. Erdal Kesebir'den sonra Piş-
kinsüt hadisesi oldu. DSP'nin dibe vurduğu
süreç bu olayla başlamıştır. Insanlanmız, Ece-
vit gibi hümanist, nazik, duygusal, insan hak-
lanna ve özgürlüklerine önem verdiği söyle-
miyle kongrede yaşanan olaylan bağdaştıra-
madı. Ecevit'e yakışüramadı. Orada büyük
bir inişe geçiş oldu. Bugün benimle bu tam an-
lamıyla dibe vurmuştur.
Yenl olu$umlara bakı$
- Pişkinsüt partiden aynldıktan sonra yeni
bir oluşum için koDan srvadı. DSP içinde bazı
miller\ekilleri>1e de iMşkisi olduğu sövieniyor.
Sizinle bir teması oldu mu?
Budak: Hayır olmadı. Ben kolektif çalışma-
ya inanan biriyim. Ben bir lider partisinin de-
ğil, kadro hareketi olacak bir oluşumun ülke-
nin sorunlannı çözeceğine inanıyorum. Pişkin-
süt, çok saygı duyduğum bir arkadaşım. Ama
bugün gehnen noktada çok farklı düşünüyoruz.
Sayın Pişkinsüt, Türkiye'de siyasetin içinde ol-
ması gereken ve iddialan da olan bir arkada-
şunız ama.. bu, bir siyasi parti kurmak için
yeterli sebep değil.
- Peki CHP'den aynlanlann ağutk-
ta olduğu başka bir siyasal oluşum ha-
zırhğı var. Onlara bakışınız nasıl?
Budak: tçimde uktedir.. o neden-
le söyleyeceğim. Erdal İnönü. bu
oluşuma destek verenleri sattı. Bu-
nun adı tam satıştır. Keşke sol hiç
bu arayışlara girmeden kendi bü-
yük partisi içinde bütün bunlan çö-
zümleyebilseydi ve sadece iktidar mücade-
lesi verebilseydi. O zaman hiçbirimiz başka
yerlere savnıhnayacaktık. Sağlam, kurallı ve
demokratik işleyişi ohnayan siyaset, sonuç-
ta, insanlann kendi baba evlerinden bile uzak-
laşmalanna neden oluyor. AK Parti birinci par-
ti iken CHP ikinci parti olarak gözüküyor
ama.. aralannda yüzde 12-13 fark görülü-
yor. Ne münasebet? Türkiye'yi 50 yıldan be-
ri sağın yönettiği halde sağın muhalefeti sağ
olabiliyor. Bu noktada daha çok parçalan-
mak neyi getirecektir, neyi götürecektir iyi
düşünmek lazım... Sayın Inönü çekildikten
sonra işin şemsiyesi kınknış, fırtınayı yemiş
ve tersine dönmüş gibi görünüyor. Kalan ar-
kadaşlann hepsınin iddialan birbirinden faz-
la. Herkes lider ben olmalıyım iddiasında. Her-
kes birinci olamaz. Bu oluşumun birincisi
olacak, ikincisi olacak, üçüncüsü olacak.
Aranızda anlaşamıyorsanız dışandan birini
getirirsiniz. Biz böyle çokbaşlılığın olduğu
yerde de olmayız. Arkadaşlar oturup sami-
mi bir biçimde konuşarak bu sorunu çözme-
liler. Benim ille de siyaset yapacağım diye
bir kaygım yok. Siyaseti bırakabilirim de.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Büyükşehir
Belediyelerinin Kavgası
Türkiye'dekı 14 büyükşehir belediye başkanı
için dünya sorunları da, ülkenin sorunlan da elbet-
te önemli. Ama onlar şu anda Orhan Veli'nin de-
dtği gibi, "Ne atom bombası, ne Londra Konfe-
ransı" ile değil, TBMM'nin iki vergi yasasında yap-
tığı değişiklik ile yaşamsal olarak ilgileniyorlar.
Bu 14 büyükşehir belediyesini şöyle bir sırala-
yalım:
Başta elbette Türkiye'nin megapol kenti Istan-
bul var. Hemen arkasından başkent Ankara geli-
yor. Ve Izmır, Bursa, Kocaeli, Samsun, Mersin,
Adapazan, Erzurum, Konya, Adana, Gaziantep, Di-
yarbakır, Eskişehir.
Son günlerde televizyonlarımız ve ulusal gaze-
telerimızın hemen tümünde, bu 14 büyükşehir be-
lediyesinden ikisinin, megapol Istanbul ile baş-
kent Ankara'nın sayın başkanlannın feryatlan önem-
li yer tutuyor. Feryatlara protestolar da kanşıyor.
Hükümetin TBMM'den çıkarttığı iki yasanın özel-
likle birisinde yapılan değişiklik Sayın Cumhur-
başkanı'nca veto edılerek yenıden parlamentoya
gönderilmez ise ve o gönderilmeden sonra da es-
ki haline döndürülmez ise hemşerilere hizmetin
hem kesileceği hem de ateş pahasına mal edile-
ceğı yolunda gözdağı veriliyor.
Peki, nedır bu ikili ittifakın, yani Ankara ve Istan-
bul başkanlannın estirdikleri fırtınanın gerçek ne-
deni?
Neden, rahmetli Özal döneminde çıkanlmış bir
yasaya, daha doğrusu o yasanın yorumlanarak
uygulanma biçimine dayanıyor. Söz konusu yasa-
da "devletin kentlerden topladığı vergilerden, o
kentlerdeyaratılan katma değerin korunması için"
beledıyelere yüzde 3 ile 6 arastnda bır payın öden-
mesi yükümlülüğü Maliye Bakanlığı'na verilmişti.
Buraya kadar, kâğıt üzerinde işlertamam gibi gö-
rünüyor. Ancak olaym, bugunkü kavganın gerçek
nedenini anlatacak yanı bambaşka. O başkalığı an-
latmak için küçük ama somut ornekler venmekte
yarar var.
Yönetim merkezi sorunu
Diyelim ki ülkenin en büyük sanayi kuruluşların-
dan "Koç Holding'e bağlı Arçelik. Sanırım yöne-
tim merkezi dışındaArçelik'inlstanbul'da iki, Bur-
sa ve Eskişehir'de de yine ıkişer fabrıkası var. Bu
fabrikalar, bulundukları kentlerin altyapı hizmetle-
rinden elbette yararlanıyorlar. Keza, o işyerierinde
çalışanlar için yapılmış barınaklara verilen hizmet-
ler... Elbette kanalizasyon, atıklar, çöpletie ilgili bir
belediyenin hemşenlerıne vermesi gereken hiz-
metler... Büyükşehir belediyesi bunlann tümünü ye-
rine getirmekle yükümlü, ama o fabrikalann sağ-
ladığı katma değerin vergiye dönen bölümünden,
yasa uyannca payına aktanlması gereken yüzde
5'lik paya sıra gelınce, devreye megapolün büyük-
şehir belediyesinin eli gıriyor.
Niçin? Çünkü yine aynı örneği mikroskop altın-
da tuttuğunuz zaman görüyorsunuz ki sanayi ku-
ruluşlanmızın yönetim merkezleri Istanbul'datop-
landığı için, Bursa'da ya da Eskişehir'deki üreti-
min katma değere dönmesi sırasında o yönetim
merkezinin bağlı olduğu vergi dairesi de Istan-
bul'da olduğu için Sayın Ali Müfit Gürtuna ya da
Melih Gökçek'in görevlendirdığı kişıler, "Nerede
bizimpayımız?" diye, oturdukiarı yerden çantala-
rının kasalannın dolması için düğmeye basıyorlar.
Şimdı o çok gurültü kopartan yeni değişiklik,
sanayi kuruluşunun yönetim merkezi nerede olur-
sa olsun, her yörede oluşturduğu üretimin katma
değere dönüşünde, üretim merkezindeki büyük-
şehir belediyesine "Gel, yasadaki yüzde 5'likpa-
yını al" diyecek.
Adana Büyükşehir Belediyesi, ancak bundan
sonra kentteki Sabancı fabrikalannın altyapısı için
verdiği hizmetin, kasasına bir şeyler getirdiğinı gö-
rebilecek. Keza Kayseri, Konya...
Ve asıl mesele Erzurum, Dıyarbakır büyükşehir
belediyeleri... Bu isımlerı sıralamaktan amacım,
kiminin tıpkı Istanbul, Ankara gibi "Milli Görüş"çü
olduğunu vurgularken kimisinin de mesela HA-
DER CHP ya da MHP veya ANAP, DSP'li çoğun-
luğun yönetiminde olduğunu vurgulamaktır.
Dıyarbakır Büyükşehir Belediyesi, kentte büyük
sanayi kuruluşlarının oluşmasını elbette ister. Is-
terken en azından bu fabrikalarda çalışacak insan-
lara açılacak ekmek kapılannın sayısını düşünür.
Ama öte yandan, o fabrikalara yönelecek altya-
pı hizmetlerinin yükleyeceği işgücü tam anlamı ile
külfettir. Ama aynı fabrikanın Dıyarbakır'da oluş-
turduğu katma değerden kent belediyesine yasal
pay verdiniz mı, megapolde yaşayan sanayici hem-
şenlere baskı yapacak, "Gel, burada sana arsa ve-
reyim, altyapına destek olayım, fabrika aç, üretim
yap" diyebilecektir.
Çarpıklık bunun neresinde?
Çarpıklık, kayırmacılık, büyük iki kentı gelirsiz bı-
rakmak bunun neresinde var ki? Ve bunca gürül-
tü, hele hele hizmetlerin durmasına varacak bo-
yutlara ulaşan tehditler.
Ben 1946 yılından bu yana Istanbul hemşerisi-
yım. Bu emsalsiz kentin dört dönem milletvekili ol-
ma onuru, o hemşeriliğin cabası.
Ama bugünkü milyonlarca Istanbul hemşerisi-
nin ezıci çoğunluğunun, tıpkı benim gibi Anado-
lu'dan göçtüğünü unutmayarak büyükşehir bele-
diye başkanlarımıza, bu hakça kesintiyi içlerine
sindinmelerinı önerırim. Birde mesela bayramlar-
da otobüs, metro gibi taşıtlarda ücretsiz hizmet po-
pülizminden vazgeçmeden, bu hizmetlerde bilet
ücretlerini yüzde yüz arttırma tehdidinin çok ayıp
olduğunu anımsatmalıyım.
Ben, Sayın Cumhurbaşkanı'nın, tam anlamı ile
bir sosyal devlet uygulaması olacak olan bu yeni
biçimi ile yasayı onaylayacağına inanıyorum. Üs-
telik, bu yasa öyle söylendiği gibi yepyeni bir bu-
luş da değil. Erdal inönü'nün başbakan yardım-
cılığında Kocaeli Milletvekili ve Bayındırlık Bakanı
Onur Kumbaracıbaşı'nın seçim bölgesi Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi, yasalarda yapılan bir kü-
çük değişiklikle megapol Istanbul'un hegemonya-
sından aynlmış değil mıydı?
Faks:0212-677 07 62
obirgit@e-kolay.net
Türkiye Gazetecıler Cemıyetrnın yayırıladığı gunlük
Bizim Gazete
Ülke sorunlanna ılişkın rapoıianyla, araştırmalanyla,
köşe yaalanyla, tarafsız haberienyie sivil toplumlann gazetesı.
Düzenli okumak ıçtn abore olun. Tel: 0^12.51106 75