Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET 18 OCAK 2002 CUM
SAĞLIK
Avusturyalı bilim adamlarının geliştirdiği İGN101 aşısının 3 yıl içinde satışa sunulacağı açıklandı
KanserdeumutlaryeşerdiVfYANA/CHICAGO (AA) -Avus-
rıryalı Bio-Tech-Start-Up îgeneon
fanası tarafindan üretilen veABD'nin
Oıio eyaletindeki Cleveland kliniğin-
deyapılan ilk denernelerinden olum-
Jusonuçlar alınan İGN101 adlı kan-
se- aşısının, iki-üç yıl sonra piyasaya
sınulacağı açıklandı.
GN101 adlı kanser aşısının Avus-
tuıyaü mucitleri Prof. HetonıtSamo-
niggveDr. HansLoibner, düzenledik-
ler basın toplantısında, CJeveland kli-
niğinde 24kanserli hasta üzerinde ya-
pıluıilkdenemelerden "çokolumlu"
soruçlar alındığını, ilcinci klinik de-
nenelerin 40 kanserli faasta üzerinde
yaFilacağuu. aşının 2-3 yıl sonra sa-
üşasunulacagını bildindiler. Kanseraşı-
15bineczaneyte•• •• ••
• ANKARA (Cumhuriyet
Bönosu) - Bağ-Kur'un yaklaşık
15 bin eczane ile olan anlaşması
21 Ocak Pazartesi günü sona
eriyor. Eczanelerle kurum
aıasında yeniden 1 yıl süreyle
anlaşma yapmak amacıyla Bağ-
Kur ve Türk EczacıJan Birliği
(TEB) yöneticileri arasındaki
görüşmeler sürüyon Alınan
bilgiye göre, eczanelere
yaklaşık 68 trilyon lira borcu
olan Bağ-Kur, bu borcun
önümüzdeki hafta ödeneceğuıi
belirtirken, bazı eczaneler, eski
dönemden kalan ilaç paralannı
alamadıklan gerekçesiyle
sigorfalı ve hak sahipIerineTIâç~
vermiyorlar.
faturası
• AJVKARA (Cıunhuriyet) -
Sağlık Bakanlığı Tedavi
Hizmetleri Genel Müdürlüğü
yetkilileri, organ nakillerinde
tüm tedavi giderlerinin alıcının
sosyal güvenlik kurumu
tarafindan, sosyal güvencesi
olmayan alıcılann giderlerinin
ise "Vfeşil Kart verilmesine
ilişkin kanun uyannca devlet
tarafindan karşılandığı
bildirildi. Yetkililer, Akdeniz
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde ölen eşinin
organlanru bağışlayan Meryem
Yurtseven'e 3 milyar liralık
fatura çıkarünıası komısunun
incelendiğini belirttiler.
Tiroft, sakat doguma
neden oluyor
• CHICAGO (AA) - Annenin
tiroit hastahğının, bebeğin sakat
doğmasına yol açtığı saptandı.
John Hopkins Enstitüsii'nde
yapılan araştırmada, annedeki
tiroit hastalığmın, bebeğin kalp,
beyin ve böbrek hasan ile
doğmasına neden olduğu
belirlendi. Tiroit hastahğı
bulunan kadının hamileliği
sırasında tiroit bezlerinin
normal çalışması durumunda
bile sakat doğum meydana
gelebildiği kaydedildi.
Prematüpe bebekte
gelişme sopunu
• BOSTON (AA) - ABD'de
yapılan bir araştırmada,
prematüre doğan kişilerin
yetişkinliklerinde de gelişme
sorunlanyla karşı karşıya
kaldıklan ortaya çıktı. New
England Journal of Medicine
dergisinde yayımlanan
araşhrma, 1.5 kilonun altında
doğan 242 kadın ve erkek
arasında yapıldı. Araştırmada,
kontrol grubunda bulunan ve
normal kiloda doğan 233 kişiye
oranla bu kişilerden daha azının
lise mezunu olduğu belirlendi.
Düşük kilolu bebeklerin
IQ'İanrun daha düşük; kör,
sağır ve felç olma olasıüklannın
ise yüksek olduğu saptandı.
MS, Mm tarafından
• BOSTCEV (AA) - ABD'de
yapılan bir araştırmada, MRI
beyin tarama cihazının,
Nfultiple Sclerosis (MS)
hastahğını ilk saflıasında
s^rtayabildiğini gösterdi. New
England Journal of Medicine'ın
son sayısında yayımlanan
araştırma, MS hastalığı
oMuğundan şüphelenilen 71
gcnüllü üzerinde 18 yıl süreyle
yjpıldı. MS'nin nedeni
biünmiyor ve her bin kişiden
biıinde görülüyor.
BAKTERİLER MİDE KANSERİNE NEDEN OLUYOR
CHICAGO (AA) - Amenkalı bilim adamlan, mide
ûlseri ve kanserine, çeşitli bakterilerin midede çoğal-
masının neden olduğunu saptadı. Michigan Üniversi-
tesi'nde yapılan araştırmalarda, mide asidini bastır-
mak için uzun süre kullanılan ilaçlann asiında mide-
de bakterilerin çoğalmasına yol açtığı tespit edildi.
fld ayn araştırma raporunda, çeşitli bakterilerin mi-
dede iltihaplanmayı körükleyerek mide ülseri ve kan-
serine neden olduğu açıklandı. Araştırmalann fareler
üzerinde yapıldığını kaydeden uzmanlar, helicobakter
pylori bakterisinin, mide ülseri ve kanseri konusunda
suçlu bakterilerden sadece biri olduğunu belirtti. Mi-
dede asidi bastıran ilaçlann asiında diğer bakterilerin
üremesine katkıda bulunduğuna değinen uzmanlar, ara
sırakullanılan kalsiyum tabletleri ilegüçlü olmayan an-
tasitlenn bir tehlike doğurmadığını açıkladı.
suım "vücudunsavunma sistemini ha-
reketegeçinnek'' ilkesiyle hazırlandı-
ğınıbelirtenProf. Samonigg, ikinciklı-
nik denemelerde aşının kemoterapiy-
le birlikte uygulanacağını söyledi.
Prof. Helmut Samonigg, "Kanserü
bücreJerin kemoterapiyle tedavisinde
kainhiJeşiTjemümkünolamm)r.Çün-
kü,kemoterapisırasında uyumaya ge-
çen kanseıü bazı hücreler ilk firsatta
yeniden aktif hale gelebiliyorve vücu-
dun çeşitli bölgelerine yayılabilivor.
Kanserli hücrelerin bu uyuma döne-
mi bazenyıllarca sürebiliyör. İGM01
aşısı ise kemoterapinin ulaşamadığı
bu hücretere ulaşıp tümüyie yok ede-
bilhor. Yapbğımız ilk klinik deneme-
lerinde aşınm hasta üzerinde hiçbir
van etkisinin nlmarfıgını saptadık" di-
ye konuştu.
Prof. Samonigg ikinci klinik dene-
melerinde de göğüs, bağırsak, akciğer,
mide. yumurtalık ve prostat kanseri-
ne yakaJananhastalarüzerindeIGN101
aşısının deneneceğini söyledi. İGN101
aşısınınpiyasaya sunulmasıhalinde fi-
yaünm ne olacağı yolundaki bir soru-
ya kesin yanıt vermeyen Dr. Loibner,
İGN101 aşısının da çocuk felci veya
tetanos aşısı gibi kullanılacağuıı ve
fıyatuun da bu aşılardan fazla farklı
olmayacağını söyledi. Dr. Loibner,
aşının üç ila 6 aylık aralıklarla yapı-
lacağını ve insan vücudundakanser tü-
mörlennın üremesini önleyici bir rol
oynayacağını kaydettı.
a'rfalı kadınlar
cinselttğikonuştu
Şanburfa'nın Sherek ilcesindeki
kadınlar. cinsel hastalıklarla ilgili
sorunJanıu taroşo. Çok Amaçlı
Toplum Merkezi (ÇATOM) ile
Sivenek Sağlık Grup Başkanbğı
tarafindan ortak düzenlenen, "Mutlu
Kadın. Mutlu Çocuk" paneli \apıldı.
Panefin sonunda, 3 No'lu Sağlık
Ocağr'nda göre\ li doktor Avten Kılıç
tarafindan veriJen, "Kadınlann
Beden Temizüği" seminerine Sherekli
kadınlann ilgisinin büyük olduğu
büdirüdL Dr. A>ten Kıüç, ÇATOM
Saionu'nda düzenlenen seminere
ilişkin yaptığı açıklamada, seminerin
amacııun, kadınlann günJiik beden
temiziiği olmasuıa rağmen, seminerde
daha çok cinsel hastaüklaruı
konuşulduğunu bildirdi. Soru-ce\ap
şekünde dü/cnlcnen seminerde
kadınlar tarafindan. özellikJe aile
planlaması ve vajinal akuıtılar
konusunda sorular soruldu. (AA)
Prof. Türkan Saylan, insanlann bilmeden önyargılı davrandıklannı söyledi
Cüzamhdan kaçmak yanlış
SAADETUSLU
Bazı insanlann hâlâkaçdacak, kor-
kulacak bir hastaldc olarak gördüğü
lepra (cüzam) hastalıgı, Türkiye'de
hızla ortadan kalkıyor. Lepra Hasta-
nesi Başhekimi ve Cüzamla Savaş
Derneği Başkanı Prof. Türkan Say-
tao, insanlann bilmeden önyargıyla bu
hastalığa yaklaştıklanna dikkat çe-
kerek "Edebiyatta, sinemada, maga-
zm basunnda cüzam, kaçılması gere-
ken çirkin bir hastank olarak kulla-
nılıyor. Önvargı, simge olarak yaşaö-
hyor" diye konuştu.
Her yıl sadece Cüzam Günü nede-
niyle ocak ayında medyada gündeme
gelen cüzam, yanlış tanınma yüzün-
den hâlâ korkulan hastalıklar smıfin-
da. Türkan Saylan, "Cüzamhdan ka-
çar gibi kaçö" sözünün magazin ba-
suunda yer aldığını belirtti.
Cüzamın kaçma v e çirkinlikle öz-
deşleştirildiğini belirten Saylan. ça-
balarının bilimsel ortamda kaldığuıı
söyledi. Türkiye'de halen 2 bin 500
cüzam hastası bulunduğunu da kay-
deden Saylan. her yıl yeni 10-15 has-
• Medyada sadece Cüzam Günü nedeniyle ocak ayında gündeme
gelen cüzam, yanlış tanınma yüzünden hâlâ korkulan hastahkJar
sınıfinda. Türkiye'de 2 bin 500 cüzam hastası bulunduğunu kaydeden
Türkan Saylan, her yıl yeni 10-15 hasta çıktığım söyledi.
ta çıküğını, bunlann da çoğunlukla ön-
ceki taramalarda gözden kaçmış ki-
şiler olduğunu söyledı. Prof. Saylan,
hastalara bulunduklan noktada ulaş-
tıklannı belirterek yaptıklannı ve
amaçlannı şöyle anlattı:
v Yözde 7S'i geç (anı nedenivle sa-
katdurumda olan hastaJanmıza fizik
teda>l, göz bakınu. ameli>at protez,
tekeriekh' sandah/evekoruyucu a>ak-
kabı gibi yanhmlarda bulunuyonız.
v Yüzde 99'u yoksui kırsaJ kesim
insanıolan hastalannun. durumlan-
na göre iş sahibi vapıyonız.
v 728 çocuğa burs sağlandL
v Bundan sonra da her yı] ortaya
çıkan birkaç hasta hemen tedaviye
abnman ve çoresi taranmah.
Hâlâ bu hastalıgı tanımayan insan-
lann bulunduğunu da ifade eden Prof
Saylan, "Gerekmedya gerekse bilim-
sel dünyadan bilgi ibtiyacı var. Ama
NASIL BİR HASTALIK?
Cüzamın vereme benzeyen bir mikrobu olduğunu söyleyen Prof.
Saylan, bunun tedavi görmemiş kişilerden, çok yakmındaki çocuk
yaştaki ve yatkm kişilere bulaştığmı söyledi. Saylan hastalıgı şöyle
anlattı: "Yoksufiuk, kötü beslenme, kötii ev şartlan, aşılanmama gibi
direnç düşüren faktörier de hastahkta etküL Mikrop erişkin
insaniara geçmez. Duyn kusuru. topak denen pembe renkli kaba ve
sert döküntfiler, vücutta dujmayan halkaiar, el, ayak ve yüzde
sakathklar olarak kendini gösterir."
yioe de eğitinı eksiküği böyuk oran-
da çözüldü" diye konuştu. Saylan,
ekonomik krizle birlikte bağışçılann
sayısında azalma olduğunu, Isviç-
re"den alınan desteğin de "Sizarnk AB
adayısınız. Ozaman hastalannıza ba-
kabiUrsiniz" gerekçesiyle kaldınldı-
ğıru söyledi.
Istanbul ve Ankara dan sonra Van 'da
üçüncü Lepra Araştırma ve Uygula-
ma Merkezi'ni kurmaya hazırlandık-
lannı söyleyen Saylan, Van'ın seçilme-
sinin nedenini ise şöyle anJattı. "Geç-
mişte Van en çok hastanın bulunduğu
bö^eydi 1975yıünda taramalaraora-
dan başladık. Daha sonra 1980'de bu-
rası hastane hahne getirilince hemşire
eğitinıiııe başladık. Birhemşiraniz Af-
rika'da özelayakkabı yapımmı öğren-
di diğeri ABD'de göz uzmanı oJdu.
Ayakkabı atöhesini kuran Prof. Ayşe
Yüksel'in Van'agidip merkezkurma-
sını istedik. Yükseiorada Yüzüncü Yıl
Üniversitesi'nde Halk Sağfağı Ünite-
si'ni kurdu. Şimdi Lepra Araştırma
ve V\gulama Merkezi oluşturuhnaya
çaaşilıyor. Bu Cüzam Gümrnün bi-
limsel programı Van'da yapüacak,"
Tür/dye'de 500bin hastanın bulunduğunu belirten uzmanlar erken teşhisin öneminivurguladı
Spastik çocuklara özelpoliklinik
tstanbul Haber Servisi
-Türkiye'nin ilk özel mül-
tidisipliner spastik çocuk
polikliniği hizmete girdi.
Kendisi de bu hastalıkla
mücadele eden Ditek Sa-
bancı. hastalar için çok
yönlü tedavininçok önem-
li olduğunu söyledi.
Acıbadem Hastane-
si'nde hizmete giren po-
likliniğin açılışı nedeniy-
le düzenlenen toplantıda
Pediatrik Köroşuaiıji uz-
manı Prof. Memet Ozek,
hizmet alması gereken
ama alamayan çok büyük
bir kesim olduğunu söyledi. Spastik
çocuklann beyinlerinde düzelme şan-
sı ohnadığına dikkat çeken Özek, er-
ken tanı ve çok yönlü bir tedaviyle
çocukta düzelme olabildiğini söyledi.
Poflumdan sonra 3 yıl önemll
Bu hastalıkta fizik tedavinin ömür
boyu sürmesi gerektiğini de \augula-
yan Prof. Özek, "Cerrahifizikteda-
vinin daha rahat uyguJanmasını sağ-
hyor. Hedefçocuklann hayat kaütesi-
ni yükseltmek, onlan mumı kümak'*
dedi. Özek, tedavide amacuı hastalı-
gı 3 yaşından önce tespit etmek ol-
duğunu ifade etti. Özek aynca, Acı-
badem'de kurulan merkezde pedagog,
ortopedist, nöroşiriirji uzmanı, el cer-
rahi, fizik tedavi uzmanının birlikte
hastayı muayene edip tedavi progra-
mı belirleyeceklerini söyledi.
Tedaviye ulaşamtyortar
Uzman Dr. Engin Deniz ise ülke-
mizdeki 500 bin çocuktan çok azmın
teda\aye ulaşabildiğini belirtti. 10-15
yaşına kadartanı konmamış çocukla-
nn bulunduğuna dikkat çeken Deniz,
/Icıbadeın
Hastanesi'nde hizmete
giren polikliniğin
açılışı nedeniyle
düzenlenen toplanoya
Dilek Sabancı da
katıldı. Toplantıda
konuşan Prof. Memet
Özek. "Amaç,
çocuklann >aşam
kalitesini yükseltmek
ve onlan mutlu
kılmak" dedi.
Türkiye'de en büyük sorunumuz ne
kadar hasta var biİmivoruz" dedi.
Toplantıya katılan Dilek Sabancı,
hastalann 50 binine bile ulaşılmasının
çok önemli olduğunu söyledi. Kendi-
sinin de 5-6 kez ameliyat geçirdiğini
söyleyen Sabancı, kendi zamanındabu
kadar gelişmiş tekniklerle ameliyat-
lann ohnadığmı, bir hekimden diğe-
rine gönderildiklerini kaydetti.
BtRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
'lyi kl Doğdun'
Nâzım Hikmet!
Nâzım Hikmet, doğumunun 100. yılındaanılıyor.
Yalnız kendi ülkesinde değil bütün dünyada...
Daha yaşarken ulusal sınırlann dışına taşıp dün-
ya şairlerinin ailesine katılmış olan büyük şair, ev-
rensel bir değer olduğunu bu anma yılında da gös-
teriyor; Türkiyeli o/arak ve insan olarak, çifte bir onu-
ru tattınyor bizlere.
Bunun bilincinde olalım!
Şunun da bilincinde olmalıyız: Bugün andığımız
insan, iri basının sunduğundan çok daha başka bir
profilin sarıibidir: Bir büyük aydın, edebiyatta bir çı-
ğır açıcı, "yenibirâlem için" dövüşen ve bundan -
öldüğü güne değin- yüzgeri etmemiş bir özgürlük
savaşçısı.
Nâzım'ı Nâzım yapan bunlardır!
Aşklan söz konusu olduğunda da, "meşk"\\
Milliyet'te yazılannı zevkle okuduğum Can Dün-
dar, 15 Ocak günlü yazısında, bugünkü toz duman
arasında Nâzım'ı bekleyen bir tehditten de söz edi-
yordu: "Içinin boşaltılması!"
Bunu önlemeliyiz.
Şu doğruların da altını çizerek...
•
Birinci Dünya Savaşı'nın arkasından dünyada ve
Türkiye'de "yeni birâlem için" mücade/enin ete ke-
miğe büründüğü birtanh döneminde ortaya çıktı Nâ-
zım Hikmet; onun ruhunu ateşleyen ve sanatını bi-
çimlendıren başta bu olmuştur.
Kapitalizme karşı sosyalizm kuruluyordu. Sov-
yetler Birliği de bu "inşa" hareketinın temsilcisiydi.
Kimden yana olabilirdi bir aydın? Elbette bu ikinci-
sinden! Unutmayalım, o yıllarda Sovyetler Birli-
ği'nden yana olmak, bütün dünyada aydın olmanın
şanındandı. Böylece, Nâzım Hikmet'in komünistli-
ği, ne bir fantezi ürünüydü, ne de Vomanf//c"liğin-
den ileri geliyordu. Aydın olmanın bilinciyle, çağının
bir hatırlatmasına uyuyordu şair.
Sonra Türkiye, emperyalizme karşı, "Mazlum Mil-
letler"in de bir temsilcisi olarak, bir Ulusal Kurtuluş
Savaşı veriyordu.
Siz olsaydınız hangi safta dövüşecektiniz?
Nâzım da o safta yerini aldı. Ülkemizdeki yeni "in-
şa" hareketine katıldı. Bütün Türk komünistleri gi-
bi o da, "1923 Devrimi"n\ ileri bir hareket olarak tar-
tışmadı; daha derinlere inmesi için mücadele etti.
Üstelik, önlerde yürüyen bir aydın olarak hakkı var-
dı bunda, sanatçı olarak da...
Devrimin, köküne kibrit suyu ekmek ya da içini bo-
şaltmak amacıyla tartışılması, Türk Solu'nun değil,
Türk Sağı'nın marifetidir. Mustafa Kemal'in astır-
dığı hiçbir solcu olmadığını söylerler ki. doğrudur.
Aynca, biçim ve içerik olarak bambaşka birteme-
lin üstünde yükselen yeni sanat çığırını, toplumda
gündemin başına oturtmasını da bildi. O yıllann der-
gi ve gazetelerini bulup açarak, bugünkülerle bir
karşılaştınr mısınız lütfen?
Bitmedi: Inandığı doğrulan, sonuna değin de sa-
vundu; yılmadı.
Hayır, bütün bunlar, gül bahçelerinın içinde dola-
şarak olmadı; hapısler, birtarihten sonra sürgünlü-
ğün acıları, hasret ve gözyaşlan karıştı işin içine.
Nâzım Hikmet, işte bütün bunlardır!
Bu "bütün "ü gözardı ederek, Nâzım Hikmet'i an-
lamak, bu arada eserinin tadına varmak mümkün
deöi/dir; her şey iç içedir sanatçımızda.
Oyleolunca, Nâzım Hikmet, bugün döneklerin, "//-
beral" etiketı altında dolaşan tutuculann, gericile-
rin okuyup hazzedecekleri bir sanatçı elbette değil-
dir. Onun dinleyicileri, ister istemez, "yenibirâlem
için" kavgayı bugün de sürdürenlerin saflan arasın-
dadır; ve böyle bir kavga bugün de vardır, gitgide
de yoğunlaşmaktadır, yoğunlaşacaktır.
Şu soruyu da sormalıyız: Ülkemızde, onca gör-
kemli bir donemin arkasından, şiirin, romanın, tiyat-
ronun, sinemanın, genel olarak edebiyat ve sana-
tın gelip durduğu noktadan hoşnut musunuz? "Post-
modern" aptallıkların, gözlerinizin önüne nasıl bir
"duman perdesi" çektığınin hâlâ farkında değil mi-
siniz? Çağdaş Türk Edebıyatı'nın doğup yerli yeri-
ne oturmasında Nâzım Hikmet'in de onca emeği olan
o büyük gerçekçi geleneği bugün de yaşıyor mu?
Ya genç şairfer, neler yazıyorlar?
Bir sorgulamaya kalktığınızda, büyük şairin, ya-
şamı ve eseriyle size yol göstereceğinden emin ola-
bilirsiniz. Bugün, olanca görkemiyle de yanı başı-
mızda duruyor.
lyi ki doğdun Nâzım Hikmet!
Ve hoşgeldin aramıza!..
Tüp bebek yönteminden ucuz
Kısırlıktedctvisine
erkekten boşlanmolı
IstaobulHaberServi-
si - Erkeklerde görülen
kısırnk sorunlan yüzde
60 oranında çözülebili-
yor. Ailelerin tercihi ise
bu yöntemlere başvur-
madan, yüzde 40 başan
görülen tüp bebek yön-
temi oluyor. Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Üroloji
Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Bülent
Ahcı, ailelerin erkekte
görülen kısırlık sorun-
lannı çözmeden tüp be-
beğe başvurmalarının
masraflannı arttıracağı-
na ve başanyı düşürece-
ğine dikkat çekti.
Istanbul Tıp Fakülte-
si Tevfik Sağlam Amfi-
si'nde düzenlenen "Cin-
selProbtemJer\v Erkek-
te Kjsntk'" konulu semi-
nerdekonuşanAhcı, tüp
bebek uygulamasının
daha çok kadınlarda te-
davi gerektirdığini be-
lirterek "Erkekte görû-
Jen kısırüğın tedavisi tüp
bebek vöntemine göre
hem daha ucuz hem de
kaİKKnr" dedi. En azbir
yıllık düzenli ilişkiye
rağmen çocuğun olma-
dığı durumlardakısırlık
tanısı konulabileceğini
ifade eden Alıcı, çocu-
ğun olmamasının yüzde
30-50 erkeklerden, yüz-
de 50-60 kadmlardan,
yüzde 20'sinin de her iki
taraftan kaynaklandığı-
nı kaydetti.
Dar kıyafet
glymek yanlıs
Ahcı, erkeklerde en
sık görülen kısırlık so-
runlannın varikosel ve
sperm kanallannın tıka-
rûkhğı olduğunu behrte-
rek "YümurtaJıkdamar-
lannda genişleme anla-
mına gelen varikosel,
Türld>ie'dekiher yedier-
kekten birinin sorunu.
Her erkektekKirhğa yol
açmayan varikosel, sı-
cak ortamlarda çahşan
ve dar kıyafetier giyen
erkeklerde görülüyor"
diye konuştu. Ahcı,hij-
yene dikkat edilmeme-
sinin de yumurtalıklar-
da enfeksiyona ve dola-
yısıylakısırhğa yol aça-
bileceğini kaydetti.