18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk ve Ermeni gazeteciler iki ülke arasındaki sorunun diyalogla çözülebileceği konusunda hemfikir Medyadan sivilçözüm önerisiLEYLA TAVŞANOĞLU ERİ\AN / ERMENİSTAN - Eski Lenin Meydanı, bugünkü adıyla Cumhuriyet Alanı 'na bakan Arme- lia Oteli "ndeyiz. Pembe. Kafkas ta- sından yapılmış otelin ikincı katın- daki salonda Ermeni gazetecılerle öplantı yapıyoruz. Türk Demokrası Vakfı, Ankara nerkezli Dıploması Muhabirleri Derneğı (DMD) ve Erivan Basın Kulübü'nün ortakJaşa düzenledıği Turkiye'yle Ermenistan İüşküerüı- deMedyanmEtkisr konulu toplan- toya Türkiye'den, Hürriyetyazan Fe- rai Tınç, Haber Türk Televizyonu \e Yeni Şafak gazetesinden Cengiz Çandar, Turkish Daily News Gaze- tesi Yazıişleri Müdürii ve DMD Baş- kanı Yusuf Kanh ile ben katılıyo- ruz. Birkaç aşın milliyetçi, soykınm sözcüğünü telaffuz etmek ısteyen çatlak ses dışında Ermeni tarafı çok düzeyli bır toplantı süreci götürii- yor. Slvll çözüm mümkün Otıırumlan yöneten Envan Basın Kulübü Başkanı Boris Navasardi- yan, şehırdeki bir lokantanın ahçıba- şısının Türkiye'den Kilisli Rama- zan Oruç olduğuna işaret ediyor *Bu lokantanın ahçısı bir Türk ve iki yüdır burada yaşamaktan mem- nun. Zaten sivillerin diyaloglan shil çözümJer getirir." Erivan'dakı ABD Büyükelçiliğı basın ataşesı, ünlü Ermeni asıllı mi- Avrupa Konseyi Daimi Temsilcileri bugün konuyu görüşecek Türkiye'ye 'Ambargoyu kaldır' baskısı STRASBOURG (ANKA) - Türkiye'ye, Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargoyu kaidırmasına yönelik baskıiar aröyor. Avrupa Konseyi Daimi Temsilcileri, bugün yapılacak toplantıda Türkiye'nin Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargoyu ele alacak, Avrupa Konseyi Daimi Tenısilcileri toplantısının gündeminde. Türkiye'nin Ermenistan'a uyguladığı ambargoya ilişkın olarak AK Parlamenterler Asamblesi'nin yönelttiği yazıh bir soruya verilecek yamtın taslağının görüşülmesi bulunuyor. Toplantının gündeminde aynca Türkiye'nin Avrupa Konseyi çerçevesinde anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi konusunun da bulunduğu belirtildi. Türkiye'nin, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nce Kıbns Rum kesiminin başvurusu üzerine verilen bazı kararlan, muhatabı Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti (KKTC) olduğu gerekçesiyle uygulamayı reddettiği anımsatılıyor. mar Bah/an aılesinin üyesi olan John Bah'an, sözü alıyor: "Banş ve anlayışa ancak diyaJog- lavanhr.BudaözelMklekomşulariçin geçertidir. O yüzden komşuJann bir- biriyle konuşmak, birbirini anlamak istememeleri çok manüksız. İnsan- lar birbirterinin gözkrinin içine bak- aktannda insan oMuklarnuanlartar. Gazeteciler insanJann vicdanıdır. Gazeteciler Ermenistan ve Türkiye insanlannın biraraya gefp konuşma- lanna yardımcı olâbilirler." 'Şorunu çözemeylz ama çözüme yardımcı olabillrlz' Gazeteci Yusuf Kanlı, sivil insan- lann görevlerinın sorunlan çözmek değil, çözüme yardımcı olmak oldu- ğunu vurguluyor: "BizJer, karar veridlerin eilerini rahatlatabinr, onlara bu bakundan yardımcı olabiliriz. Toplumlanmız arasmda yakmlaşma yolunu açabi- Kr, şüphevehasmaneduygulann yok edibnesi zeminini hazırlayabiliriz." Türk basınına eleştlrl Ermeni asıllı Azg gazetesinin ya- zan, Istanbullu HagobÇaknyan ise önce hafif şahince bır tutumla Türk yetkilileri ve Türk basınını Erme- nistan'a yumuşak yaklaşmamakla eleştiriyor: "Ermeni basın organlan Türki- ye'yle ilgiH hiçbir zanıan aleyhte ya- ym yapmadı. Ama Türk basınında Taşnaklar bahaneedilerek Ermenis- tan aleyhtan yayınlar dikkat çeld- yor. Türldye'ııin Ermenistan'la dip- lomatik iüşki kurması gerek. Türki- ye 1991 'de Ermenistan'ın bağımaz- hğını tanıdı ama diplomatik ih'şld kunnak için önkoşuÖar koydu. Ermenistan Türkiye'yie eşit sta- tüde olmak istiyor. Ama Türk yetld- liler ve basın organlan sürekfi Er- menistan'ı tahkir ediyorlar. Bunla- ra son verilmefidir." Gazeteci Yusuf Kanlı, bu konuş- maya şu sözlerle müdahale etti: "Er- meni basm organlannın Türkiyealey- hindevayın yapmadığını söynıyorsu- nuz. Ama konuşmanız baştan sona düşmanlık doluydu." Plyalog gellştirllmeli Toplantıda hazırbulunan Ermenis- tan Dışişleri Bakanlığı Basın Sözeü- sü Dzyıinik Aghajanyan, iki ülke Baykal CHP'ye çağırdı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara l munı OtomobilcOer ve Şoförier Odası'nı ziyaret etti. Geçen hafta sonu yapıian seçünlerde üçiincü kez genel başkanhğa secilen Ahmet Çiçek'i kutlayan Baykal, "secimin demokrank bir ortamda gerçekleştiğini ve odaıun partileşnıesine izin verihnediğini'' ka\ detti. Baykal, şofbrlerin soninlannın CHP iktidannda önceflkb' konulardan birini oluşturacağını ifade etti. Baykal, "CHP'nin ilkekrini, yeni siyaset küftürünü benimseyen. kursağnıda kamu kaynaklan buJunma>an herkesin CHP'de yeri var. başımızın üstünde yeri var. Herkesi kucakbyor, bekKyoruz" diye konuştu. arasında diplomatik ilişki olmadığı ıçın karşı taraftan haberleri ancak gazetelerden izleyebüdüderüıi söy- lüyor: "Hem Ermeni, hem Türk gazete- leri haberleri tarafsız olarak verme- hkr. Çünkü bu gazete haberleri yo- luyla birbirimizte ilgih' düşünceleri- mizi ohışturuyoruz. tkinci olarak, diyalog eşit düzeyde gerçekleştirilmelidir. Şimdiki haJde sadece Ermeni tarafi diyalogla ilgili görünüyor. Türkiye'ye gitmek ya da gazetecilerimizi gönderme girişim- leriAnkara'da hepsuskunhıklakar- şılandL Geçmişin hatalan konuşul- mamab ve çözümkr üretilmeH Ak- si hakle sorunlar kahcı hale getir ve uç verir. Karşılıkh diyaloğu daha ve- rimli hale getinnenin yoDarmı ara- mahyız." Dezenformasyon uyarısı Bizım Türk gazeteci grubu da bu eleştirilere somut örnekJerle yanıt verirken sorumlu gazeteciliğin git- tıkçe önem kazandığuıa dikkat çe- kerek dezenformasyondan kesinlik- le kaçuıılmasının altını çiziyor. Bi- zım grubun işaret ettiği bir başka nokta da Ermeni gazetecilerin bazı- lanndan gelen soykınmla ilgili ne- ler düşündüğümüz sorulannm mes- netsiz ve yersiz olduğu. Üç saat süren toplantı, arada tar- tışmalar olsa da hıçbır tatsızlık çık- madan, herkesin, aşırı milliyetçili- ğe kaçmamak ve gölge bakanlar gi- bi davranmamak koşuluyla, bırbiri- nin fıknni saygıyla karşıladığı bir havada sona erdi. Siyasi gerginlik ekonomik lllşkllerl de engelHyor Toplantının sonunda izlenim- lerimi aktarmak için Türkiye'yi te- lefonla aramaya çalışıyorum. Mümkün değıl. Armentel adlı Er- menistan telekomünikasyon sis- temınde bir sorun olduğunu söy- lüyorlar. Üsteleyince meselenin aslı anlaşılıyor. 1994'te Yunanistan merkezlı, işadamı Sokratis Kokalis'in sahi- bi olduğu Ote şırketı Ennenistan telekomünikasyon sistemi için açılan ihaleye giriyor, kazanıyor. 1995'te iş başlıyor. Konuştuğum ilgili kişiler diyorlar ki: "Ote, çok kötü ve geri bir tek- noloji kullandı. İ stelik Armentel de tekel kurdu. Sistem doğnı dü- riist çahşmryor. Şündi bu tekelin ta- nbnası ve hisseJerin çeşitJendiril- mesi için çahşmalar v^pdrvor." Bu ilgih kışıler, 1996'da Turk- cell'in de Armentel ıhalesine gir- mek istediğinı, ancak siyasi neden- lerle kaybettiğini söylüyorlar. "Oy- saTüridye,ErmenistanTa çıkarii^- kilerini ön planda tutsaydı bugün çok kazançb çıkardı" diyorlar. PİŞKİNSÜTVEYENÎOLUŞUMUNÇALIŞMALARISÜRÜYOR Şubat ayında sokla 2 partî kuruluyor TÜREY KÖSE / BARIŞ DOSTER ANKARA / İSX4NBLX - Solda yeni parti arayışlannı sürdürenlere u Benim dışunda bir isimde uzJasabifirseniz oyun bozanhk etmem" diyen Murat KarayalçHi'ın uzlaşma için tanıdığı sürenin bu ay sonunda dolacağı ve şubat ayında partisini kuracağı bildirildi. Aydın Mılletvekılı Sema Pişkinsüt'ün kuracağı Toplumcu Demokrasi Partisi'nin de (TDP) bu ay sonu ya da şubat ayı içinde siyasal yaşama katdrnası bekleniyor. Solda yeni parti çahşmalan hızJanıyor. Önemli olanın yeni parti kurmak değil, yeni bir siyaset anlayışuıı egemen kılmak olduğunu, sorunun liderlikte bitmediğini vurgulayan Ercan Karakaş, Seyfi Oktay, Doğan Taşdeten, HaKl Ergün gıbi ısımlenn de aralannda bulunduğu bir grup siyasetçi ile Solda Yeni Oluşum Hareketi Istanbul Platformu Istanbul'da iki ayn toplantı gerçekleştirerek durum değerlendirmesi yaptı. Gruplan bir araya getırmeye ve tek parti kurulmasını sağlamaya çahşan Fikri Sağiar, bu hafta Karayalçın, Mümtaz Soysal ve Zekeriya TemizeJ'le tekrar görüşeceğini bildirdi. Sağiar, "Biz, tnönü harekeunin devamı olarak kendiımri görüyoruz. Bu aym sonuna kadar partinin kuruluşuyia ilgili ön çahşmalar bitecek. Önümüzdeki ay bu parti kunUmah" dedi. TDP çalısmaları son aşamada Genel merkez binasım tutan, program, tüzük ve kurucular kurulu listesini hazırlayan Sema Pişkinsüt'ün ise çaJışmalanmn son aşamaya geldiği belirtildi. Pişkinsüt'ün kuracağı partinin adının Toplumcu Demokrasi Partisi olacağı öğrenildi. DSP'den istifa eden bağımsız milletvekilleri Nazire Karakaş ve Mehmet Ozcan'ın da Pişkinsüt'ün partisine katılacağı bildirildi. Tek parti çagrısı Taksim Green Park Otel'de dün toplanan Solda Yeni Oluşum Hareketi ıstanbul Platformu adına açıklama yapan Özgül Beyazıt Krvanç ise Solda Yeni Oluşum hareketini başlatan, yeni partinin kuruluşunu yakından destekleyen ve bu amaçla Istanbul'un her yöresinde yılmadan çahşan kişiler olarak, tek parti kurulmasını ıstedıklerini söyledi. SHP'NtN KURUCU GENEL BAŞKANIYDI Gtirkanaktif siyasete dönmüyor MİYASEÎLKNUR Solda yeni oluşum için bir araya gelen kadrolarda aynşma sürüyor. Yeni oluşuma önderlık eden eski Genel Başkan Erdal İnonü'den sonra SHP'nin Kurucu Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan da bu aşamada aktif siyasete dönmeyeceğini açıklayarak çahşmalanna nokta koydu. Aydın Güven Gürkan, birlikte hareket ettiği arkadaşlanna 7 Ocak 2002 tarihinde gönderdığı mektubunda, yeni bir sol siyasetin ancak CHP ile ilgili son kopuşlann yarattığı geçici dalgalanma durulduktan sonra doğru bir zemine oturacağını belirterek, bu dşamada yapılabilecek her denemenin CHP iç çatışmalannın bir ürünü olarak görülmesinden duyduğu kaygıyı dile getirdi. Partileşmenin bir toplumsal hareketin sonucu olarak degıl, onun başlangıcı ve itici gücü olarak görüldüğünü, ancak CHP'den doğan kopmalann büyükhıkteld hedeflenfir. Ama beninı de aktif si>asefe dönüşüm ancak böyie büyük hedeflere ulaşabilme umuduyla olanakİHhr. Cİiğer partilerie yanşabüme şansı yüksek olsa bile. bir biçimde 'var olanı' kabullenen ve ona benzeşen bir aktif siyaset benim için bir anlam ifade etmiyor. Bu bedeflere alaşabilmek için sağlayabildiğimiz oianaklar hedeflerimizin yanında yetersiz kaldL Sivasetin ve sol siyasetin yenilenmesi ve bu yoDa halkın ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel standartlannın ileri ülkeler düzeyine getirilmesi dev bir si\asal projedir. Büyük bir toplumsal enerjiyi gerektirir. Özellikleülkeninbi^i kadrolannm özveriK ve kararb katküarmı hareket içine katmak satukügmdan daha uzun bir süre alacak. Oysa siz arkadaşlanm durumu benden farkh değeriendiriyorsunuz. ParuTeşmeyi bir tophunsal hareketin sonucu olarak değil,Aydın Güven Gürkan bu olasılıgı ciddi bir şekılde zayıflattığını onun başlangKi ve itici gücü olarak vurgulayan Gürkan, "Sevgfli dostum. görüyorsunuz, Astanda böyle de ve£ah yol arkadaşun" diye başladığı mektubunda aktif siyasete dönmeme karannı almasına yol açan gelışmeleri şöyle açıkladı: "Önümüze koydoğumuz bedefler, olağan ve bildik bir parti kuruluş veişjeyişmm amndan kalkamayacağı düşünülebüeceğini ben de kabul edfyonım. Ancak CHP'den doğan kopmalar bu oiasıhğı ciddi bir biçimde zayniatnuştır. Soauç, benim açımdan şudun Aktif siyasete -bu aşamada- dönmemeye karar venfim." POLTrtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Susurluk!.. Yargıtay Sekizınci Ceza Dairesi, Istanbul 6 No'lu DGM tarafından Ibrahim Şahin ile Korkut Eken'e verilen 6'şar yıl ve dığer 12 sanık hakkında verilen 4'er yıl ağır hapıs cezasını oybırtiğiyle onadı... Haberi duyunca bırden Uğur Mumcu cinayeti- ni anımsadım... Neden mi? Çünkü, Uğur'un alçakça katledilmesinden son- ra Turkıye'de failı meçhul siyası cinayetler ivme ka- zandı; Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Medet Serhat, Cem Erseveröldürüldü... Yıllarca şu soruyu hep gündeme getirdim: "UğurMumcu cinayetini işleyenlerin devletiçin- deki örgütlü silahlı güçle ilişkileh var mıydı?" Uğur Mumcu cinayeti davası da sona erdi... Ben mahkemenin gerekçeli karannı görmedim... Kafamdaki soruya ise hiç yanrt alamadım... Şimdi dıyorum kı: "Uğur Mumcu cinayeti davasında hükûm gi- yen Ferhan Özmen, Necdet Yüksel ile Iran'a ka- çan Oğuz Demir'/n Susurluk çetesiyle bağlantı- sı neden araştınlmadı?.." Eğer Uğur Mumcu yaşasaydı, pek çok faıli meç- hul cinayet işlenmezdi gıbı geliyor bana... Arşivime baktım dün sabah... 3 Haziran 1994... Savaş Buldan, Hacı Kıray ve Adnan Yıldınm öldürüldü... 11 Kasım1994... Behçet Cantürk'ün avukatı Medet Serhat, evi- nin önünde otomobılinin içinde katledildi... Arşıvimi karıştınrken Aydınlık gazetesinin 30 Ara- lık 1993'tekı sayısına baktım... Manşeti şöyleydi: "Ülkücülerden Kürt patronlara saldın hazırtı- ğı..." • • • Susuriuk Çetesi sokağa dökülüp, Ömer Lütfi To- pal cinayetının üzenndeki sis kalkınca ANAP lide- n Mesut Yılmaz önemli bir açıklama yapmıştı: "Devlet içinde üç ayn çete var. Bunlar birbirini öldürüyor!" Ben de o günler şu soruyu yöneltmiştim: "Acaba üç ayn çete, PKK'nin gelir musluğunu kesmeye çaltşan bir grup mudur ve bu grup da- ha sonra paylaşım yüzünden birbirierini öldürme- ye mi başlamıştır..." Aradan altı yıl geçti... Yargıtay Sekizınci Ceza Dairesi'nin karannı açık- layan başkan Naci Ünver şöyle dedi: "Onama karan oybirtiğiyle alınmıştır..." Artık şöyle diyebilirim: "Devletiçindeki örgütlü silahlı güç, yani çeteyar- gı karanyla ortaya çıkanldı..." Yeniden arşive dönüyorum... Abdullah Çatlı'nm eşi Meral Çatlı, TBMM Su- surluk Komısyonu'nda şunları söylemişti: "Abdullah, Ibrahim Şahin'ı, Mehmet Ağar'f ta- nırdı. Korkut Eken'le dostluğu 1982 yılında baş- lamıştı..." Meral Çatlı'ya şu soru da sorulmuştu komis- yonda: "Siyasilerle ilişkisı nasıldı?" Meral Çatlı: "Eşimin REFAHYOL'un güvenoylaması sırasın- da önemli katkısı olmuştu." Soru: "Nasılyani?" Meral Çatlı: "Pek çok milletvekilini ikna etti." Soru: "Peki, bazı güvenlikgüçleriyle, istihbarat birim- leriyle ilişkisi var mıydı?" Meral Çatlı: "Eşim Abdullah Çatlı, emniyet güçleri tarafın- dan kullanılıyordu..." • • • Susurluk Davası'nda da ilginç gelişmeler oldu... Korkut Eken'in anlattıklanna bir bakalım: "Ben Abdullah Çatlı'yı istihbarat elemanı ola- rak tanıyordum. Hem MİT hem polise çalışıyor- du..." Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı: Ibrahim Şahin başkanlığındaki bazı polisler, Korkut Eken'in yönlendirdiğisivil kişiler, yasadı- şı işlerle uğraşryorlar, aynca görevlerini aşan çahşmalaryapıyorlardı..." Bu sırada özel timci Ercan Ersoy, Avcı'ya tep- ki gösterdi: "Kimine bayrağa sarılıp gitmek düşüyor, kimi- ne ise hapisteyatmak. Devletin tepesindekilerta- nık, biz de sanık durumundayızi." Evet... Tüm bunlar düşündüriıcüydü... Ben hâlâ düşünüyorum!.. hikmet.cetinkaya« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Her aday için ayn bir tur YÖKy rektörseçim sistemini değiştirdi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Istanbul Üniversitesi'nin Köşk'e sunulacak rektöraday lis- tesinin belırlenmeşi sıra- sında yaşanan " YÖK'ün iradesini oylama sonuç- tarma yanatamadığı''tar- tışması, YÖK'ü rektör seçim sistemini değiştir- meye itti. YÖK Başkan- veküi Prof. Dr. AybarEr- tegmar, "Yeni sistemle YOK'ün iradesinin so- nuçlara yansrvıp yansı- madığıtaruşmasnım önü- negeçüecek''dedi. Eski sisteme göre, YÖK Genel Kurulu'nda, üniversitede en çok oyu almış olan 6 rektör ada- ynıdan 3'ünün isminin işaretlenmesi şeklinde yapıian gizli oylamayla rektör adaylan beürleni- yordu Yapıian değişüdik- le şımdi her aday ayn ay- n oylanacak. Köşk'e su- nulacak 3 adayın sırala- masının belirlenmesi için 3 ayn oylama yapılarak her oylamada tek bır aday belirlenecek. 22 üyelik YÖK Genel Kuruhı'ndan 11+1, yani salt çoğunlu- ğu alan üyeler girebüe- cek. Salt çoğunluğu alan adaylar arasında en çok oyu alan aday 1. sıraya yerleştirilecek. Salt ço- ğunluğun sağlanamama- sı durumunda ya da eşit- lik durumunda turlara de- vam edilecek. 4'üncü tur- da salt çoğunluk aranma- yacak. En çok oyu alan aday 1. olarak belirle- necek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle