25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2001 SALJ HABERLER DÜNYADA BUGUN AIİ StBMEN Cames'lı Gazioğiu ve AKP Esas konuya girmeden önce, sorulduğun- dayanıtını bulamadığım, aklımı kanştıran etik . ite ilgili bir soaıyu ben de size yansıtmak is- terim. Geçenlerde bir dostum sordu: - Katil, hırsızlık yapmazsa erdemli sayılabi- lir mi? 1 - Ne biçim soru bu, ne demek istiyorsun? dediğimde hınzır hınzır güldü: 1 - Ne demek istediğimi bal gibi biliyorsun, . cinayetlerini söz konusu etmediklerinizin hır- sızlığını neden sorun haline getiriyorsunuz? Anlaşılan son zamanlarda eş dost ve okur- 4ar, sıkıntıdan, biz Cumhuriyet yazarlanyla ka- fa buluyorlar. Pazargünkü yazısında da, Aydın Engin bir Cumhuriyet okurunun, gazete 500 bin lira olunca, bizim maaşlara da zam gelip gelme- '^diğini gülerek sorduğunu yazıyordu. Aydın da, ya dolduruşa geldiğinden, ya da böyle bir kriz ortamında kendiliğinden sorma- ya cesaret edemediği sorunun sorumluluğu- nu, okurun sırtına yükleme hinliğinden, llhan Abi'ye soruyor. 1 - Sahi llhan Abi 'gazete 500.000 oldu, si- zin maaşlara da zam varmı?' diye soranlara ne diyeyim? Soruyu bana sormuyor ama yine de içim- de kalmasın. - Sevgili Aydın sen iki buçuk yıldır zam gör- meyen maaşını al da, otur ona da şükret! ••• Şimdi gelelim konumuza: Cannes'da villa- s\, pahalı antika araba koleksiyonu olan, ün- lü işadamlarından Mehmet Gazioğlu'nun AKP'nin kuruculan arasında yer alması, ba- sında çok kişiyi şaşırtmış. Pazar günkü "Sobe" köşesinde Serpil Yıl- maz'ın yer verdiği konuyu pazartesi Hürriyet tnanşetine taşımış. llgi ile okudum. Mehmet Bey, düzene kızıyor, 17. madde- den attığı ustabaşının kendisine karşı açtığı davayı kazanmasına, fabrikasının çevreyi kir- lettiği yolundaki ihbariar üzerine belediyeden gelenlerin tavrına, bir şikâyeti üzerine kendi- sinden karakolda harçlık istenmesine, şuna buna kızmış ve bu öfkeyle, gavura kızıp oruç bozar gibi, düzene kızıp laiklik bozarak, ba- lıklama AKP'nin kurucuları arasına dalıver- xn\ş. Şu Türkiye ilginç bir ülkedir, burada düze- ne en fazla ve en çabuk kızanlar şu ya da bu biçimde, düzenin kaymağını en fazla yiyen- lerdir. Sürekli düzeni eleştirip, dnda iler tutar yan bırakmayan kimilerine bakıp da, - Beyfendi, tamam da, bu düzen içinde siz de maaşallah.. diyesim geliyor. Sistemin ezdiği garibanın ise pek fazla se- si soluğu çıkmıyor. Zaten düzenden müstefrt olanın eleştirisi yenilikçilik, düzenin ezdiği ga- ribanın eleştirisi ise, dinozoriuk veya komü- nistlik olarak algılanıyor. ••• Her neyse Sayın Mehmet Gazioğlu'nun ya- kındığı. olaylan bilmediğimizden, kendisinin ne kadar haklı olduğunu da tek tarafli beya- na dayanarak, kestirme olanağımız yok. Ama dile getirdiğine benzer bozukluklann olduğu da bir gerçek. Aynca Türkiye'de herkesin düzen değişik- liği isteme hakkı da var. .e Düzen değişikliği istemenin yerine getiril- Vnesi gereken önkoşulu yok. Sayın Mehmet Gazioğiu, işçisini 17. mad- deden dilediği gibi atacağı, çevre konusun- da dilediği gibi davranabileceği bir düzeni öz- leyebilir ve bunun için istediği partiye girebi- ür. Memlekette komünizm yok çok şükür! O- nun için kimse düzenin emeğin yaranna de- .ğişmesinden yana olmak zorunda değil. Sayın Mehmet Gazioğiu da dilediği türden - düzen değişikliğini, dilediği parti ile arayabi- lir. Yainız eğer "temiz, şeffaf toplum, doğru ' işleyen düzen" falan filan gibi laflar etmek ve de inandıncı olmak istiyorsa, her şeyden ön- ce, AKP'nin tartışmalı başkanının servetinin kaynağının açıklanması gerekir. Çünkü milyar dolar mesabesindeki serve- tin hesabını verecek kadar şeffaf olamayan- lann safında yapılacak değişim hep karanlık •Hralmaya mahkûmdur. Kurtulus törenlerine katıldılar 6810er Ödenüşte ÖDEMİŞ (Cumhu- 1 riyet) - 68'liler Bırlıği Vakfı'nca 26 Ağus- ; tos'ta Afyon'dan baş- - latılan"UlusalBağım- stzhk Yürüyüşü"nde . grup, dün Izmir'in Odemiş ilçesine ulaş- n. Emperyalizme, Av- rupa Birliği'ne (AB), ABD'ye ve IMF'ye karşı başlatüan ve Kur- tuluş Savaşı'nda Kuva- yı Milliyecilerin izle- diği güzergâhı takip ederek 9 Eylül'de tz- mir'de noktalanacak olan bağımsızhk yürü- yüşü devam ediyor. Kuvayı Milliye ruhü, '^«ulusal egemenlik ve tam bağımsızhk inan- cıyla yürüyen 68'liler, dûn Odemiş'in kurtu- luşu için düzenlenen törenlere katıldıktan sonra akşam da Ata- türkçü Düşûnce Der- neği'nin (ADD) konu- ğu olarak bir söyleşiye katıldılar. Mustafa Zülkadiroğlu ve Meh- met Ulusoy. aydınlara, yurtseverlere, emekçi- lere ve köylülere IMF politikalannın tarım üzerindeki etkisini ve yürüyüşün amacını an- lattılar. Bugün Salih- li'ye doğru yürüyecek olan 68'liler, yarın Sa- lihli'de olmayı tasarlı- yorlar. Garih cinayeti soruşturmasında gözaltına alınan Suna Taşdelen gazetecilerden kaçarken bayıldı Dörtkadmda bırakıldı kadın da savcılık kaleminin pence- resinden yemekhanenın çatısına ge- çerek adliyeden aynldı. tstanbul Asayış Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından îşadamı Garih'in öldûrûlmesi so- ruşturması kapsamında gözaltına alınan Suna Taşdelen, Esme N. Nec- la Pblat ve 17 yaşındaki EJV. işlern- lerinin tamamlanmasının ardından dün Eyüp Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'naçıkanldı. Adliyeye saat 08.00 sıralannda getirilen 4 kadın, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Eyüp Cumhuriyet Savcısı AB thsan Demirtarafından sorgulandı. Soruş- turmayı yürüten Eyüp Cumhuriyet Başsavcı Vekilı Hasan Yümaz'ın 3 günlük "mazeret izni" kullanması nedeniyle Savcı Demır tarafından ifadeleri alınan 4 kadın, daha sonra • Garih'in 'katil zanlısı' olarak aranan firari er Yener Yermez'in olay sırasında birlikte olduğu öne sürülen Pmar Konuşkan için 3 günlük ek gözaltı süresi alındı. Eyüp Adliyesi çıkışında serbest kalan kadınlarla gazeteciler arasında kovalamaca yaşandı. _ tstanbul Haber Servisi - Îşadamı ÜzeyirGarih cınayetinin zanlısı Ye- ner Yermez'in izine dün de ulaşıla- mazken soruşturma kapsamında gö- zaltına alınan ve günlerce medya ta- rafından kamuoyuna er Yener Yer- mez'in arkadaşı Pınar Konuşkan olarak yansıtılan Suna Taşdelen'in de aralannda bulunduğu 4 kadın, dün savcılık tarafından serbest bıra- kıldı. Eyüp Adliyesi çıkışında ka- dınlarla gazeteciler arasında kovala- maca yaşanırken Taşdelen, basının yoğun ilgisi karşısında "Ben Su- na'ynn. Benim olayla Ugim yok, Ne olur beni bırakın" diyerek ağladı. Taşdelen, basının kovalamacası sı- rasında bir süre baygınlık geçırdi. Serbest kalan kadınlardan biri tür- ban takarak gazetecilerin görüntü almasına engel olmaya çahşırken, 2 Gözaltı hukııka aykırı Istanbul Barosu'nun, 18 yaşından küçük olan E. N. için görevlendirdiği avukat Hüseyin Soner, CMUK gereği, reşit olmayan müvekkilinin ilk gözaltına almdığı anda Istanbul Barosu'na bilgi verilmesi gerektığini, ancak bu işlemin son gün yapıldığını belirterek Hüseyin Soner, yakalanmasını ve tutuklanmasmı gerektirecek herhangi bir suç isnadı olmayan E N.'nin 6 gün gözaltında tutulmasının hukuka uygun olmadığını bildirdi. • Günlerce kamuoyuna er Yener Yermez'in arkadaşı Pınar Konuşkan olarak yansıtılan ancak daha sonra gerçek kimliği ortaya çıkan Suna Taşdelen, adliye çıkışında gazetecilere, "Ben Suna'yım. Benim olayla ilgim yok. Ne olur beni bırakın" diye bağırarak ağladı. serbest bırakıldı. Gazetecilerin alın- madığı Eyüp Adliyesi'nden ilk çı- kan ve günlerce kamuoyuna firari er Yermez'in arkadaşı Pınar Konuşkan olarak yansıtılan ancak gerçek kim- liği ortaya çıkan Suna Taşdelen, ba- sının yoğun ilgisi karşısında "Ben Suna'yun. Benim olayla ilgim yok. Ne olur beni bırakuT diyerek ağla- dı. Taşdelen ile gazeteciler arasında kovalamaca yaşanırken Taşdelen, polis minibüsüyle adliyeden uzak- laştınldı. Bu sırada bazı basın araçlan da kaza yaptı. Polislerin arka kapıdan çıktığını belirttikleri diğer 3 kadm- dan biri de, yaklaşık 10 dakika son- ra türban bağlayarak adliyeden çı- karken fark edıldi. Gazetecilere beddua ederek yüzünü kapatan ka- dın, taksiye binerek adliyeden ay- nldı. Gazetecilerin yoğun ilgisi ne- deniyle bir süre Eyüp Adliyesi'nin içinde bekleyen Esme N. ve 17 ya- şındaki kız kardeşi E.N, savcılık ka- leminin penceresinden yemekhane- nin çansına geçerek gazetecilere gö- rimmeden adliyeden aynldı. Taşdelen TV'de konuştu Öte yandan yaşanan gelişmelerin ardından dün akşam ulusal bir tele- vizyon kanalında ana haber bülte- ninde canlı yayma çıkan Suna Taş- delen, arkadaşı Pmar Konuşkan'ın kendisine "^Sayhkhamikyim" de- diğini, ancak çocuğun kimden ol- duğunu arkadaşımn da bilmediğini ileri sürdü. Taşdelen, olay günü ar- kadaşı Konuşkan ile saat 12.00 ci- varlarmda Beşyüzevler'deki bir ku- afore gittiklerini de iddia etti. EyüpAdByesi çıkışında basının bunaitan flgisiyle karşüaşan Taşdelen "Ben Suna'yım. Benim olayla flghnyok.Ne ohırbeni bırakm" diyerek ağladı (Fotoğraf:AA) Pişkinsüt, DSP'nin ilkelerinden uzaklaştığım savundu: Halkıın gibi aldatddım ANKARA(CumhuriyetBûrosu)-D- SP Aydın Mületvekilı Sema Pişkinsüt, temmuz ayında yaptıklan görüşmede Başbakan Bülent Ecevit'e sunduğu ve "partinin kuruluşfelsefesnden sapöğı, hükümetin, grubun başansız olduğu, örgütün ciddi zaaflan bulunduğu" gö- rüşlerine yer verdiği raporu açıkladı. Başbakan Ecevit'e "Ismet Inönü'nûn sbe göstennğihoşgörüyübanagöstere- mediniz" diye sitem eden Pişkinsüt, ra- porunda "Kendimi aynı halkungibi ai- daülmış görüyorum" dedi. Pişkinsüt, "girişimlerisonuçvermezse,makul bir süre sonra yeni açıklamaian, çağnlan olacağuu'' söyledi. Pişkinsüt, düzenlediği basın toplan- tısında 27 Temmuz günü Ecevitler'in daveti üzerine yaptıklan görüşmede sunduğu raporu basına dağıttı. Pişkin- süt, raporunda partinin kuruluş ilkele- rinden giderek uzaklaştığuıı, solla ilgi- si olmayan neoliberal uygulamalann "devrimnitefiğindedeğişinr olarak su- nulduğunu vurgulayarak, u Kendimi aynı halkun gibi aldanhnış olarak gör- düğümü itirafetmetiyim" dedi. Rapo- rda özetle şu görüşlere yer verildi: • Demokratik sol siyaset, halkla ve halk için yapıhr. DSP, başan ve başa- nsızlığı sizin ve parti bürokrasisinin öznel değerlendirmeleri ile belırlemek- tedir. Partinin hiçbir kurulu doğru bi- çimde çalışmamaktadır. • lnsan Haklan Komisyonu'ndaki çalışmalanm başanlı bulundu. Ancak, komisyon başkanlığının değiştirildiği- ni basmdan ögrendim. • Dört yıldır iktidardayız. Kısa ara- lıklarla ıkı tane krize neden olmuş ya da önleyememiş, 1999 ve 2001 yılla- nnda büyümesini eksiye düşünnüş bir yönetimi sanıyorum kımse başanlı ola- rak gösteremez. • Hükümettekı başansızlığımızı yete- rince değerlendıremedık. Hükümetin bütün icraatının sorumluluğu yalnızca sizin yetkinizde oldu. Pişkinsüt Ecevit'e sunduğu raporu açıkladı. Pişkinsüt, Ecevit'm yetkisini suurstz bi- çimde kullandığını kaydettL SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Yener Yermez f in hukuki durumu Sııçlıı bulıımırsa en az 18yd yatacak tstanbul Haber Servisi- Üzeyir Garihcinayeti zanlısı Yener Yermez için eldeki delillere ve tanıklann ifadelerme göre çeşitli senaryolar üretiliyor. Yermez, bu senaryolara göre en az 18 yıl, en fazla 30 yıl yatacak. Avukat Ceyhan Momcu, Yermez'in hukuki durumunu, soruşturmada gelinen nokta ve cinayetle ilgili senaryoiara göre değeriendirdı. Mumcu, eğer Yermez, Garih ile mezarlıkta tesadüfen karşılaştiysa ve tartışma sonucu cinayeti işlediyse Türk Ceza Yasası'nın "kasten adam öktürme" suçunu düzenleyen 448'inci maddesınden hakkında dava açüacagını belırtti. Yermez'in bu maddeden suçlu bulunursa 24 yıl ceza alacağıru söyleyen Mumcu, mahkemede iyi hali görülür, işledığı suçtan pişmanlık duyar bir tavn olursa, cezasından 1/6 oramnda indirim öngören TCK 59. maddeden yararlanacağmı ve 18 yıl cezaevinde yatacağını anlattı. Yermez'in cinayeti planh işledigi şeklindeki ikinci senar>'oya göre ise ölüm cezası öngören TCK 450. maddede düzenlenen "tasarlayarak adam öMürme" suçundan yargüanacağını ifade eden Mumcu, "Ancak yeni yasayta ölüm cezası infez edihmyor, yerine müebbethapis uyguiamyn: Mahkeme iyi haline kararverirse ceza» 30 yıia uter" dedi. MHP MADDELERtV AZALTBLMASINDAN YANA Liderler anayasa paketi için toplanıyor ANKARA (Cumhuriyet BOrosu) - Koalisyonu oluşturan partılerin genel başkanlan, anayasa değişiklik paketi- ni görüşmek üzere bugünbir araya ge- liyorlar. MHP'nin Kızılcahamam kampında "Ulusal Program'da yer alan kısa vadefi hedeflerleflgiGdaha dar kapsamh bir değişUdiğin yeterli olacagı'1 değerlendırmesi yapıldı. TBMM Partilerarası Uzlaşma Ko- misyonu'nun tatil öncesinde 37 mad- delik bir anayasa değişikliği paketi üzerinde uzlaşması ve bu paketin çı- kanknası içinTBMM'nin 17 Eylül'de toplantıya çağnlacağı açıklanmasına karşın bugüne kadarbu konudabir ça- lışma yapıbnadı. ANAP Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yü- maz'ın geçen hafta yapılacağını açık- ladığı zirve, liderienn programlannın uyuşmaması nedeniyle gerçekleşme- di. Ancak bugün bir araya gelme ka- ran alabilen hükümet ortaklan anaya- sa değişiklik paketi ile son gelişmele- ri değerlendirecekler. Başbakanlık Merkez Bınası'nda gerçekleştirilecek toplantı saat 11.00'de başlayacak. MHP MKYK'de oluşturulan ko- misyon, TBMM açıhncaya dek bir ra- por hazırlayarak BahçeB'ye sunacak. MHP'nin, paketin tamamı yenne Ulu- sal Program'da yer alankısa vadeli he- deflerle ilgili daha dar kapsamh bir değişiklikten yana olduğu vurgulandı. MHP Grup Başkanvekih tsmail Kö- se, "Mecfe'ikapanrken FPvardı, şim- di 2 yeni parti var. Garanti abnadan anayasa değişikliği getirmek yanhş ohu-" dedi. ANAP Grup Başkanvekili Nihat Gökbuhıt "Paket darahrsa anlam ifa- de etmez. Biz 37 maddede ısrarfayız. Bu konuda uztaşma sağlanmışü" diye konuştu. [email protected] Mehmet Ali ErtMİ'in, yeni evlen- diği eşi için söylediği "eline erkek eli değmemiş" sözleri "gündemımize bomba gibi düştü". "Az sonra" bu genç kızımızın ne oiup olmadtğı üze- rine başta Reha Muhtar olmak üze- re bütün araştırmacı gazetecilerimi- zin harekete geçeceğinden eminiz. Ben en çok Nefise Karatay'ın ce- vabını beğendim. Bazı Cumhuriyet okurtan, Nefise Karatay da kim diye sorabilirler. Bunlan bilmek zorunda mıyız diyerek bizim yazdıklanmıza tepki gösterebilirler. Neyse yine de kısa bir bilgi verebiliriz: Nefise, ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil'in, evlilik- ten önceki sevgilisiydi. Birlikte çınl- çıplak fotoğraf çektirmişlerdi. Bu fo- toğraflar günlerce, çok satan med- yamızın gündemini işgal etmişti. Biz de o sırada bu güzel kızı tanımış ol- duk. Nefise Karatay, "Mehmet Ali'nin eli blnlerce kızın eline değdi. O ki- me söylüyor bunlan" diye tepkisini dile getiriyor. Yani demek istiyor ki Nefise Karatay, "Sen kızlann, eline Eline Erkek Eli Değmemiş erkek eli değmemişini tercih ediyor- sun, yani başka erkekle birlikte ol- muş kızlan 'kirlenmiş' görûyorsun. Bunu söylemeye ne hakkın var, sen kendine bak. Eğer başkalanyla bir- likte olmak bir kirlenmeyse en kirii olan sensin" demek istiyor • • • O çok modern magazin dünyası- nın ne kadarmaço ve erkek egemen ilkel bir dünya olduğunu hergün da- ha çok anlayıp görüyoruz. Seren Serengil kocasından dayak yiyor ve yüzü gözü şişmiş bir şekilde canını zor kurtanyor. Magazin dünyasının erkeklerine bakıyoruz, hepsi "na- mus", "kabadayilık" gibi, bilinente- malann arkasında geziniyorlar. Gün- delik yaşamlarında ise her gün bir başka kadınla beraber olmayı er- kekliğin şanı kabul ediyorlar. Burada bir saçmalık, bir ilkellik yok mu? Eğer erkekler her gün de- ğişik bir kadınla olurlarsa ve sonra da "en\ek eli değmemiş bakire ktz- lar" ararlarsa onlan nereden bula- caklar? Çünkü onlann anlayışına göre, onlar birtakım kadınları veya genç kızlan "toriet/yoriar", çok ho- vardaolduklan için bunu hemen her gün yapıyorlar. O zaman memleket- te "kihenmemiş" genç kız kalmıyor. Işte bu kuraklık ortamında Mehmet Ali Erbil bir sürpriz yapıyor, "kîrten- memiş" bir genç kız buluyor ve bu- nunla övünüyor. ••• Şimdi, o ana kadar beraber olun- muş kızlar ne yapacaklar? Onlan kim "a/aca/c"? Nefise Karatay güzel bir soru sormuş: "Mehmet Ali'nin eline binlerce kızın ve kadının eli değdi, yani onlann koyunlanna gir- di, şimdi onu ne yapacağız?" Soru güzel. Ancak Nefıse'nin de bildiği gibi, namus erkeklere değil, kadın- lara ait bir kavram. Erkek, bir kadın- la beraber olursa ya da birkaç ka- dınla beraber olursa onun namusu- na leke(!) gelmez. Bu ilişkiler ancak onun erkekliğinin prestijini arttınr. Bu nedenle, yüzlerce kadınla be- raber olmuş MehmetAli Erbil, hiç sı- kılmadan, hatta övünerek, yeni ev- lendiği genç kızın eline hiçbir erke- ğin elinin değmediğini söyleyebili- yor. Bir ülkedeki erkek egemenliğinin ölçüsü ve sertliğiyle o ülkenin ilkel- liği ve geri kalmışlığı arasında bir pa- ralellik bulunduğunu rahatlıkla iddia edebiliriz. Bir ülkede erkekler ne kadar çok namustan söz ediyorlarsa, kadınla- n ne kadar çok aldatıyorlarsa, o ül- ke o kadar geridir. * • • Magazin dünyasının bütün açık saçıkltğına, modern dış görünüşüne rağmen arkasında çok ilkel bir erkek egemen ideoloji banndırdığını, Meh- met Ali Erbil'in son açıklamasıyla bir kez daha öğrenmiş oluyoruz. Zaten o dünyadaki bütün ilişkiler erkek egemen mantığa göre kuruluyor. Güzel kızlann manken sahnelerin- de "pazarlandığı" bu dünya, aynı zamanda zengin maganda erkekle- rin de av alanı olarak biliniyor. "Eline erkek eli değmemiş genç kızlar" sözcükleri bu toplumda hâlâ bir kıymet ifade ediyorsa, hele de bunu hemen her gecesini bir başka kadının yatağında geçiren bir erkek söylüyorsa, burada modernleşme için daha çok adım atılması gereki- yor demektir. Türkiye'nin baskıcı ve müflis siya- si sistemiyle erkek egemen maga- zin dünyası arasında tam bir para- lellik olduğunu söyleyebiliriz. Eko- nomik ve siyasi olarak battıkça, "eli- ne erkek eli değmemiş genç kızlar" arayan modern(!) erkeklerimizin de sayısı artıyor. • • • Ne demeli, böyle memlekete böy- le şovmen... Böyle memlekete böy- le erkek...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle