Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2001 SALJ
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
AIİ StBMEN
Cames'lı Gazioğiu ve AKP
Esas konuya girmeden önce, sorulduğun-
dayanıtını bulamadığım, aklımı kanştıran etik
. ite ilgili bir soaıyu ben de size yansıtmak is-
terim.
Geçenlerde bir dostum sordu:
- Katil, hırsızlık yapmazsa erdemli sayılabi-
lir mi?
1
- Ne biçim soru bu, ne demek istiyorsun?
dediğimde hınzır hınzır güldü:
1
- Ne demek istediğimi bal gibi biliyorsun,
. cinayetlerini söz konusu etmediklerinizin hır-
sızlığını neden sorun haline getiriyorsunuz?
Anlaşılan son zamanlarda eş dost ve okur-
4ar, sıkıntıdan, biz Cumhuriyet yazarlanyla ka-
fa buluyorlar.
Pazargünkü yazısında da, Aydın Engin bir
Cumhuriyet okurunun, gazete 500 bin lira
olunca, bizim maaşlara da zam gelip gelme-
'^diğini gülerek sorduğunu yazıyordu.
Aydın da, ya dolduruşa geldiğinden, ya da
böyle bir kriz ortamında kendiliğinden sorma-
ya cesaret edemediği sorunun sorumluluğu-
nu, okurun sırtına yükleme hinliğinden, llhan
Abi'ye soruyor.
1
- Sahi llhan Abi 'gazete 500.000 oldu, si-
zin maaşlara da zam varmı?' diye soranlara
ne diyeyim?
Soruyu bana sormuyor ama yine de içim-
de kalmasın.
- Sevgili Aydın sen iki buçuk yıldır zam gör-
meyen maaşını al da, otur ona da şükret!
•••
Şimdi gelelim konumuza: Cannes'da villa-
s\, pahalı antika araba koleksiyonu olan, ün-
lü işadamlarından Mehmet Gazioğlu'nun
AKP'nin kuruculan arasında yer alması, ba-
sında çok kişiyi şaşırtmış.
Pazar günkü "Sobe" köşesinde Serpil Yıl-
maz'ın yer verdiği konuyu pazartesi Hürriyet
tnanşetine taşımış.
llgi ile okudum.
Mehmet Bey, düzene kızıyor, 17. madde-
den attığı ustabaşının kendisine karşı açtığı
davayı kazanmasına, fabrikasının çevreyi kir-
lettiği yolundaki ihbariar üzerine belediyeden
gelenlerin tavrına, bir şikâyeti üzerine kendi-
sinden karakolda harçlık istenmesine, şuna
buna kızmış ve bu öfkeyle, gavura kızıp oruç
bozar gibi, düzene kızıp laiklik bozarak, ba-
lıklama AKP'nin kurucuları arasına dalıver-
xn\ş.
Şu Türkiye ilginç bir ülkedir, burada düze-
ne en fazla ve en çabuk kızanlar şu ya da bu
biçimde, düzenin kaymağını en fazla yiyen-
lerdir.
Sürekli düzeni eleştirip, dnda iler tutar yan
bırakmayan kimilerine bakıp da,
- Beyfendi, tamam da, bu düzen içinde siz
de maaşallah.. diyesim geliyor.
Sistemin ezdiği garibanın ise pek fazla se-
si soluğu çıkmıyor. Zaten düzenden müstefrt
olanın eleştirisi yenilikçilik, düzenin ezdiği ga-
ribanın eleştirisi ise, dinozoriuk veya komü-
nistlik olarak algılanıyor.
•••
Her neyse Sayın Mehmet Gazioğlu'nun ya-
kındığı. olaylan bilmediğimizden, kendisinin
ne kadar haklı olduğunu da tek tarafli beya-
na dayanarak, kestirme olanağımız yok.
Ama dile getirdiğine benzer bozukluklann
olduğu da bir gerçek.
Aynca Türkiye'de herkesin düzen değişik-
liği isteme hakkı da var.
.e
Düzen değişikliği istemenin yerine getiril-
Vnesi gereken önkoşulu yok.
Sayın Mehmet Gazioğiu, işçisini 17. mad-
deden dilediği gibi atacağı, çevre konusun-
da dilediği gibi davranabileceği bir düzeni öz-
leyebilir ve bunun için istediği partiye girebi-
ür.
Memlekette komünizm yok çok şükür! O-
nun için kimse düzenin emeğin yaranna de-
.ğişmesinden yana olmak zorunda değil.
Sayın Mehmet Gazioğiu da dilediği türden
- düzen değişikliğini, dilediği parti ile arayabi-
lir. Yainız eğer "temiz, şeffaf toplum, doğru
' işleyen düzen" falan filan gibi laflar etmek ve
de inandıncı olmak istiyorsa, her şeyden ön-
ce, AKP'nin tartışmalı başkanının servetinin
kaynağının açıklanması gerekir.
Çünkü milyar dolar mesabesindeki serve-
tin hesabını verecek kadar şeffaf olamayan-
lann safında yapılacak değişim hep karanlık
•Hralmaya mahkûmdur.
Kurtulus törenlerine katıldılar
6810er Ödenüşte
ÖDEMİŞ (Cumhu-
1
riyet) - 68'liler Bırlıği
Vakfı'nca 26 Ağus-
; tos'ta Afyon'dan baş-
- latılan"UlusalBağım-
stzhk Yürüyüşü"nde
. grup, dün Izmir'in
Odemiş ilçesine ulaş-
n.
Emperyalizme, Av-
rupa Birliği'ne (AB),
ABD'ye ve IMF'ye
karşı başlatüan ve Kur-
tuluş Savaşı'nda Kuva-
yı Milliyecilerin izle-
diği güzergâhı takip
ederek 9 Eylül'de tz-
mir'de noktalanacak
olan bağımsızhk yürü-
yüşü devam ediyor.
Kuvayı Milliye ruhü,
'^«ulusal egemenlik ve
tam bağımsızhk inan-
cıyla yürüyen 68'liler,
dûn Odemiş'in kurtu-
luşu için düzenlenen
törenlere katıldıktan
sonra akşam da Ata-
türkçü Düşûnce Der-
neği'nin (ADD) konu-
ğu olarak bir söyleşiye
katıldılar. Mustafa
Zülkadiroğlu ve Meh-
met Ulusoy. aydınlara,
yurtseverlere, emekçi-
lere ve köylülere IMF
politikalannın tarım
üzerindeki etkisini ve
yürüyüşün amacını an-
lattılar. Bugün Salih-
li'ye doğru yürüyecek
olan 68'liler, yarın Sa-
lihli'de olmayı tasarlı-
yorlar.
Garih cinayeti soruşturmasında gözaltına alınan Suna Taşdelen gazetecilerden kaçarken bayıldı
Dörtkadmda bırakıldı
kadın da savcılık kaleminin pence-
resinden yemekhanenın çatısına ge-
çerek adliyeden aynldı.
tstanbul Asayış Şube Müdürlüğü
Cinayet Büro Amirliği tarafından
îşadamı Garih'in öldûrûlmesi so-
ruşturması kapsamında gözaltına
alınan Suna Taşdelen, Esme N. Nec-
la Pblat ve 17 yaşındaki EJV. işlern-
lerinin tamamlanmasının ardından
dün Eyüp Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'naçıkanldı. Adliyeye saat 08.00
sıralannda getirilen 4 kadın, sağlık
kontrolünden geçirildikten sonra
Eyüp Cumhuriyet Savcısı AB thsan
Demirtarafından sorgulandı. Soruş-
turmayı yürüten Eyüp Cumhuriyet
Başsavcı Vekilı Hasan Yümaz'ın 3
günlük "mazeret izni" kullanması
nedeniyle Savcı Demır tarafından
ifadeleri alınan 4 kadın, daha sonra
• Garih'in 'katil zanlısı' olarak aranan firari er Yener
Yermez'in olay sırasında birlikte olduğu öne sürülen Pmar
Konuşkan için 3 günlük ek gözaltı süresi alındı. Eyüp
Adliyesi çıkışında serbest kalan kadınlarla gazeteciler
arasında kovalamaca yaşandı.
_ tstanbul Haber Servisi - Îşadamı
ÜzeyirGarih cınayetinin zanlısı Ye-
ner Yermez'in izine dün de ulaşıla-
mazken soruşturma kapsamında gö-
zaltına alınan ve günlerce medya ta-
rafından kamuoyuna er Yener Yer-
mez'in arkadaşı Pınar Konuşkan
olarak yansıtılan Suna Taşdelen'in
de aralannda bulunduğu 4 kadın,
dün savcılık tarafından serbest bıra-
kıldı. Eyüp Adliyesi çıkışında ka-
dınlarla gazeteciler arasında kovala-
maca yaşanırken Taşdelen, basının
yoğun ilgisi karşısında "Ben Su-
na'ynn. Benim olayla Ugim yok, Ne
olur beni bırakın" diyerek ağladı.
Taşdelen, basının kovalamacası sı-
rasında bir süre baygınlık geçırdi.
Serbest kalan kadınlardan biri tür-
ban takarak gazetecilerin görüntü
almasına engel olmaya çahşırken, 2
Gözaltı
hukııka
aykırı
Istanbul Barosu'nun, 18
yaşından küçük olan E.
N. için görevlendirdiği
avukat Hüseyin Soner,
CMUK gereği, reşit
olmayan müvekkilinin ilk
gözaltına almdığı anda
Istanbul Barosu'na bilgi
verilmesi gerektığini,
ancak bu işlemin son gün
yapıldığını belirterek
Hüseyin Soner,
yakalanmasını ve
tutuklanmasmı
gerektirecek herhangi bir
suç isnadı olmayan E
N.'nin 6 gün gözaltında
tutulmasının hukuka
uygun olmadığını
bildirdi.
• Günlerce kamuoyuna er Yener Yermez'in arkadaşı Pınar
Konuşkan olarak yansıtılan ancak daha sonra gerçek kimliği
ortaya çıkan Suna Taşdelen, adliye çıkışında gazetecilere,
"Ben Suna'yım. Benim olayla ilgim yok. Ne olur beni
bırakın" diye bağırarak ağladı.
serbest bırakıldı. Gazetecilerin alın-
madığı Eyüp Adliyesi'nden ilk çı-
kan ve günlerce kamuoyuna firari er
Yermez'in arkadaşı Pınar Konuşkan
olarak yansıtılan ancak gerçek kim-
liği ortaya çıkan Suna Taşdelen, ba-
sının yoğun ilgisi karşısında "Ben
Suna'yun. Benim olayla ilgim yok.
Ne olur beni bırakuT diyerek ağla-
dı. Taşdelen ile gazeteciler arasında
kovalamaca yaşanırken Taşdelen,
polis minibüsüyle adliyeden uzak-
laştınldı.
Bu sırada bazı basın araçlan da
kaza yaptı. Polislerin arka kapıdan
çıktığını belirttikleri diğer 3 kadm-
dan biri de, yaklaşık 10 dakika son-
ra türban bağlayarak adliyeden çı-
karken fark edıldi. Gazetecilere
beddua ederek yüzünü kapatan ka-
dın, taksiye binerek adliyeden ay-
nldı. Gazetecilerin yoğun ilgisi ne-
deniyle bir süre Eyüp Adliyesi'nin
içinde bekleyen Esme N. ve 17 ya-
şındaki kız kardeşi E.N, savcılık ka-
leminin penceresinden yemekhane-
nin çansına geçerek gazetecilere gö-
rimmeden adliyeden aynldı.
Taşdelen TV'de konuştu
Öte yandan yaşanan gelişmelerin
ardından dün akşam ulusal bir tele-
vizyon kanalında ana haber bülte-
ninde canlı yayma çıkan Suna Taş-
delen, arkadaşı Pmar Konuşkan'ın
kendisine "^Sayhkhamikyim" de-
diğini, ancak çocuğun kimden ol-
duğunu arkadaşımn da bilmediğini
ileri sürdü. Taşdelen, olay günü ar-
kadaşı Konuşkan ile saat 12.00 ci-
varlarmda Beşyüzevler'deki bir ku-
afore gittiklerini de iddia etti.
EyüpAdByesi
çıkışında
basının
bunaitan
flgisiyle
karşüaşan
Taşdelen
"Ben
Suna'yım.
Benim olayla
flghnyok.Ne
ohırbeni
bırakm"
diyerek ağladı
(Fotoğraf:AA)
Pişkinsüt, DSP'nin ilkelerinden uzaklaştığım savundu:
Halkıın gibi aldatddım
ANKARA(CumhuriyetBûrosu)-D-
SP Aydın Mületvekilı Sema Pişkinsüt,
temmuz ayında yaptıklan görüşmede
Başbakan Bülent Ecevit'e sunduğu ve
"partinin kuruluşfelsefesnden sapöğı,
hükümetin, grubun başansız olduğu,
örgütün ciddi zaaflan bulunduğu" gö-
rüşlerine yer verdiği raporu açıkladı.
Başbakan Ecevit'e "Ismet Inönü'nûn
sbe göstennğihoşgörüyübanagöstere-
mediniz" diye sitem eden Pişkinsüt, ra-
porunda "Kendimi aynı halkungibi ai-
daülmış görüyorum" dedi. Pişkinsüt,
"girişimlerisonuçvermezse,makul bir
süre sonra yeni açıklamaian, çağnlan
olacağuu'' söyledi.
Pişkinsüt, düzenlediği basın toplan-
tısında 27 Temmuz günü Ecevitler'in
daveti üzerine yaptıklan görüşmede
sunduğu raporu basına dağıttı. Pişkin-
süt, raporunda partinin kuruluş ilkele-
rinden giderek uzaklaştığuıı, solla ilgi-
si olmayan neoliberal uygulamalann
"devrimnitefiğindedeğişinr olarak su-
nulduğunu vurgulayarak, u
Kendimi
aynı halkun gibi aldanhnış olarak gör-
düğümü itirafetmetiyim" dedi. Rapo-
rda özetle şu görüşlere yer verildi:
• Demokratik sol siyaset, halkla ve
halk için yapıhr. DSP, başan ve başa-
nsızlığı sizin ve parti bürokrasisinin
öznel değerlendirmeleri ile belırlemek-
tedir. Partinin hiçbir kurulu doğru bi-
çimde çalışmamaktadır.
• lnsan Haklan Komisyonu'ndaki
çalışmalanm başanlı bulundu. Ancak,
komisyon başkanlığının değiştirildiği-
ni basmdan ögrendim.
• Dört yıldır iktidardayız. Kısa ara-
lıklarla ıkı tane krize neden olmuş ya
da önleyememiş, 1999 ve 2001 yılla-
nnda büyümesini eksiye düşünnüş bir
yönetimi sanıyorum kımse başanlı ola-
rak gösteremez.
• Hükümettekı başansızlığımızı yete-
rince değerlendıremedık. Hükümetin
bütün icraatının sorumluluğu yalnızca
sizin yetkinizde oldu.
Pişkinsüt Ecevit'e sunduğu
raporu açıkladı. Pişkinsüt,
Ecevit'm yetkisini suurstz bi-
çimde kullandığını kaydettL
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Yener Yermez
f
in
hukuki durumu
Sııçlıı
bulıımırsa
en az 18yd
yatacak
tstanbul Haber Servisi- Üzeyir
Garihcinayeti zanlısı Yener
Yermez için eldeki delillere ve
tanıklann ifadelerme göre
çeşitli senaryolar üretiliyor.
Yermez, bu senaryolara göre en
az 18 yıl, en fazla 30 yıl
yatacak. Avukat Ceyhan
Momcu, Yermez'in hukuki
durumunu, soruşturmada
gelinen nokta ve cinayetle ilgili
senaryoiara göre değeriendirdı.
Mumcu, eğer Yermez, Garih ile
mezarlıkta tesadüfen
karşılaştiysa ve tartışma sonucu
cinayeti işlediyse Türk Ceza
Yasası'nın "kasten adam
öktürme" suçunu düzenleyen
448'inci maddesınden hakkında
dava açüacagını belırtti.
Yermez'in bu maddeden suçlu
bulunursa 24 yıl ceza alacağıru
söyleyen Mumcu, mahkemede
iyi hali görülür, işledığı suçtan
pişmanlık duyar bir tavn olursa,
cezasından 1/6 oramnda indirim
öngören TCK 59. maddeden
yararlanacağmı ve 18 yıl
cezaevinde yatacağını anlattı.
Yermez'in cinayeti planh
işledigi şeklindeki ikinci
senar>'oya göre ise ölüm cezası
öngören TCK 450. maddede
düzenlenen "tasarlayarak adam
öMürme" suçundan
yargüanacağını ifade eden
Mumcu, "Ancak yeni yasayta
ölüm cezası infez edihmyor,
yerine müebbethapis
uyguiamyn: Mahkeme iyi
haline kararverirse ceza» 30
yıia uter" dedi.
MHP MADDELERtV AZALTBLMASINDAN YANA
Liderler anayasa
paketi için toplanıyor
ANKARA (Cumhuriyet BOrosu) -
Koalisyonu oluşturan partılerin genel
başkanlan, anayasa değişiklik paketi-
ni görüşmek üzere bugünbir araya ge-
liyorlar. MHP'nin Kızılcahamam
kampında "Ulusal Program'da yer
alan kısa vadefi hedeflerleflgiGdaha
dar kapsamh bir değişUdiğin yeterli
olacagı'1
değerlendırmesi yapıldı.
TBMM Partilerarası Uzlaşma Ko-
misyonu'nun tatil öncesinde 37 mad-
delik bir anayasa değişikliği paketi
üzerinde uzlaşması ve bu paketin çı-
kanknası içinTBMM'nin 17 Eylül'de
toplantıya çağnlacağı açıklanmasına
karşın bugüne kadarbu konudabir ça-
lışma yapıbnadı. ANAP Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yü-
maz'ın geçen hafta yapılacağını açık-
ladığı zirve, liderienn programlannın
uyuşmaması nedeniyle gerçekleşme-
di. Ancak bugün bir araya gelme ka-
ran alabilen hükümet ortaklan anaya-
sa değişiklik paketi ile son gelişmele-
ri değerlendirecekler. Başbakanlık
Merkez Bınası'nda gerçekleştirilecek
toplantı saat 11.00'de başlayacak.
MHP MKYK'de oluşturulan ko-
misyon, TBMM açıhncaya dek bir ra-
por hazırlayarak BahçeB'ye sunacak.
MHP'nin, paketin tamamı yenne Ulu-
sal Program'da yer alankısa vadeli he-
deflerle ilgili daha dar kapsamh bir
değişiklikten yana olduğu vurgulandı.
MHP Grup Başkanvekih tsmail Kö-
se, "Mecfe'ikapanrken FPvardı, şim-
di 2 yeni parti var. Garanti abnadan
anayasa değişikliği getirmek yanhş
ohu-" dedi.
ANAP Grup Başkanvekili Nihat
Gökbuhıt "Paket darahrsa anlam ifa-
de etmez. Biz 37 maddede ısrarfayız.
Bu konuda uztaşma sağlanmışü" diye
konuştu.
[email protected]
Mehmet Ali ErtMİ'in, yeni evlen-
diği eşi için söylediği "eline erkek eli
değmemiş" sözleri "gündemımize
bomba gibi düştü". "Az sonra" bu
genç kızımızın ne oiup olmadtğı üze-
rine başta Reha Muhtar olmak üze-
re bütün araştırmacı gazetecilerimi-
zin harekete geçeceğinden eminiz.
Ben en çok Nefise Karatay'ın ce-
vabını beğendim. Bazı Cumhuriyet
okurtan, Nefise Karatay da kim diye
sorabilirler. Bunlan bilmek zorunda
mıyız diyerek bizim yazdıklanmıza
tepki gösterebilirler. Neyse yine de
kısa bir bilgi verebiliriz: Nefise, ünlü
şovmen Mehmet Ali Erbil'in, evlilik-
ten önceki sevgilisiydi. Birlikte çınl-
çıplak fotoğraf çektirmişlerdi. Bu fo-
toğraflar günlerce, çok satan med-
yamızın gündemini işgal etmişti. Biz
de o sırada bu güzel kızı tanımış ol-
duk.
Nefise Karatay, "Mehmet Ali'nin
eli blnlerce kızın eline değdi. O ki-
me söylüyor bunlan" diye tepkisini
dile getiriyor. Yani demek istiyor ki
Nefise Karatay, "Sen kızlann, eline
Eline Erkek Eli Değmemiş
erkek eli değmemişini tercih ediyor-
sun, yani başka erkekle birlikte ol-
muş kızlan 'kirlenmiş' görûyorsun.
Bunu söylemeye ne hakkın var, sen
kendine bak. Eğer başkalanyla bir-
likte olmak bir kirlenmeyse en kirii
olan sensin" demek istiyor
• • •
O çok modern magazin dünyası-
nın ne kadarmaço ve erkek egemen
ilkel bir dünya olduğunu hergün da-
ha çok anlayıp görüyoruz. Seren
Serengil kocasından dayak yiyor ve
yüzü gözü şişmiş bir şekilde canını
zor kurtanyor. Magazin dünyasının
erkeklerine bakıyoruz, hepsi "na-
mus", "kabadayilık" gibi, bilinente-
malann arkasında geziniyorlar. Gün-
delik yaşamlarında ise her gün bir
başka kadınla beraber olmayı er-
kekliğin şanı kabul ediyorlar.
Burada bir saçmalık, bir ilkellik
yok mu? Eğer erkekler her gün de-
ğişik bir kadınla olurlarsa ve sonra
da "en\ek eli değmemiş bakire ktz-
lar" ararlarsa onlan nereden bula-
caklar? Çünkü onlann anlayışına
göre, onlar birtakım kadınları veya
genç kızlan "toriet/yoriar", çok ho-
vardaolduklan için bunu hemen her
gün yapıyorlar. O zaman memleket-
te "kihenmemiş" genç kız kalmıyor.
Işte bu kuraklık ortamında Mehmet
Ali Erbil bir sürpriz yapıyor, "kîrten-
memiş" bir genç kız buluyor ve bu-
nunla övünüyor.
•••
Şimdi, o ana kadar beraber olun-
muş kızlar ne yapacaklar? Onlan
kim "a/aca/c"? Nefise Karatay güzel
bir soru sormuş: "Mehmet Ali'nin
eline binlerce kızın ve kadının eli
değdi, yani onlann koyunlanna gir-
di, şimdi onu ne yapacağız?" Soru
güzel. Ancak Nefıse'nin de bildiği
gibi, namus erkeklere değil, kadın-
lara ait bir kavram. Erkek, bir kadın-
la beraber olursa ya da birkaç ka-
dınla beraber olursa onun namusu-
na leke(!) gelmez. Bu ilişkiler ancak
onun erkekliğinin prestijini arttınr.
Bu nedenle, yüzlerce kadınla be-
raber olmuş MehmetAli Erbil, hiç sı-
kılmadan, hatta övünerek, yeni ev-
lendiği genç kızın eline hiçbir erke-
ğin elinin değmediğini söyleyebili-
yor.
Bir ülkedeki erkek egemenliğinin
ölçüsü ve sertliğiyle o ülkenin ilkel-
liği ve geri kalmışlığı arasında bir pa-
ralellik bulunduğunu rahatlıkla iddia
edebiliriz.
Bir ülkede erkekler ne kadar çok
namustan söz ediyorlarsa, kadınla-
n ne kadar çok aldatıyorlarsa, o ül-
ke o kadar geridir.
* • •
Magazin dünyasının bütün açık
saçıkltğına, modern dış görünüşüne
rağmen arkasında çok ilkel bir erkek
egemen ideoloji banndırdığını, Meh-
met Ali Erbil'in son açıklamasıyla bir
kez daha öğrenmiş oluyoruz. Zaten
o dünyadaki bütün ilişkiler erkek
egemen mantığa göre kuruluyor.
Güzel kızlann manken sahnelerin-
de "pazarlandığı" bu dünya, aynı
zamanda zengin maganda erkekle-
rin de av alanı olarak biliniyor.
"Eline erkek eli değmemiş genç
kızlar" sözcükleri bu toplumda hâlâ
bir kıymet ifade ediyorsa, hele de
bunu hemen her gecesini bir başka
kadının yatağında geçiren bir erkek
söylüyorsa, burada modernleşme
için daha çok adım atılması gereki-
yor demektir.
Türkiye'nin baskıcı ve müflis siya-
si sistemiyle erkek egemen maga-
zin dünyası arasında tam bir para-
lellik olduğunu söyleyebiliriz. Eko-
nomik ve siyasi olarak battıkça, "eli-
ne erkek eli değmemiş genç kızlar"
arayan modern(!) erkeklerimizin de
sayısı artıyor.
• • •
Ne demeli, böyle memlekete böy-
le şovmen... Böyle memlekete böy-
le erkek...