Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYF* CUMHURİYET 4EYLÜL2001SAU
10 DUNYA VE TURKIYE
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Dolar 7000! Ura Nereye Gidiyor'
Türkiye'deki bazı olaylara, çoğun-
lutöa "Cumhuıiyet" çalışanı olarak
baktığım zaman, tüylerim diken diken
oluyor! Neden mi? Birkaç örnek ve-
relirn. Işadamlan, dolar "dışan", lira
"ıçeri" dıye bir kampanya başlattılar!
Hayret artık, (moda deyimiyle) dolar
"in". Türk Lirası "out" denilmiyor!
TL'ye saygmJık kazandırmak için adım-
lar atıldı, girişimler başlatıldı.
Ankara Ticaret Odası, üyelerine do-
larla ticareti "yasakladı". Hani liberal
(serbest) ekonomide "yasak" yoktu,
ekonomiyi "arz-talep" belirlerdi? Ha-
ni "Bırakın yapsınlar, bırakın etsin-
fer'di? Yasaklı serbest
ekonomi olur mu? Baş-
bakan Bülent Ecevft,
"TL'ye itibar" çağnsına
imzası ile katıîdı. Ozür
dilerim ama, TL'nin say-
gınlık kazanmasında
baş sorumlu bu ülkenin
"başbakanı" değil mi?
Çağnyı vatandaş, ge-
reğini başbakan yap-
maz mı? Yakında Ece-
vit, Rahşan Hanım'ın
kofuna girmiş olarak,
Kızılay'da "Dolar dışa-
n, lira Içeri" diye gös-
teri yaparsa hiç şaşır-
mayalım. Diyanet Işle-
ri Başkanlığı Tûrk Li-
rası ıle alışveriş için ca-
milerde hutbe" okut-
muş. Desenıze işimiz artıkAllah'a kal-
dı. ABD'den getirilen dervişten de mi
umut kesildi? Bu işte bir gariplik var!
Dış satış ile turizm geliri artsın; dış
alış azalsın, diye dolar 1.2 milyon TL
düzeyine çıkanlmamış mıydı?
DoJar 1.5 milyon TL oJuncadaha çok
dışsatım yapar, daha çok turist gel-
mez mi?_Dtşalım daha da azalmaz mı?
Turgut Özal'dan ben uygulanan bu
yöntem şimdi durup dururken, Al-
lah'ın inayeti, Ecevit'im imzası, Anka-
lira nerove gidi>or?
28Mayıs1992tarihli
Cumhuıiyet gazetesi
ra Ticaret Odası'nın yasaklaması ile
neden tersine çevriliyor?
Cumhuriyet gazetesi 28 Mayıs
1992'de çift ön sayfa ile çıkmıştı. Bi-
rinci ön sayfanın tümünü kaplayan bir
grafik, Özal'dan sonra dolar karşı-
sında Türk Urası'nın nasıl çöktüğü-
nü açık seçik ortaya koyuyordu. Say-
fanın sekiz sütun başlığında "Lira ne-
reyegidiyor" $orusuvarü\. Ikind baş-
lıkta "Dolar 7000 lira" deniliyordu.
Dtkkat, 70 bin değil, 700 bin değil, yal-
nızca 7 bin liracık ıdi! Bugün değil bu
paraya 70 bin liraya bile "ihtiyaç mo-
lası" verilemez. Düşünebiliyor mu-
sunuz, o günkü gra-
fiğiaynıölçülerde bu-
gün yapmak gerek-
seydialtalta200ga-
zete boyunda bir alan
gerekecekti? Şimdi
Ankara Ticaret Oda-
sı'na, Başbakan ve
ortaklarına, Diyanet
Işleri Başkanlığı'na
vegelmişgeçmişsi-
yasacılara sonmak
hakkımız değil mi?
"Cumhuriyet" dokuz
yıl önce bu uyarıyı
yapttğında aklınız ne-
redeydi? Bugün cev-
her yumurtlamak için
dokuz yıllık bir kuluç-
ka dönemi mi gerekfiy-
di? Hani, Tom ve
Jerry adlı kedi-fare çizgi filminde
sıkça kullanılan bir anlatım vardır.
Bir an kedi, farenin ne yaptığını al-
gılamaz, argo deyimiyle ancak son-
radan "jetonu düşer" ve fareyi ko-
valamaya başlar. İşte Tom gibi ba-
zılannın da jetonlan, Cumhuriyet'in
bu uyansından tam dokuz yıl son-
ra düştü. (Inşallah düşmüştür!) Tan-
n, Türk'ü Tom gibi geri zekâlılardan
ve bir dolann 15 milyon lira olduğu
günleri görmekten korusun!
Başımız sıkışmadan dayanışma!
Anımsanacağı üzere gazetemiz Ka-
sım 1991 'de bir iç sorun yaşadı. Sek-
sen çalışanı gazeteden aynlınca satı-
şı 120 binden 35 bine düştü. Bu olay
gazetenin ekonomik dengelerini al-
tüst etti. Çalışanlar üç aylıklannı dahi
alamaz oldu. Beş aysonra yöneüm de-
ğişti. Hergün "Cumhuriyet Gazetecı-
lik ve MatbaacılıkAŞ "nin kapısına ala-
caklılar dayandı. Gazete, çalışanlann
özverileriyle toparlandı, satış 75 bine
çıktı, aylıklar ödenmeye, hatta TGS
ile toplusözleşmeye kadar giden, ge-
rilimfi ancak başanlı bir süreç yaşan-
dı. Borçiar ödeme planına baglandı.
Ancak ne var ki bir alacaklı, Türki-
ye'nin en eski ve bağımsız gazetesi
Cumhuriyet'e tıpkı bir kurt gibi "Ben
senıyiyeceğim" diye tutturdu. Cum-
huriyet daha önce Uzanlar'ın banka-
sından yüksek faizle kredı kullanmış-
tı. Yeni yönetım, Uzanlar'a, öte-
kiler gıbı borcun ödeme planı-
na göre ödeneceğini bildırdı.
Hayır kurt kuzuyu yiyecekti. O
günlerde bir gazetesi olmayan
Uzan Grubu Cumhuriyet'i ucu-
za kapatma azmindeydi. Çalışanlar
Kemal Uzan'a aracılar gönderdiler.
Hatta, hiç âdeti olmadığı halde Yayın
Kurulu Başkanı llhan Selçuk, birkaç
kez Uzan'a giderek çalışanlar adına
ricada bulundu. Sonuç değişmedi.
Kurt dişlerini bilemişti!
Sonrasında yaşanan olaylardan bir
sahneyi hiç unutmuyorum! lcra süre-
sinin son günü Uzanlar'ın avukatı, ic-
ra görevlileri gazetenin kapısına da-
yanmışlardı. Baskı makinesini hac-
zedip gazeteyi ele geçireceklerdi. Tüm
kapılan tutan çalışanlar, Tiryaki Ha-
san Paşa'nın "Kanije Savunması"
gibi ıcracılan içeriyesokmadılar. Eğer,
icraya gelenler o gün içenye girmiş ol-
salardı, bugün Cumhuriyet başlığının
altında, "Sahibi: Kemal Uzan" adını
görecektiniz! Oolaylannyaşandıgın-
da Ikitelli'ye taşınmış ve tencere tava
dağıtan "ÇiftetelliSüperrnarket'rned-
yası Cumhuriyet'i küçümseyen, Uzan-
lar'a destekverenyazılaryayımlamış,
o gün yaşanan olayın önemini anla-
yamamıştı. Şimdi bakıyorum da Uzan-
lar'ın yoteuzluklan çarşafçarşafyayım-
lanıyor, sekız sütuna yetmeyen baş-
lıklariçin 16 sütun bile kullanılıyor. Oy-
sa, bugün haber diye yazılanlann ço-
ğunu Cumhuriyet yıllardır yazmamış
mıydı? Cumhuriyet yazarken bugün-
kü kalemşortar o günlerde neredey-
diler? Uzanlar henüz onlann kuyruk-
lanna basmamışlardı.
Dörtgündur Türkiye Iş Bankası ça-
lışanlan ile emeklilerinden gelen ve
Uzanlar"! kınayan bıreysel kınama me-
tinterifaksımı küitiedi, elmek kutum dol-
du. Cumhuriyet, kurulduğundan be-
ri bireysel çıkariann değil Türk ulusu-
nun kalkınmasına adanmış bu güve-
nilir bankaya yönelik haksız saldınla-
nnı haberleştirmekten, çalışanlar ile
emekiilerin seslerini duyurmaktan ge-
ri durmadı.
Şimdi ben, bireysel olarak, bana
faksve elmek gönderen Iş Bankası ça-
lışanlan ile emeklilerine biraz sitem
etmek istiyorum. Neden yalnız, başı-
nız sıkıştığında Cumhuriyet ak-
lınıza geliyor? Çünkü ona gü-
veniyorsunuz. Peki Cumhuri-
yet'in başı sıkıştığında sizler
neredeydiniz? BÖyîe bir ekono-
mik ortamda dürüst ve toplum
çıkanna bankacılık, dürüst gazeteci-
lik yapmanın ne demek olduğunu siz
herkesten daha lyı bilirsinız? Arkasın-
da herhangı bir hdding olmayan Cum-
huriyet'in fiyatını 500 bin liraya çıkar-
masının ne anlama geldiğini herkes-
ten çok sizler daha iyi algılarsınız. Iş
Bankası çalışanlan ve emeklileri ba-
şınız sıkıştığında değil her gün biner
Cumhuriyet alsaydınız acaba siz de
bizde daha güçlü olmaz mıydık? Aca-
ba, biz Cumhuriyet çalışanlan ile siz
Türkiye Iş Bankası çalışanlannın bir-
likteliği kimı güçlendirir, kimleri sindi-
rirdi? Artık bu gerçeği görmeliyiz. Si-
ze yine bireysel bir önerim var. Siz de
biz de Atatürk'un kurumlanyız. Ama-
cımız ortak. Türk ulusunun aydınlığı-
na ve kalkınmasına Atatürk ilkeleri
doğrultusunda hizmet etmek değil
mi?. Cumhuriyet'in sahibi, çalışanla-
nnın kurduğu bir vakrf. Iş Bankası'nın
sermayesinın önemli bölümü ise siz
çalışanlann oluşturduğu Sandık Vakrf-
lannıza ait değil mı? Gelin, yeni Uzan-
lar'ın çıkmasını önleyecek, ulusumu-
zun aydınlığına ve kalkınmasına kat-
kıda bulunacak kurumsal bir işbıriiği-
ne doğru yürüyelim!
İsveç, Ankara'ya kadın elçi atadı
SonbahardaAnkaracfiptomasi ku-
listerinde yeni yüzler belirir, sürele-
rirti dokjuran diplomaöarAnkara'dan
ayrirfar. Bugünterde Isveç Büyükel-
ctsiHenrikUJe^BnveTurkeşJNil
deAnkara'ya vedaedecekler. Kariz-
mattk çjftfn Türkiye bağlannsn süre-
ceginden kuşkumuzyok. Bakalmay-
nlmadan önce Nil Uljegren Türki-
ye'deki günferi hakkmda nega» çar-
pıcf açıklamafar yapacak?
Artkara'nın "hancı"\an ofan biz
gazeteciler "yolcutan" uğurtarken
hanımıza gelecekyeni konuklan da
merak ederiz. Bir kadın olan Isveç
Dışişleri Bakanı Anna LJnctı, bir
kadın diplomatı Ankara'ya böyökei-
çi otarak atadı. 1955 doğumlu, tkj kız
annesiAnneDJsmorrfbütçetasar-
rufonedeniytekapatıian) Beyrut Bü-
yükejçiğfndenAnkara'ya gefiyor. Is-
veç, kıctemli bir diplomatını, üstelik
bir "büyûkelçisi"ni de IstanbuPa
"başkonsolos" olarak gönderiyor.
1942 doğumlu Ingmar Kartoonn
tki ülke arasında, özeffikteküttürel ve
ticari ilişkileri güctendirmek ama-
cıyla IstanbuPa geliyor. Ingittere'nm
de Sofya'daki eski "Büyükelçisî''
Roger Short'u Istanbul'a "başkon-
sofos" olarak atadığını duyurmuş-
tuk. Avrupa'ran 25 üfkesinden da-
ha kalabalık olan Istanbul'a artık,
t^o Türkiye'nin New York, Los An-
geies, Londra ve Paris'e "bûyüket-
çi" unvanlı diplomatlannı "başkon-
sotos" olarak göndermesi gib? ingŞ-
tere ve isveç'in de
a
öüyû/ce/ç/"leri-
ni "başkonsolos" unvanjyla Istan-
bul'a ataması önemli bir gelişme!
8r Ortadoğu uzmantolanyeni baş-
konsdosun sekiz kitabından "tstarn
ve Avrupa (Çatışma ya da Biriikte-
!/k)*kıtab\ dilimize de çevrifmtşti. fe-
tanbut'un hanası mestektaştanmın
Svenska Dagbladet gazetesfnin de
yazan olan Karisonn'u çok sıkça
göreceklerinden kuşkumuz yok.
Elmek: oacar@superonline.com Faks:0312-442 79 90
Köle ticareti için özür dilenip dilenmemesi gerektiği tartışması Avrupa'yı böldü
Esld defterler^ ldrli sayfalarDış Haberler Servisi - Gûney Afrika'nın
Durban kentinde devam eden Birleşmiş Mil-
letler (BM) Dünya Iıkçüıkla Mücadele Kon-
feransı'nda lsrail'e yönelen tepkıler ülkede
büyük öfke yaratırken konferansın ıkınci
önemli gündemini sömürgecilik dönemi uy-
gulamalan nedeniyle Avrupa ülkelerinin
Afrika'daki sömûrgelermden "önirdileme-
a" konusu oluşturdu. "Ozür diteme" ve ar-
dından gündeme gelecek olan tazminat ta-
lebiyle ilgüı tarüşmalar, Avrupa Birliği (AB)
ûlkeleri arasında görüş aynlığı yarattı.
Durban'da Israil devletinin Fihstinlilere yö-
nelikpolıtikalan nedeniyle ağır eleştıriler al-
ması, Israıllıler arasında "Yahudi düşman-
hgmmyenidenhmHamaa" ve
-îsrailin linç edilmesi" şek-
linde değerlendınlıyor. Isra-
ü'in en yûksek tirajlı gaze-
tesi Yediot Ahronot, dün 3
sayfasını konferansa ayınr-
ken "Hhfer bfle bu kadarmı
hayal edemezdi" diye yazdı.
Durban'daki yaklaşımlarla
Nazi ideolojisi arasında bir
fark olmadığını ilen süren
gazete, "Yahudilerdûm^mn
bir numaralı düşmanı ola-
rak gösterfliyoriar. Durban'da
oianiarın gerekçesi Yahudi
dûşmanlığı, FDjstinlUer sade-
ce bahane olarak kullanılı-
yor. Yahudüere duyuian nef-
ret FiKstinlilere duyuian aşk-
tan önce geliyor" dıye yazdı.
Gazete "Sanık sandalye-
sinde tsrail" başlıklı habe-
nnde de konferanstan siyo-
nizmi ırkçılıkla eşitleyen bir
karar çıkrnası halınde tsrail-
BM Uişkilerinin ciddi bir şe-
kilde zarar göreceğini belirt-
ti.
lngilız diplomatlan, sö-
mürgecilik döneminde yap-
tıklan köle ticareti ile ilgili
olarak "özürdilenmesi'' tar-
tışmasında, Avrupa ülkele-
rinin konferans öncesi çiz-
gilerine bağlı kalacaklannı
açıklarken, lspanya, Porte-
kız ve Hollanda'nın da bu
görüşe yakın olduğu bıldiri-
liyor. AB Dönem Başkanı
Belçika'nm da içinde bulun-
duğu diğer Avrupa ûlkeleri
ise Afrikah ve siyah Ameri-
kalılann "özür" talebınin ye-
rine getirilmesıne daha sıcak
bakıyor. Insan haklan savu-
nucusu Jesse Jackson'ın, bu
• BM Irkçılıkla Mücadele Konferansı'na evsahipliği yapan
Durban'da günlerdir, soykırım, ırkçılık, Yahudi dûşmanlığı, köle
ticareti gibi utanç verici kavramlar tartışıhyor. ABD ve îsrail
delegelerini konferanstan çekti.
gesi olduğunu söyledığı bildiriliyor.
ABD ve Israil çekildi
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell,
GuneyA&ika'nın Durban kentinde yapılan
Dünya Irkçılıkla Mücadele Konferansrna
katılanABDheyetiniçektı. Irkçılığa karşı
uluslararası mücadelenin önemi ve
konferansın bu mücadeleye katkıda
bulunabileceği umuduyla katıldıkları
konferanstan çekilme karannı üzülerek
aldığmı belirten Powell, konferansın
başarılı olmasının mümkün olmadığı
karanna vardığını kaydetti. Bu arada,
Israil Dışişleri Bakanı Şimon Peres de
konferansta Israil ve Yahudi dûşmanlığı
ifadeler kullanılması nedeniyle Israil
heyetini çekme karan aldıklannı söyledi.
israflB Araplar, Israil yönetiınjnin tutumanu protesto için gösteri düzenlediler. (Fotoğraf: AP)
IşçiPartisi'nde zorseçim
ülkelerin "özûr'' konusun-
daki isteksizliğinin sömür-
geci geçmişlerinden "gurur
duyduklan"nın bir göster-
TELAVİV(AA)-Israil'delş-
çi Partisi, uğradığı büyük seçim
yenilgisinden sonra ıstifa eden
EhudBarak'm yenne bugün ye-
ni liderini seçiyor. Ülke genelin-
de oy kullanacak 120 bin dele-
ge, Savunma Bakanı Benyamin
Ben ESezer ile Meclis Başkanı
Avraham Burg arasında tercih
yapacak.
Son kamuoyu yoklamalann-
da Ben Eliezer, fsraillilerin yüz-
de 41 'inin oyunu alırken Burg
yüzde 44 oranında destek aldı.
Yoklama, taraftarlann iki adayın
da 2003'te yapılacak secimler-
de başbakan olabileceğıne inan-
madıklannı ortaya koydu. Eski
banş eylemcisi, ılımlı dinci
Burg'un taraftarlan, liderliğe
gelmesi halinde Filistinlilerle
banş görüşmelerinin yolunu ye-
niden açacağını savunuyot Kar-
şıtlan ise Israil halkı sağa kayar-
ken daha*sola gidecek bir Işçi
Partisi'nin kaçımlmaz olarak
yok olacağını sa%'unuyor.
Yandaşlan iseBen Elıezer'm,
Israil Başbakanı ArfelŞaron'un
sertlik pohtıkasmı bazen des-
tekleyerek bazen dengeleyerek
tsrail halkınuı güvenlik endişe-
si ilebanş isteği arasındabir yol
bulduğunu, bu yolun partiyi ye-
niden iktidara taşıyabıleceğıni
savunuyor.
Bu arada, Batı Şeria'nm El
Halil kentinde Israil askerleny—
le silahlı çatışmaya giren Filis-
tinliler'den2'si öldü, 28'ı yara-
landı. Filistınlı kaynaklar, bir
Fiüstinlinin başına 2 mermi isa-
betettiğinibelirttiler. Çaöşma-
da 2 İsrail askerinin de hafif
şekilde yaralandığı büdirildi.
Ku Klux Klan
Irkçı
dehşet
WASHINGTON (AA) -
ABD'de iki beyaz erkek,
siyah bir kadının
göğsüne, ırkçı Ku Klux
Klan örgütünün
başharflerini kazıdı.
Adı açıklanmayan 32
yaşmdaki kadm,
kendisinı kaçıran iki
kişinin göğsüne "KKK"
harflerini
kazımalanndan sonra
ağır yaralı olarak
hastaneye kalduıldı.
Kadının kafasma ağır
bir cisimle vurulduğu,
vücudunda yaralar
olduğu belirtildi.
PoUs araş&rma başlattı
Kadınuı ifadelerinden
yola çıkan polis, söz
konusu iki kişiyi bulmak
için geniş çaplı bir
arama başlattı. Kadın,
Texarkana gazetesine
yaptığı açıklamada,
çarşamba akşamı evine
yürürken, kendisine
yaklaşan bir
kamyonetteki iki kişı
tarafından kaçınldığını
söyledi. Kadın,
kendisine ırkçı sözler
söyleyen bu kişilerin
başlannda beyaz
kukuletalar
bulunduğunu belirtti.
Kendısının koşmaya
başladığını, ancak bu
kişilere yakalandığmı
bildiren kadm, kafasma
bir cisim vurularak zorla
araca bındirildığını,
bundan sonrasmı
hatırlamadığını söyledi.
Siyah kadın, bütün gece
bilmediği bir bölgede
tutulduktan sonra
kamyonetle bir yerde
bu-aİuldığmı anlattı.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM temsilcisi Alvaro de Soto ile bir araya geldi
Kıbns'ta yeni bir ortaklık için egzersiz
Denktaş, sorulan yanıtladı.
LEFKOŞA (AA) - KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbns'ta
iki eşit taraf arasında, eşit koşullarda
yeni bir ortaklık kurmaya çalıştıklannı
söyledi. Cumhurbaşkanı Denktaş,
Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri'nin Kıbns Özel
Temsilcisi AKaro de Soto ile
yaklaşık iki saat süren görüşmesinin
ardından, gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Denktaş, "yapmaya
çahşdklannm, iki eşit taraf arasında, eşit
koşullarda yeni bir ortakhk kunna
yönünde egzersiz yapmak" olduğunu,
De Soto'nun da bunun için çaba
harcadığım ifade etti.
'Kıbns raporu çok önemli değil'
Denktaş, De Soto'nun temaslanyla BM
Genel Sekreteri'nin 12 Eylül
açıklamasmda ortaya koyduğu,
"Kıbns'ta iki eşit taraf var, taraflar
birbirine tahakküm etmez" yönünde
önceden ortaya konulmuş olan kriterleri
Rum tarafinın kabul edip etmediğini
göreceklerini ifade etti. Rauf Denktaş,
Avrupa Parlamentosu üyesi Jack
Poos'un Kıbns raporuyla ilgili bir soru
üzerine de, "bu raporun fazJa
böyfitûlmemesi gerektiğini" belirtti ve
"raporun çok önemli bir rapor
olmadığın]'
7
söyledi.
Rum gazetecilerin "Zaman darahyor"
yönündeki sözleri üzenne ise Denktaş,
"38 yıkür bu zaman darabnadı, şimdi 38
saatte mi daralacak" diye karşılık verdi.
Alvaro de Soto, Cumhurbaşkanı
Denktaş ile bir araya gelmeden önce,
Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides
ile dördüncü görüşmesim yaptı. De
Soto'nun temaslannı bugün
tamamlaması bekleniyor.
KUZEY tRLANDA
Katolikler okula
korkuyla başladı
• llkokul öğrencilerinin Katolik Holly Cross'a
girmesini engellemeye çalışan bir grup Protestan,
polisle çatıştı. Protestanlar binaya da taş ve şişe firlattı.
BELFAST (Ajanslar) - Ku-
zey Irlanda'da okullar yeni öğ-
retim yılına çatışmayla girdi.
Katolik ilkokul çocuklannın
Protestan mahallesinde bulu-
nan okullanna gelmelenne en-
gel ohnaya çalışan Protestan-
lar, polisle çatıştı.
Glenbryn bölgesinden gelen
yaklaşık 200 kadar Protestan,
Katolik ilkokulu Holly Cross'un
ana giriş kapısuıın bulunduğu
Ardoyne sokağını kapatarak,
Katoliklerin buradan geçmesi-
ni engellemeye çalıştı. Yaz ta-
tilinin ardından ilk öğretim gü-
nü öncesinde Protestanlann Ka-
tolikleri engelleme girişiminde
bulunmalan ihtimaliyle önceki
geceden itibaren yaşanmaya
başlanan gerginlik, dün sabah
had safhaya vardı. Sabahm er-
ken saatlerinden itibaren 200'e
yakın Protestanın oluşturduğu
bir topluluk, Katohk çocuklann
polis kordonu altında okula so-
kulmalan girişimini protesto
ederken, okullanna girmeye ça-
lışan Katolik çocuklann büyük
bir korku yaşadıklan gözlendi.
Cocuklar Holly Cross'a gir-
dikten sonra bazı Protestanlar
binaya şişe ve tuğla fırlattılar.
Polis önlemekte kararü
Okullanna kordon altında
girmek zorunda kalan çocuk-
lannın bu durumunu üzüntüy-
le izleyen Katolik anne-baba-
lar ise, "Bu yaşananlar sonra-
sında hangi eğitim veriürse ve-
rflsin, nıbJanndaderinyaralar
Okullanna girmeye çalışan Katolik cocuklar büyük bir korku yaşadılar. (Fotoğraf: AP)
açılançocuklanmızınsağbkhve
başanlı olma ihtimalleri bu-
luıunuyor" dedi.
Polis şefi Alan McQuillan
da küçücük çocuklann okula
ginşlerinin bile bir polis kor-
donu gerektirir hale gelmesin-
den duyduğu rahatsızlığı dile
getinrken. "En büyük korku-
muz ne yazıkki gerçekhale gel-
di'' şeklinde konuştu. McQu-
illan, kendisine bağlı güçlerin
gerekirse her gün aynı kordo-
nu oluşruracağını ve eğitim
haklan kutsal sayılan ilkokul
çocuklannın okullanna girme-
lerinin önlenmesi girişimine
engel olacaklannı vurguladı.
Proteston ve Katolik gençler
arasında önceki gece de gergin-
lik yaşanmış, taraflar hem bir-
birleriyle, hem de kendilerine
engel olmak isteyen pohs güç-
leriyle çatışmıştı.