19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF* CUMHURİYET 4EYLÜL2001SAU 10 DUNYA VE TURKIYE KAVŞAK OZGEN ACAR Dolar 7000! Ura Nereye Gidiyor' Türkiye'deki bazı olaylara, çoğun- lutöa "Cumhuıiyet" çalışanı olarak baktığım zaman, tüylerim diken diken oluyor! Neden mi? Birkaç örnek ve- relirn. Işadamlan, dolar "dışan", lira "ıçeri" dıye bir kampanya başlattılar! Hayret artık, (moda deyimiyle) dolar "in". Türk Lirası "out" denilmiyor! TL'ye saygmJık kazandırmak için adım- lar atıldı, girişimler başlatıldı. Ankara Ticaret Odası, üyelerine do- larla ticareti "yasakladı". Hani liberal (serbest) ekonomide "yasak" yoktu, ekonomiyi "arz-talep" belirlerdi? Ha- ni "Bırakın yapsınlar, bırakın etsin- fer'di? Yasaklı serbest ekonomi olur mu? Baş- bakan Bülent Ecevft, "TL'ye itibar" çağnsına imzası ile katıîdı. Ozür dilerim ama, TL'nin say- gınlık kazanmasında baş sorumlu bu ülkenin "başbakanı" değil mi? Çağnyı vatandaş, ge- reğini başbakan yap- maz mı? Yakında Ece- vit, Rahşan Hanım'ın kofuna girmiş olarak, Kızılay'da "Dolar dışa- n, lira Içeri" diye gös- teri yaparsa hiç şaşır- mayalım. Diyanet Işle- ri Başkanlığı Tûrk Li- rası ıle alışveriş için ca- milerde hutbe" okut- muş. Desenıze işimiz artıkAllah'a kal- dı. ABD'den getirilen dervişten de mi umut kesildi? Bu işte bir gariplik var! Dış satış ile turizm geliri artsın; dış alış azalsın, diye dolar 1.2 milyon TL düzeyine çıkanlmamış mıydı? DoJar 1.5 milyon TL oJuncadaha çok dışsatım yapar, daha çok turist gel- mez mi?_Dtşalım daha da azalmaz mı? Turgut Özal'dan ben uygulanan bu yöntem şimdi durup dururken, Al- lah'ın inayeti, Ecevit'im imzası, Anka- lira nerove gidi>or? 28Mayıs1992tarihli Cumhuıiyet gazetesi ra Ticaret Odası'nın yasaklaması ile neden tersine çevriliyor? Cumhuriyet gazetesi 28 Mayıs 1992'de çift ön sayfa ile çıkmıştı. Bi- rinci ön sayfanın tümünü kaplayan bir grafik, Özal'dan sonra dolar karşı- sında Türk Urası'nın nasıl çöktüğü- nü açık seçik ortaya koyuyordu. Say- fanın sekiz sütun başlığında "Lira ne- reyegidiyor" $orusuvarü\. Ikind baş- lıkta "Dolar 7000 lira" deniliyordu. Dtkkat, 70 bin değil, 700 bin değil, yal- nızca 7 bin liracık ıdi! Bugün değil bu paraya 70 bin liraya bile "ihtiyaç mo- lası" verilemez. Düşünebiliyor mu- sunuz, o günkü gra- fiğiaynıölçülerde bu- gün yapmak gerek- seydialtalta200ga- zete boyunda bir alan gerekecekti? Şimdi Ankara Ticaret Oda- sı'na, Başbakan ve ortaklarına, Diyanet Işleri Başkanlığı'na vegelmişgeçmişsi- yasacılara sonmak hakkımız değil mi? "Cumhuriyet" dokuz yıl önce bu uyarıyı yapttğında aklınız ne- redeydi? Bugün cev- her yumurtlamak için dokuz yıllık bir kuluç- ka dönemi mi gerekfiy- di? Hani, Tom ve Jerry adlı kedi-fare çizgi filminde sıkça kullanılan bir anlatım vardır. Bir an kedi, farenin ne yaptığını al- gılamaz, argo deyimiyle ancak son- radan "jetonu düşer" ve fareyi ko- valamaya başlar. İşte Tom gibi ba- zılannın da jetonlan, Cumhuriyet'in bu uyansından tam dokuz yıl son- ra düştü. (Inşallah düşmüştür!) Tan- n, Türk'ü Tom gibi geri zekâlılardan ve bir dolann 15 milyon lira olduğu günleri görmekten korusun! Başımız sıkışmadan dayanışma! Anımsanacağı üzere gazetemiz Ka- sım 1991 'de bir iç sorun yaşadı. Sek- sen çalışanı gazeteden aynlınca satı- şı 120 binden 35 bine düştü. Bu olay gazetenin ekonomik dengelerini al- tüst etti. Çalışanlar üç aylıklannı dahi alamaz oldu. Beş aysonra yöneüm de- ğişti. Hergün "Cumhuriyet Gazetecı- lik ve MatbaacılıkAŞ "nin kapısına ala- caklılar dayandı. Gazete, çalışanlann özverileriyle toparlandı, satış 75 bine çıktı, aylıklar ödenmeye, hatta TGS ile toplusözleşmeye kadar giden, ge- rilimfi ancak başanlı bir süreç yaşan- dı. Borçiar ödeme planına baglandı. Ancak ne var ki bir alacaklı, Türki- ye'nin en eski ve bağımsız gazetesi Cumhuriyet'e tıpkı bir kurt gibi "Ben senıyiyeceğim" diye tutturdu. Cum- huriyet daha önce Uzanlar'ın banka- sından yüksek faizle kredı kullanmış- tı. Yeni yönetım, Uzanlar'a, öte- kiler gıbı borcun ödeme planı- na göre ödeneceğini bildırdı. Hayır kurt kuzuyu yiyecekti. O günlerde bir gazetesi olmayan Uzan Grubu Cumhuriyet'i ucu- za kapatma azmindeydi. Çalışanlar Kemal Uzan'a aracılar gönderdiler. Hatta, hiç âdeti olmadığı halde Yayın Kurulu Başkanı llhan Selçuk, birkaç kez Uzan'a giderek çalışanlar adına ricada bulundu. Sonuç değişmedi. Kurt dişlerini bilemişti! Sonrasında yaşanan olaylardan bir sahneyi hiç unutmuyorum! lcra süre- sinin son günü Uzanlar'ın avukatı, ic- ra görevlileri gazetenin kapısına da- yanmışlardı. Baskı makinesini hac- zedip gazeteyi ele geçireceklerdi. Tüm kapılan tutan çalışanlar, Tiryaki Ha- san Paşa'nın "Kanije Savunması" gibi ıcracılan içeriyesokmadılar. Eğer, icraya gelenler o gün içenye girmiş ol- salardı, bugün Cumhuriyet başlığının altında, "Sahibi: Kemal Uzan" adını görecektiniz! Oolaylannyaşandıgın- da Ikitelli'ye taşınmış ve tencere tava dağıtan "ÇiftetelliSüperrnarket'rned- yası Cumhuriyet'i küçümseyen, Uzan- lar'a destekverenyazılaryayımlamış, o gün yaşanan olayın önemini anla- yamamıştı. Şimdi bakıyorum da Uzan- lar'ın yoteuzluklan çarşafçarşafyayım- lanıyor, sekız sütuna yetmeyen baş- lıklariçin 16 sütun bile kullanılıyor. Oy- sa, bugün haber diye yazılanlann ço- ğunu Cumhuriyet yıllardır yazmamış mıydı? Cumhuriyet yazarken bugün- kü kalemşortar o günlerde neredey- diler? Uzanlar henüz onlann kuyruk- lanna basmamışlardı. Dörtgündur Türkiye Iş Bankası ça- lışanlan ile emeklilerinden gelen ve Uzanlar"! kınayan bıreysel kınama me- tinterifaksımı küitiedi, elmek kutum dol- du. Cumhuriyet, kurulduğundan be- ri bireysel çıkariann değil Türk ulusu- nun kalkınmasına adanmış bu güve- nilir bankaya yönelik haksız saldınla- nnı haberleştirmekten, çalışanlar ile emekiilerin seslerini duyurmaktan ge- ri durmadı. Şimdi ben, bireysel olarak, bana faksve elmek gönderen Iş Bankası ça- lışanlan ile emeklilerine biraz sitem etmek istiyorum. Neden yalnız, başı- nız sıkıştığında Cumhuriyet ak- lınıza geliyor? Çünkü ona gü- veniyorsunuz. Peki Cumhuri- yet'in başı sıkıştığında sizler neredeydiniz? BÖyîe bir ekono- mik ortamda dürüst ve toplum çıkanna bankacılık, dürüst gazeteci- lik yapmanın ne demek olduğunu siz herkesten daha lyı bilirsinız? Arkasın- da herhangı bir hdding olmayan Cum- huriyet'in fiyatını 500 bin liraya çıkar- masının ne anlama geldiğini herkes- ten çok sizler daha iyi algılarsınız. Iş Bankası çalışanlan ve emeklileri ba- şınız sıkıştığında değil her gün biner Cumhuriyet alsaydınız acaba siz de bizde daha güçlü olmaz mıydık? Aca- ba, biz Cumhuriyet çalışanlan ile siz Türkiye Iş Bankası çalışanlannın bir- likteliği kimı güçlendirir, kimleri sindi- rirdi? Artık bu gerçeği görmeliyiz. Si- ze yine bireysel bir önerim var. Siz de biz de Atatürk'un kurumlanyız. Ama- cımız ortak. Türk ulusunun aydınlığı- na ve kalkınmasına Atatürk ilkeleri doğrultusunda hizmet etmek değil mi?. Cumhuriyet'in sahibi, çalışanla- nnın kurduğu bir vakrf. Iş Bankası'nın sermayesinın önemli bölümü ise siz çalışanlann oluşturduğu Sandık Vakrf- lannıza ait değil mı? Gelin, yeni Uzan- lar'ın çıkmasını önleyecek, ulusumu- zun aydınlığına ve kalkınmasına kat- kıda bulunacak kurumsal bir işbıriiği- ne doğru yürüyelim! İsveç, Ankara'ya kadın elçi atadı SonbahardaAnkaracfiptomasi ku- listerinde yeni yüzler belirir, sürele- rirti dokjuran diplomaöarAnkara'dan ayrirfar. Bugünterde Isveç Büyükel- ctsiHenrikUJe^BnveTurkeşJNil deAnkara'ya vedaedecekler. Kariz- mattk çjftfn Türkiye bağlannsn süre- ceginden kuşkumuzyok. Bakalmay- nlmadan önce Nil Uljegren Türki- ye'deki günferi hakkmda nega» çar- pıcf açıklamafar yapacak? Artkara'nın "hancı"\an ofan biz gazeteciler "yolcutan" uğurtarken hanımıza gelecekyeni konuklan da merak ederiz. Bir kadın olan Isveç Dışişleri Bakanı Anna LJnctı, bir kadın diplomatı Ankara'ya böyökei- çi otarak atadı. 1955 doğumlu, tkj kız annesiAnneDJsmorrfbütçetasar- rufonedeniytekapatıian) Beyrut Bü- yükejçiğfndenAnkara'ya gefiyor. Is- veç, kıctemli bir diplomatını, üstelik bir "büyûkelçisi"ni de IstanbuPa "başkonsolos" olarak gönderiyor. 1942 doğumlu Ingmar Kartoonn tki ülke arasında, özeffikteküttürel ve ticari ilişkileri güctendirmek ama- cıyla IstanbuPa geliyor. Ingittere'nm de Sofya'daki eski "Büyükelçisî'' Roger Short'u Istanbul'a "başkon- sofos" olarak atadığını duyurmuş- tuk. Avrupa'ran 25 üfkesinden da- ha kalabalık olan Istanbul'a artık, t^o Türkiye'nin New York, Los An- geies, Londra ve Paris'e "bûyüket- çi" unvanlı diplomatlannı "başkon- sotos" olarak göndermesi gib? ingŞ- tere ve isveç'in de a öüyû/ce/ç/"leri- ni "başkonsolos" unvanjyla Istan- bul'a ataması önemli bir gelişme! 8r Ortadoğu uzmantolanyeni baş- konsdosun sekiz kitabından "tstarn ve Avrupa (Çatışma ya da Biriikte- !/k)*kıtab\ dilimize de çevrifmtşti. fe- tanbut'un hanası mestektaştanmın Svenska Dagbladet gazetesfnin de yazan olan Karisonn'u çok sıkça göreceklerinden kuşkumuz yok. Elmek: [email protected] Faks:0312-442 79 90 Köle ticareti için özür dilenip dilenmemesi gerektiği tartışması Avrupa'yı böldü Esld defterler^ ldrli sayfalarDış Haberler Servisi - Gûney Afrika'nın Durban kentinde devam eden Birleşmiş Mil- letler (BM) Dünya Iıkçüıkla Mücadele Kon- feransı'nda lsrail'e yönelen tepkıler ülkede büyük öfke yaratırken konferansın ıkınci önemli gündemini sömürgecilik dönemi uy- gulamalan nedeniyle Avrupa ülkelerinin Afrika'daki sömûrgelermden "önirdileme- a" konusu oluşturdu. "Ozür diteme" ve ar- dından gündeme gelecek olan tazminat ta- lebiyle ilgüı tarüşmalar, Avrupa Birliği (AB) ûlkeleri arasında görüş aynlığı yarattı. Durban'da Israil devletinin Fihstinlilere yö- nelikpolıtikalan nedeniyle ağır eleştıriler al- ması, Israıllıler arasında "Yahudi düşman- hgmmyenidenhmHamaa" ve -îsrailin linç edilmesi" şek- linde değerlendınlıyor. Isra- ü'in en yûksek tirajlı gaze- tesi Yediot Ahronot, dün 3 sayfasını konferansa ayınr- ken "Hhfer bfle bu kadarmı hayal edemezdi" diye yazdı. Durban'daki yaklaşımlarla Nazi ideolojisi arasında bir fark olmadığını ilen süren gazete, "Yahudilerdûm^mn bir numaralı düşmanı ola- rak gösterfliyoriar. Durban'da oianiarın gerekçesi Yahudi dûşmanlığı, FDjstinlUer sade- ce bahane olarak kullanılı- yor. Yahudüere duyuian nef- ret FiKstinlilere duyuian aşk- tan önce geliyor" dıye yazdı. Gazete "Sanık sandalye- sinde tsrail" başlıklı habe- nnde de konferanstan siyo- nizmi ırkçılıkla eşitleyen bir karar çıkrnası halınde tsrail- BM Uişkilerinin ciddi bir şe- kilde zarar göreceğini belirt- ti. lngilız diplomatlan, sö- mürgecilik döneminde yap- tıklan köle ticareti ile ilgili olarak "özürdilenmesi'' tar- tışmasında, Avrupa ülkele- rinin konferans öncesi çiz- gilerine bağlı kalacaklannı açıklarken, lspanya, Porte- kız ve Hollanda'nın da bu görüşe yakın olduğu bıldiri- liyor. AB Dönem Başkanı Belçika'nm da içinde bulun- duğu diğer Avrupa ûlkeleri ise Afrikah ve siyah Ameri- kalılann "özür" talebınin ye- rine getirilmesıne daha sıcak bakıyor. Insan haklan savu- nucusu Jesse Jackson'ın, bu • BM Irkçılıkla Mücadele Konferansı'na evsahipliği yapan Durban'da günlerdir, soykırım, ırkçılık, Yahudi dûşmanlığı, köle ticareti gibi utanç verici kavramlar tartışıhyor. ABD ve îsrail delegelerini konferanstan çekti. gesi olduğunu söyledığı bildiriliyor. ABD ve Israil çekildi ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, GuneyA&ika'nın Durban kentinde yapılan Dünya Irkçılıkla Mücadele Konferansrna katılanABDheyetiniçektı. Irkçılığa karşı uluslararası mücadelenin önemi ve konferansın bu mücadeleye katkıda bulunabileceği umuduyla katıldıkları konferanstan çekilme karannı üzülerek aldığmı belirten Powell, konferansın başarılı olmasının mümkün olmadığı karanna vardığını kaydetti. Bu arada, Israil Dışişleri Bakanı Şimon Peres de konferansta Israil ve Yahudi dûşmanlığı ifadeler kullanılması nedeniyle Israil heyetini çekme karan aldıklannı söyledi. israflB Araplar, Israil yönetiınjnin tutumanu protesto için gösteri düzenlediler. (Fotoğraf: AP) IşçiPartisi'nde zorseçim ülkelerin "özûr'' konusun- daki isteksizliğinin sömür- geci geçmişlerinden "gurur duyduklan"nın bir göster- TELAVİV(AA)-Israil'delş- çi Partisi, uğradığı büyük seçim yenilgisinden sonra ıstifa eden EhudBarak'm yenne bugün ye- ni liderini seçiyor. Ülke genelin- de oy kullanacak 120 bin dele- ge, Savunma Bakanı Benyamin Ben ESezer ile Meclis Başkanı Avraham Burg arasında tercih yapacak. Son kamuoyu yoklamalann- da Ben Eliezer, fsraillilerin yüz- de 41 'inin oyunu alırken Burg yüzde 44 oranında destek aldı. Yoklama, taraftarlann iki adayın da 2003'te yapılacak secimler- de başbakan olabileceğıne inan- madıklannı ortaya koydu. Eski banş eylemcisi, ılımlı dinci Burg'un taraftarlan, liderliğe gelmesi halinde Filistinlilerle banş görüşmelerinin yolunu ye- niden açacağını savunuyot Kar- şıtlan ise Israil halkı sağa kayar- ken daha*sola gidecek bir Işçi Partisi'nin kaçımlmaz olarak yok olacağını sa%'unuyor. Yandaşlan iseBen Elıezer'm, Israil Başbakanı ArfelŞaron'un sertlik pohtıkasmı bazen des- tekleyerek bazen dengeleyerek tsrail halkınuı güvenlik endişe- si ilebanş isteği arasındabir yol bulduğunu, bu yolun partiyi ye- niden iktidara taşıyabıleceğıni savunuyor. Bu arada, Batı Şeria'nm El Halil kentinde Israil askerleny— le silahlı çatışmaya giren Filis- tinliler'den2'si öldü, 28'ı yara- landı. Filistınlı kaynaklar, bir Fiüstinlinin başına 2 mermi isa- betettiğinibelirttiler. Çaöşma- da 2 İsrail askerinin de hafif şekilde yaralandığı büdirildi. Ku Klux Klan Irkçı dehşet WASHINGTON (AA) - ABD'de iki beyaz erkek, siyah bir kadının göğsüne, ırkçı Ku Klux Klan örgütünün başharflerini kazıdı. Adı açıklanmayan 32 yaşmdaki kadm, kendisinı kaçıran iki kişinin göğsüne "KKK" harflerini kazımalanndan sonra ağır yaralı olarak hastaneye kalduıldı. Kadının kafasma ağır bir cisimle vurulduğu, vücudunda yaralar olduğu belirtildi. PoUs araş&rma başlattı Kadınuı ifadelerinden yola çıkan polis, söz konusu iki kişiyi bulmak için geniş çaplı bir arama başlattı. Kadın, Texarkana gazetesine yaptığı açıklamada, çarşamba akşamı evine yürürken, kendisine yaklaşan bir kamyonetteki iki kişı tarafından kaçınldığını söyledi. Kadın, kendisine ırkçı sözler söyleyen bu kişilerin başlannda beyaz kukuletalar bulunduğunu belirtti. Kendısının koşmaya başladığını, ancak bu kişilere yakalandığmı bildiren kadm, kafasma bir cisim vurularak zorla araca bındirildığını, bundan sonrasmı hatırlamadığını söyledi. Siyah kadın, bütün gece bilmediği bir bölgede tutulduktan sonra kamyonetle bir yerde bu-aİuldığmı anlattı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM temsilcisi Alvaro de Soto ile bir araya geldi Kıbns'ta yeni bir ortaklık için egzersiz Denktaş, sorulan yanıtladı. LEFKOŞA (AA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbns'ta iki eşit taraf arasında, eşit koşullarda yeni bir ortaklık kurmaya çalıştıklannı söyledi. Cumhurbaşkanı Denktaş, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbns Özel Temsilcisi AKaro de Soto ile yaklaşık iki saat süren görüşmesinin ardından, gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Denktaş, "yapmaya çahşdklannm, iki eşit taraf arasında, eşit koşullarda yeni bir ortakhk kunna yönünde egzersiz yapmak" olduğunu, De Soto'nun da bunun için çaba harcadığım ifade etti. 'Kıbns raporu çok önemli değil' Denktaş, De Soto'nun temaslanyla BM Genel Sekreteri'nin 12 Eylül açıklamasmda ortaya koyduğu, "Kıbns'ta iki eşit taraf var, taraflar birbirine tahakküm etmez" yönünde önceden ortaya konulmuş olan kriterleri Rum tarafinın kabul edip etmediğini göreceklerini ifade etti. Rauf Denktaş, Avrupa Parlamentosu üyesi Jack Poos'un Kıbns raporuyla ilgili bir soru üzerine de, "bu raporun fazJa böyfitûlmemesi gerektiğini" belirtti ve "raporun çok önemli bir rapor olmadığın]' 7 söyledi. Rum gazetecilerin "Zaman darahyor" yönündeki sözleri üzenne ise Denktaş, "38 yıkür bu zaman darabnadı, şimdi 38 saatte mi daralacak" diye karşılık verdi. Alvaro de Soto, Cumhurbaşkanı Denktaş ile bir araya gelmeden önce, Rum yönetimi lideri Glafkos Klerides ile dördüncü görüşmesim yaptı. De Soto'nun temaslannı bugün tamamlaması bekleniyor. KUZEY tRLANDA Katolikler okula korkuyla başladı • llkokul öğrencilerinin Katolik Holly Cross'a girmesini engellemeye çalışan bir grup Protestan, polisle çatıştı. Protestanlar binaya da taş ve şişe firlattı. BELFAST (Ajanslar) - Ku- zey Irlanda'da okullar yeni öğ- retim yılına çatışmayla girdi. Katolik ilkokul çocuklannın Protestan mahallesinde bulu- nan okullanna gelmelenne en- gel ohnaya çalışan Protestan- lar, polisle çatıştı. Glenbryn bölgesinden gelen yaklaşık 200 kadar Protestan, Katolik ilkokulu Holly Cross'un ana giriş kapısuıın bulunduğu Ardoyne sokağını kapatarak, Katoliklerin buradan geçmesi- ni engellemeye çalıştı. Yaz ta- tilinin ardından ilk öğretim gü- nü öncesinde Protestanlann Ka- tolikleri engelleme girişiminde bulunmalan ihtimaliyle önceki geceden itibaren yaşanmaya başlanan gerginlik, dün sabah had safhaya vardı. Sabahm er- ken saatlerinden itibaren 200'e yakın Protestanın oluşturduğu bir topluluk, Katohk çocuklann polis kordonu altında okula so- kulmalan girişimini protesto ederken, okullanna girmeye ça- lışan Katolik çocuklann büyük bir korku yaşadıklan gözlendi. Cocuklar Holly Cross'a gir- dikten sonra bazı Protestanlar binaya şişe ve tuğla fırlattılar. Polis önlemekte kararü Okullanna kordon altında girmek zorunda kalan çocuk- lannın bu durumunu üzüntüy- le izleyen Katolik anne-baba- lar ise, "Bu yaşananlar sonra- sında hangi eğitim veriürse ve- rflsin, nıbJanndaderinyaralar Okullanna girmeye çalışan Katolik cocuklar büyük bir korku yaşadılar. (Fotoğraf: AP) açılançocuklanmızınsağbkhve başanlı olma ihtimalleri bu- luıunuyor" dedi. Polis şefi Alan McQuillan da küçücük çocuklann okula ginşlerinin bile bir polis kor- donu gerektirir hale gelmesin- den duyduğu rahatsızlığı dile getinrken. "En büyük korku- muz ne yazıkki gerçekhale gel- di'' şeklinde konuştu. McQu- illan, kendisine bağlı güçlerin gerekirse her gün aynı kordo- nu oluşruracağını ve eğitim haklan kutsal sayılan ilkokul çocuklannın okullanna girme- lerinin önlenmesi girişimine engel olacaklannı vurguladı. Proteston ve Katolik gençler arasında önceki gece de gergin- lik yaşanmış, taraflar hem bir- birleriyle, hem de kendilerine engel olmak isteyen pohs güç- leriyle çatışmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle