Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
îmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı İbrahinı
Vıldız • YazıışlenMüdüni Safim
Alpaslan # Sorumlu Mudur
Fikret İlkiz • Haber Merkezı
Müdürü' Hakan Kara
tstıhbarat Cengiz Yıldırım • Ekonomı Özlem
Yü/ak 0 Kûltur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami
Karaörcn 0 Duzeltme Abdullah V azıcı • Bılgı-
Beige Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehmet
Faraç 0 Avrupa Temsılcısı Güray Öz
Yayın Kuıulu tlhan Sdçak
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şükran
Soner,tbrahim Yıkhz,Orhan
Bursalı, Mustafa Balbay,
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatüık Bulvan Nc
125,Kaf4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (7 bal), Faks
4195027 • lzmır Temsılcısr Serdar Kınk, H Zıya Blv
1352 S 23 Tel 4411220, Faks-4419117 •AdanaTansücıa
Çetin Yiğenoğiu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat:l, Tel: 363
12 11. Faks 363 12 15
Müessese Müdürü- Erol
Erkut # Koordınator
Ahmet Korulsan 0 Mu-
hasebe: Bülent Vener 0
tdare Hüseyin Gürer
0 Satış Fazilet Knza
REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel
Mudur Cülbin ErduranOKooniınatör
Reha Işıtman # Genel Mudürtrd
Sevda Çoban 0 Fınansman Müdürû
Çetin Erduran Tel 0212 514 <F 53 -
513 8460-61, Faks 0212 513 84 63
\aMmla.ian *e Basan: ^ enı Gun Haber Ajansı Basın ve Yavıncılık7\ Ş
TurkocağıCad 19 41 Cağaloglu 34334 tstanbul PK 246 - Sırkecı 34435 İstanbul
Tel |0 212)512 05 O^lZOhat)
Faks. (0*212)513 85 95
www.cumhuriyet.com.tr 4EYLUL2001 Imsak:4.54 Güneş: 6.26 Öğle: 13.10 Ikindi: 16.47 Akşam: 19.41 Yatsı: 21.06
Laboratuvarda
kan üretilecekVYASHİNGTON (AA) -
ABD'li bilim adamlan,
insan embriyosu kök hüc-
relerini, ilk kez kan hücre-
lerine dönüştürdü. Bilim
adamlannın bu başansı,
tıbbi tedavilerde kan sağ-
lanması açısından önemli
bir adım olarak jjörülüyor.
Wisconsüı Universite-
si'ndeki araştırmacılar, bu
çahşmalannın, kan hücre-
lerinin nasıl geliştiğinin
anlaşılmasına ve kan nakli
için laboratuvar ortamında
kan üretilmesi için kaynak
yaratılmasma imkân sağ-
layacağını kaydettiler.
Embnyo kök hücrelen,
vücuttaki her tür hücreye *
dönüşebilecek temel hüc-
re olarak biliniyor. Uz- I
manlar, kök hücrelerinin,
tedavi yöntemlerinin ge-
hştırilmesinde önemli rol
oynayacağına inanıyorlar.
Laboratuvar çalışmalarına
yeni başlayan bilim adam-
lan, kök hücrelerden kan
hücreleri elde ederek, kan
nakli sıkıntısnn ortadan
kaldırabilecek; lösemi ve
diğer kanser hastalan için
kan ve kemık iliği nakille- ',
rinde hücre temin î
edebılecekler. f
'Dr. Barnard astım
krizinden öldü'
IJnlü kalp cerrahı ırkçılığa karşı da bayrak açmışn.
Haber Merkezi - Kıbns
Rum Kesimi'ndeki bir otel-
de havuz kenannda 78 ya-
şında ölen Güney Afrikalı
ünlü kalp cerrahı Christiaan
Barnard'ın astım krizı so-
nucu öldüğü bildirildi. Bar-
nard'ın otopsisinden önce
açıldama yapan Barnard
Vakfı, astım krizinin yaşlı
bir bünyeyi ölûme götüre-
bildiğini belirtti. Nobel Tıp
Ödülü'nü veren Isveç'in
Karolinska Kraliyet Tıp-
Cerrahi Enstitüsü üyeleri ve
îngiltere'de ilk kalp nakiini
yapan hekimler, Barnard'ın
olağanûstû titiz, aslında bir-
likte çalışıhnası çok zor, fa-
kat büyük bir hekim oldu-
ğnnu vurguladılar. Tıp uz-
manlan, onun açtığı ameli-
yat ve tedavi yollannın 30
yıldır kullanıldığını hatırlat-
tılar. Güney Afrika'nın eski
devlet başkanı
Nelson Mandela ile
onun eski yardımcısı şimdi-
ki devlet başkanı Thabo
Mbeki de Barnard'dan öv-
güyle söz etti. Mandela,
Barnard'ın eski beyaz
azınlık rejiminde ırkçılığa
karşı açıkça konuşabilen
yürekli bir kişi
olduğunu da söyledi.
The
Ftonomist , soyodlarıA 'dan K'ye kadarolanların zengin olmaşansmınfazla olduğunu ilerisürdü
Paraharflerde gezmiyorPiyasaya
• NEWYORK(AA)-
Microsoft'un en son ve
iddıalı işletim programı
olan Wındows-XP, daha
piyasaya çıkmadan
ucuzladı. Mıcrosoft, 25
Ekim'de piyasaya
çıkaracağı Windows-
XP'nin komple
profesyonel sürümünün
fıyatını 299 dolar,
profesyonel yükseltun
(upgrade) sürümünün
fiyatını 199 dolar, ev tipı
yükseltim sürümünün
fiyatını ıse 99 dolar olarak
ilan etmışti. Ancak
"Costco.com" adlı
kuruluş. Windows-XP'nin
profesyonel yükseltim
sürümünü Mıcrosoft'tan
14 dolar ucuz fıyatla
184.99 dolardan satacağını
duyurdu
Piton danayı
yııttu
• KUALALUMPUR
(AA) - Malezya'da bir
pıtonun danayı yuttuğu
bıldınldı Yefel'bır
gazetenin habenne göre, n
metre boyunda 150 kılo
ağırlığındakı dev
sürüngen, danayı sıkarak
öldürdükten sonra mıdeye
ındirdı, ancak yennden
kıpırdayacak halı
kalmayınca yılan
avcılannca ele geçirildi.
600 yıllık ceset
bulundu
• PEKtS(AA)-Çin'de,
600 yıl önce hüküm süren
Ming Hanedaru dönemine
aıt bir kadın cesedı
bulundu. Ülkenin
güneydoğusundaki
Niutoushan Dağı'nda
bulunan mezarda pamukla
sanlı kadın ceseduıin yanı
sıra güzel kokulu otlar,
bakır ayna, elbıse ve çeşitli
süs eşyası bulundu.
Ekonomi Servisi - Hıç soyadınızın baş harfinin
geleceğinızı etkileyeceğinı düşündünüz mü? Ba-
tı kapıtalızrrtınin göz bebeği olan para dergısı The
Economist soyadlann baş harfi alfabedekı A'dan
K'ye kadar olanlann zengin ve lider olma şansı-
nın alfabenın geri kalan bölümündekilere göre
daha yüksek olduğu tezini ileri sürdü.
Dergiye göre, liderler ve dünyanın en zengın-
leri, soyadlannın baş harfi alfabenin "K" harfi-
ne kadar olan bölümündekilerden oluşuyor
Zenginler Kulübü "G7* ülkelerinın lıderlerin-
den ABD Başkanı George Bush, Ingıltere Başba-
kanı Tony Blair, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques
Chirac. ttalya Başbakanı SiKioBerlusconl Japon-
ya Başbakanı Junichiro Koizumi, Kanada Başba-
• The Economist dergisinin tezine
göre liderlerin ve ve dünyanın en
zenginlerinin soyadlannın başharfı A
ile K arasında bulunuyor. Dergi, harf
avantajmın okulda, iş başvurularında da
önemli olduğunu iddia etti.
kanı Jean Chretien'in soyadJannı baş harfleri sa-
yesinde alfabetik olarak avantajlı olduğu belırtil-
di. Aynca dünyanın en zengini olan Gates, Buf-
fett, Allen, EUison ve Albrecht' in soyadlanna dik-
kat çekilen makalede. ABD Merkez Bankası Baş-
kanı Alan Greenspan, Avrupa Merkez Bankası
Başkanı Wim Duisenberg ve Japonya Merkez
Bankası Başkanı Masaru Hayami gibi dünyanın
önde gelen merkez bankası başkanlannın da isim-
lerindeki harf avantajma işaret edildi. Aynca The
Economist'in yönetici ve editörlerinin de soyad-
lannın "e", "c", "a" harfleriyle başladığına işa-
ret edildi.
Harfavantajuıın okulda, iş başvurulannda, kon-
feranslarda ve seçimlerdeki önemine dikkat çeki-
len makalede, kadınlann evlenmesi halinde soyad-
lannın değışime uğramasıyla harf avantajı yaşa-
ma şansı olduğu ifade edildi.
öte yandan, alfabetik olarak şanssız kimileri-
nin de başkan, merkez bankası başkanı veya zen-
gin olamasa da dünyanın en büyük şirketlerinin
yöneticisi olabildikleri vurgulandı.
n güzel dedektif yardımcısıÇeviri Servisi - Oyunculuğuyla
olduğu kadar güzellığiyle de
adından söz ettıren Heat-
her Graham son filmi
«FromHeirdebırde-
dektıfe yardım eden
genç kadını canlan-
dınyor. 31 yaşın-
daki
aktris, Movieline dergisinde yayım-
lanan röportaja göre yeni sezonda
gösterime girecek olan film için,
"Bence, şimdiye kadar çevrüen en
korkunç 'Kanndeşen Jack' senaryo-
su" diyor. Dedektifi canlandıran
Johnny Depp için u
Her zaman ken-
disi gibi davranan bir IdşüJk" diyen
Graham, ünlü aktör ile arkadaşlıktan
başka "hiçbirjty" yapmayı planlama-
dığının da altını çiziyor.
Geçmişte birçok yönetmen ve
oyuncu ile ilişkisi olan Gra-
ham, "Arük beraber çahş-
öğun erkekleıie iüşldye
gü-miyorum" dıyor.
20th Century
Fox'un
vapımcılığını üstlendiği filmi sinema-
severlenn heyecanla seyredeceğin-
den emın olduğunu belirten Graham,
"SkfcmlksofNen York" ve "Kfflmg
Me SoflBy" filmlerinden sonra ara
vermeden kamera karşısına geçtiği-
ni hatırlatıyor. Ve ekliyor: "Çokyor-
gunsunuzdur. Ancak karşınıza öyle
bir teküfçıkarki geri ceNİremezsiniz.
'From Hell' de benim kaıı öyle bir
teklifti-
lyi bir aktris olduğuna, adının si-
nemaseverlerin belleklerine kaznı-
masına neden olan "Boogie Nights"
filmini tamamladıktan sonra ınandı-
ğmı belirten Graham'uı beyazperde-
deki hedefi ise JuüaRobertsve Sand-
ra BuDock gibi "en çok kazanan akt-
risler" listesme gırmek değil, yülar-
ca akıllardan silinmeyecek olan
birkaç klasikte rol almak.
Doktor Leo Chiu Pak-wang:
Patromımrjm her
söylediğuüyapmaym
HONG KONG (AA) - Hong-Konglu bir psikiyatnn, iş-
yerinde kendilenni aşın gerilım altmda hissedenler için
basit bir reçetesı \ar: "İşverenin taleplerinin sadece yüz-
de 70'ini yerine getirin." Hong-Kong'da yayımlanan
Mail gazetesinın habenne göre, Doktor Leo Chiu Pak-
e-posta : tan (â prizma. net. tr
wang, ışyerlerinde gerilim için-
de olanlara u
Kendinize, işvere-
nin istekkrinin sadece vûzde
70'ini yerine getirebileceğinizi
söyleyin; çûnkü hiçbir zaman
işvereni istekleri konusunda ta-
mamen memnun edemezsiniz"
diyor. Doktor, yöneticılerhı is-
tekli çalışanlardan daima daha
fazlasmı talep edeceğini, bu-
nun da, bu güç ekonomik ko-
şullarda işlerini kaybetme endi-
şesinde bulunan kışılerde daha fazla genlime yol açtı-
ğını kaydettı. Hong-Kong'un, son üç yıl ıçindeki ikinci
ekonomik genleme dönemınde olduğu belirtiliyor.
Ekonomistler, ışsizlik oranının, yıl sonu itibanyla yûz-
de 5 oranında daha artmasının beklendiğini kaydediyor.
• HongKonglu
doktor, işyerinde
kendini gerilim
altında hissedenlere
şunu söyledi:
"Patronunuzu
hiçbir zaman
tamamen mutlu
edemezsiniz."
'0' ABD'de hafta sonu gösterimde
Shakespeare'in
Othello'susahalarda
Haber Merkezi - Shakespeare'in ünlü oyunu "Otheilon
nun
son sinemaya aktanmı olan "O" filminde ihanet ve kıs-
kançhk bu kez bir okulun basketbol sahalanna taşınıyor.
Ünlü bir basketbol oyuncusu olma hayalleri kuran popüler
öğrenci ile ona zarar vermek isteyen en iyi arkadaşı üzeri-
ne kurulu fılmin yönetmeni, Tîm
Blake Neteon."O" filmi bu hafta so-
nu ABD'de gösterimde ve seyirciler-
den nasıl bir tepki alacağı merakla
bekleniyor. ABD'nin güneyindeki
elit bir özel okulda geçen filmin baş-
rolünde Mekhi Phifer oynuyor.
Okulun tek zeki öğrencisi olan Odin
(Mekhi Phifer), NBA'de oynama
hayalleri kurmaktadır ve okul
müdürünün kızı Desi ile çıkmaktadu".
Koç Duke Gouküng'in oğlu ve
Odin'in en iyi arkadaşı olan Hugo Goukting ise basketbol
takımına giren yeni oyuncudur. Hugo, bir süre sonra
Odin'ı çok kıskandığmı ve ona zarar vermek istediğini
fark edince ona ihanet etmek ve olaylan lehine çevırmek
için planlar yapmaya başlar.
AL GQZÜ>I SEYRETLE
Yeni Türkiye için
yeni sloganlar
IŞILÖZGENTÜRK
Gecenin geç bir saati, Ça-
nakkale üzerinden Istanbul 'a
doğru gjdiyoruz. Arabayı kul-
lanan arkadaşunız uyumasuı
diye, karayolunda gidiyorsa-
nız paranoya derecesinde dik-
katli olmak zorundasınız, evet
arkadaşunız "Çocuklar vaz-
geçin ben gayet iyiyim
r>
dese
de ona inanmayıp türlü oyun-
lar icat etmeye başhyoruz.
Gece yansı parlak fikirle-
rin zamanı ya, birden aklıma
dehşetli beğendiğim ve bul-
duğum için o an çok iftihar
ettiğim bir oyun geliyor:
"Hadi", diyorum, "kriz
sonrası yeni Tüıidye'nin slo-
gaıüarmı üreteBm."
Bu harika buluşum ilk ön-
ce hiç kimseyi etkilemiyor.
Gece yansı başansız ohiıak
hiç işime gelmediği için, he-
men onlara ilham verecek ki-
şileri, olaylan anlatmaya baş-
hyorum:
"Şimdiazöocegeride bırak-
üğmıız Assos'udüşünûn
1
", dı-
ye söze başhyorum. Bütün
bir gûn içinde kaç dondurma
yedik?
Tamam arabadakılerin hep-
sini, özellıkle de uyumama-
sı için pür dikkat kesıldığımiz
arkadaşuruzı tam can evm-
den vurdum. Hep birlikte ya-
nıtlıyorlar:
"Bötûn bir gûn içinde he-
pimiz en az üç dondurma ye-
dflt" Ben hemen hatırlatıyo-
rum, "Screbbe o>ıuıunda ka-
zanılan ya da kaybedüen don-
durmaiansaynıadınız". "O-"
diyorlar, "onlan sayarsaken
az adatn başma beş dondur-
ma düşer."
"Hadi bakahm", diyorum,
"oyuna başladtnız bile, kriz
sonrası yeni Tüıidye'nin ana
işlemıyor, kuyruk uzuyor. Bi-
zmıkiler kendilenni denize
atarken ben, durup tabiı eüm-
de ikinci kez yedığım karadut-
lu dondurma, kuyruğu ve kü-
çük dükkânda işini bir ku-
yumcu titizliğiyle yapan Yab-
ya Kaplan'ı seyredıyorum.
Tamam buldum, bu dondur-
mayı böyle çekici kılan sade-
ce lezzeti değil, Yahya Kap-
lan'ın işine gösterdıği titizlik.
Hissediyorsunuz ışini öyle-
sine seviyor ki, ınsan bir don-
durma, bir dondurma daha
almak istiyor.
Allah Allah, yıllardır As-
sos'a gidip gelirim, bunu gör-
memişim. Sadece dondurma
alıp yûrüyüp gitmişim. Aca-
ba son krizin mi etkisi, işini
severek yapan ve knze rağ-
men bunu sürdüren insanlar
bu ara inanılmaz derecede il-
gimi çekiyor. Onlar sakin ve
kendılerinden emin yollann-
da yürüyüp gidiyorlar. Yah-
ya Kaplan'm dondurmacılı-
ğı da sekiz yıl öncesıne uza-
nıyor'. O zaman lar Yahya,
Behramkalelı bir balıkçı, bir
gün Assos'a, Maraşlı bir don-
durma ustasının yolu düşüyor.
Mehmet Kaba, Assos sahil-
lerine Maraş dondurmasını
tanıtmayı o an görev belliyor
ve işe başlıyor. Yahya Kap-
lan'da da sahilde, ilk kez or-
taya çıkan bu yeni ışe karşı bir
merak bir merak. Gelip gi-
dip, ağlardaki balıklan temiz-
leyip temizlöyip soluğu Ma-
raşlı dondurmacının tezgâ-
hmda alıyor: Tabıi, bu arada
işin bütün incehklerini öğre-
niyor. Dondurma deyıp geç-
meym, iyi dondurma en az
iyi pilav kadar zor yapılan bir
şey. Her şey bir kıvam soru-
nu çünkü.
sloganma adım adun yaklaşı-
yorsunuz."
Şimdi siz bu satırlan okur-
ken iş nereye varacak diye
merak ediyorsunuz ya, on-
larda da bir merak. Herkes
cin gibi, işin sonu nereye va-
racak, bekliyorlar. Biraz da-
ha açıklama gerektiğini his-
settiğimden tane tane konuş-
maya başlıyorum:
Assos'un kıyısında don-
durma aldığmıız yer, küçücük
seyyar bir dükkân. Tertemiz
bir tezgâh, yan tarafta bir tost
makinesi orada çıtırçıtiranın-
da komet yapılıyor. Kornet
yapılırken yayılan o aromalı
koku, kıyıya vanp belki de
karşıda bütün haşmetiyle gö-
rünen Lezboz Adası 'na (Mi-
dilh'ye) ulaşıyor. Aradaki ka-
dınlan baştan çıkardığına
adım gibi eminim.
Sonra binbir çeşit dondur-
manın yan yana durduğu haş-
metli, geçmişin tüm görke-
mini yansıtan bakır dondur-
ma kaplan. Ve tabii dükkâmn
önünde uzayıp giden bir kuy-
ruk. Hayatında dondurma ye-
memiş olanlar bile birkaç kez
sırada. Üstelik her yerde ha-
zır ünlü marka dondurmalar
sebil gibi ama insanlar illada
tepesindeki tentede "Dört
Mevsim Dondurma" yazan
bu küçük tezgâhın önünde
bekleyip, dondurmanın her
çe|idini tatmak istiyoriar.
Ozellikle de karadut don-
dunnası, sabahın erken saat-
lerinde bitiyor, sonra balba-
dem, içinde badem parçalan
biraz portakal kabuğu, sonra
o çikolatalan ağzına löp löp
gelen çikolatalı dondurma.
Nefis bir lezzet.
Fakat bu, insanlan kuyruk-
ta bekleten dondurma dük-
kâmmn mutlaka lezzet ötesi
çekici bir yanı daha var. Öy-
le çekici bir şey ki, kriz filan
Neyse efendim, Maraşlı us-
ta bir gün Yahya'ya diyor ki,
"Bana bir sıla hasreti çöktü,
gei şu işi iyice bir öğren sana
bırakayım." Yahya Kaplan o
gece bir iyi düşünüyor, deni-
zi, balığı bırakacak bambaş-
ka bir alana geçecek, kolay de-
ğil. Düşünüp dururken hanı-
mı yamna geliyor ve Yahya
Kaplan belki de hayatında ilk
kez kansına akıl danışıyor:
"Ne dersin işe girişeüm mi,
sen de j'ardun eder nüsin?"
Hamm dünden gönüllü, böy-
lece ertesı gün Yahya Kaplan
denızi bırakıp dondurma kap-
lannm başma geçiyor, kansı
da sütleri kaynatmaya başlı-
yor.
Sekiz yıl sonra Yahya Kap-
lan ve kansı değme dondur-
macılara ders verebilirler. Mil-
lethâlâ denızdeyken ben yak-
laşıp soruyorum:
"Yahya, nedir bu işin sım?
Bukuyruldar,durmadan don-
durma yememiz, bu mis gibi
kokan kornetin dünyayı sa-
ran kokusu?"
Gülerek yanıtlıyor. "Kısa-
ca", diyor "ben bu işiseverek
yapıyorum, beç de kanm da
bu işi seviyoruz."
Hikâyenm burasmda ara-
banın içındekiler, "Amanlşıl
anladık" dıyorlar, "bundan
sonra yeniTürkjye'ninsloga-
m, 'işini seven insan' olacak,
bunu mu söyletmek istiyor-
sun?"
"Evet", diye bağınyorum
ve hep birlikte çevremizde
işini seven insanlan, dostla-
nnıızı anımsamaya çalışıyo-
ruz. ' ^
Vallahi pek çok.
Yaşasın krize karşı bir silah
bulduk, dansı herkesin başı-
na.
seyreyte2002((a )yahoo.com