22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC îmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı İbrahinı Vıldız • YazıışlenMüdüni Safim Alpaslan # Sorumlu Mudur Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdürü' Hakan Kara tstıhbarat Cengiz Yıldırım • Ekonomı Özlem Yü/ak 0 Kûltur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami Karaörcn 0 Duzeltme Abdullah V azıcı • Bılgı- Beige Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehmet Faraç 0 Avrupa Temsılcısı Güray Öz Yayın Kuıulu tlhan Sdçak (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner,tbrahim Yıkhz,Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatüık Bulvan Nc 125,Kaf4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (7 bal), Faks 4195027 • lzmır Temsılcısr Serdar Kınk, H Zıya Blv 1352 S 23 Tel 4411220, Faks-4419117 •AdanaTansücıa Çetin Yiğenoğiu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat:l, Tel: 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Müdürü- Erol Erkut # Koordınator Ahmet Korulsan 0 Mu- hasebe: Bülent Vener 0 tdare Hüseyin Gürer 0 Satış Fazilet Knza REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel Mudur Cülbin ErduranOKooniınatör Reha Işıtman # Genel Mudürtrd Sevda Çoban 0 Fınansman Müdürû Çetin Erduran Tel 0212 514 <F 53 - 513 8460-61, Faks 0212 513 84 63 \aMmla.ian *e Basan: ^ enı Gun Haber Ajansı Basın ve Yavıncılık7\ Ş TurkocağıCad 19 41 Cağaloglu 34334 tstanbul PK 246 - Sırkecı 34435 İstanbul Tel |0 212)512 05 O^lZOhat) Faks. (0*212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 4EYLUL2001 Imsak:4.54 Güneş: 6.26 Öğle: 13.10 Ikindi: 16.47 Akşam: 19.41 Yatsı: 21.06 Laboratuvarda kan üretilecekVYASHİNGTON (AA) - ABD'li bilim adamlan, insan embriyosu kök hüc- relerini, ilk kez kan hücre- lerine dönüştürdü. Bilim adamlannın bu başansı, tıbbi tedavilerde kan sağ- lanması açısından önemli bir adım olarak jjörülüyor. Wisconsüı Universite- si'ndeki araştırmacılar, bu çahşmalannın, kan hücre- lerinin nasıl geliştiğinin anlaşılmasına ve kan nakli için laboratuvar ortamında kan üretilmesi için kaynak yaratılmasma imkân sağ- layacağını kaydettiler. Embnyo kök hücrelen, vücuttaki her tür hücreye * dönüşebilecek temel hüc- re olarak biliniyor. Uz- I manlar, kök hücrelerinin, tedavi yöntemlerinin ge- hştırilmesinde önemli rol oynayacağına inanıyorlar. Laboratuvar çalışmalarına yeni başlayan bilim adam- lan, kök hücrelerden kan hücreleri elde ederek, kan nakli sıkıntısnn ortadan kaldırabilecek; lösemi ve diğer kanser hastalan için kan ve kemık iliği nakille- ', rinde hücre temin î edebılecekler. f 'Dr. Barnard astım krizinden öldü' IJnlü kalp cerrahı ırkçılığa karşı da bayrak açmışn. Haber Merkezi - Kıbns Rum Kesimi'ndeki bir otel- de havuz kenannda 78 ya- şında ölen Güney Afrikalı ünlü kalp cerrahı Christiaan Barnard'ın astım krizı so- nucu öldüğü bildirildi. Bar- nard'ın otopsisinden önce açıldama yapan Barnard Vakfı, astım krizinin yaşlı bir bünyeyi ölûme götüre- bildiğini belirtti. Nobel Tıp Ödülü'nü veren Isveç'in Karolinska Kraliyet Tıp- Cerrahi Enstitüsü üyeleri ve îngiltere'de ilk kalp nakiini yapan hekimler, Barnard'ın olağanûstû titiz, aslında bir- likte çalışıhnası çok zor, fa- kat büyük bir hekim oldu- ğnnu vurguladılar. Tıp uz- manlan, onun açtığı ameli- yat ve tedavi yollannın 30 yıldır kullanıldığını hatırlat- tılar. Güney Afrika'nın eski devlet başkanı Nelson Mandela ile onun eski yardımcısı şimdi- ki devlet başkanı Thabo Mbeki de Barnard'dan öv- güyle söz etti. Mandela, Barnard'ın eski beyaz azınlık rejiminde ırkçılığa karşı açıkça konuşabilen yürekli bir kişi olduğunu da söyledi. The Ftonomist , soyodlarıA 'dan K'ye kadarolanların zengin olmaşansmınfazla olduğunu ilerisürdü Paraharflerde gezmiyorPiyasaya • NEWYORK(AA)- Microsoft'un en son ve iddıalı işletim programı olan Wındows-XP, daha piyasaya çıkmadan ucuzladı. Mıcrosoft, 25 Ekim'de piyasaya çıkaracağı Windows- XP'nin komple profesyonel sürümünün fıyatını 299 dolar, profesyonel yükseltun (upgrade) sürümünün fiyatını 199 dolar, ev tipı yükseltim sürümünün fiyatını ıse 99 dolar olarak ilan etmışti. Ancak "Costco.com" adlı kuruluş. Windows-XP'nin profesyonel yükseltim sürümünü Mıcrosoft'tan 14 dolar ucuz fıyatla 184.99 dolardan satacağını duyurdu Piton danayı yııttu • KUALALUMPUR (AA) - Malezya'da bir pıtonun danayı yuttuğu bıldınldı Yefel'bır gazetenin habenne göre, n metre boyunda 150 kılo ağırlığındakı dev sürüngen, danayı sıkarak öldürdükten sonra mıdeye ındirdı, ancak yennden kıpırdayacak halı kalmayınca yılan avcılannca ele geçirildi. 600 yıllık ceset bulundu • PEKtS(AA)-Çin'de, 600 yıl önce hüküm süren Ming Hanedaru dönemine aıt bir kadın cesedı bulundu. Ülkenin güneydoğusundaki Niutoushan Dağı'nda bulunan mezarda pamukla sanlı kadın ceseduıin yanı sıra güzel kokulu otlar, bakır ayna, elbıse ve çeşitli süs eşyası bulundu. Ekonomi Servisi - Hıç soyadınızın baş harfinin geleceğinızı etkileyeceğinı düşündünüz mü? Ba- tı kapıtalızrrtınin göz bebeği olan para dergısı The Economist soyadlann baş harfi alfabedekı A'dan K'ye kadar olanlann zengin ve lider olma şansı- nın alfabenın geri kalan bölümündekilere göre daha yüksek olduğu tezini ileri sürdü. Dergiye göre, liderler ve dünyanın en zengın- leri, soyadlannın baş harfi alfabenin "K" harfi- ne kadar olan bölümündekilerden oluşuyor Zenginler Kulübü "G7* ülkelerinın lıderlerin- den ABD Başkanı George Bush, Ingıltere Başba- kanı Tony Blair, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac. ttalya Başbakanı SiKioBerlusconl Japon- ya Başbakanı Junichiro Koizumi, Kanada Başba- • The Economist dergisinin tezine göre liderlerin ve ve dünyanın en zenginlerinin soyadlannın başharfı A ile K arasında bulunuyor. Dergi, harf avantajmın okulda, iş başvurularında da önemli olduğunu iddia etti. kanı Jean Chretien'in soyadJannı baş harfleri sa- yesinde alfabetik olarak avantajlı olduğu belırtil- di. Aynca dünyanın en zengini olan Gates, Buf- fett, Allen, EUison ve Albrecht' in soyadlanna dik- kat çekilen makalede. ABD Merkez Bankası Baş- kanı Alan Greenspan, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Wim Duisenberg ve Japonya Merkez Bankası Başkanı Masaru Hayami gibi dünyanın önde gelen merkez bankası başkanlannın da isim- lerindeki harf avantajma işaret edildi. Aynca The Economist'in yönetici ve editörlerinin de soyad- lannın "e", "c", "a" harfleriyle başladığına işa- ret edildi. Harfavantajuıın okulda, iş başvurulannda, kon- feranslarda ve seçimlerdeki önemine dikkat çeki- len makalede, kadınlann evlenmesi halinde soyad- lannın değışime uğramasıyla harf avantajı yaşa- ma şansı olduğu ifade edildi. öte yandan, alfabetik olarak şanssız kimileri- nin de başkan, merkez bankası başkanı veya zen- gin olamasa da dünyanın en büyük şirketlerinin yöneticisi olabildikleri vurgulandı. n güzel dedektif yardımcısıÇeviri Servisi - Oyunculuğuyla olduğu kadar güzellığiyle de adından söz ettıren Heat- her Graham son filmi «FromHeirdebırde- dektıfe yardım eden genç kadını canlan- dınyor. 31 yaşın- daki aktris, Movieline dergisinde yayım- lanan röportaja göre yeni sezonda gösterime girecek olan film için, "Bence, şimdiye kadar çevrüen en korkunç 'Kanndeşen Jack' senaryo- su" diyor. Dedektifi canlandıran Johnny Depp için u Her zaman ken- disi gibi davranan bir IdşüJk" diyen Graham, ünlü aktör ile arkadaşlıktan başka "hiçbirjty" yapmayı planlama- dığının da altını çiziyor. Geçmişte birçok yönetmen ve oyuncu ile ilişkisi olan Gra- ham, "Arük beraber çahş- öğun erkekleıie iüşldye gü-miyorum" dıyor. 20th Century Fox'un vapımcılığını üstlendiği filmi sinema- severlenn heyecanla seyredeceğin- den emın olduğunu belirten Graham, "SkfcmlksofNen York" ve "Kfflmg Me SoflBy" filmlerinden sonra ara vermeden kamera karşısına geçtiği- ni hatırlatıyor. Ve ekliyor: "Çokyor- gunsunuzdur. Ancak karşınıza öyle bir teküfçıkarki geri ceNİremezsiniz. 'From Hell' de benim kaıı öyle bir teklifti- lyi bir aktris olduğuna, adının si- nemaseverlerin belleklerine kaznı- masına neden olan "Boogie Nights" filmini tamamladıktan sonra ınandı- ğmı belirten Graham'uı beyazperde- deki hedefi ise JuüaRobertsve Sand- ra BuDock gibi "en çok kazanan akt- risler" listesme gırmek değil, yülar- ca akıllardan silinmeyecek olan birkaç klasikte rol almak. Doktor Leo Chiu Pak-wang: Patromımrjm her söylediğuüyapmaym HONG KONG (AA) - Hong-Konglu bir psikiyatnn, iş- yerinde kendilenni aşın gerilım altmda hissedenler için basit bir reçetesı \ar: "İşverenin taleplerinin sadece yüz- de 70'ini yerine getirin." Hong-Kong'da yayımlanan Mail gazetesinın habenne göre, Doktor Leo Chiu Pak- e-posta : tan (â prizma. net. tr wang, ışyerlerinde gerilim için- de olanlara u Kendinize, işvere- nin istekkrinin sadece vûzde 70'ini yerine getirebileceğinizi söyleyin; çûnkü hiçbir zaman işvereni istekleri konusunda ta- mamen memnun edemezsiniz" diyor. Doktor, yöneticılerhı is- tekli çalışanlardan daima daha fazlasmı talep edeceğini, bu- nun da, bu güç ekonomik ko- şullarda işlerini kaybetme endi- şesinde bulunan kışılerde daha fazla genlime yol açtı- ğını kaydettı. Hong-Kong'un, son üç yıl ıçindeki ikinci ekonomik genleme dönemınde olduğu belirtiliyor. Ekonomistler, ışsizlik oranının, yıl sonu itibanyla yûz- de 5 oranında daha artmasının beklendiğini kaydediyor. • HongKonglu doktor, işyerinde kendini gerilim altında hissedenlere şunu söyledi: "Patronunuzu hiçbir zaman tamamen mutlu edemezsiniz." '0' ABD'de hafta sonu gösterimde Shakespeare'in Othello'susahalarda Haber Merkezi - Shakespeare'in ünlü oyunu "Otheilon nun son sinemaya aktanmı olan "O" filminde ihanet ve kıs- kançhk bu kez bir okulun basketbol sahalanna taşınıyor. Ünlü bir basketbol oyuncusu olma hayalleri kuran popüler öğrenci ile ona zarar vermek isteyen en iyi arkadaşı üzeri- ne kurulu fılmin yönetmeni, Tîm Blake Neteon."O" filmi bu hafta so- nu ABD'de gösterimde ve seyirciler- den nasıl bir tepki alacağı merakla bekleniyor. ABD'nin güneyindeki elit bir özel okulda geçen filmin baş- rolünde Mekhi Phifer oynuyor. Okulun tek zeki öğrencisi olan Odin (Mekhi Phifer), NBA'de oynama hayalleri kurmaktadır ve okul müdürünün kızı Desi ile çıkmaktadu". Koç Duke Gouküng'in oğlu ve Odin'in en iyi arkadaşı olan Hugo Goukting ise basketbol takımına giren yeni oyuncudur. Hugo, bir süre sonra Odin'ı çok kıskandığmı ve ona zarar vermek istediğini fark edince ona ihanet etmek ve olaylan lehine çevırmek için planlar yapmaya başlar. AL GQZÜ>I SEYRETLE Yeni Türkiye için yeni sloganlar IŞILÖZGENTÜRK Gecenin geç bir saati, Ça- nakkale üzerinden Istanbul 'a doğru gjdiyoruz. Arabayı kul- lanan arkadaşunız uyumasuı diye, karayolunda gidiyorsa- nız paranoya derecesinde dik- katli olmak zorundasınız, evet arkadaşunız "Çocuklar vaz- geçin ben gayet iyiyim r> dese de ona inanmayıp türlü oyun- lar icat etmeye başhyoruz. Gece yansı parlak fikirle- rin zamanı ya, birden aklıma dehşetli beğendiğim ve bul- duğum için o an çok iftihar ettiğim bir oyun geliyor: "Hadi", diyorum, "kriz sonrası yeni Tüıidye'nin slo- gaıüarmı üreteBm." Bu harika buluşum ilk ön- ce hiç kimseyi etkilemiyor. Gece yansı başansız ohiıak hiç işime gelmediği için, he- men onlara ilham verecek ki- şileri, olaylan anlatmaya baş- hyorum: "Şimdiazöocegeride bırak- üğmıız Assos'udüşünûn 1 ", dı- ye söze başhyorum. Bütün bir gûn içinde kaç dondurma yedik? Tamam arabadakılerin hep- sini, özellıkle de uyumama- sı için pür dikkat kesıldığımiz arkadaşuruzı tam can evm- den vurdum. Hep birlikte ya- nıtlıyorlar: "Bötûn bir gûn içinde he- pimiz en az üç dondurma ye- dflt" Ben hemen hatırlatıyo- rum, "Screbbe o>ıuıunda ka- zanılan ya da kaybedüen don- durmaiansaynıadınız". "O-" diyorlar, "onlan sayarsaken az adatn başma beş dondur- ma düşer." "Hadi bakahm", diyorum, "oyuna başladtnız bile, kriz sonrası yeni Tüıidye'nin ana işlemıyor, kuyruk uzuyor. Bi- zmıkiler kendilenni denize atarken ben, durup tabiı eüm- de ikinci kez yedığım karadut- lu dondurma, kuyruğu ve kü- çük dükkânda işini bir ku- yumcu titizliğiyle yapan Yab- ya Kaplan'ı seyredıyorum. Tamam buldum, bu dondur- mayı böyle çekici kılan sade- ce lezzeti değil, Yahya Kap- lan'ın işine gösterdıği titizlik. Hissediyorsunuz ışini öyle- sine seviyor ki, ınsan bir don- durma, bir dondurma daha almak istiyor. Allah Allah, yıllardır As- sos'a gidip gelirim, bunu gör- memişim. Sadece dondurma alıp yûrüyüp gitmişim. Aca- ba son krizin mi etkisi, işini severek yapan ve knze rağ- men bunu sürdüren insanlar bu ara inanılmaz derecede il- gimi çekiyor. Onlar sakin ve kendılerinden emin yollann- da yürüyüp gidiyorlar. Yah- ya Kaplan'm dondurmacılı- ğı da sekiz yıl öncesıne uza- nıyor'. O zaman lar Yahya, Behramkalelı bir balıkçı, bir gün Assos'a, Maraşlı bir don- durma ustasının yolu düşüyor. Mehmet Kaba, Assos sahil- lerine Maraş dondurmasını tanıtmayı o an görev belliyor ve işe başlıyor. Yahya Kap- lan'da da sahilde, ilk kez or- taya çıkan bu yeni ışe karşı bir merak bir merak. Gelip gi- dip, ağlardaki balıklan temiz- leyip temizlöyip soluğu Ma- raşlı dondurmacının tezgâ- hmda alıyor: Tabıi, bu arada işin bütün incehklerini öğre- niyor. Dondurma deyıp geç- meym, iyi dondurma en az iyi pilav kadar zor yapılan bir şey. Her şey bir kıvam soru- nu çünkü. sloganma adım adun yaklaşı- yorsunuz." Şimdi siz bu satırlan okur- ken iş nereye varacak diye merak ediyorsunuz ya, on- larda da bir merak. Herkes cin gibi, işin sonu nereye va- racak, bekliyorlar. Biraz da- ha açıklama gerektiğini his- settiğimden tane tane konuş- maya başlıyorum: Assos'un kıyısında don- durma aldığmıız yer, küçücük seyyar bir dükkân. Tertemiz bir tezgâh, yan tarafta bir tost makinesi orada çıtırçıtiranın- da komet yapılıyor. Kornet yapılırken yayılan o aromalı koku, kıyıya vanp belki de karşıda bütün haşmetiyle gö- rünen Lezboz Adası 'na (Mi- dilh'ye) ulaşıyor. Aradaki ka- dınlan baştan çıkardığına adım gibi eminim. Sonra binbir çeşit dondur- manın yan yana durduğu haş- metli, geçmişin tüm görke- mini yansıtan bakır dondur- ma kaplan. Ve tabii dükkâmn önünde uzayıp giden bir kuy- ruk. Hayatında dondurma ye- memiş olanlar bile birkaç kez sırada. Üstelik her yerde ha- zır ünlü marka dondurmalar sebil gibi ama insanlar illada tepesindeki tentede "Dört Mevsim Dondurma" yazan bu küçük tezgâhın önünde bekleyip, dondurmanın her çe|idini tatmak istiyoriar. Ozellikle de karadut don- dunnası, sabahın erken saat- lerinde bitiyor, sonra balba- dem, içinde badem parçalan biraz portakal kabuğu, sonra o çikolatalan ağzına löp löp gelen çikolatalı dondurma. Nefis bir lezzet. Fakat bu, insanlan kuyruk- ta bekleten dondurma dük- kâmmn mutlaka lezzet ötesi çekici bir yanı daha var. Öy- le çekici bir şey ki, kriz filan Neyse efendim, Maraşlı us- ta bir gün Yahya'ya diyor ki, "Bana bir sıla hasreti çöktü, gei şu işi iyice bir öğren sana bırakayım." Yahya Kaplan o gece bir iyi düşünüyor, deni- zi, balığı bırakacak bambaş- ka bir alana geçecek, kolay de- ğil. Düşünüp dururken hanı- mı yamna geliyor ve Yahya Kaplan belki de hayatında ilk kez kansına akıl danışıyor: "Ne dersin işe girişeüm mi, sen de j'ardun eder nüsin?" Hamm dünden gönüllü, böy- lece ertesı gün Yahya Kaplan denızi bırakıp dondurma kap- lannm başma geçiyor, kansı da sütleri kaynatmaya başlı- yor. Sekiz yıl sonra Yahya Kap- lan ve kansı değme dondur- macılara ders verebilirler. Mil- lethâlâ denızdeyken ben yak- laşıp soruyorum: "Yahya, nedir bu işin sım? Bukuyruldar,durmadan don- durma yememiz, bu mis gibi kokan kornetin dünyayı sa- ran kokusu?" Gülerek yanıtlıyor. "Kısa- ca", diyor "ben bu işiseverek yapıyorum, beç de kanm da bu işi seviyoruz." Hikâyenm burasmda ara- banın içındekiler, "Amanlşıl anladık" dıyorlar, "bundan sonra yeniTürkjye'ninsloga- m, 'işini seven insan' olacak, bunu mu söyletmek istiyor- sun?" "Evet", diye bağınyorum ve hep birlikte çevremizde işini seven insanlan, dostla- nnıızı anımsamaya çalışıyo- ruz. ' ^ Vallahi pek çok. Yaşasın krize karşı bir silah bulduk, dansı herkesin başı- na. seyreyte2002((a )yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle