18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2001 CUMARTES SAVAŞ KORKUSU DİJNYADA BUGUN ALİ StRMElV İki 12 Eylül Türk 12 Eylül sürecinin 21. yıldönümünde, dünyaAmerikan 12 Eylül, dahadoğrusu global 12 Eylül iletanıştı. Türk 12 Eylülü'nü, önceden başlayıp 11 Ey- lül 1980'de bardağı taşırma noktasına getiren koşullar hazırlamıştı. Başka bir deyişle 11 Eylül koşullan, 12 Eylü- lü kaçınılmaz kılıyordu. Amerikan patentli küresel 12 Eylülü ise önce- den, inceden inceye hazırianıp 11 Eylül 2001 günü yaşama geçirilen büyük terör senaryosu doğurdu. Her iki 12 Eylül, özgürlükleri kısıtlama nokta- sında da buluşuyoriar. Türkiye'deki 12 Eylül'ün uygulayıcılan, terö- rü bahane ederek özgüriüklere karşı savaşa gir- mişlerdi. Bütün gözlemcilerin üzerinde birieştikleri nok- ta, Made in USA global 12 Eylülü'nde, başta ABD olmak üzere, bütün Batı dünyasında ifa- de ve örgütlenme özgüriüklerine bazı darbeler indireceğidir. llk başta özellikle Türkiye'de "Aman ne iyi te- rörün başı eziliyor" diye sevinçle karşılanacak bu yeni dönemin gelecekte dünya üzerinde Türklerin hareket özgürlükleri de aralarında ol- mak üzere, birçok alanda nasıl kısıtlamalar ge- tireceğini yaşayarak göreceğiz. ••• Unutmayalım ki Türk kamuoyu 21 yıl önceki kısıtlamalan da "Aman ne iyi terörün başı ezi- liyor, eh canım teröıie özgühük ortamında da mücadele edilmezdiki; hem demokrasi diye di- ye teröristlerin bitini kanlandırdılar" gerekçesiy- le sevinçle kabul etmişti. Ama sonra ne oldu? Yerli 12 Eylülümüzle, küresel 12 Eylülümüzün bir başka ortak noktalan da, her ikisinde de, te- rörün özgürlüklere karşı bahane oluşturmasıdır. Yerli 12 Eylülümüz, 24 Ocak Kararian'nın ge- reklerini yerine getiriyordu. 24 Ocak Kararlan'nın ekonomisi ise özgürlük- çü bir rejimle yürütülmesi olanaksız özverileri yüklüyordu, emekçi kitlelerin sırtına. Başka bir deyişle terör olmasaydı da ekono- mikyapı, özgürlüklerin kısıtlanmasını zorunlu kı- lıyordu. Küresel 12 Eylülümüz de pek farklı değil, mer- kez ile çevre ve aynı zamanda hem merkez hem çevre ülkelerde sermaye ile emek arasındaki uçurumu büyüten küresel düzenin, kimi özgür- lüklere bazı kısıtlamalar getirmesi kaçınılmaz- dı. Küreselleşme karşıtlanna yönelik, polis sal- dınsına, hatta cinayetine dönüşen gaddariıklar sırasında, ikiz kuleler yıkılmamıştı. Bilgisayar haberleşmesine, internete getiri- len kimi kısıtlamalar da, yine ikiz kuuleler ola- yından önceye uzanıyor. ••• Yerli ve küresel 12 Eylül'e açık bırakılan tek pencereden, salt terörle sınıriı bakarsanız, bu ikisinin ekonomik yapılannı ve amaçlannı göre- mezsiniz. Afganistan'ın hedef haline gelmesinde, yal- nız Usame bin Ladin etkenini göz önünde bu- lundurursanız, çöl bombalayarak Ladin yaka- lamadaki abesliği açıklayamazsınız. Ama, Afganistan'ın hedef seçilmesinin, pet- rol ve doğalgaz ve bunlann taşınması açısından önemli olan bölgenin, küreselleşmenin gerek- leri doğrultusunda, yeniden biçimlendirilerek, bu yeni oluşuma eklemlenmesi niyetlerinin de ürünü olduğunu gördüğünüz anda, ilk bakışta abes gibi görünen girişimlerin büyük plan için- deki yerlerini fark edebilirsiniz. Son zamanlarda, gazetelerde yazılanlara ve TV ekranlannda söylenenlere bakınca, bu so- ğukkanlı bakışı, Cumhuriyet mensupları dışın- da (Sevgili okurlanm, bu tür gazetemizi övme girişimlerinde bulunmaya alışık olmadığımı bi- lirler, bu kez de bunca saçma yazı ve laf karşı- sında, elimde olmadan yaptığım, böyle bir "bi- zim gazete.." şişinmesinden dolayı özür diliyo- rum) pek fazla kimsede görmek mümkün olmu- yorneyazıkki.... Cumhurbaskanı Sezer: Istikrar ortamı |egemen olmalı ı KARS (Cumhuriyet) [ - Cumhurbaşkanı Ah- 1 met Necdet Sezer. Türki- ı ye' nin tüm Kafkaslar'da [ banş ve istikrar ortamı- ı nın egemen olmasını is- ! tediğini belirterek "İs- tikrarortamıve bölgesel I işbirliğikoşullannınsağ- ; bnmasımn kuzeydoğu Ulerimizin ekonomik '• canlanmasına da katkı- j da bulunacağı bir ger- 1 çektir" dedi. , Sezer, Kars'ta, valilik, 114. Mekanize Piyade ı Tugayı ve Kafkas Üni- J versitesi'ni ziyaret etti, > Kazun Karabekir Pa- J şa'nın vagonu ile Gazi | Ahmet Muhtar Paşa Ko- ı nağı'nı gezdi. "Tarihi İKentkrBirBği-KarsBu- ı luşması" konulu toplan- Jüya katılan Sezer, bir ' konuşma yaptı. Verimli (topraklar ve dinamik in- j*san gücüne sahip Kaf- hcasya'nın geçmişte ol- duğu gibi gelecekte de stratejik önem taşıyaca- ğını vurgulayan Sezer, "YüzyıDar boyunca çe- şitü dinlere ve tophıluk- lara mensup halklarm bir arada yaşadıklan ve köklü uygarhklar kur- duklan bu coğrafyanın, yeniden insanlann öz- gürce dolaşabüecekleri, birbirteriyle dayaıuşma içindeyaşamdûzeylerini vükseltecekleri bir bölge olmasınıistiyonız" dedi. Güney Kafkasya ül- kelerinin Batılı demok- ratik ve ekonomik kn- rumlan hızla yaşama geçirmesini mutluluk verici olarak niteleyen Ahmet Necdet Sezer, "tstikrar ortamı ve böl- gesel işbiriiği koşullan- nın sağlanmasının ku- zeydoğu Ulerimizin eko- nomikcanlanmasına da katkıda bulunacağı bir gerçektir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı kendisini telefonla arayan Bush'a Ankara'nın desteğini yineledi Sezer:ABD dikkatliolmalıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 11 Eylül'deki te- rörist saldınlann ardından ilk kez ABD Başkanı George W. Bush'la telefonda görüştü. Se- zer, Türkiye'nin terorizmle mü- cadelede ABD'nin yanın- da yer alacagını kaydederken, «DikkadLtitizbir hareket,atüacak adunlannhakb- hğının sonra- danyolaçacak durumlann önlenmesi açısından da önem • Sezer, Türkiye'nin 15 yıllık terörle mücadele deneyimini ABD'yle paylaşarak elinden gelen desteği vermeye hazır olduğunu iletti. ABD'ye 'dikkatli, titiz hareket edin, uyansında bulunan Sezer, "Bu, atılacak adımlann haklılığırun sonradan sorgulanmasına yol açacak durumlann önlenmesi açısından da önem taşıyor" dedi. ğı Dış Politika Başdanısmanı Ta- den beri terorizmle savaşnnda ön can tldem, dün düzenlediği bilgi- saflaruıda yer alnuş iki ülke oidu- lendirme toplantısında, Bush-Se- ğunu ve şündi bu son saldınlaria zer görüşmesinin, taraflar arasın- boyutu ortaya çıknuş bulunan te- taşunaktadn-" dedi. Bush da, tero- rizmle mücadelede dost ve mütte- fik Türkiye'nin ABD'nin yanında yer almasmı istediklerini, bunun kendileri açısından çok önemli ol- duğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Sezer, görüşmenin ardından Baş- bakan BüJentEcevit'i arayarak gö- riişmeyle ilgili bilgi verdi. ABD Başkanı Bush, 11 Eylül saldınlarının üzerinden 10 gün geçmesinin ardından Cumhurbaş- kanı Sezer'i telefonla arayarak 15 dakika görüştü. Cumhurbaşkanlı- da yapılan çalışmanın sonunda gerçekleştiğini belirtti. Bush'un, Türkiye'nin de arala- nnda bulunduğu 80'den fazla ül- kenin yurttaşının terörist saldın- larda yaşammı yitirmiş olmaların- dan üzüntü duyduğunu, Türk ulu- suna da başsağlığı dileklerini ilet- mek istediğini anlatan lldem, "Sa- yın Bush, Tûrkiye ve ABD'nin öte- roriznıe karşıetldn bir uluslarara- a işbirliğinden yana oJduklannı ve böylebir savaşundaABD'nin müt- tefiki ve çok uzun yıllara dayanan dostluk ilişkilerine sahip olduğu Tûrldye'yi de yanlannda görmek istediklerini vurgulannştir" dedi. Türkiye'nin nedeni ve gerekçe- si ne olursa olsun terorizmin her türüne karşı olduğunu belirttiğini kaydeden îldem, şunlan söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye'nin öteden beriterorizme karşı uluslararası düzeyde kap- samh, güçlü, etkili ve sürekli bir iş- birliğinin başlaölması için ısrarh çağnlarda bulunmuşolduğunu,bu çerçevede bir işbirliğinin daha faz- la zaman geçirilmeden kurulabil- mesi için Türkiye'nin bu 15 yıflık deneyimini de paylaşmak suretiy- leelinden gelendesteği vermeyeha- zır olduğunu da kaydetmiştir. El- bette dikkatlL titiz bir hareketin atılacak adımlann haklılığmın sonradan sorgulanmasına yol aça- cak durumlann önlenmesi açısm- dan önem taşıdığı ve her iki taraf- ça da bilinen bir hususrur." tĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇİN Destek mektubu şekilleniyor ABD'ye üs var, asker yok • Türkiye, ABD'deki terörist saldınnın ardından yaşanan gelişmelerle ilgili görüşlerini, bölge ile ilgili istihbaratını ve ABD'ye vereceği desteği bir mektupla Bush'a iletecek. Mektuba bugün son şekli verilecek. Suudi Arabistan kökenli Usame bin Ladin'e büyük kaynak aktanldı Paralar şeriatçı Rabıta 9 dan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ameri- ka'ya yönelen saldınlann sorumlusu olarak gösterilen Suudi Arabistan kökenli terörist Usame bin Ladin yanlılannın Pakistan ve Af- ganistan'daeğitilmesine, şeriatçı Rabıta örgü- tü büyük kaynak aktardı. Amerika-Suudi Ara- bistan ortaklığı Aramco petrol şirketinin fon- lanyla beslendiği bilinen Rabıta örgütünün, 12 Eylül dönemınde Bakanlar Kurulu'nun onayı ile Ban Avrupa'daki Türk imamlannı dolarla maaşa bağladığı ortaya çıkmıştı. 1980'lerin başından itibaren Afganistan'a yönelik yapılan "cihat" çağnlannın ardında Rabıta örgütünün önemli desteği bulunuyor. Bin Ladin, Suudi Arabistan'da Kral Abdüla- ziz Üniversitesi'nde okurken hocası olan Ab- duBahAzzam'ın aynı zamanda "şeriatçdıkesa- sı üzerinde bir Islam devietleri büiiği kurma" amacını taşıyan Rabıta örgütünün "eğitim bö- hunü" sorumlusu olduğu ortaya çıktı. Daha sonra Azzam'ın, Sovyetler Birliği'nin Afga- nistan'ı işgali üzerine gittiği Peşaver'de, döne- min Pakistan Devlet Başkanı Ziya 01 Hak'ın sorumluluğunda yürütülen ve tüm dünya Müs- lümanlanna Afganistan'da savaşmalan için "dhat" çağnsı yapılması projesinin başına geçtiği belirlendi. Bu çerçevede özellikle Amerika ve Suudi Arabistan'dan gelen para- sal kaynaklar ve silahlarla Peşaver'de "müca- hit kamplan" oluşturuldu. Fransız Bilimsel Araştırma Merkezi yöne- ricisi Gflles Kepel'e göre, 1988 yılında Rabı- ta'nın bu uğurda verdiği parasal yardım 445 milyon Suudi Riyali'ne ulaşıyor. Aynca, Ra- bıta'nın Afganlılann "şeriat eğitiıni'' alabil- meleri için bölgede 159 Kuran kursu ile 85 Is- lami okul açtığı da saptanan bilgiler arasında. Rabıta'nın "eğitim sorumlusu" ve Peşaver'de açılan cihat cephesinin yürütücüsü Azzam'ın öğrencisi olan Ladin'in de aynı dönemde Su- udi Gizli Servis Şefi Prens TurkibinFaysal ta- rafindan Peşaver'e gönderildiği de bin'niyor. Azzam ile Ladin'in "savaşçı" eğitiminde önemli rol üstlendikleri ifade ediliyor. Pakistan'ın Ziya ül Hak yönetiminde Rabı- ta'dan gelen kaynaklarla Peşaver'de "mflca- hit" yetiştirilmesine destek verdiği yıllarda ay- nı örgütün Türkiye'ye el attığı biliniyordu. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye, ABD'den gelen istem üzerine hava sahasını dün saat 15.00'te savaş uçaklannın kullanımına açarken Afganistan'a asker göndermeme ka- ran aidı. ABD'deki terörist sal- dmnın ardından yaşanan gelişmelerle ilgili görüş- lerini, bölge ile ilgili is- tihbaratını ve ABD'ye vereceği desteği bir mektupla ABD Başkanı George Bush 'a iletecek olan Türkiye, Afgan mu- haliflerine de askeri eği- tim verebileceği mesajı verdi. Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer'in, ABD Başkanı Bush ile görüşmesinin ardından Başbakanlık'ta gerçek- leştirilen zirvede, Türki- ye'nin ABD'nin istem- lerine vereceği yanıtlar belirlendi. Başbakan Bûlent Ece- vit'in başkanlığında sa- at 15.15 'te başlayan top- lantıya Genelkurmay başkanı Orgeneral Hü- seyin Krvnkoğlu, Başba- kan Yardımcıları De>let Bahçeli ve Mesut Yü- maz, MİT Müsteşan Şenkal Atasagun ile Dı- şişleri Bakanlığı Müste- şan Uğur Ziyal katıldı- lar. 35 dakika süren top- lantının ardından saat 19.15'te Genelkurmay Başkanhğı Harekât Baş- kanı ve Ecevit'in askeri danışmanı Korgeneral KöksalKarabay Başba- SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Dünyada, örgütlü ve örgüt- süz şiddet diyebileceğimiz "terör"e karşı nasıl mücadele edilebileceği yeniden gündeme geldi. Türkiye'de de eski tartışma şimdi yeni- den alevlendi. Bu ülkedeki tartışmanın esası, düşünce ile şiddet arasındaki ay- nmın birtürlü kaldınlmak istenmemesiy- di. Türkiye'deki sorun, hiçbir terör eyle- miyle ilişkisi olmayan, hatta terörü onay- lamadığı bilinen insanlann, bir yazılan, bir konuşmalan nedeniyle "terör suçu" kapsamında yargılanmalanydı. Bu mantık halâ Türk ceza yargılama sistemine egemen. Önceki gün anaya- sa değişiklikleri TBMM Anayasa Komis- yonu'ndatartışılırken de aynı anlayış bi- raz muğlaklaştınlarak korundu. Bu yak- laşımın şu anda uygar dünyadaki "te- rörle mücadele" anlayışıyla paralel ol- madığı bir gerçek. Bu nedenle elmalar- la armutlan birbirine kanştırarak tartış- mayalım. Türkiye'nin Avrupa'da olduk- lan söylenen şiddet eylemcilerini verme- mesinin temel nedeni de Türkiye'de ölüm cezasının yürürlükte olması. Bu tutumlarında samimi olmadıkJan söylenebilir. Ancak şurası bir gerçek ki, ölüm cezası yürürlükte olduğu sürece Batı bu konuda eski tutumunu sürdüre- cektir. Onlann, Avrupa'da neden ellerini Saldınnın Ardından Terörle Mücadele kollannı sallayarak doiaştıklan tartışılabi- lir, Avrupa bu noktada eleştirilebilir. Bu işin başka bir boyutu. Bu noktadaki eleştiri, Türkiye'nin terörle düşünce ara- sına sınır çekmediği gerçeğini değiştir- mez. ••• "Terör nedir, terörist kimdir" sorusu- nun Batı'nın karşısında Türkiye tarafın- dan yeniden gündeme getirildiği ve bu noktada Türkiye'nin haklı olduğunun an- laşıldığı yazılıyor. Bu noktadaTürkiye ne- rede haklı? Yaşar Kemal'i, Ahmet Al- tan'ı, Perihan Mağden'i ve daha birçok yazar ve aydını Terörle Mücadele Yasa- sı'ndan yargılaması mı haklı? Batı, ken- disine dokunmayan teröre karşı çifte standartlı davrandığı için eleştirilebilir. Ancak Batı, düşüncenin terör kapsamın- da sayılmasını eleştiriyor. Bu tutumlann- da haklılar ve bundan sonra da eleştir- meye devam edecekler. Çünkü Türkiye bu noktada gereken yasal değişiklikleri yapmış değil. Terörle mücadele, şimdi yeniden tar- tışılacak. Burada duygulan ve tepkileri öne çıkarmak yerine, dünyanın ulaştığı yeni anlayışlan irdelemeliyiz. Evet, örgüt- lü şiddet dünyanın hemen her yerinde can almaya, yıkıma devam ediyor. In- sanlığın bu felaketten kurtulması için cid- di bir çabaya gerek var. Ancak terör, onu vareden gerçekler göz önüne alınmadan sırf polisiye önlemlerle engellenemez, durdurulamaz. ••• Günlerdir Afganistan'ı TV kamerala- nndan izliyoruz. Yoksulluk, sefalet ve ge- ri kalmışiık içinde zavallı bir görünümü var. Burada insanlar çarösiz ve umutsuz. Afganistan neden bu hale geldi? Sovyet müdahalesi, arkasından ABD destekli Is- lamcı direniş ve iç savaş, Afganistan'ı mahvetti. Usame bin Ladin işte bu fe- laket içinde bir anlam kazanıyor. Usame bin Ladin'in Afganistan'a yerieşmesinin arkasında da bu dram yatıyor. Filistin'e yağan Israil bombalan oldu- ğu sürece çaresiz Filistin halkının acı du- rumu insaniığın ve özel ofarak da Islam dünyasının öfkesini arttıracaktır. Hiçbir polisiye önlem, Filistin'deki bu büyük haksızlık ve zulüm sürdükçe "terör"ü so- na erdiremez. Birileri çılgınlık yapmaya, bomba atmaya devam eder. Terörle mücadele, insan gerçeği dik- kate alınmadan, dünyada- ki büyük eşitsizlik ve den- gesizlik dikkate alınmadan başanya ulaşamaz. Gelişmiş ülkelerde yapılan küreselleşme karşıtı eylemlere bakalım. Bu eylemleri onaylayın onayla- mayın, eylem biçimlerine katılın katılma- yın, sonunda bir toplumsal tepki, bu ey- lemlerde dile getiriliyor. Bu eylemler za- man zaman şiddete dönüşüyor. Yann bu eylemlerin ardından, Batı'da yeni şiddet örgütleri oluşabilir. Onlara silah sıkıp öl- dürerek Batı bu sorunu çözebilir mi? Ispanya'da ETA'nm şiddet eylemleri hâlâ sokaktaki insanın canını alıyor. Bü- tün bunlara rağmen Ispanyollar, Türki- ye'de olduğu gibi düşünceyi, şiddet ey- lemiyle aynı kefeye koyup yargılamalar yapmıyorlar. ••• Terörle mücadelede yine Türk tarzı gi- diyoruz. Eline kalem alan, "Bak bizim dediğimize geldiler" diye övünüyor. Tür- kiye'nin ciddi bir iç şiddet sorunu oldu- ğu gerçek. Ancak bu sorun yalnızca ör- gütlerden gelen şiddetle sınıriı değil. Gü- venlik kurumlannın da terörle mücadele mantığının içinde çok ciddi ve aşın bir şiddet gizli olduğu gerçeğini unutmaya- lım. Yoksa yeniden başladığımız yere döneriz. kanlığa geldi. Ecevit, toplantımn bu- gün de süreceğini ve mektuba son şeklinin verileceğini bildirdi. ABD'nin terorizme kar- şı başlattığı mücadeleye Türkiye'nin "içtenlikle katkıda bulunacağuu" vurgulayan Ecevit, "Eğer annacak önlemfcr, Afganistan'da yoğunla- şacaksa mekrupta buna ne gibi katkılanmız ola- bileceğini belirteceğiz. Bu konuda devletin üst kademesinde tam bir uyum var" dedi. Zaten blrlnin adı da 'Postum' Ecevit, Afganistan'a yapılacak operasyonda Türkiye'nin izleyeceği stratejiye ilişkin şu me- sajlan verdi: • ABD bizim müttefi- kimiz. ABD uçaklannın Türkiye'deki hava saha- sına geçiş izni alması, Türkiye'de ikmal yap- ması doğal. • Türkiye'nin askeri destek gibi bir düşünce- si yok. Zaten öyle bir is- tek de olmadı. • Afganistan'ın kuze- yindeki liderler ve ku- mandanlar da bizim dos- tumuzdur. Zaten birinin adı da Raşid Dosrum. Eğer Türkiye'den askeri eğitim yardımı isterler- se bunu da elbette değer- Iendiririz. • Afganistan'daki re- jim değişmeli. Bu konu- da ABD'ye büyük görev düşüyor. • ABD'nin terorizme karşı nasıl bir hedef be- lirleyeceği merak konu- suydu. Başkan Bush, Kongre"de yaptığı ko- nuşmada bu konuya açıklık getirdi. Bu, ule- manın açıklamalarına önem vermeden, Tale- ban'm ve özellikle Ka- ide örgütünün tek bir he- def olarak alındığını or- taya koyuyor. • Afganistan'ın kuzey kesiminde muhalif grup- lar var. Fakat aralarında şimdiye kadar bir birlik yoktu. Onlar arasmda birlik sağlayarak askeri kara harekâtım daha çok Afganlann kendilerin- den beklemek uygun olur diye düşünüyorum. Bu arada istihbarata son derece önem vermek ge- rekiyor. Bizim bu konu- larda yararh katkılanmız olabilir. Şu anda muha- liflerin gücü yok ama, o güç verilebilir. Afganis- tan, bu kadar çağdışı bir rejimle baş başa bırakı- lamaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle