18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÛL 2001 CUMARTESİ xx O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Sosyal Demokratlanmızdan Beklenen Prot Dr. Abidin KUMBASAR Y anmyüzyıhaşanbir süredir, sağ yöne- tinılerin us ve bilim- sellik dışı uygula- malan, ülkemizin bugünkü sıkmnlı ve onur hna durumuna yol açtı. Yıllar boyu /eteneksiz sözde siyasetçiler, yurtsever aydınlann uyanlannı göz ardı ederek, çıkar sağlamak ve yöne- timde kahp, ülke kaynaklannı yan- daşlanna peşkeş çekmek amacıyla, eğitüri özel olarak yozlaştınlan halk kitlelerinin duygulannı sömûrüp po- pülist, günü kurtancı yöntemler uy- guladılar. Sovyetlerin, sosyalizmi yanlış uy- guladiklan soğuk savaş yılları süre- since, birçok azgelişmiş ülkede oldu- ğu gib:, ülkemizde de sosyal demok- rasiyi savunmak dahi Sovyet ajanlı- ğı ile özdeş kabul edilmiş, yönetim- leri yurtseverlik duygulanyla uyaran ve gerçekleri dile getirenler karalan- mış, vatan haini olarak kuıanıp, kı- yıma uğramıştır. Yaratılan ortamda, sağ yönetimler bütün us ve bilim dı- şı söylem ve uygulamalanna gerek- çe olarak komünizm tehlikesinin abar- tılmış dehşetini sloganlar halinde bi- linçsiz halk kitlelerinin kandınlma- sında kullanmışlardır. Sovyetlerin çöküşünden sonra sağ yönetimlerin ekonomik-sosyal da- yanaktan yoksım, sadece antikomü- nist olmaya dayanan varlıklan boş- lukta kalmış, tek umut olarak öteden beri arka bahçelerinde özenle koru- yup geliştirdikleri inanç sömürûsü yöntemine sığınmışlardır. Bugün mer- kez- sağ partiler arasındaki inanç duygulannı sömürme yanşının ve birbirlerini karalamalannın gerçek nedeni, halk kitlelerine sunabilecek- leri sosyal-ekonomik düşünce ve uy- gulama bırikımınden yoksun olma- landır. Soğuk savaş dönemınde yönetim- lerce komünist suçlamasıyla ezilen, kıyuna uğratılan gerçek sosyal de- mokratiann sindirildiği ortamda, ye- teneksiz yöneticiler tarafindan kuru- luşundaki amacmdan saptınlan ve isım olarak halka dayanan parti de Atatûrk devrimlerinden ödünler ve- rerek politika yapmaya özenip, sağ yönetimlerle popülizm yanşmasına girişmiştir. Bugün yaşadıklannıız, hiçbir sosyal-ekonomik ya da ussal ve bilimsel dayanağı olmayan, hep- si merkez-sağa çörekîenen siyasal partilerimizin kördövüşünü andıran karmaşa ortamının topluma yansı- masıdır. Ülkemizde, sosyal demokrat oldu- ğunu vurgulayan iki partiden biri, iyi tarikatlardan ve cuma hutbelerinden medet ummakta, diğeri ise Anadolu şeyh ve erenlerinin acıyı paylaşan, bu dünyada bir lokma, bir hırka vererek öbür dünya cennetini sunan hayalle- rini Anadolu solu olarak yorumla- maktadır. Siyasal ortamda bir kaos yaşan- makta, ekonomısi çöken ülkedeki halk kitleleri, yurtdışından önerilen kişilere ya da değiştim demekle de- ğişeceği sanılanlara kurtancı gözüy- le bakmaktadır. Öte yanda, olaylann akışıru bilinçli olarak değerlendiren, ussal, bilimsel önerileri sunabilecek yetenekteki aydınlar politikadan dış- lanmış olarak beklemekteler. Aydınlığa çıkmak için gereken çö- züm, sosyal demokrasiye inananla- nn bölünmeden bir araya gelerek halk kitlelerine güven verecek bir sosyal demokrat yapıyı gerçekleştir- melerindedir. Güven veren ve siya- sal yaşantısında kuşku yaratacak geç- mişi olmayan bireylerden oluşacak, gerçekten sosyal demokrat bir siya- sal partinin ülke sorunlannı halkla bir- likte çözebileceği kuşkusuzdur. Bek- lenen yeni siyasal oluşumun politi- kada en değişmez kural olan "Ger- çekleri Söylemek (Verum Dicere)" kuralına uyarak mandıncı olması ka- çınılmazdır. Yaşadığımız bilim ve iletişim çağında halk kitlelerini yoz düşünceler ve öbür dünya masallany- la uyutmak, giderek güçleşmekte, ussal ve bilimsel çözümlerin inandı- ncı gücü güven kazanmaktadır. Bu nedenle bölünmeden ve küçük ay- nntılar yüzünden birbirlerini suçla- yıp dışlamadan bir araya gelecek sos- yal demokrat düşünce savunuculan- nın başan olasılığına bugün daha da umutlabakabiliriz. Sosyal demokrat akunlar günümüzde komünizm ka- ralaması zincirinden kurtulmuş ola- rak daha da güç kazanmıştır. Küre- selleşen dünyada gelişen olaylar, ne kadar güçlü olsalar da, hiçbir toplu- mun ya da kimsenin tek başına mut- lu ve güvende olamayacağı gerçeği- ni vurgulamakta, üretimin artıp. us- sal paylaşımm gerekliliğinin kaçınıl- mazlığını gözler önüne sermektedir. Bütün bu yaşananlar, ülkemizdeki siyasal ortamda gelişecek, gerçek- ten sosyal demokrat bir oluşumun başansında olumlu yönde etkin ola- cakür. Ülkemizin yeniden Atatürk Türkiyesi'nin saygmlığınıkazanma- sı için tüm yurtsever aydınlan yad- sınmaz görev beklemektedir. Sosyal demokrasiye inananlann bölünme- den verecekleri sınav, yalnız bugünü- müzü değil, geleceğimizi debelirle- yecek, bize çağdaş dünyanın onurlu bireyleri olma mutlulugunu ve kı- vancını yaşatacaktır. ^ Ülke gerçekleri iyi anlatıhp, gü- ven duygusu sağlanırsa, ulusumu- zun Kurtuluş Savaşımızda yüce Ata- türk'e verdiği desteği yeniden sağ- layacak olan erdeminin her şeye rağ- men hâlâ yaşadığma ve bizi başan- ya ulaştıracagına inanıyorum. Ne Demek Istiyor? Av.CelalÜLGEN Y eni yargı yıh- nın açılışı sı- rasındaYargı- tay 1. Başka- nı Sami Setçuk, anayasa- yı bir "poHs tüzüğüne" benzetirken aslında po- pülizm yapıyordu. Her- kesin bildiğini, tüm ay- dınlann yıllardır söyle- diğini, şimdi yeniymiş gi- bi gündeme getirmesi, konuşmasının bütünü de dikkate alındığmda ileti (mesaj) vermek istediği yerlere ulaştığmı göste- riyordu. Ne demek istiyordu Sa- yın Seiçuk? Ülkenin bu- gün yaşadığı güç koşul- lar dışında soyut kavram- lann tartışıldığı ve de bu kavramlara kendince an- lamlar yüklediği konuş- masında bir avuç mutlu azınlığın küreselleşme çağnlanm yapıyordu. Hu- kuk devleti-hukukun üs- tünlüğü, cumhuriyet-de- mokrasi gıbi kavramlan birbirine karşrt kavramlar- mış gibi yorumlayarak la- ik-laikçi aynmı yaparak şeriat özlemcilerinin ek- meğine yağ sürüyordu. Üstelik, yurttaşlann me- rakla bekledığı tahkim ya da "MAI" gibi kavram- lann ve bu kavramlann hukukumuzda bir biçim- de yer almasının, bağım- sızlığımızı yitirmemize neden olduğu konusun- da ise suspus olarak... Haksızlık yapmayalun, suspus da olmuyor Sayın Seiçuk, AB'ye gjrme uğ- runa ulusal egemenlik hakkından vazgeçüebile- ceğinin sinyallerini de vermekten geri kalmıyor. Yargıtay Başkanı bu ko- nuşmasında, söyledikle- rinden çok söylemedikle- riyle, söyleyemedikleriy- le birtakım çevrelere ile- tiler göndermiştir. Satır aralanndan çıkan anlam- lar, sezcüklere yüklenen özel imgeler ve de kendi- ne özgü benzetmelerle anlamsızm anlamım da iyi vermiştir. "Din özeffik- te tslam, sosyolojik ola- rak Türk kültürünün en önemtibirparçasadır. Uhı- sal biriiği sağbunada bu tııtkaHanyararianmanm yoflaruu arayahm" diye- rek Mustafa Kenud dü- şüncesine, çağdaşhğa, bil- gi ve bilim toplumu ohna özlemlerine karşı çıkmış- ür. Sayın Sami Seiçuk ki- şilerin dinlerinin olabile- ceğini, ancak kurum ve kuruluşlann, özellikle devlet yapısımn bir dini- nin olamayacağını, dinin kuşku tanımadığını ve mutlak olduğunu, dogma olduğunu, bilimin her doğruya kuşku ile yak- laşüğuu, böylece bilimin geliştiğini, tekniğin ge- liştiğini, bilgi çağına böy- le gelindiğini unutmuş- tur. Düşüncesini pekiştir- mek için verdiği bir örnek ise düş kınklığımızın art- TC "... , ,, SAKARYA ÜNİVERSİTESl RERTÖRLÜĞÜ'NDEN 2S47 Sayılı Kanun ve Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği'nin ilgili maddelerine göre üniversitemize öğretim elemanı alınacaktır. 1- Profesör kadrosu için adaylann başvuru dilekçelerine özgeçmişim, 2 fotoğrafinı, bilimsel yayınlannı, kongre ve konferans tebliğleri ile bunlara yapılan atıflan, eğitim-öğretim faaliyetlerini, yönetimlerinde devam eden ve biten doktora çalışmalannı veya yüksek lisans çalışmalan- m kapsayan 6 takım dosyayı ekleyerek Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir. 2- Doçent kadrosu için adaylann başvuru dilekçelerine özgeçmişlerini, 2 fotogranıû, doçentlik belgesini veya noterden onayb suretini, yayın listesini, bilimsel çahşma ve yayınlannı kapsayan 4 takım dosyayı ekleyerek Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmek- tediı. 3- Yardımcı Doçent kadrosu için adaylann, yabancı dillerini belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, 2 fotoğrannı, doktora belgesini, bilimsel çalışma ve yayınlannı kapsayan 4 takım dosyayı ekleyerek Rektörlük Personel Dairesi Başkanlığı'na başvurmalan gerekmektedir. 4- Araştırma Görevlisi kadrosu için müracaat edecek adaylann sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişleri, eserlen, hızmet, öğrenim ve LES belgelerinı (en az 50 puan almış olmalan - son iki yıl) ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Da- iresi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir. 5- Öğretim Görevlisi kadrosu için adaylann, sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, eserlerini, hızmet ve öğrenim belgelerini ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir. 6- Okutman kadrosu için adaylann, sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, eserlerini, hızmet ve öğre- nim belgelerini ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir. 7- Uzman kadrosu için adaylann, sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, eserlerini, hizmet ve öğrenim belgelerini ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Dairesi Başkanlığı'na başvurmalan gerekmektedir. Son başvuru tarihi ilanın yayuunı müteakip 15 (on beş) gündiir. Postadaki gecikmeler dikkate aiınmayacaktır. tLGİLİBİRİM PROF. DOÇ YRDıDOÇ. ARŞ.GÖR. ÖĞR.GÖR. OKUTMAN UZMAN MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ^ , Makina Mühendisliği Bölümü _ ' •"? " •'-".- »-^^-^ • Hıdromekanık ve Hidrohk Makmalan Anabilim Dalı •l % * ' . * - ' • • >" A Endüstri Mühendisliği Bölümü . . " • _ • .'.••-. ,'•.' -V <- Endüstri Mühendisliği Anabilim Dah 1 I • •£'• . i '' V J ~, ^,' Yöneylem Araştırması Anabilim Dah " ','•*•, ••&••". t ' ' ' . "' Bigisayar Mühendisliği Bölümü • £ V-'fV' Bılgisayar Büimleri Anabilim Dah 1 -: V: ',%/•'*l tnşaat Bölümü . ;'. " Yapı Anabilim Dah •' * 1 İKTİSADt VE tDARİ BtÜMLER FAKÜLTESt Iktısat Bölümü Iktısat Tarihi Anabilim Dah 1 TEKNtKEĞtTİM FAKÜLTESt f Msıkina Eğjtimi Bölümü . ° Enerjı Eğitimi Anabilim Dalı . 1 « - " FEN-EDEBhAT FAKÜLTESİ Ingüiz Diü vç Edebhaa BöJüraü 1 1 1 3 ' Feisefe Bölümü Türk tslam Düşüncesı Tarihi Anakihm Dah . 1 TnıfcDiMYvF^ebiyaaBöiömn • Yeni Türk Dıli Anâbıüm Dah 1 Yeni Türk Dih Edebıyatı Anabibm Dah 1 EĞİTİM FAKÜLTESİ Türkçe Eğitimi Bölümü Türkçe Eğitimi Anabilim Dah 1 bköğretim Bölümü Sosyal Bügıler Eğitimi Anabüim Dah 1 Fen Bilgısi Eğitimi Anabilim Dah 2 HENDEK MESLEK YÜKSEKOKULU 1* HENDEK MESLEK YÜKSEKOKULU l*» SAKARYA MESLEK YÜKSEKOKULU 1<3 3 C KARASU MESLEK YİİKSEKOKULU İH GEYVE MESLEK YÜKSEKOKULU P SAPANCA MESLEK YÜKSEKOKULU 21 SAĞUK YÜKSEKOKULU 1 REKTÖRLÜK ^ V A Yapı Öğretmenhği bölümü mezunu. B tnşaat bölümünde yüksek lisansa devam ediyor olmak. c 1 adet Hukuk Fakültesi mezunu ve Kamu Yönetimi bilim dalında yüksek lisans yapıyor olmak, 1 adet Feisefe bilim dalında yüksek lisans yapmış olmak, 1 adet Tarih bölümü mezunu ve Halkla tlişkiler alanında deneyimli olmak.D î.l.B.F. Işletme bölümü mezunu,E 1 adet Türk Dili ve Edebiyat bölümü mezunu, 1 adet Halkla tlişkiler bölümü mezunu, 2 adet tngilizce okutmanı. F 1 adet tşletme bölümü mezunu, • ' . 1 adet tstatistık bölümü mezunu, 1 adet Makine Mühendisliği bilim dalında yüksek lisans yapıyor olmak. G Endüstri Mühendisliği bilim dalında doktora yapmış olmak 11 tktısat bölümü mezunu ve Muhasebe Finansman bilim dahnda yüksek lisans yapıyor olmak. 1 1 adet Hukuk Fakültesi mezunu ve tşletme bilim dahnda yüksek lisans yapıyor olmak, 1 adet Üretim Yönetim ve Pazarlama bilim dahnda yüksek lisans yapıyor olmak. • . Basrn: 53396 masına neden olmuştur. Mustafa Kemal'in Gazi unvanını kullanması ile dini dışlamadığım belli ettiğini söylemesi, Mus- tafa Kemal'in din ile dev- let işlerinin aynlmasına gösterdiği gerekçeleri hiç mi hiç okumadığımn ka- nıtlarmı vermiştir. Mus- tafa Kemal Atatürk'ten söz ederken gericilerin çizgısıne düşmüştür. Küreselleşmenin kaçı- nılmaz olduğu, salt ön- lemlerimizi almakla ye- tinmemiz gerektiğini be- lirterek bir yerde ulusla- rm bagımsızlığı ilkesinin gereksizliğini belirtmiş- tir. Bir kez daha sayın baş- kan ne yazık kı yasalann toplumsal gereksinimler- den doğduğu gerçeğini göz ardı etmıştır. Öraek verdiği ve de- mokrasilennı beğendiği ülkelerde dinde reformun ve de kültür ve sanattaki rönesansın usun (aklm) özgür olduğu toplumlar yaratbğıru, bu toplumlar- da asla dini inançların dünyayı yönetme savm- da ve de yayıhnacı ohna- dığını düşünmemiştir. 1996-1997 yargı yılı konuşmasında, o zamanın Yargıtay 1. Başkanı Sayın Mûftt Utku'nun söyle- dikleri ile Sayın Sel- çuk'un söyledikleri ne denli çelişkili; "Devtetin tetnefine 'ak- h' koyduğunuz zaman ulaşacağımız nokta '!»- iklik'tir. Devletin temeli- ne •halkı" koyduğunuz za- man ulaşacağınız, gidece- ğiniz yer 'cumhuriyet' ve 'demokrasi'dır. Cumhu- riyet tektir, ebedidir. O da Mustafa Kemal Ata- türk'ün kurmuş olduğu cumhurryettir. Devletin temeüne 'din duygusu'nu koyduğumuz takdirde karşımıza çıkacak olan 'şeriat' tır." Ülkenin tüm aydınlan, baro başkanlan, Yargı- tay'ın değerli daire baş- kanlan ve de yargıçlan bu konuşma metnini iyi irdelemelidir. Istanbul Ba- rosu'ndaki gelişmelere benzer bir gelişmeyi, bir kutsal ittifakı Yargıtay Başkanlığı kürsüsünde mi görüyoruz. Biz yeniden tam ba- ğımsızlık uğraşımızda, Mustafa Kemal'in ülkü- sünde, laik ve üniter dev- let yapımızdan ödün ver- meden yürüyoruz. Sı- vas'ta diri diri yanan can- larm sesi kulaklanmız- dan, Hizbullah'ın ölüm hücrelerinde domuz bağı ile baglananlann yiten ya- şamı gözlerimizden git- miyor. Saym Seiçuk, konuş- masım şu tümce ile biti- riyor: "Yaşasın Tûrldye, yaşasm demokratik cum- huriyet!* Biz ekliyoruz: Yaşasm laik cumhuriyet. Büyük Adam Korkusu VedatGÜNYOL Oldum bıtrim, adı sanı büyüğe çıkmış insandan korkar olmuşumdur. Örneğin, günlük yaşamımızda, aile büyüğü dıye adlandınlan sakallı sakalsız dede dıye bellenen yaşblann önünde ne kadar da ürküntüler, çekinceler, küçülmeler içinde kalmaya ahştınlmışızdır. Tabii, ben bunu söylerken daha çok geçmişi, yani bundan seksen, doksan, yüz yıl öncesinin yaşanüsını düşünüyorum. O günlerde, bugünlerde de olduğu gibi büyük diye bellenen. görünürde kerli ferü, görünmezde kersiz fersiz adam bozuntulan karşısında ne kadar da ufalı ufalıverirdi insan. 0 günlerden aklımda kalan bir sözü aktarayım size: "Kurb-u suttan, ateş-i suzan." Yani, sultana, padışaha fılan yaklaşırsan yandın gitti demektir. Ben, babamdan bana yansıyan bu ürküntü ile hep büyük denen insanlardan uzak durmuş, durdukça da kendime daha bir saygüı olmuşumdur. Bundan kırk-elli yıl öncesi, günlerden bir gün, Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Tercüme Bürosu toplantısından çıkarken yolda dostum Sabahattin AB'nin, Milli Eğitim Bakanı (Omrüm boyunca gördüğüm, ama yanına yanaşmadığm büyük insan) Hasan Âti Yûcd'in yanında giderken elini ensesinde gezdirdiğine tanık olunca apışıp kalmışüm. Işte o gün bugün, yanına yaklaşılabilen gerçekten büyük insanların var olduğunu gördüm ve yıllar önce, sık sık konuğu olduğum Kaliterya Köyü yakınında, Florya'nın deniz kıyısında dinlenen Atatürk'ün yanına vanp elini yüzlerce öpmeyi göze alamadığıma hayıflarup duruyor ve "Büyük Adam Korkusu"nu, Atatürk gibi gerçekten çok büyük insan korkusunu yenemediğime orum. PENCERE UsamebinLadinFısfıs... İnsan şaşıyor... Tarihin itici motorunun ne olduğunu görmek için bir yararlı araç olan aklımızı neden peynir ekmek- le yiyerek durmadan saçmalıyoruz?.. Yanrt: Çünkü insan toplumlannı yöneten egemenle- rin kültürüyle şartlanmışız. Az buz şartlanma değil bu!.. Ladin olayı bir kanıt... En başta Amerika olmak üzere uygar dünya Usame bin Ladin'in peşindedir; piyasa medya- sı hop oturup hop kalkıyor; "şerif", "haydut"u ya- kalayıp cezasını verdiği zaman kasaba halkı ra- hatlayacak... Usame'nin fotoğraflarının altında bir yazı: "Aranıyor!.." Peki, cinayeti Ladin mi işledi?.. Belli değil!.. • Şu kavanoz dipii dünyada rahata ermek, hu- zura kavuşmak, mutlu olmak kolay mı?.. Çelişkilerin biliminde bu soruya yanrt vermek çok zor olmasa gerek!.. Binlerce yıl süren köle- lik düzeninde efendilerin işi daha kolaydı. Efendi efendiydi.. Köledeköle.. Ancak insanlığa ters düşen bu çelişki nice öz- veri, kan, gözyaşı pahasına aşıldı. Tarihte say- makla bitmez köle isyanlan vardır, çoğu geçmi- şe gömülmüştür. Spartaküs'ün başkaldınsı eğer Holivut'ta film yapılmasaydı, Kirk Douglas baş- rolü oynamasaydı, çoğumuz bu aaklı öyküden habersiz kalacaktık. Ya ortaçağ?.. Köle bir adım daha ileriemiş, toprağa bağlan- mış, "serf" olmuştu. Zamanın siyasal ideolojisi din idi ve aşılması için sanayi devrimini beklemek gerekiyordu; in- sanoğlu laikliği fabrikayta keşfedecekti. Laiklik, demokrasinin içeriğini oluşturmak için kaçınılmazdı. Ne var ki doğanın yapısını oluşturan çelişkiler yumağının halkalan durmadan birbirine ekleni- yordu. Batı uygarlığı sömürgeciliğe açıldıkça metropollerdeki işçi ile patron arasındaki çeliş- kiye mazlum halklarla emperyalistler arasındaki çatışmalar da eklendi. Avrupa'daki zenginler, dünya paylaşımında, sermayenin iç çelişkilerine dayanan iki büyük savaşta hesaplaştılar; akan insan kanının haddi hesabı yoktu; bu çatışmaların gebeliğinde kapi- talizmin zayıf halkası olan uçsuz bucaksız Rus- ya'da sosyalist bir devlet modeli uç verdi; Çin bu- na eklendi. Yeryüzünde kapitalist-sosyalist deneyiminin temel çelişkisi mi geçeıii olacaktı?.. Olamadı. Tarihsel dönüşüm durmuyordu; ama, "Soğuk Savaş"ta Sovyetler de yıkılınca, adına 'Yeni Dün- ya Düzeni" denen "Küreselleşme" evresine gi- rildi. • Peki, bu zaman ve mekân kapsamında gün- cel gündem ne?.. Bir yanda Amerikan Cumhurbaşkanı Bush.. öte yanda dinci Usame bin Ladin.. Ikisi debirersimge!.. Allah aşkına Bush'un Afganistan'da Usame'nin Amerika'da ne işi var?.. Yeryüzündeki zengin-yoksul çelişkisinin baş- döndürücü çelişkisinde insanlık çırpınmasa, te- rör belası New York ve VVashington'a dek yayı- lır mı?.. Artık Sovyetler yok ve zenginlerin zenginleriy- le yoksul mu yoksul halklar karşı karşıya kaldı- lar... Sanayileşememiş ve laikleşememiş top- lumlann çaresizliği ile güçlüler becelleşiyor. Usame bin Ladin bu tabloda fısfıs... NOVITAS Tuıiznı YURTİÇİ TURLAR ORTA ANADOLU - (7-13 Ekim) TUR ABDİN (Güne\doğu) - (25-29 Ekim) SAFRAKBOLU-KASTAMONU - (26-29 Ekim) 1Y0NYA - (26-29 Ekim) YURTDIŞI TURLAR PRAG - (26-30 Ekim) YUNANİSTAN - (5-10 Kasım) Tel: (0 212) 251 28 08-09 t-mail: [email protected] web: www.novitas.com.tr IMZA GUNU TAKSİM SERGİ SALONU'NDA Cumhuriyet Mahallesi 1. kısımda, 458 m2, iskanlı arsa satılıktır. 0216 456 1170 22 mi CVMARTESI (BUGUN) Saat: 18.00 Istıklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanıl Taksim Tel: 252 3S 81 82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle