Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÛL 2001 CUMARTESİ
xx O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Sosyal Demokratlanmızdan Beklenen
Prot Dr. Abidin KUMBASAR
Y
anmyüzyıhaşanbir
süredir, sağ yöne-
tinılerin us ve bilim-
sellik dışı uygula-
malan, ülkemizin
bugünkü sıkmnlı ve
onur hna durumuna yol açtı. Yıllar
boyu /eteneksiz sözde siyasetçiler,
yurtsever aydınlann uyanlannı göz
ardı ederek, çıkar sağlamak ve yöne-
timde kahp, ülke kaynaklannı yan-
daşlanna peşkeş çekmek amacıyla,
eğitüri özel olarak yozlaştınlan halk
kitlelerinin duygulannı sömûrüp po-
pülist, günü kurtancı yöntemler uy-
guladılar.
Sovyetlerin, sosyalizmi yanlış uy-
guladiklan soğuk savaş yılları süre-
since, birçok azgelişmiş ülkede oldu-
ğu gib:, ülkemizde de sosyal demok-
rasiyi savunmak dahi Sovyet ajanlı-
ğı ile özdeş kabul edilmiş, yönetim-
leri yurtseverlik duygulanyla uyaran
ve gerçekleri dile getirenler karalan-
mış, vatan haini olarak kuıanıp, kı-
yıma uğramıştır. Yaratılan ortamda,
sağ yönetimler bütün us ve bilim dı-
şı söylem ve uygulamalanna gerek-
çe olarak komünizm tehlikesinin abar-
tılmış dehşetini sloganlar halinde bi-
linçsiz halk kitlelerinin kandınlma-
sında kullanmışlardır.
Sovyetlerin çöküşünden sonra sağ
yönetimlerin ekonomik-sosyal da-
yanaktan yoksım, sadece antikomü-
nist olmaya dayanan varlıklan boş-
lukta kalmış, tek umut olarak öteden
beri arka bahçelerinde özenle koru-
yup geliştirdikleri inanç sömürûsü
yöntemine sığınmışlardır. Bugün mer-
kez- sağ partiler arasındaki inanç
duygulannı sömürme yanşının ve
birbirlerini karalamalannın gerçek
nedeni, halk kitlelerine sunabilecek-
leri sosyal-ekonomik düşünce ve uy-
gulama bırikımınden yoksun olma-
landır.
Soğuk savaş dönemınde yönetim-
lerce komünist suçlamasıyla ezilen,
kıyuna uğratılan gerçek sosyal de-
mokratiann sindirildiği ortamda, ye-
teneksiz yöneticiler tarafindan kuru-
luşundaki amacmdan saptınlan ve
isım olarak halka dayanan parti de
Atatûrk devrimlerinden ödünler ve-
rerek politika yapmaya özenip, sağ
yönetimlerle popülizm yanşmasına
girişmiştir. Bugün yaşadıklannıız,
hiçbir sosyal-ekonomik ya da ussal
ve bilimsel dayanağı olmayan, hep-
si merkez-sağa çörekîenen siyasal
partilerimizin kördövüşünü andıran
karmaşa ortamının topluma yansı-
masıdır.
Ülkemizde, sosyal demokrat oldu-
ğunu vurgulayan iki partiden biri, iyi
tarikatlardan ve cuma hutbelerinden
medet ummakta, diğeri ise Anadolu
şeyh ve erenlerinin acıyı paylaşan, bu
dünyada bir lokma, bir hırka vererek
öbür dünya cennetini sunan hayalle-
rini Anadolu solu olarak yorumla-
maktadır.
Siyasal ortamda bir kaos yaşan-
makta, ekonomısi çöken ülkedeki
halk kitleleri, yurtdışından önerilen
kişilere ya da değiştim demekle de-
ğişeceği sanılanlara kurtancı gözüy-
le bakmaktadır. Öte yanda, olaylann
akışıru bilinçli olarak değerlendiren,
ussal, bilimsel önerileri sunabilecek
yetenekteki aydınlar politikadan dış-
lanmış olarak beklemekteler.
Aydınlığa çıkmak için gereken çö-
züm, sosyal demokrasiye inananla-
nn bölünmeden bir araya gelerek
halk kitlelerine güven verecek bir
sosyal demokrat yapıyı gerçekleştir-
melerindedir. Güven veren ve siya-
sal yaşantısında kuşku yaratacak geç-
mişi olmayan bireylerden oluşacak,
gerçekten sosyal demokrat bir siya-
sal partinin ülke sorunlannı halkla bir-
likte çözebileceği kuşkusuzdur. Bek-
lenen yeni siyasal oluşumun politi-
kada en değişmez kural olan "Ger-
çekleri Söylemek (Verum Dicere)"
kuralına uyarak mandıncı olması ka-
çınılmazdır. Yaşadığımız bilim ve
iletişim çağında halk kitlelerini yoz
düşünceler ve öbür dünya masallany-
la uyutmak, giderek güçleşmekte,
ussal ve bilimsel çözümlerin inandı-
ncı gücü güven kazanmaktadır. Bu
nedenle bölünmeden ve küçük ay-
nntılar yüzünden birbirlerini suçla-
yıp dışlamadan bir araya gelecek sos-
yal demokrat düşünce savunuculan-
nın başan olasılığına bugün daha da
umutlabakabiliriz. Sosyal demokrat
akunlar günümüzde komünizm ka-
ralaması zincirinden kurtulmuş ola-
rak daha da güç kazanmıştır. Küre-
selleşen dünyada gelişen olaylar, ne
kadar güçlü olsalar da, hiçbir toplu-
mun ya da kimsenin tek başına mut-
lu ve güvende olamayacağı gerçeği-
ni vurgulamakta, üretimin artıp. us-
sal paylaşımm gerekliliğinin kaçınıl-
mazlığını gözler önüne sermektedir.
Bütün bu yaşananlar, ülkemizdeki
siyasal ortamda gelişecek, gerçek-
ten sosyal demokrat bir oluşumun
başansında olumlu yönde etkin ola-
cakür. Ülkemizin yeniden Atatürk
Türkiyesi'nin saygmlığınıkazanma-
sı için tüm yurtsever aydınlan yad-
sınmaz görev beklemektedir. Sosyal
demokrasiye inananlann bölünme-
den verecekleri sınav, yalnız bugünü-
müzü değil, geleceğimizi debelirle-
yecek, bize çağdaş dünyanın onurlu
bireyleri olma mutlulugunu ve kı-
vancını yaşatacaktır. ^
Ülke gerçekleri iyi anlatıhp, gü-
ven duygusu sağlanırsa, ulusumu-
zun Kurtuluş Savaşımızda yüce Ata-
türk'e verdiği desteği yeniden sağ-
layacak olan erdeminin her şeye rağ-
men hâlâ yaşadığma ve bizi başan-
ya ulaştıracagına inanıyorum.
Ne Demek Istiyor?
Av.CelalÜLGEN
Y
eni yargı yıh-
nın açılışı sı-
rasındaYargı-
tay 1. Başka-
nı Sami Setçuk, anayasa-
yı bir "poHs tüzüğüne"
benzetirken aslında po-
pülizm yapıyordu. Her-
kesin bildiğini, tüm ay-
dınlann yıllardır söyle-
diğini, şimdi yeniymiş gi-
bi gündeme getirmesi,
konuşmasının bütünü de
dikkate alındığmda ileti
(mesaj) vermek istediği
yerlere ulaştığmı göste-
riyordu.
Ne demek istiyordu Sa-
yın Seiçuk? Ülkenin bu-
gün yaşadığı güç koşul-
lar dışında soyut kavram-
lann tartışıldığı ve de bu
kavramlara kendince an-
lamlar yüklediği konuş-
masında bir avuç mutlu
azınlığın küreselleşme
çağnlanm yapıyordu. Hu-
kuk devleti-hukukun üs-
tünlüğü, cumhuriyet-de-
mokrasi gıbi kavramlan
birbirine karşrt kavramlar-
mış gibi yorumlayarak la-
ik-laikçi aynmı yaparak
şeriat özlemcilerinin ek-
meğine yağ sürüyordu.
Üstelik, yurttaşlann me-
rakla bekledığı tahkim ya
da "MAI" gibi kavram-
lann ve bu kavramlann
hukukumuzda bir biçim-
de yer almasının, bağım-
sızlığımızı yitirmemize
neden olduğu konusun-
da ise suspus olarak...
Haksızlık yapmayalun,
suspus da olmuyor Sayın
Seiçuk, AB'ye gjrme uğ-
runa ulusal egemenlik
hakkından vazgeçüebile-
ceğinin sinyallerini de
vermekten geri kalmıyor.
Yargıtay Başkanı bu ko-
nuşmasında, söyledikle-
rinden çok söylemedikle-
riyle, söyleyemedikleriy-
le birtakım çevrelere ile-
tiler göndermiştir. Satır
aralanndan çıkan anlam-
lar, sezcüklere yüklenen
özel imgeler ve de kendi-
ne özgü benzetmelerle
anlamsızm anlamım da
iyi vermiştir. "Din özeffik-
te tslam, sosyolojik ola-
rak Türk kültürünün en
önemtibirparçasadır. Uhı-
sal biriiği sağbunada bu
tııtkaHanyararianmanm
yoflaruu arayahm" diye-
rek Mustafa Kenud dü-
şüncesine, çağdaşhğa, bil-
gi ve bilim toplumu ohna
özlemlerine karşı çıkmış-
ür. Sayın Sami Seiçuk ki-
şilerin dinlerinin olabile-
ceğini, ancak kurum ve
kuruluşlann, özellikle
devlet yapısımn bir dini-
nin olamayacağını, dinin
kuşku tanımadığını ve
mutlak olduğunu, dogma
olduğunu, bilimin her
doğruya kuşku ile yak-
laşüğuu, böylece bilimin
geliştiğini, tekniğin ge-
liştiğini, bilgi çağına böy-
le gelindiğini unutmuş-
tur.
Düşüncesini pekiştir-
mek için verdiği bir örnek
ise düş kınklığımızın art-
TC "... , ,,
SAKARYA ÜNİVERSİTESl RERTÖRLÜĞÜ'NDEN
2S47 Sayılı Kanun ve Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği'nin ilgili maddelerine göre üniversitemize öğretim elemanı
alınacaktır.
1- Profesör kadrosu için adaylann başvuru dilekçelerine özgeçmişim, 2 fotoğrafinı, bilimsel yayınlannı, kongre ve konferans tebliğleri ile
bunlara yapılan atıflan, eğitim-öğretim faaliyetlerini, yönetimlerinde devam eden ve biten doktora çalışmalannı veya yüksek lisans çalışmalan-
m kapsayan 6 takım dosyayı ekleyerek Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir.
2- Doçent kadrosu için adaylann başvuru dilekçelerine özgeçmişlerini, 2 fotogranıû, doçentlik belgesini veya noterden onayb suretini, yayın
listesini, bilimsel çahşma ve yayınlannı kapsayan 4 takım dosyayı ekleyerek Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmek-
tediı.
3- Yardımcı Doçent kadrosu için adaylann, yabancı dillerini belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, 2 fotoğrannı, doktora belgesini, bilimsel
çalışma ve yayınlannı kapsayan 4 takım dosyayı ekleyerek Rektörlük Personel Dairesi Başkanlığı'na başvurmalan gerekmektedir.
4- Araştırma Görevlisi kadrosu için müracaat edecek adaylann sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişleri,
eserlen, hızmet, öğrenim ve LES belgelerinı (en az 50 puan almış olmalan - son iki yıl) ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Da-
iresi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir.
5- Öğretim Görevlisi kadrosu için adaylann, sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, eserlerini, hızmet
ve öğrenim belgelerini ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir.
6- Okutman kadrosu için adaylann, sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, eserlerini, hızmet ve öğre-
nim belgelerini ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Dairesi Başkaniığı'na başvurmalan gerekmektedir.
7- Uzman kadrosu için adaylann, sınava girmek istedikleri yabancı dili belirten dilekçelerine özgeçmişlerini, eserlerini, hizmet ve öğrenim
belgelerini ekleyerek 2 fotoğraf ile birlikte Rektörlük Personel Dairesi Başkanlığı'na başvurmalan gerekmektedir.
Son başvuru tarihi ilanın yayuunı müteakip 15 (on beş) gündiir. Postadaki gecikmeler dikkate aiınmayacaktır.
tLGİLİBİRİM PROF. DOÇ YRDıDOÇ. ARŞ.GÖR. ÖĞR.GÖR. OKUTMAN UZMAN
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ^ ,
Makina Mühendisliği Bölümü _ ' •"? " •'-".- »-^^-^ •
Hıdromekanık ve Hidrohk Makmalan Anabilim Dalı •l
% * ' . * - ' • • >" A
Endüstri Mühendisliği Bölümü . . " • _ • .'.••-. ,'•.' -V <-
Endüstri Mühendisliği Anabilim Dah 1 I • •£'• .
i
'' V
J
~, ^,'
Yöneylem Araştırması Anabilim Dah " ','•*•, ••&••". t ' ' ' . "'
Bigisayar Mühendisliği Bölümü • £ V-'fV'
Bılgisayar Büimleri Anabilim Dah 1 -:
V: ',%/•'*l
tnşaat Bölümü . ;'. "
Yapı Anabilim Dah •' * 1
İKTİSADt VE tDARİ BtÜMLER FAKÜLTESt
Iktısat Bölümü
Iktısat Tarihi Anabilim Dah 1
TEKNtKEĞtTİM FAKÜLTESt f
Msıkina Eğjtimi Bölümü . °
Enerjı Eğitimi Anabilim Dalı . 1 « - "
FEN-EDEBhAT FAKÜLTESİ
Ingüiz Diü vç Edebhaa BöJüraü 1 1 1 3 '
Feisefe Bölümü
Türk tslam Düşüncesı Tarihi Anakihm Dah . 1
TnıfcDiMYvF^ebiyaaBöiömn •
Yeni Türk Dıli Anâbıüm Dah 1
Yeni Türk Dih Edebıyatı Anabibm Dah 1
EĞİTİM FAKÜLTESİ
Türkçe Eğitimi Bölümü
Türkçe Eğitimi Anabilim Dah 1
bköğretim Bölümü
Sosyal Bügıler Eğitimi Anabüim Dah 1
Fen Bilgısi Eğitimi Anabilim Dah 2
HENDEK MESLEK YÜKSEKOKULU 1*
HENDEK MESLEK YÜKSEKOKULU l*»
SAKARYA MESLEK YÜKSEKOKULU 1<3 3 C
KARASU MESLEK YİİKSEKOKULU İH
GEYVE MESLEK YÜKSEKOKULU P
SAPANCA MESLEK YÜKSEKOKULU 21
SAĞUK YÜKSEKOKULU 1
REKTÖRLÜK ^ V
A
Yapı Öğretmenhği bölümü mezunu.
B
tnşaat bölümünde yüksek lisansa devam ediyor olmak.
c
1 adet Hukuk Fakültesi mezunu ve Kamu Yönetimi bilim dalında yüksek lisans yapıyor olmak,
1 adet Feisefe bilim dalında yüksek lisans yapmış olmak, 1 adet Tarih bölümü mezunu ve Halkla tlişkiler alanında deneyimli olmak.D
î.l.B.F. Işletme bölümü mezunu,E
1 adet Türk Dili ve Edebiyat bölümü mezunu,
1 adet Halkla tlişkiler bölümü mezunu,
2 adet tngilizce okutmanı.
F
1 adet tşletme bölümü mezunu, • ' .
1 adet tstatistık bölümü mezunu,
1 adet Makine Mühendisliği bilim dalında yüksek lisans yapıyor olmak.
G
Endüstri Mühendisliği bilim dalında doktora yapmış olmak
11
tktısat bölümü mezunu ve Muhasebe Finansman bilim dahnda yüksek lisans yapıyor olmak.
1
1 adet Hukuk Fakültesi mezunu ve tşletme bilim dahnda yüksek lisans yapıyor olmak,
1 adet Üretim Yönetim ve Pazarlama bilim dahnda yüksek lisans yapıyor olmak. • .
Basrn: 53396
masına neden olmuştur.
Mustafa Kemal'in Gazi
unvanını kullanması ile
dini dışlamadığım belli
ettiğini söylemesi, Mus-
tafa Kemal'in din ile dev-
let işlerinin aynlmasına
gösterdiği gerekçeleri hiç
mi hiç okumadığımn ka-
nıtlarmı vermiştir. Mus-
tafa Kemal Atatürk'ten
söz ederken gericilerin
çizgısıne düşmüştür.
Küreselleşmenin kaçı-
nılmaz olduğu, salt ön-
lemlerimizi almakla ye-
tinmemiz gerektiğini be-
lirterek bir yerde ulusla-
rm bagımsızlığı ilkesinin
gereksizliğini belirtmiş-
tir. Bir kez daha sayın baş-
kan ne yazık kı yasalann
toplumsal gereksinimler-
den doğduğu gerçeğini
göz ardı etmıştır.
Öraek verdiği ve de-
mokrasilennı beğendiği
ülkelerde dinde reformun
ve de kültür ve sanattaki
rönesansın usun (aklm)
özgür olduğu toplumlar
yaratbğıru, bu toplumlar-
da asla dini inançların
dünyayı yönetme savm-
da ve de yayıhnacı ohna-
dığını düşünmemiştir.
1996-1997 yargı yılı
konuşmasında, o zamanın
Yargıtay 1. Başkanı Sayın
Mûftt Utku'nun söyle-
dikleri ile Sayın Sel-
çuk'un söyledikleri ne
denli çelişkili;
"Devtetin tetnefine 'ak-
h' koyduğunuz zaman
ulaşacağımız nokta '!»-
iklik'tir. Devletin temeli-
ne •halkı" koyduğunuz za-
man ulaşacağınız, gidece-
ğiniz yer 'cumhuriyet' ve
'demokrasi'dır. Cumhu-
riyet tektir, ebedidir. O da
Mustafa Kemal Ata-
türk'ün kurmuş olduğu
cumhurryettir. Devletin
temeüne 'din duygusu'nu
koyduğumuz takdirde
karşımıza çıkacak olan
'şeriat' tır."
Ülkenin tüm aydınlan,
baro başkanlan, Yargı-
tay'ın değerli daire baş-
kanlan ve de yargıçlan
bu konuşma metnini iyi
irdelemelidir. Istanbul Ba-
rosu'ndaki gelişmelere
benzer bir gelişmeyi, bir
kutsal ittifakı Yargıtay
Başkanlığı kürsüsünde
mi görüyoruz.
Biz yeniden tam ba-
ğımsızlık uğraşımızda,
Mustafa Kemal'in ülkü-
sünde, laik ve üniter dev-
let yapımızdan ödün ver-
meden yürüyoruz. Sı-
vas'ta diri diri yanan can-
larm sesi kulaklanmız-
dan, Hizbullah'ın ölüm
hücrelerinde domuz bağı
ile baglananlann yiten ya-
şamı gözlerimizden git-
miyor.
Saym Seiçuk, konuş-
masım şu tümce ile biti-
riyor: "Yaşasın Tûrldye,
yaşasm demokratik cum-
huriyet!*
Biz ekliyoruz: Yaşasm
laik cumhuriyet.
Büyük Adam Korkusu
VedatGÜNYOL
Oldum bıtrim, adı sanı
büyüğe çıkmış insandan
korkar olmuşumdur.
Örneğin, günlük
yaşamımızda, aile
büyüğü dıye adlandınlan
sakallı sakalsız dede dıye
bellenen yaşblann
önünde ne kadar da
ürküntüler, çekinceler,
küçülmeler içinde
kalmaya ahştınlmışızdır.
Tabii, ben bunu söylerken
daha çok geçmişi, yani
bundan seksen, doksan,
yüz yıl öncesinin
yaşanüsını düşünüyorum.
O günlerde, bugünlerde
de olduğu gibi büyük
diye bellenen. görünürde
kerli ferü, görünmezde
kersiz fersiz adam
bozuntulan karşısında ne
kadar da ufalı ufalıverirdi
insan. 0 günlerden
aklımda kalan bir sözü
aktarayım size: "Kurb-u
suttan, ateş-i suzan." Yani,
sultana, padışaha fılan
yaklaşırsan yandın gitti
demektir. Ben, babamdan
bana yansıyan bu ürküntü
ile hep büyük denen
insanlardan uzak durmuş,
durdukça da kendime
daha bir saygüı
olmuşumdur.
Bundan kırk-elli yıl
öncesi, günlerden bir
gün, Ankara'da Milli
Eğitim Bakanlığı'na
bağlı Tercüme Bürosu
toplantısından çıkarken
yolda dostum Sabahattin
AB'nin, Milli Eğitim
Bakanı (Omrüm boyunca
gördüğüm, ama yanına
yanaşmadığm büyük
insan) Hasan Âti Yûcd'in
yanında giderken elini
ensesinde gezdirdiğine
tanık olunca apışıp
kalmışüm. Işte o gün
bugün, yanına
yaklaşılabilen gerçekten
büyük insanların var
olduğunu gördüm ve
yıllar önce, sık sık
konuğu olduğum
Kaliterya Köyü
yakınında, Florya'nın
deniz kıyısında dinlenen
Atatürk'ün yanına vanp
elini yüzlerce öpmeyi
göze alamadığıma
hayıflarup duruyor ve
"Büyük Adam
Korkusu"nu, Atatürk
gibi gerçekten çok büyük
insan korkusunu
yenemediğime
orum.
PENCERE
UsamebinLadinFısfıs...
İnsan şaşıyor...
Tarihin itici motorunun ne olduğunu görmek için
bir yararlı araç olan aklımızı neden peynir ekmek-
le yiyerek durmadan saçmalıyoruz?..
Yanrt:
Çünkü insan toplumlannı yöneten egemenle-
rin kültürüyle şartlanmışız.
Az buz şartlanma değil bu!..
Ladin olayı bir kanıt...
En başta Amerika olmak üzere uygar dünya
Usame bin Ladin'in peşindedir; piyasa medya-
sı hop oturup hop kalkıyor; "şerif", "haydut"u ya-
kalayıp cezasını verdiği zaman kasaba halkı ra-
hatlayacak...
Usame'nin fotoğraflarının altında bir yazı:
"Aranıyor!.."
Peki, cinayeti Ladin mi işledi?..
Belli değil!..
•
Şu kavanoz dipii dünyada rahata ermek, hu-
zura kavuşmak, mutlu olmak kolay mı?..
Çelişkilerin biliminde bu soruya yanrt vermek
çok zor olmasa gerek!.. Binlerce yıl süren köle-
lik düzeninde efendilerin işi daha kolaydı.
Efendi efendiydi..
Köledeköle..
Ancak insanlığa ters düşen bu çelişki nice öz-
veri, kan, gözyaşı pahasına aşıldı. Tarihte say-
makla bitmez köle isyanlan vardır, çoğu geçmi-
şe gömülmüştür. Spartaküs'ün başkaldınsı eğer
Holivut'ta film yapılmasaydı, Kirk Douglas baş-
rolü oynamasaydı, çoğumuz bu aaklı öyküden
habersiz kalacaktık.
Ya ortaçağ?..
Köle bir adım daha ileriemiş, toprağa bağlan-
mış, "serf" olmuştu.
Zamanın siyasal ideolojisi din idi ve aşılması
için sanayi devrimini beklemek gerekiyordu; in-
sanoğlu laikliği fabrikayta keşfedecekti.
Laiklik, demokrasinin içeriğini oluşturmak için
kaçınılmazdı.
Ne var ki doğanın yapısını oluşturan çelişkiler
yumağının halkalan durmadan birbirine ekleni-
yordu. Batı uygarlığı sömürgeciliğe açıldıkça
metropollerdeki işçi ile patron arasındaki çeliş-
kiye mazlum halklarla emperyalistler arasındaki
çatışmalar da eklendi.
Avrupa'daki zenginler, dünya paylaşımında,
sermayenin iç çelişkilerine dayanan iki büyük
savaşta hesaplaştılar; akan insan kanının haddi
hesabı yoktu; bu çatışmaların gebeliğinde kapi-
talizmin zayıf halkası olan uçsuz bucaksız Rus-
ya'da sosyalist bir devlet modeli uç verdi; Çin bu-
na eklendi.
Yeryüzünde kapitalist-sosyalist deneyiminin
temel çelişkisi mi geçeıii olacaktı?..
Olamadı.
Tarihsel dönüşüm durmuyordu; ama, "Soğuk
Savaş"ta Sovyetler de yıkılınca, adına 'Yeni Dün-
ya Düzeni" denen "Küreselleşme" evresine gi-
rildi.
•
Peki, bu zaman ve mekân kapsamında gün-
cel gündem ne?..
Bir yanda Amerikan Cumhurbaşkanı Bush..
öte yanda dinci Usame bin Ladin..
Ikisi debirersimge!..
Allah aşkına Bush'un Afganistan'da Usame'nin
Amerika'da ne işi var?..
Yeryüzündeki zengin-yoksul çelişkisinin baş-
döndürücü çelişkisinde insanlık çırpınmasa, te-
rör belası New York ve VVashington'a dek yayı-
lır mı?..
Artık Sovyetler yok ve zenginlerin zenginleriy-
le yoksul mu yoksul halklar karşı karşıya kaldı-
lar... Sanayileşememiş ve laikleşememiş top-
lumlann çaresizliği ile güçlüler becelleşiyor.
Usame bin Ladin bu tabloda fısfıs...
NOVITAS Tuıiznı
YURTİÇİ TURLAR
ORTA ANADOLU - (7-13 Ekim)
TUR ABDİN (Güne\doğu) - (25-29 Ekim)
SAFRAKBOLU-KASTAMONU - (26-29 Ekim)
1Y0NYA - (26-29 Ekim)
YURTDIŞI TURLAR
PRAG - (26-30 Ekim)
YUNANİSTAN - (5-10 Kasım)
Tel: (0 212) 251 28 08-09 t-mail: novitas@novitas.com.tr
web: www.novitas.com.tr
IMZA GUNU
TAKSİM SERGİ SALONU'NDA
Cumhuriyet Mahallesi 1. kısımda,
458 m2, iskanlı arsa satılıktır.
0216 456 1170
22 mi CVMARTESI (BUGUN)
Saat: 18.00
Istıklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanıl Taksim Tel: 252 3S 81 82