Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
iı
THûye ıtibe vurtısm
sommageU."
iyiyoiam!
Elektronik posta: benizsom@cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Başbakanlık önünde
tankerli protesto o/muş...
"Neyse ki tankerde sosyaf
pat/ama olmamıs!"
Kîtap
.
^
Endonezya'da bu yıl
kurulan köktendinci
Islami örgüt "Anti-
Komünist Birliği"
ülkenin değişik
kentlerindeki
kitapçılan basarak
topladığı "solcu" ^
kitaplan kent ,* &
meydanlannda ^
yakıyor... Bu arada ~
Marksizme karşıtlığı
ile tanınan ve Katolik
teoloji alanında bir
uzman olan
Endonezyalı yazar
Franz Mangis
Suseno'nun kitaplan
da "sol" bulunup
yakılıyor... Örgütün
genel sekreteri
Muhammed Noval,
Islami Gençlik ve
Hizbullah Silahşörieri
gibi çeşitli dini gruplan
birieştirdiklerini
söylerken Doğu
Timor'da kıyımla
suçlanan Budist
gangster Eurico
Guterres de kitap
yakma eylemlerine
katılıyor. Başkent
Jakarta'da yayımlanan
bir dergi, köktendinci
Islami örgütün, CIA'nın
himayesindeki eski
diktatör Suharto'nun
zengin ettiği
işadamlarınca
desteklendiğini
bildiriyor.
ürk Tabipleri Birliği aleyhine, işyeri hekimli-
ği konusunda hukuka aykın idari işlemler te-
sis ettiği savıyla Danıştay'da açtığı davayı ka-
zanan Dr. Murat Ergöz, Dr. Eriş Bilakoğlunun
şahsında TTB Merkez Konseyi'ne yanıt veriyor.
"Sadece Resmi Gazete'deyayımlanmadığı gerek-
çesi ile TTB İşyeri Hekimi Atama Yönetmeliği'nin ve
ilgili yönergenin yürütülmesinin durdurulmasına ka-
rar verildiğini söylemek açıkça kamuoyunu yanıltıcı bir
bilgidir. Çünkü bu durum, tek başına yürütmenin dur-
durulması kararı verilebilmesi için yeterii bir sebep de-
ğildir. Işlemin açıkça hukuka aykın olmasının yanın-
da uygulanması haîinde telafisi güç veya imkânsız za-
rariarın doğması şartı da mutlak surette gerekmek-
tedir."
"Karar, Danıştay 8. Daire'de oybirliği ile alınmış,
TTB'nin itirazı da Danıştay idari Dava Daireleti Genel
Kurulu'nda oyçokluğuyla reddedilmiştir. Karann oy-
çokluğu ile alınmasından mahkeme kararındaki ko-
TTB
nunun hâlâ tartışma konusu olduğunu söylemenin
sının aşan bir davranış olduğu düşünmekteyim."
"Danıştay'ın esasa dair bir karar vermedigi doğru-
dur. Ancak bilindiği gibi şekil yönünden hukuka aykı-
rılık mevcut ise kararda içerik kısmı tartışılmaz. Bu,
tüm hukukçularca bilinen temel bir husustur. Şekil
yönünden hukuka aykın olması sebebi ile karar veril-
mesi dava konusu işlemin içeriğinin hukuka uygun ol-
duğunu göstermez. Aynca bir karann şekil yönünden
hukuka aykın olması gerekçesinden dolayı verilmesi
ile yasada belirtilen diğer hukuka aykınlık sebepleri
gerekçesinden dolayı karar verilmesi arasında hu-
kuksaî olarak hiçbir fark veya ast-üst ilişkisi yoktur.
Yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasından
sonra her şeyin hukuka uygun olacağını da kimse id-
dia edemez." "Hiç kimseTTB'nin veya yerel tabip oda-
larının işyeri hekimliği konusunda düzenleme yapa-
mayacağını veya aracılık yapamayacağını iddia etme-
mektedir. Fakat Danıştay'ın hiçbir karanndadaTTB'nin
veya yerel tabip odaiannın işyeri hekimi atamaya yet-
kili olduğundan bahsedilmemektedir. Bu konuda 'iş-
yeri hekimi atamaya yetkili olmak ile TTB kuruluş ka-
nununda geçtiği haliyle özel kurum ve işyeri hekim-
lerinin ek bir tabiplik vazifesi kabul etmesine gerek-
çeli olarak onay vermeye veya vermemeye yetkili ol-
mak birbirlerinden oldukça farklı yetkilerdir, mahalli ta-
bip odalarının işyeri hekimi atamayetkisi yoktur' şek-
lindeki tezim yargıya intikal etmiştir. Son sözü yüce
Türk adaleti söyleyecektir."
"Lehte verilmiş bir karar anında TTB'nin web say-
fasında yayımlanıyor da niçin aleyhte olan ve üyele-
rin büyük bir kısmını ilgilendiren bir karar web site-
sinde halen yayımlanmıyor sorusu da önemli bir nok-
tadır."
SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKVMTÇEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkuid yahoo.com
Bitkisel hayata girdik; ot obur yaşıyoruz!
Boğaziçi'nde kaçak inşaat yapmak
Anadoluhisan'nda trilyoner bir bor-
sacı boğaz manzaralı villasına kaçak
ek yaptınyor... Sabahın köründe bü-
yük bir gürültüyle uyanan komşular
Boğaziçi Imar Müdürlüğü'ne telefon
ediyor. Telefondaki zabıta, olayı bildi-
ğini, çelik kolonlaria yapılan ekin haf-
taya kesileceğini söylüyor. Yıkılacak
yerin neden mühürienmediği soruldu-
ğunda zabıta "Git istediğin yere şikâ-
yet et" diyerek telefonu kapatıyor.
25 kadar işçinin hanl hanl çalışması
devam ederken bu kez Beykoz Bele-
diyesi'ne yapılan şikâyet üzerıne bir
ekip geliyor... İnşaat alanmagiren ve ne-
şeli bir şekilde çıkan ekipten biri şikâ-
yetçi komşuya sert bir ifadeyle "kaçak
inşaat için Boğaziçi Imar Müdüriüğü'nü,
gürültü için polisi arayın" diyor.
Anadoluhisan Polis Karakolu'nun
yolunu tutan komşulardan biri iki
polisle geri dönüyor... Polisler kaçak
inşaat alanına giriyor ve bir daha
çıkmıyor... Yanm saat sonra anlaşılı-
yor ki arka kapıdan çıkıp gitmişler...
Şikâyetin peşini bırakmayan kom-
şulardan biri Beykoz Emniyet Amiriiği'ne
telefon ediyor. Polisin yanrtı "Polis Se-
lahiyet Kanunu'na göre bız saat 24'ten
sonraki gürultüyü durdurabiliriz. Zaten
oradasadece pencereler değiştiriliyor-
muş, komşuluk hukuku içinde halle-
din canım" oluyor ve bu konuda ısrar-
lıysalar Boğaziçi Imar Müdüriüğü'nü
aramalannı öneriyor.
Kaçak inşaat trilyonda bir olsa da
kamu gözetiminde tüm hızıyla devam
ediyor!
İsa ve Altınlar
Prof. Dr. MAHİR AYDIN
OMÜ Smop Eğitını Fak. Dekanı
Avrupa insan Haklan Mahke-
mesi, Refah Partisi'nin kapa-
tılmasındaTürkiye'yı haklı bul-
du. Bu karar, işine gelmeyen-
lere göre "haksız" sayıldı ve
"Avrupa itkelerini çiğnedi" yo-
rumları yapıldı. Sormak gere-
kir, "Avrupa, Türkiye aleyhine
kararverdiğizaman mı ilkelidir"
y ,
Bu durum, Türkiye deki din-
c\ partilerin kapatılmasının ilki
değildir. Geriye dönüp baktığı-
mızda, Milli Nizam Partisi'nin
1971, Milli Selamet Partisi'nin
1981, Refah Partisi'nin 1998
ve Fazilet Partisi'nin de 2001 'de
kapatıldığını görüyoruz.
Alman basınının da vurgula-
dığı gibi, bu "hacıyatmazlık"
bitti mi? Elbette hayır. Saadet
Partisi çoktan kuruldu bile. "Ye-
nilikçi" savıyla gelen alternati-
fıdeyolda...
Böyle "mantargibi" türeyişin
anlamı nedir? 1400 yıl sonra Is-
lamiyeti yeniden mi keşfettiler,
yoksa bilemediğimiz başka ne-
denler mi var? Oysa Mustaia
Kemal Atatürk laikliği, Türk
ulusuna önemli bir değer ola-
rak armağan etmişti.
Ama gelin görün ki, biz bu
kavramın içeriğini, gereği gibi
anlayamadık. Oysa laiklik, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin temel taş-
lanndan biridir, bu konuda içe-
riden ve dışandan yapılan sal-
dırılar, ülkebütünlüğüneyöne-
liktir.
Elbette "din " kavramını yad-
sımıyoruz. Uygarlık tarihi sü-
recinin her aşamasında, top-
lumlann kendi ortamlannın dü-
şünsel değerlerine göre, bir
inanç sistemi içinde oldukları-
nı biliyoruz.
Ve din, Tann ile kişi arasın-
da, kimsenin bilmediği ve de
bilmesi de gerekmediği bir iç-
sel köprüdür. Ama kalplerden
dışarıya taşıp politik bir renge
büründüğünde ise çıkariara yö-
neliktir.
Ama gelin görün ki, "din po-
litikası" bir Ortaçağ olgusudur.
Çünkü bu dönemde, Hıristtyan
olsun, islam olsun, her iki dün-
yanın baskın kavramı "din un-
suru "dur.
Yani Ortaçağ'ın "kimlik ren-
gi" dindir. Bu dönemde ulus
kavramı ise din potasında eri-
yen, dahası aşagılanan bir du-
rumdadır.
Örneklersek; Avrupa Engi-
zisyonu, tablolarında Hıristi-
yanlıktan motifler bulunmayan
ressamları "ruhuna şeytan gir-
miş" savıyla ölüme göndermiş,
bir gecede on binlerce insan
mezhep çatışmaları yüzünden
kırılmıştır. Türkler de "Etrak-i
bi-idrak (Anlayışsız Türkler)"
aşağılamasıyla karşı karşıya
kalmış, bugün olduğu gibi, ki-
milerince "Müslümanlaşmak,
Araplaşmak" ile karıştırılmıştır.
Osrnanh Imparatorluğu Or-
taçağ'da kurulmuştur ve bir
"din devleti"6\r. Onda bile, ki-
şisel çıkarlann önde geldiğini
göniyoruz.
Bir örnek vermek gerekirse,
devlet; Avusturya ve Rusya ile
aynı anda savaşırken Halrfe'nin
askerleri, Avusturya cephesi-
ne g'ıtmek isteyeceklerdir. Çün-
kü Avusturya ülkesi Rusya'dan
dahazengindir. "Gaza*yagiden
asker, yedeğinde götürdüğü
atlarla, "yükte hafifpahada ağır
dünyalık" getirmenin beklen-
tisi içindedir.
Ortaçağ'dan sonra, toplum-
sal sürecin ikinci olgusu olan
"uluslaşma dönemi" başlaya-
caktır. Olusçuluk akımlan, ön-
ce Avrupa'da ve daha sonra
Osmanlfda etkisini göstere-
cektir. Sonuçta devlet, din ay-
rımcılığını bırakmak zorunda
kalacaktır.
Osmanh'da reform dönemi-
ni başlatan II. Mahrmrt'un "Ara-
nızda din aynrnı yoktur (Ben te-
beamın Müs/ümanını camide,
Hıristiyanını kilisede, Musevi-
sini havrada görmek isterim)"
değeriendirmesi, dinsel politi-
kanın "son kullanma tarihi"r\\n
geçtiğine, en üst düzeyde ka-
nıttır.
Türkiye Cumhuriyeti; Osman-
lı Imparatorluğu'nun yangın ye-
rine dönen "Ata Yurdu Anado-
/ı/"da bir "ulus devlet" olarak
kuruldu. Bu devletin kurulu-
şundaki önemi, o süreci yaşa-
mayanlar ya da Mustafa Kemal
gibi düşünemeyenler, anlaya-
mayacaklardır. Ozellikle detür-
lü nedenlerden dolayı Türkiye
Cumhuriyeti'ne düşman kesi-
lenler ve "hacı-hoca takımrnın
günümüzdeki uzantıları olan
"İkinci CumhuriyetçHer" hiç an-
layamayacaklardır.
Türkiye Cumhuriyeti, saygın
ve çağdaş bir devlet olarak ku-
rulduktan sonra ne yapıldı?
Toplumsal sürecin, dinsel ve
ulusal dönemleri yaşandıktan
sonra, üçüncü aşama olan "kû-
reselleşme" trendine girilmesi
gerekinken 1950'den sonra ba-
şadönüldü. Yani "din politika-
s/"na. Hani bu politika Orta-
çağ'da kalmıştı?
Mustafa Kemal Atatürk da-
ha 1923'te "isiamiyette hiç kim-
senin, kendisini özel bir sınıf
olarak görmeye hakkı yoktur"
diyor.
Peki, görürse ne olur ki? Gü-
nümüzdeki örneklerinin uzun
bir isim listesini çıkarmaya ge-
rek yoktur. Ama, din politikası
ile yönetilen ülkelerin toprak-
larında "terör rüzgârlan" es-
mektedir.
Bugün Türkiye'de, gerçek
anlamda "din sorunu" yoktur,
"din sömürûsü" vardır. Bu ko-
nuda ortaya konan çabalan an-
lamak; bilimsel ve evrensel de-
ğerler ölçeğinde olası değildir.
Bir Amerikan yerlisi 1500'lü
yıllarda diyor ki:
"Avrupalılargelmeden önce
çok altınlanmız vardı. Daha son-
ra İsa bizim, altınlar onlann ol-
du." Ekleyelim: "Yalnızca altın-
ları değil, ülkeleri de Avrupalı-
lann oldu!"
Aradan 500 yıl geçti. 2000'li
yıllannTürkiyesi, 1500'lü yılla-
rın Amerikası değil ki, yaptık-
lannın karşılığında altın verelim.
Yoksa, emeklerinin karşılığı olan
altınları "başka kaynaklar"üar\
aldılar da verilen bunca savaş
"daha sonrası" için mi?
KtM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a turk.net
ÇtZGtLÎK KÂMtL MASARACl
BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI bulutbebek& hotmail.com
-kendı'mi iotane
llonlatıp
TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN' 9 Ağustos
ILK HAVACILAKDAN..
f836'DA BÜGÛN, ÎLXHAVACILARMN ÖTTO
LU£!THAL8ERÜN)>£ BİRKLİNIKTZ ÖWÛN
SONSÖZLERİ: "KURSANlAR V£HİLMELl'y.
t><%
OLÛU. BİRGÛN ÖNC£ YAPT/SIÜÇM4
D£NSME£ÎND£ AĞIR yARALANM/Çrt.MÜ-
HE.NDİS OLANLIUENTUAL,KU$ANATOMÎ-
S'Mİ İNCEÜyOR, HBR NOKttYI NOT AU-
yOROu. 188S'OA*BlRJ>H,i6HrAŞ TVESASIS
OPAVfAnONYHAMCtuSm TtMBLİ OAN
UÇÜŞU)ADU BİR KİTAP YAZOI. DBRKJEN,
1891'£>£ İUC PL4NÖRÛAIÜ YAPTI.DAHASON.
RAKİ5 YILDA DA TEK VE ÇÎFT KANATU
PLANÖRLBR YAPTI {/£ BUNLARLA TEPE-
LEROEN KOŞUP ATUYABAK UÇMAYA ÇA-
LtfT/. C30-2SOm.ieADAe LKABfL/'/ORPU.')
KARTAL 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN
2000/861 Esas 2001/545 Karar
Mahkememizin yukanda esas ve karar numarası belirtilen boşanma davasvnda davacı Vesile Handan Yıldız tarafından dava-
h Danyal Yıldız aleyhine şıddetli geçimsizlik sebebiyle dava açılmış, 28.6.2001 tarihinde taraflann boşanmalarına karar veril-
miş olup, davalıya tebligata yarar açık adresi tespit edilerek davetiye tebliğ edılemediğınden, ılanın gazetede yayımlandığı ta-
rihten 7 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacağından davah Danyal Yıldız'a verilen karan temyiz etmesi halinde söz konusu tem-
yız dılekçesinin 15 gün içerisinde ibraz etmesi aksi takdirde temyizden vazgeçmiş sayılacağı ilan olunur.
Basın: 46022
DÜZ ÇtZGİ
UMtT ZlLELt
Küresel GüvenlikLMesut Bey yine kamından konuştu... Ortalık kanş-
tı...
ANAP liderinin huyu bu; periyodikolarakyaptığı, da-
ha doğrusu yapmadığı açıklamalan her defasında kriz
üstüne kriz yaratıyor. Aslında günahını almayalım; bu
sefer içeriği bomboş da olsabirkaç kelimeetti. Bir ke-
resinde karşısındaki gazetecilere söylemek istedikle-
rini sessiz sinema oynayarak anlatmış, ortalık ayağa
kalkınca da "Sen bir şey söylemedim, anlamak is-
tediklerinianladılar" diyerek aradan sıynlma yolunu
tutmuştu.
Hiç merak etmeyin, yine aynı şey olacak!..
Mesut Bey, ANAP kongresınde, "Ulusal güvenlik
kavramı, Türkiye'nin ıtertemesı önünde en önem-
li engel" derken bu konuşmanın nasıl bir tartışmaya
yol açacağtnı, nasıl bir "iç krize" neden olacağını bil-
miyor muydu?.. Tabii ki biliyordu, Yılmaz gibi "kurt"
bir politikacı attığı taşın hangi girdabı yaratacağını bil-
mez mi!..
Gelelim Mesut Bey'in bu konuşmay\ niçin yaptığı-
na; söylenen o ki, ANAP yönetimi, seçimlerde yüzde
10 barajma takılmanın dayanılmaz endişesi içindedir.
Güneydoğulu milletvekilleri aracılığı ile HADEP'le bir
seçim ittifakı arayışı içindedir. Üstelik HADEP de böy-
le bir birlikteliğe sıcak bakmaktadır. Ancak Mesut Bey
bu girişimin ulusal güvenlik gerekçesiyle önlenebile-
ceği korkusunu yaşamaktadır.
Bir de Deniz Som'un öncekı gün "Vaziyet" köşe-
sinde, Amerikalı gazeteci J. Michael Waller'in maka-
lesinden aldığı bölüm var... Waller makalesınde özet-
le, "Amerika'nm önde gelen 70 vakıf ve şirketinin
de malidesteğiile 'ulusal güvenlik' kavrammm ye-
rine 'küresel güvenlik' kavrammm gelişürikUği ye
getirildiğini, bu değişim için milyon dolarlık proje-
lerle ve devletin de desteğryle akademisyenlerin,
diplomatlann, gazetecilerin, sivil toplum örgütie-
rinin, hatta lise öğrencilerinin eğitildiğini" yazıyor.
İnsan ıster istemez merak ediyor; acaba son yıllar-
da küresel dayatmaya maruz kalan kaç ülkede, kaç
üst düzey politikacı, "ulusal güvenliğin gelişmeleri
engenediğini, ulusalgüvenliğin sınıriannın yenidon
çizilmesi gerektiğini" soyledı?..
- Merak işte!..
TRİLYONLUK WEB SİTESİ!..
öncegörüşümü belirteyım- Nadire Mater'in, "John
D. And Cathen'ne T. MacArthur Vatfı"ndan para
alarak "Mehmedin Kitabı"nı yazması en hafif deyim-
le ahlak dışıdır... Bitmedi... Bu ülkede askenik ve Gü-
neydoğu ile ilgili ilk kıtabı (Vur Emri-BirAsteğmenin
Tunceli Anılan) üstelik belgelenyle, isimleriyle ve de
hiçbir kaygıya kapılmadan yazrnış olan bu satırlann ya-
zanna göre, 59 bin dolarlık destekle yazılan "Mehme-
din Kitabı", Doğu'da yaşanan gerçekleri bilinçli ola-
rak çarpıtan, kanlı bir örgütü ustaca yucelten, kayna-
ğı belirsiz ve yanlı bir kıtaptır.
Bunlar bir yurttaş olarak gorüşlerim... Gelelim asıl
soruma; Nadire Mater-Ertuğrul Kürkçü ikılisinin in-
ternette kurduğu bir web sitesi var, adı "bianet.org''.
Avrupa Birliği bu sitenin kurulması için bu arkadaşla-
ra 770 bin Euro vermiş. Yani 1 trilyon Türk ürası!. So-
ralım: AB böylesine büyük parayı niçin verdi? Karşılı-
ğında ne istedi? Bu arkadaşlar AB'ye bu paranın kar-
şılığında ne tür hizmet vaadinde bulundu? Bir inter-
netsitesinin maliyeti üç-bes bin dolan geçmez, bu ka-
dar parayı ne yaptılar? Harcamalanyla ve yaptıklany-
la ilgili olarak AB'yi bilgilendiriyoriar mı? Nadire Ma-
ter*i ve Ertuğrul Kürkçü'yü kahramanca savunan kö-
şe yazarian, eminim bu soruların yanıtlannı biliyordur.
Bu köşe, sorunun muhataplarmın ve onlan savunan-
lann yanıtlanna açık. Sevgıli Necati Doğru'nun izniy-
le "kirmetre" çalışıyori..
ÖZKÖK'Ü DESTEKÜYORUM
Ertuğrul Özkök çok haklı; köşeler, köşe yazarian-
nın "babasının malı" olmamalı... Köşe yazan köşesini
kendi menfaatları için asla kullanmamalı. ûrneğın,
spor kulübüne yöneticı olabılmek uğruna sütununu te-
pe tepe kullanıp dün hakaret ettiği, yolsuzluk yap-
makla suçladığı adamın listesinden aday olmamalı...
Sonra, köşe yazan aldığı direktifler doğrultusunda
iş takipçiliği ya da tetıkçilik yapmamalı. "Saldır" de-
nınce saldıran, "iş bitir" denince hevesle atılan kapı-
kulu olmamalı...
Köşe yazan, köşesini reklam ajansı gibi kullanma-
malı. En aşağılık cinsel fantezilerin aracı haline getir-
memeli. Köşesini al gülüm-ver gülüm söyleşilere, in-
sanlann beyinlenni iğdiş eden kirii bilgilere kapalı tut-
malı.
Ertuğrul özkök'ü sonuna kadar destekliyorum...
E-posta: uzileli@superonline.com
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/Bodrumya-
kınında, otel
ve eğlence yer- 2
lerinin yoğun 3
olduğu bir yö-
rc.llgieki. 2/
Tanmdakulla-
nılan azotlu
gübre...Sücsık
küçük ve
önemsizkaza-
lar yapan kim-
se. 3/Bir kim-
se ya da bir şey için ay-
nlmış. 4/ Şöhret... Sac 1
üstûnde pişen yufka- 2
yı çevirmeye yarayan 3
tahtaaraç.5/Buyuru- 4
cu...Baryumelemen- 5
tinin simgesi. 6/ Se- g
negal'in başkenü...
Doğu Anadolu'da bir
dağ ve geçit. 7/ Halk °
dilinde soğuk algınlı-
9
ğına verilen ad... Üzeri toprak ya da otla örtülmüş
samanyığını. 8/ Arjantin'inplaka işareti... Içel ilin-
de bir ilçe. 9/ Bir gemi ya da uçağın izlediği yol...
Katışıksız, saf.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ tzmir'in Menderes ilçesine bağh turistik bir bel-
de. II Üretimle elde edilen kullanma değeri... Es-
kiden harman ürûnlerinden onda bir oranında alı-
nan vergi. 3/ Bir şeyin yapılmasuu yasaklama...
Motorhı taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 4/ Ah-
makiık. 5/ Mitoloji... Olumsuzluk belirten bir önek.
6/ Plan... Bir nota. 7/ " — ve dağ çiçeklerini isti-
yorum / Kaderleri bana benzeyen" (C.A. Kansu)...
Mûzikte bir tam seslik aralığın bir kesirini oluştu-
ran çok küçük aralık. 8/ Meyvesi iri ve yuvarlak.
kabuğu koyu kırmızı olan kiraz cinsi. 9/ Iran'ın
plaka işareti... Çok igneli olta.