18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜISEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada ba harcıyor. Üç adayın koro halinde durmadan dinlenmeden yineledikteri söylemlere göre; yüzde 10'u aşmanın kolay yolu Mesut Yılmaz'dan kurtulmak! Gerekçe- len Yılmaz lıderlığindeki ANAP'ın seçimlerde gide- rek kötu sonuçlar alması. ANAP'ın oy yitirmesi elbette tartışılması gereken önemli bır konu. Gerıye gidişte liderin sorumlulu- ğunu araştırmak kuşku yok ki, her partilinin hakkı. Fakat yıllardır partinin sorumlu kademelerinde görev alanların genelde öne sürdükleri eleştirileri önplana jpıkarırken Yılmaz'ın yerini aldıklarında ANAP'ı Özal'lı dönemlere nasıl taşıyacaklarını - inandırıcı donelerle- açıklamaları, anlatmaları ge- rekmez rni? Özal'lı yıllar? 1983 seçimlerinde ANAP'ı tek ba- şına iktidara getıren koşullarla bugünleri kıyaslamak doğrusu pek akılcı bır yöntem değil. Ozal'ın tek başına iktidara gelişi, tam anlamıyla siyasal bir vurgundu. Askerler gidiyor, partiler ka- patılmış, lıderler siyaseten yasaklı... özal marifetlerini sergileyerek iktidara gelmedi. Toplumu etkileyen siyasal boşluktan yararlandı. Ya sonralan? Ya. ANAP'ta liderliğe aday "üç si- lahşorlar"\n anımsamak istemedikleri gerçekler: Tek başına iktidar on yılı doldurmamıştı. 1983 ge- nel seçimlerinde yuzde 45.1 oy alan Özal, altı yıl sonra yerel seçimlerde oy düzeyini, yüzde 21 'e in- diriverdi. Üç silahşorlar molla tavrıyla "liderhele birgitsin, ötesı kolay" demeye gelen bir mantık sergiliyor. Dinçerter'e göre. Yılmaz giderse "efsane geri dönecek." Hangi efsane? Şu altı yılda oyların yarı yanya yit- mesini sağlayan "Özal'lı efsane!" Keramet lıderde olsaydı: Kamuoyu araştırmala- n; lidere karşı gıkı çıkmayan orgut ve gruptan olu- şan DSP'nin, aklanmış paklanmış havasındaki Çil- ler'e teslım olan DYP'nin, 18 Nisan seçimlerinin sürpriz partisı MHP'nın yüzde 10 barajın altına düş- tüğünu saptamazlardı. Ama yemezler Dinçerler-Kayalar-Aşık, Türkiye'de yaşanan de- ğişim sancılarının urunu genel başkan adaylan... Tıpkı Tayyip Erdoğan hareketı gibi. Ama gelin görun ki, giderek gerçek kimliği keş- fedılen Erdoğan da daha işin başında zoıianıyor. Kurulmamış bir partıden başlayan kopmaları önle- me çabasında. Üniversite hocası, Çiller sultasını görmüş Meral Akşener ın dunku açıklaması ve çevresinden kay- naklanan haberler ne kadar ilginç. "Yeni bir parti olacaktı" derken halka yutturulmaya çalışılan "ye- nilikçi" ızleniminın ne denli sahte ve yanıltıcı oldu- ğunu söylüyor. Erdoğan"ı destekleyen kimi yenilikçi yazarlann dikkatine şu kanıyı sunuyor Akşener: "Geçmişteki siyasi hastalıklan ve sorunlan yeni oluşuma taşımak onu yeni olmaktan çıkanr." Haklı ama. ne bekliyordu Akşener? Talihsizliği Erbakan kokenlı Mıllı Görüş'ten yenilikçilerin vaz- geçtiğini varsayarak Erdoğan'a katılmasıydı. Şim- di aldatılmış ınsanlara özgü günah çıkarma süre- cinde. Daha ışin başında yazdığımız gibi gelenekçilerie yanilikçilenn yok birbirinden farkı. Erbakan kadar cesaretteri yok. Cumhurıyetin temel ilkelerine aykın hareket eden- leri partiden ıhracı öngören tüzük maddesini Anka- ra'da uygun buldular. Afyon'da iptal ettiler. Ne var ki, oluşan tepkilerden öylesine korktular ki, bir gün sonra maddeyi yine tüzüğe aldılar. Yenilikçi sıfatını hak kazanmaya yetecek yenilik neymiş: Erdoğan ancak 60 yaşına kadar genel başkan- lıkta kalabilirmiş. Sevsinler Yutturmaca Yenilik Partisi'ni... Ama yemezler! 'Erdoğan, hükümet için eıı büyük tehlike' NE\V \ORK / AİN- KARA (ANKA) - Fürk basınmda son günlerde süregelen "Ta>ip Erdo- ğan kim. değişti mi" taı- tışmalarına <\BD basını da katıldı. New York Ti- mes gazetesi, Batılı dıp- lomatlann Erdoğan'ın \enilikçi oluşumunu "si- yasi İslamın yeni /eki yü- zü" olarak değerlendır- diklenni belirterek, Er- doğan'ın "hükümetiçin en büyük tehlikelerden biri" olduğu yorumunu yaptı. Nevv York Tımes ga- zetesinde "Türkhe'nin iktidardaki koalisyonu. yeni partinin gelişini hu- zursu/lukla bekü>or" başhğıyla yer alan haber- yorum'da. "Büyük eko- nomik probtemleri sırt- lamış ve seçmenlerin gü- venini kaybermiş I ürki- ye'nin koalisyon hükü- meri.yasaklannıış İslam- cı partinin henüz sıcak küîlerinden kurıılan po- pülist parti ile yeni bir zorlukla karşılaşnor" ıfadesıne yer \ erildi. "İs- lamcı hareketin ı-efor- mist kanadı~ndan oluş- tuğu behrnlen yeni olu- şum üyelerinin. Erdo- ğan'ın liderleri olmasın- dan övünç duyduğu be- lırtilen değerlendirmede, oluşumun. ilgisini "din- ci seçmenlerden" daha öteye taşımayı vaat etti- ğine işaret ediliyor. Oluşumun kurucula- nndan Abdıülah Gül'ün "Aramızdan bazdan dindar insanlar. ancak dinci parti olarak adlan- dınlmayı istemiyoruz" şeklindekı sözlerine yer \enlen değerlendirme- de. Batıtı diplomatlarm ise "Adsız bu parti, 'din- cı parti' olarak adlandı- nlmanın büyük zoriuk- lar >üklediği bir ülkede, siyasi İslamın zekice planlanmış yeni yüzü" v orumunda bulundukla- nna dikkat çekildi. "Son derece dindar" olarak tanımlanan 47 yaşındaki Erdoğan'm, Türkiye'nin en popüler siyasetçisi ve değişim isteyen iilkeye yeni bir yiiz olarak sunulduğu belirtilen değerlendir- mede, "Analizciler. Er- doğan'ın popüleritesi ve yüzünün, koalisyon için en büyük tehdidioluştu- rabileceğini ifade edi- voriar"* denildi. VEFAT Merhum Cemal Vural ıle merhume Sabıha Vural'ın oğlu. merhum Muzaffer. Neıat ve merhurr-e Fasıha Vural ve Semıha Akkan'ın ağabeylen, Fazılet Vural m eşt. Esen Arkok'un eniştesı, Zeynep Vural'ın sevgılı babası ve Aslı Can'ın iSultanl çok kıymetlı dedesı Kurmay Binbaşı Süvari MAZHAR VURAL 03.08.2001 Cuma gunu vefat etmıştır. Cenazest 04.08.2001 Cumartesı gunu oğle namaanı muleakıp Teşvıkıye Camıı'nden kaldınlarak Ferıkoy Mezariığt'na ctefnedılecektır. AİLESİ Eğitimde küme düştükB Baştarafı 1. Sayfada için aşın sağcı gruplar tarafin- dan haarlanan tarih dersi Id- taplannda, Japonya'nın geç- mişteki savaşlannın ve kullan- dığı şiddetin övülmesinin, Asya Pasifık ülkeleri arasındaki dos- tane iüşkilere zarar verdiğin ge- rekçesiyle Japon hükümeüne bu ders kitaplannın bir an ön- ce değiştiriîmesi için Eğitim Entemasyonali adına çağn ya- pıldı. Eğitim çalışanlannın hemen her ülkede örgütlendiğini anla- tan Dinçer, "Ancak engeüeme- lerin olduğu ülkeler de var. Ör- neğin Kore'de, Penı'da yoğun engelkmekr var. Afrika'nın he- men bütûn ülkekrinde eğitim sendikalan bütün eğitim çab- şanlannı kapsayacak biçimde örgütlü ama en dinamik ve bir- likte hareket eden eğitim sendi- kalan Latin Amerika'dakUern dedi. Dünyanın yüzde 95'inin in- ternetle, yüzde 42'sinin tele- fonla, yüzde 53'ünün elektrik- le tanışmadığmı söyleyen Din- çer, Kongre'de alınan ilginç bir karan da şöyle anlattr. "Öğretmen, bir öğrencinin yazıü kâğıdmı sınıfta gösterebi- lir mi, gösteremez mi, tartışma- sı yapddı. Ve sonuçta bunun öğ- rencinin özel yaşamının teşhiri olduğu düşüncesiyle 'teşhirede- mez' karan çıktı." Kongrede dağıtılan 'Eğitim EnternasyonaH Barometresi, Sendikal Haldar ve Eğitim-155 Ülkedeki Durunr adh ldtaptan alman eğitünk ügüi baa rakamiar şöyle: Okullaşma oranian: Okulöncesi: ABD: yüzde 95 Almanya: yüzde 95 Fransa: yüzde 90 Ingiltere: yüzde 55 Hollanda: yüzde 66 Japonya: yüzde 42 Arjantin: yüzde 82 Türkiye: yüzde 9 Temel eğitim: ABD: yüzde 100 Almanya: yüzde 100 Fransa: yüzde 99 Ingiltere: yüzde 98 Hollanda: yüzde 99 Japonya: yüzde 99.9 Türkiye: yüzde 92 Lfce: ABD: yüzde 95 Almanya: yüzde 90 Fransa: yüzde 80 Ingiltere: yüzde 85 Japonya: yüzde 92 Türkiye: yüzde 56 Yûkseköğrenim: ABD: yüzde 75 Almanya: yüzde 33 Fransa: yüzde 49.5 Ingiltere: yüzde 64 Hollanda: yüzde 34 Japonya: yüzde 39 Türkiye: yüzde 26 Kişi başına yılhk eğitim harcamalan: Japonya: 950 dolar Almanya: 810 dolar Hollanda: 523 dolar Yunanistan: 234 dolar Türkiye: 76 dolar Egeli üretici hükümeti uyardıOZANYAYMAN İZJVÜR-Tarişbank'ın Tasarruf Mevduatı Sigor- ta Fonu'na devredilmesi- ne yönelik tepkisini gös- teren 40 bine yakın üreti- ci. Izmir'de, "IMF defol, Tariş'e dokunma" diye haykırdı. Ege Bölge- si'nin 67 yerleşim biri- minde kurulu 106 koope- ratif üyesi çiftçi, hükü- meti de uyardı. Ege'nin değişik nokta- lanndan tzmir'e gelen köylüler, kağnılan, eşek- leri ve traktörleriyle bu- luştuklan alanda hükü- mete yönelik tepki ve öf- kelerini yansıttılar. Ak- şam üzeri başlayan mi- ting için öğle saatlerin- den itibaren Izmir'e giriş yapan çiftçilerin araçlan, kent merkezinde uzun konvoylaroluşturdu. Mi- tinge katılmak için çar- şamba günü Berga- ma'dan kağnılan ve trak- törleriyle yola çıkan köy- lüler, öğle saatlerinde Iz- mir'e ulaştılar. Tariş yet- kilileri tarafından karşı- lanan köylüler, burada Ege'nin değişik il ve ilçe- lerinden gelen çiftçilerle buluştu. Buluşma nokta- sından Tariş Genel Mer- kezi'ne yürüyen köylü grubu kalabalık bir kitle oluşturdu. Gündoğdu Meydanı yakınlannda araçlanndan inerek yürü- yüşe geçen köylüler al- kışlarla karşılandılar. Miting alanı güzergâ- hında, "Tarişbank üreti- cinin aunteridir", "Bu itt- ke bizün". "IMF, Dünya Bankası çiftçiye vurulan en büyük darbe" slogan- lannı atan çiftçiler, "Bu- gün Tarişbank, yann Ta- riş" pankartıyla dikkat çektiler. Mitinge gelen DYP milletvekilleri UfiıkSöy- lemez ve Kamer Genç, köylülerin yoğun tepkisi üzerine alandan aynlmak zorunda kaldılar. IMF'yi sembolize e- MITINCDEN IZLENIMLER Çahşmtlarsokağu, hortumcukrLaüa'ya YUSUFÖZKAN IZMtR - Gündoğdu'da insan se- H... Egeli üretici, Kordonboyu'nda- ki Gündoğdu Alanı'na adeta akın etti. On binlerce üreticinin sloganla- rıyla çınlayan alanda, yeni dünya düzeninin Türkiye'yi boyunduruğu altına alamayacağı vurgulandı. Fabrikaîannınkapatılmaması için yaklaşık 80 gündür direnen Sümer- bank işçilerinin de destek verdiği mitingde çarpıcı sloganlar göze çarptı: 'Çahşanlar sokağa, hortumcular Laila'ya', 'Tariada kazanryoruz, kaybediyonız', '1 dolara üzünv, milktvekilinde gözûm'. Dünya Bankası'nın gönderdiği mektubu yırtan Pamuk Birliği Baş- kanı Mehmet Bakanoğtu, "Gereldr- se bir çiftçi partisi kuranz. Buradan ses alamazsak Ankara'ya yürümesi- ni de bUiriz vp dedi. Miting sonunda sahnelenen 2 ki- şilik kısa tiyatro oyununda da, IMF, •İnsafsızlar merhametsizfcı federas- yomı' olarak nitelendirildı. Seslerini Ankara'ya duyurmak için çaba harcayan üreticiler, Mus- tafa Kemai Atatürk'ün "milletin efeodisi^nin ne duruma düşürüldü- ğünü gösterirken bunu kabullenme- yeceklerini de gözleı önüne serdıkr. den dev bir kuklayı deni- ze atan köylüler, "Nasıl ki Atatürk düşmanı İz- mir'de denize döktü, biz de bugün burada LMF'yi denize aüyoruz" yorumu- nu yaptılar. Denize bıra- kılan kuklanın ardından denize atlayan köylüler, su içinde de kuklayı sem- bolize olarak hırpaladı- lar. Tariş Genel Müdürü Ayhan Özer, alanda top- lanan köylülere yaptığı konuşmada, Tariş'in Türk köylüsünün gurur kaynaklanndan birisi ol- duğunu belirterek "3 Ağustos tarihi bir yerlere not edilsin. Bugün, köylü- nün IMF politikalanna karşı çıkarak, bankalan- na sahip çıknklan gün- dür. 1913 yılından bu ya- na Türk köylüsüne kay- nakv'aratanve 120binor- tağıyla tüm dünyada say- guı bir yeri olan Tariş'e sahip çıkıldığını tüm yet- kililer görsün" dedi. Miting, saat 19.00 dolaylannda sona erdi. Yaıihş çözüm modefleriANKARA(CumhuriyetBüro- su)-Dünya Bankası'nın Temmuz 2001 tarihli "Sosyal Riski Azalt- ma ProjesT çerçevesinde hazır- ladığı raporda, Türkiye'deki yok- sulluk artışı örneklerle ortaya ko- nulmasına karşın çözüm yolu olarak üretimi ve istihdamı yok sayan uygulamadaki programda ısraredildi. Dünya Bankası'ndan ahnacak 500 milyon dolarhk "Sosyal Ris- kiAzaltma Projesi" kapsamında- ki çalışmalar netlik kazanmaya başladı. Alınan bilgiye göre 4 yıl uygulanacak proje kapsamında, farklı bir yardûn türü olarak, şart- lı destek yardımı başlatılacak. Okuldan alınan ya da okumayan çocuklann okul masraflannı kar- şılama, 0-6 yaş grubu çocuklann hastalıklannı önlemeküzere sağ- lık yardımlan yapılmasını içeren yardımla nüfusun en yoksul yüz- de 8'lik kesimine destek oluna- cak. Dünya Bankası'nın verece- ği destekler şöyle belirlendi: J Sosyal yardım sistemindeki düzenlemeler için yapılacak 36.5 milyon dolarhk harcamanın 31.9 milyon dolan Dünya Ban- kası'ndan gelecek krediyle kar- şılanacak. V Şarth destek yardımı uygu- laması için yapılacak 480 mil- yon dolarhİc harcamanın 260 milyon dolan Dünya Banka- sı'ndan karşılanacak. J Yerel inisiyatiflere iş olanak- lannı arttırmalan için yapılacak 127.4 milyon dolarhk yardımm, 103.1 milyon dolarhk kısmı Dünya Bankası kredisi aracıh- ğıyla karşılanacak. Proje kapsamında yapılan sa- ha araştırmalan sonucunda ha- zırlanan raporda da Türkiye'de insanlann içinde bulunduğu yoksulluk durumu şu çarpıcı ör- neklerle verildi: J Saha çahşmalan suasında, birçok aile kriz nedeniyle çocuk- lannı ekim ayında okula gönde- remeyeceklerini söylediler. J Kırsal alanda, aileler çocuk- lannıngiysi ihtiyaçlannı karşıla- makta zorlandıklannı dile getir- diler. Hatta. bazılan giysi yoklu- ğu nedeniyle çocuklannı evde tutmak zorunda kaldıklannı vur- guladılar. 4 Büyük kentlerde, çocuklar kayıtdışı sektörlerde çalışıyorlar. J Pek çok yoksul aile, taze meyve, sebze ve çay tüketimini azalttıklannı ifade etti. ^Ortaseviyedebireğitime sa- hip olanlar da krizden etkilendi. Bu kişiler hâlâ açlık seviyesinin üstünde, ama daha düşük bir eği- tim seviyesine sahip olanlann du- rumu için aynı şey söylenemez. Uygulanan politikalar sonucu insanlann içine düştüğü yoksul- luğu net bir biçimde ortaya ko- yan raporda, tüm bu olumsuz- lukları hükümetin yapısal re- form paketiyle aşacağı ileri sü- rüldü. Paketle yoksulluk ve iş ka- yıplannın en aza ineceği savu- nulan raporda, Haziran 2001 ta- rihinde kabul edilen ek bütçede, sağlık, eğitim ve sosyal koruma- yı içeren alanlara yeterli pay ay- nldığı da savlandı. Hükümetin sosyal önceliklere dayalı harca- malara "yeterli kavTiak'' aktarma konusunda kararlı bir politika iz- lediği belirtilen raporda, mevcut sosyal güvencelerin kayıtdışı ça- hşanlann çokluğu nedeniyle ye- terli olamadığı belirtildi. Başbakam aldaıııa operasyonu • Baftarafı 1. Sayfada tekârhk" bundan böyle yalnız idari sorumluluğu içeren bir "hata" olarak değerlendirilecek. Cezai yaptınm gerektiren bir suç olmaktan çıkacak. Hukuk- çular arasında da tepki ya- ratan yeni yasa AB norm- lanna aykın bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Muhalefet saflanndan gelen "utanın, utanın!" bağnşmalan arasında gün- deme sokulan ve apar to- par dün meclisten geçen yasanın işadamı başbakan Berlusconi'yi, mahkeme- ye intikal eden yolsuzluk davalanndan kurtarması bekleniyor. Tatil öncesinde günde- me düşen bu son bomba karşı sında eski başbakan Massimo D'Alema; "(Ber- lusconi'yi) Aklama ama- cıyla yapüan bir ceza yasa- sı manipülasyonu ile karşı karşıyayız. Akülara seza bir 'devlet anlayışı' bu. Durum son derecede kaygı verici'' dedi. Muhalefet bloku içinde yer alan bazı milletvekille- ri "İtalyan usulü aklama operasyonunu", "demok- rasi için kara sayfa" olarak değerlendirdi. "Zeytin Ağacı" ittifakından bir grup milletvekili ise "akla- ma operasyonu" üzerinde hazırladıklan "ortak met- ni" mecliste tek tek söz alarak, kendilerine tanınan birer dakikalık görüş süre- sinde tekrar tekrar bıkıp usanmadan yinelediler: "Berlusconi başkanhgın- daki hükümetin gündeme getirdiği yasa halen devam etmekte olan ve başbakam doğrudanflgilendiren(şir- kethesaplannda sahtekâr- lık)davalannıderhaldüşü- recektir. Söz konusu yasa- nın. Berlusconi'nin şahsi hukuk müşaviri ve meclis adalet komisyonunun'For- za Italıa' partisine mensup başkanı tarafindan öneril- rnişohnasıdikkat çekicidir. İtalyan kamuovunun bilgi- sine arz olunur~" şeklınde özetlenebilecek ortak dek- larasyon, alt meclis ve se- natoda "muttak çoğunlu- ğa" sahip iktidar partileri- nin Berlusconi'yi aklama operasyonunu engelleye- medi. Görevi devraldığı 13 Haziran'da medya patron- luğu ile başbakanlık ara- sında başgösteren "çıkar caüşmasuu" -tatil öncesi- halletmeyi vaat eden Ber- lusconi hükümetinin yü- rürlüğe soktuğu icraat de- mokrat çevreler arasında İtalya'da 3 güvenlik mensubu görevden alındı Fatura polis şeflerine ROM,VBERLİ.N(AA)-ttalyan bası- nı, 3 üst düzey güvenlik görevlisinin, G-8 zirvesi sırasmdaki olaylarda hata- h oîdukian gerekçesiyle görevîerine son verilmesiyle ilgili olarak "Küçük bahkiar gitti" yorumunu yaptı. Cenova Emniyet Müdürü Francesco CoBKd, Anti-terorizm Şube Müdürü ArnaktoLaBarberave Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ansonio Andreas- si'nin, Içişleri Bakanı Cbadk» Scajota tarafindan önceki akşam görevlerinden alınması, başında, 'Cenova temizJiğj'. 'G-8'de polis depremf. 'Scajola, poösi temizüyor*, 'G-8'i pofis ödüyor, sokak serserikri değil' başhklanyla yansıtıl- dı. Görevine son verilen polislerden La Barbera, verdiği demeçlerde, "Eğer devletrçtagerekiyorsa bunu kabul edi- yonun" derken İçişleri Bakanlıgı'nın kararına açıklama isteyen Colucci, "adaktsJztik" yorumunda bulundu. şok yaratan "aklama ope- rasyonu" ile sınırlı değil. Italya'nın savaş sonrası en sağ hükümeti olarak adlan- dınlan "Özgürlükler Evi" bir buçuk aylık icraatı için- de bağış ve miras vergile- rini de kaldırdı. Dünyanm sayılı zenginleri arasında yer alan Silvio Berlusconi, devreye soktuğu bu yeni yasalar sayesinde serveti- ni kuruş vergi vermeden çocuklanna devredebile- cek. "Şirket dwlet" vaat- leriyle işbaşma gelen "Öz- gürlükler Evi" hükümeti bu arada ttalya'da güçlü geleneği olan kooperatif- lere de darbe indirmeyi ih- mal etmedi. Muhalefet güçlerinin "siyasi intikam" olarak ta- nımladığı yeni kooperatif- çılik düzenlemesi; koope- ratiflere tanınan vergi indi- rimi kolaylıklannı bundan böyle yürürlükten kaldın- yor. Yeni şirketler kanunu kapsamında getirilen dü- zenlemeler koopetatiflerin -"serbest rekabete aykm" bulunan- vergi indirimi kolaylıklannı buduyor. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Azerbaycan 90 yılda üçüncü kez alfabe değiş- tiriyor. 1918'de Resulzade Arap alfabesinden La- tin'e geçmişti. Çok sürmeyen bu dönemin ardın- dan Sovyetler Birliği ile birlikte Kiril yerieşti. 199O'lı yıllarda da yeniden usul usul Latin alfabesine dö- nüş başladı. 1 Ağustos 2001 'den itibarense artık resmen Latin alfabesi benimsendi. Azerbaycan Türkçesinin başına gelen, bir bakı- ma 11 milyon kilometrekarelik alanda 300 milyon kişinin konuştuğu Türkçelerin de özetini oluşturu- yor. 1300 yılhk bir geçmişe sahip Türkçemizin bir özelliği de şu: En çok alfabeyle yazılan dil. Bulunduğu coğrafyalara göre tam 13 atfabeyie tanıştı: Köktürk, Soğd, Uygur, Mani, Brahmi, Tibet, Sür- yani, Arap, Ermeni, Grek, ibrani, Latin, Kiril. Bugün de Türkçenin üç alfabesi var: Latin, Kiril, Arap... Çin'deki Uygur Türkleri, Arap alfabesini kullanı- yorlar. Rusya içindeki Türkler de Kiril'de. Orta As- ya ülkeleri ise adım adım Latin alfabesine geçiyor. Türkiye ile Azerbaycan arasında kurulan bu "al- fabe birliği" belki de kardeşlik bağlarının kültürte örüleceği en önemli adımlardan biri. Bundan böy- le, Azerbaycan'da basılan bir kitap, gazete Türki- ye'de de okunabilecek, Türkiye'dekiler de aynı şe- kilde Azerbaycan'da zemin bulacak. Yüzyılın ba- şında ilk Türkçe operayı yazan Azerilerin bizim kül- türümüze katacaklan da var. Azericeye bir selam verelim... Azeriler insan ya- şamının her dilimine ayrı ad veriyoriar. 1998'de Ba- kû'da sohbet ettiğim bir Azerinin ağzından akta- ralım: İnsan doğar, biryaşını bitirene kadar 'çocuk' de- nir. Iki yaşında ona 'çağa' denir. Üç-dört yaşına varanda 'körpe' denir. Sonrasında 15 yaşına kadar 'uşak' denir. 15'inden 18'ine kadar 'yeni yetme' denir. 18-25 arası o 'yiğittır. 25-30 yaşında 'cevanoğlan 'dır. 30'unu geçende artık 'kişi'dir. 40 civan 'orta yaş 'tır. Sonra 'aksakai' olur. 70'i bulunca 'müdrik'tir. 100 yaşını bulana da 'pirani koca' denir. Iran'la iki durum Azerbaycan Latin alfabesine sadece Türkiye ile birlik için değil, yönünü çevirdiği dünya ile bağla- rını güçlendirmek için de geçti. Azerbaycan'ın 7 milyon nüfusuna karşılık, Iran sınırian içinde kalan ve Güney Azerbaycan olarak adlandınlan bölge- de en az 30 milyon Azerinin yaşadığı biliniyor. Bu gelişmeler doğal olarak Iran'ı rahatsız ediyor. Azerbaycan'la Iran arasında zaman zaman soru- na da dönüşebilecek ıki temel durum var: 1- Hazar'ın statüsü. 2- Iran'daki Azeriler. Azerbaycan ve Kazakistan, "Hazarden/zd/r"di- yor. Rusya ve Iran, "Hayır, göldür" diyor. Hazar'ın deniz olduğu kabul edilirse, kıyıdaş ülkeler arasın- da eşit biçimde paylaşılacak, sınıriar olacak. Göl kabul edilirse, herkesin kıyıdan belli uzaklığa ka- dar sahası olacak, ortadaki boşluğu gücü ve ola- nağı olan kullanacak. Son günlerde Tran'la Azer- baycan bu tartışmadan doğan sorunlar nedeniyle sürekli notalaşıyor. Iran'ın endişelerinden biri de ülkesindeki Azeri- lerin ulusal uyanışının artması. Ermenistan'la iyi ilişkilere girmesinin başlıca nedeni de, Azerbay- can'ın yönünün Iran dışındaki ülkelere dönük ol- masını sağlamak. Yazıyı Azerice bitirelim. Azeriler, bir kişiye yaşını şöyle soruyorlar: - Kaç bahar karşıladınız? [email protected] YAŞ kararları bugün açıklanacak ANKARA(Cumhuri- > ı etBürosu)-Yüksek As- ken Şûra (YAŞ) toplan- tılan dün sona erdi. Top- lantının dünkü bölü- münde emekliye aynla- cak. terfi edecek veya görev süreleri uzatılacak albaylann durumu görü- şüldü. Biri denizci diğe- ri karacı olan iki kadın albay terfi edeme- di.YAŞ kararlan bugün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayın- dan sonra kamuoyuna açıklanacak. YAŞ'ın ağustos ola- ğan toplantısı dün sona erdi. Toplantılann son gününde. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) terfi sırası gelen albayla- nn durumu görüşüldü. Toplantıda, tuğgeneral- liğe terfi edecek. emek- liye aynlacak ve görev süresi uzatılacak albay- lar belirlendi. Başbakan BülentEce- vit'in de katıldığı YAŞ'm ilk gününde Or- general Ergjn Celasin ve Oramiral İlhamiErdil'in emekli olması nedeniy- le Hava ve Deniz Kuv- vetleri komutanlıklanna yapılacak atamalar gö- rüşüldü. Emekliye ayn- lan Celasin'in yerine Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgene- ral Cumhur Asparuk. Erdil'in yerine de Do- nanma Komutanı Ora- miral Bülent Alpka- ya'nın atanması kesinlik kazandı. İlk günkü top- lantıda irticai ve bölücü faaliyetlere katıldığı tes- pit edilen personelin T- SK ile ilişkilerinin kesil- mesi konusu da değer- lendirildi. Toplantının ikinci gü- nünde ise diğer general rütbesindeki komutanla- nn durumu ele alındı. Toplantının önceki gün- kü bölümünde Kara Kuvvetleri'nde görevli tümgenerallerden Atüia Işık. Ergin Saygun, Ha- san Iğsız. Hayrettin Uzun ve Zafer Ozkan'm korgeneralliğe terfi etti- ği öğrenildi. 1. Ordu Komutanlı- ğı'na Orgeneral Çetin Doğan'ın, ikinci Ordu Komutanlığı'na Orge- neral Edip Başer'in, Üçüncü Ordu Komutan- lığı'na Orgeneral Tamer Akbaş'ın, Ege Ordu Ko- mutanhğı'na Orgeneral Şener Enıygur'un, MGK Genel Sekreterli- ği'ne Orgeneral Tuncer Kıhnç'ın, Kara Kuvvet- leri İComutanhğı Kur- may Başkanlığı'na Or- general HurşitTolon'un, NATO Güneydoğu Müt- tefik Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na da Ok- tar Ataman'ın atanabi- leceği belirtildi. Toplantılann son gü- nü olan dün Jandarma Genel Komutanı Orge- neral Aytaç Yabnan, şû- ra üyelerine yemek ver- di. Toplantısmı öğleden sonra da sürdüren YAŞ üyeleri akşam saat 19.30'daSezer'iziyaret etti. Sezer, YAŞ üyeleri onuruna saat 20.00'de başına kapalı bir yemek verdi. YAŞ'ta alınan ka- rarlar, bugün sabah saat- lerinde kamuoyuna açıklanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle